IBM’den drone’lar için kritik patent

0

Drone’lar ile kargo taşımacılığı yeni çağın en önemli servislerinden biri olacak. Drone’larla kargo taşıma servislerinin genişlemesiyle ekonomide önemli açılımların hayata geçmesi de bekleniyor. E-ticaretin gelişmesi için de önelmi bir adım olacak drone taşımacılığı aynı zamanda evlere servis yapan işletmeler için de maliyetlerin düşürülmesi  anlamına geliyor.

Ancak drone taşımacılığında firmaların elini kolunu bağlayan önemli bir sorun bulunuyor: Menzil. Drone’ların kısıtlı menzilleri nedeniyle sipariş edilen ürünlerin müşteriye ulaştırılmasında drone servisleri kısıtlı hizmet verebiliyordu.

IBM’in yeni patenti ise bu sorunu yenebilecek yeni bir yaklaşımı hayata geçiriyor. IBM, drone’ların kargoları birbirine transfer edebilmesini sağlayan bir fikrin patentini aldı. Kargo taşıyan drone’un alt kapaklarını açarak, taşıdığı paketi alltaki drone’un kargo bölümüne aktarmasını sağlayan mekanizma sayesinde bir drone menzilin sonuna ulaştığında kargoyu başka bir drone’a teslim ederek şarj olmaya gidebiliyor. Böylece birkaç drone kullanarak sipariş edilen kargoyu çok daha uzak mesafelere ulaştırmak mümkün olabilecek.

Amazon gibi drone ile kargo taşımacılığı servislerine yatırım yapan şirketlerin, bir şehrin içinde farklı lokasyonlarda drone istasyonları kurarak, tüm şehir çapında kargo teslimatlarını drone ile yapması mümkün olacak. Ayrıca bu sistemle komşu şehirler de drone’ların menzili içine girebilecek.

Instagram 700 milyon kullanıcıyı geçti

Instagram’ın hızına kimse yanaşamıyor. Fotoğraf ve video paylaşım servisi, son dört aydan %14 büyüme hızı yakalayarak aylık aktif kullanıcı sayısında 700 milyon rakamını geçti.

Facebook’un popüler servisi Instagram 600 milyon kullanıcı duyurusunu sadece dört ay önce yapmıştı. 500 milyon kullanıcı duyurusu ise 2016 Haziranı’nda yapılmıştı.

Yatırım hızla büyüdü

Facebook Instagram’ı 2012 yılında 1 milyar dolar vererek satın aldığında ise sadece 30 milyon kullanıcısı bulunuyordu. Bu büyüme hızı devam ederse sosyal medya servisinin 1 milyar aktif aylık kullanıcıya ulaşması için 12 ay yeterli olacak Böylece Facebook ekosisteminde 1 milyar kullanıcı limitinin altında kalan son servis de 1 milyar çizgisini aşmış olacak..

Marissa Mayer 186 milyon dolar alacak

0

Yahoo’nun başına büyük umutlarla getirilen ancak internet devini çöküşten kurtaramayan Marissa Mayer buna rağmen dev bir işten ayrılma ödülüyle birlikte dünyanın sayılı zenginleri arasına katılacak.

Yahoo’nun 4,5 milyar dolara Verizon’a satışını gerçekleştiren CEO, satış işlemlerinin yaz aylarında tamamlanmasının ardından Yahoo’dan ayrılacak. Ayrılırken de ödül olarak 186 milyon dolar ikramiyesini alacak.

Öte yandan bu 186 milyon dolar, çoğunlukla şirketin hisse senetlerinden oluşacak. Ayrıca Mayer’ın şirketten ayrılması durumunda alması ön görülen 23 milyon dolarlık “altın paraşütünü” de içerecek. Mayer’ın 2012’de başına geldiği Yahoo’dan bugüne kadar 200 milyon dolar da “maaş” aldığı biliniyor. Böylece Mayer beş yıllık hizmeti karşılığında Yahoo’dan 400 milyon dolara yakın ücret alarak önemli bir servet elde etmiş olarak, Silikon Vadisi’nin yeni zenginlerinden biri olacak.

Google’da çalışırken Yahoo’ya transfer olan ve 400 milyon dolara yakın servet yapan Mayer’ın, Yahoo’dan ayrıldıktan sonra Silikon Vadisi’ndeki en önemli girişimcilerden biri olabileceği de düşünülüyor. Elbette, başka bir şirketin CEO’su olarak transfer edilme ihtimali de düşük değli.

Uber uçan otomobil testlerine başlamak istiyor

Araç paylaşım uygulaması Uber, uçan otomobil devriminde kilit rol oynamak konusunda çok hevesli. Şirket, bir yandan uçan otomobil geliştirmek için büyük bir kaynak ayırmışken, bir yandan da uçan otomobillerinin test sürecinin başlaması için şehir yönetimleriyle detaylı görüşmeler yapıyor.

Uber’in açıklamasına göre şirket Dallas ve Dubai şehirlerinin yöneticileriyle uçan otomobil testleri konusunda anlaşmaya vardı. Buna göre Uber 2020 yılında dikine kalkıp iniş yapabilen ve insan taşıyan uçan otomobil testlerine başlayabilecek.

Şirket bu testleri hayata geçirebilmek bazı havacılık ve emlak şirketleri ile ortak çalışacak. Ayrıca, elektrikli araçlar için şarj istasyonları kuran ChargePoint Inc. de uçan otomobil testlerine katılacak. 

Uber ilk defa 2016 sonbaharında uçan otomobil üretme planlarından bahsetmişti. Şirket Şubat 2017’de ise çok önemli bir NASA mühendisini işe alarak bu konudaki ciddiyetini ispatlamıştı.

Trump’ın uçuş yasağı İngiltere’yi de kapsayabilir

0

ABD Başkanı Donald Trump’ıın, Türkiye’de dahil olmak üzere farklı Müslüman ülkelerden ABD’ye yapılan doğrudan uçuşlarda kabine elektronik cihaz sokmayı yasaklayan kararı, kısa süre sonra Avrupa ülkelerini de kapsayacak şekilde genişleyebilir.

ABD yönetiminin yoğun olarak tartıştığı fikrin hayata geçip geçmeyeceği bilinmiyor ancak ABD güvenlik birimlerinin detayları paylaşmamasına rağmen uçak kabinlerine sokulacak patlayıcılarla ABD’ye saldırı düzenleneceğine dair kesin istihbarata sahip oldukları vurgulanıyor.

Trump yönetimi şimdi sadece Müslüman ülkelerden değil Avrupa’dan da uçağa binebilecek teröristlerin varlığına dair istihbarat almış olacak ki elektronik cihaz yasağının Avrupa’ya genişletilmesi fikri tartışmaya açıldı. Ancak Avrupa ülkeleri için önemli bir ekonomik darbe anlamına gelebilecek bu kararın şimdilik tartışma aşamasında kaldığı ve ABD’nin Avrupalı müttefiklerini zor durumda bırakmamaya çalıştığı anlaşılıyor.  Yine de güvenlik güçlerinin tehdidi önlemekte başarısız kalması halinde, sadece Avrupa değil, tüm dünyadan ABD’ye yapılan uçuşlarda elektronik cihaz yasağı gündeme gelebilir. 

Audi elektrikli SUV’unu siparişe açtı

0

Tesla ile elektrikli SUV konusunda rekabete hazırlanan Audi, ilk kez 2015’te duyurduğu elektrikli SUV modeli e-tron quattro’yu nihayet ön siparişe açtı. Böylece Alman otomotiv devi Tesla’nın karşısında dişli bir rakip olacağını ilan etti.

Audi’nin planlarına göre e-tron quattro, 2018’de yollarda olacak. Aracın 3 elektrik motoru bulunacak ve tek şarjla 480 km yol kat edebilecek. Aracın ayrıca hızlı şarj özelliği de bulunacak. Böylece uzun yolculuklarda şarj istasyonunda çok beklemeden yapılacak hızlı şarjlarla menzil binlerce kilometreye uzayabilecek.

Aracın tam satış fiyatı henüz açıklanmış değil ancak firma Norveç’te ön sipariş vermek isteyenlerden 2500 dolar talep ediyor. Araçta ayrıca radar sensörleri, video kameralar, ultrasonik sensörler ve lazer tarayıcılar yer alıyor. Araç böyle çevresindeki alanın 3 boyutlu haritasını anlık olarak çıkarabiliyor. Audi’nin e-tron quattro’da, mevcut ileri teknolojili araçlarından çok daha ileri özellikleri kullanacağı düşünülüyor. Dolayısıyla e-tron quattro’ın piyasaya çıkışı otonom sürüş teknolojileri alanında önemli bir dönüm noktası olabilir.

Dijital reklamcılık 2016 yılını büyüme ile kapattı

0

Dijitalleşmeyle birlikte ortaya çıkan dijital reklamcılık sektörü her geçen gün katlanarak büyümeye devam ediyor. 2016 yılında 1.872,4 milyon TL’lik bir büyüme rakamına ulaşan dijital reklamcılık,  tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de dijital ekonominin temel yapı taşlarını oluşturmaya hazırlanıyor.

Avrupa dijital pazarındaki reklam formatları arasında en fazla büyüme oranına sahip mobil reklamlar, büyüme rakamlarıyla gücünü kanıtlıyor. IAB  tarafından açıklanan 2016 yılı dijital reklam yatırımları, geçen yıla göre yüzde 13,7 oranında artarak, 1.872,4 milyon TL’ye ulaştı.

 

Hızla artan dijital reklam yatırımlarının ülke ekonomisinde ciddi bir paya sahip olduğunu belirten CRM Medya Ajans Başkanı Ramazan Becer, “IAB Türkiye’nin bu yıla ilişkin yapmış olduğu araştırma sonuçları gösteriyor ki dijital reklamcılık artık reklam sektörünün vazgeçilmez bir gücü. 2016 yılının ilk yarısında dijital reklamcılık müthiş bir ivme yakalayarak yüzde 20 oranında büyüme sağladı. Yıl sonunda ise bu rakam yüzde 13,7 olarak açıklandı. Rakamlar bizi şaşırtmadı, aksine beklediğimiz bir durumdu” dedi.

Gelecekte var olmak isteyen şirketler bu dönüşümü kabullenmeli

Dijital reklamcılığın sektörün sürdürülebilirliğine önemli bir katkı sağlandığını vurgulayan Becer, “Dijital çağa ayak uydurmak için, pazarlamadan yönetim şekline kadar tüm süreçlerini yeni dünya araçlarını kullanarak yapıyorlar. Reklam yatırımları da bu işlerin başında yer alıyor” açıklamasında bulundu.

“Yeni dünya gücünü buradan alıyor”

IAB Türkiye’nin bu yıl Mobil’i format olarak değil, bir platform olarak değerlendirdiğini açıklayan CRM Medya Ajans Başkanı Ramazan Becer, “Araştırma sonuçları dijital ekonominin dünya ekonomisinin yüzde 22,5’ini oluşturduğunu gösteriyor. Rakamlar çok umut vaat edici.

Biyoteknoloji alanında büyük yatırım

0

Boğaziçi Üniversitesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Rana Sanyal’ın liderliğinde bilimsel araştırmalar yürüten sağlık girişimi RS Research, kuruluşunun ikinci yıldönümünü ana yatırımcısı Avrupa Yatırım Fonu (EIF) olan teknoloji temelli risk sermayesi fonu ACT’in yatırımıyla kutluyor.

RS Research, Türkiye’de sağlık alanında Ar-Ge odaklı faaliyetler yürüten kuruluşlara destek vermek ve kamu – özel sektör – üniversite işbirliği projeleri geliştirmek amacıyla 2015 yılının Mart ayında Doç.Dr Rana Sanyal ve Sena Nomak tarafından kuruldu.

Milli imkanlarla çalışıyorlar

Milli imkânlarla sağlık sektörüne katkıda bulunmayı hedefleyen şirket, kanser tedavisinde yan etki profili iyileştirilmiş, hedefe yönelik ilaç adayı moleküller geliştirmeye başladı. Portföyünde bulunan ilaç adaylarının devam eden preklinik çalışmalarında aldığı etkileyici sonuçlar ile yatırımcıların yoğun ilgisiyle karşılaşan RS Research, ilk yatırım için ACT VC Fonu ile anlaşmaya vardı.

 

Türkiye’nin bilimsel çalışmalar ve kalifiye iş gücü potansiyeli ile sağlık sektöründe takipçi değil inovasyon lideri olarak konumlanmasına katkıda bulunmayı hedeflediklerini belirten Doç. Dr. Rana Sanyal şöyle konuştu:  RS Research, Türkiye’nin her alanda girişim potansiyeliyle yatırımcılar için bir hedef olma yolunda hızla ilerlediğinin somut bir kanıtı oldu.

Önümüzdeki 3 yıl içinde farklı işbirlikleri ve yatırımlar ile portföyümüzü genişleterek, global anlamda yenilikçi tedavileri insanlık ile buluşturmayı hedefleyecek; bu sayede Türkiye’de milli ilaç endüstrisinin gelişimine de katkıda bulunmaya devam edeceğiz”.

ACT Yönetici Ortağı Okan Kara ise konuyla ilgili şöyle konuştu: “Hedefe özel geliştirilmiş ve yaşam kalitesinin artmasını sağlayacak tedavi çözümlerinin gelecek nesillere ulaşmasına aracılık etmekten mutluluk duyuyoruz.

21 Nisan 2017’de Sağlık Bakanlığı’na bağlı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Klinik Araştırmalar Daire Başkanı Dr. Ecz. Nihan Burul Bozkurt ve Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Mehmed Özkan’ın katılımıyla gerçekleştirilen imza töreni ile 1,1 Milyon Euro’luk yatırım resmiyet kazandı.

Dijitalleşen dünyanın yeni gücü e-ticaret

Türkiye e-ticaret sektörünün dünyadaki yerini tespit etmek, e-ticaretin geliştirilmesi için yapılması gerekenleri belirlemek ve ilgili paydaşlara sunmak amacıyla, TÜSİAD tarafından 2014 yılında ” Dijital Pazarın Odak Noktası : e – Ticaret ” adlı rapor yayınlanmıştı.

2014 yılında yayınlanan raporda, Türkiye’de e-ticaretin büyümesi için 3 ana aksiyon alanı belirlenmişti:

(I) sektör ve idari yapı arasındaki iletişim eksikliği

(II)algı sorunu

(III) altyapı problemleri

Sektör ve idari yapı arasındaki iletişim konusunda, 2016 yılında TOBB e-Ticaret Sektör Meclisi‘nin kurulması çok yerinde bir başlangıç olmuş, sektör temsilcileri bir ortam söylem ve eylem planı çerçevesinde birleşmeye başlamıştır. Algı ve altyapı problemleri ile ilgili olarak ise geçtiğimiz 3 yıl içerisinde atılan adımlara rağmen halen önemli gelişim alanları mevcuttur.

Rapor, Türkiye e-ticaret sektörü için bir bilgi kaynağı ve referans niteliği taşımayı hedeflenmektedir. Raporun Türkiye’de e-ticaretin büyümesi için sektör temsilcileri tarafından geniş kapsamlı bir yol haritasının çıkarılması, uygulanması ve takip edilmesi sürecine katkı sunması umulmaktadır.

Rapor özetle 3 ana bölümden oluşmaktadır:

Dünya’da e-Ticaretin Dünü ve Bugünü

Dünyadaki e-ticaret büyümesi ve büyümeye etki eden faktörler bölgesel bada incelenmiş, sektördeki yeni trendler ile sektörün bugünü ve yakın geleceği üzerinde durulmuştur.

İnternet Nüfusu : Dünya nüfusuna olduğu gibi internet nüfusuna da en büyük katkı artık gelişmekte olan ülkelerden gelmektedir. Gelişmiş ülkeler Çin‘le beraber internet ekonomisinin yeni standartlarını belirlerken, gelişmekte olan ülkeler büyümeyi tetiklemektedirler. 

E- Ticaret Hacmi : Global perakende e-ticaret hacmi 2016 itibariyle 1.6 trilyon dolar seviyesine ulaşmıştır. 2011 yılında gelişmekte olan ülkeler hacmin yüzde 32‘sini oluştururken, bugün bu oran yüzde 59 seviyesine gelmiştir.2020 yılında ise toplam hacmin yüzde 64‘ünün gelişmekte olan ülkeler tarafından oluşturulması beklenmektedir.

 

 E-Ticaret Penetrasyonu: 2011 yılında dünyada, toplam perakende içerisindeki payı yüzde 3.6 olan e-ticaretin 2016’daki payı yüzde 8.5‘e yükselmiştir. 2021 yılında bu oranın yüzde 13 seviyesine ulaşması beklenmektedir.

Mobil: 2016 itibarıyla e-ticaret işlemlerinin yüzde 44‘ü mobil cihazlardan yapılmaktadır. Ucuz akıllı telefonların yaygınlığını artırması, akıllı telefon penetrasyonunun ve dolayısı ile mobil ticaretin artışındaki en önemli etkenlerdendir.

Omni-channel : Tek kanalla başlayan alışveriş deneyimi, omni-channel’a (tam kanal) doğru yol almakta ve ticarette kanallar arası sınırlar kalkmaktadır. 

Öne çıkan temalar : Yeni dönemde e-ticaretin öne çıkan konularından olan pazar yerleri ve sınırlar ötesi e-ticaret, e-ticaretteki iş yapış şekillerini değiştirmeye başlamış, özellikle küçük ölçekli işletmeler için yeni müşteri ve pazarlara erişim fırsatı yaratmıştır.

Teknolojik Trendeler:  Offline ve online arası sınırları kaldıran ve birçok alanda tüketici deneyimini ve bilgi seviyesini arttıran teknoloji trendleri de ticareti yeniden şekillendirmektedir.

ChatBotlar (sanal müşteri temsilcileri), kişiselleştirilmiş teklifler, drone‘larla teslimat gibi teknolojik trendler bugün  başlayarak ticaretin yakın geleceğini önemli ölçüde etkileyecektir.

Türkiye’de E-ticaret 

Raporda Türkiye’nin e- ticaret karnesinde ki durumu bu maddelerle özetlenmiştir.

İnternet Nüfusu : 46 milyon internet kullanıcı ile Türkiye dünyadaki önemli oyuncular arasındadır. 

E-ticaret Hacmi : 2013-2016 yılları arasında ortalam yüzde 34 büyüyen perakende e-ticaret hacmi,2016 yılı itibarıyla TÜBİSAD ve ETİD‘in hazırladığı çalışmalara göre 17.5 milyar TL‘lik bir hacme ulaşmıştır. 

E-ticaret Penetrasyonu : Yakalanan ivmeye rağmen, e-ticaretin toplam perakendeden aldığı pay 2016 itibarıyla yüzde 3.5 seviyesinde gerçekleşmiştir.

Mobil : 2016 yılında yüzde 65′e ulaşan akıllı telefon penetrasyonu ile Türkiye, yüzde 60 olan dünya ortalamasının üzerindedir.

Klasik Perakende : Türkiye’nin e-ticaret büyümesi bugüne kadar daha çok sadece online‘da rekabet eden oyuncular tarafından tetiklenmiştir. E-ticaretin toplam perkendedeki payının dünya standartlarını yakalaması için klasik perakendecilerin de e-ticaret faaliyetlerine hız kazandırması gerekmektedir.

Tüketici algısı : Tüketiciler tarafından bakıldığında, Türk tüketicileri için e-ticaretin en önemli değer önerisi hala ucuzluktur. Türkiye’de internet kullanan her 3 müşteriden yalnızca 1‘i online alışveriş yapmaktadır. Online alışveriş yapan 4 müşteriden 1‘i de alışveriş işleminde sorun yaşamadığını belirtmiştir. 

Bir sonraki aşama : E-ihracat

Sektörün e-ticarette bu adımları atması halinde, bir sonraki aşama e-ihracatta büyüme olacaktır. Ekonomi Bakanlığı’nın çalışmalarında son aşamasına geldiği e-ihracat İhracat Stratejisi ve Eylem Planı’nın hayata geçirilmesi, ihracatın e-ticarete uygun mevzuat ,süre. ve teşviklerle desteklenmesi açısından kritik önem taşımaktadır.

Sınır ötesi ticaret 2016 itibarıyla dünyada 400 milyar dolarlık bir hacme ulaşmıştır. Lojistik maliyetler, ürünlerin tüketicinin bilmediği bir pazardan gelmesi, gümrük vergileri, ulaşım süresi gibi konular dünyada sınır ötesi ticaretin önünde duran bariyerlerdir.

Türkiye’de ise bunlara ilave olarak, gümrük ve iade süreçlerinde yaşanan zorluklar, yüksek lojistik maliyetler gibi konulara çözümler bulunması gerekmektedir. İade ve gümrük süreçlerinin sınır ötesi ticareti destekleyecek şekilde kolaylaştırılması ve maliyetlerinin azaltılması ve karşılıklı ticaret potansiyeli yüksek olan ülkeler ile iş birlikleri yapılarak perakendeciler ve KOBİ’ler için yeni fırsatlar yakalanabileceği, raporda sunulan bir bir önemli konuydu. 

Raporun infografiğine buradan ulaşabilirsiniz.

Facebook ve YouTube reklamdan sınıfta kaldı

0

Dijital reklamcılığın iki devi Facebook ve YouTube, 2016’da reklamlardan elde ettikleri 100 milyar dolardan fazla kazanca rağmen, kendilerini kullanıcılara sevdirmeyi başaramadılar.

BI Intelligence’ın 2017 Dijital Güven araştırmasına göre, 2016’da Facebook reklamları ile kullanıcıları en rahatsız eden platform oldu. İkinci rahatsız edici platform ise hemen arkasından gelen YouTube oldu.

2016’da, dijital reklamlardan 27 milyar dolar kazanç elde eden Facebook’ta reklamların çok rahatsız edici olduğunu düşünen kullanıcıların oranı %45 oldu.

Reklamdan 79 milyar dolar kazanç

Dijital reklamlardan 79 milyar dolar kazanan Google ise YouTube platformundaki reklamları rahatsız bulan %43 oranındaki ziyaretçisiyle ikinci sıraya yerleşti. Ardından gelen sosyal medya servisi Twitter’ın reklamlarını rahatsız edici bulanların oranı sadece %6’da kaldı. Aynı şekilde Intagram ve Snapchat’in oranı ise sadece %3 ile sınırlandı.

Öte yandan Millenial jenerasyonun %51’i YouTube reklamlarını en rahatsız edici reklamlar olarak tanımlarken 50 yaş ve üstünü ifade eden Baby Boomers jenerasyonun %55’i Facebook reklamlarını en rahatsız reklamlar olarak seçti.

Ancak bu sonuçlar sürpriz olarak yorumlanmadı zira dünyadaki dijital reklam pastasından 100 milyar doların üzerinde bir dilim alarak en fazla kazanç sağlayan iki platformun çok yoğun reklam göstermesi, kazandığı büyük paranın da bir sonucu olarak kabul ediliyor. Reklam gelirleri çok düşük olan Twiter, Instagram ve Snapchat’in ise kullanıcıları rahatsız edecek derecede reklam alamadıklarının altı çiziliyor.

Larry Page’in uçan otomobili göründü

0

Google’ın kurucusu ve yöneticisi Larry Page’in uçan otomobil yaratmak konusundaki tutkusu yavaş yavaş elle tutulur sonuçlar vermeye çalışıyor. 

Tamamen kişisel yatırımıyla, iki ayrı geliştirme şirketi kuran Larry Page, bu iki şirketteki mühendisleri birbirleriyle rekabete sokarak, ticari ürüne dönüştürülebilir bir tasarım yaratmaya çalışıyordu. 

Şimdi, şirketlerden biri Kitty Hawk, Flyer ismini verdikleri bir prototipe dair kullanım videosunu yayınlayarak heyecan yarattı. Flyer aslında tam olarak bir otomobil değil, aksine uçan “jetski” demek daha doğru. Sahil bölgelerinde yaşayan insanlar için, suya inip kalkabilen dört motorlu drone tarzı bir ulaştırma aracı olarak tasarlanan Flyer, böylece özellikle yazlık bölgelerdeki büyük rağbet gören su eğlencelerinden biri olmayı amaçlıyor. Bu şekilde ilk ürünlerini rahatlıkla satacak firmanın, kara yolunda hareket edebilecek gerçek bir uçan otomobil üretmek için kaynak ve zaman kazanması bekleniyor.

Fiyatı ne kadar olacak?

Flyer için şimdilik bir satış fiyatı veya tarihi açıklanmış değil ancak aracı satın almak isteyenler için 100 dolarlık bir başvuru imkanı mevcut. Kitty Hawk firması, bu ön başvuru ile meraklıları satın alma listesine ekliyor ve aracı ilk olarak onlara ulaştıracağını garanti ediyor ancak firma bekleme süresinin de yaklaşık 3 yıl olacağının altını çiziyor.

Larry Page’in kişisel yatırımı ile hayata geçecek bu ürünün ise Google ile organik bir bağı olmayacak ancak yine de çatı şirket Alphabet araçları çok cazip bulursa, Larry Page’in şirketini bolca milyar doların bulunduğu bir fiyata satın almayı tercih edebilir. 

Aracın test sürüşüne dair hazırlanan videoyu aşağıda izleyebilirsiniz:

Turkcell Dergilik nasıl kullanılır?

İlk kez, 2011 yılında iPad kullanıcıları için kullanıma sunulan Turkcell Dergilik uygulaması gelişmeye ve yayın repertuarını genişletmeye devam ediyor.

Turkcell Dergilik uygulaması nasıl kullanılır?

Uçak ya da metroda çevrimdışı iken de okuma ve otomatik indirme özellikleri sunan Dergilik uygulaması Apple Store veya Google Play üzerinden ücretsiz olarak yüklenebiliyor. Şu anda 1 milyon 200 bin akıllı cihazda kullanılan Dergilik uygulaması, akıllı telefon ve mobil cihazların hayatımızdaki yeri arttıkça, katlanarak üye sayısını yükseltiyor.

Mart 2017 rakamlarına göre, 800 bin adet dergi okundu. Dergilik’i cihazına indiren kullanıcı sayısı önceki aya göre yüzde 50 artış gösterdi. Dergilik’te en çok okunan yayınlar eğlence dergileri oldu. En çok okunan kategoriler ise şu şekilde sıralandı: Eğlence, kadın, iş dünyası, erkek, mizah.

17-04/24/dergilik-gorsel.jpg

Elbette içerikler bununla sınırlı değil. Dergilik’te şu anda dekorasyondan teknolojiye, mizahtan aile ve çocuğa, iş dünyasından moda ve eğlenceye, kadın ve erkek yayınlara 9 kategoride 300 popüler yayın bulunuyor.

Uygulama içerisinde en çok okunan ve sevilen ilk beş yayın ise şunlar oldu;

Leman: 73.119

Atlas: 27.622

Bayan Yanı: 26.088

OT Dergi: 24.835

Lezzet: 21.104

Turkcellli olup belirli tarifelerde yer alan kullanıcılar da tarifelerine ek ücret ödemeden Dergilik içeriğinde yer alan 300’e yakın dergiyi indirip okuyabiliyorlar. Üstelik dergi indirmek, okumak için kullanacakları aylık 5GB mobil internet de yanında! Diğer operatör kullanıcıları aylık 14,99 TL karşılığında Dergilik’e abone olabiliyor.

Turkcell Dergilik iOS indir.

Turkcell Dergilik Android indir.

Uygulamaya giriş yapmak için telefon numarası yazıldıktan sonra SMS ile gelen 4 haneli şifrenin girilmesi yeterli. Tarifeleri kapsamında Dergilik yer alan Turkcell’liler dergi indirmek, okumak için harcayacakları veriyi yine tarifelerine ek ücret ödemeden kullanacakları Dergilik’te geçerli 5GB mobil veri paketinden harcıyorlar. Diğer operatör kullanıcıları dergi indirmek ve okuma işlemlerini wifi ya da mobil internet ile yapabiliyorlar.

HP sanal gerçeklik topuna giriyor

0

Google, Microsoft, Samsung, Sony, Facebook ve hatta Apple sanal gerçeklik alanında önemli yatırımlar yaparken, HP bu alanda sessiz kalmış ve sanal gerçeklik ürünlerine yatırım yapmamıştı. Ancak bu durum değişecek gibi görünüyor.

Donanım üreticisi HP, sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik konusunda yatırımlara odaklanan Virtual Reality Fund’a ortak olacağını açıkladı. Söz konusu fon, tamamen sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik ürünlerine yönelik yatırımlara odaklı çalışıyor.

HP’in fona ne kadarlık bir miktarla katılım yaptığı açıklanmadı ancak HP’nin yatırım kolu olan HP Tech Venture firması fonun katılımcıları arasına logosunu yerleştirdi. VR Fund, bu alanda yatırım yapan en aktif fon olarak tanınıyor, dolayısıyla HP’nin kısa süre sonra satın alınan bir startup’ın VR ürünleriyle pazarda kendini göstermesi bekleniyor.

Goldman Sachs’ın raporuna göre VR alanındaki yatırım fonlarının miktarı 2016 yılında 1,8 milyar dolara ulaştı. Bunun önemli bir kısmını da VR Fund oluşturuyor. 2025’e geldiğimizde ise bu pazara yatırım yapacak sermayenin 80 milyar doları geçmesi bekleniyor.

Facebook’un telefonları yok edecek planı

0

Sosyal medya devi Facebook’un patronu Zuckerberg, F8 konferansında Facebook’un gelecek 10 yılı hakkında önemli planlarını açıkladı.

Zuckerberg’e göre, 2026’ya ulaştığımızda dünyada internete erişemeyen kimse kalmayacak ve bunu de Facebook’un bağlantı servisi internet.org sağlayacak. Öte yandan gelecekte internete bağlanmak için asıl cihazlar telefonlar olmayacak. Facebook’un planına göre, akıllı gözlükler artık ana iletişim cihazına dönüşecek. Google’ın ilk başta büyük tepki çeken Glass gözlükleri gibi, herkes gözünde akıllı gözlükleri ile dolaşacak. Bu gözlükler sayesinde bilgisayarlarla konuşmak, onları dinlemek, görmek ve uygulamaları kontrol etmek mümkün olacak. 

Öte yandan bu gözlük hayalini gerçeğe dönüştürecek önemli bir teknoloji de yapay zeka olacak. Yapay zeka sayesinde kullanıcılar bilgisayarlarla daha rahat iletişim kuracak. Gözümüzdeki akıllı gözlük bizi tanıyacak ve bizimle iletişim kurabilecek.

Facebook böylece hayatımızdaki diğer ekranların da kalabalık etmesini önleyecek. Artık televizyon seyretmek istediğimizde, güzel bir film açmak istediğimizde, doğrudan göz bebeği üzerine yansıyan dev ekranımız yine gözlüğümüz olacak.

Bu konudaki çalışmaların sadece Facebook’a ait olmadığını da biliyoruz. Microsoft da Hololens gözlükleri ile tam olarak bu amaç için çalışıyor. Dolayısıyla teknolojinin büyük oyuncuları 2026 için hayatımızdaki teknolojilerin resimlerini şimdiden çizmiş durumdalar.

 

Güvenli kurumsal mobil için yeni bir savunma

0

Kendi cihazını getir, bulut ve nesnelerin interneti, ağın çevresindeki saldırı noktalarına karşı savunma yapmak için kurumsal savunma planlarını değiştiriyor. Kaynakların güvenliğini sağlamak için bu yeni bağlantı yolları, klasik tehdit radarlarının çalışma şeklini değiştirdi.

Kötü amaçlı yazılımların bulaştığı dizüstüler ve akıllı telefonlar, doğrudan ön kapıdan girip BT biriminin bilgisi olmaksızın doğrudan ağa bağlanıyorlar. Bu güvenli olmayan kullanıcı cihazlarından başlayan saldırıları, mobil cihazlardaki hassas verilerin kaybını ve riskli son kullanıcı davranışlarını hesaba kattığınızda, kurumsal güvenlik ihlallerinin yüzde 90’ından fazlası buralardan geliyor.

Kayıp cihazlar, tek başlarına ciddi bir iç tehdittirler. ABD’de 2014’te 2.1 milyon akıllı telefon çalındı ve 3.1 milyonu da kayboldu. Kayıp cihazlara genellikle, bir şirketin değerli verilerine ve kritik iş sistemlerine erişmek için birileri ihtiyaç duyar. İK direktörünün dizüstü bilgisayarı tüm şirketin doğrudan mevduat bilgilerine erişir ve ağ yöneticisi de muhtemelen şirketteki sistemlerin yüzde 70’ine erişmek için gerekli giriş haklarına sahiptir.

İçerik bağlantıyı kontrol edin

Ağın içinde, ağda halen bulunan mobil cihazlar ile gelmekte olan IoT cihazları arasında yumuşak bir karın oluşmuştur. Bu, farklı tipte bir güvenlik yaklaşımını – ağın içinden başlayan, ortamın ötesine kadar genişleyen ve kullanıcıların dinamik doğasına uyarlanabilen – ve mobile yönelik tehditleri gerektirir –bunlar herhangi bir yerden kaynaklanabilir.

Bu güvenlik yaklaşımının özellikleri şunlardır: paylaşılan bağlamsal bilgi ve mobilite ihtiyaçlarına dayanan uyarlanabilir kontroller. Uyarlanabilir bir güven yaklaşımı, iki kullanıcının birbirine benzemediğini tanıyarak, BT biriminin, benzer görevleri ve hedeflerini paylaşan şahıs veya grupların haritasını çıkaran daha kişisel politikalar belirlemesine izin verir.

Güvenli bir ağ sağlıklı bir ağdır

Uyarlanabilen bir güven yaklaşımına geçen kurumlar, bulut veya IoT’nin taleplerine güvenle yanıt verir. Consulate Health Care , iç tehditlere karşı koruyan uyarlanabilen bir güven yaklaşımına geçen, güvenlik düşüncesi liderleri arasındadır. Sağlık merkezi, her gün ağa bağlanan şirketin dağıttığı yüzlerce mobil cihaza ve binlerce konuk cihaza sahipti, ancak güvenlik sağlam değildi.

Consulate, hem ziyaretçilere hem de çalışanlara hizmet eden ve hasta bilgileri ile diğer özel sağlık verilerini koruyan cihaza ve kullanıcı rolüne dayalı olarak, ağa bağlanan cihazlara politikalar atamak istedi. Yeni savunma yaklaşımı sağlık merkezine, son derece dinamik mobil ortamı etrafında çok daha iyi bir güvenlik sağlıyor.

Bir kez uyumlu olarak tanındıklarında, hastalar, sakinler ve aile üyeleri, iç ağın güvenliğini etkilemeyecek Internet erişimi için kendi kendine kayıt sürecini tamamlayabilirler. Bununla birlikte merkezin sağlık personeli ağa bağlandığında,  iç kaynaklara erişimleri onaylanıyordu. Kullanıcı görevine ve cihaz sahipliğine bağlı olarak BT birimi, hangi kaynaklara erişebileceklerini kolaylıkla belirleyebilir – böylece hasta bilgilerinin ele geçirilme olasılığı azalıyor. Consulate şimdi, verilerinin ve sistemlerinin iç tehditlere karşı güvencede olduğundan çok daha güvenli.

Kurumlar uyarlanabilir bir güven yaklaşımına geçtiklerinde, BT birimleri kullanıcıların ve cihazların nasıl bağlanacakları ve erişim ayrıcalıklarının nasıl uygulanacağı konusunda daha akıllı kararlar verebilir. Bu, gelecek yıllarda ağ güvenliğinin sınırlarını zorlamaya devam edecek olan bugünkü mobil işgücü için gereklidir. Bu hızlı tempolu, yükselen mobil dünyada en iyi savunma, uyarlanabilmektir.

Uber’in üçkağıdını Apple yakaladı

0

Araç paylaşım uygulaması Uber, kuralları hiç umursamaması ile büyük ün yaptı. Faaliyet gösterdiği neredeyse tüm ülkelerde yasaları zorlayarak ve çoğu zaman da ihlal ederek çalışan Uber, kısa süre önce de Kaliforniya şehir yönetimi ile kavga ederek, şehir yönetiminin doldurmasını istediği otonom araç testi belgelerini tanımadığını beyan ederek şehir yönetimi ile ters düşmüş, sonunda ABD federal devleti Uber’i uyaran bir mesaj yayınlayınca geri adım atmak zorunda kalmıştı.

Uber’in şimdi de Apple’ı tam anlamıyla “uyuttuğu” ortaya çıktı.

Apple’ın uygulama marketinde yer almak isteyen uygulamaların uymak zorunda olduğu kuralları aşmak için tam anlamıyla bir tiyatro çeviren Uber’in, yazılım mühendisleri sayesinde Apple’ı aldatarak kural dışı Uber uygulamasını App Store’a yüklediği ortaya çıktı.

Apple, uygulamaların silindikten sonra iPhone’larda kullanıcıları takip edecek herhangi bir kod parçasının kalmamasını istiyor. Uber ise bu kuralı geçebilmek için sinsice bir plan hazırlayarak, Apple merkezinin çevresinde uygulamayı yükleyenlerin göremeyeceği bir özelliği uygulamasına adapte etti.

Buna göre, App Store’a yüklenen uygulamaları indirip test eden, deneyen ve onay veren Apple gözlemcilerinin Apple’ın şirket merkezinin çevresinde yaşadığı öngörüsünden yola çıkan Uber, coğrafik olarak uygulama bu bölgede çalıştırıldığında veya bir telefona yüklenip incelendiğinde, Apple’ın kurallarına aykırı olan kod parçasını saklayacak bir tasarım hazırladı. Böylece Apple mühendisleri Uber’in kural dışı özelliklerini göremeyip onay verdi ve Uber, dünyadaki herkesin telefonuna bir trojan yerleştirmeyi başardı. Daha sonra bu kullanıcılar Uber’i telefonlarından silseler bile Uber hala onları izlemeye devam edebiliyordu.

Apple ise bu üçkağıdı fark ettiğinde fırtınalar koptu. Apple’dan sızan bilgilere göre Tim Cook, Uber’in CEO’su Travis Kalanick’i bizzat Apple merkezine çağırıp, tam anlamıyla bağıra çağıra kavga etti ve Uber uygulamasını App Store’dan kaldırmakla tehdit etti. 

Bu gelişmenin üzerine Uber uygulamasını güncelleyerek kural dışı kodları uygulamadan çıkardılar ancak Apple şimdi Uber’i tam anlamıyla özel gözlem altına almış durumda. Öyle görünüyor ki, Uber bir hata daha yaparsa iOS kullanıcılarını tamamen kaybedebilir zira NSA’in Prism skandalı ile büyük darbe alan Tim Cook’un, Apple’ın imajını bozmamak için ABD mahkemelerinin emirlerini bile yok sayarak FBI ile kavga ettiğini ve iPhone kullanıcılarının mahremiyetini her şeyin üzerinde tuttuğu biliniyor. Cook’un, Uber’in kullanıcı mahremiyetini ihlal eden bir hatasını bir daha affetmeyeceği ve Uber’i App Store’dan çıkaracağı vurgulanıyor. Bu da Uber’in tam anlamıyla bitişi anlamına gelecek. 

Travis Kalanick bu kez sert kayaya çarptı.

120 milyon dolarlık meyve sıkacağı Silikon Vadisi’ni salladı

0

Silikon Vadisi bugünlerde, 120 milyon dolarlık bir meyve sıkacağı nedeniyle büyük tartışmalar yaşıyor. 700 dolara satılan Juicero isimli meyve sıkacağını geliştiren Start-up, piyasadan 120 milyon dolarlık fon toplayarak herkesin dikkatini çekti.

Temel olarak, firmanın ürettiği taze meyve poşetlerini sıkarak içinden çıkan suyu bardağa boşaltma işlevine sahip olan bir cihaz için yatırımcıların 120 milyon dolarlık yatırım yapması herkesi şaşırtıyor.

Akıllı meyve sıkacağı

Geliştirici firma, meyve poşetinin üzerine baskı uygulayarak meyveleri sıkan cihaza ayrıca internet üzerinden kontrol gibi “akıllı” özellikler de ekleyerek cazibesini arttırmaya çalışsa da cihazın yaptığı tek işin meyve sıkmak olduğunun altını çizen medya, Juicero’nun geliştirilmesi için 120 milyon dolar para harcandığına inanmak istemiyor.

Silikon Vadisi’nde JuiceGate (meyve suyu skandalı) adını alan meyve sıkacağı için özel olarak üretilen meyve torbalarını elliyle sıkarak bir test yapan Bloomberg editörünün makineyle aynı miktarda meyve suyunu elde etmesi nedeniyle 700 dolarlık cihazın gerekliliği de büyük tartışma konusu oldu. Bu sırada firma gelen tepkiler nedeniyle cihazın fiyatını 400 dolara düşürdü. Juicero ise iş modelinde sıkma cihazı kadar abonelik modeliyle müşterilerine ulaştırılan taze meyve/sebze torbalarının üretiminin büyük önem taşıdığını iddia ediyor. 

Tesla 53 bin aracını geri çağırıyor

0

Elektrikli otomobil üreticisi Tesla, 2016 yılında sattığı 76 bin otomobilin 53 binini, önemli bir hataya sahip olduğu şüphesiyle geri çağırdı.

Tesla’ya göre, el freni mekanizmasında yer alan sorunlu bir parçanın aracın el frenini boşa almayı engellemesi nedeniyle araç sahipleri zor zamanlar yaşayabiliyor. Firma sorunu düzeltebilmek için bu sorunlu parçanın takılı olduğunu tespit ettikleri 53 bin aracı geri çağırma kararı aldı.

Tesla ayrıca bu sorunun bir güvenlik sorununa yol açmadığını ancak aracın sürüş konforunu olumsuz etkilediğini, şoförlerin parktan çıkmakta zorlandığını dile getiriyor.

Fakat bu sorunun ortaya çıkmasıyla Tesla’nın hisse değerleri %2 oranında değer kaybetti. Öte yandan firmanın Autopilot uygulaması hakkında da sorunlar yaşanıyor ve çoğu kullanıcı Autopilot uygulamasının “otonom sürüş teknolojisi” gibi pazarlandığını ve aldatıldıklarını dile getirerek şikayet ediyorlar. Bazı kullanıcıların bu nedenle firmaya dava açmaya hazırlandığı da medyaya yansıyan duyumlar arasında. Bakalım Tesla bu zor günleri imajını zedelemeden atlatabilecek mi?

Elektrikli jet uçağı Lilium test uçuşlarına başladı

Şehir içi ulaşımda önemli bir devrim yaratmayı amaçlayan, elektrikli motorlarla çalışan ve dikine kalkıp inebilen jet uçağı Lilium, test uçuşlarına başladı.

Geliştirici şirketin yayınladığı video ile aracın test uçuşları halka tanıtılırken, Lilium için şehir içi ulaşımda devrim yaratacak bir araç ifadelerinin kullanılması da dikkat çekti.

Lilium, Uber benzeri servislerin yoğun ilgi göstereceği bir araç olarak tasarlanıyor. Dikine inip kalkabilen ve çok sessiz çalışan araç, saatte 300 km hıza çıkabiliyor ve 300 km mesafe yol alabiliyor. Kanatları katlandığında ise otomobil olarak kullanılabilen uçağın yerdeki sürüş kapasitesi şimdilik çok sınırlı ancak modelin geliştirilmesi ile uçma kapasitesine sahip güçlü bir otomobil olarak dikkat çekeceği düşünülüyor.

Uber’den Lilium çağrılabilecek mi?

Akıllı telefonlarla, en yakın iniş alanına çağrılabilecek Lilium’un özellikle zamanı çok kısıtlı olan ve şehir trafiğinde sıkışmak istemeyen iş adamları tarafından yoğun ilgi görmesi bekleniyor. Helikopter gibi dikine iniş kalkış yapabilmesi nedeniyle binaların çatılarına, parklara hatta banliyö bölgelerinde evlerin bahçelerine inip kalkabilme kapasitesine sahip olan aracın, işyeri ve evi arasında gidip gelecek iş adamları için önemli bir tercih olacağı düşünülüyor.

Lilium benzeri elektrikli motorla çalışan ve insan taşıyabilen bir “drone”un, Temmuz ayında Dubai’de resmen hizmete girmesi ve turistik bölgelerde özellikle yüksek binaların üstünde yer alan restoran ve kafelere müşteri taşıyacak shuttle servisleri olarak işlev görmesi bekleniyor. 

Jet motorlu, elektrikle çalışan ve dik inip kalkabilen bu yeni aracın ilk test videosunu aşağıda izleyebilirsiniz.

https://www.youtube.com/watch?v=ohig71bwRUE