KOBİ’ler dikkatsiz çalışanların kurbanı oluyor

0

Çalışan sayısı 50’yi geçmeyen küçük işletmeler, personel davranışlarının siber güvenlik açıklarına sebep olma ihtimalinden büyük şirketlere kıyasla çok daha az endişe duyuyor. Kaspersky Lab 2016 BT Güvenliği Risk Raporu’na göre, küçük işletmelerin sadece %36’sı personel dikkatsizliği konusunda endişe ederken, orta ve büyük ölçekli işletmelerin yarısından fazlası bunu büyük bir sorun olarak görüyor.

Bilgisiz veya dikkatsiz personel tarafından BT kaynaklarının uygunsuz kullanımı, her büyüklükte şirketi siber tehditler karşısında tehlikeye atıp zarara yol açabiliyor. Yapılan araştırmaya göre, çalışanların eylemleri, dünya genelindeki şirketleri savunmasız hissettiren en büyük üç güvenlik zorluğu arasında yer alıyor. 2016’da siber güvenlik sorunları yaşayan işletmelerin yarısından fazlası (% 61), dikkatsiz ve bilgisiz çalışan davranışlarının bu duruma etkisi olduğunu itiraf ediyor. Türkiye’de ise bu oran %67.

Büyük şirketler gibi küçük ve orta ölçekli işletmeler de sürekli gelişmekte olan bir BT altyapısını yönetme zorluğuyla karşı karşıya olmakla birlikte, çalışanların kişisel cihazlarını iş için kullanmasına da izin verme, hatta tercih etme eğiliminde oluyor. Şirketlerin %74’ü iş için kullanılan akıllı telefon miktarının son üç yılda arttığını ve %71’i bu durumun tabletler için de geçerli olduğunu doğruluyor.

Çalışanların günahını şirket ödüyor

Türkiye’de bu oran kendini %90 akıllı telefon kullanımı, %83 tablet kullanımı olarak gösteriyor. İş hayatının bu yeni gerçekliği, en küçük işletmelerde bile olsa yöneticileri BT güvenliği ve çalışanların potansiyel olarak tehlike arz eden davranışlarının kontrolü konusunda daha dikkatli olmaya itiyor.

Kaspersky Lab Türkiye Genel Müdürü Sertan Selçuk, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada “BT personeli bulundurmayan küçük işletmelerde, personel siber güvenliği sıklıkla kendisi sağlamaya çalışıyor. Örneğin sınırlı işlevsellik gösteren, ücretsiz anti-zararlı-yazılım çözümleri yüklüyorlar. Bu durum, bir şirket için büyük riskler oluşturur çünkü tek bir çalışanın dikkatsizliği kurum dahilindeki tüm verileri kolayca etkileyerek, çok hızlı bir şekilde zaman, veri ve para kaybına sebep olabilir. Bu tür işletmeler, küçük ve orta ölçekli işletmeler için özel olarak tasarlanmış olan ve düşük becerilere sahip bir BT yöneticisinin bile rahatlıkla kullanıp gerekli korumayı sağlayabileceği çözümleri tercih etmelidir. ” diyor.

Zuckerberg’e 2 milyar dolar Oculus Rift cezası çıkabilir

Sanal gerçeklik konusunda çok tutkulu bir girişimci olduğunu Oculus Rift’i milyarlarca dolar ödeyerek satın aldığında ispatlayan Zuckerberg, şimdi hiç beklemediği bir ceza ile karşı karşıya.

Oculus Rift’in teknolojisinin eski çalışanları John Carmack tarafından kendilerinden çalındığını ve Oculus’e götürüldüğünü iddia eden ZeniMax şirketinin açtığı davada şahit olarak dinlenen Zuckerberg, daha önce hayatında ZeniMax ismini bile duymadığı yönünde ifade vermiş olsa da, mahkeme ZeniMax’ı haklı bulacak olursa, Oculs’u 2014’te satın alan Facebook, şirketin sorumluluğu nedeniyle ZeniMax’e 2 milyar dolar tazminat ödemek zorunda kalacak.

Bu durumda Facebook’un da, Oculus’un kurucusu Palmer Luckey’den 2 milyar doları talep edeceği ve bu nedenle dava açacağı bekleniyor.

Oculus Rift teknolojisi, ZeniMax’tan çalıntı mı?

ZeniMax ayrıca, Oculus’un satın alımı sırasında Facebook’u bu sorun nedeniyle uyardıklarını ve Oculus’a teknoloji hırsızlığı nedeniyle dava açmayı planladıklarını bildirdiklerini de vurguluyor. Zuckerberg’in bu uyarıya rağmen Oculus’u satın almak için çok acele ettiği ve şimdi davanın Facebook’a karşı açılmak zorunda kalındığı da ZeniMax’ın avukatları tarafından dile getirildi. 

ZeniMax ayrıca, 2014’te Facebook’un avukatlarının ve şirket yöneticilerinin Zuckerberg’i Oculus’ta bazı işlerin doğru olmadığı ve bunun ileride sorun yaratabileceği konusunda uyardıklarını da iddia ediyor. 

Tüm bu iddialar mahkeme tarafından kabul görecek olursa, Zuckerberg ve Facebook, ZeniMax’e 2 milyar dolar ödemek zorunda kalacak ancak ZeniMax’ın VR teknolojisinin gelecekteki nimetlerinden mahrum kalması nedeniyle çok daha ağır bir tazminat davası açması da mümkün olacak.

Clash of Clans yapımcısı Supercell saldırıya uğradı!

0

Clash of Clans yapımcısı Supercell tarafından yapılan açıklamada milyonlarca kullanıcının tehlikede olduğunu gösterdi.

Supercell yaptığı açıklama ile henüz basında yer almayan önemli bir gelişmeyi duyurdu. Açıklamada topluluk forumundaki hesapların saldırıya uğramış olduğu net bir şekilde belirtilirken, üçüncü parti kaynakları tarafından yapılan tahminlerde 1 milyonu aşkın hesap bilgisinin ele geçirildiği duyuruldu.

Saldırı Eylül 2016’da Yaşandı!

Şirket, resmi bir açıklamada saldırının Eylül 2016’da gerçekleştiğini söylerken, saldırıdan sadece sitenin forumlarının etkilenmiş olması da durumun daha fazla kişiye ulaşmasını önledi. Öyle ki Supercell bugüne kadar Clash of Clans, Hay Day, Clash Royale ve Boom Beach gibi milyonlarca oyuncunun oynadığı oyunları piyasaya sunduğundan dolayı saldırının bilançosu çok daha yüksek olabilirdi. Mevcut saldırının firma tarafından kısa sürede öğrenilmesi önlem alınmasını sağladı. Aynı zamanda mevcut güvenlik yamalarının da yapıldığı duyuruldu.

Oyun Hesapları Güvende!

Clash of Clans gibi oyunların saldırıdan etkilenmediği resmi açıklamada özellikle vurgulandı. Bu bakımdan Supercell oyunlarını oynayan kişiler için herhangi bir sorun şu an için söz konusu değil. Kullanıcılar için yapılan uyarılarda ise en kısa süre içerisinde forum üyelikleri için şifre değişikliğinin yapılması istendi. Kullanıcıların dikkat etmesi gereken en önemli detay ise aynı giriş bilgileriyle kullanılan diğer hesapların da şifre değişikliği ile güvenli hale getirilmesi. Zira yapılan saldırılarda eşleşen kimlik bilgileri üzerinden de çok daha fazla site hesabına erişim sağlanabilir.

TomTom otonom sürüş teknolojisi geliştirecek

0

Ünlü navigasyon sistemleri üreticisi TomTom, beklenmedik bir hamle yaparak, otonom sürüş teknolojileri geliştiren Autonomos’u satın aldı.

Almanya/Berlin menşeli Autonomos, otonom sürüş teknolojileri konusunda uzun zamandır Ar-Ge çalışmaları yapan bir start-up. 2012’de bir grup yazılım mühendisi ve akademisyen tarafından kurulan şirket Almanya’da otonom sürüş teknolojileri geliştiren önemli merkezlerden biri olarak biliniyor.

Otonom sürüş yakın geleceğin vazgeçilmezi

TomTom yeni satın aldığı şirketin, harita bazlı otonom sürüş uygulamaları üzerine yoğunlaşacağının altını çiziyor. Bu da, otonom otomobiller geliştirecek otomobil şirketlerinin, TomTom lisanslı harita uygulamalarını seçmeyi kolaylaştıracak.

Şirketin 32 çalışanı Berlin’deki Ar-Ge labortavurlarında çalışmaya devam edecek ancak artık laboratuvarlar doğrudan TomTom’a bağlı olacak.

Telegram CEO’sundan müjde: sesli arama özelliği geliyor

0

Telegram CEO’su Pavel Durov Twitter hesabından uygulama için yeni bir özelliği duyurdu. CEO paylaşımında sesli görüşme özelliğinin kısa süre içerisinde uygulamaya ekleneceğini belirtti.

Türkiye’de e giderek artan bir kullanım oranına sahip olan Telegram, rakipleri ile yarışma noktasında önemli bir süreç içerisinde. Son dönemlerde farklı özelliklerin eklendiği uygulama için iki yeni özellik daha yolda. Durumun CEO tarafından paylaşılması kesin bir şekilde bilgi alınmasını sağladı ve aynı zamanda yeni özellik için Telegram sosyal medyada da bu sayede konuşuldu.

13 Ocak günü saat 10.19 itibari ile atılan Twitter mesajının ardından kısa sürede CEO Durov için takipçileri farklı sorular sorarak daha detaylı bilgi almak istese de CEO detay vermekten kaçındı

Şifrelenmiş Sesli Arama Özelliği Gelecek

WhatsApp gibi pek çok anlık yazışma uygulamasın olduğu gibi Telegram’da da güvenlik ön planda tutuluyor. Bu bakımdan önümüzdeki günlerde tüm kullanıcılara açılacak sesli görüşme özelliği ile birlikte Telegram güvenlik noktasında tüm kullanıcılara şifreli görüşme imkanı sunacak.

Tema Değişikliği Gelecek

Uygulama için sesli konuşmanın yanı sıra gelecek diğer önemli özellik tema değişikliği olacak. Uygulamanın kullanımı ya da sohbet pencerelerinde artık kullanıcılara daha fazla seçenek sunulacak ve böylece uygulama kişiselleştirilebilecek.

Özelikle sesli arama özelliği geç kalınmış bir özellik olarak değerlendiriliyor. Zira uygulamanın sektördeki en büyük rakiplerinden olan Facebook Messenger ve WhatsApp’ın yanı sıra Slack, WeChat ve Kik gibi uygulamalar sesli veya görüntülü arama özelliği çok önceden geldi.

Bilgisayar satışları on yılın en düşük seviyesinde

0

Akıllı telefon satışları giderek artarken, bilgisayar satışlarında düşüş görülüyor. Kullanıcıların oyunları mobil olarak oynamaya başlaması, bilgisayarlara olan ilgiyi daha da azalttı. Öyle ki açıklanan son rakamlarda 2016 itibari ile son 10 yılın en düşük satış rakamları görüldü. 

Statista gibi sektörün en önemli firmaları tarafından paylaşılan pazar araştırmalarında, elde edilen sonuçlar birbiriyle oldukça örtüşüyor. Araştırma firması Gartner’in son verilere göre, 2016 yılında yıllık bilgisayar sevkiyatları 269.7 milyon olarak belirlendi. Rakamlar, yıllık % 6 düşüş gösterdiği gibi 2006’dan bu yana en düşük toplam satışın 2016’da yapıldığı da tarihe geçmiş oldu.

Diğer bir araştırma firması IDC ise 260 milyonluk sevkiyat için % 5,7 oranında düşüş yaşandığını açıkladı. Rakamlarda çok küçük oynamalar olsa dahi genel itibari ile birbirini tutuyor.

PC Pazarı Ölecek Mi?

Tablet ve mobil sektöre yaşanan gelişmelere bakıldığında şu an için, PC’nin öldüğünü söylemek zor. Mobil cihazın yapamayacağı bazı görevler hala var ve gerek iş gerekse de bireysel kullanıcılar için PC’ler hala gerekli ve çoğu zaman kullanımı zorunlu. Fakat PC sektörünün eski parlak günlerini bundan sonraki süreç içerisinde de yaşaması zor. Sektör ile ilgili yapılan tahminlerde satışların belli bir seviyeye inse dahi belli bir standardı yakalayacağı ve bu çizgide ilerleyeceği yönünde.

Statista tarafından paylaşılan raporlarda 2017 yılına girilmesi ile birlikte 2006 yılı kapsam dışı bırakılıyor. Bu tarih aralıklarına göre de en düşük satışın gerçekleştirildiği 2007 yılına göre 2016 yılı daha da geride kalıyor. Öyle ki yüzde 14 oranında artışın yaşadığı 2007 yılında dahi 272.5 oranında satış gerçekleştirilmişti. Tablo ise şöyle;

Araştırma: Netflix DVD satışlarını öldürüyor mu?

0

ilNetflix farklı ülkelerde kullanılmaya başlanması ile film ve dizi izleme alışkanlıklarını tamamen değiştirirken, yapılan yeni bir araştırma oldukça dikkat çekti.

Şu anda dünya genelinde en çok tercih edilen izleme platformlarından olan Netflix, birçok film ve TV hayranının hedefinde. Üstelik hizmetin telif hakkı sahiplerine milyarlarca dolar getiri sağlaması da hem izleyicileri hem de yapımcıları mutlu eden bir formülün geliştirildiğini gösteriyor. Ancak sistemin bir de dezavantajı var. Yeni araştırmalar, Netflix’de zengin bir arşiv bulunmasının, geleneksel olarak sektörün en büyük gelir kaynağı olan CD satışlarına ciddi zarar verebileceğini gösteriyor.

Film Sektörü Değişiyor

Son on yılda, TV ve film şirketleri, tüketicilerin hızla değişen taleplerine uyum sağlayarak, iş modellerini yeniden düzenlemek ve revize etmek zorunda kaldı. Bu durum, çoğu yabancı portalda ve araştırmada “muazzam bir deney” olarak tanımlanırken, bu sırada pek çok farklı sistem ve yöntem de kullanıldı.

Bu çabalar sonucunda ise bugüne kadar en başarılı ve uzun soluklu yöntem ise Netflix gibi çevrimiçi izleme platformları oldu. Film endüstrisi kısmen korsanlığa tepki göstererek kendi çevrimiçi video indirme seçeneklerini sunmaya başlarken, geliştirilen Netflix gibi sistemler sektör için çok daha cazip seçenekler sundu. Bu bakımdan şu anda yasal olarak film ya da dizi izlemek isteyenlerin ilk tercihi Netflix. Fakat Türkiye’de olmasa dahi ABD gibi pek çok yabancı ülkede CD/DVD satışları yapımcılara iyi gelir sağlıyor. Bu bakımdan Netflix ile bir engel aşılmış olsa da uzun vadeli geliri optimize etme noktasında çeşitli sorunların yaşandığı sektörde şu aralar konuşuluyor.

Uzun yıllardan beri DVD satışları, ABD’de yıl bazında milyarlarca dolar getiri sağlarken, film endüstrisinin birinci sınıf gelir kaynağı olarak görülüyordu. Netflix’in hizmeti ise bu satışlara doğrudan bir rakip ve daha ekonomik bir alternatif. Peki, giderek artan kullanıcı sayı ile Netflix nasıl bir değişim yaşatacak?

Hong Kong’ta üniversitede kurulan özel bir ekip tarafından yapılan araştırmalarda temel odak noktası Netflix ile birlikte ABD’deki DVD satışları arasındaki etkileşim oldu.

Peki, Sonuç?

2007’de ortaya çıkan yeni izleme sistemi, çeşitli kiralama ya da uzaktan satın alma aşamalarını doğrudan ortadan kaldırdı. Böylece izleyiciler için aslında en çok can sıktan bekleme süresi ortadan kaldırdı. Üstelik kiralama yöntemi düşünüldüğünde DVD alma, izleme ve sonrasında iade süreci gereksiz yere zaman ve iş kaybı yaratıyordu. Bu nedenle de kullanıcılar daha basit bir işlem olan aç ve izle seçeneğini daha çok sevdi. DVD kiralama ve satışlarında ciddi düşüşler görülmeye başlandı.

Şu anda sistemde 87 milyon abone yer alıyor ve her gün milyonlarca farklı dizi, film ve TV şovu izleniyor.

Uygulamanın kullanıldığı bölgelerdeki satış ve kiralamalar düştüğü gibi Netflix tarafından açılan ve oldukça ilgi çeken DVD.com’daki kullanıcı sayısında da düşüş yaşanıyor. Bu konudaki gelişim tablosu ise şöyle;

2016 itibari ile DVD.com’daki kullanıcı gelişimi

Hong Kong araştırmalarında yüzdeler ve net rakamlar açıklanmasa da genel itibari ile Netflix’in sektörü etkilediği, satış ve kiralama oranlarını düşürdüğü ve sektörün buradan elde ettiği gelirin de azalmasına yol açtığı belirtiliyor. Mevcut tabloya göre de bu geçişin ve değişimin yaşanması kaçınılmaz.

Google, 24 Ocak’ta klasik Google+ ara yüzünü terk ederek yenilenecek

0

Google+ için yeni bir sisteme geçiş yapacak Google, 24 Ocak tarihi itibari ile klasik kullanıcı ara yüzün devre dışı bırakılacağını açıkladı.

Google tarafından 2015 yılında yapılan Topluluklar ve Koleksiyonlar lansmanıyla ile birlikte yeni bir döneme girileceği açık bir şekilde belirtilirken, 2015 yılından beri yapılan geliştirmeler sonrasında Google+ için beklenen açıklama geldi. Kullanıma sunulduğu ilk günden itibaren Google için hiçbir zaman istenen düzeyde olmayan ve kullanıcıların ilgi göstermediği Google+ yenilik ile birlikte farklı bir tasarım ve kullanım sunacak.

Şu Anda İki Sistem Kullanılıyor!

Ara yüzler üzerinden yapılan değişikliklerde şu anda iki sistemin de kullanılmasına izin veriliyor

Google+ girişi sonrasında sol alt köşede yer alan link sayesinde geri dönmek mümkün. Fakat geri dönüş sonrasında Google uyarısı ekranda beliriyor ve yakında yapılacak değişiklik hakkında bilgiler veriliyor.

Google+ Değişikliği Resmen Açıklandı

Google+ ürün yöneticisi Danielle Buckley tarafından yazılan bir blog yazısında detaylar paylaşılmış durumda. Buckley yaptığı açıklamada yeni Google+ servisinin çok daha kullanıcı odaklı olduğunu söylerken, yeni servis sayesinde kişilerin ihtiyaçlarını daha iyi bir şekilde karşılayabileceği vurgulandı.

Yenilenen Google+ tasarımın yanı sıra pek çok farklı özelliğin de kullanıcılara sunulmasını sağlayacak. Bu bakımdan yeni sistem hakkında yapılan haberlerin büyük bir bölümünde kullanıcıların kafalarında bazı soru işaretleri oluşturulmuş durumda. Peki, yeni sistemde neler olacak, neler değişecek?

Özellikle kafası karışan ve değişim için detaylı bilgi almak isteyenlere yönelik bazı detaylara değinelim. 2015 ile başlatılan bu macerada aslında Google+ için sosyal medyadan ziyade içeriğin ve fotoğrafların ön plana çıkarıldığı bir web sitesine dönüş.

Yeni sistemde kullanıcılara daha fazla yorum denetleme yetkisi veriliyor. Kişiler yorumlar arasından beğenmediklerini ya da uygun bulmadıklarını gizleyebileceği gibi artık daha iyi ve güzel yorumları üst bölümlerde tutabilecek. Üstelik bu özelliğin default olarak geleceği ve kişilerin yorum kontrolleri ile düşük kaliteli yorumları görebileceği belirtiliyor.

Diğer bir güncelleme fotoğraflar için yapılacak. Fotoğraflar için yapılabilecek zoom gibi farklı işlevler etkin bir şekilde kullanılacak. Fotoğraf görüntülenmesi sırasında daha az beyaz alanın görülmesi sağlanarak, fotoğrafın ekranda daha büyük bir alanda görüntülenmesi sağlanacak.

Ve en önemli özellik Google+ etkinlik olacak. Kişilerin farklı paylaşımlar yapabileceği yenilenen sistemin en çok dikkat çeken özelliği etkinlikler. 24 Ocak itibari ile kullanıcılar, etkinlik oluşturup etkinliklere de katılabilecek.

Yeni ara yüzden ve özelliklerden görüntüler ise şöyle;

Yukarıda yer alan resimde görüldüğü gibi fotoğraflar için kullanıcıların düşük kalitedeki yorumları göster gibi seçeneklerin olduğu özel bir ayar bölümüne erişimi olacak.

Aynı zamanda sistemin otomatik bir şekilde bu yorumları gizleme özelliği olduğu için kişiler Google sayesinde bu yorumlardan kurtulacak ve engellenen yorumlar istenilen zamanda görülecek.

Google’ın can alıcı özelliklerinde birisi olacak zoom, fotoğrafların ekran boyutlarına ve çözünürlüklerine göre optimize edilmesi sayesinde çok daha etkin kullanılacak. Yukarıda yer alan fotoğrafta da görüldüğü gibi çok uzaktaki nesnelere dahi odaklanabilmek mümkün olacak.

Türk şirketleri DDOS saldırılarına karşı savunmasız

0

Türkiye’deki on işletmeden dördü (%37) kendilerini DDoS saldırılarına karşı korumak için gerekli koruma stratejisi hakkında bilgi sahibi değil. Bilgi ve koruma eksikliği, iş süreçlerini duraksama riski altına sokuyor. Bunlar, Kaspersky Lab ve B2B International işbirliğiyle, 25 ülkeden ve 4000’den fazla iş dünyası temsilcisiyle yapılan 2016 Kurumsal BT Güvenlik Riskleri anketinin sonucu.

DDoS saldırıları, hedeflenen bir organizasyonun iş akışını hızlı bir şekilde bozarak işle ilgili kritik süreçleri durdurabiliyor. Bununla birlikte araştırma, Türkiye’deki işletmelerin yaklaşık beşte birinin (%14) DDoS saldırılarına karşı hiçbir şekilde korunmadığını ve yarısından fazlasının ise (%60) dahili koruma donanımına güvendiğini gösteriyor. Bu, sayıları giderek artan büyük ölçekli saldırılara ve standart yöntemlerle filtrelemesi zor olan ‘akıllı’ DDoS saldırılarına karşı etkili bir yöntem değildir.

Dünya çapında ses getirecek saldırılar bekleniyor

Twitter, The Guardian, Netflix, Reddit, CNN ve Avrupa ve Amerika’da dahil daha pek çok sitenin internet trafiğini yöneten, hizmet sağlayıcı Dyn’nin sunucularına düzenlenen son saldırılar gibi büyük çaplı siber saldırılar giderek yaygınlaştı. Birçok işletme, DDoS’un kendileri için bir tehdit olduğunun farkında. DDoS’a karşı önlem alan işletmelerin üçte biri (%33) risk değerlendirmelerinin DDoS’u potansiyel bir sorun olarak tespit ettiğini ve beşte biri de (%18) geçmişte saldırıya uğradıkları için anti-DDoS koruması bulundurduklarını belirtiyor. Bazı işletmeler için ana etken, güvenlik tehdidi konusunda farkındalık yerine kurallara uyumluluk olarak karşımıza çıkıyor; katılımcıların neredeyse yarısı (%43) kendilerini korumalarının sebebini regülasyonlar olarak belirtiyor.

Çoğu zaman şirketler halihazırda korunmuş olduklarını düşünüyorlar. Ankete Türkiye’den katılan kuruluşların yarısına yakını (%43) internet servis sağlayıcısının koruma da sağlayacağını düşündüklerinden önlem almıyor ve %40’ı ise veri merkezi veya altyapı ortaklarının onları koruyacağını düşünüyor. Veri merkezleri veya altyapı ortakları, şirketleri genellikle büyük ölçekli veya standart saldırılardan korudukları için ve şifreleme kullanan veya kullanıcı davranışını taklit eden ‘akıllı’ saldırılar uzman yaklaşımı gerektirdiğinden, onlara güvenmek her zaman etkili bir yaklaşım değildir.

Ankette ayrıca, Türkiye’deki şirketlerin üçte birinin (%32) DDoS saldırıları tarafından hedef alınmalarının pek olası olmadığını düşündükleri için harekete geçmedikleri; şaşırtıcı bir şekilde onda birinin de (%11), DDoS nedeniyle az bir kesinti süresinin şirket için büyük bir kayıba neden olmayacağını düşündükleri gözler önüne seriliyor. Gerçek şu ki, herhangi bir şirket bu saldırıların hedefi haline gelebilir çünkü siber suçluların bu tür saldırıları başlatması oldukça kolaydır. Dahası, bu saldırıların kurbanlara potansiyel maliyeti milyonlarca TL’ye varabilir.

Son saldırılarla birlikte DDoS’un son derece rahatsız edici bir yükselişte olduğuna değinen Kaspersky Lab, Kaspersky DDoS Protection Ürün Başkanı Kirill Ilganaev, “Hackerlar bir DDoS saldırısı başlattıklarında, hedefledikleri şirket için hasar son derece yıkıcı olabilir, çünkü bu şirketin çevrimiçi varlığını devre dışı bırakırlar. Sonuç olarak iş akışı durur; kritik öneme sahip süreçler tamamlanamaz ve itibarları zedelenebilir. Çevrimiçi hizmetler ve BT altyapısı savunmasız bırakılmayacak kadar önemlidir. Bu nedenle, uzman bir DDoS koruma çözümü, bugün iş dünyasındaki etkin koruma stratejilerinin önemli bir parçası olarak düşünülmelidir” diyor.

Qualcomm’a rekabet davası

0

Daha önce rekabet yasalarına aykırı davrandığı için yüzlerce milyon dolar ceza ödemek zorunda kalan Qualcomm’a şimdi de ABD Ticaret Bakanlığı dava açıyor.

Hakim konumunu kullanarak cep telefonu üreticilerine, yüksek fiyatlardan modem sattığı suçlamasıyla dava açıkan Qualcomm’un, cep telefonu üreticilerini, tehdit ettiğinin de altı çiziliyor.

Rakipten ürün alırsan, benim ürünlerim daha pahalı olur

Telefon üreticilerine, “ya benim modemimi ve teknolojilerimi kullanmak için ekstra telif ücreti ödersin ya da telefonlarınız geniş kullanım alanı bulamaz,” tehdidi yaptığı vurgulanan Qualcomm ise bu suçlamaları reddederek, tamamen yasal sınırlar içinde ürünleri için doğru ücretleri talep ettiklerini vurguluyor.

Öte yandan ABD Ticaret Bakanlığı, Qualcomm’un müşterilerine imzalatmaya zorladığı sözleşmede, rakip şirketlerin modemlerini kullanan üreticilere, diğer ürünlerini daha yüksek fiyatla satın alma şartı koyduğunu vurguluyor. Böylece üreticileri, Qualcomm modemlerini satın almaya zorluyır ve hakim konumu nedeniyle piyasayı kendine mecbur bırakıyor.

Qualcomm’un davayı kaybetmesi halinde, milyar dolarlara varan cezalar ödemek zorunda kalacağının da altı çiziliyor. 

Endüstriyel uygulamalar için Raspberry Pi hazır

0

Raspberry Pi, minik bir ana kart üzerine yerleştirilmiş işlemcisi ve gerekli modülleri ile, farklı uygulamalar geliştiren mühendisler için çok kullanışlı, çok ucuz ve etkin bir bilgisayar ortamı sunuyordu.

Öğrencilerden geliştiricilere kadar büyük bir ilgiyle karşılanan ve 35 dolarlık fiyatıyla milyonlarca satılan Raspberry Pi, şimdi de endüstriyel uygulamalarda kullanılacak yeni modeli olan Raspberry Pi Module 3’ü piyasaya sürdü.

Dört çekirdekli 64-bit Broadcom BCM2837 işlemcisine ve 1GB of RAM’a sahip olan yeni Model 3, ev ve okul uygulamaları için tasarlanmadığından, Ethernet, Wi-Fi ve USB, SD Card bağlantısı bulunmuyor.

Robotlar için Raspberry Pi

SODIMM soketine yerleştirilebilecek şekilde tasarlanmış olan yeni Raspberry Pi böylece mühendislerin farklı sistemlerden bu bileşeni kullanarak, istediği port üzerinden farklı uygulamaları çalıştırabilmesini sağlayacak.

Bu da şu anlama geliyor, yeni mini bilgisayar, otomobillere, robotlara, endüstriyel makinelere, televizyonlara veya başka cihazlara takılarak çalıştırılabilecek. Üzerine takıldığı cihaza farklı yetenekler kazandırabilecek.Normal Raspberry Pi’den 10 kat daha güçlü bir işlemciye sahip olan Module 3 böylece endüstriyel uygulamaların gerektirdiği yüksek işlem gücünü sağlayabilecek.

Cihazın fiyatı ise 30 dolar olacak. Lite modelini almak isteyenler 25 dolar ödeyecek.

Android Wear 2.0 9 Şubat’ta gelebilir

0

Evan Blass tarafından yapılan son paylaşımlarda Android Wear 2.0 hakkında önemli bilgiler verildi.  

Android Wear 2.0 versiyonunun gecikmesi uzun zamandan beri teknoloji dünyasında konuşulurken, gecikme nedeniyle Android Wear 3.0 gelecek şeklinde spekülasyonlar gündeme gelmişti.  Sızdırmaları ile tanınan ve güvenilen isimlerden olan Evan Blass ise gündemde yer alan iddiaları yalanlayarak, Android Wear 2.0 versiyonunun 9 Şubat’ta gelebileceğini söyledi. Uzun zamandır beklenen güncellemenin neden geciktiği ve yaşanılan sorunlar hakkında henüz detaylı bir açıklama yapılmadığından dolayı şu anda yeni güncelleme için mutfakta neler yaşanıyor bilinmiyor.

Android Wear 2.0 İle Neler Gelecek?

Android Wear 2.0 ile birlikte pek çok farklı özellik akıllı saatlere gelecek. Özelikle Mayıs ayında Google I / O’da yapılan açıklamalara göre yeni güncelleme ile telefonların kazanacağı yetenekler şöyle olacak;

  • Üçüncü taraf uygulamaları ile uyumlu yapı
  • Google Asistan ile entegrasyon
  • Ödeme sistemleri ve yeni özellikler

Hangi Cihazlara Güncelleme Gelecek?

Huawei, Motorola ve LG gibi popüler markaların üstlerde olduğu Android Wear 2.0 bekleyenler sıralamasında 20 farklı cihaz var. Güncellemeyi alması beklenen cihazlar ise şöyle;

  • Asus ZenWatch 2
  • Asus ZenWatch 3
  • Casio Smart Outdoor Watch
  • Fossil Q Founder
  • Fossil Q Marshal
  • Fossil Q Wander
  • Huawei Watch
  • Huawei Watch Ladies
  • LG G Watch R
  • LG Watch Urbane
  • LG Watch Urbane 2nd Edition LTE
  • Michael Kors Access Bradshaw
  • Michael Kors Access Dylan
  • Moto 360 Gen 2
  • Moto 360 Sport
  • Nixon Mission
  • Polar M600
  • Tag Heuer Connected

Tanıtımlarda Google Akıllı Saati Duyurulabilir

Mayıs ayındaki tanıtımda Wear 2.0 ile birlikte Google ürünlerinin de tanıtılabileceği belirtilmişti. Bu açıdan Google yeni versiyon ile birlikte akıllı saat sektörüne de iddialı bir giriş yapabilir. Fakat akıllı saat için şu ana kadar sızdırma yapılmadı.

WhatsApp Android Nougat için optimize edildi

1

WhatsApp Android Nougat güncellemesi alarak, yeni işletim sistemi ile daha uyumlu hale getirildi.

Google birkaç ay önce Android Nougat için tamamen yenilenen bildirim sistemini sundu. Ancak WhatsApp bildirimleri için uygulamanın güncellenmemiş olması, WhatsApp Android Nougat arasında bir uyumsuzluk yaratıyordu. Özellikle WhatsApp’ın yeni işletim sistemi için optimize edilmemesi kullanıcıların bildirimler üzerinden destek sağlamasını önlüyor ve çeşitli sorunlar çıkartıyordu. Ancak

Google Play beta programı aracılığıyla erişilebilen WhatsApp, Android Nougat v2.17.13 beta versiyonu ile birlikte ilgili sorunun giderildiği öğrenildi. Güncelleme ile birlikte tüm kullanıcılara sunulacak bu yenilik sayesinde WhatsApp Android Nougat konusunda bir sorun yaşanması da önlenecek.

WhatsApp Android Nougat Güncellemesi Neleri Getiriyor?

WhatsApp Android Nougat güncellemesi ile birlikte kullanıcılara sunulan yenilikler şöyle;

Farklı görüşmelerden gelen bildirimler Android Nougat bildirim bölümünde görülebilecek

Kullanıcılar her bir WhatsApp görüşmesi için tek tek bildirim ekranından seçim yaparak ilgili görüşmeye hızlı mesaj gönderebilir ya da görüşme penceresini açarak tüm okunmamış mesajları okuyabilir.

Telefon kilit ekranında olsa dahi bildirim bölmesinde WhatsApp bildirimleri alınabilir. Ancak kişilerin mesajlara hızlı yanıt vermek istemesi halinde telefondaki kilidi açması gerekir. Beta kullanıcıları tarafından paylaşılan yeni ekran görüntüleri ise şöyle;

WhatsApp Android Wear Unutulmadı

Güncelleme ile bir yenilik de Android Wear çalıştıran giyilebilir cihazlara geldi. Ekranda gösterilen bildirimlerin daha kolay bir şekilde okunabilmesi adına küçük düzenlemelerin yapıldığı öğrenilirken, kullanıcıların küçük ekranlara rağmen WhatsApp kullanımını daha iyi olacağı belirtildi.

Not: Yeni özellik tüm kullanıcılara sunulmadı. Denemek isteyen kullanıcıların Google Play aracılığıyla yapılacak denemelerde WhatsApp Android beta test cihazı ve üyeliği olması gerekiyor.

Uçan araba projesi 2017 yılının sonuna kadar hazır olacak

0

Dünya genelinde en çok heyecan yaratan projelerden birisi uçan arabalar olurken, Airbus tarafından yapılan resmi açıklamalarda 2017 yılının sonuna kadar projenin hazır olacağı duyuruldu. Çizgi film ve bilim kurgu filmlerinden alışkın olduğumuz uçan arabalar için uzun zamandan beri beklenti oluşmuş olsa da bu kadar erken beklenmiyordu.

Airbus yaptığı açıklamada 2017 yılının sonuna kadar ilk prototipin hazır olacağını söylerken, bu kadar kısa süre içerisinde başarılı bir sonucun elde edilmesi uçan arabaları daha erken bir tarihte hayatımıza sokabilir. 

Uçan Araba Projesinde Son Durum Ne?

Airbus Group duyurusuna göre uçan arabalar şehir içi yollarda tıkanıklığı önlemenin alternatif bir yolu olarak geliştirilecek. 2017 sonu itibari ile uçan arabalar için test sürecine geçilecek. Urban Air Mobility adı ile özel bir birim açan ve bu birimde uçan araba ve benzer hava araçları üzerinde çalışmalarını sürdüren Airbus,  bu konuda başarı sonuçlara imza atıyor. Markanın uçan araba sonrasındaki en önemli projesi toplu taşıma için kullanılacak ve daha fazla kişinin taşınabileceği uçan araçlar geliştirmek. 2017 sonuna kadar geliştirilecek prototip tek kişilik olacak.

Uçan arabalar ile ilgili yapılan resmi açıklamalarda projenin şehir yaşamına yapacağı katkılar da vurgulandı. Uçan arabalar ile elde edilecek avantajlar şöyle olacak;

  • Araçların ulaşımda karayoluna ihtiyaç duymayacak olması köprüler ya da benzeri gereksinimleri ortadan kaldıracak. Böylece yol maliyetleri de ilerleyen dönemlerde azalacak.  
  • Şehir içindeki trafik problemleri de uçan arabalar ile tamamen ortadan kaldırılacak.
  • Ulaşımda yeni ve daha güvenli bir dönem başlayacak.
  • Trafik kazalarının önüne geçilecek. Akıllı sistemler sayesinde uçan arabalar ile trafik kazalarının yaşanması önlenecek.

Microsoft’un yeni patenti ne anlatıyor?

0

Katlanabilir bir telefon ve özel menteşelerin göze çarptığı yeni patent başvurusu ile Microsoft, tüm dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Yeni patent başvurusu ile birlikte şirketin mobil cihaz alanına tekrar gireceği ve farklı planların olduğu da konuşuluyor.  

Katlanabilir mobil cihazlara yönelik Microsoft tarafından yapılan hamle oldukça dikkat çekici. Son dönemlerde Samsung ve LG gibi markalar tarafından da benzer cihazlar için başvurular gerçekleştirilirken, mobil pazarda etkin bir operasyon yürütmesi beklenmeyen Microsoft’un bu konuda özel bir adım atması yeniden mobil sektöre gireceği yönünde çok farklı spekülasyonların gündemde yer almasını sağladı.

Windows 10’lu Katlanabilir Telefon İlgi Çeker Mi?

Katlanabilir bir mobil cihaz piyasaya çıkarsa muhtemelen bu cihaz Windows işletim sisteminin son sürümü Windows 10’u çalıştıracak. Durum böyle olursa akıllara gelen ilk soru böyle bir cihazın ne kadar ilgi çekeceği? Kullanıcıların büyük bir bölümü Windows işletim sistemlerinden memnun değilken, cihazın farklı özelliklere sahip olması ve katlanabilmesi Microsoft’u kurtarabilecek mi?

2014’te Duyurulmuştu

Microsoft tarafından daha önce 2014 yılında özellikle Nokia çalışmaları kapsamında benzer çalışmaların yapılabileceği konuşulmuştu. Uzun zamandan beri patent için başvuru ve resmi süreçlerin tamamlanmasını bekleyen Microsoft, beklediği haberi aldı. Yeni patent ile ilgili paylaşılan görüntüler ise şöyle;

Pokemon Go 2016’da 950 milyon dolar kazandı

0

Pazar araştırmacısı App Annie tarafından paylaşılan son rapora göre 2016 yılında Pokemon Go, yaklaşık 950 milyon Dolar gelir sağladı.

Niantic Labs tarafından 6 Temmuz 2016’da piyasaya sunulan Pokemon Go, sadece 6 aylık süre içerisinde çok yüksek bir gelir sağlamayı başardı. Birkaç ay önce 500 milyon indirme barajını aşmayı başaran oyun için Niantic, görkemli ve iddialı bir açıklama yapmıştı.

Pokemon GO İnsanları Sokağa Döktü

Oyunun yaz aylarında piyasaya sunulmasının da etkisiyle oyun sayesinde insanlar uzun bir süre dışarıda Pokemon avladı. Park gibi ortak kullanım alanları ağırlıklı olmak üzere şehirlerin pek çok bölgesinde özel etkinlikler ile ortak Pokemon avları yapıldı.

8.7 Milyar Kilometre Yüründü

CES 2017’de açıklanan son rakamlara göre oyun dahilinde tüm oyuncuların 8.7 milyar kilometre yürüyerek Pokemon avladığı belirtildi. Bu açıdan sadece bir oyun için dünya genelinde 8.7 milyar kilometrenin kat edilmesi de oldukça etkileyici.

App Annie raporuna göre 90 gün içerisinde 600 milyon dolara ulaşmayı başaran Pokemon GO, Candy Crush Saga’yı geçti. Saga oyununun 600 milyon dolara ulaşması 200 günden fazla sürmüştü. Çok popüler Clash of Clans’ta daha bu başarı 500 günden uzun sürdü.

Pokemon Go’nun piyasaya sunulmasının 110. Gününde gelir 800 milyon barajını aşarken, 2016’nın geride bırakılmasının ardından 950 milyon dolara ulaşıldı. Pokemon Go, 2016’da iOS ve Google Play’deki indirme sayısı bakımından 1. Olmayı başardı.

Pokemon Go’nun mevcut rakamlarına göre diğer oyunlara göre durumunu gösteren tablo ise şöyle;

Yapay zeka kalp krizlerini önceden görecek

0

Yapay zekanın hayat kurtaracak önemli bir uygulaması, İngiltere’de test ediliyor.

İngiltere’deki Tıbbi Araştırmalar Konseyi, kalp hastalarının verilerini analiz ederek, bir sene içinde kalp krizi geçirme riskini tespit eden bir yapay zeka üzerinde çalışıyor.

Hastaların kan verilerini, sağlık değerlerini ve kalp ritmini analiz eden yapay zeka, acil müdahale gereken hastaların çok daha hızlı tespit edilmesini sağlayacak. 

Hipertansiyon hastalarına yapay zekalı gözetim

Pulmoner hipertansiyon hastaları yüksek kan basıncının neden oldu kalp hasarı nedeniyle ortalama 5 sene içinde hayatlarını kaybediyorlar ve bu nedenle çok sıkı gözlem altında tutulmaları gerekiyor.

Üzerinde çalışılan yapay zeka uygulaması, sık sık kontrol yaptırması gereken kalp hastalarının hem hayat şartlarını kolaylaştırmış olacak hem de gelecekte oluşabilecek riskleri erkenden görüp sağlıklı şekilde önlem almak için hastaya ve doktora zaman yaratmış olacak. 

İngiltere’de yapay zekanın tıp alanında kullanılmasına dair çok sayıda örnek bulunuyor. İngiltere sağlık bakanlığı, göz hastalıklarının teşhisi için de bazı hastanelerde yapay zeka sistemlerinden yardım alıyor.

Google Nest resmen genişliyor

Google, akıllı ev sistemi olarak konumlandırdığı termostat ürünü Nest’i, Avrupa’nın önde gelen ülkelerinde satışa çıkarma kararı aldı.

Ev sıcaklığını ayarlayan akıllı termostat Nest artık Almanya, Avusturya, İtalya ve İspanya’da da kullanıcılara ulaşacak.

Nest’, iki yıl önce 3,2 milyar dolara satın alan Google, ürünü akıllı ev sistemlerinin merkezi olarak konumlandırmak istiyordu. Ancak Amazon’un yapay zekalı dijital asistan servisi Amazon Echo’nun piyasaya çıkmasıyla, Nest bir adım geride kaldı. Google da Echo’ya rakip olarak Home ve Googe Asistant servisini geliştirmeye odaklandı.

Akıllı ev sistemleri çözümü

Nest, Avrupa’da ev sahibinin alışkanlıklarını öğrenen akıllı termostat, yangın/duman/gaz alarmı ve güvenlik kamerası olarak hizmet verecek.

Google’ın Nest ürünleri aslında 190 ülkede kullanılıyor ancak resmi olarak sadece, ABD, İngiltere ve Hollanda’da satıştaydı. Google bu ülkelerdeki ürünlere destek ve garanti de sağlıyor.

Nest’in yöneticisi, 4 yeni ülkede satışa çıkmalarının ardından Nest’i dünya çapına yaymakta daha hızlı davranacaklarının da altını çiziyor.

Microsoft yapay zeka için Maluuba’yı aldı

0

Microsoft yapay zeka çalışmalarını desteklemek adına uzun zamandan beri firma bünyeisnde önmeli çalışmalara imza atarken yeni bir satın alma duyurusu yapıldı. Yapay zeka ve derin öğrenme alanında faaliyet gösteren Maluuba için satına alma işlemlerini tamamlayan Microosft, firmayı aynı şekilde yönetecek ve Microsoft bünyesinde çalışmaların devam etmesini sağlayacak.

Microsoft Yapay Zeka Daha Da Akıllanacak!

Microsoft, yaptığı bu satın alma ile birlikte kendi servislerini de geliştirme şansı elde edecek. Özellikle Cortana’ya yönelik önemli geliştirmelerin yapılması bekleniyor. Microsoft blog sayfası üzerinden satın alma ilgili bilgilendirmeyi yapsa da henüz satın almanın bedeli öğrenilmedi.

Maluuba Tarihi

2011 tarihinde kurulan Maluuba, Sam Pasupalak ve Kaheer Suleman’ın ortaklığı ile oluştu.yapay zeka ve derin öğrenme noktasında önemli çalışmalar yapan firma özellikle Yoshua Bengio’nun danışmanlığa getirilmesinin ardından altın dönemini yaşamaya başladı. Öyle ki Microsoft dahi bu satın alma sonrasında Yoshua Bengio’nun Microsoft’a danışman olarak atandığını duyurdu.

2011 yılında kurulmasına rağmen sadece 1 yıl sonra Samsung Ventures’tan 2 milyon dolar yatırım almayı başaran firma, bu maddi güç sayesinde çok daha etkin bir şekilde çalışmalarını sürdürme fırsatı elde etmişti.