Protel’den anahtar teslim e-dönüşüm

0
protel E-fatura, e-arşiv ve e-defter gibi farklı uygulamalar için tek bir kanaldan hizmet almanın işletmelere hem maliyet hem de verimlilik açısından önemli avantajlar sağladığını söyleyen Murat Sıcakkanlı, “Protel olarak, bu e-uygulamalara ek olarak, özel entegratörlük de sağlayarak paket halinde bir hizmet sunuyoruz. Tümü birbiri ile yüzde yüz uyumlu çalışan bu alandaki tüm çözümlerimizin Gelir İdaresi Başkanlığı ve TÜBİTAK tarafından onaylanmış olması ve müşterilerimizin tüm soruları ile ilgili olarak karşılarında tek bir muhatabın bulunması, güvenlik konusundaki soru işaretlerini de ortadan kaldırıyor” dedi. E-dönüşüm alanında entegre ve anahtar teslim hizmet sunmaya odaklandıklarını ifade eden Sıcakkanlı, “Mevcutta Türkiye genelinde hizmet verdiğimiz 600’ü aşkın otelin yaklaşık yüzde 50’si e-dönüşüm çözümlerimizi kullanıyor. Sağladığı avantajların kısa sürede anlaşılacağını ve yasal zorunluluk çerçevesi dışında kalan işletmelerin de sistemi kullanmaya başlayacağını düşünüyoruz. Bu yeni teknolojiyle birlikte Protel olarak, hizmet ettiğimiz sektörler itibariyle sunduğumuz çözümleri müşterinin ihtiyacına ve büyüklüğüne göre ölçekleyebiliyoruz. Yeni nesil cihazlarla birlikte, eski nesilde zorunlu olan bazı donanım ihtiyaçlarını tablet bazlı ürünlerle değiştirerek pazarımıza uygun fiyatlarla ürün sağlama imkanı yakaladık” dedi.

“UÇTAN UCA ÇÖZÜM ÖNEMLİ AVANTAJ”

“Ödeme Kaydedici Cihazlar ile birlikte, masada kesilecek hesaptan e-fatura sürecine kadar uçtan uca çözüm almanın önemli bir avantaj olduğuna inanıyoruz” diye konuşan Sıcakkanlı, teknik desteğin de Protel tarafından sağlanmasının, kullanıcı için tüm sistemin tek firma garantisi altında olması anlamına geldiğini ve operasyonun kesintiye uğramaması için büyük önem taşıdığını söyledi.

“GİYİM VE PERAKENDE SEKTÖRÜNE GENİŞLEYECEĞİZ”

25 yılı aşkın bir süredir konuk ağırlama sektörüne hizmet verdiklerini anımsatan Murat Sıcakkanlı, “Bu sektörde yakaladığımız çözüm fırsatlarını özellikle gıda, giyim ve perakende sektörlerine de yayarak daha da genişletmek istiyoruz. Özellikle de bulut teknolojisiyle ve tablet bazlı çözümlerle değiştirerek rekabetçi bir fiyatla pazara sunmayı hedefliyoruz” dedi.

Sony, Playstation için ayrı şirket kuruyor

1
PlayStation-4 Playstation, video oyun dünyasının önemli aktörlerinden biri. Sony’nin bünyesinde faaliyet gösteren Playstation birimi, video oyunlarının soğuk PC’lerden, evlerin salonlarına girerek tüm aile için bir eğlence biçimi olarak kabul edilmesinde büyük rol oynamıştı. Video oyun sektörü yıllık yüz milyar dolar seviyesini geçtikten sonra ise iş dünyası video oyunlarının sadece “oyun” olmadığını fark etti. Microsoft, Sony, Sega, Nintendo, Valve, Electronic Arts gibi şirketler bu sektörde büyük cirolar elde ederken, artık tek bir video oyununun milyar dolarları aşan satış rakamlarına ulaştığına şahit olduk. Sony şimdi bu büyük piyasada, Playstation operasyonunu daha iyi yönetebilmek için, oyun konsolunun yönetimini Sony’den ayırarak ona ayrı bir şirket kurma kararı aldı. Bu yeni şirket, Playstation’ın hem donanım üretimini, hem oyun yazılımlarını hem de online servislerini idare edecek. Playstation servisleri daha önce, Sony Computer Entertainment ve Sony Network Entertainment isminde iki ayrı şirket arasında pay edilmişti. Şimdi Playstation’a ait her şey, tek bir şirket ve tek bir CEO altında toplanmış olacak. Yeni şirketin ismi Sony Interactive Entertainment olacak ve Andrew House tarafından yönetilecek. Sony aslında PC ve telefon satışlarındaki düşüşler nedeniyle nakit akışında sorun yaşadığından VAIO PC markasını satma kararı almıştı. Ancak Playstation oyun konsolu, kamera ve televizyon satışları ile şirketi ayakta tutmayı başarıyordu. Şimdi Playstation’ın tek bir şirket altında, daha karlı ve yüksek getirili bir operasyona dönüşmesi bekleniyor.  

Avea, Türk Telekom Oldu!

0
Bugün düzenlenen toplantıda bu karar resmen açıklandı ve Avea, Türk Telekomoldu. Peki, bu değişim rüzgarı Avea müşterilerini nasıl etkileyecek?
Türk Telekom ve Avea için Yeni Sayfa!
İletişim alanındaki elini güçlendirmek isteyen Türk Telekom, Avea‘yı bünyesine katarak yoluna devam edecek. Avea müşterilerinin bu anlaşma sonucunda daha uygun tarifelere ve daha iyi hizmetlere kavuşacak. Avea ismi yerini Türk Telekom‘a bırakacak. Avea sahipleri, telefonlarında “Avea” yerine “Türk Telekom” ibaresini görecek. Bu birleşmeyele birlikte Türk Telekom’un logosu da değişti. Türk Telekom‘un yeni logosu aşağıdaki görselde yer alıyor. 16-01/26/turk-telekom-logo.jpg 16-01/26/turk-telekom-logo-1453795512.jpg Türk Telekom, Avea‘nın yanında TTNET‘i de bünyesine katarak “Birlikten Yepyeni Bir Güç Doğuyor” sloganı altında birleşeceğini açıkladı. 16-01/26/avea.jpg   Kaynak: ShiftDelete.Net

Cep telefonundan iş arıyoruz

0
cep Araştırma sonuçlarına göre Facebook’un, yüzde 94 kullanım oranı ile Türk kullanıcılar arasında açık ara farkla en popüler sosyal ağ olduğu ortaya çıktı. Cep telefonundan internet kullanımı ise yüzde 2 ile bilgisayarları geçerek yüzde 86 seviyesinde ölçümlendi. Tüm sosyoekonomik segmentleri kapsayan ve 8369 kişinin katıldığı internet üzerinden yapılan araştırma sonuçlarına göre, katılımcıların yüzde 72’si internete bağlanmak için ADSL bağlantısı kullanırken, yüzde 63’ü 3G kullanıyor. Fiber optik hat kullananların oranı ise yüzde 16 şeklinde ölçümleniyor. İnternete her gün girmeyenlerin oranı ise yalnızca yüzde 2 olarak araştırma sonuçlarına yansırken, internete girmek için bilgisayar ve cep telefonu haricinde bir cihaz kullananların oranı yüzde 19’u buluyor. İnterneti ne sıklıkla kullanıyorsunuz?
Her an %72
Her gün 1-2 saat %26
Haftada birkaç sefer %2
Ayda bir kez %0
İki üç ayda bir kez %0
Yılda bir kez %0
İnternete nerelerden giriyorsunuz?
Akıllı telefon %86
Bilgisayar %84
Ipad %16
Diğer (Lütfen belirtiniz.) %3
Katılımcıların yüzde 95’i sosyal ağları kullandığını belirtirken, Türk kullanıcıları, cep telefonlarından mümkünse hiç ayrı kalmak istemiyorlar. Cep telefonunuz olmadan kaç gün geçirebilirsiniz?
Hiç geçiremem %47
1 gün %25
1 hafta %14
1 ay %4
1 yıl %1
1 yıldan daha fazla %9
Cep telefonu kullanmıyorum. %1
Sosyal ağ kullanıcılarının yarısı bu ağları kişisel işleri için kullanıyor. Ancak sosyal ağların en çok kullanılma nedeni olarak kullanıcıların yakın çevresinden, ayrıca yerel ve yabancı kaynaklardan haber alma istekleri olduğu istatistiklerde görülüyor. Sosyal ağları neden kullanıyorsunuz?
Haberleri takip etmek için %76
Sosyalleşmek ve çevre ile iletişim kurmak için %76
Kişisel işlerim için. %51
İş ilanları için %18
Diğer (Lütfen belirtiniz.) %2
İnternet kullanıcıları ezici bir çoğunluk ile Facebook kullanmayı tercih ediyorlar. Twitter ve Instagram ise kullanıcıların yarısı tarafından kullanılıyor. Snapchat uygulamasına baktığımız zaman ise internet kullanıcılarının yalnızca yüzde 8’lik bir kesim tarafından kullanılmakta olduğu ortaya çıkıyor. Hangi sosyal medya sitesini / sitelerini aktif olarak kullanıyorsunuz?
Facebook %94
Twitter %54
Instagram %54
LinkedIn %21
Swarm %19
Snapchat %8
Diğer (Lütfen belirtiniz.) %2
Türk internet kullanıcılarının sosyal ağlardaki hareketleri kontrol etme oranları da yüksek. Günde en az iki kere kullandığı sosyal ağlara bakanların oranı yüzde 85 olarak ölçümleniyor. Hangi aralıklarla Facebook, Twitter, Instagram vb. sosyal medya hesaplarınıza bakarsınız?
Yarım saatte bir %26
1-3 saatte bir %42
4-10 saatte bir %17
11-23 saatte bir %3
Günde bir %10
Haftada bir %2
Ayda bir %0
Diğer (Lütfen belirtiniz.) %0
Anket katılımcılarının yarısından fazlası, Facebook’un önümüzdeki 3 yıl boyunca şu anki popülerliğini devam ettireceği görüşünde birleşiyor. Instagram’ın 3 yıl daha popüler kalacağını düşünenlerin oranı ise sadece yüzde 18. Sizce 3 yıl sonra popülaritesini yitirmeden kullanılmaya devam edilen sosyal paylaşım sitesi hangisi olacaktır?
Facebook %54
Twitter %21
Instagram %18
LinkedIn %4
Scorp %2
Diğer (Lütfen belirtiniz.) %1
 

Büyük etkinliklerde siber saldırganların hedefi olmamak için…

0
siber Kaspersky Lab uzmanları tarafından geçtiğimiz yıllarda araştırılan siber casusluk gruplarının pek çoğunun, çok çeşitli mobil cihazlara virüs bulaştırabilen ve bütün değerli bilgileri çalabilen karmaşık zararlı mobil yazılımlarından faydalandığı görüldü. Örneğin geçtiğimiz hafta içinde gerçekleşen Davıs Dünya Ekonomi Forumu gibi büyük etkinlikler, önemli konuşmalar için bir merkez görevi görüyor ve dünyanın dört bir yanından yüksek profillere sahip ziyaretçileri kendine çekiyor. Ancak önemli kişilerin tek bir yerde toplanması, kamuya açık etkinlikleri hedefli zararlı yazılımlar aracılığıyla bilgi toplamak için iyi birer fırsat olarak gören kötü niyetli siber saldırganları da cezbediyor. Kaspersky Lab’ın istatistiklerine göre, geçtiğimiz yıllarda keşfedilen karmaşık siber casusluk operasyonlarının en az beşi, mobil cihazlara virüs bulaştırabilen kötü niyetli araçlar kullandılar. Bunlar bazen Red October, Cloud Atlas ve Sofacy operasyonlarında olduğu gibi belirli bir siber casusluk operasyonu boyunca oluşturulan ve yayılan özel zararlı programlardan oluşuyorlardı. Diğer durumlarda ise, zararlı yazılım oyuncuları sözde ticari zararlı yazılımları kullanma eğilimi gösterdiler: HackingTeam (araçlarına RCS adı verilmişti), Gamma International (FinSpy) ve diğerleri gibi ticari kuruluşlar tarafından satılan özel bir saldırgan araçlar grubu. Rekabet bilgileri gibi bu tür araçların yardımıyla çalınan veriler, siber casuslar için çok büyük öneme sahip. Pek çok kuruluş, standart PGP şifrelemesinin mobil e-posta iletişimlerinin korunması için yeterli olduğuna inanıyor ancak durum her zaman böyle olmuyor. Kaspersky Lab Global Araştırma ve Analiz Ekibi güvenlik uzmanı Dmitry Bestuzhev, “Bu önlem, asıl sorunu çözmüyor. Teknik açıdan bakıldığında, e-postalarda kullanılan orijinal mimari tasarımı, meta verilerin hem gönderilen hem de alınan mesajlarda düz metin olarak okunmasına olanak veriyor. Bu meta veriler, göndericinin ve alıcının bilgilerinin yanı sıra, gönderilme/alınma tarihi, konu, mesaj büyüklüğü, ek olup olmadığı ve mesajın gönderilmesi için kullanılan e-posta istemcisi gibi diğer şeyleri de içeriyor. Bu bilgiler, bir kişinin konuşmaların tarih cetvelini yeniden yapılandırmak, insanların ne zaman birbirleriyle iletişime geçtiğini, ne hakkında konuştuklarını ve ne sıklıkta iletişim kurduklarını öğrenmek için hedefli bir saldırı düzenlemeye yeterli oluyor. Bu şekilde, tehdit oyuncuları, hedefleri hakkında yeterince bilgi sahibi olabiliyorlar,» şeklinde konuştu. Bu sorunun üstesinden gelmek için, artık pek çok hassas görüşme, neredeyse hiçbir meta verinin olmadığı ya da meta verilerin kişisel olmadığı güvenli uygulamaların ve uçtan uca şifrelemenin kullanıldığı mobil cihazlar üzerinden gerçekleştiriliyor. Dmitry Bestuzhev, “Bu gelişme, siber casusları hedeflerinin hem dijital hem de gerçek yaşamlarına casusluk edebilen yeni silahlar geliştirmeye itti. Mobil zararlı yazılım, hedef cihaza kurulduktan sonra, bütün güvenli mesajlara casusluk edebiliyor ve ayrıca cihazın kamerasını ve mikrofonunu gizlice ve görünmez şekilde etkinleştirebiliyor. Bu da tehdit oyuncularının, en hassas görüşmelere, hatta kayıt dışı ve yüz yüze gerçekleştirilen görüşmelere bile erişim sağlayabilmesine olanak veriyor,” diye ekledi.

Büyük etkinliklerde şunlara dikkat edin

-Internet’e bağlanmak için her zaman bir VPN bağlantısı kullanın. Bu, ağ trafiğinizin kolayca engellenmesinin önüne geçer ve doğrudan Internet’ten indirilmiş yasal bir uygulamaya eklenebilen zararlı yazılımlara yatkınlığını azaltır. -Mobil cihazlarınızı bir bilgisayara bağlanan bir USB portu aracılığıyla şarj etmeyin, çünkü bu şekilde cihazınız, bilgisayara kurulmuş olan özel bir zararlı yazılımdan virüs kapabilir. Yapabileceğiniz en iyi şey, telefonunuzu doğrudan AC güç adaptörüne takmaktır. -Bir mobil zararlı yazılım engelleme programı kullanın. Bunun en iyisi olması gerekir. Bu çözümlerin geleceği, masaüstü güvenliği için uygulanan teknolojilerle tamamen aynıymış gibi görünüyor: Varsayılan Ret ve Beyaz Liste. -Cihazlarınızı bir PIN koduyla değil, bir şifreyle koruyun. PIN kodunu bulurlarsa, siber saldırganlar mobil cihazınıza fiziksel erişim kazanabilirler ve zararlı yazılım eklentisini sizin haberiniz olmadan kurabilirler. -Mobil cihazlarınızla birlikte verilen veri depolama belleklerindeki şifrelemeyi kullanın. Bu tavsiye, özellikle bellek disklerinin çıkarılmasına izin veren cihazlar için çok önemlidir. Eğer saldırganlar, cihazınızı başka bir cihaza bağlayarak belleğinizi çıkarabilirse, işletim sisteminizi ve genel olarak verilerinizi kolayca değiştirebilirler. -Özellikle cihazınızı nasıl etkileyeceğinden emin değilseniz, cihazınızın yazılım kısıtlamalarını AŞMAYIN. -Önceden kurulmuş zararlı yazılımlar içerebilecek ikinci el cep telefonları kullanmayın. Bu tavsiye, özellikle cep telefonunuz iyi tanımadığınız birinden geliyorsa çok önemlidir. -Son olarak, doğal bir ortamdaki sıradan bir konuşmanın, elektronik olarak gerçekleştirilen bir konuşmadan her zaman daha güvenli olduğunu aklınızdan çıkarmayın.

WIN EURASIA Metalworking

0
win-brosur11-14 Şubat 2016 tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek olan WIN EURASIA Metalworking, imalat sanayiinin liderlerini ağırlamaya hazır. Metalworking Eurasia ve Surface Treatment Eurasia fuarları kapsamında; sac levha işleme ve yüzey işlem teknoloji zincirinin tamamına odaklanacak olan fuar, bu yıl sergilenen ürünlerin yanı sıra özel bölüm ve etkinlikleri ile de sektöre yön verecek. İlk kez geçtiğimiz yıl düzenlenen Robotics ve Safe@Work özel bölümlerinin yanı sıra bu yıl iki yeni etkinliğe daha imza atan WIN EURASIA Metalworking, “Automative Supply Chain” adı altında gerçekleşecek özel alanda sac işleme ve yüzey işlem sektörünü otomotiv sektörüyle buluştururken, “Metal İşleme Endüstrisinde Yüzey İşlem Teknolojileri” konulu forum aracılığıyla da yüzey işlem teknolojisindeki yeniliklere odaklanacak.

EWE Turkey Holding, Millenicom Telekomünikasyon Hizmetleri A.Ş.’yi devraldı

0
ewe logoAlmanya’nın köklü enerji şirketlerinden EWE AG’nin yüzde 100 iştiraki olan EWE Turkey Holding, enerji sektöründeki yatırımlarının ardından Türkiye telekomünikasyon pazarına da adımını attı. EWE Turkey Holding, Rekabet Kurumu onayı ve diğer yasal süreçlerin tamamlanması ile “Türkiye’nin Telekomünikasyon Uzmanı” olma hedefiyle alternatif servis sağlayıcılar içinde öncü bir konuma ulaşmış olan Millenicom’un hisselerinin tamamını devraldı. EWE Turkey Holding Genel Müdürü Bekir Sami Acar hisse devrinin gerçekleşmesiyle ilgili olarak şunları söyledi: ‘‘EWE olarak Türkiye enerji sektöründeki güçlü varlığımıza ilave olarak bir süredir yakından takip ettiğimiz telekomünikasyon pazarına da girmenin heyecanını yaşıyoruz. EWE’nin uzun yıllardır Almanya telekomünikasyon pazarında edinmiş olduğu tecrübe ve birikimini Türkiye’ye taşımak ve Türkiye’de ulaştığımız üstün müşteri memnuniyeti ve yüksek kalite standardını telekomünikasyon müşterilerine de sunmak istiyoruz. Deneyimli kadrosuyla ve güçlü altyapısıyla piyasada öncü bir konumda olan Millenicom şirketiyle iletişim sektörüne yeni bir heyecan katacağımıza ve uzun vadede enerji ve telekomünikasyon piyasalarının yakınsamasına yönelik yenilikler getireceğimize inanıyoruz.’’ Mevcut iştirakleri ile güçlü bir şekilde organik büyümesini devam ettiren EWE Turkey Holding, enerji piyasasında yeni yatırım ve satın alma fırsatlarını yakından takip ediyor. Telekomünikasyon alanında Almanya’da yıllardır başarıyla uyguladığı yakınsama stratejisini Türkiye’ye taşıyacak olan EWE, her iki sektörde faaliyet gösteren ilk oyuncu konumuna geldi. Millenicom’un satın alınmasıyla beraber müşteri sayısını yaklaşık 120.000 artıran EWE Turkey Holding, bireysel ve kurumsal müşteri pazarındaki konumunu güçlendirmiş oldu. Millenicom’un EWE Türkiye grubuna katılmasıyla beraber EWE’nin Türkiye’deki çalışan sayısı 985’e ulaştı. Millenicom, 1998 yılında Almanya’da kurulan European Telecommunication Holding (E.T.H. AG) bünyesinde 2004 yılında Türkiye faaliyetleri için kuruldu. Telekomünikasyon sektörünün birçok farklı alanında faaliyet göstermiş olan Millenicom, faaliyetlerine arama kartı, arama bazında çağrı, sabit telefon hizmetleri ile başladı.. 2009 yılında VOIP ve Doping ADSL hizmeti vermeye de başlayan Millenicom, bugün hem bireysel hem kurumsal müşterilerine internet hizmeti, telefon hizmeti ve bulut çözümleri sunmaya devam ediyor.

Şirketler siber güvenlikte bilinç kazanıyor

0
cyber security Tehdit istihbaratı ve siber güvenlik trendlerini inceleyen Cisco 2016 Yıllık Güvenlik Raporu’na göre,  saldırganların daha sofistike, cesur ve dirençli yöntemler kullanması nedeniyle dünya genelindeki kurumların sadece yüzde 45’i güvenlik ile ilgili pozisyonlarından ‘emin’ durumda. Yöneticiler şirket güvenliği konusunda emin olmamakla birlikte, yüzde 92’si düzenleyicilerin ve yatırımcıların şirketlerin siber güvenlik riskler konusunda kendilerinden etkin yönetim beklediğini düşünüyor. Bu nedenle de yöneticiler -özellikle operasyonlarını dijitalleştirme sürecinde- kurumlarının geleceğini güvenli bir hale getirmek için yeni önlemler alıyorlar. Raporu değerlendiren Cisco MEAR  (Ortadoğu- Afrika-Rusya) Siber Güvenlik Sistem Mühendisliği  Müdürü Hakan Tağmaç  “ Güvenlik, yapısı itibariyle dayanıklılık, mahremiyet ve şeffaf bir şekilde görülen itimattır. Nesnelerin interneti ve dijitalleşme tüm sektörleri etkisi altına alırken, şirketler bu kavramları akılda tutarak teknoloji kapasitelerini geliştirmeli ve gerekli yatırımları yapmalılar. Daha faza teknik borç yaratamayız, bunun yerine sorunlarla bugün yüzleşmeli ve çözüm yolunda adım atmalıyız” dedi.

Hackerlar yılda 34 milyon dolar kazanıyor

Rapor aynı zamanda işletmelerin hızla gelişen saldırılar karşısında yaşadıkları zorlukları da ortaya koyuyor. Hacker’lar kar getirecek etkin ataklar için meşru kaynaklardan faydalanıyor. Ayrıca siber suçlular gerçekleştirdikleri direkt saldırılarla -sadece fidye yazılımlar sayesinde- yılda 34 milyon dolar kazanıyorlar.  Bu kötü niyetli kişiler herhangi bir mevzuata takılmadan saldırılarına devam edebiliyorlar. Şirketler bu profesyonel siber saldırıları tespit etmelerini, mücadele etmelerini ve sonuçlarını telafi etmelerini engelleyen güvenlik zorlukları ile karşı karşıya kalıyorlar. Eskimiş altyapılar, süresi dolmuş organizasyon yapıları ve uygulamalar kuruluşları tehlikeye atıyor. Çalışma, bu yasadışı bir sektör haline gelmiş düşmanlara karşı korunmak için tüm süreçler, teknolojiler ve çalışanlara yatırım yapılması ve daha fazla işbirliği gerekliliğinin altını çiziyor.

Araştırmada önce çıkan bulgular:

  • Azalan güven, artan şeffaflık: Görüşülen şirketlerin yarısından azı ağdaki açıkların kapsamını belirlemek ve zararı telafi etmek konusunda kendilerinden emin. Ancak finans ve regülasyon yöneticilerinin büyük çoğunluğu yatırımcıların ve düzenleyicilerin şirketlerden beklentilerinin gelecekteki siber güvenlik riskleri konusunda daha fazla şeffaflık beklediği konusunda hem fikir. Bu da güvenliğin artık yönetim kurulu seviyesinde bir endişe haline geldiğini gösteriyor.
  • Eski Altyapılar: Güvenlik altyapılarının güncel olduğunu belirten işletmelerin sayısı yüzde 2014 ve 2015 yılları arasında 10 azaldı. Araştırma internet cihazlarının yüzde 92’sinin bilinen zafiyetlere sahip olduğunu ortaya çıkardı. Analiz edilen tüm cihazların yüzde 31’i satıcı tarafından artık desteklenmiyor ya da bakımı yapılmıyor.
  • Potansiyel zayıf halka; KOBİ’ler: Gün geçtikçe daha fazla şirket tedarik zincirlerinin ve küçük iş ortaklıklarının daha az güvenlik aracı ve süreci kullandıklarını fark ediyorlar. Örneğin 2014- 2015 yılları arasında web güvenliği kullanan KOBİ’lerin oranı yüzde 10’dan fazla azaldı. Bu, şirketlerin yapısal zayıflıklardan kaynaklanan potansiyel risklerini gösteriyor.
  • Artan dış kaynak kullanımı: Kalifiye işgücü eksikliği hemen her ölçekteki şirketin güvenlik portföylerini dengelemek için dış kaynak kullanımının değerini fark etmesini sağlıyor. Bu danışmanlık, güvenlik denetimi ve saldırılara karşı müdahaleyi de içeriyor. 2015 yılında özellikle etkin bir güvenlik için yeterli kaynağı olmayan KOBİ’lerin yüzde 23’ü güvenlik yaklaşımlarını geliştirmek için dış kaynak kullanmayı tercih etti. Bir önceki yıl bu oran sadece yüzde 14’tü.
  • Sunucu aktiviteleri yer değiştiriyor: Online suçlular aktivitelerini desteklemek ve kötü niyetli amaçlarını gerçekleştirmek amacıyla sosyal medya üzerinden WordPress sunucuları gibi riskli sunuculara kaymaya başladı. Örneğin siber suçlular tarafından kullanılan alan adları geçen yıl Şubat ve Ekim ayları arasında yüzde 221 arttı.
  • Tarayıcı temelli veri sızıntısı: Kötü amaçlı tarayıcı uzantıları çoğunlukla güvenlik ekipleri tarafından düşük seviye bir tehdit olarak görülmesine rağmen, şirketlerin yüzde 85’ini etkileyen büyük veri sızıntıları için potansiyel bir kaynak oluşturdu. Reklam yazılımları, kötü amaçlı reklamlar ve hatta kamuya açık web siteleri ya da ölüm ilanları sütunları yazılımlarını düzenli olarak güncellemeyenlerin açık vermesine neden oldu.
  • DNS Kör noktaları: Kötü olarak bilinen yazılımların yüzde 92’ye yakınının DNS’i kullandığı ortaya çıktı. Güvenlik ekipleri ve DNS uzmanları genellikle bir şirkette farklı BT gruplarında çalıştıkları ve işbirliği yapmadıkları için bu sıklıkla güvenlikte ‘kör nokta’ yaratıyor.
  • Daha hızlı tespit: Sektör siber suçların tespit edilme zamanını kabul edilemeyecek şekilde 100-200 gün arası olarak tahmin ediyor. Cisco 2015 Yarı Yıl Güvenlik raporu açıklandığından bu yana bu süreyi 46 saatten 17,5 saate indirdi. Daha hızlı tespit etmenin siber saldırının zararını minimize ettiği, zararı ve riski azalttığı görüldü.
  • Güven önemli: Şirketlerin gittikçe daha fazla dijitalleşme stratejilerini benimsemesiyle oluşan veri, cihaz, sensör ve hizmet hacmi daha gazla şeffaflık, güven ve hesap verilebilirlik ihtiyacı doğuruyor.

Davos’un gündemi Sanayi 4.0, ya sizinki?

0
i40 Sanayi 4.0 tanımlaması, konuyu izah eden tam bir ifade olmadığını söyleyen çok kişi var. Otomasyon karşılığı kullanılan Sanayi 4.0 yerine “2. Makine Çağı”, “Robotlar Çağı” diyenler de var. Özellik olarak bakacak olursak, makinelerin akıllanması ve istihdamın insandan makinelere geçmesinin tamamlanması dönemi olarak dikkat çekiyor. Eğer insan yerine makine dersek, buzdağını tanımlayan bir ipucu göstermiş oluruz. Öyle vahim sonuçlar ortaya çıkar ki Fransa, geçen hafta olağanüstü hal ilan etti. Gelecekte ortaya çıkacak istihdam sorunu ile nasıl başedeceğini şimdiden düşünmeye başladı. Matbaanın bulunuşundan bu yana yaşanacak en büyük dönüşümden bahsediyoruz. Sanayinin bir de tarihi sürecine bakalım: 1784 yılı olarak kabul edilen buharlı makinelerin bulunması, sanayinin başlangıcı kabul edilir. İngiltere, buharlı makineler ile yanı gemileri sayesinde dünyanın dört bir tarafına giderek, imparatorluğunu kurdu ve dönemin bütün ekonomik kaynaklarını ve ticaretini ele geçirdi. Amerika’daki Kuzey – Güney Savaşının galibini belirleyen ise buharlı trenler ve telgraf oldu. Telgraf, matbaadan sonra bilginin üretim süreçlerine girmesine katkı sağlayan ikinci üründür. Bu sürece 1870 yılında elektriğin bulunmasi hız verdi. Makineler elektriklenince, hem fonksiyonunu hem de ivmesini artırdı. Makine çağını anlamlandıran ise makinelerin seri üretime geçmesi oldu. 1908 yılında Ford Otomobıl fabrikasında uygulanan üretim bandı, yeni bir çağın başlangıcı oldu. Artık üretim bantları sadece o fabrikaların üretimlerini artırmakla kalmadı, ülkelerin gelişmişlik düzeylerini de belirleyen göstergeler oldu. Her iki dünya savaşı da seri üretimin sanayi çağının toplumları olumlu ve olumsuz nasıl etkilediğini gösterdi. 1969 yılı insanlığın aya gidişinin tarihi kadar, elektronik çağının da başlangıcıdır. Aslında elektronik ile birlikte bilgisayarın da hayatımıza girmeye başlaması anlamına geliyor bu. Aslında bütün bu sanayi birikimini, ülkelerin zenginliğine taşıyan en önemli gelişme Küreselleşme oldu. 1989 yılında Berlin Duvarı’nın yıkılması bunun miladıdır. Küreselleşme ile birlikte bütün geleneksel kavramlar yıkılmaya başladı ve ülkelerden daha çok markalar yaygınlaşmaya başladı. Bu sürece en büyük katkıyı bilgisayar yapmakla birlikte, ivme kazanmasına ise mobil telefonlar katkı sağladı. Robotlar eskiden beri vardı. Bundan sonra olması niye Sanayi 4.0 olarak niteleniyor, sorusu akla gelebilir. Şu anda dünyada 10 bin çalışana göre robotlaşma sadece 66 adet olarak var sayılıyor. Otomotiv sanayi öncü durumunda ve Japon otomotiv sanayiinde 10 bin kişiye karşılık 1.520 robot kullanılıyor. Aslında sektörlerdeki büyüme oranları da dikkat çekici durumunda. Otomotivde 2010 yılına göre 2013 yılında yüzde 82 oranında robot kullanımı artmış görünüyor. Bu sektörü yüzde 80 ile metal sanayi, yüzde 44 ile gıda sanayi, yüzde 35 ile ilaç sanayi izliyor. Sanayi 4.0 Çağını anlamlandıran 5G olacak. Yani nesneler arası internet, robotlar ve otomasyonun alt yapısı olacak. Hız, verimlilik ve en önemlisi Big Data ile birlikte bütün üretim süreçlerinin yeniden yapılanacak ve tanımlanacak bir dönem geliyor. Önümüzdeki 20 yıl içinde Nesneler Arası İnternetin (IoT) oluşturacağı ekonomik büyüklük 17 trilyon dolar olacak. Mac Kinsey’in araştırmasına göre ise 2024 yılında 11 trilyon dolar bir ekonomik büyüklük bizi bekliyor. Veya konuyu bilmeyen yüzde 87’yi IoT bekliyor… Cisco ise önümüzdeki 10 yıl içinde, IoT alanında kamuda 4.6 trilyon dolar, özel sektörde ise 14.4 trilyon dolar bir ekonomik büyüklük olacağını öngörüyor. Gelecek siyasi stratejiler konusunda araştırmalarıyla ünlü Rand Corporation da Sanayi 4.0 üzerine bir rapor yayınlandı. TOBB bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) da, Türkiye’nin sürecin dışında kalmaması için konuya dikkat çekti. Bazı sanayi odaları yeni dalgayı gündemlerine aldı. Yine de, yol haritası ortaya çıkacak kadar etki oluşturmadı. Bu sadece sanayiyi ilgilendiren bir süreç değil. Yeni bir üründen bahsetmiyoruz. Geometrik katlanan bir işlemci kapasitesinden, buna karşılık matematik katlarla azalan istihdamdan ve değişen iş süreçlerinden bahsediyoruz. Enerji, lojistik, emek tasarruflarının yanı sıra toplumsal yapıyı etkileyecek bir dip dalgasından söz edebiliriz. Sonuçta dünyanın gündemi Sanayi 4.0 ve bu gündem 5G ile birlikte ana akım olacak. Bu entegrasyon ve dönüşümü ne kadar idrak edebilirsek, gelecek için umutlu olabileceğiz.

Türk Telekom ve Avea için yeni sayfa!

0
telekom 1840, Türkiye için önemli bir yıl. Bir İngiliz, Kadıköy taraflarında avlanmaktadır ve kaza eseri bir çocuğu yaraladığı için tutuklanır. İngiliz elçisinin araya girmesiyle şahıs, serbest bırakılır. Serbest kalan İngiliz, ilginç bir istekle Türkçe gazete çıkarmak için izin ister ve alır. 1840 yılında; ilk Türkçe gazete yayın hayatına başlar. Adı da: Ceride-i Havadis’dir ve bahsi geçen İngiliz, William Churchill’dır. Gazetecilik için çok önemli olan bu yılda, internet üzerinden bu haberi ulaştırmamı sağlayan mesleğim adına ilginç bir gelişme daha olur; Türk Telekom kurulur. “Postahane-i Amirane adı ile Sultan Abdülmecit Han tarafından kurulmasına izin verilen şirketin doğumundan 20 yıl sonra, firmanın günümüzde en büyük gelir kapısı olan telefonun icadı Antonia Meuccitarafından gerçekleştirilir. Bir önceki cümlede Graham Bell‘den bahsetmem gerektiğini düşünenler için kısa bir bilgi vereyim… Sesi önce elektrik dalgalarına, daha sonra da telefonun diğer ucunda tekrar sese çeviren aleti, 1860’da Antonia Meucci bulmuş ancak 10 Dolar’lık üçüncü patent taksidini ödeyemediği için bu krokileri ele geçiren Graham Bell, görevi tamamlayarak dünyaya nam salmıştır. Kuruluşundan 41 sene sonra ülkemizde ilk telefon görüşmesini sağlayan, şu anda on binlerce çalışanı, milyonlarca müşterisi ve köklü tarihi ile ülkemizin en değerli varlıklarından biri olan Türk Telekom, tüm dünyadaki değişime ayak uydurmak ve şirketi, rekabetin çok daha çetin geçeceği geleceğe hazırlamak için cesur dönüşümlere hazırlanıyor. Bu dönüşüm en çok, uygun fiyatlı tarifeleri ile müşterilerin yoğun ilgisini çeken Avea markasında hissedilecek. Öyle ki; BTK’nın hazırladığı sektör verilerine (PDF, 2,2 MB veya kota dostu) göre, 2015’in son çeyreğinde %23’lük paya sahip olan Avea aboneleri, telefonlarında Avea yerine yeni bir Türk Telekom ibaresi görebilir. Kurum içinden bile sır gibi saklanan dönüşüm için tüm planlar hazır. Türk Telekom, Avea ve TTNET markasını mağazalarında bir araya getirmeyi başaran şirket, şimdi ikinci darbe ile rekabette çevik olmanın yollarını arıyor. Yarın düzenlenecek olan basın toplantısında bu dönüşüm hakkında ne kadar bilgi verileceğini kestirmek güç. Halka açık bir şirket olan Türk Telekom’un, tüm hissedarları ve müşterilerini yakından ilgilendiren bu dönüşüm için henüz KAP’a yapılan bir açıklama bulunmuyor. Not: Bu bilgilerin, duyum olduğunu belirtir, kurum hakkında en net bilgilerin kurumun kendi sitesinden ve KAP üzerinden alınması gerektiğini belirtelim. Son bir bilgi daha; aldığımız duyumlar konusunda bugüne kadar pek yanılmadık.   Kaynak: ShiftDelete.Net

Twitter yöneticileri istifaya başladı!

3
twitter p2 Twitter, yıllardır bir türlü kar edip yatırımcılarının yüzünü güldürmeyi başaramadı. Yola aynı zamanda çıktıkları sosyal medya servisi Facebook dünyanın en önemli, en büyük şirketleri arasına girmişken Twitter hala bir gün kar ederiz umuduyla şirketin zararlarını finanse eden bir start-up görünümünden çıkmayı başaramadı. Son olarak geçen yaz CEO’sunu değiştiren şirkette, umutlar artık tükenmiş olabilir. Kurucusu Jack Dorsey’in CEO’luğunda şansını son kez denemeye karar veren Twitter’da sene sonu hesapları ortaya çıkınca rahatsızlıklar daha da artmışa benziyor çünkü şirketin dört üst düzey yöneticisi aynı gün istifa ederek, Twitter’da işlerin kötüye gittiği söylentilerini yeniden gündeme taşıdılar. Mühendislik başkan yardımcısı Alex Roetter, global medya başkan yardımcısı Katie Jacobs Stanton, ürün başkan yardımcısı Kevin Weil ve Vine’ın lideri Jason Toff şirketten ayrıldıklarını açıkladılar. Ayrılıkların nedeni hakkında resmi bir açıklama yok ancak istifa dışında, yöneticilerin görevden alınmış olmaları ihtimalinin de yüksek olduğu değerlendiriliyor. Yine de Jack Dorsey’in kişisel hesabından yaptığı açıklama, bu ayrılıkların istifa olduğunu vurguluyor. Şimdi herkesin aklındaki sorular şunlar: Twitter batıyor ve yöneticileri de onunla birlikte batmamak için gemiden kaçıyor mu, yoksa Jack Dorsey, istediği performansı gösteremeyen yöneticileri şirketten uzaklaştırıyor mu?

FBI, Türkiye’de Dark Web operasyonu yaptı

1
fbi FBI, geçtiğimiz günlerde, dünya çapında 1500 pedofili hastasını teşhis edip yakalanmasına yardımcı oldu. Bu operasyonu gerçekleştiren ise, FBI’ın hacker timiydi. Her türlü yasa dışı içeriğin yer aldığı ve Tor sistemi kullanılarak ulaşılan Dark Web (Deep Web) sitelerinde yer alan çocuk pornografisi içeriklerine karşı savaş başlatan FBI’ın Operation Pacifier ismini verdiği operasyon, Şili, Danimarka, Yunasitan, Kolombiya ve Türkiye’de tespit edilen pedofili hastalarına karşı gerçekleştirildi. FBI bu operasyonda tek başına çalışmadı, Avrupa’ki hedeflere ulaşabilmek için Avrupa Birliği’nin FBI’ı olarak kabul edilen polis kurumu Europol ile ortak çalıştı. Operasyonun detayları hakkında fazla bilgi yok ancak FBI’a yakın olan basın organları, kurumun uyuşturucu dağıtımı, kiralık katil hizmetleri, terörizm organizasyonları ve çocuk pornografisi gibi içeriklerin kolayca bulunabildiği Dark Web’e savaş açtığının altını çiziyorlar.

Dünyanın ilk akıllı kampüsü

0
akilli kampus 2016 Haziran ayında tamamen bitmesi planlanan proje ile bütün park alanları enerji depolama haline getirilecek. Burada bütün elektrikli araçları ve elektrikli donanımları hızlı şarj etme imkanı olacak. Aynı zamanda bunlar tek bir merkezden kontrol edilecek. Bu enerji ile tüm çevrenin aydınlatılması binalarının tüm işlevlerinin yerine getirilmesi sağlanacak. Tüm binalarda hava kontrol sistemleri, klima sistemleri ve tüm sistemlerin kontrolü tek bir merkezden sağlanarak her yere eşit dağılımı yapılacak. Hacettepe Teknokent Genel Müdürü Abdurrahman Güngör: “Danışman hoca ve öğrencilerimizle birlikte 100 kişinin üzerinde çalışan mevcut bu proje için. Yurt dışında örnekleri de var ama güneş enerjisi yerine nükleer enerji kullanılıyor. Bahreyn Üniversitesi’ne de danışmanlık yapıyoruz bu proje ile. Güneş enerjisi ile bütün kampüsü donatıyoruz. Bu sistemleri Pasif bina dediğimiz bir binaya bağlıyoruz, bu bina da kendi enerjisini kendi oluşturuyor ve kendi atığını kendi temizliyor. Duvar kalınlıkları yaklaşık1.20 cm. Katı atık sıvı atık ayrı ayrı ayrıştırılıyor. Pis su temiz su olarak ayrıştıran bahçe sulama suyunu bile temin edebildiğimiz bir sistem. Güvenlik açısından giren çıkan araçların kontrolünde, araç tanıma sistemleri, aracı alttan tanıyarak içinde ne var ne yok gösteren bir yöntem mevcut ayrıca yüz tanıma sistemleri de var. Haliç’te gerçekleştirilecek ICSG 4. Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler ve Şehirler Kongre ve Fuarı bizler için çok önemli. İlk kez burada tam anlamıyla lansmanımızı yapacağız. ICSG’ye 50’den fazla ülke katılıyor. Bu sayede tüm dünyaya örnek olacağız” açıklamasında bulundu.

Apple otomobil projesinin şefi işten ayrıldı

2
apple car Apple’ın elektrikli ve otonom otomobil projesi aslında son derece gizli bir proje olarak biliniyor ama öte yandan Apple’ın otomobil üzerinde çalışmadığını bilmeyen kalmadığı için projenin çok da büyük bir gizemi kalmadığı da söylenebilir. Özellikle de Apple’ın Tesla, Mercedes ve Toyota gibi büyük otomobil şirketlerinde çalışan ünlü mühendisleri teker teker ikna edip işe almasıyla daha da gün yüzüne çıkan bu projenin başındaki isim olan Steve Zadesky ise Apple’dan istifa ettiğini açıkladı.

Ford’dan Apple’a

Daha önce Ford’da görev alan ve son 16 yıldır Apple’da çalışan, iPhone ve iPad projelerinde önemli görevler üstlenen Steve Zadesky’in şirketten ayrılması, otomobil projesinde işlerin iyi gitmediği söylentisine yol açtı. Apple’ın, projenin gidişatından memnun olmadığı ve Steve Zadesky üzerinde baskı kurması bu sonuca yol açmış olabilir. Şirketten sızan bilgilere göre Apple 2019 yılında sürpriz otomobilini piyasaya sürmek istiyor. Bu nedenle Steve Zadesky’ın üzerindeki baskının artmış olduğu düşünülüyor.

Dijital dönüşüme giden yol hibrit buluttan geçiyor

0
  Büyütmek için tıklayın
Araştırmaya göre, BT ve işletme yöneticileri dijital dönüşüm ve hibrit bulut kullanımının dijital çağda rekabette başarılı olmak için büyük öneme sahip olduğu konusunda hemfikir. IDG tarafından yürütülen araştırma, kuruluşların müşteri deneyimlerini zenginleştirmek, esnekliği artırmak, iş fırsatları sağlamak ve maliyetleri düşürmek için “dijital düşünmeleri” gerektiğini gösteriyor. EMC Ürün ve Pazarlama Başkanı Jeremy Burton, “Dijitalleşmek dünyada hemen her işletme için bir öncelik ancak bu geçişin nasıl gerçekleştirileceği o denli açık değil. Bu araştırma, hem hibrit bulutun hem de beraberinde getirdiği tasarrufların ve çevikliğin, dijital bir işletmeye dönüşümde önemli bir destekçi olduğunu açıkça ortaya koyuyor” dedi. Katılımcıların yüzde 92’si kuruluşlarının rekabet stratejisi için dijital iş girişimlerinin gerektiğini belirtirken, yüzde 90’ı dijital işi önümüzdeki bir-üç yıl için “birincil öncelik” olarak tanımlıyor. Bu sonuç, dijital işin sağladığı dönüştürücü gücün günümüzün BT alanında temel bir faktör haline geldiğine işaret ediyor. Bu dijital teknoloji yatırımlarının altında yatan faktörler şu şekilde sıralanıyor:
  • Katılımcıların yüzde 87’si müşteri deneyimini iyileştirmenin
  • Yeni müşteri edinmenin (yüzde 86)
  • Yenilikleri artırmanın (yüzde 82)
  • Gerçek zamanlı karar alma sürecine katkıda bulunmanın (yüzde 82) kritik ya da çok önemli bir hedef olduğunu belirtti.
Dijital dönüşümün önündeki en önemli engel bütçe Dijital işe dönüşüm, karmaşık ve zaman alıcı olsa da katılımcıların yüzde 63’ü ilk dönüşüm hedeflerine ulaşma yönünde önemli yol katettiklerini belirtiyor. Buna rağmen BT liderlerinin önünde halen aşağıdaki gibi engeller var:
  • Bütçe ve kaynaklar (yüzde 38)
  • Bölünmüş bilişim ortamları (yüzde 30)
  • Gerekli teknolojilerin eksikliği (yüzde 29)
Bu zorlukların üstesinden gelmek için BT liderleri, hibrit bulut ortamlarına yönelerek geleneksel veri merkezi, özel bulut, yönetilen özel bulut ve kamusal bulut gibi sunum modellerinin iki veya daha fazlasını içeren modernleştirilmiş bir altyapıyı benimsiyor. Katılımcıların yüzde 83’ü şu anda hibrit bulut ortamı kullanıyor ya da kullanmayı planlıyor ve yüzde 73’ü hibrit bulut modelinin dijital işe geçiş için bir yol oluşturduğu fikrinde birleşiyor. Anket verileri, hibrit bulut tarafından sağlanan dijital dönüşümün kuruluşların BT çevikliğini artırmaya yardımcı olduğuna ve dijital iş girişimlerini uygulama sürecini daha hızlı, daha kolay ve maliyeti daha düşük bir hale getirdiğine işaret ediyor. Ayrıca anket sonuçları, BT maliyetlerinin düşürülmesiyle hibrit bulutun dijital dönüşüme yatırım yapılmasına olanak tanıdığını ve hibrit bulutu en agresif şekilde benimseyenlerin dijital dönüşümde de en öne geçtiklerini gösteriyor. Ankete katılanlar arasında önemli sayıda hibrit bulut iş yükü bulunan kuruluşların, hibrit bulutu benimsememiş kuruluşlara göre dijital iş ve altyapı açısından hazır olma hedeflerine ulaşma olasılığı üç kat daha fazla.

SAP Forum Ankara’da dijital dönüşüm çağı

0
SAP_logo (1) Kurumsal uygulamalar ve yazılım alanında dünya lideri SAP, “Dijital Ekonomi Çağı”teması ile 10 Mart’ta kamu, enerji, savunma ve birçok özel sektör yöneticisini SAP Forum Ankara’da bir araya getirecek. 1000’in üzerinde yöneticiyi buluşturacak olan 10. SAP Forum Ankara’da ‘Dijital Türkiye’ kapsamında dijital vatandaşlıktan farklı endüstrilerdeki yeniliklere kadar Türkiye’den ve dünyadan başarılı dönüşüm projeleri paylaşılacak. Bu yıl 10. kez düzenlenen SAP Forum Ankara’da, sürekli değişen ve gelişen yapılar içerisinde yalın iş modelleri ve verimli süreç yönetimi sağlayan çözüm ve demolar ziyaretçilerle buluşacak. Etkinlikte, büyük veri yönetimi, e-devlet uygulamaları, kurumsal uygulamalar, analitikler ve teknoloji gibi konular ele alınarak yeni nesil uygulamalar paylaşılacak. JW Marriott Ankara Hotel’de 10 Mart’ta gerçekleşecek olan etkinlik, uzman sunumları, müşteri başarı hikâyeleri ve yenilikçi çözümleri, ilgi çekici panelleri ile teknoloji alanındaki yeniliklere ışık tutacak. Kamu, enerji, savunma, telekom ve birçok farklı sektörde üretim, satış, pazarlama, kaynak planlaması, lojistik çözümlerindeki yeniliklerin tartışılacağı etkinlikte ziyaretçiler, interaktif sunumlara katılabilecek ve SAP ekosisteminin yenilikçi projelerini yakından inceleme fırsatı bulacak.

TBV ve YouTube’dan Film Hack Türkiye Yarışması

0
a Kreatif ajansların yarışacağı ve kâr amacı gütmeyen bir brief doğrultusunda hazırlanan YouTube videolarının değerlendirileceği Film Hack Türkiye yarışmasının konu başlığı ise “Güvenli İnternet” olarak belirlendi. 22 Ocak günü Google Türkiye Ofisi’ni ziyaret etme imkanı bulabilecek ajanslar yarışma ile ilgili yüz yüze bilgi alabilirken bu fırsatı yakalayamayanlar ise e-posta aracılığıyla [email protected] adresi üzerinden iletişim kurabilecek. İlgili ajanslar tarafından oluşturulan ve 3 Şubat’a kadar teslim edilecek filmler, özel jüri tarafından değerlendirilecek. Film Hack Türkiye yarışmasının sonuçları ise tüm dünyada ve ülkemizde “Güvenli İnternet Günü” olarak kutlanan 9 Şubat’ta düzenlenecek ödül töreninde açıklanacak. İnternetin güvenli ve bilinçli bir şekilde kullanılması konusunda farkındalık yaratmaya yönelik çalışmasıyla Film Hack Türkiye yarışmasında birinci olan ekip, Google Londra ofisini ziyaret etme veYouTube kreatif ekipleri ile bir araya gelme şansını yakalayacak.

5 gün önce, 10 yıl sonra (Canlı Yayın)

0
Techinside.com yeni bir video serisine başlıyor. Her hafta Cuma günü saat 17.00‘de başlayacak olan programımızın ilk bölümü saat 17.30‘da karşınızda.

Kaçırmak yok!

Programımız YouTube üzerinden canlı olarak yayınlanıyor ve daha sonra kaydediliyor. Kaçıranlar tekrarını izleyebiliyorlar.

Endüstri 4.0

Bu haftaki konumuz Endüstri 4.0. Endüstrinin geleceğinde işsizlik artacak ve insanların yerini robotlar mı alacak? Melih Çelik ve Tolga Cem Küçükyılmaz’ın sunumuyla ilk bölüm karşınızda. İyi seyirler.  

Doğa Koleji, hangi teknolojileri kullanıyor?

0
Doğa Koleji Bilgi Teknolojileri Koordinatörü Ömer Ömeroğlu ile Doğa Koleji’nin teknoloji yatırımlarını ve bu yatırımlar sonrası sağladığı faydaları konuştuk. Bilgi teknolojileri alanında başta güvenlik kısmında çalışmalar yapan Doğa Koleji, Platin Bilişim ile iş birliğini daha da geliştirdi. Peki Doğa Koleji, Platin Bilişim ile hangi çalışmaları hayata geçirdi? Bu projelerin faydaları neler? Cevabı başarı hikayesi videomuzda.