Tunçmatik’ten iki yeni regülatör

0
Reguline2000-3000-1Bilişim sektöründe 46 yıldır geliştirdiği ürünlerle sektöre yön veren Tunçmatik, regülâtör ailesi “Reguline”a, 2000VA ve 3000VA olarak iki yeni model ekledi. Reguline; Farklı Güçte Modelleri ile Hayat Kurtarıyor. Tunçmatik’in yeni regülâtörü Reguline, tüm hassas cihazlar için regüle edilmiş temiz enerji ve tam koruma sağlıyor. Bilgisayar, televizyon, kombi, buzdolabı, çamaşır makinesi gibi elektrikli ve elektronik cihazlar için uygun olan Reguline, 600VA ve Reguline 1000VA modellerine, 2000VA ve 3000VA kapasitesindeki iki yeni modellini de ekleyerek dört farklı seçenek ile kullanıcıyla buluşuyor. Reguline’ın en önemli özellikleri arasında; geniş voltaj aralığında çalışma, ön panelden giriş-çıkış voltaj değerlerinin izlenebilmesi, trafosunun yüksek ısıdan zarar görmesini engellemek için kullanılan termik sigorta, kısa devre, aşırı akım ve yüksek ısı koruması özellikleri bulunmaktadır. Reguline, tüm bunların yanında kompakt tasarımı ve alev almayan plastik gövdesiyle de dikkat çekiyor. Küçük yapısıyla özellikle alan sıkıntısı yaşayan ev ve iş yerleri için ideal olan ürün, sürekli düşük veya yüksek gerilimden kaynaklanacak sorunları ortadan kaldırıyor. Son Kullanıcı Satış Fiyatları: Reguline 2000VA: 210,00 TL+KDV Reguline 3000VA: 256,00 TL+KDV

Türk Telekom Grubu’na iki yeni direktör

0
Aykut Zafer Taşel
Aykut Zafer Taşel
Türk Telekom Grubu, iki önemli direktörlük için atama yaptı. Yatırım Planlaması Direktörlüğü’ne Aykut Zafer Taşel atanırken, Bireysel Servisler Direktörlüğü’ne ise Şaban İren getirildi. Aykut Zafer Taşel, yeni görevinde yatırım alanında yapılan planlamaların süreçlerinin yönetiminden sorumlu olurken, Şaban İren ise bireysel alanda hayata geçirilen servislerden sorumlu olarak görev alıyor. Aykut Zafer Taşel kimdir? Aykut Zafer Taşel, lisans eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği Bölümü’nde tamamladı. Kariyerine 2001 yılında PricewaterhouseCoopers’ta başlayan Taşel, şirketin İstanbul ve Dubai ofislerinde farklı yönetim kademelerinde görev yaptı. 2006 yılında Dubai Yatırım Grubuna katılan Taşel, 2008’e dek grubun şirket alım & satım projelerinde yer aldı, 2008-2011 yılları arasında grubun tek elden yeniden yapılandırılmasının operasyonel ve finansal olarak liderliğini yürüttü. Eylül 2011’de Türkiye’ye dönen Taşel, PwC İstanbul Ofisi danışmanlık birimine yönetici olarak katıldı. Türk Telekom Grubu’na katılana dek ülkemiz ve bölgede gerçekleşen büyük yatırımlarda danışman olarak yer aldı. ABAN+IRENŞaban İren kimdir? Selçuk Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan Şaban İren, kariyerine 1995 yılında yazılım mühendisi olarak başladı. İren, kariyerine 1996-2001 yılları arasında Kombassan Holding’de devam etti. Daha sonra Kont Bilişim’de Ürün Müdürlüğü görevini üstlenen İren, sonraki yıllarda sırasıyla Netcom, Bizprosistem Sentim Teknoloji ve Sentim Bilişim şirketlerinde üst düzey yöneticilik yaptı. Şaban İren, 2008 yılından 2014 yılına kadar ise Turkuvaz Medya Grubu’nda Bilgi Sistemleri Grup Başkanlığı görevini üstlendi.

Netis’ten fiber destekli modem/router

0
Hem ADSL, hem kablo, hem de fiber internet bağlantısına sahip olanlar bu ürünü kullanabiliyor ve bağlantı tipi değiştiğinde modem değiştirmek gerekmiyor. Netis ağ ürünlerinin Türkiye distribütörü DataStar, VDSL (fiber) destekli yeni modem/router’ı yakında satışa sunuyor. Netis WF4422 model modem/router, geriye dönük olarak ADSL2 ve ADSL desteği de sağlıyor. Bu sayede her tip internet bağlantısına sahip olanlar ürünü kullanabiliyor. VDSL2 destekli olan Netis WF4422, 300Mbps kablosuz hıza sahip. Hem kablolu hem kablosuz bağlantıyı destekleyen modem/router, online oyun, HD video, web’de sörf gibi her türlü uygulama için güvenilir bir bağlantı sunuyor. Kullanıcıların tüm gereksinimlerine uygun olan WF4422, hem VDSL hem ADSL desteği sayesinde bağlantı tipi değiştiğinde de kullanılabiliyor. Bu sayede örneğin ADSL’den fiber bağlantıya geçildiğinde kullanıcıları yeni modem yatırımı yapma maliyetinden kurtaran bir çözüm sunuyor. IPTV desteği Netis WF4422 modem/router’a, üzerindeki LAN girişleri sayesinde IPTV set üstü kutusu bağlanabiliyor. IPTV deneyimi için de destek sunuyor. Ayrıca değiştirilebilir LAN4/WAN girişi olan ürün kablo ya da fiber bağlantı seçeneği oluşturuyor. Gelecek nesil IP standardı olan IPv6 desteği de bulunan ürün 77 USD+ KDV fiyatla satışa sunulacak.

Truecaller ile “Kim arıyor?” derdine son

0
Truecaller-logo-asil1,7 milyar telefon numarasını cebinizde taşımanızı sağlayan, bilinmeyen numaraların tanımlanması ile istenmeyen numaraların engellenmesi alanlarında dünya lideri pozisyonundaki Truecaller, Türkiye’deki çalışmalarını hızlandırma ve yoğunlaştırma kararı aldı. Bugün itibariyle Türkiye’de 2 milyon, dünya çapında ise 150 milyondan fazla kullanıcı tarafından tercih edilen Truecaller’ın İsveç’teki merkezinde görev yapan CTO’su Umut Alp, hedeflerinin ülkemizdeki kullanıcı sayısını 5 ay içinde 5 katına çıkarmak olduğunu belirtti. Umut Alp, “Truecaller küresel çapta büyük hedeflere sahip bir marka. ABD, Ortadoğu ve Hindistan gibi pazarlarda hızla büyüyoruz. Ama bunun yanı sıra, kısa sürede 2 milyon kullanıcıya ulaştığımız Türkiye pazarındaki gelişmemizi de çok önemli buluyoruz. Bu gelişmeler üzerine Türkiye’deki hedeflerimizi büyüttük. Amacımız yılsonuna dek kullanıcı sayımızı 5 katına çıkarmak ve 10 milyona ulaşmak. Türkiye pazarının Truecaller için mükemmel bir başarı öyküsü oluşturduğunu görmekten de ayrı bir mutluluk duyuyorum,” dedi. Truecaller CTO’su Umut Alp, Truecaller hakkında şu bilgileri aktardı: “Truecaller’ın kullanıcılara sunduğu pek çok fayda var. Bunların en önemlilerinden biri, sizi arayan numaranın hangi kişi veya kurum olduğunu anında öğrenmek. Truecaller uygulaması kullanıma sunulana değin, sizi arayan kişinin numarası ve ismi telefon defterinizde kayıtlı değilse, bu kişinin kim olduğunu bilme şansınız yoktu. Bu durum, gelen bir aramayı cevaplama veya cevaplamamayı tercih etme hakkını kullanıcıların elinden alıyordu. Biz, Truecaller olarak bu hakkı kullanıcıya geri veriyoruz. Artık telefonunuza bir çağrı geldiğinde ekrana bakıyor ve rehberinizde kayıtlı olmasa bile sizi kimin aradığını Truecaller sayesinde görebiliyorsunuz. Cevap verip vermemek ise size kalmış…” Truecaller’ın bir diğer faydasının ise tüm dünyada giderek artan bir sorun haline gelen ‘spam’ aramaları engellemek olduğunu belirten Umut Alp sözlerini şöyle sürdürdü: “Truecaller sayesinde kullanıcılar, bugün 150 milyondan fazla kişinin oluşturduğu ve her gün 300 bin yeni katılımın olduğu Truecaller kullanıcı topluluğu tarafından kontrol edilerek ‘spam’ olarak işaretlenmiş numaraları anında tanıyabiliyor. Yani arayan numaranın spam olup olmadığı artık telefon ekranında yazıyor. Yalnızca Türkiye’de spam olarak işaretlenmiş 300 bin telefon numarası bulunuyor ve Truecaller sayesinde her gün dünyada 8 milyondan fazla spam çağrı engelleniyor.” Truecaller MENA (Orta Doğu ve Kuzey Afrika) Bölgesi Büyüme ve İşbirliği Başkan Yardımcısı Husain Misherghi, 150 milyon kişilik kullanıcı topluluğunu geliştirmek ve ekosistem içerisinde yeni işbirlikleri kurma görevinde. Daha önce Rocket Internet Orta Doğu Başkanlığı, Namshi.com’un Kurucu Ortaklığı, Foodonclick.com CEO’luğu gibi Orta Doğu ve Türkiye’yi yakından ilgilendiren şirket ve pozisyonlarda görev alan Husain Misherghi, Türkiye’deki kullanıcıların Orta Doğu için çok önemli olduğunu belirterek, “Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bankalardan, sigorta şirketlerinden ve telepazarlamacılardan gelen spam çağrılardan insanlar şikayetçi. Her ne kadar bu konuda kanunlar olsa da firmalar her zaman için bu kanunlara uymayabiliyor. Truecaller olarak dünyanın her yerindeki kullanıcılarımızın sahip oldukları iletişim özgürlüğünü Türkiye’de de yaygınlaştırmak istiyoruz” dedi. Tüm mobil platformları ve kullanıcıları kucaklayan uygulama Truecaller yalnızca iOS ve Android telefonlarla değil, Windows Phone, BlackBerry, Symbian S60, Series 40 gibi farklı mobil işletim sistemleriyle de uyumlu. Böylece yeni nesil akıllı telefonların yanı sıra 2000 yılından beri pazara sunulmuş olan cep telefonlarının neredeyse tümünde kullanılabiliyor. Truecaller uygulaması Google Play Store, Apple AppStore, Windows Phone Store, BlackBerry World, Opera Mobile Store ya dawww.truecaller.com adresinden kolayca indirilebiliyor. Rakamlarla Truecaller:
  • Küresel çapta 150 milyonu aşkın kullanıcıya sahip.
  • Küresel veritabanında 1,7 milyar telefon numarası bulunuyor.
  • Bugüne dek Türkiye’de 2 milyon kullanıcı tarafından tercih edildi.
  • Türkiye’de spam olarak işaretli 300 bin telefon numarası mevcut.
  • Truecaller veritabanında her ay 2 milyar telefon numarası aranıyor.
  • Her gün 8 milyon arama spam olduğu için engelleniyor.
  • Dünya çapında 35 farklı milliyetten 80 çalışanla hizmet veriyor.
2009 yılında İsveç’in Stockholm kentinde Alan Mamedi ve Nami Zarringhalam tarafından hayata geçirilen Truecaller uygulaması, kısa süre içinde Sequoia, Atomico, Kleiner Perkin Caufield & Byers gibi önde gelen yatırım fonlarından 80 milyon ABD dolarının üzerinde yatırım almış ve küresel çapta ismini duyurmuştu.

Microsoft’un bebekli reklamları başlıyor

0
windows_10_baby_ad-600x400Bebekleri veya küçük çocukları bir pazarlama enstrümanı olarak kullanmak, reklam dünyasının son 15-20 yıl içinde çok yoğun olarak kullanmaya başladığı bir yöntem. Bebeklerin, çocukların masumiyeti, bir markanın tüketicinin gözünde sempatik ve güvenilir imaj kazanması için en kestirme ve en kesin yöntem olarak kabul ediliyor. Bebekli/çocuklu reklamlara teknoloji şirketleri de uzak kalamıyor. Değişik kampanyalarda, değişik markaların, bebekli/çocuklu reklamlar hazırladığına şahit olabiliyoruz. Gerçi daha çok otomobil endüstrisinin, “bebekleriniz/çocuklarınız bizim arabalarımızın içinde güvende olurlar,” alt mesajını vermek için kullandığı bebekleri, teknolojik ürünlerle bağdaştırmak her reklam ajansının kolayca başarabildiği bir iş de değildi. Teknoloji söz konusu olduğunda, kısa reklam süresi içinde, ürünün tüketiciye sağladığı teknolojik avantajları ön plana çıkarmak, sonrasında ise mümkünse, zaman kalırsa, gülümseyen mutlu bir bebeği kadraja katmak, en sık tercih edilen reklam formatlarından biriydi. Ancak şimdi Microsoft’un doğru argümanı bularak, Windows 10’un önümüzdeki hafta başlayacak reklamlarını tamamen bebeklerin üzerine kurmayı başarmışa benziyor. Windows 10’un ilk reklamları, halkın üzerinde sempatik bir ilk izlenim bırakmak için bebeklerin üzerine kurgulanmış olarak karşımıza çıkacak. Microsoft bu reklamlar boyunca, “bu bebekler büyüyüp bilgisayar kullanmaya başladığında, Windows 10 sayesinde, şifre hatırlamak zorunda kalamayacak,” benzeri mesajlar vererek Windows 10’un reklamını yapacak. Elbette bu reklamlar, Windows 10’un ilk dalga reklamları olacak ve Microsoft’un daha sonra,  her pazara, her ülkeye göre farklılaşan, yeni reklam kampanyaları ile Windows 10’un faydalarını anlatması bekleniyor. Bakalım, Windows 10’un ilk dalga bebekli reklamları dünya çapında nasıl bir tepki alacak. Türkiye’de bu reklamların ne kadarı gösterime girer, şimdilik belli değil ancak siz yine de Windows 10’un bebekli reklamlarını, önümüzdeki pazartesini beklemeden, aşağıda izleyebilirsiniz. https://www.youtube.com/watch?t=22&v=Gu6vmNz-PhE   https://www.youtube.com/watch?v=fOQK68tfU-Q   https://www.youtube.com/watch?v=ZCC48K1YhFM   https://www.youtube.com/watch?v=TVIGAmPby30

Tümleşik iletişimle masa başı çalışma dönemi sona eriyor

0
tumlesik+iletisimSeyahat ve konaklama maliyetlerini azaltan, ön yatırım ve işletme giderlerinden tasarruf edilmesini sağlayan tümleşik iletişim, farklı mekânlardaki çalışanların eş zamanlı görüşme ve çalışma yapabilmelerini mümkün kılıyor. Özellikle çok lokasyonlu, bölgelere yayılmış firmalar için önemli avantajlar sağlayan tümleşik iletişimle aynı odadaymışçasına aynı dosya üzerinde ve istenilen cihazla iletişim kurulabiliyor, istenilen dosya paylaşılıp üzerinde rahatlıkla çalışılabiliyor. Çalışanlar ise ofis dışında veya sahada olsalar bile kendi aralarında, müşterilerle ve tedarikçilerle kolay bir şekilde iletişim kurup iş süreçlerini optimize edebiliyor. 2020 yılında tümleşik iletişim pazarı 75,81 milyar dolarlık hacme ulaşacak Yeni teknolojilere ihtiyaçları giderek artan kurumlar, iş verimliliği ve sürekliliği için yenilikçi BT altyapılarına yatırım yapıyor. İşletmeler, çeşitli tümleşik iletişim araçlarını iş kollarına entegre ederek, zenginleştirilmiş çalışma olanağı elde ediyorlar. Verimliliğin artırılması için vazgeçilmez konuma gelen tümleşik iletişim çözümleri, performans ve gelir artışı sağlamak için de yenilikler sunarken, kurumları ve çalışanların değişen iş koşullarına uyum sağlamasını da mümkün kılıyor. Kurumların ve bireylerin hayatını yakından etkileyen tümleşik iletişim pazarı her geçen yıl büyüme eğilimi gösteriyor. Bağımsız araştırma kuruluşu Grand View’ın yaptığı araştırmaya göre, tümleşik iletişim çözümleri pazarı, 2020 yılında 75,81 milyar dolara ulaşacak. “Global Unified Communication as a Service Market 2015-2019” raporuna göre ise tümleşik iletişim pazarının 2019’a kadar yüzde 27,5 oranında büyümesi bekleniyor. İstenilen cihazdan çalışabilme özgürlüğü verimliliği yüzde 66 oranında artırıyor Günümüzde hızlı ve kesintisiz iletişimin sağlanması, firmalar için çok önemli. Karmaşık ya da çağın gerisinde kalmış bir iletişim platformu, işlemleri yavaşlatarak iş kaybına yol açabiliyor. İletişim yazılım ve hizmetleri üreticisi Unify, sunduğu Circuit çözümü sayesinde, farklı networkleri, cihazları ve uygulamaları kullanımı kolay tek bir çatı altında birleştirip, iş birimlerinin zengin ve anlamlı bir iletişim deneyimi yaşamasını sağlıyor. WebRTC tabanlı Circuit, kullanıcıların bütün cihazlara tek bir ekrandan ulaşabildiği ilk platform. Circuit, kullanıcı deneyimine verilen hassasiyet göz önünde bulundurularak, iki yılı aşkın süreçte Y kuşağının da içinde olan 1.000’den fazla beta kullanıcısının geri beslemeleri dikkate alınarak tasarlandı. Unify’ın yaptığı araştırmaya göre, kullanıcı deneyimi ve alışkanlıklarında cihaz bağımsız sürekliliğinin sağlanması; çalışan verimliliğini yüzde 66, ekipler arası iletişimi yüzde 59, BT birimlerinin teknoloji yönetimini yüzde 53, veri giriş ve güvenliğini de yüzde 51 artıyor. Tüm iletişim kanalları tek ekranda birleşiyor Üretkenliği artıran çözümlerin iş sürekliliği için vazgeçilmez tercihler arasında yer aldığını belirten Unify Türkiye Ülke Müdürü Erda Tütüncüoğlu, gelecekte çalışma şekillerinin günümüze kıyasla çok farklı olacağına dikkat çekti: “Özellikle çok lokasyonlu şirketler, yatırımlarını sadece merkeze yaparak, iletişimde tasarruf ve kullanım kolaylığı elde etmeyi tercih ediyorlar. Bu tercih, azalan donanım ihtiyaçları ile birlikte, elektrik, soğutma ve sistem odası gibi gider kalemlerinde tasarrufu ve sahip olma maliyetini dikkat çekici oranda azaltıyor. İletişimin artık ses, chat, video gibi farklı kanallar kullanılarak gerçekleştirildiği günümüzde Circuit çözümümüz ile coğrafi bakımdan birbirine uzak ekiplerin yüksek seyahat masraflarını minimumda tutmalarına yardımcı oluyoruz. Aynı zamanda yüksek enerji tasarrufu sağladığı için karbon salımını da en alt seviyeye indiriyoruz. Toplantıların tümleşik iletişimin sağladığı konforla yapılması, seyahat masraflarında yüzde 30 oranında tasarrufu da beraberinde getiriyor. ” dedi. Çalışanlar ofiste kendi cihazlarını kullanmak istiyor Yenilikçi teknolojik dönüşüm, eski alışkanlıkların geride bırakılmasını sağlıyor. Kurum kültüründeki değişim en çok çalışanların iş hayatında kendi cihazlarını kullanmak istemeleri ekseninde oluşuyor. BYOD (Bring Your Own Device-Kendi Cihazını Getir) eğilimi ile her yerden ve işletim sistemi bağımsız her cihazdan çalışabilmek, iletişim kurabilmek, bütün kurumların gerçeği haline gelmeye başlıyor. İnternet bağlantısı olan her yerden, akıllı cihazlarla, bilgisayarlarla çalışma eğilimi giderek ön plana çıkıyor.

Türk şirketi Google Eddystone’nun çözüm ortağı oldu

0
shop-product-physical-webHem Türkiye’de hem de dünyada adını ilk kez Apple’ın desteklediği Beacon teknolojisi konusunda geliştirdiği çözümlerle duyuran Türk Ar-Ge şirketi Blesh, önemli bir başarıya daha imza attı. 14 Temmuz’da Google’ın platform bağımsız Beacon teknolojisi olarak duyurduğu Eddystone’un dünyadaki ilk çözüm ortaklarından biri olma başarısını yakalayan Blesh, 2014 yılı sonunda da Nesnelerin İnterneti alanında bir ilki başarmış ve Google’ın önderlik ettiği Physical Web beacon cihazlarını geliştiren ve 2 haftada 30’dan fazla ülkeye satmayı başaran tek şirket olmuştu. Konuya ilişkin açıklama yapan Blesh CEO’su Devrim Sönmez, “Bir Türk teknoloji şirketi olarak dünyanın geleceğini şekillendirecek bir teknoloji konusunda uzmanlaşarak teknoloji üretmemiz ve onu dünyaya ihraç etmemiz genç bir şirket olan Blesh için oldukça önemli adımlar olmuştu.  Önce teknoloji devi Apple’ın ardından da yine dev bir şirket olan Google’ın ekosistemine dahil edilmemiz bize büyük gurur kaynağı ve motivasyon oldu.  Bu süreçlerde ortaya koyduğumuz başarılar Türkiye’nin teknoloji alanında dünyaya yeni teknolojiler ihraç edebileceği konusunda önemli birer örnek olma özelliği taşıyor. Blesh olarak; Türk mühendislerinin gücünü bundan sonra da tüm dünyaya göstermeye ve büyümeye devam edeceğiz” dedi. Eddystone, Bluetooth Smart teknolojisini kullanarak lokasyon bazlı iletişime ve Nesnelerin İnterneti’ne yeni bir yön veriyor. Eddystone, hem iOS hem de Android işletim sistemleriyle çalışabiliyor.

e-tebligat dönemiyle tasarruf başladı

0
e-tebligatTürkiye’de, UYAP sistemi üzerinden yılda ortalama 9 milyonu tüzel ve 27,5 milyonu gerçek kişiler olmak üzere toplamda 36,5 milyon adet tebligat gönderimi gerçekleştiriliyor. En önemli e-dönüşüm süreçlerinden birini oluşturan e-tebligat sayesinde günler veya haftalar süren tebligat gönderim süreleri saniyelere iniyor. Kâğıt kullanılmadan yapılan e-tebligat uygulaması ile yılda ortalama 50 bin ağaç kesilmekten kurtulacak. Klasik yöntemlerle gönderimi gerçekleştirilen tebligatların maliyeti 14 TL’yi bulurken, e-tebligat ile bu rakam 1 TL’ye düşüyor. Kâğıt israfını engelleyen e-tebligat ile saniyeler içinde tebligat yapılabilecek Eski sistemde haftaları bulan tebligat süreleri geride kalıyor. E-tebligat ile saniyeler içinde tebligat yapılabilecek, ilgili yere ulaştığına dair delil okunabilecek. Dolayısıyla e-tebligat ile çok daha hızlı bir sisteme geçilmiş olacak. E-tebligat, kâğıt israfını engelleyeceği için aynı zamanda doğayla dost bir çözüm. Yükümlülerin e-tebligat alabilmeleri ve gönderebilmeleri için KEP adresi edinmeleri gerekiyor. KEP sistemi; resmi, hukuki ve ticari yazışmaların ve e-belge paylaşımlarının yasal geçerli, güvenli şekilde mekândan bağımsız olarak her an ve her yerden yapılabilmesini mümkün kılıyor. UYAP sistemi üzerinden 36,5 milyon adet tebligat gönderimi gerçekleştiriliyor Türkiye’de toplamda 36,5 milyon adet tebligat gönderimi gerçekleştirildiğini belirten TÜRKKEP Genel Müdürü Yüksel Samast, “Ülkemizde, UYAP sistemi üzerinden yılda ortalama 9 milyonu tüzel ve 27,5 milyonu gerçek kişiler olmak üzere toplamda 36,5 milyon adet tebligat gönderimi gerçekleştiriliyor. E-tebligat uygulaması, garantili, kesin teslim olanağı sunuyor. Bu sayede, hak kayıplarının önemli oranda azaltılması mümkün olacak. E-tebligat sistemi, tebligat gönderen merciiler için ve çok fazla sayıda tebligat alan kurumlar için kâğıt, postalama, işçilik, saklama gibi maliyetlerde yüksek oranda tasarruf sağlayacak.” dedi. Tek tıkla tebligat dönemi başladı E-tebligat sistemi ile 14 TL olan tebligat gönderim ücretlerinin 1 TL’ye düşeceğine dikkat çeken Samast, e-tebligat sisteminin kurumlar ve bireyler açısından zaman, maliyet, insan gücü gibi birçok açıdan ekonomik fayda sunduğunu ifade etti. Günler süren tebligat sürelerinin büyük iş kayıplarına yol açtığını söyleyen Samast, saniyeler içerisinde gönderimi gerçekleştirilecek tebligatlar ile kurumların ve bireylerinin işlemlerini daha hızlı, sorunsuz ve kolay yapabileceğini sözlerine ekledi. Ülkemizin e-dönüşüm sürecinde çok önemli bir adım attığının altını çizen Samast, Türkiye’nin önde gelen güven kurumu TÜRKKEP olarak KEP, E-Fatura, E-Defter, E-İmza, E-Tebligat ve E-Arşiv Fatura hizmetleri ile e-dönüşüme öncülük etmeye devam edeceklerini aktardı. Alıcı ve gönderici kimliği için e-imza şart KEP sisteminde kullanıcı olan özel veya tüzel kişilerin gönderi yapabilmeleri, gelen tebligatlara aynı yolla cevap yazabilmeleri için e-imza kullanmaları gerekiyor. KEP sisteminde hiçbir KEP iletisi e-imza olmaksızın gönderilemiyor. Alıcı ve gönderici kimliğinin tanımlanabilmesi için KEP sisteminde e-imza kullanılması gerekiyor.

AssisTT 1 ay içerisinde 465 kişi alacak

0
call centerGeleneksel çağrı merkezi işlevlerinin ötesine geçen hizmetleriyle dikkat çeken, Türk Telekom grup şirketi AssisTT, Türkiye’nin dört bir yanındaki çağrı merkezlerine yeni alım yaparak ülke istihdamına katkı sağlamaya devam ediyor.  AssisTT,önümüzdeki 1 ay içerisinde Burdur, Erzincan, Ordu, Giresun, Karaman, Kırıkkale ve Rize’de toplamda 465 kişilik personel alımı yapacak. İŞKUR işbirliği ile başlayacak işe alım sürecinde Giresun’da 100, Ordu’da 100, Erzincan’da 95, Rize’de 50, Burdur’da 50, Kırıkkale’de 50 ve Karaman’da da 20 genç AssisTT bünyesinde görev yapmaya başlayacak. Adaylar, başvurularını AssisTT kariyer portalı olan www.assisttkariyerim.comadresinden veya ilgili ildeki İŞKUR merkezinden yapabiliyor.
Yatırımlar kalkınmada öncelikli şehirlere 
21 şehirde 24 çağrı merkezi bulunan AssisTT, Anadolu’da sağladığı istihdam gücünü her geçen gün artırıyor. Yatırımlarını kalkınmada öncelikli şehirlerde yoğunlaştıran AssisTT’in son 2 yılda, 9 yeni çağrı merkezi açarak 5 bin 500’e yakın yeni personeli işe aldığına dikkat çeken AssisTT İnsan Kaynakları ve İdari İşler Genel Müdür Yardımcısı Banu Saraçlar,  “AssisTT Türkiye’de yaygın hizmet ağına sahip. Bu çerçevede Anadolu’ya istihdam için yatırımlarımız devam edecek. Şirket olarak özellikle Anadolu’da kalkınmada öncelikli yerlere özel önem veriyoruz. Yaptığımız bu yatırımlarla Türkiye nüfusunun geniş kesimini oluşturan kadın ve gençlerimizin istihdamına katkıda bulunduğumuz için ayrıca mutluyuz. AssisTT olarak büyüyen yapımızda iş deneyimi ile birlikte; eğitim ve gelişim fırsatları da sunarak çalışanlarımızı geleceğe taşıyacağız. Anadolu’ya istihdam için yatırımlarımız devam edecek” dedi.   Anadolu şehirlerine yatırımlarının süreceğini belirten Saraçlar; “Yaklaşık 10 bin çalışanı olan AssisTT, yalnızca büyük çapta işe alım yapmakla kalmıyor, çalışanlarının mutluluğunu ve kariyerlerinde ilerlemesi için de gereken altyapıyı da hazırlıyor. Çalışanlarımızın yükselmesine imkan veren iş modelleri oluşturmayı öncelikli işlerimiz arasında görüyoruz. AssisTT içinde yalnızca geçen yıl çalışanlar arasından 167 kişi yönetimsel-idari görevlere terfi etti. Bu da bizi sektörde ayrıştıran güçlü özelliklerimizden biri olarak ön plana çıkartıyor.” diye konuştu.

Teknosa kendi markasıyla akıllı telefon satacak

0
1.TeknoSA+Genel+Muduru+Bulent+GurcanTeknoSA, kendi akıllı telefon ve saatini piyasaya çıkararak Türkiye teknoloji perakendeciliği sektöründe yine bir ilki gerçekleştiriyor. 2000 yılından bu yana “Herkes için Teknoloji” felsefesi ile hareket eden ve bugün teknolojiyi Türkiye’nin 81 iline götüren TeknoSA, Preo markasıyla kendi ürünlerini tüketicilerle buluşturacak. Preo P1 akıllı telefon ve Pwatch akıllı saat modeli, 16 Temmuz itibariyle Türkiye’nin 81 ilindeki TeknoSA mağazalarında ve online alışveriş sitesi teknosa.com’da satışa sunulacak. 15’inci yılında yeni atılımlarla müşterilerine sunduğu kesintisiz deneyim ve teknolojide entegre hizmet anlayışını güçlendirmeyi hedefleyen TeknoSA, yılın ilk çeyreğinde, önce kendi markasıyla mobil iletişim hizmeti vermeye başladı. Şimdi de kendine ait özel markalı ürünlerle Türkiye’de teknolojiye erişimi daha da kolaylaştırmayı hedefliyor. Gürcan: “Bugün ve gelecekte tüm teknolojik ihtiyaçların tek adresi olmayı hedefliyoruz.” TeknoSA’nın kurulduğu günden bu yana Türkiye’de herkesin teknolojiye erişimini kolaylaştırdığını, teknolojinin tüm evlere girmesinde önemli bir rol üstlendiğini dile getiren TeknoSA Genel Müdürü Bülent Gürcan; “15 yıllık birikim ile şimdi daha fazlasını yapmak için kolları sıvadık. Sunduğumuz ürün ve hizmetleri, tüketicilerimizin ihtiyaçları doğrultusunda çeşitlendirmek, herkesi akıllı cağın teknolojileriyle buluşturmak yönünde atılımlara imza atıyoruz. TeknoSA Mobil’i TeknoSA güvencesi ve avantajlarıyla müşterilerimize sunmak, bu doğrultuda atılmış önemli bir adımdı. Şimdi ise markalı ürünlerimiz TeknoSA Preo P1 model akıllı telefon ve Pwatch ile yine bir yeniliğe imza atıyoruz. Türkiye’nin 81 ilindeki mağazalarımız, teknosa.com ve mobil uygulamalarımızla yılda 200 milyonu aşkın ziyaretçi ağırlıyoruz. 4,5 milyonu aşkın Turuncu Kart sahibi müşterimiz var. Türkiye’de teknoloji ihtiyaç ve eğilimlerini en iyi analiz eden şirketlerden biriyiz. Bu birikimi de tüketicilerin beklentilerine göre tasarlanan akıllı telefon ve saat ürünlerimizle taçlandırmak istedik. Bu yatırımlarla TeknoSA’nın, bugün ve gelecekte tüm teknolojik ihtiyaçların TEK ADRESİ olmasını hedefliyoruz.” diye konuştu. Tüketicilerin ihtiyaçları dikkate alınarak geliştirildi Geliştirme aşamasında tüketicilerin beklenti ve ihtiyaçları göz önüne alınan Preo P1 akıllı telefon, ileri teknoloji özellikleriyle dikkat çekiyor. P1, ekran, kamera ve pil gibi detaylarda güçlü bir ürün. LTE yani 4G uyumlu. 5 inç ekran, 13 megapiksel arka, 5 megapiksel ön kamera çözünürlüğü ve standart 8 GB hafıza gibi özellikleri bulunan PREO P1, 749 TL’ye tüketicilerle buluşacak. TeknoSA’nın bir diğer Private Label ürünü Preo Pwatch ise sağlıklı ve hareketli bir yaşam arzu edenler için tasarlandı. Adım sayma, mesafe takibi, harcanan kaloriyi gösterme, uyku düzenini ve kalitesini takip etme ve vücut kitle indeksini ölçme özelliklerinin yanı sıra diyet programı yapabilmeye de imkan tanıyor. Farklı renkli kayışlarıyla modayı da beraberinde getiren Pwatch, 99 TL’lik fiyatıyla meraklılarını sevindirecek. Lansman dönemine özel olarak, Preo P1 telefon ve Pwatch akıllı saat birlikte 799 TL’den satışa sunulacak. Ayrıca, 24 ay taahhütlü TeknoSA Mobil hattını alan veya hattını TeknoSA Mobil’e taşıyanlar, Preo P1 telefona 350 TL’ye varan indirimle 399 TL’ye sahip olabilecek. Yine bu dönemde Preo P1 telefon alan müşterilere Preo markalı kılıf hediye edilecek. “Akıllı ürünü olmayan kalmasın” TeknoSA Genel Müdürü Bülent Gürcan, TeknoSA markalı ürünlerle ilgili hedeflerine dair şöyle konuştu: “Bilgiye erişimi kolaylaştıran, kesintisiz iletişim ve nesnelerin interneti döneminde daha iyi bir yaşam vaat eden akıllı ürünlerin, giyilebilir teknolojilerin Türkiye’de herkese erişmesini istiyoruz. Emarketer.com tahminlerine göre 2015 için Türkiye’de cep telefonu kullananlar içinde akıllı telefon penetrasyonu %50 seviyelerinde. Batı Avrupa’da bu oran %66’yı geçiyor. Bu da bize potansiyeli gösteriyor. Türkiye’nin lider teknoloji perakende şirketi olarak, tüketiciye daha fazla değer sunmak için hem özel markalı ürünler hem de diğer yenilikçi işlerle fark yaratmaya devam edeceğiz.” “Tüketici güveniyorsa, her ihtiyacı tek noktadan karşılıyor” Dünya’da ve Avrupa’da özel markalı ürünlerin çok yaygın olduğunu belirten Gürcan, Türkiye’nin bu alanda çok mesafe kaydettiğini, özellikle de telekomünikasyon sektöründe Private Label ürünlerin ciddi alıcı bulduğunu söyledi. Tüketicilerin teknoloji alışverişlerinde eskiye göre çok daha bilinçli olduğunu belirten TeknoSA Genel Müdürü;“Tüketiciler, perakende firmalarına güveniyorsa, gönül rahatlığı ile ihtiyacı olan tüm ürünleri de satın alıyor. Biz 15 yıldır müşterilerimizle güven-güven ilişkisini kurduk. Müşterimiz bizim markamıza güveniyor, biz de onlara güvenerek yeni ürün ve hizmetleri tüketicilerle buluşturmaya, özel markalı ürünlerle müşterilerimize değer katan seçenekler oluşturmaya yöneliyoruz” diye konuştu. “Büyümeyi akıllı telefonlar sürüklüyor” Türkiye Tüketici Teknolojisi Ürünleri pazarı hakkında da bilgi veren Bülent Gürcan, şunları söyledi: “Pazar, 2015 yılının ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 14 büyüdü ve 9,4 milyar TL ciroya ulaştı. Bu dönemdeki yüzde 23’lük büyüme hızıyla Telekom kategorisinin büyümenin lokomotifi olduğunu görüyoruz. Burada akıllı telefonlar ön planda. Önümüzdeki dönemde de yeni modeller, 4G ve 5G’nin etkisiyle de büyümenin yine akıllı telefonlar odağında gerçekleşmesini bekliyoruz. PREO P1 ile akıllı telefon pazarına girmemizin önemli nedenlerinden birisi de bu. Bununla birlikte özel markalı ürünleri sadece akıllı telefonla ve akıllı saat ile sınırlı değerlendirmiyoruz, farklı kategoriler de gündemimizde.”

Skyscanner ve Yahoo! JAPAN’dan Dev İşbirliği

0
planes-189a2015 yılında yaklaşık 71 milyar dolar değerinde rezervasyon oranına ulaşması beklenen Japonya seyahat pazarı, dünyanın en büyük üçüncü pazarı olarak konumlanıyor. Skyscanner Japan kuruluşundan sonra gerçekleştirdiği bu işbirliği ile gücüne güç katarak bu önemli pazardaki büyümesini hızlandırıyor. Bu iş birliği sayesinde seyahatseverler için büyük bir fırsat yaratılıyor ve seyahatseverler ücretsiz olarak milyonlarca uçak biletini arama imkanı buluyor. Yapılan işbirliği kapsamında Skyscanner, Uygulama Programlama Arayüzü ‘nü (API) Yahoo! JAPAN ile paylaşarak uçuş arama sonuçlarına güç katacak. Bu şekilde Skyscanner, Yahoo! JAPAN’ın hem geniş kullanıcı kitlesinden hem de Japonya seyahat pazarının zenginliğinden faydalanabilecek. Ayrıca geçen yıl Japonya’da yüzde 40 oranında ziyaretçilerini artıran Skyscanner, bu pazarda daha da çok büyüyebilecek. Skyscanner’ın Kurucu Ortağı ve CEO’su Gareth Williams gerçekleştirilen işbirliğine ilişkin: “Skyscanner Japan uluslararası seyahat arama motoru destekli bir start-up projesi olup, dünyanın en büyük üçüncü seyahat pazarında yer alan en büyük arama motoru olarak konumlanmaktadır. Bu işbirliğinin Japonya ve tüm dünyadaki seyahatseverler için önemli bir gelişme olduğunu düşünüyoruz. Skyscanner olarak seyahatseverlere bütün dünyada çok kapsamlı seyahat alternatifleri sunuyor ve arama motorumuzu ülkeler bazında geliştirmenin seyahatseverler için de faydalı olacağına inanıyoruz. Yahoo! JAPAN ile gerçekleştirdiğimiz bu işbirliğimiz sonucunda; seyahatseverlere daha çok avantaj sağlayacağımıza inanıyoruz. “ dedi. Yahoo! JAPAN Medya Departmanı Müdürü Gen Miyazawa ise: “Lider uluslararası seyahat arama motoru Skyscanner ile yaptığımız bu işbirliği, Japonya’da seyahat alanında hizmet sunabilmemiz için bize büyük fırsatlar sağlayacak. Yahoo! JAPAN olarak Skyscanner’ın desteğiyle seyahatseverlere sunduğumuz seyahat deneyimini daha da zenginleştireceğiz. Skyscanner’ın seyahatteki uzmanlığıyla, Japonya’daki seyahatseverlere eşsiz bir seyahat deneyimi yaşatmayı hedefliyoruz. “ Skyscanner ve Yahoo! JAPAN‘ın yönetim kurulu seviyesinde üst düzey temsilciler tarafından teknik ve danışman sıfatıyla destek vereceği Skyscanner Japan ‘ın özerk bir şekilde çalışması planlanıyor. Bu anlamda öncelikle hem Yahoo! JAPAN hem de Skyscanner’dan Skyscanner Japan için çalışacak uzmanlar sağlanacak. Bu işbirliği kapsamında, Tokyo ofisinin kurulması ve bu ofise bir CEO atanması hedefleniyor.

Facebook, dijital asistan hazırlıyor

0
facebook MoneypennyJames Bond severler, Moneypenny ismini iyi bilirler. İngiliz istihbarat ajansı başkanının asistanı olan Moneypenny, Bond’a sık sık yardım eder ve bilmesi gereken bilgileri aktarır. İşte bu ünlü isim, şimdi Facebook’un dijital asistanının ismi olarak karşımıza çıkacak gibi görünüyor. Apple’ın SIRI’sine ve Microsoft’un Cortanası’na, hatta Google’ın Now servisine rakip olarak hazırlandığı anlaşılan Moneypenyy, rakiplerinin aksine, kendisine sorulan soruları cevaplamak için diğer insanların deneyimlerini kullanacak. Facebook’tan şimdilik Moneypenny hakkında detaylı bilgiler almak mümkün değil. Hatta Facebook,Moneypenny’yi resmen kabullenmiş de değil ancak şirket içinden sızan bilgiler, Facebook’un Moneypenny’i yayınlamaya çok yakın olduğunu söylüyor. Muhtemelen sonbahardaki büyük lansman dalgalarından birinde Facebook’un yeni dijital asistanını da görmemiz mümkün olacak.

Microsoft Windows 10 kutlamalarına hazırlanıyor

0
windows_10_green-wallpaper-1920x1080Microsoft, 29 Temmuz’da dünya çapındaki tutkunları, parakendecileri ve Microsoft mağazaları da dahil olmak üzere dünya çapında Windows 10’un çıkışını ve insanlara yaratacağı katma değeri kutlayacağını açıkladı. İlk defa ücretsiz güncelleme imkanı sunacak olan Windows 10, her zaman güncellenerek hızlı ve daha güvenli bir deneyim sunuyor olacak. Yani, diğer bir deyişle, Windows 11 olmayacak, onun yerine Windows 10 kısa süre sonra ismini Windows olarak değiştirip sürekli güncellenerek kendini yenileyecek. Windows 10, Cortana, Microsoft Edge adı verilen yeni tarayıcısı ve Xbox’la uyumlu çalışma olanağı gibi yenilikleriyle şimdiye kadar olan en iyi Windows olacak. Windows 10 bireylerin kullanımına çok daha uygun olacak. Windows ve Cihazların Pazarlamasından Sorumlu Başkan Yardımcısı Yusuf Mehdi “Windows 10’un çıkışını kutlamaktan heyecan duyuyoruz” dedi. Yusuf Mehdi, dünyanın gelişimine katkıda bulunan bütün kurum ve şahısları tebrik etti ve onları destekleyerek “Windows 10’un çıkışına damga vuracağız” dedi. 13 farklı bölgede kutlama Windows 10’un yenilenmesinde 5 milyon Windows üyesinin çok değerli emekleri mevcut. Windows 10’u ilk olarak elde edecek olan Windows üyeleri Sindey, Pekin, Tokyo, Sao Paolo, Londra, Berlin, Madrid, Singapur, Johannesburg, Nairobi, Yeni Delhi, Dubai ve New York olmak üzere 13 farklı yerdeki kutlamalara devet edildi.  Kutlamalar kapsamında deneysel tanıtımlar, eğlenceler ve Windows ekibiyle tanışma imkanları sunulacak.

Dropbox kurumsala dönüyor

0
dropbox-1Bulut depolama servisleri arasında büyük bir rekabet yaşanıyor. Apple iCloud, Google Drive, Microsoft OneDrive, Box, Dropbox ve Hightail gibi ünl servisler, daha fazla kullanıcı kazanmak ve daha fazla kazanç sağlamak için saldırgan kampanyalar düzenliyorlar. Apple, Google ve Microsoft, sahip oldukları kullanıcı tabanı nedeniyle biraz daha rahatlar çünkü işletim sistemlerini ve uygulamalarını otomatik olarak kendi bulut depolama sistemlerine bağlayarak, her kullanıcılarını yine otomatik olarak bulut servislerine de entegre ediyorlar. Ancak Dropbox, kelimenin tam anlamıyla tırnağıyla kazıyarak kendine pazar payı açıyor. Dropbox, geçtiğimiz dönemde, kullanıcılarını daha fazla memnun etmek için farklı kampanyalarla ekstra depolama alanı hediye etmiş ve bu sayede adını da duyurmayı başarmıştı. Dropbox’ın yeni hedefi ise kurumsal pazarda en büyük oyunculardan biri olmak. Büyük kurumların, sadece ücretsiz hesaplarla yetinemediğini ve ücretli depolama alanları da satın almak durumunda kaldığını bilen Dropbox, bu sayede gelirlerini arttırmayı hedefliyor. Dropbox’ın Temmuz 2015 itibariyle 400 milyon kullanıcısı bulunuyor. Bu rakam, onun değerini milyarlarca dolara taşıyor. Bulut servisi, kişisel kullanıcıların ücretli plana geçmek istemesi halinde Dropbox Pro aboneliği sunuyor ve aylık 10 dolar ücret alıyor. Ancak kurumsal müşteriler için Dropbox Business servisini barındırıyor. Business planında en az 5 kullanıcılık hesap açılması gerekiyor ve her hesabın yıllık 150 dolarlık ücreti bulunuyor. Yani minimum ücret, şirket başına yıllık 750 dolara geliyor. Business servisinde kullanıcılar birbirinin dropbox kutusuna dosya gönderip alabiliyor, yine kullanıcıların iş yerindeki ve evlerindeki PC veya MAC sistemlerine şirketce erişim sağlanabiliyor, yöneticiler tüm diğer kullanıcıların hangi bilgisayarlara, hangi dosyalara, hangi klasörlere erişebileceğini detaylıca kontrol edebiliyor. Dropbox’ın, Business planını geliştirmek için giriştiği yeni hamle, özellikle KOBİ’lerde büyük ilgi görecek gibi görünüyor. Orta ölçekli şirketlerde binlerce lirayı bulan dosya sunucusu barındırma/bakım ve personel masrafları yerine, şirketlerin Dropbox’a yönelerek dosyalarını bulutta barındırmaya başladığına şahit olacağız.

Online Mülakat için Türk uygulaması: DoHire

0
dohire_logoSektörün ilk ve tek mobil uygulamasına sahip DoHire temel olarak Türkiye’deki İK profesyonellerinin en çok vaktini alan ilk mülakat ve telefon görüşmelerine online çözüm sunuyor. Zaman, maliyet, marka değeri ve kalifiye eleman problemlerini optimize eden DoHire, hem adaylar hem de kurumlar için birçok avantaj yaratıyor. Hem İş Verenin Hem Adayların Yanında
  • İş görüşmelerinde daha fazla adayla görüşme şansı sağlıyor ve zaman kaybını engelliyor.
  • Hızlı, dijital, interaktif, sürdürülebilir bir işe alım modeli oluşturuyor ve görüşmelerin sonucunda erken karar verilmesini sağlıyor.
  • Farklı şehirde veya ülkede yaşayan bir adayla seyahat etmeden ön görüşme gerçekleşebiliyor.
  • Tek ekrandan ihtiyaç duyulan bilgiye erişip, görüşmeleri yaparken; büyük bir aday havuzuna sahip olunabiliyor.
  • Görüşmelerle ilgili zaman ve mekan planlaması sorunlarını ortadan kaldırıyor.
  • İş yoğunluğundan her adayla görüşemeyen bölüm müdürleri, diledikleri zaman ve yerde kayıtları izleyebiliyor.
  • İletişime geçilemeyen pasif adaylarla çok daha kolay bir şekilde iletişime geçme imkanı sağlıyor.
  • İşe alımda kullanılan teknolojik yöntemler, adayın gözünde yenilikçi bir imaj çizilmesine katkıda bulunuyor.
Özgeçmişler Sadece Bir Kağıt Olmaktan Çıkıyor!
  • Özgeçmiş dokümanını ‘sadece bir kağıt’ olmaktan çıkaran DoHire, video görüşme sayesinde, adaya, CV’de yer alandan çok daha detaylı bir şekilde kendini ifade edebilme şansını veriyor.
  • DoHire, çalışan adayların en büyük sıkıntılarından biri olan iş görüşmesi için iş yerinden izin alma sorununu ortadan kaldırıyor. Ulaşım ile ilgili her hangi bir zaman kaybı yaşamadan, mekandan bağımsız video kayıt oluşturabilme olanağı sağlıyor. Böylece en uygun olunan zamanda mülakat gerçekleşebiliyor.
  • İş görüşmelerindeki seyahat masraflarını ortadan kaldırıyor.
  • Aday, video kayıt oluştururken birden fazla deneme yapabiliyor. Bu da hazırlanabilme ve kendinden emin olduğu videoyu paylaşabilme fırsatı sunuyor.
Peki Online Mülakat Nedir? Online mülakat, aday ile işveren arasındaki görüşmeyi dijital ortamda gerçekleştirerek zamandan ve maliyetten tasarruf etmenizi sağlayan online bir sistemdir. Neden Kullanılmalı? Özellikle birden fazla şehirde ofisi bulunan ve tek bir İK departmanı tarafından işe alımların gerçekleştirildiği kurumsal şirketlerde, işe alım personellerinin şehirlerarası seyahatleri sıkça gündeme geliyor. Bu hem adaylar hem de işverenler için yorucu bir süreç. Dijital dünyadaki gelişmelerin hız kesmeden artmasıyla birlikte iş hayatını kolaylaştıran çözümlerin sayısı da hızla artıyor. Özellikle insan kaynakları departmanları için üretilen çözümler ve yazılımlar en çok konuşulan konular arasında. Bu çözümler arasında en çok ilgi çeken ise hiç şüphesiz online mülakat platformları. Kalifiye çalışan istihdamı, işe alımın en zorlayıcı süreci. DoHire, belirli bir süre içinde sorulan sorulara cevap veren adayların, tutarlılıklarının ve beden dillerinin daha detaylı bir şekilde analiz edilmesine yardımcı oluyor. Bu sayede adayların kısa sürede objektif cevapları ve tutumları izlenerek işe alım süreçleri çok daha kaliteli bir şekilde yönetilir. Bunun yanı sıra video mülakat teknolojisi, İK yöneticilerine mülakat videolarını istedikleri sıklıkta ve ortamda izleme imkanı sağladığından, işe alım kararını da daha objektif bir şekilde almalarına yardımcı olur. Bu sayede, bir adayın bir soruya verdiği cevap istenilen zamanda tekrar izlenebiliyor ve ürün daha objektif yorum yapılmasını sağlıyor. Bunun yanı sıra, süre sınırının bulunması, adayların verdikleri cevapların doğruluk oranını da artırdığı için görüşmenin verimliliği de pozitif yönde etkileniyor. DoHire, adaylara sunulan kurumsal imajın iyileşmesinde ve marka algısının daha iyi iletilmesine olanak sağlıyor. Böylelikle adaylara farklı bir mülakat tecrübesi katarak, kendilerini daha rahat ifade edebilecekleri bir ortam sunuluyor. İnsan Kaynakları departmanının en büyük problemlerinden bir diğeri ise yüksek işten çıkma (retention) oranları. İşten çıkma oranının düşük olması, çalışanların mutlu olması, bu da müşterilerinizin mutlu olması anlamına geliyor. Bu nedenle, “doğru” insanları istihdam edebilmek önemli. Sağladığı teknolojik servis ile doğru personeli doğru departmanda konumlandırmaya, yani “yetenek yönetiminin” etkili bir şekilde yapılmasına yardımcı oluyor. Video Mülakat Nasıl Maliyet Avantajı Sağlar? Gün içerisinde işe alım uzmanlarının en çok zaman kaybettiği operasyonlar mülakatlardır. Ortalama 45 dakika süren mülakatların değerlendirmeleri de göz önüne alındığında her bir aday için 1 saatlik bir zaman dilimi harcanmış olur. Video mülakat teknolojileri mülakat süresini 15 dakika gibi makul bir süreye indirerek değerlendirme kısmını da işe alım profesyonelinin inisiyatifine bırakır. Bu sayede zaman bazlı maliyet dörtte üç oranında düşürülmüş olur. Bunun yanı sıra seyahat gerektiren görüşmeler firmaların İK harcamalarında en üstte yer alan kalemlerdir. Online mülakat teknolojisi firmayı seyahat maliyetlerinden kurtararak daha etkili sonuçlar alınmasına olanak sağlar. Geçtiğimiz yıllarda çeşitli firmalar, kendi geliştirdikleri çözümler ile online mülakat konusunda aşamalar kaydetmiş olsalar da yazılım geliştirme maliyeti ve teknik destek sistemi külfetli hale getiriyordu. Yurtdışındaki global firmaların sıklıkla kullandığı online mülakat platformları, Türkiye’de de yeni yeni gündeme geliyor. Sistem Nasıl Çalışıyor?
  • DoHire firmalara insan kaynakları profesyonellerinin kullanabileceği özel bir panel sağlar.
  • İK profesyonelleri bu panel aracılığıyla yöneltmek istedikleri soruları, her bir soruya ayrılması gereken süreyi ve son mülakat tarihini belirler.
  • Sonraki süreçte adaylara mail yoluyla bir iş görüşmesi daveti gönderilir.
  • Daveti alan adaylar hem firma ve pozisyon hakkında bilgi edinir hem de video cevaplarını firmaya iletir. İK profesyonellerine görüşmenin tamamladığı bildirildikten sonra işe alım uzmanları gerekli değerlendirmeyi yaparak karar verirler.
İşe alım için online mülakat platformunu kullanan insan kaynakları yetkilileri, adaydan talep ettikleri nitelikleri, cevaplamalarını istedikleri soruları kolay bir şekilde dijital ortama aktarabiliyorlar. Aday ise bu soruları dilediği zaman dilediği yerde yanıtlayıp, kayıt altına alarak, şirket yetkilisine online mülakat platformu üzerinden iletmiş oluyor.

Lenevo’nun pazar payı büyüyor

0
Thinkpad+TwistLenovo ilk çeyrekte iyi gelen sonuçların ardından Nisan-Mayıs-Haziran aylarını kapsayan 2015 yılının 2’inci çeyrek IDC ön sonuçlarına göre liderliğini pekiştirirdi. IDC ön sonuçlarına göre toplam PC pazarı ise tüm dünyada yıldan yıla %11.8 oranında düştü ve toplam PC adedi 66 milyon 100 bin olarak gerçekleşti. Lenovo ise sektördeki bu önemli düşüşe rağmen liderliğini devam ettirdi ve dünyada %20.3’lük bir pazar payına yükselmeyi başardı. Lenovo Eş Başkanı Gianfranco Lanci konuyla ilgili şunları söyledi: “Lenovo olarak, şirketimizin en güçlü işkollarından olan PC’de pazar payı artışını sürdürdüğümüzü görmekten dolayı çok mutluyuz. PC’ler hala şirketimizin kalbi ve bu alanda büyümeyi sürdürmemiz için yeteri kadar fırsatımız var. Bununla beraber PC’deki gücümüz diğer stratejilerimizi de besliyor. Şirket içinde kendimize yeni büyüme alanları yaratarak, Lenovo’yu sadece cihaz satan bir şirketten, yazılım, donanım ve bulut sistemlerini bir araya getiren, sunduğu etkili ve kolay kullanımlı cihazlarla sağlıklı müşteri ilişkileri kuran bir şirket haline getirdik. İleriye dönük odağımız da bu olacak ve PC sektöründe kazanmaya devam etmek bu vizyonu gerçekleştirebilmemiz için anahtar role sahip.”

Tatilde nereye gidelim aşkım?

0
Beach+picRamazan Bayramı kapıda ve pek çok kişi tatilini planladı bile; kimileri bayram vesilesiyle ailelerini ziyarete gidecek, kimileriyse deniz kenarında dinlenmeye… Seyahat arama sitesi momondo ise Türklerin tatillerini nasıl planladıklarını göz önüne seren ilginç bir araştırmaya imza attı: “Ne kadar öncesinden planlama yapıyoruz?”, “Seyahati tasarlarken kimin sözü geçiyor?”, “Esin kaynaklarımız neler?” sorularına cevap arayan momondo’nun ulaştığı sonuçlar ilginç… Eğer siz de bu bayram nereye gideceğinize henüz karar verdiyseniz, tatil planlarını üç ila bir hafta öncesinden yapan yüzde 13’lük kesime dahilsiniz. Ancak rotalarını çok daha önceden belirleyenlerin sayısı daha fazla; araştırmaya katılanların yüzde 32’si iki – üç ay öncesinden hazırlıklarını tamamladıklarını söylüyor. Yaklaşık yüzde 25 ile ikinci en büyük grup ise seyahatlerini bir ay öncesinden kesinleştirenler. Ve yine her dört kişiden biri en az dört ay öncesinden tatil planlarını yapıyor. ÇOCUKLAR DA BELİRLEYİCİ OLUYOR Peki destinasyona kim karar veriyor? Yüzde 75’lik bir grup “Destinasyonu ben belirliyorum!” derken, sayıları hiç de azımsanmayacak kadar fazla olan katılımcılar (yüzde 49) tatil yerini seçerken partnerlerinin belirleyici olduğunu vurguluyor. 18 -22 yaş arası gençlerin yüzde 33’ü seyahat söz konusu olduğuna ebeveynlerinin isteklerine uyarken, buna karşılık 36 – 55 yaş arasındakilerin yüzde 38’i çocuklarının tatilde nereye gidileceğine karar verdiğini söylüyor! AİLE VE ARKADAŞLAR, “İLHAM PERİSİ” ROLÜNÜ OYNUYOR Tatil planı yaparken nereden veya kimden ilham aldığımıza gelince… momondo’nun araştırması gösteriyor ki, Türklerin yüzde 49’u arkadaşlarının ve aile bireylerinin daha önce gittikleri yerlere gitmeyi seviyor. İkinci (yüzde 45) ilham kaynağı ise seyahat siteleri; tatilcilerin yüzde 40’ı ise sosyal medyaya güveniyor. Anket aynı zamanda bu alanda nesilden nesle ciddi bir fark olduğunu ortaya koyuyor. Yaşları 56 ila 65 arasında değişen katılımcıların yüzde 46’sı tatillerini planlarken bir seyahat acentesinden yardım almayı düşünürken, gençlerin (18 – 22 yaş arası) sadece yüzde 21’i bu fikre sıcak bakıyor.

Gençler ücretli sadakat programlarına yöneliyor

0
Multiethnic Group of People Social Networking at Cafe
Multiethnic Group of People Social Networking at Cafe
Markaların sadakat programlarına artık hepimiz aşinayız. Çoğunlukla, düzenli müşterilerine indirim ve ayrıcalık sağlama odaklı olan bu kampanyaların çalışma mekanizması, düzenli şekilde alışveriş yapan, ürün satın alan müşterileri, indirimlerle veya hediyelerle mutlu etmek üzerine kurulu oluyor. Örneğin, süper marketlerin alışveriş kartları bu tür sadakat programlarına iyi bir örnektir. Bir süper marketten alışveriş yaptığınız sürece kartınızde hediye puanları birikir, ayrıca kartınızla kasa giderek sadakat programının üyesi olduğunu gösterdiğinizde, sepetinizdeki bazı ürünler için hemen indirim alırsınız. Elbette dünyadaki tek sadakat programı, süper market kartları değil. Havayolları, mobil uygulamalar, web servisleri, teknoloji marketleri gibi, sayısız alanda sayısız sadakat programı ile karşılaşıyoruz. LoyaltyOne’ın bu kampanyalar hakkında yaptığı yeni bir araştırma şimdi ilginç bir sonucu ortaya koydu. Araştırmaya göre, yeni nesil, yani Y Jenerasyonu olarak tanıdığımız gençler, herkesin yararlanabildiği, kolayca ulaşabildiği sadakat programlarını beğenmiyorlar. Aslında Y Jenerasyonunun temel özelliği, tatmin edilmelerinin zor olmaları. Onlar, kolay kolay hiçbir şeyi beğenmeyen bir nesil olarak tanınıyorlar. Kullandıkları web servislerinin, mobil uygulamaların, ticari hizmetlerin sadakat programlarını seçerken, ücretli programları öncelikli tercih ediyorlar. Yani, Amazon’dan alışveriş yapıyorlarsa, yıllık 99 dolarlık abonelik ücretini ödeyerek Amazon’un Prime servisini kullanmayı tercih ediyorlar. Alışveriş yapacaklarsa, bir tür alışveriş kulübü olan Jet.com’un yıllık 50 dolarlık üyelik ücretini ödeyerek, bu klübe özel indirimlerin ve ürünlerin yer aldığı mağazalardan alışveriş yapmayı seviyorlar. Araştırma, 18-65 yaş aralığındaki 1000 kişi üzerinde yapılmış ve Y jenerasyonundaki bireylerin %76’sının, ücretli sadakat programlarını tercih ettiği dikkat çekmiş. Bu oran, bir önceki nesil olan 1960-1980 arası doğan X neslinde, yani bugün 30-60 yaş aralığınd olan nesil için, %61’e düşüyor, daha önceki nesil içinse %48’e iniyor. Y neslinin %77’si, ücretli sadakat programları için ödenen ücretin, o program sayesinde elde edilen ödüllere değdiğini düşünüyor. %58’si ise, ücretli sadakat programlarının, bedava üye olunan programlardan daha kaliteli ve değerli olduğuna inanıyor. Y neslinin %71’i, online alışverişlerinde posta/kargo ücreti ödemek istemedikleri için ücretli sadakat programlarını seçtiklerini dile getirirken, %68’i de aynı zamanda üyelere özel indirim tekliflerini almak için üye olduklarını belirtiyorlar. Kısaca söylemek gerekirse, gençleri hedef alan bir uygulama veya servisi hayata geçirirken, bu servis için geliştirilecek sadakat programlarında, ücretli seçenekleri de göz önüne almak akıllıca bir seçim olabilir.

Metro’dan BT girişim desteği

0
Metro+Accelerator+Gorsel2Metro Toptancı Market, HORECA sektörünün geleceğine yön veren projelerin sahibi olan IT girişimcilerini desteklemek amacıyla Techstars işbirliği ile Techstars Metro Accelerator Yarışması’nı düzenliyor. Metro’nun dünya genelinde çalıştığı 2 milyondan fazla restoran, otel ve işletme mutfaklarına köprü olan Techstars METRO Accelerator’a katılmak isteyen girişimciler, 3 Ağustos 2015 Pazartesi gününe kadar başvuruda bulunabilecekler. Lojistikten gıda teknolojisine, finansal teknoloji çözümlerinden mobil çözümlere kadar her türlü teknoloji ile otel, restoran, kafe ve işletme mutfaklarına katma değer sağlayacak çözümler yaratanların katılacağı yarışmaya girişimciler, projelerini İngilizce olmak kaydıyla sadece http://www.techstarsmetro.com/ üzerinden gönderebilecek. Ödeme, sipariş, pazarlama, yönetim ve teknoloji çözümleri geliştiren girişimcilerin yanı sıra data yönetimiyle fark yaratan proje sahiplerinin katılabileceği yarışmada, projenin hayata geçirilmiş olması koşulu aranmıyor. 120 bin Avro’luk yatırım desteği… 3 Ağustos Pazartesi günü tamamlanacak başvuruların ardından tüm dünyadan 10 proje seçilecek ve kazanan projeler, Eylül ayında açıklanacak. Techstars METRO Accelerator’da kazanan10 girişimci, Berlin’de 13 hafta sürecek bir eğitim programında fikirlerini METRO ve Techstars’ın eşsiz kaynaklarıyla geliştirme ve 120 bin Avro’ya kadar yatırım desteği alma imkanı bulacak.