Çinli hackerlar ABD kamu çalışanlarına saldırdı

0
Chinese-hackers-espionage-2ABD yeni bir hacker saldırısı haberi ile çalkalanıyor. Daha önce Sony Pictures’ın Kuzey Koreli hacker tarafından saldırıya uğraması üzerine ABD başkanının Kuzey Kore’yi tehdit etmesine kadar büyüyen olaylar sonrasında şimdi de Çinli hackerların ABD’nin kamu çalışanlarına ait verileri çaldığı ortaya çıktı. ABD’nin The Office of Personnel Management (Personel Yönetimi Ofisi)  departmanından yapılan açıklamaya göre, mevcut çalışan veya emekli olmuş veya kamudan ayrılmış eski çalışanlar da dahil olmak üzere, dört milyon kişinin verilerinin hackerların eline geçtiği anlaşıldı. Çinli hackerların saldırısından neredeyse tüm ABD kamu birimleri nasibini almış durumda. Yani ekonomik birimlerden güvenliğe kadar tüm kamu kurumlarında çalışan memurların verileri artık Çin hükumetinin elinde. OPM’nin depoladığı veriler içinde, memurların kişisel verileri yanında, görev tanımları, hizmet geçmişleri, haklarında tutulan raporlar, adres, telefon, eğitim durumları vs gibi çok sayıda detay bulunuyor. ABD’de şimdi, Çin’in bu verileri kullanarak devlet memurlarına zarar verebilecek saldırılar gerçekleştirmesinden endişe ediyor. OPM tüm siber güvenlik önlemlerini en üst düzeye çıkardıklarını ifade etse de, Çinlilerin çok büyük bir açığı kullanarak sisteme girdiği düşünülüyor ve hala sistemin içinde olduklarından şüphe ediliyor. Ortalık çok karışacak!

Dropbox kurumsala göz kırpıyor

0
419135-get-organized-5-inventive-uses-for-dropbox-in-businessDropbox, popüler ve kolay kullanımlı bir bulut depolama sistemi olarak çok sayıda kullanıcıyı kendine çekiyor. Ancak uygulamanın büyük hedeflerinden biri de, kurumsal kullanıcıları cezbetmek zira şirketlerin ihtiyacı olan bulut çözümlerini sunmak aynı zamanda büyük bir gelir kapısı elde etmek anlamına geliyor. Bu amaçla Dropbox bir süredir, Microsoft Office uygulamaları ile daha iyi adaptasyon sağlamak için çalışıyordu. Toplamda 300 milyon kullanıcıya sahip olan Dropbox, kurumsal müşterileri içinse Dropbox For Business isimli bir servisle hizmet veriyor. Dropbox’ın yaptığı araştırmaya göre, yaklaşık 4 milyon Dropbox kullanıcısı da, kişisel hesaplar üzerinden Dropbox’ı kurumsal hizmetleri için kullanıyor. Bugün yaptığı duyuru da Dropbox’ı kurumsal kullanıcılara bir adım daha yaklaştırdı ve DBF hizmetine yeni güncellemeler getirdi. Yaklaşık 100 bin kullanıcıya ulaşan DBF hizmeti artık daha yetenekli. Özellikle büyük kurumlar için yapılan değişiklikle artık IT yöneticileri, şirket çalışanlarının Dropbox ayarlarını kontrol edip müdahale edebilecek. Ayrıca Dropbox, Microsoft’un Active Directory hizmetiyle de entegre çalışabilecek. Bu hizmet, şirket networkü üzerinde kullanıcılar ve izinler tanımlamayı mümkün kılıyor. Bu yeni özelliklerden sonra çok daha fazla büyük kurum içinde, dosyaların Dropbox üzerinde depolanıp paylaşıldığını görebileceğiz.  

Hackerlere cazip görünmekten vazgeçin!

0
ESET+Gn.Md.Yrd.+Alev+Akkoyunlu2Toplantıda konuşan ESET Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Alev Akkoyunlu, temel kullanım hataları nedeniyle dijital sistemlerimizin hackerlerin cazibe alanı içine girdiğini söyledi. Akkoyunlu, hackerleri bireysel ya da kurumsal bilgisayarlarımıza saldırmaktan caydırabilecek 4 temel güvenlik önlemini paylaştı. TEB İnternet ve Mobil Bankacılık Yöneticisi Şahin Gör ise Türkiye’de artan mobil bankacılık kullanımına dikkat çekti. Gör, Türkiye’de mobil bankacılık müşterilerinin geçen yıl iki kat artarak 6,7 milyon kişiye ulaştığını aktardı. Dünyanın en büyük antivirüs yazılım kuruluşlarından ESET ve ‘teknolojiyi hizmete dönüştüren öncü banka‘ anlayışıyla geliştirdiği yenilikçi fikirlerle dijital bankacılık sektörüne değer katmaya devam eden Türk Ekonomi Bankası‘nın (TEB) düzenlediği ESET-TEB Kurumsal Bilgi Güvenliği Toplantıları’nın Konya ayağı Hilton Konya Otel’inde yapıldı. Dijital dünyadaki güvenlik riskleri ve çözümleri konusunda kurumları ve kullanıcıları bilgilendirmeyi amaçlayan toplantıya Konya’dan pek çok kurumun temsilcisi ve IT yöneticileri katıldı. Kolay hedef olmamaya çalışın! Toplantıda konuşan ESET Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Alev Akkoyunlu, ‘bana birşey olmaz‘ diyerek, hem bireylerin hem de kurumların siber saldırıların hedefi haline geldiğini oysa temel bazı güvenlik önlemleriyle hackerlere cazip görünmekten kaçınılabileceğini dile getirdi. Akkoyunlu, dört temel önlemi şöyle sıraladı: “Öncelikle sosyal medya linklerine güvenmemekle işe başlayabilirsiniz. Sosyal medya hesaplarındaki pek çok link, kullanıcıları sahte ve virüslü sitelere yönlendiriyor ve kişisel ya da finansal bilgileri elde etmeyi hedefliyor. Tıkladığınız linke dikat edin! İkinci sırada parola problemi var. Basit şifreler, hackerlerin işini kolaylaştırıyor. Banka, online alışveriş ya da mail hesapları için mutlaka ayrı ayrı ve olabildiğince küçük-büyük harfli ve rakamlı şifreler oluşturun. Üçüncü sırada sistem yamaları yani güncellemeler var. Microsoft Office, Adobe Flash Player ya da Java gibi programlara ilişkin sistem güncellemelerini mutlaka yapın! Zararlı yazılımların pek çoğu güncellenmeyen sistemlerin açıklarını kullanarak iş görür. Dördüncü olarak; aslında birer bilgisayar olan akıllı cep telefonunuza üçüncü parti aplikasyon mağazalarından kaynağı belirsiz program indirmeyin. AppStore veya Google Play gibi güvenlik açısından daha denetimli yerlerden indirmek daha risksiz tercih olur. Bu dört temel konuya özen gösterirseniz, hackerlerin işini zorlaştırmış ve cazip bir hedef olmaktan kurtulmuş olursunuz.“ Türkiye’de mobil bankacılık müşterisi iki kat arttı TEB İnternet ve Mobil Bankacılık Yöneticisi Şahin Gör ise Türklerin dijital ve mobil hayata hızla entegre olduğunu söyledi. Gör, “Online bankacılık gelişiyor ancak özellikle mobil bankacılığa güçlü bir yönelim var. Türkiye’de mobil bankacılık müşterisi, 2014 yılında bir önceki yıla göre iki kat artarak 6 milyon 711 bin kişiye ulaştı. Öte yandan mobil bankacılık uygulamamız CEPTETEB’i kullanan müşterilerimizin %55’i, sadece bu kanalı kullanarak bankacılık işlemlerini diledikleri zaman diledikleri yerden gerçekleştiriyor“ dedi. Müşterilerinin beklentilerine cevap vermek için şirketlerin de dijitalleşmesi ve mobil teknolojileri kullanması gerektiğini vurgulayan Şahin Gör, dijitalleşme ile oluşabilecek güvenlik risklerinden korunmanın mümkün olduğunu söyledi. Türkiye’den alıyor, Bolivya’da kullanıyor Toplantıya katılan Suç Bilimleri Uzmanı İsa Altun, hem bireyleri hem de kurumları istismar etmeye odaklanan pek çok siber suçlu bulunduğunu belirtti. Altun, “Üstelik çok organize ve global çalışıyorlar. Örneğin kişilerin kredi kartı bilgilerini bir biçimde ele geçiren siber suçlular, bu bilgileri Türkiye’de kullanmak yerine uluslararası suç örgütlerine satıyor. Buradan çalınan kredi kartı, bakıyorsunuz Güney Amerika’da Bolivya’da ya da Peru’da kullanılıyor. Böylece izini sürmek de neredeyse imkansızlaşıyor. Bu ve buna benzer durumlardan ancak teknoloji desteğiyle bilgisayarın bağışıklık sistemi güçlendirilerek ve tehlikeler konusunda bilinçlenerek korunmak mümkün“ dedi. 10 ilde bilgilendirme toplantıları ESET-TEB Kurumsal Bilgi Güvenliği Toplantıları, İzmir, Antalya, Eskişehir, Bursa ve Konya’da gerçekleştirildi. Toplantılar 2015 yılı boyunca Samsun, Denizli, Kayseri, Gaziantep ve Adana’da da yapılacak.

Alcatel-Lucent Teletaş 2015 birinci çeyrek verileri

0
Alcatel-Lucent Teletaş, geçen yılın aynı dönemine göre siparişlerini %50’nin üzerinde artırdı ve net satışlarını 53,3 milyon TL’den 62,5 milyon TL’ye çıkardı. İstanbul, Ankara ve Bakü’de bulunan ofisleri ile Türkiye ve Azerbaycan’da bölgesel telekom ve stratejik endüstriler pazarlarına hizmet veren Alcatel-Lucent Teletaş’ın 2015 yılına ait 1’inci çeyrek sonuçlarında net dönem kârı 622.486TL olarak açıklanırken geçen yılın aynı döneminde 53,3 milyon TL olan ait net satışlar %17’lik artışla 62,5 milyon TL olarak kaydedildi. Alcatel-Lucent Teletaş Yönetim Kurulu Başkanı Önder Sönmez, çeyrek sonuçlarıyla ilgili “Sahip olduğumuz ileri teknoloji ürün ve kapsamlı uzmanlık hizmetlerimizle, Türkiye ve Azerbaycan pazarındaki müşterilerimizin iş gereksinimlerini en etkin, en hızlı ve en verimli çözümlerle karşılayarak onlara daha yüksek değer katmayı hedefliyoruz. Hedeflerimiz doğrultusunda güçlü büyümemizi bu çeyrekte de sergiledik. Petrol fiyatlarının yarı yarıya düştüğü, EUR/USD paritesinin dip yapmaya devam ettiği bir ortamda aldığımız siparişlerimizi geçen yıla göre %50’den daha yüksek oranda artırdık, net satışlarımız da %17 oranında arttı. Hem telekom hem de dikey pazarlarda geçen yıl başlattığımız iş ortakları ile çalışma planımızı 2015 yılında da arttırarak devam ettirmeyi hedefliyoruz” dedi. Alcatel Lucent Teletaş’ın parçası olduğu Alcatel Lucent Grubu da 2015 yılı 1. Çeyrek sonuçlarını açıkladı. · Grup gelirleri, gelecek nesil ürünlerden gelen %25’lik güçlü büyümeyle, geçen yıla göre %12 arttı. Sabit döviz kurunda grup gelirleri, yönetimsel servisler hariç, sabit parametrede %2 düşerken gelecek nesil ürün gelirleri %9 artış gösterdi. · Brüt kâr oranı geçen yıla göre 230 baz puan artarak %34,6’ya yükseldi. · Ayarlanmış faaliyet geliri iki katını aşarak 82 milyona çıktı. Böylece, 2014’ün ilk çeyreğinde 140 baz puan olan faaliyet kârı, 2015 ilk çeyreğinde %2,5 oranında yükseldi. · 2014’ün ilk çeyreğinde 66 milyon Euro olan serbest nakit akışı 2015’in ilk çeyreğindeki 332 milyon Euro olarak büyük bir artış gösterdi. Alcatel-Lucent’ın 2015 birinci çeyrek sonuçları, Kuzey Amerika’daki eskiye nazaran daha yumuşak olan harcama ortamına rağmen, gelecek nesil gelirlerinde güçlü büyümeye, kârda ve serbest nakit akışında devam eden gelişmeye işaret ediyor. Gelecek nesil ürünleri gelirinde büyük artış Alcatel-Lucent’ın grup gelirleri, gelecek nesil ürünlerde %25’e varan güçlü büyümeyle, yönetimsel servisler hariç, sabit parametrede, geçen yıla göre %12 oranında arttı. Grup gelirleri, sabit kurda, yönetimsel servisler hariç, sabit parametrede %2’lik düşüş kaydederken gelecek nesil ürün gelirleri %9 yükseldi. Farklı iş kollarında sağlanan karlılık ve Erişim segmentindeki yazılım satışlarının beklenenden fazla bir oranda gerçekleşmesi nedeniyle, bu çeyrekteki brüt kâr, geçen yıla göre 230 baz puan artarak toplam gelirlerin %34,6’sını oluşturdu. Alcatel-Lucent’ın özellikle IP Routing ve IP Transport’taki çeşitlendirme stratejisini hızlandırmak için bu çeyrekte, yeni pazarlamada ve Ar-Ge girişimlerinde sabit gider tasarrufuna yeniden yatırım yapıldı. 2015 yılı için sabit gider tasarrufu konusunda belirlenen 950 milyon Euro hedefi yeniden teyit edildi. Faaliyet geliri 82 milyon avro Faaliyet harcamaları, güncel kurda, geçen yıla göre %12 arttı. Bu oran, pazarlama ve Ar-Ge’deki tasarrufların tamamına yeniden yatırım yapıldığından sabit kurda temelde sabitti. Ayarlanmış faaliyet geliri, 2014’ün ilk çeyreğinde gelirlerin %1,1’i olarak kaydedilen 33 milyon Euro ile karşılaştırıldığında, bu çeyrekte gelirlerin %2,5’ini oluşturarak 82 milyon Euro olarak kaydedildi. Çekirdek şebeke faaliyet gelirleri, geçen yıla ait gelirlerin %7,1’ini oluşturuyordu ve 96 milyon Euro’ydu. Bu yıl ise bu oran Japonya ve Kuzey Amerika’daki daha yumuşak harcama ortamına ve ürün karışımındaki çeşitliliğe bağlı olarak gelecekteki büyüme için yeniden yapılacak yatırımları yansıttı ve %2,8 olarak kaydedildi. Çekirdek şebeke faaliyet geliri 33 milyon Euro oldu. Erişim faaliyet gelirleri ise, geçen yıla ait gelirlerin % -2,4’ ünü oluşturan 37 Milyon Euro’luk kayıptan sonra bu yıl, Sabit Erişimdeki güçlü katkının devam etmesi ve Kablosuz ve Yönetimsel Servislerdeki ilerleme sayesinde, gelirlerin %3,8’ini oluşturarak 67 milyon Euro’yu buldu. Raporda belirtildiği üzere, geçen yılın aynı döneminde 73 milyon olan Grup payındaki net zarar, 2015’in ilk çeyreğinde 72 milyon Euro olarak kaydedildi. Faaliyet gelirlerindeki iyileşme ve daha düşük olan finansal giderler, geçen yıla ait çeyrekte ABD’de ertelenmiş vergi varlıklarının aktive edilmesiyle artan gelir vergisi sayesinde dengelendi. Geçen yılın aynı döneminde 66 milyon Euro olan serbest gelir akışı, 332 milyon Euro’ya çıktı. Operasyonel olmayan nakit akışı sağlayan unsurların birbirini dengelemesi sonucu artan faaliyet gelirlerindeki nakit hareketi bu artışta etkili oldu. Michel Combes: “Shift Plan sayesinde kâr ve nakit akışında gelişmeyi sürdürüyoruz” Sonuçlar hakkında yorumlarda bulunan Alcatel-Lucent CEO’su Michel Combes, “2015’in ilk çeyreğine ilişkin sonuçlarımız yalnızca gelecek nesil ürünlerdeki güçlü büyümemizi göstermiyor, aynı Alcatel-Lucent’ın değişerek daha dayanıklı bir organizasyon oluşturmak için sarf ettiği eforu da gözler önüne seriyor. Kâr ve nakit akışında devam eden gelişme, sağladığımız iyileştirmelerin kanıtını oluşturuyor. 2015 yılındaki pozitif nakit akışı hedefimize ulaşmamızı sağlayan kararlılığımızı yansıtan Shift Planı uygulamak, her zaman için en önemli önceliğimiz olmaya devam edecek. Bu sonuçlar, Nokia ile birleşmemize hazırlık yapma konusunda olduğu gibi, hedeflerimizi başarılı bir şekilde uygulamamızın yolunu da açıyor” dedi.

BNP Paribas International Hackathon

0
free-trade-agreementsStratejik ortağı BNP Paribas ile bankacılık ve finans dünyası için müşteri deneyiminde fark yaratacak girişimci fikirlere destek olmayı amaçlayan Türk Ekonomi Bankası (TEB), 12-14 Haziran tarihleri arasında İstanbul’da 48 saat sürecek bir yazılım maratonuna ev sahipliği yapacak. San Fransisco, Paris, Brüksel, Roma ve İstanbul olmak üzere 5 farklı şehirde eş zamanlı olarak düzenlenecek global yazılım maratonu BNP Paribas International Hackaton’ın İstanbul ayağı TEB’in Saklıköy’deki TEB Formasyon Akademisi’nde gerçekleşecek. Finansal yazılımcılara mentorluk desteği Bankacılık ve finans dünyası için müşteri deneyiminde fark yaratacak, yenilikçi çözümler geliştirme ve girişimcilere destek olma amacıyla düzenlenen BNP Paribas International Hackathon, etkinlik boyunca finansal yazılım yapabilecek girişimci ve girişimci ekiplerini ağırlayacak. Kurgusal bir data seti kullanarak kod yazacak, mobil veya web tabanlı yazılım geliştirecek olan girişimciler, TEB ve diğer sektörlerden gelen uzmanlardan da mentorluk desteği alabilecek. Aynı anda 5 ülkede San Fransisco, Paris, Brüksel, Roma ve İstanbul olmak üzere beş farklı şehirde aynı anda düzenlenecek olan yarışmaya katılan girişimcilerin projeleri, teknoloji ve finans dünyasının önde gelen isimleri, melek yatırımcılar, danışmanlar, teknokent temsilcileri, global ödeme sistemi sağlayıcıları ve TEB yöneticilerinden oluşan bir jüri tarafından değerlendirilecek. Toplam 120 bin TL ödül Katıldıkları projelerin tüm haklarının yanı sıra toplamda 120 bin TL’lik para ödülü kazanacak olan girişimciler, online eğitim programlarına katılımın yanı sıra Türkiye ve uluslararası mentor network ağına erişim fırsatı yakalayabileceği gibi TEB Girişim Evi’nden de danışmanlık desteği almaya hak kazanacak. Jüri tarafından belirlenecek iki girişimci ise Ekim ayında Paris’te gerçekleştirilecek Demo Day’e katılarak projesini uluslararası jüri karşısında sunma imkanı bulacak. Ayrıca girişimciler, TEB’in stratejik ortağı BNP Paribas’ın 80’e yakın ülkedeki global ağı sayesinde yeni müşterilere ulaşma ve işbirliği şansına da sahip olacak.

Hızlı ve güvenli kurumsal veri yedekleme

0
backup_gorselİnternet teknolojilerindeki gelişmeler, akıllı cihaz sayısındaki artış ve Nesnelerin İnterneti (Internet of Things – IoT) kavramının ortaya çıkışıyla birlikte, kurumsal dünyada yedeklenen ve kullanılan veri miktarında inanılmaz bir artış yaşandı. Bu ortamda, büyük veri (big data) yedekleme ve analiz çözümleri, şirketlerin hem son derece kıymetli kaynaklarını etkin bir biçimde kullanabilmesi hem de rekabette bir adım öne çıkabilmesi için giderek artan bir öneme sahip oldu. Günümüzde başta finans ve telekom sektörü olmak üzere, gıda sektöründen otomotiv sektörüne, perakende mağazacılıktan toplu üretim hatlarına dek pek çok sektör veri yedekleme ve analiz çözümlerine ihtiyaç duyuyor. 2001 yılında kurulan ve veri yedekleme, sanallaştırma, veri güvenliği ve iş sürekliliği konularında hizmet veren Platin Bilişim ise uzman ekibiyle ve sunduğu çözümlerle kurumsal şirketlere büyük faydalar sağlıyor. Symantec Netbackup ile hızlı ve etkin bir kurumsal veri yedekleme mümkün Platin Bilişim, kurumsal veri yedekleme çözümleri konusunda pek çok farklı çözüm sunmakla birlikte, yedekleme servislerinde müşterilerine konumlandırdığı ana ürünlerden birisi “Veritas Netbackup” olarak öne çıkıyor. Özellikle “tekilleştirme” sayesinde, diske verimli bir şekilde yedekleme yapılabildiği için fark yaratan Netbackup yedekleme teknolojileri, tekilleştirme işlemini “Client Deduplication” ile kaynakta veya “Target Deduplication” ile yedekleme sunucusunun üzerinde yapabiliyor. Netbackup’ın bir diğer önemli farkıysa; Windows, Linux, UNIX gibi işletim sistemleri; Exchange, Lotus Domino gibi mesajlaşma istemleri; SQL, Oracle, Sybase, Informix gibi veri tabanları açık ve kullanımda iken yedekleme sağlayabilmesi. Böylece yedekleme için herhangi bir iş gücü kaybı söz konusu olmuyor. Platin Bilişim hem kurulum hem destek servisinde fark yaratıyor Son dönemde başta finans sektörü olmak üzere kurumsal firmalarda yedekleme çözümlerine yönelik talebin arttığına ve başarılı projeler gerçekleştirdiklerine dikkat çeken Platin Bilişim Satış Direktörü Pınar Bamyacı konu hakkında şu ifadeleri kullanıyor: “Sunucu tarafında sanallaştırılmış ortamların yaygınlığının artması yedekleme sistemlerinin sanal ortamları da kapsaması gerekliliğini ortaya çıkardığından günümüzde birçok yazılım firması sanal ortamlar ile entegre çalışabilir hale gelmiştir. Bu bağlamda VMware ve HyperV gibi sanallaştıma sistemleri IT dünyasına yeni ufuklar açmıştır. Ancak veri koruma yönünden uzman çözümlere ihtiyaç duymaktadır. Bizim Platin Bilişim uzmanlığında kurulumunu gerçekleştirdiğimiz ve kurulum sonrası kesintisiz destek sunduğumuz Netbackup yedekleme teknolojileri, özellikle “tekilleştirme” sayesinde, diske verimli bir şekilde yedekleme yapılabildiği için evrimleşmiştir. Tekilleştirme işlemi “Client Deduplication” ile kaynakta veya “Target Deduplication” ile yedekleme sunucusunun üzerinde yapılabilmektedir. Ayrıca Netbackup’ın en yeni sürümü yani NetBackup 7.6.1.1 versiyonu ile VMware sunucularında hem SAN üzerinden hemde network üzerinden accelerator yedeği alınabilmektedir. Yine bu sürümdeki VMware Instant Recovery özelliği sayesinde VMware sunucu restore edilmeden VCenter üzerinde çalışabilir duruma getirilmekte, MSDP (Media Server Deduplication Pool) yapısındaki değişikliklerle birlikte, 3 kat hızlı backup ve restore öngörülmektedir. SLP dediğimiz datanın birden çok kopyasını tutmamıza olanak sağlayan politika yapısındaki yenilik sayesindeyse istenilen zaman aralığında ( SLP Windows Özelliği ) backup kopyalarının çıkışı sağlanmaktadır. Yine son güncelleme ile Oracle politikaları için NetBackup Konsolunda ek bir alan oluşturulmuştur. Kısacası, Symantec Netbackup çözümü, kurumsal yedekleme konusunda çığır açan yeniliklere sahip ve hızlı konuşlandırma ile kurulum kaynaklı sorunları da ortadan kaldıran bir çözüm. Biz de uzman kadromuzla ve farklı müşteri ihtiyaçlarına uygun implementasyonlarla, müşterilerinin yaptıkları yatırımların hızlı geri dönüşünü sağlıyoruz. Ayrıca sunduğumuz kesintisiz destek hizmetiyle birlikte implemantasyon sonrası servislerde de fark yaratıyoruz.”

Windows 10 için geri sayım

0
Windows 10, tüm mobil telefonlarda ve bilgisayarlarda çalışmak üzere tasarlandı. Windows 10, Cortana adını taşıyan sesli rehberi, üretim ve tasarımda çığır açacak Halolens’i destekleyici özelliği ile Microsoft’un en önemli atılımlarından biri olacak. Microsoft Windows İş Grubu Yöneticisi Kadir Şener, Windows 10’un tüm yeniliklerini TechInside mikrofonlarına anlattı.

 “Geleceğin Endüstrisi” Projesi Fransa’da

0
Fransa hükümeti tarafından 18 Mayıs 2015’te ilan edilen “Geleceğin Endüstrisi” inisiyatifi fabrikaların kümelenmesi, bağlı nesneler, zenginleştirilmiş gerçeklik, robot teknolojisi, büyük veri, siber güvenlik ve şirketin 3D tasarım, simülasyon ve üretim alanlarındaki 30 yıllık global teknolojik yenilikçiliği ile uyumlu çeşitli başka teknolojileri içeriyor. . Dassault Systèmes, Fransa hükümetinin Fransa’da endüstriyi dijital olarak dönüştürme programını destekleme görevine sahip bir dizi teknoloji şirketi, mesleki örgüt ve akademik ortaktan oluşan “Geleceğin Üniversitesi” birliğinin aktif bir üyesi. Dassault Systèmes Başkan ve CEO’su birliğin eşbaşkanları arasında. Dassault Systèmes “Geleceğin Endüstrisinin” arkasındaki dijitalleşme planını hazırlayacak, günümüzün teknolojilerindeki boşlukları doldurmak amacıyla işbirliğine dayalı Ar-Ge projeleri geliştirecek, Fransa ve Avrupa’da küçük ve orta ölçekli işletmelerin dijital üretim yöntemlerini iyileştirecek ve sinerji olanaklarını belirleyerek konu üzerine uluslararası işbirliğini teşvik edecek.
Dassaut Systemes CEO’su Bernard Charlès
Dassaut Systemes CEO’su Bernard Charlès
Dassaut Systemes CEO’su Bernard Charlès şunları söyledi: “Geleceğin Endüstrisi birliği know-how kaynaklarını bir araya getiren ve yatırımları ulusal ölçekte yönlendiren, tamamen yeni bir ölçekte faaliyet gösteren bir grup. Yüz yüze kalınan sorunların hükümet tarafından tanınması ve inovasyon yönünde halihazırda gösterilen çabalar yeni bir coşku yaratıyor. Günümüzde karşı karşıya olduğumuz mesele, Manufacturing 4.0 gibi benzer Avrupalı inisiyatiflerle de işbirliği yaparak endüstride rekabet gücü yüksek performansı mümkün kılan orta ölçekli şirketlerin oluşturduğu ekosistemde dijital dönüşümü teşvik etmek ve yaratmaktır. Geleceğin endüstrisi, son derece esnek ve modüler tedarik zincirleri etrafında yapılandırılmış bir deneyim endüstrisi olacak. Malzeme bilimi, 3D baskı ve fabrika laboratuarlarının yeni ürün ve çözüm tasarlama, üretme ve satma yöntemlerini nasıl radikal bir şekilde değiştirdiğini şimdiden görüyoruz. Endüstri yalnızca ‘dijital ikizinin’, inovasyon ve işbirliği platformları aracılığıyla endüstrinin her alanının dijital hale getirilmesinin sağladığı olanaklardan faydalanarak kendisi için sürdürülebilir bir gelecek yaratabilecektir.” Sürdürülebilirliğe dair hususlar, fabrikaların modernizasyonu ve global tedarik zincirlerinde daha fazla işbirliği ihtiyacı günümüz endüstrisinde zorunlu ve bir o kadar da devrim niteliğinde değişimler.  Hükümetler ve Almanya, ABD, Japonya ve Hindistan da dahil olmak üzere dünyanın her ülkesinden şirketler, endüstriyi dijital çağa taşıyarak yerel ekonomiyi geliştirecek yerel endüstriyel inisiyatifler yaratmanın potansiyelini görmekte. Endüstriyel inovasyon fabrika duvarlarının çok ötesine geçmekte, mevcut süreçlerde büyük değişiklikler yaratan çok sayıda dijital konsepti entegre etmeyi ve dinamik, bütünlüklü ve daha sürdürülebilir bir üretim modelinin oluşturulmasını gerektiriyor.

Nutanix Türkiye’de ofis açtı

0
Silikon Vadisi’nde 2009 yılında kurulan ve kısa bir süre içerisinde hiper-bütünleşik sistemler pazarında küresel lider haline gelen Nutanix, Türkiye ofisini faaliyete geçirerek ülke pazarına adımını attı. Yüzde 52 pazar payı Nutanix, sunucu ve depolama kaynaklarını yalnızca 30 ila 60 dakikalık bir süre içerisinde kurulabilen tek bir platformda birleştirerek veri merkezi altyapılarının yönetimini basitleştiriyor. Daha önce büyük teknoloji şirketlerinde çalışan 5 arkadaşın girişimiyle hayata geçen Nutanix, araştırma şirketi IDC’nin verilerine göre dünya hiper-bütünleşik sistemler pazarında yüzde 52 pazar payı ile lider durumda. Kısa bir süre içerisinde büyük başarılara imza atan ve yatırımcıların da ilgisini çeken Nutanix, toplamda 312 milyon yatırım aldı. Veri merkezi altyapılarını basitleştirecek Şirketin, her ölçekte uygulamayla uyumlu çalışan sanallaştırma platformu, işlem yapma, veri saklama, networking ve sanallaştırma servislerinin tümünü barındıran yazılım ve donanım tabanlı ürünü, veri merkezlerinde yüzde 90’a varan oranda enerji tasarrufu sağlıyor. BT ortamlarının ölçeklendirilmesini kolaylaştıran Nutanix, yazılım tabanlı olması sayesinde sürekli güncellemelerle becerilerini artırabiliyor. Kendi kendini iyileştiren bir sisteme sahip olan Nutanix platformu, kapsamlı otomasyonu ve maliyeti yüksek merkezileştirilmiş bellek gereksinimini ortadan kaldıran nitelikleriyle geleceğin veri merkezi altyapı teknolojileri arasında gösteriliyor. Türkiye büyük potansiyel vaat ediyor Nutanix’in, Türkiye faaliyetlerine başlaması ile ilgili açıklamalarda bulunan Nutanix Türkiye Ülke Müdürü Mehmet Tarımcı şunları söyledi: “Verinin sürekli arttığı ve dolayısıyla da veriyi saklayıp yönetme maliyetlerinin yükseldiği günümüzde hiper-bütünleşik sistemler geleceği belirleyen teknolojiler olacak. Nutanix bu alanda sunduğu yenilikçi ürünüyle kurulduğu tarihten itibaren BT sektöründe fark yaratan bir şirket oldu. Oluşan büyük ilgi sonucunda Türkiye’de ilk ürünlerimizi 2013 yılında satmaya başladık..2015 Mart ayı itibarıyla Türkiye ofisimizi faaliyete geçirmiş bulunuyoruz. Hedefini küresel pazarlarda genişlemek olarak belirlemiş bir şirketiz. Türkiye, yeni teknolojileri benimseme hızıyla büyük bir potansiyel vaat ediyor. Bu potansiyel bizi Türkiye’ye yatırım yapmaya iten ana etmen oldu. Kanal ortaklığı üzerinden ilerleyen iş modelimiz ve her geçen gün büyüteceğimiz ekibimizle, Türkiye’de her ölçekten veri merkezinde altyapıları basitleştirecek çözümler sunacağız.”

Teknofix teknoloji ihtiyaçlarına cevap verecek

0
Bircom+CEO+Burcin+BircanogluBircom, profesyonel saha hizmetlerini yeni markası Teknofix çatısı altına taşıdı. Teknofix ilk aşamada, konutlarda ve KOBİ’lerde ADSL ve fiber internet kurulumu yapmanın yanı sıra büyük ölçekli şirketlerin iletişim, altyapı ve teknoloji ihtiyaçları için teknik destek ve saha hizmetleri sağlayacak. Sundukları hizmetler ile ilgili bilgi veren Teknofix Müşteri Deneyimi Yönetimi Direktörü Doğan Yılmaz, 80’den fazla nokta ile Türkiye’nin tüm illerinde, ilçe ve köyler dahil olmak üzere hizmet verdiklerini söyledi. “Türkiye’de ulaşmadığımız hiçbir nokta yok” diye konuşan Yılmaz, “Ülkemizin en yaygın hizmet ağlarından birine sahibiz. Telekom operatörleri ve internet servis sağlayıcıları için ADSL ve fiber internet kurulumları gerçekleştiriyoruz. Bu kapsamda, hem evlerde hem de küçük ve orta ölçekli işletmelerde modem kurulumu yapıyoruz ve arıza durumlarında yerinde müdahale ederek çözüm sağlıyoruz. Buna ek olarak, büyük ölçekli kurumsal şirketlerin çok çeşitli iletişim, altyapı ve teknoloji ihtiyaçları için de teknik destek ve saha hizmetleri sağlıyoruz. VoIP Gateway, IP PBX, IP telefon kurulumları, kablolama, IP tabanlı merkezi yayın sistemleri alanında teknik çözümler sağlıyoruz” dedi. İSS ve Telko operatörlerinin tamamlayıcısı “İnternet servis sağlayıcıları ve telekom operatörlerinin sunduğu erişim hizmetlerinin kalitesi ve bant genişlikleri her gün artarken, bunların tamamlayıcı unsuru olan saha hizmetlerinin de taleplere uygun şekilde adapte edilmesi gerekiyordu” diye konuşan Doğan Yılmaz şu bilgileri verdi: “Şu anda ayda 18 binden fazla saha müdahalesi yapıyoruz. Yıl sonuna kadar 200 binden fazla ev ve işyeri ziyareti yapmış olacağız. 2016’da bunu en az 250 bin adet seviyesine getirmek istiyoruz. Aynı dönemde hizmet noktası sayımızı da 200’ün üzerine çıkararak son kullanıcılara daha da yaklaşmayı hedefliyoruz. Türkiye’nin her yerinde aynı hizmet standartlarını ve kaliteyi sağlayarak hızlı saha müdahalesi yapabilmek anlamında sektörümüzde önemli bir fark yarattık. Üstelik bunu çok büyük adetlerde iş için başarabildik.” Teknoloji kullanımında da iddialı Teknofix, teknolojiye yaptığı yatırımlarda olduğu kadar teknolojiyi iyi kullanma konusunda da son derece iddialı. Saha çalışanlarının kullandığı Android tabanlı saha yönetimi uygulamasının gelişmiş özellikleri sayesinde, hizmet kalitesi her zaman en üst seviyede tutulabiliyor. Uygulama ile saha ekiplerinin bulunduğu konum, en yakın işin nerede olduğu, buraya gidilecek en kolay rotanın yönetilmesi gerçekleştirilebiliyor. Bu özellikler ekiplerin en hızlı şekilde müdahalesini sağlarken, çalışma yapılan ortamın öncesi sonrası fotoğraflarının çekilmesi, ekiplerin kıyafet standardına uyumlarının denetlenmesi, servis formlarının dijital ortamda tutulması ve memnuniyet anketlerinin kullanılması da yine uygulama ile mümkün olabiliyor. Güçlü teknoloji altyapısı sayesinde, Türkiye genelinde depo ve envanter yönetimi yapabiliyor olması da Teknofix’i rakiplerinden ayıran artılardan biri olarak öne çıkıyor. Teknofix’in hizmet yelpazesini genişletmek için çalışmalarının sürdüğüne değinen Yılmaz, “Yeni tamamlayıcı servis ürünleri sunmak üzere çalışıyoruz. Kullanıcıların her türlü teknolojik sorununa çözüm bulabilmeyi hedefliyoruz. Öncelikle gördüğümüz en yaygın birkaç konuyu çözecek servis ürünleri ile ilgili çalışıyoruz. Yıl sonuna kadar beş yeni ürün ekleme hedefimiz var. Bunu yaparken, coğrafi yaygınlığımızı ilçeler seviyesine taşıyacak yeni ‘Teknofix hizmet noktaları’ oluşturacağız. Bizim vizyonumuza inanan, bizimle birlikte dönüşmek ve büyümek isteyen dinamik iş ortakları arayışındayız. Kolay ulaşılır, hızlı ve güvenilir çözüm noktası olacağız” diye konuştu. Gücünü Bircom’dan alıyor Teknofix’in, Bircom’un iletişim teknolojileri alanındaki yarım yüzyıla yaklaşan deneyiminden aldığı güçle faaliyetlerine başladığını belirten Bircom CEO’su Burçin Bircanoğlu, “Cihaz tedariği sağlayan ve profesyonel saha hizmetleri sunan bir şirket olarak, gelişen teknoloji ve iletişim ihtiyaçlarının yeni talepler ve sorunlar doğurduğunu fark ettik. Halen sunmakta olduğumuz ve yeni ekleyeceğimiz bu tip hizmetleri pazarda kullanıcılara en iyi şekilde ifade edecek markayı bulmak istedik. Teknofix’i bu amaçla hayata geçirdik. Telefonlardan televizyonlara, akıllı cihazlar hayatımızda günden güne daha çok yer alırken, bulut bilişim imkanları, her gün artan depolama ihtiyaçları ve güvenlik riskleri pek çok sorun ve fırsatı da beraberinde getiriyor. Bugün sahip olduğu cihazların kapasitesi ve özelliklerinin çok düşük bir kısmını kullandığı halde bunlara önemli ölçüde maddi kaynak ayıran bir kullanıcı kitlesi oluşmuş durumda. Teknofix ile biz bu verimsizliği de ortadan kaldıracak hizmetler sunmayı planlıyoruz” dedi.

Sabancı Gönüllüleri’nin web sitesi yayında

0
Sabancı Holding’in kurumsal internet sitesinin altında hizmete giren micro site üzerinden Sabancı Gönüllüleri programına ilişkin tüm gelişmeler takip edilebiliyor. Sayfa üzerinden programa ilişkin güncel bilgiler takip edilirken, gönüllü başvuruları da yapılabiliyor. Ayrıca, yine bu platform üzerinden kullanıcılar programa dair görüşlerini de paylaşabiliyor. Sabancı Gönüllüleri Sabancı Holding’in 41 yıldır Sabancı Vakfı eliyle yürütülen hayır işlerinin etki alanını genişletmek ve tüm Türkiye’ye yaymak amacıyla hayata geçirdiği programı, iki ana platform üzerinden ilerliyor. Birincisi online eğitimler, diğeri ise gönüllülük projeleri. Online eğitimler kadın ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunu kapsayacak 5 modülden oluşuyor. Söz konusu eğitim modüllerinin içeriklerinin oluşturulması konusunda Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Forumu’ndan destek alınıyor. Modüller, “Kavramlar ve tanımlar”, “Eğitim ve Toplumsal Cinsiyet”, “İş Dünyası ve Toplumsal Cinsiyet”, “Kadına Yönelik Şiddet” ve son olarak “Erken Evlilik” olarak belirlendi. Kadın ve toplumsal cinsiyet duyarlılığı konusundaki tüm bilgiler online eğitim aracılığı ile 60.000 Sabancı çalışanlarına aktarılacak. Sabancı Gönüllüleri platformunun ikinci ayağı olan gönüllülük projelerinde de 7 merkezde toplam 40 şehirde eğitimler gerçekleştirilecek. Eğitimcilerle birlikte gönüllülük dinamikleri her ilde 500 gönüllü takım liderine aktarılacak. Daha sonra bu takım liderlerinin kendi şehirlerinde ve iş yerlerinde 10’ar kişilik ekipler kurarak bölgelerindeki kadına yönelik ihtiyaçları belirlemeleri istenecek. Böylece 5000 kişilik gönüllü ordusu oluşturulacak. Diğer yandan oluşturulacak proje havuzunda da projeler bir araya getirilecek ve bir sinerji yaratılacak. 9 yılın sonunda ise kadınlar, gençler ve engelliler olmak üzere bu üç konuda topluma kalıcı değerler yaratan 45.000 kişilik Sabancı Gönüllüsü meydana gelmiş olacak.

NASA Drone’ları takip edecek!

0
BurrardLucas_Drone_2783693aDrone’lar önceleri sadece “uzaktan kumandalı uçan oyuncaklar” olarak algılandı. Ancak bu teknolojinin çok önemli kullanım alanları olabileceği keşfedildiğinden beri hem ticari kurumlar hem de amatör fotoğraf / video meraklıları, drone’lara servet yatırmaya başladılar. Google’ın ve Amazon’un tamamen Drone teknolojilerine dayalı ticari servisleri bulunuyor ve yenileri de hizmete girmek için gün sayıyor. Ancak teknolojinin bir sorunu var. Bu küçük uçan robotlar, hava sahasını kirletip çok büyük hava kazaları yaşanmasına yol açabilecek tehditler oluşturuyorlar. Dolayısıyla NASA şimdi, tüm drone’ların hava trafik kontrol sistemleri tarafından izlenmesine yardımcı olacak bir çözüm üretebilmek için ABD’nin büyük GSM operatörü Verizon ile bir araya geldi. Google ve Amazon da GSM şebekeleri üzerinden bir kontrol sisteminin devreye girmesine destek veriyor. Yeni sistemin 2017 yılında devreye girmesi bekleniyor. Böyleec ABD üzerinde uçan en ufak Drone’un bile konumu hakkında bilgi sahibi olunacak ve bu Drone’un tehlike yaratması halinde sahibine uyarı gönderilecek. 500 bin dolar bütçeye sahip proje ile ayrıca Drone’ların, ABD üzerindeki hassas bölgelere girmeleri de önlenecek. Yani bir drone sahibi, drone’ununu ABD başkanlık sarayının üzerine yönelttiğinde, Drone bu alana girmeyi red ederek geri dönecek. Veya meraklı bir drone sahibi Drone’ununu 150 metrenin üzerine çıkarmak istediğinde Drone bu yüksekliğe çıkmayacak. NASA’nın yeni sistemini uygulamaya gönüllü olan GSM şirketleri arasında şimdilik AT&T ile Verizon olduğu görülüyor. Diğer operatörlerin de kısa süre sonra sisteme dahil olması bekleniyor.

Pentagon’un büyük robot yarışı başlıyor!

0
Darpa-robots-660x350Robotların, geleceğin dünyasında çok büyük rol oynayacakları artık inkar edilemeyecek bir gerçeğe dönüştü. Otomobiller, uçaklar robotlar tarafından kullanılacak; fabrikalar, işletmeler robotlar tarafından çalıştırılacak; günlük rutin işler robotlar vasıtasıyla halledilecek. Robotların şimdilik en önemli kullanım alanı olarak savaş alanları veya nükleer kazalar, depremler, yangınlar gibi felaket noktaları öne çıkıyor. Japonya’daki nükleer santral kazasının daha büyük bir felakete yol açmaması için santraldaki nükleer çekirdeklerin yanına giderek önlem almak gibi “intihar” görevleri için Japonya’daki yaşlıların gönüllü olduklarını hala hatırlıyoruz. Oysa bu tür tehlikeli görevleri yerine getirecek robotların varlığı, kimsenin intihar etmesine gerek kalmadan, büyük felaketleri önlemeyi ve insan hayatını kurtarmayı mümkün kılacak. Pentagon şimdi bu amaçla, robot araştırmalarını desteklemek için bir yarışma düzenliyor ve yarışmaya dünyanın her yerinden 24 farklı robot araştırma ekibi katılıyor. Pentagon’un ünlü DARPA araştırma departmanı tarafından organize edilen yarışmaya katılanlar arasında Google da bulunuyor. Google, web teknolojileri geliştirdiği gibi bir süredir robot teknolojilerine de yatırım yapıyordu. Zaten sürücüsüz otomobil araştırmaları da bunun bir parçası. Yine de Google, Pentagon’un askeri amaçları ile ilişkilendirilmemek için özel dikkat gösteriyor ve yarışmaya sadece insanı amaçlarla kullanılacak bir robot projesi ile katılıyor. Yani Google, bir deprem sırasında göçük altında kalan canlıları arayacak robotlarını yarışmaya sokacak. Yarışmaya katılacak robotların şu sekiz görevi yerine getirmesi gerekecek.
  • Bir arabayı sürebilmesi.
  • Arabadan çıkabilmesi.
  • Bir kapıyı açıp içeri girebilmesi.
  • Bir valfı açabilmesi
  • Duvarda bir delik açabilmesi.
  • Yıkıntılarla dolu bir arazide ilerleyebilmesi.
  • Merdivenleri çıkabilmesi.
  • Henüz açıklanmayan gizli bir görev!
  DARPA’nın yıllar önce düzenlediği sürücüsüz otomobil yarışmasına katılan ekipleirn bugün dünya otoyollarında test sürüşü yapan robot otomobilleri ürettiklerini düşünürsek, bugün DARPA’nın yarışmasına katılacak robotların on sene sonra günlük hayatımızın birer parçası olup bizim için otomobilmizi sürmesi, evimizde hizmet etmesi, hastanelerde hastaları taşıması, sokaklarda görev alıp temizlik yapması gibi işlerde ortaya çıkmaları sürpriz olmayacak.  

NetApp’tan bulut tabanlı yedekleme ve geri yükleme

0
MG_2560aGünümüzün iş dünyasında geleneksel yedekleme yavaş, riskli, pahalı ve karmaşık. Kullanıcılar veri kayıplarını minimum seviyeye düşürmeyi ve verileri hızlı bir şekilde kurtarmayı istiyor. Ancak BT, eski yedekleme ve geri yükleme stratejilerini kullanarak bu değişime ayak uydurmakta zorlanıyor. Bu talepleri karşılamak için NetApp daha önce SteelStore olarak bilinen AltaVault bulut tabanlı depolama çözümleri ve hizmetlerini tanıttı. AltaVault ile müşteriler verilerini dahili çözümlerine kıyasla yüzde 90’a kadar daha az maliyetle herhangi bir bulut sistemine hızla yedekleyebilecek. Kurumsal yedeklemede depolama alanı büyürken bütçe ve edinme maliyetleri yatay seyrediyor. Bant genişliği maliyetleri ile kısıtlamalar büyüyen veri tabanları nedeniyle daha da ağırlaşıyor. Bu zorluklara ek olarak birçok kurum hala teyp yedeklemeye bel bağlıyor. Böylece aktarım sırasında medya kaybı riski, kesintiler ve veri kayıpları artıyor. Bu kurumlar acil onarım prosedürlerini yeterince test etmekte de eksik kalıyorlar. NetApp Bulut Çözümleri Grup Başkan Yardımcısı Phil Brotherton konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “NetApp AltaVault çözümlerini kapsayan hibrid bulut yedekleme stratejisi etkili ekonomi, hız ve güvenlik sunuyor. Böylece kurumlar yedekleme ve geri yükleme hizmetlerinin seviyelerini karşılayabiliyor.” dedi. AltaVault gibi veri kullanım ömrü çözümlerinin NetApp’ın veri inşası için ortaya koymuş olduğu vizyonun kilit elementleri olduğunu söyleyen Brotherton, “Bu da verilerinin nerede olduklarına bakmaksızın müşterilere bu verileri kontrol ve entegre edebilecekleri, taşıyabilecekleri, güvenliğini sağlayabilecekleri ve sürekli yönetebilecekleri güvenini veriyor” ifadelerini kullandı. Araştırma şirketi ESG’nin veri koruma kıdemli analisti Jason Buffington ise konuyla ilgili yorumunda “Kurumların yaklaşık yarısı sil baştan başlayabilselerdi veri korumaya yaklaşımlarını değiştireceklerini söylüyor” tespitinde bulundu. Buffington sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Birçoğu ‘bulut’ sisteminin veri koruma yönünde yapacakları bu değişimin bir parçası olacağını da belirtiyor. Hatta, ESG’nin son yaptığı araştırmaya katılanların yüzde 88’i ‘bulut esnekliğinin’ gelecekteki veri koruma stratejileri için önemli, çok önemli ya da hayati olduğunu kaydetti. NetApp’ın AltaVault hizmeti gibi özellikle veri koruma senaryoları için tasarlanmış bulut geçitlerine baktığımızda tüm çaptaki müşteriler mevcut (ya da yeni) veri koruma topolojisine bulut-depolamayı kolayca eklemeyi amaçlıyor.” Fiziksel, sanal (VMware ESX ve Microsoft Hyper-V) ve bulut-tabanlı (AWS ve Azure araçları içeren yeni AltaVault çözümü müşterilerin önceki yatırımlarını koruyarak mevcut yedekleme yazılımlarına entegre sırasında yaşanan zorlukları da ortadan kaldırıyor. AltaVault’un yararları: • Sektöründe Öncü Veri Azaltımı: Yedeklerken veri tekilleştirme ve sıkıştırma ile 30:1 oranında veri azaltımı. Bu da buluta daha az veri yedeklenmesi anlamına geliyor. Müşteriler böylece buluta daha hızlı veri gönderime imkanı buluyor. • Genişletilmiş Seçim: AltaVault kendinize uygun olanı seçebileceğiniz yeniden ölçeklenebilir seçenekler sunar: Fiziksel, sanal ya da AWS veya Azure bulutlarında bulut-tabanlı çözümler. AltaVault çözümleri bulut-tabanlı depolama pazarındaki diğer tüm rakiplerinin çözümlerinden altı kattan fazla yeniden ölçeklenebilir. Bu da kurumların daha fazla kritik öneme sahip veriyi depolayabileceği ve ihtiyaç duyulduğunda bu verileri daha hızlı geri yükleyebileceği anlamına gelir. • Eşsiz Bütünleşme: AltaVault, NetApp SnapProtect ve müşterinin tercih edeceği yedekleme yazılımı ile kolayca entegre olur. AltaVault çözümleri ve hizmetleri; yedeklenmiş verileri, bulut depolama alanı sunan halka açık ya da özel önde gelen bütün sağlayıcılara gönderebilir. Yeni AltaVault çözümlerimiz; bilgi transferi, yerinde ve uzaktan sorun giderme, isteğe uyarlanmış proaktif hizmet ile yedekleme ve ortam arşivlemesi için performans desteği sağlayarak BT operasyonlarını optimize etmeye yardımcı olacak genişletilmiş hizmetleri de içerecek. Ayrıca NetApp uzmanları müşterilere veri koruması için iş ihtiyaçlarına ve gerekliliklerine uygun yol haritası çizmelerine ve bulut için uygun verilerin belirlenmesinde ve önceliklendirilmesinde yardım edecek. Sonuç, genel bulut stratejisine bağlı hayata geçirilebilir önerilerin olduğu temelinde çözüm olan bir teklif. NetApp ve ortaklarının sunduğu hizmetler müşterilere AltaVault’un bulut imkanlarının avantajlarını kullanmalarına yardımcı olur. Buna; tasarım, uygulama ve destek hizmetleri ile birlikte genel veri koruma sürecini, yedekleri optimize etme ve arşivlendirme performansını basitleştirecek bulut strateji atölyeleri de dahil. Japonya merkezli teknoloji şirketi Konica Minolta’nın Üst Düzey Yöneticisi ve Kurumsal BT Planlama Birimi Genel Müdürü Akira Tai yaptığı yorumda, “Konica Minolta’da, Japonya’da yaşanabilecek büyük bir felaket durumunda hayati öneme sahip sistemlerimiz için güvenilir veri kurtarma çözümü arayışı içerisinde idik. NetApp AltaVault [önceki ismi ile “NetApp SteelStore”] acil kurtarma kapasitemizi güçlendirdi ve dahası hayati öneme sahip veri yedekleme hedefini herkese açık denizaşırı bir buluta yönlendirerek maliyetlerimizi de düşürdü. Mevcut sistemimizde herhangi bir değişiklik yapmadan NetApp AltaVault’u kullanmaya başladık. Şimdi ihtiyaca göre verilerimizi herkese açık bulut ile yerleşik sistem arasında hızlıca taşıyabiliyoruz.” dedi. İnşaat şirketi Blach Construction’ın BT Direktörü Dominic Silvia ise “Veri depolama herkese açık buluta girişimizdeki ilk adım oldu. Birbirinden uzak şantiyelerimiz dikkate alındığında bulutu yedekleme havuzu olarak kullanmak mantıklıydı. Herkese açık buluta geçerek artan depolama alanı ihtiyacımızı karşılamak için daha fazla donanıma yatırım yapmak zorunluluğumuz ortadan kalktı.” şeklinde konuştu. AltaVault seçimlerinin diğer çözümlere kıyasla uzun vadede kendilerine daha fazla değer katacağını bildiklerini söyleyen Silvia, “Şimdi zamandan tasarruf ederek şantiyelerde BT altyapımızı geliştirmeye daha fazla vakit ayırabiliyoruz. Böylece şantiye dışındaki çalışanlarımız ileri teknoloji çözümlerine de erişebiliyor.” dedi. Satın Alınabilecek Yerler NetApp AltaVault AVA400 fiziksel çözümler ve ESX ve Hyper-V üzerinde AVA-8, AVA-16 ve AVA-32 sanal çözümleri NetApp ve NetApp yetkili satıcıları üzerinden satın alınabilir. Şu an AWS mağazasından satın alınabilen AltaVault bulut-tabanlı çözümlerin 2015 yılında Azure mağazasından da satışı yapılması planlanıyor. AVA800 fiziksel çözümlerin ise 2015’in 3. çeyreğinde satışı planlanıyor.

Veri depolamayı önemsemeyen sınıfta kalıyor

0
Her+yerden+erisimVerilerin depolanması, yönetimi ve güvenliği iş süreçlerindeki önemini giderek artırıyor. Kurumlar ve bireyler, veri depolama sistemlerinin sadece depolama değil, kolay erişim seçeneği sunmasını da talep ediyor. Son teknolojilerden yararlanarak veri depolama alanında yenilikçi dönüşüm gerçekleştiren kurumlar, kullanıcılarına ayrıcalıklı deneyimler sunabiliyor. İşletmeler, artan verilerini uzun vadeli olarak güvenli şekilde depolayıp mekândan bağımsız biçimde erişim sağlayarak maliyet avantajı sağlamak ve iş süreçlerini kesintisiz şekilde sürdürebilmek gibi önemli avantajlar elde edebiliyor. İhtiyaç ve önceliklere uygun veri depolama yatırımı yapan firmalar kazanıyor Veri yönetiminin ve depolamanın önemine değinen Synology Türkiye Ürün Müdürü Volkan Yiğit, “Tüm sektörler için veri depolamadaki ana öncelik, iş sürekliliği. Veri miktarı her geçen gün inanılmaz bir şekilde artıyor. Fotoğraflar, videolar ve müzik dosyalarının hacmi sürekli artış gösterirken, sosyal medya platformları, bu artışın ivmesini daha da artırıyor. Veri depolama, yönetimi ve güvenliğini sağlama, iş süreçlerinde ön plana çıkan değerler arasında yer alıyor. Verileri, doğru ve güvenilir platformlarda saklayıp yönetmek, kurumlar ve bireyler için vazgeçilemez bir öneme sahip. Büyük kurumlar ve KOBİ’ler, hızlı bir şekilde durmaksızın büyüyen veriyi kontrol altına alamamaları durumunda, maliyet ve iş sürekliliği açısından büyük zarara uğrama riski ile yüzleşebilirler.” dedi. İş sürekliliği yüksek performanslı ve güvenilir ürünlerle mümkün Şirketlerin ihtiyaçlarını doğru belirleyip, rekabet ortamına uygun teknolojileri tercih etmeleri gerektiğini belirten Yiğit, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kurum bünyesinde konumlandırılacak doğru teknolojik çözüm ve altyapılar, iş süreçlerinin hızlı, verimli ve tasarruflu olmasını sağlıyor. Veri depolama ihtiyaçlarını karşılayacak donanım ve yazılımın iş sürekliliğine olan etkisini göz ardı etmemek gerekiyor. Kullanıcılar, veri depolama çözümlerinin çok fonksiyonlu, yüksek performanslı ve aynı zamanda güvenilir olmasını istiyorlar. Özelikle KOBİ sektöründe bu türden bir değişim yaşanıyor. Bring Your Own Device (BYOD), büyük veri, bulut ve mobilite gibi güncel eğilimleri kapsayan ve bu eğilimlerin getirdiği yeni teknolojilerle uyumlu çalışan ürünler, rekabette firmaları öne taşıyor.” Veri yönetimini tek elden yapan kurumlar sürpriz masraflardan kurtuluyor Veri düzenli bir şekilde artarken, veri depolamanın ve yönetmenin şekli de değişiyor. Firmaların bu alanda uygun maliyetli, performansı yüksek çözüm ve ürünleri tercih etmeleri kaçınılmaz oluyor. Kurumlar, artık yazılım ve donanım gibi bileşenlere ayrı ayrı odaklanmaktan ziyade uçtan uca çözümlere yöneliyorlar. Tümleşik bir hizmet alarak servis kalitelerini ve performanslarını artırmayı, veri yönetiminde kolaylık ve süreklilik elde etmeyi hedefliyorlar.

Performans ustası MX Master tanıtıldı

0
Logitech Türkiye Ülke Müdürü Mustafa Uyar’ın ev sahipliğindeki toplantıda, endüstriyel tasarım alanında Türkiye’nin en önemli isimlerinden  Sertaç Ersayın da teknoloji dünyasındaki son tasarım trendlerini katılımcılar ile paylaştı. Hassasiyet, hız ve konfor açısından sektörün en üstün faresi olarak tanımlanan MX Master’ın çoklu ekranlar, cihazlar ve işletim sistemlerinde kullanım kolaylığı sunduğunu belirten Mustafa Uyar, “Şık tasarımı ile dikkat çeken MX Master, çok sayıda navigasyon seçeneği ve gelişmiş özellikleri ile bugüne kadar tasarlanan en iyi fare” dedi. Logitech MX Revolution ve Logitech Performance MX’den oluşan serinin son üyesi Logitech MX Master Wireless Mouse ele uygun şekilde, konfor, hız ve kontrol için tasarlandı. Elinizi ve bileğinizi doğal pozisyonda kavrayan mouse, ergonomik tuşları ve kaydırma tekerleği ile akıcı bir kullanım deneyimini sunuyor. Tarama yaparken tekerleği çevirme hızınıza göre otomatik olarak tıklatmalı kaydırma modundan yüksek-hızlı kaydırma moduna otomatik geçiş yapabilen, hıza duyarlı tekerleğe sahip Logitech MX Master Wireless Mouse sayesinde tek çevirme hareketiyle sayfalar arasında kolayca geçiş sağlayabilirsiniz.  Windows  ya da Mac  bilgisayarınıza, Logitech Unifying  alıcı veya  Bluetooth Akıllı Teknoloji ile bağlanan MX Master, aynı anda masaüstü bilgisayar, laptop ya da tablet gibi üç farklı cihazla eşleşebiliyor ve Easy-Switch tuşu aracılığıyla tek dokunuşla cihazlar arasında kolayca geçiş imkanı sunuyor. Ayrıca mouse üzerinde Mac bilgisayarınızdaki dokunmatik hareketleri atayabileceğiniz özelleştirilebilir bir tuş da bulunuyor. Logitech Options yazılımı MX Master’ın tuşlarını ihtiyaçlarınız doğrultusunda özelleştirme imkanı sağlarken, Logitech Darkfield Laser  özelliği neredeyse her yüzeyde, camda veya parlak zeminlerde bile üstün takip özellliği sunuyor. Şarj edilebilir bataryası bulunan MX Master, full şarj ile 40 gün kullanım; dört dakika şarj ile  bir günlük kullanım sağlıyor. Işık göstergesi ile şarjın miktarını kontrol edebilir, şarj ederken de mouse’unuzu kullanmaya devam edebilirsiniz.

Gençler dünyayı Facebook’tan öğreniyor

0
gen-ySosyal medyanın bu kadar büyük bir devrim yaratacağını kimse tahmin edemezdi. Birkaç gencin, kendilerine sevgili bulmak için üye olduğu, ardından da birbirlerine dijital çimdikler attıkları bir sosyal medya sitesi, kısa sürede yüz milyonlarca insanın internetteki en büyük uğraşı haline geldi. Bugün, yeni nesile Millenyaller deniliyor. Bir diğer ismiyle Y Jenerasyonu… Yani 80’lerin ortası ve 2000’lerin başında doğan nesil… Kısacası, internetin içine doğan çocuklar… Dünyadaki toplumsal olaylarda, sosyal medya üzerinden hızla organize olup, milyonlarca kişilik kalabalıklara dönüşerek sokaklara akabilen bu yeni nesil hakkında yapılan bir araştırma çok ilginç bir sonucu ortaya çıkardı. Millenyallerin siyasi görüşleri, politik duruşları tamamen Facebook üzerinde okuduklarına dayanıyor. Önceki neslin politik görüşleri, okudukları kitaplara, izledikleri programlara, kantinlerde, toplantılarda yaptıkları tartışmalar sonucunda edindikleri deneyime dayanırken, yeni nesil için bu kaynak büyük oranda Facebook. Pew Research Center tarafından, ABD’deki siyasi gündeme dair yapılan araştırmada, Millenyallere yöneltilen sorularda, politika haberlerini nereden izledikleri sorulmuş ve gençlerin %61’i en çok Facebook’tan yararlandıklarını dile getirmişler. İkinci kaynak ise CNN. Gerçi “yaşlılar” da çok farklı değil. Bir önceki nesil, yani bugün 40’lı yaşlarında olan Jenerasyon X de, %50 oranında Facebook’u takip ederek politik haberleri alıyor. TV kanallarını takip edenlerin oranı ise çok düşük. Kısacası görünen köy kılavuz istemiyor. Güvenilir medya formatı olarak TV giderek gözden düşerken, sosyal medya ve internet hızla yükseliyor. Bir sonraki seçimlerde siyasilerimizi meydanlarda veya TV’lerde değil de, Facebook’ta canlı yayın yaparken görürsek, şaşırmayacağım.  

Müşterinize buluttan erişin

0
Türkiye’de hayat sigorta satış süreçlerini ilk kez tablet üzerinden gerçekleştiren Aegon Emeklilik ve Hayat, müşterilerine kaliteli ve hızlı hizmet verebilmek amacıyla teknoloji yatırımlarına önem veren bir marka olarak haklı bir üne sahip. Aegon geçtiğimiz günlerde bu yaklaşım doğrultusunda aktif satış ekipleri ve poliçe kabul departmanlarının doğru bilgiye daha çabuk erişimini desteklemek amacıyla Paritus Adres Doğrulama ve Geocoding Sistemi’ne yatırım yapmayı tercih etti. Hayat sigortası, emeklilik ve fon yönetimi alanlarında dünyanın önde gelen finans kuruluşlarından olan Hollanda merkezli Aegon Grup, 200 yıla yakın süredir finans sektörü içerisinde faaliyet gösteriyor. Bugün ise Aegon, 20’ten fazla ülkede 40 milyonu aşkın müşterisinin finansal geleceklerini güvence altına almalarına yardımcı olurken sektörün kurallarını değiştiren yenilikçi kimliği ile örnek oluşturuyor. En yeni teknolojileri kullanarak üstün hizmet kalitesine odaklanan Aegon, kendi uygulamalarına entegre ettiği Paritus Akıllı Çözümleri ile direkt satış ekipleri ve poliçe kabul departmanlarının daha iyi hizmet verebilmesini hedefliyor. Paritus, Aegon satış temsilcilerinin hızlı bir şekilde ve genelde eksik ya da hatalı olarak tabletine girdiği adres bilgisini yaptığı yeni öneriler ile ve otomatik olarak düzeltilmesini sağlıyor. Saniyede yüzlerce adres işleyebilen Paritus’un müşterileri, bu hizmete bulut üzerinden güvenli bir şekilde erişebildikleri gibi söz konusu uygulamayı kendi firmalarında (on-premise) platform bağımsız olarak da çalıştırabiliyor. Müşteri adres verisine hızlı erişim ile müşteri memnuniyetinde artış sağlayan Paritus Akıllı Arama Çözümleri kurumlara ulaşılabilir ve sürekli güncellenen bir adres bankası sağlıyor. Ayrıca adres iyileştirme kültürünün kurum içinde yaygınlaşması ve kullanıcıların uygulamalar üzerinden doğru adrese erişim güvencesi çalışma ortamının da kalitesini artırıyor.

Microsoft’tan kablosuz bağlantı hamlesi

0
Wi-fi_bench_5_940x4701Microsoft, Skype ve Office 365 kullanıcıları için dünyanın pek çok yerinde yaygın olarak bulunabilecek kablosuz internet bağlantısı hizmete sokmak için hazırlıklara başladı. Microsoft aslında bu servisi uzun zamandır veriyor ancak kapasama alanı çok yaygın değildi. İlk aşamada 2,5 milyon hot spot’u devreye sokarak dünya çapına yayılması beklenen Microsoft’un bu servis için yerel internet sağlayıcılarla görüşmeleri sürüyor. iOS, Android, OS X ve Windows uygulamaları için geçerli olacak Wi-Fi hizmeti ücretsiz olmayacak. Servisi kullanmak isteyenlerin, ücretli Skype kullanıcıları olması veya Office 365 programına üye bir iş yerinde çalışıyor olmaları gerekecek. Böylece Skype ve Office 365 kullanıcıları, büyük şehirlerin yoğun noktalarında, toplantı yaparken, gezip tozarken, Wi-Fi bağlantısı kullanabilecekler, sörf yapabilecekler, Skype üzerinden konuşabilecek veya ofisteki arkadaşlarının gönderdikleri e-postaları ya da raporları okuyabilecekler.