Netaş, FATİH Projesi’nde en iyi teklifi verdi

0
Netaş CEO’su C. Müjdat Altay
Netaş CEO’su C. Müjdat Altay
Netaş, FATİH Projesi’nin okullara altyapı kurulumunu içeren 2. Faz Yerel Alan Ağ Kurulum İşi ihalesinde, Netaş’ın bağlı ortaklarından Probil A.Ş. toplam 249.939.377 TL bedelle, en iyi teklifi verdi. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Netaş CEO’su C. Müjdat Altay, “Netaş olarak, Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitimin dijitalleştirilmesi konusunda hayata geçirdiği bu büyük projede yeniden rol almak, bizi gururlandırıyor. Okullardaki teknolojinin iyileştirilmesinin amaçlandığı FATİH Projesi kapsamında, daha önce de 110 adet hizmet içi uzaktan eğitim sınıfının entegrasyonunu sağladık. Şimdi ise okullarda altyapı kurulumunu gerçekleştireceğiz.” dedi. Dün ihale öncesinde 9 TL seviyesinde işlem gören Netaş’ın hisseleri, haberin duyulmasıyla birlikte yükselişe geçmişti. Şirketin hisseleri haberi hazırladığımız sırada 10.75 TL seviyesinde işlem görüyor.

IBM’den mobil ekonomiye 1 milyar dolarlık yatırım

0
IBM_z13IBM, mobil cihazların yarattığı yeni ekonominin ve trilyonlarca mobil işlemin hızına ve güvenliğine ilişkin beklentileri karşılama gücüne sahip, gerçek zamanlı şifreleme, analitikle ölçeklendirme ve maliyet avantajı sunan yeni ana bilgisayar sistemi z13’ü duyurdu. z13 sistemi, IBM’in 1 milyar dolar değerindeki yatırımın ve beş yıllık geliştirme sürecinin sonucunda yaratıldı. Üretim sürecinde 500’ü aşkın yeni patentli inovasyondan da yararlanıldı. Yeni duyuru, IBM’in iş dünyasına yüksek değerli ve yenilikçi teknolojiler sunma vizyonunun son adımı olarak değerlendiriliyor. IBM, yeni anabilgisayarının dikkat çekici özelliklere sahip olduğunu açıkladı. Buna göre yılın 365 günü, her gün 2,5 milyar işlem yürütülebilecek ilk sistem olduğu açıklanan z13, 2025 yılında günde 40 trilyona ulaşması beklenen mobil işlemlerin güvenilir olmasını sağlıyor. z13, bu güvenilirlik için mobil işlemlerin gerçek zamanlı şifrelemesini hızlandırıyor. Sistem, mobil ortamda başlatılan işlemler için daha fazla güvenlik özellikleri sağlayan şifreleme teknolojileri de dahil olmak üzere 500 yeni patent içeriyor. Yerleşik analitik özelliğine sahip ilk anabilgisayar olduğu da ifade edilen z13, IBM’in hesaplamalarına göre rakip sistemlere oranla 17 kat daha hızlı analitik öngörüler sağlıyor. Bu, özellikle işlemler sırasında yaşanabilecek gerçek zamanlı sahteciliğin saptanmasını mümkün kılıyor. Yeni IBM sistemlerini değerlendiren IBM Sistemler ve Teknoloji Grubu Ülke Müdürü Gürol Çolak, bu konuyla ilgili olarak şunları söylüyor: “Bir müşteri yaptığı her alışverişte ya da akıllı telefonunda “yenile” düğmesine her bastığında bilgi işlem ortamının arka ucunda ardarda pek çok olaya sebep olabilir. Bu ortamda z13, mobil dünyada gerçekleşen milyarlarca işlem yürütmek üzere tasarlandı. Müşterilerin beklentisi hızlı, kolay ve güvenli bir biçimde yürütülebilen mobil işlemlerdir. Bunun iş dünyası açısından anlamı ise en gelişmiş analitik özelikleriyle birlikte güvenli ve yüksek performanslı bir altyapının oluşturulmasıdır. Bir diğer deyişle IBM anabilgisayarı, dünyanın en güvenli veri merkezlerinin gücünü avucunuzun içine getiriyor”. IBM’in yakın dönemde yaptığı bir araştırmada BT yöneticileri ve CIO’ların yüzde 71’i güvenliğin “en önemli mobil kurumsal zorluk” olduğunu ifade etmişti. IBM, z13’ün MobileFirst çözümleriyle birlikte yönetim kolaylığı sağladığını ifade ediyor.

Şirketler kurucu CEO’larıyla daha başarılı

0
yoneticiLondra merkezli ve Skype kurucularından Niklas Zennström tarafından yönetilen risk sermayesi şirketlerinden Atomico ilginç bir araştırmaya imza attı. Toplanan verilere göre şayet şirketinizin milyar dolarlık bir isim haline gelmesini arzu ediyorsanız, kurucu CEO’nuz ile hayatınıza devam etmek zorundasınız. Atomico’nun veri analizine göre 156 adet milyar dolarlık şirketin 133’ü, kurucu CEO’ları ile barışık yaşamaya devam etmiş. Öte yandan 2010 yılında kurulmuş ve yine milyarlık değere sahip olmuş 27 başka şirketten sadece bir tanesi kurucu CEO’sundan ayrılmış. Kısacası ilk CEO’ya bağlılık şirket değeri için oldukça büyük bir artı haline dönüşüyor. Bir başka detay ise mühendislerin önemini öne çıkartıyor. Atomico’ya göre 156 şirketten 144’ü teknoloji ya da üretici bazlı olsun ya da olmasın, mühendislerini el üstünde tutuyor. Bir diğer önemli nokta ise teknoloji temelli isimlerin kurduğu şirketlerin büyük kısmının başlangıç aşamasında pazarlama ve iş hayatı konusunda bocalama yaşadığı. Araştırmaya göre bu tip markalar başlarında mutlaka konuya çok hakim bir CEO bulunduruyor ve milyar dolarlık şirketler haline geliyorlar. Atomico, aynı raporun bir benzerini Ekim 2014’te hazırlamış. Bu rapora göre, 156 şirketten ayrı olarak 13 firma daha milyar dolarlık seviyelere erişebilmiş. Bunlardan ikisi Avrupa, altısı Asya, ikisi ise Amerika Birleşik Devletleri’nden.

Davos’un gündeminde internet vardı

0
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande
Davos’ta gerçekleşen Dünya Ekonomik Forumu bünyesinde konuşan dünyanın önde gelen isimleri arasında teknoloji sektöründen de örnekler var. Bazıları internet olgusunun tüm dertlere çare olabilecek bir yapıya sahip olduğunu söylerken, Google’dan Eric Schmidt bu konuda başı çekiyor. Yöneticiye göre tüm tartışılan problemler internet genişbant akışının genişletilmesi ile çözülebilir. TechInside okurları, Schmidt’in yorumlarını dün ayrı bir haber olarak sunduğumuzu hatırlayacaktır. Bazı devlet yöneticileri ise başta Schmidt’in söyledikleri olmak üzere konuşulanlar hakkında oldukça endişeli. Örneğin Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, internet için farklı fikirlere sahip. Cumhurbaşkanı her şeyden önce güvenlik ve kişisel gizliliğe önem verilmesi gerektiğini söylüyor. Terörizmin interneti manipülasyon ve şaşırtma için kullanabildiğini belirten Hollande, teknoloji şirketlerinin yasa dışı içeriklerin tespiti, engellenmesi ve daha geçerli kuralların getirilmesi gibi başlıklarda sorumluluk taşıdığını ekliyor. İnternetin önde gelen temsilcileri bantgenişliklerini arttırmak ve daha çok güce sahip olmak için lobi çalışmalarına devam ederken, bir yandan da ülkelerin getirdiği kısıtlamalardan kaçmaya gayret ediyor. Diğer yandan güvenlik güçlerine kişisel verilerin teslim edilmesinin gerekebileceğini de biliyorlar. Son olarak Yahoo’nun CEO’su Marissa Mayer da karşılıklı kazanç düsturunu güden bir pazar anlayışını benimsemek gerektiğin ve veri paylaşımı konusunda kâr odaklı düşünülebileceğini söyledi.

13 yaşında Intel’den yatırım aldı

7
ShubhamBanerjeeAmerika’nın San Francisco kentinde yaşayan 13 yaşındaki Shubham Banerjee, sadece bir Lego seti kullanarak görme engellilerin okuyabilmesine olanak sağlayan Braille yazıcısı üretti. Dünyanın en genç atılımcıları arasına girmeyi başaran genç, hem görme sorunu olanlar için büyük bir umut, hem de bu marketin geleceği için önemli bir gelişmenin kaydedilmesini sağladı. The Guardian’da yer alan habere göre Braigo Labs adını verdiği ve daha sonra destek gören startup’ı sayesinde adını duyuran Banarjee, Silikon Vadisi’nin de ilgisini çekti. Kimliğini gizli tutmayı tercih eden birden fazla yatırımcı, Banerjee’ye destek oldu ve pazar için beklenmedik bir yola girilmesini sağladı. Masaüstü yazıcı için 2 bin dolar yerine sadece 350 dolar harcayarak üretim yapmak isteyen Banerjee, görme engelliler için tablet ve dizüstü bilgisayar çözümleri de yaratmak istiyor. Henüz anlaşma imzalamak ve çekler ile haşır neşir olmak için çok genç olan Shubham Banerjee’ye bu konularda anne ve babası destek oluyor. Fikrin doğmasında ebeveynlerin de imzası var. Okulun fen projesi için sorular soran genç, anne ve babasından “Google’da ara!” gibi bir tepki alıyor ve keşif yolu açılmış oluyor. Lego Mindstorms EV3 kit robotik lego parçalarını kullanan genç isim, önce bölge yarışmasını kazanmış ve kısa süre içerisinde yerel bir üne kavuşmuş. Gencin Intel’de çalışan babası ise Braigo Labs için 35 bin dolar destek sağlamış. Bu arada hazır üretim bir yazıcı ile yeni 2.0 modelinin geliştirilme sürecine başlayan Shubham, elektronik metinleri Braille formatına dönüştürmek için Intel çiplerinden birini kullanıyor. Intel yöneticilerinden de yatırım alan aile, dışarıdan başka mühendisler kiralayarak onların da projeye katılmasını sağlamış. Bu yaz mevsiminde üçüncü sürümü tamamlamayı planlayan Barenjee, 25 ayrı cihazı farklı görme engelliler kurumuna vermeyi planlıyor. Okuluna devam eden Shubham, derslerden sonra ise yatırımcıları ile görüşüyor.

Çevre dostu üretim için yeşil kimya şart

0
Küresel ısınma ve iklimsel değişikliklerle artan çevre bilinci dünya çapında birçok sanayi kuruluşunun üretim biçimlerini de gözden geçirmesine neden oluyor. Son 7 yıldır yayınladığı küresel vatandaşlık raporlarıyla, iş hedefleri ile çevre sorumluluklarını bir arada nasıl yürüttüğünü ortaya koyan Xerox, üretim yapan sanayi kuruluşlarının ve her ölçekten işletmenin Yeşil Kimya yaklaşımı ile doğaya verdiği zararı minimize edebileceğini söylüyor. Yeşil Kimya, üretim faaliyetleri sırasında ortaya çıkan toksik maddelerin ve atıkların azaltılmasını, geri dönüştürülebilir ve enerji verimliliği sağlayan malzemelerin kullanılmasını amaçlayan bir mühendislik görüşü. Yeşil Kimya, sanayi üretim şekillerini değiştirerek veya iyileştirerek yaşamın sürdürülebilirliğine önemli katkılarda bulunmayı amaçlıyor. Yeni üretim biçimlerinin keşfi ve yeşil kimya gibi alanlarda da bilimsel çalışmalar yapan Xerox Kanada Araştırma Merkezi, Yeşil Kimya anlayışını hakim kılabilmek için izlenmesi gereken adımları şu şekilde açıklıyor: Toksik olmayan geri dönüştürülebilir malzeme kullanılmalı Üretimi yapılacak tüm ürünleri toksik olmayan, kullanımı boyunca enerji verimliliği sağlayan, geri dönüştürülebilir veya doğada çözünebilir olarak tasarlamak gerekiyor. Geri dönüştürülebilir malzeme kullanımının artması ve bunların geri toplanıp tekrar üretilebilmesi üretim maliyetlerini çok önemli miktarlarda azaltıyor. Kağıt, cam, plastik, metal gibi her türlü atık malzemenin geri kazanımı doğa için hayati bir önem kazanıyor. Petrol atığı ile üretilen materyallerden kaçınılmalı Üretim hammaddesi olarak petrol kaynaklı hammaddelerin kullanımından kaçınmak, mümkün olduğunca yenilenebilir ve geri dönüştürülebilir hammaddeler kullanmak gerekiyor. Günümüzde üretim maliyetlerinin düşük olmasından dolayı özellikle tekstil sektöründe petrol atığından üretilen malzemelerin kullanımı giderek artıyor. Petrol atığı ile üretilen ürünlerin doğaya olduğu kadar, insan sağlığına da önemli zararları bulunuyor. Güvenli çalışmak öncelik olmalı İnsan sağlığına zararlı olmayan fabrika ve laboratuvar koşullarında çalışılması, üretim esnasında işçi sağlığı ve güvenliğinin en öncelikli üretim kriterleri arasında değerlendirilmesi Yeşil Kimya yaklaşımının olmazsa olmazı. İnsan sağlığına ve güvenliğine önem vermeyen üretim tesislerinin, üretim biçimlerinin de sürdürülebilir bir doğayı desteklemesi mümkün değil. Üretim tesislerinde; çalışan güvenliğine yönelik önlemlerin alınması, patlayıcı, yanıcı maddelerin kullanımı ve saklanması düzenli olarak kontrol altında tutulmalı. İşlem sayısı ve atık miktarı azaltılmalı İşlem sayısını en aza indirecek kimya uygulamalarını tercih edin. Üretim sonucu atık madde oluşmasını engelleyecek yöntemler geliştirin ve mümkün olduğunca az ve yenilenebilir hammadde ile en çok ürün üretmeye çalışın. Üretimi süreçleri anlık takip edilmeli SimaPro ve Ecoscale gibi üretim verilerinizi analiz eden programlar, sürdürülebilir kontrollü bir ürün ve hizmet sunumu sağlar. Ayrıca, kurum bünyesindeki kimyagerlerin ve üretim mühendislerinin gerçek zamanlı analizleri dikkate alınmalı ve gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

PR News’te Türk markaları

0
Türk Telekom ve TTNET, dünya çapında en başarılı kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalarını belirleyen PR News Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödülleri’nde 2 proje ile finale kaldı. Türk Telekom Telefon Kütüphanesi, TTNET ise Engelsiz Tivibu ile yüzlerce aday proje arasından sıyrılarak finalist oldu. Türk Telekom ve Boğaziçi Üniversitesi Görme Engelliler Teknoloji ve Eğitim Laboratuvarı (GETEM) iş birliği ile geliştirilen Telefon Kütüphanesi, En Başarılı Kâr Amacı Gütmeyen Kuruluş-Özel Sektör İş Birliği’ kategorisinde finale kalmayı başardı. 2011 yılının aralık ayındaki Dünya Engelliler Günü’nde hayata geçirilen Telefon Kütüphanesi, görme engellilere verdiği hizmetin üçüncü senesini doldururken, toplamda 3 milyon dinlenme süresine ulaştı. TTNET ise görme ve duyma engellilerin televizyon deneyimini kolaylaştıran ‘Engelsiz Tivibu’ hizmeti ile ‘Sosyal Fayda ve Ürün Dizaynı’ kategorisinde finale kaldı. Engelsiz Tivibu, görme engelli TTNET müşterilerine, kullandıkları ekran okuyucu programlarla Tivibu Web üzerinden kaliteli bir TV izleme deneyimi yaşatıyor. iOS işletim sistemine sahip tablet ve akıllı telefonlar için geliştirilen Tivibu Ev uygulaması, cihazların sesli kullanım özelliğiyle birleşerek konuşan kumandaya dönüşürken, Tivibu Ev ve Tivibu Web’e Engelsiz Tivibu klasörü eklenerek görme engelliler için sesli betimlemeli, işitme engelliler için ise betimlemeli alt yazılı film seçenekleri sunuluyor. PR News Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödülleri 12 Mart tarihinde Washington’da düzenlenecek törenle sahiplerini bulacak.

Samsung yöneticileri satış danışmanı oldu

0
Samsung Electronics yenilikçiSamsung ve öncü olma hedefi çerçevesinde, pazarlama ve kurumsal iletişim stratejilerini tüketicilerinin ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda gerçekleştiriyor. Türk tüketicisinin ihtiyaç, talep ve sorularını daha yakından dinlemek adına gerçekleştirilen etkinliğe, Samsung Electronics Türkiye Başkanı Yoonie Joung öncülük etti. Samsung Electronics Türkiye Başkanı Yoonie Joung konuyla ilgili şunları söyledi: “Samsung Electronics olarak, tüketicilerimizin ihtiyaç ve taleplerini karşılamaya yönelik ürünler ve teknolojiler sunmaya öncelik veriyoruz. Tüketicilerimiz çalışmalarımızın odak noktasını oluşturuyor. Bu nedenle onları daha yakından tanımak, taleplerini ve sorunlarını öğrenmek adına sahada bire bir iletişim kurduk. Aldığımız geri dönüşler geliştireceğimiz tüketici odaklı üretim ve pazarlama stratejilerimizi doğrudan etkileyecek.”

e-Ticaret şirketlerinin yarısı siber saldırıya uğradı

0
Kaspersky_arastirmaKaspersky Lab’ın 27 ülkeden 3 bin 900 BT çalışanlarıyla gerçekleştirdiği bir ankete göre e-ticaret/çevrimiçi perakendecilik (%48) ve finansal hizmet sektöründe (41%) faaliyet gösteren şirketlerin neredeyse yarısı, geçtiğimiz yıl içinde hedefli saldırılar, uygulama güvenlik açıkları ve diğer biçimlerde siber suçlar nedeniyle farklı türlerde finansal bilgi kaybına uğradı. Ankete Türkiye’den katılanların sayısı ise 100 olarak açıklandı. Bu iki iş sektörü bahsi geçen benzerliği paylaşıyor olsa da güvenlik teknolojilerine karşı tavırları birbirinden farklı: E-ticaret/çevrimiçi perakendecilik segmentinin sadece %53’ü “dolandırıcılık önleme yazılımlarının güncel olmasını sağlamak için ellerinden gelenin en iyisini yaptıklarını” belirtiyor ve bu oran genel dünya ortalamasının %10 altında. Çevrimiçi tüccarların bütün bir iş modeli ödeme işlemlerini temel alıyor olsa da, dolandırıcılık önleme yazılımlarına yatırım yapmaya karşı bu umursamazlık bir güvenlik vakasında iş kayıplarına yol açacak gibi görünüyor. Araştırmaya göre finansal hizmetler segmenti, finansal verilerin korunmasına yönelik daha olumlu ve proaktif bir yaklaşıma sahip: Bu kurumların %64’ü “dolandırıcılık önleme yazılımlarının güncel olmasını sağlamak için ellerinden gelenin en iyisini yaptıklarını” söylüyor. Buna ek olarak, e-ticaret/çevrimiçi perakendecilik segmentinin %46’sına karşılık finansal hizmet sağlayıcılarının %52’si finansal işlemlerin güvenliğini sağlamak için yeni teknolojilerden faydalanmak istediklerini belirtiyor. Kaspersky Lab’ın anketinde, ciddi bir veri kaybı vakası yaşayan şirketlere ayrıca, bu vakanın sonrasında müşterilerini korumak için attıkları adımlar da sorulmuş. Farklı yaklaşımlarına karşılık hem e-ticaret/çevrimiçi perakendecilik hem de finansal hizmetler sektörleri ek güvenlik önlemleri almak için benzer adımlar atmış. Finansal hizmet kuruluşlarının %88’i ve e-ticaret/çevrimiçi perakendecilik kuruluşlarının %78’i tarafından alınan en yaygın önlem “müşteri işlemleri için güvenli bağlantılar sağlamak”. Finansal hizmet sağlayıcıları e-ticaret/çevrimiçi perakendecilere göre mobil cihazlar için uzman çözümler sunmaya daha fazla odaklanmış durumda (%75’e karşılık %56). Genel olarak hem finansal hizmet sağlayıcıları hem de e-ticaret/çevrimiçi perakendeciler için bir veri ihlalinin ardında en nadir olarak alınan önlem ise müşterilerine, birinci sınıf internet güvenliği yazılımlarının ücretsiz veya indirimli sürümlerinden sağlamak. Her iki sektörün de müşterilerinin sistemlerini korumaya almaya yatırım yapmak yerine kendi sistemlerinin güvenliğine yatırım yapmaya daha hevesli olduğu görülüyor. Son olarak, bir veri ihlalinin ardından uç noktalar için uzman dolandırıcılık koruması benimseme oranlarının finansal hizmetlerde %71 ve e-ticaret/çevrimiçi perakendeciler için %62 kadar yüksek olmasına karşılık, madalyonun diğer yüzündeki rakamlar da oldukça dikkate değer. Bu rakamlar her iki sektörden şirketlerin yaklaşık üçte birinin, veri ihlali vakasının ardından finansal verileri çalınmış olsa dahi halen bir finansal güvenlik yazılımına yatırım yapmamış olduğunu gösteriyor.

DataStar’dan fansız endüstriyel PC

0
Shuttle_XS36V4Farklı tasarımlı endüstriyel PC’leri ve özel üretim sistemleri ile tanınan Shuttle’ın fansız yeni modeli XS36V4 satışa sunuldu. İnce bir yapıya sahip olan PC, bu sayede pek çok yere rahatlıkla monte edilebiliyor. Gelişmiş sistem özelikleri ile pek çok kurumun gereksinimlerine uygun olan Shuttle XS36V4, fansız soğutma tasarımı sayesinde toz üretmeden çalışabiliyor. Bu nedenle toza hassas tüm yerlerde özellikle tercih edilen sistem, ısıyı sistem içinde hızlı ve eşit bir şekilde iletmek için termal ısı boruları kullanılıyor. Fansız olan sistem, güç tüketimini de azaltıyor. Üründe SSD diskler tercih edildiği takdirde ise tamamen sessiz bir sistem elde edilerek, sese duyarlı yerler için de ideal bir PC haline geliyor. Shuttle XS36V4 endüstriyel PC, Intel Bay Trail teknolojisini kullanıyor. Intel Celeron J1900 işlemci kullanılan sistemde bütünleşik Intel HD grafik kartı yer alıyor. DDR3L düşük voltajlı bellek modülleri ile enerji tasarrufu sağlıyor. Yerleşik VGA, HDMI, paralel port ve ekran girişi ile full HD video gibi uygulamalara olanak veriyor. Tek kanal üzerinden HDMI video ve ses sinyalleri gönderilebiliyor. 36 mm inceliğindeki yapısıyla dijital tabela, kiosk, POS gibi dikey uygulamalar için uygun bir çözüm olan sistem ayrıca RS232 / RS422 / RS485 yuvaları barkod tarayıcı, yazıcılar, tuş takımları gibi farklı çevre birimlerinin sisteme bağlanabilmesine olanak veriyor.

Eric Schmidt: “İnternet gözden kaybolacak”

0
EricSchmidt_DavosDavos’ta gerçekleşen Dünya Ekonomik Forumu‘nda söz alan Google CEO’su Eric Schmidt, internetin artık hayatın en ufak parçasına bile dahil olacağını, bu sebeple artık varlığını bile fark etmeyeceğimizi belirtti. Schmidt’e göre o kadar çok sensör ve cihaz etrafımızı saracak ki, varlıklarını fark etmeyecek, önemsemeyeceğiz. Schmidt aynı zamanda tamamen kişiselleştirilebilir, interaktif ve şaşırtıcı bir dünyanın geleceğinden de bahsetti. Teknolojinin iş dünyasında çalışanları işsiz bırakabileceği endişesi üzerine konuşan Facebook’un COO’su Sheryl Sandberg ise, değişimin her zamankinden hızlı olduğunun altını çizdi. “İsme göre teknolojik gelişmeler meslekleri öldürmüyor, teknoloji sektörü dışındaki alanlarda da yeni iş sahaları oluşturuyor.” diyen Sandberg’le aynı görüşü paylaşan Google’ın CEO’su Eric Schimidt, bu konuda; “Nasıl traktör geldiğinde çiftçiliğin son bulacağı korkusu yaşandıysa, yeni icatlar ile birlikte aynı korku söz konusu olacak, ancak küreselleşen çözümler herkesi eşit seviyeye getirecek.” yorumunu yaptı. İnternet sayesinde herkesin artık söz sahibi olduğu ve fikirlerini rahatça paylaşabildiği düşüncesi üzerinde tartışan katılımcılar, eskiden gizliliğin önemli olduğunu ancak şimdi ise açıklığın değer kazandığını söylediler. Sandberg, “Her kullanıcı artık söz sahibi, herkes bir şeyler yazabilir, paylaşabilir ve eskiden fırsatı olmayan şeyleri gerçek kılabilir.” dedi. Öte yandan Kuzey Kore‘den de bahseden Eric Schmidt, teknoloji ve internet sayesinde her şeyin tek bir vücuda dönüştüğünü, gizlenecek bir şeyin kalmadığını, bu sebeple yakında kimsenin kendini izole edemeyeceğini dile getirmiş. Sandberg, günümüzde internetin toplam nüfusun sadece yüzde 40’ı tarafından ulaşılabilir olduğunu not düşüyor ve ekliyor: “Yüzde 40 ile bunları yapabiliyorsak, yüzde 50, 60 ya da 70 ile neler başarabileceğimizi düşünün…

Akıllı telefondan sonra sırada akıllı masa var

0
Stir_KineticStir adlı bir firma tarafından üretilen akıllı masalar yetenekleriyle göz dolduruyor. Serisinin ikinci üyesi olan Kinetic Desk M1, günlük alışkanlıklarınızı öğreniyor, size ne zaman ayağa kalkmanız ve dik durmanız gerektiğini hatırlatarak, kendisini sizin için alçaltıp yükseltebiliyor. Akıllı masanın teknik özellikleri de bir hayli şaşırtıcı; 1 GHz işlemci, Wi-Fi ve Bluetooth bağlantıları ile Linux işletim sistemli 5.5 inç’lik bir dokunmatik ekran… İlk model olan Stir F1’e göre daha ucuz olan masa, daha hafif, ince ve çok daha kolay monte edilebiliyor. Ürünün dört ayrı bütünleşik güç ünitesi mevcut ve cihaz ile birlikte aktif hale getiriliyor. Ön sol köşede yer alan dokunmatik ekran üzerinden manuel olarak yüksekliği ayarlayabilirken, Whisperbreath adlı özellik sayesinde masadan kalkıp yürümeniz gerektiğinde M1 tarafından uyarılıyorsunuz. Masanın altında yer alan termal ısı dedektörleri, kullanıcının ne zaman oturduğunu, hangi pozisyonda olduğunu ve ne zaman masadan uzaklaştığını da tespit ediyor ve hafızaya kaydederek tavsiyelerini sunuyor. Fitbit akıllı bileklikle de uyumlu olan Stir Kinetic Desk M1, veri alışverişi yaparak bulut tabanlı sistem üzerinden kayıtları aktarıyor. İlk model olan F1 halen 4 bin 190 dolardan satılırken, yeni nesil ürün M1 ise 2 bin 990 dolardan satılıyor. Tabii bu fiyat tek bir masa için geçerli. Şirketin internet sitesinden sipariş edilebilen akıllı masa yaklaşık olarak 8 haftada teslim ediliyor.

O2 rekor fiyata alınabilir

0
o2Hong Kong’un en zengin adamı Li Ka-shing‘in sahibi olduğu Hutchison Whampoa’dan gelen bilgilere göre şirket, İngiltere’nin önde gelen mobil operatörü o2’yi satın almayı planlıyor. Bahsi geçen miktar ise 10.25 milyar pound, yani 15 milyar dolar. Bu da deniz aşırı ülkeler arasında yapılan satışlar için gerçek bir rekor manası taşıyor. Bu esnada İngiltere’nin üç ayrı mobil telefon ağının sahibi ise 9.25 milyar pound ödemeye hazır. Anlaşmanın sonrasında ise ekstradan 1 milyon pound bedel daha ödenebilir. Öte yandan ülkenin kablosuz pazarının lideri EE’nin BT Group Plc. tarafından satın alınma olasılığı ise daha küçük çaplı hizmet sağlayıcılarına nasıl rakebet edebileceklerini düşündürüyor. O2’nun, BT ile bir araya gelmeyi planladığı, ancak marketin tekelinin EE’i seçmesiyle geri çekildiği de not düşülüyor. Anlaşma Avrupa Komisyonu‘nun antitröst yasası sebebiyle yapacağı araştırmalar neticesinde tahmini olarak ancak 2016’nın ortalarında tamamlanacak. Asya kıtasının önde gelen zengini Li Ka-shing, son dönemde imparatorluğunu baştan sona yeniden düzenlemeye çalışıyor ve bir yandan da telekomümikasyon pazarı için Avrupa’ya adım atıyor. Ünlü ismin sahibi olduğu iki büyük şirket, Cheung Kong Holdings Ltd. ve Hutchinson Whampoa‘nın birleşmesiyle birlikte bir yandan da gayrımenkul işine girileceği söylenmekte. Hatta yapılan duyuruya göre İngiliz Eversholt Rail Group için en az 1.03 milyar pound hazır edilmiş bile.

AssisTT, Çorum’un ilk kurumsal çağrı merkezini açtı

0
AssisTT_CorumTürk Telekom Grup Şirketi ve çağrı merkezi sektörünün liderlerinden AssisTT Çorum’a açtığı çağrı merkezi ile büyümesini sürdürdü. Çorum’daki ilk kurumsal çağrı merkezinin açılışı AssisTT Genel Müdürü Ali Dülgeroğlu’nun ev sahipliğinde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Grup Bireysel İş Birimi CEO’su Erkan Akdemir, Çorum Valisi Ahmet Kara, Çorum Milletvekili Salim Uslu ve Çorum Belediye Başkanı Muzaffer Külcü’nün katıldığı törenle gerçekleştirildi. “81 ilde çağrı merkezi açmayı hedefliyoruz” Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan açılışta yaptığı konuşmada 81 ilin tamamında çağrı merkezi açmayı hedeflediklerini dile getirirken; Çorum Valisi Ahmet Kara ise açılan çağrı merkezinde 416 gencin çalıştığını ve bu rakamı 1000’e çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Çağrı merkezlerinin Anadolu’da binlerce kişiye istihdam sağlayıp, ekonominin gelişimine katkıda bulunduğunu belirten Türk Telekom Grup Bireysel İş Birimi CEO’su Erkan Akdemir ise “Açtığımız çağrı merkezi sayesinde Çorum nitelikli istihdama kavuştu. Anadolu’ya yatırımlarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu. Çalışanların yüzde 61’inin kadınlardan oluştuğu AssisTT Çorum çağrı merkezi hem yarattığı istihdam hem şehrin ekosistemine getireceği kurumsallık ve teknoloji ile bölge ekonomisine büyük katkı sağlayacak. Çağrı merkezi ayrıca AssisTT’in çalışanlarına verdiği ve önümüzdeki dönemde de sürecek olan mesleki ve kişisel gelişim eğitimleri ile bölgedeki işgücü donanımını destekleyecek.

BT’den şirketlere kişiselleştirilmiş video hizmeti

0
Dünyanın önde gelBT_Contacten bilişim teknolojileri şirketlerinden BT Global Services (BT), firmalara özel video çözümleri sağlayan ve bu konuda öncüler arasında yer alan Idomoo ile özel bir işbirliği yaptığını açıkladı. BT, bu işbirliği kapsamında, “Cloud Contact” hizmet portföyüne kişiselleştirilmiş video yeteneklerini de ekliyor. Bu hizmetle birlikte şirketler, kısa, kişiye özel, yüksek kaliteli videoları milyonlarca müşteriye kolayca iletebilecek. İngiltere’nin önde gelen iki bankası tarafından pilot uygulaması gerçekleştirilen “Cloud Contact kişiselleştirilmiş video hizmeti” teknolojisinde şirketlere, bir video mesaj şablonu sağlanıyor ve kişiselleştirilmiş mesaj üretmek için her bir müşteriye uygun verilerin kolaylıkla girilmesine imkan tanınıyor. Kişiselleştirilmiş sesli anlatım ve bireysel veriler, müşterilerin videonun kendisine özel olduğunu kolayca anlamasını sağlıyor. Kişiselleştirilmiş video hizmeti, ilk pazarlama aşamasından müşteriyle ilişki kurulmasına kadar uzanan sürecin her aşamasında kullanılabiliyor. Birçok farklı dil, metin ve ses seçeneklerinin sunulduğu hizmette, bu seçenekler videoyu izleyen müşteri tarafından bizzat da seçilebiliyor. Bu çözümle görme engeli olan müşterilere de ulaşabilen şirketler için geleneksel yazılı belgeler ve sesli aramalar dönemi de sona eririyor. Hizmetin buluttan sağlanması sayesinde şirketin bu teknoloji için ekstra bir yatırım yapmasına da gerek kalmıyor. Firmanın web tabanına kolayca entegre edilebilen bu hizmet, kişiselleştirilmiş videoların neredeyse gerçek zamanda yaratılmasına olanak sağlıyor. Üstelik şirketler mesajlarını, PC, tablet, akıllı telefon veya akıllı TV gibi diledikleri cihaza direkt olarak iletebiliyor.

Çalışanlar teknolojiyle daha mutlu

0
Bu yıl ikinci kez gerçekleştirdikleri Küresel Gelişen İşgücü Araştırması’nın sonuçlarını açıklayan Dell ve Intel, günümüz çalışanlarının konumunu da ortaya koydu. Gelişen İşgücü Raporu, günümüzde nerede ve nasıl çalışıldığını ortaya koyarak, ofiste ya da evde çalışan profesyonellerin en iyi performansı sergileyebilmek için ne gibi teknolojilere ihtiyaç duydukları konusunda işverenlere önemli veriler sunuyor. Araştırmada öne çıkanlar Araştırmada ortaya çıkan temel eğilimler, çalışanların nerede ve nasıl çalıştıklarına, teknolojinin özel ve mesleki hayatlarını nasıl etkilediğine ve teknolojinin gelecekteki otomasyonu çevresindeki tahminlere odaklandı. Her sorunu çözecek tek bir çözüm yok Çalışanlar, ne zaman ve nerede çalışıyor olurlarsa olsunlar, işlerini tek bir cihazla yapmıyor, aynı anda birden çok cihaz kullanıyor. Masaüstü bilgisayar kullananların yarısından fazlası, aynı zamanda başka bir cihaz daha kullanıyor. İş için tablet ya da ‘2’si 1 Arada’ dizüstü bilgisayarı tercih edenler, bunları daima başka cihazlarla birlikte kullanıyor. Bununla birlikte, tablet ve ‘2’si 1 Arada’ kullanımı artıyor. Bu cihazlar, en çok yöneticiler tarafından ve gelişmekte olan ülkelerde tercih ediliyor. Performans, çalışanların iş cihazlarındaki önceliği olarak öne çıkıyor. Çalışanların yüzde 81’i, performansı birinci ya da ikinci en önemli unsur olarak gösteriyor. Çalışmanın nerede yapıldığı da kullanılan cihazlar üzerinde etkili oluyor. Finansal hizmetler, kamusal sağlık hizmetleri ve devlet kuruluşları başta olmak üzere, çalışanların yüzde 62’si, işyerindeyken birincil iş cihazı olarak masaüstü PC’yi görüyor. Ancak evde çalışılırken dizüstü bilgisayarlar da masaüstü bilgisayarlar kadar sık kullanılıyor. Çalışanlar, evlerinde kişisel nedenlerle teknolojinin daha mobil formlarına geçerken; dizüstü bilgisayar, tablet ve ‘2’si 1 Arada’ kullanımı ofise oranla yükseliyor. Ofis hâlâ kral Dell_Intel_ofisÇalışanlar artık farklı yerlerde iş yapabilseler de ofis hâlâ birincil çalışma ortamı olmayı sürdürüyor. Çalışanların yüzde 97’si, zamanlarının en azından bir kısmını işverenlerinin ofisinde geçiriyor. Gelişmiş ülkelerde çalışanların ise haftada ortalama 32 saati ofiste geçiyor. Gelişmekte olan ülkelerdeki çalışanlar için bu süre 26 saat. Küresel olarak çalışanların yüzde 35’i, ortalama olarak haftada 2 saat herkese açık yerlerde çalıştığını belirtiyor. Çalışanlar, ortalama olarak haftada dört saat dışarıda (örneğin, bir müşterinin ofisinde), 5 saat de evlerinde çalışıyor. Ofiste geçirilen ortalama süre ise haftada 29 saat. Her 5 çalışandan 1’i kulaklık takıyor Tüm bunlara ek olarak ofisteki dikkat dağıtıcı unsurlar da sorun olarak görülüyor. Ofis merkezli çalışanların yüzde 76’sı en verimli çalışmayı ofis ortamında ve kendi masalarında gerçekleştirdiğini belirtirken; yüzde 48’lik kesim ise ofis ortamında sık sık çalışmasının bölündüğünü ifade ediyor. Çalışanların neredeyse 5’te 1’i ofiste kulaklık ya da kulak tıkacı kullanırken; çalışmasının sık sık bölündüğünü belirtenlerde bu oran iki katına çıkıyor. Araştırma sonucuna göre, ofisin bireyler arası iletişimin artmasına da çok büyük bir katkısı olmuyor. Çalışanların yüzde 51’i fiziksel olarak yakınlarında bulunan çalışma arkadaşlarıyla doğrudan konuşmak yerine, çoğu zaman internet üzerinden mesajlaşarak ya da e-posta yoluyla iletişim kuruyor. Kim daha üretken? Ofistekiler mi, dışarda çalışanlar mı? Dell_Intel_evEvden çalışanlar hakkındaki algılar değişiyor. Artık insanların yüzde 52’si, evden çalışanların ofiste çalışanlar kadar ya da daha fazla üretken olduklarını düşünüyor. Bununla birlikte, bu algının her yerde değiştiği de söylenemez. Çin, Hindistan, Türkiye ve BAE’deki 10 çalışandan 4’ü, evden çalışanların daha az üretken olduklarına inanırken; gelişmiş ülkelerdeki çalışanların yüzde 29’unun bu konuda kesin bir fikri yok. Herhangi bir süreyle evde çalışanların yarısı, evde ofise kıyasla daha üretken olduklarını düşünüyor. Kalan yüzde 50’nin yüzde 36’sı, evde ve ofiste eşit derecede üretken olduklarına inanıyor. Sadece yüzde 42’lik bir kesim, evde daha az üretken olduğunu söylüyor. Evden çalışanın stresi daha az, ama… Araştırma, evden çalışmanın faydalarını da ortaya koyuyor; çalışanların yüzde 30’u daha fazla uyuyor, yüzde 40’ı daha az otomobil kullanıyor ve yüzde 46’sı kendisini daha az stresli hissediyor. Ancak evde de her şey mükemmel değil. Eşler, çocuklar, anne babalar ve ev hayvanları çalışmayı bölebiliyor ve çalışanların yüzde 20’si evden çalıştığında daha az egzersiz yaptığını, yüzde 38’i ise daha fazla atıştırdığını belirtiyor. Vakit yetmiyor, işler evde tamamlanıyor Dell-Intel-Isgucu-Arastirmasi-sunum-4Teknolojideki yenilikler devam ettikçe, insanlar mesleki yükümlülüklerini ne zaman ve nerede yerine getireceklerini seçme konusunda daha fazla esnekliğe sahip oluyor. Tüm dünyada çalışanların yüzde 64’ü, en azından bazı işlerini mesai saatlerinden sonra evlerinde tamamlıyor. Gelişmekte olan ülkelerde, işverenler çalışanlardan giderek yükselen bir oranda evdeyken erişilebilir olmalarını bekliyor. Bu ülkelerdeki çalışanların yüzde 83’ü, iş e-postalarını mesai saatlerinden sonra da kontrol ettiklerini söylüyor. Gelişmiş ülkelerde ise bu oran yüzde 42. Yöneticiler için iş hayatı ile özel hayat arasındaki sınır, diğer çalışanlarda olduğundan daha belirsiz. Yöneticiler, diğer çalışanlara göre özel teknolojilerini iş için daha sık kullanıyor (yüzde 37’ye karşılık yüzde 64). İş teknolojisini özel amaçlar için kullanmak üzere eve götürüyor (yüzde 20’ye karşılık yüzde 45) ve işte kişisel web sitelerini / uygulamalarını / yazılımlarını kullanıyorlar (yüzde 49’a karşılık yüzde 67). Tüm dünyada çalışanların yarısından fazlası, kişisel cihazlarını iş için kullanıyor ya da gelecekte bunu yapacaklarını düşünüyor; yüzde 43’ü ise kişisel cihazlarını, şirketlerinin haberi olmaksızın, gizlice iş için kullanıyor. Akıllı telefonlar ve dizüstü bilgisayarlar bu alanda başı çekiyor. Teknoloji nasıl bir role sahip? Dell-Intel-Isgucu-Arastirmasi-sunum-6Dünyada her dört çalışandan biri işyerinde kendilerine sunulan teknolojiden etkilendiklerini, üretkenliklerini artıracak daha iyi teknolojilerin sunulması durumunda yeni bir işe geçmeyi düşünebileceklerini söylüyor. Yetersiz teknoloji yüzünden işlerinden ayrılmaya en yatkın olanlar ise medya ve eğlence sektöründe çalışanlar. Özellikle yönetici pozisyonunda ve gelişmekte olan ülkelerde çalışanlar, mevcut işverenleriyle çalışmaya devam etmek için en ileri teknolojiyi bekliyor; aksi takdirde başka işleri değerlendiriyorlar. Çalışanların yüzde 76’sı, geçen yıl teknolojinin çalışmalarında etkili olduğunu belirtirken; yüzde 46’sı teknolojinin üretkenliklerini artırarak daha hızlı iletişim kurmalarını sağladığını belirtiyor. Çalışanlar, teknolojinin geleceği konusunda genel olarak iyimserler; teknolojinin değişip gelişmeye devam edeceğine ve işgücüne farklı yeterlilikler sağlayacağına, ancak insanların çalışma biçimini köklü bir şekilde değiştirmeyeceğine inanıyorlar. Gelecekte klavye yerine ses tanıma teknolojisinin kullanılacağını (yüzde 92), tüm bilgisayarların el hareketlerini algılayacağını (yüzde 87) ve klavye ile farenin tarihe karışacağını düşünüyorlar (yüzde 88). Çalışanlardan sadece yüzde 34’ü kendi yaşam süreleri içinde işlerinin tamamen otomatik olarak yapılacağı bir teknolojinin mümkün olacağını düşünüyor. Gelişmekte olan ülkelerde, özellikle BAE, Hindistan ve Türkiye’de çalışanlar teknolojiye bağlanmaya daha istekliyken; Birleşik Krallık, ABD ve Japonya’da çalışanlar çalışma hayatlarında daha fazla insani unsur görmek istiyorlar.

BTS Bilişim, Microsoft’un Silver Partner’ı oldu

0
Yazılım çözümleri geliştirme ve danışmanlık alanında uzman kadrosu ile müşterilerine hizmet veren BTS Bilişim, sertifikasyon sürecini tamamlayarak Microsoft’un Silver Partner’ı oldu. Müşterilerinin ihtiyaç duyduğu alanlarda özel yazılım çözümleri sunan BTS Bilişim, Microsoft ile olan çözüm ortaklığı seviyesini daha da yükselterek devam ettirmeyi hedefliyor. BTS Bilişim, yazılım çözümlerini ve danışmalıklarını şu sektörlere sunuyor: İlaç üreticisi, ithalatcı ve pazarlamacıları, biyoteknoloji üretici ve pazarlamacıları, tıbbi cihaz üretici ve pazarlamacıları, gıda üretici pazarlamacı ve dağıtıcıları, mümessil ecza depoları, kimyasal üretici ve pazarlamacıları, laboratuvarlar, veteriner, kozmetik, gıda takviyesi üretici ve pazarlamacıları, bankalar, genel üretim tesisleri, kamu kuruluşları, yüksek teknoloji üretici ve pazarlamacıları, otomotiv üretici ve pazarlamacıları, enerji üreticileri ve lojistik sektörü.

SAP’den sosyal dezavantajlı çocuklara teknoloji eğitimi

0
SAP_DuslerAkademisi“Daha iyi bir dünya için topluma ve sosyal yaşama destek” ilkesiyle kurumsal sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştiren SAP Türkiye, girişimcilik, eğitim ve teknoloji alanlarında sosyal sorumluluk etkinliklerine devam ediyor. Küresel çapta gerçekleştirilen sosyal sorumluluk etkinlikleri çerçevesinde, SAP çalışanları kurumsal sosyal sorumluluk projelerinde gönüllü olarak yer alıyor. SAP Türkiye gönüllüleri, bu yıl 10’uncu yılını kutlayan; dünyada tüm SAP ofislerinde hayata geçirilen SAP Hizmet Ayı (SAP Month of Service) girişimi çerçevesinde engelli bireyler ve sosyal dezavantajlı bireylerin sanat aracılığıyla hayata eşit katılımını, aktif ve üretken olmalarını hedefleyen Düşler Akademisi’ni ziyaret etti. Ashoka Vakfı’nın işbirliğinde gerçekleştirilen ziyarette, Ashoka Fellow Ercan Tutal’ın kurucusu olduğu Düşler Akademisi Ataşehir kampüsünde eğitmenlerden bilgi alan 30 kişilik SAP Türkiye gönüllü ekibi, engelli gençlerle birlikte atölye çalışmaları yaptı. Sosyal dezavantajlı bireyler için sosyal eşitlik fırsatları yaratmayı ve onları sanat aracılığıyla topluma kazandırmayı hedefleyen Düşler Akademisi’ni 21 Ocak’ta  farklı departmanlardan yönetici ve çalışanlardan oluşan 30 kişilik bir ekiple İstanbul Ataşehir’deki kampüsünde ziyaret eden SAP Türkiye gönüllüleri, Düşler Akademisi eğitmenlerinden bilgi alıp engelli gençlerle atölye çalışmaları gerçekleştirdi. Mutfak atölyesinde engelli gençlerle birlikte yemek hazırlayan SAP gönüllüleri, müzik atölyesinde ritim çalışmasına katıldı. Ardından teknoloji atölyesinde SAP çalışanları engelli gençlere tablet ve akıllı cihazların kullanımına ve teknolojiden nasıl faydalanabileceklerine dair ilişkin eğitimler verdi. Türkiye Vodafone Vakfı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Alternatif Yaşam Derneği (AYDER) işbirliğiyle hayata geçirilen Düşler Akademisi, engelli bireylerin sanat aracılığıyla sosyal dışlanmayı kırmalarını, aktif ve üretken hale gelmelerini hedefliyor. Kasım 2008’de kurulan Düşler Akademisi, bugüne kadar 3000’in üzerinde mezun verdi. Engelli gençlerin hayatına farklı sanat dallarıyla dokunarak, onları sosyal hayata kazandırmak yolunda öncü adımlar atan Düşler Akademisi’nin İstanbul’da Ataşehir ve Antalya’da Kaş  Şubesi ile faaliyet gösteriyor.

Türk Telekom’dan iş yeri müşterilerine avantajlı çözümler

0
İş yerlerinin en büyük teknoloji ve çözüm ortağı Türk Telekom, Avantaj Bizden Dünyası ile müşterilerine ihtiyaçları olan ürünleri pratik, kolay ve avantajlı fiyatlarla sunmaya devam ediyor. İş yerleri, Türk Telekom’un Multinet ile gerçekleştirdiği iş birliği kapsamında akaryakıt, kuru temizleme, kargo ve mobil sağlık gibi hizmetlere indirimli fiyatlarla sahip olma avantajı elde ediyor. İş yeri müşterileri, Teknobadi’den yapacakları mobil web sitesi yapımı ve mobil web sitesi tasarımı hizmetlerine de yarı fiyatının altında sahip oluyor. İş yerleri, ihtiyaçlarını Multinet ile avantajlı fiyatlarla karşılayacak Türk Telekom Avantaj Bizden Dünyası, iş yeri müşterilerine özel pek çok fırsatı Multinet ile indirimli fiyatlarla sunuyor. Multinet ile Multi Avantaj Business ekosistemine giren müşteriler, MNG Kargo (yurt içi) ve Fedex Kargo’dan (yurt dışı) gönderimlerini yüzde 50 indirimle yaparken, Damla Su siparişlerinde yine yüzde 50’lik indirime sahip oluyor. Öte yandan Dry Taxi Kuru Temizleme’den yüzde 40 indirim kazanan iş yeri müşterileri, Acıbadem mobil sağlık hizmetlerinde de yüzde 35 oranında indirim şansı yakalıyor. Müşteriler akaryakıt alışverişlerini ise Shell’den yüzde 3 indirimle yapabiliyor. Müşterilerin kampanyadan yararlanması için 8288’e MULTINET yazıp boşluk bırakarak başında sıfır olmadan alan kodu ile beraber iş numaralarını (Örnek: MULTINET 212XXXYYZZ) SMS olarak göndermeleri yeterli. İş yeri müşterileri, yanıt olarak dönen kampanya kodunu Multinet’in kampanyaya özel 0212 272 37 37 numarasını arayarak, sipariş esnasında kullanabilecektir. Teknobadi’den yarı fiyatının altında mobil site paketleri Türk Telekom iş yeri müşterileri, www.teknobadi.com/turktelekom sitesinden satın alacakları mobil site ürünlerine yüzde 70’e varan indirimlerle sahip oluyor.  İş yerleri, Teknobadi ile yapılan iş birliğiyle hazır mobil web site paketleri için 139 TL yerine 69 TL öderken, mobil web sitesi tasarımı için de 599 TL yerine 199 TL ödeyip önemli bir avantaj elde ediyor. Hızlı, güvenilir, fonksiyonel mobil site tasarımları ile iş yerleri artık müşterilerine mobilden de ulaşıyor.