Techinside Google News
Ana Sayfa Blog Sayfa 1678

Santral sisteminizi koruyun

0

Bir şirket için bilişim teknolojileri ekipmanlarını planlarken en başta düşünülen konu güvenlik unsurudur. Şirket verilerinin güvenliği ve gizliliği kurum içinde ya da dışında belirlenen politikalara bağlı olarak analiz edilerek kontrol altında tutulur. VoIP altyapısına sahip santral sisteminde güvenlik altyapısı tasarımından istisna değildir, veri tabanlı iletişim ekipmanları kadar VoIP sistemleri de güvenlik tehditleri altındadır.

Doğru kurulmamış VoIP yazılımları birçok yerel ve uluslararası dolandırıcının dakikalar içerisinde sisteme dahil olmasını ve kötü amaçlarına işlemlerine habersizce hareket etmesine imkan tanır. VoIP sistemlerinde, veri iletişim sistemlerine nazaran başka tehdit unsurları da oluşmaktadır. Birçok internet hırsızının veri sistemlerine eğlence yada uyarı amaçları ile girdikleri bilinmektedir. VoIP sistemlerinde ise doğrudan telefon görüşmesi altyapısına nüfus edebildiğinden kuruma büyük ekonomik zararlar doğurur.

Telefon santrallerinde alınabilecek güvenlik önlemlerinden bazıları şöyle:

Tüm VoIP kullanıcıların ve cihazlarının varsayılan ve standart şifreleri değiştirilmeli,
Sadece sisteme uzaktan dahil olacak kullanıcıların ağ tabanlı olarak sistemde yetkilendirilmeleri,
Mümkünse VoIP sistemin güvenlik uyarılarını elektronik posta yada SMS ile sistem yöneticisine ulaştırılması,
Telefon servis sağlayıcısında aylık telefon görüşme potansiyelinize göre kotalarınızın limitlendirilmesi,
Telefon servis sağlayıcısında milletlerarası telefon görüşmelerinizin sadece ihtiyacınız olan yönlerde sınırlandırılması alınabilecek önlemlerden bazılarıdır.

Büyük veride son eğilimler

1

Sunuma Levent Erden, Turkcell Bireysel Pazarlama ve Satış Genel Müdür Yardımcısı Burak Sevilengül ve DHL İnovasyon Direktörü Markus Kückelhaus katıldı. Büyük veri günümüzün ve geleceğin en çok öne çıkacak başlıkları arasında ye alacak. Büyük verideki 3H kavramı yani hız, harmoni ve hacim aslında kavramı anlamada da büyük önem taşıyor.

Sunumun ilk bölümünde Levent Erden ve Turkcell Kurumsal Pazarlama Genel Müdür yardımcısı Yiğit Kulabaş kurban bayramı verileri üzerinden konuştu. Bu verilere göre; kurban bayramında 1.6 milyon kişi İstanbul’dan ayrıldı. Yani şehrin yüzde 12’si İstanbul dışına çıktı. Turkcell verilerine göre bayramda en fazla gidilen yer Kastamonu oldu. Kastamonu’nun nüfusu 320 binken İstanbul’da 500 binin üzerinde Kastamonulu yaşaması da seyirciler arasında şaşkınlık yarattı. Bayramda en fazla tercih edilen ilçeler ise Bodrum, Kemer, Çeşme, Ayvalık ve Fethiye olarak sıralanmış.

Levent Erden’e göre bugüne kadar üretilen verinin yüzde 90’ı son iki senede üretildi. Geleceğin en önemli mesleği veri okuma üzerine olacak. Dönüp dolaşıp haberciliğin ana kuralına geliyoruz. 5N1K. Kim, Ne, Nerede, Ne zaman, Nasıl, Neden? Seçimlerde de kullanılan bir yöntem bu.

Levent Erden’den sonra sahne alan Burak Sevilengül de müşteri odaklı pazarlamada büyük veri çözümlerinin nasıl kullanılacağı konusunda çeşitli bilgiler verdi. Son olarak sahneye çıkan Markus Kückelhaus ise lojistik sektöründe büyük veri çözümleri ve DHL’in projeleri hakkında bilgiler verdi.

Fast50 Türkiye Programı’nda yine Arvento vardı

0

Kuruluşundan bu yana yüzde 4973 büyüme oranını yakalayan Arvento Mobile Systems, bu yıl da Deloitte Teknoloji Fast50 2014 Programı’nda art arda  5. kez yer aldı.

Deloitte’un Türkiye’nin en hızlı büyüyen teknoloji şirketlerini belirlemek amacıyla yürüttüğü Teknoloji Fast50 Programı’nda yer alan şirketler, 2009-2013 yılları arasında net satış gelirlerinde kaydettikleri büyümeye göre değerlendiriliyorlar. Deloitte Teknoloji Fast50 Türkiye 2014 Programı’na katılmak isteyen şirketlerin 2009 yılında en az 50.000 Euro, 2013 yılında ise en az 800.000 Euro net satış geliri elde etmiş olmaları, merkezlerinin Türkiye’de bulunması ve bir ‘teknoloji şirketi’ olması gerekiyor.

Avrupa, Ortadoğu ve Afrika (EMEA) bölgesindeki Deloitte Teknoloji Fast50 programlarında sıralamaya giren firmalar, EMEA’nın en hızlı büyüyen 500 teknoloji şirketinin belirlendiği, Deloitte Teknoloji Fast500 EMEA Programı’na girmeye de otomatik olarak hak kazanıyorlar.

Bu yıl bu programda 5. kez yer alan Arvento, Türkiye ve EMEA bölgesinin en hızlı büyüyen teknoloji şirketleri arasındaki yerini korumaya devam ediyor. Türkiye’de geliştirip ürettiği teknoloji ile 23 ülkede daha faaliyet gösteren Arvento, Türkiye, Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Türk Cumhuriyetleri’ni kapsayan coğrafyada, araç takip sistemleri alanında pazar lideri konumunda bulunuyor.

 

 

 

Phabletler neden tabletlerin işini bitirecek?

0
TechInside Analizi:  Sizlere hap gibi bir analiz sunmak istedik. Aşağıda sadece satır başlarını ve bazı grafikleri bulacaksınız. Bu yazıyı okumayı tamamladığınızda yazının başlığına hak vereceksiniz.

Tahminlere göre 2017 yılında küresel ölçekte akıllı telefon penetrasyonu yüzde 70’lere ulaşacak.

2010 yılında Apple’ın iPad’i pazara sunması ile birlikte oluşan tablet pazarı 2013 yılının üçüncü çeyreğine kadar büyüme gösterdi. Aşağıda bu alanda analizler yapan Localytics’in çalışmasını görebilirsiniz.

tablet-marketshareAradan geçen yıllar boyunca sadece Apple değil pek çok üretici Android tabanlı tabletlerini pazara sundular. Ancak bu dönemde bir gelişme daha oldu. Akıllı telefonların ekran boyutları giderek büyüdü. Örneğin Apple iPhone 6 Plus modelini 5,5 inç büyüklüğünde bir ekran ile pazara sundu. Yine aşağıdaki grafikten akıllı telefonların ekran boyutlarının nasıl geliştiğini görebilirsiniz.

smartphone-screen-size

İlk tanıtıldığı günden bu yana Samsung Galaxy S serisi telefonların ekran boyutu yüzde 28, Apple iPhone ekranı ise 2011 yılından bu yana yüzde 57 büyüme gösterdi.

Localytics’in analizi 5 inç’den büyük ekranlı akıllı telefonlarda uygulama kullanım sürelerinin en az yüzde 34 daha fazla olduğunu ortaya koyuyor.

app-engagement

Sonuç

Büyük ekranlı telefonlar giderek Phablet tanımına daha uygun hale geliyor. Tabletler pazar payı kaybederken telefonların ekranlarının büyümesi ile birlikte kullanım süreleri yükseliyor. Günün sonunda akıllı telefonların ekranlarındaki büyüme tabletlerin pazar payının küçülmesine neden oluyor.

Bir süre daha tabletler hayatımızda yer almaya devam edecekler ancak tüketicilerin 8-9 inç büyüklüğünde bir tablet almaktansa 5,5-6 inç büyüklüğünde bir akıllı telefona yatırım yapma tercihi giderek artacak.

Kim bilir belki de 6 inç büyüklüğünde ancak katlanabilir bir ekrana sahip telefonlarımız olduğunda tabletlerin üretimi sonsuza dek bitebilir.

Yeni bir düşünce lideri olabilir misiniz?

1

Tarih boyunca, gerek endüstri devriminde gerekse bilgi çağındaki yaklaşım değişimleri yeni düşünme ve işletme yöntemlerini beraberinde getirdi.

Günümüzde insanlar son yüz yılın üzerlerine yüklediği kavramsal baskının sonuçlarını daha yeni anlıyorlar. Uzun zamandır, enerji kaynakları ne pahasına olursa olsun en yüksek düzeyde kâr getirmek yoluyla harcandı. Oldukça az enerji ve deneyim ise kurumsal yapı dışına aktarılabildi.

Büyük, çok uluslu holdingleri bir düşünün. Odaklanan şey daha çok üretmek, daha büyük, daha iyi, daha hızlı olmak üzerineydi ve biz bunu başardık. Ama artık işler değişiyor.

Hareket halinde radikal bir değişim var. Fiziksel ticaret eşyalarının olduğu bir dönem artık yok. Bugünlerde yaşadığımız köklü değişiklik sürdürülebilirlik gereğinin etrafında dönüyor ve hayret veren teknoloji kullanımı insanları yönetmeye devam edecek ama tarihteki herhangi bir olaydan daha çok, bireye odaklanmış şekilde. Şimdi daha fazla ihtiyaç duyulan düşünce liderleri bu idealleri teşvik etmeliler.

Bizleri heyecanlandıran şey internet sayesinde artık insanlar yaygın medya tarafından kendilerini besleyen bilgilere daha rahat ulaşabilecekler. İnsanların artık birbirleriyle iletişim halinde olabilecekleri daha düz ve açık bir yola sahibiz ve bu sayede, devrimci diyebileceğimiz bir şekilde, bilgi birikimi artık daha kolay yayılacak. Hiyerarşik gücün merkezinde ise birey olacak.

Artık tek bir kişi bir seferde milyonlara seslenebiliyor, oysa geçmişte bunu sağlamak için çok uzun süre gerekiyordu.

Düşünce liderlerinin mesajları geniş izleyiciye ulaşabiliyor. Emlakçılar, öğretmenler, dükkan sahipleri, kısacası halk tarafından, dinlenebiliyorlar.

Bu tip bilgi değişikliği ülkede ve dünyanın her tarafında oluyor.

Yerel küreselleşti, küresel de yerelleşti.

Örneğin, sağlık blogu yazarı Kimberley Snyder, yerel yoga öğretmeni tarafından görülen bedeni detoksifiye etmeyle ilgili şahane bir makale yayınladı. Öğretme arzusunun yanında, yoga öğretmeni bu bilgiyi öğrencilerine, kadınlara, erkeklere ve ailelere yaydı ve yerel marka temsilcisi haline geldi ve de insanlara daha fazla sağlık için egzersiz yapmalarını teşvik etmiş oldu. Bu insanların bu bilgileri paylaşmaları, kendi bağlantıları arasında bu mesajı yaymaları bugüne kadar mümkün değildi.

Aynı şey internet pazarlamacısı ve iletişim lideri Neil Patel için de geçerli. Web sitelerinin trafiğini arttırmak ile ilgili bir keşif yapabilir, bunu Twitter, Facebook ya da blogunda paylaşır ve sonunda yüzbinlerce kişiyi etkiler. Bilgi kişilerin kendi çevrelerini etkilemeleri sayesinde milyonlarca kişiye çok hızlı bir şekilde yayılıyor.

Yerel düşünce lideri olacaksanız küçük bir kademeden başlayın, kendi endüstrinize özgün otantik vizyonunuzla yardımcı olun. Mesajınız yayılsın ve iş kendi ayağıyla size gelsin

Düşünce lideri olmak için daha iyi bir zaman olamazdı. Alanınızı genişletmek, hünerlerinizi geliştirmenin işe yaraması için şu önerilenleri yapabilirsiniz:

1- Güncel endüstri haberlerinde zirvede olun

Endüstrilerdeki en iyi liderler kendi alanlarında neler olup bittiğini öğrenerek bu alanlara geldiler ve düşünce lideri statüsüne gelmiş olsalar bile sürekli kendilerini yenilediler. Kendi pazarınızı bilmek planlarınızı formüle etmeye, etkileyici olmaya ve zirvede kalmanıza yardım eder.

2- Yenilik, yenilik, yenilik

Tüm düşünce liderlerinin sahip oldukları özellik, kendi alanlarında yeni olmaları ve uzmanlık alanlarında farklı bir bakış açısına sahip olmalarıdır. Eğer herkesin bildiği düşüncelerle hareket ederseniz düşünce lideri olamazsınız. Var olan pazarda farklılık yaratarak ya da yeni teknolojinin kanayan yarasına yeni çözüm bularak gerçek bir etkiye sahip olabilirsiniz.

3- Oturmuş düşünce liderlerinin davranışlarını örnek alın

Şimdiki düşünce liderlerinin takipçileriyle farkedilmiş otoriteyi pekiştirerek ve kendi alanlarında kişisel markayı yaratarak etkileşim içinde olmalarının yolları çoktandır var. Bu liderler otoriterler, cüretkarlar ve kendilerine güvenleri var- bu özelliklerin hepsini benimseyebilirsiniz. Pozitif düşünceyle neler yapabildiklerinin ötesine geçebilirseniz bunu görebilirsiniz.

4- Düşüncelerinizin reklamını yapın

Büyük bir topluluğu etkilemenin sırrı düşüncelerinizin reklamını yapmaya başlamakla geçiyor. İnsanların fikirlerinizi test edeceği ve geri bildirim alabileceğiniz Facebook sayfası ya da bir blog açın. Tüm düşünce liderlerinin üzerinde uzmanlaşması gereken şey insanları geliştirmektir. Bütün bunları yapın, sonuçların ve etkinin düşündüğünüzden çok daha ötede olduğunu görün. Belki de dünyanın gelecekteki kıymetli düşünce lideri sizsiniz.

Selen Kocabaş: Yarın İçin Şimdi

0

Turkcell Kurumsal Pazarlama ve Satış Genel Müdür Yardımcısı Selen Kocabaş, Yarın İçin Şimdi başlıklı konuşmasına Turkcell ve müşterilerine teşekkür ederek başladı. Toplamda 550 bin iş ortağıyla yolculuklarını sürdürdüklerini belirten Kocabaş, “ISO 500’ün, Capital 500’ün, Anadolu Kaplanları 500’ün ve Fortune 500’ün 10’da 9’u ile Türkiye’deki bankaların tümü Turkcell müşterisi. Bu rakamlar bizim için gurur verici boyutta. Ayrıca yeri geldi müşterilerimizin doğuşuna şahit olduk yeri geldi birlikte büyüdük. Bunun için çok siz değerli müşterilerimize çok teşekkür ediyorum” dedi.

Kuruldukları 1994 yılından bu yana birçok ilke imza attıklarını da kaydeden Kocabaş, “İlk aloyu 1994 yılında dedik. Hemen akabinde ilk kısa SMS’imiz geldi. Yine aynı yıl servisleri de konuşur hale geldik ve finans servislerimizi sunduk. Datayı 2001 yılında gündemimize aldık. İlk toplu mesajlaşma ürünümüz 2001’de ilk MMS’imiz ise 2002’de müşterilerimizle buluşmuş. İlk mobil pazarlama ürünümüzün çıkışı da 2002. Araç takibine 2004 yılında adım atmışız ve 2007’de ilk mobil imzamızı atmışız. 2009’da 3G’yi getirip 2010’da da ilk M2M SIM kartı yine sizlerin hizmetine sunmuşuz. 2012 yılında akıllı bulutla birlikte akıllı hizmetlerimizi hayata geçirdik. 2013’de ilk akıllı harita ve ilk akıllı yerli telefon derken 819 MBPS ile mobil hız rekorunu kırdık. 2014’te de ilk akıllı araç platformunu ve Turkcell TV+’ı hayata geçirdik. En başta da söylediğim üzere bu yolculuğu birlikte gerçekleştirdik ve 9 ülkedeki 72 milyon müşterimizle bu günlere geldik” şeklinde görüş belirtti.

Gelecekte de anı yakalamak

Hep birlikte geleceğe giderken bizleri nasıl bir gelecek beklediğini sorgulamak gerektiğini belirten Selen Kocabaş, “Gelecekte bilgiyi toplamak, işlemek ve kullanarak işimize değer katmak hepimizin gündeminde. Artık bu bilgiyi gerçek zamanlı toplayıp kullanan şirketlerin önümüzdeki yıllarda fark yaratacaklarını çok net görüyor ve hissediyoruz. Yine gelecekte teknolojiyi çalışanları ve müşterileriyle buluşturmayı başaran gerçek zamanlı işletmelerin başarılı olacağını söyleyebiliriz. Gerçek zamanlı şirkete baktığımız zaman da çalışanlarına mobil işletme altyapısını sağlayan, müşterilerine gerçek zamanlı pazarlama araçlarını sunabilen ve teknoloji tarafında sıfır altyapıyla hareket edebilen kurumları görüyoruz” dedi.

 

 

Atalay Aktaş Genesys’te

0

İş hayatına 1999 senesinde Vestel’de başlayan Atalay Aktaş, kariyerine Kyocera Mita’da Yazılım Destek Yöneticisi olarak devam etti. 2002 yılında Microsoft Türkiye’ye katılan Aktaş, kurumsal satış ve iş ortakları ekibinde sırasıyla Satış Temsilciliği, Kurumsal Pazarlama Programları Yöneticiliği, Teknik Satış Danışmanlığı ve Çözüm Satış Danışmanlığı görevlerini üstlendi. Bu dönemde Microsoft’un kurumsal müşteri ve iş ortaklarıyla yakın çalışma fırsatı bularak, sorumlu olduğu iş üretkenliği çözümlerinin bilinirliğini,  adaptasyonunu ve pazar payını önemli seviyelere getirme başarısı göstermiştir.

2010 yılında Microsoft pazarlama ekibine geçiş yapan Aktaş, Office grubundan sorumlu Pazarlama Yöneticisi olarak görev aldı. Bu süre zarfında Microsoft’un bulut teknolojilerinin pazardaki yerini almasında önemli sorumluluklar almış ve dünyada en çok kullanılan uygulama olan Office’in ülke çapındaki lansmanlarını gerçekleştirmiştir.

Aktaş, 2014 Kasım ayında Genesys’te Orta Doğu ve Türkiye’den sorumlu Bölge Pazarlama Yöneticisi olarak görevine başlamıştır. Lisans eğitimini 2001 yılında İstanbul Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği’nde, yüksek lisans eğitimini 2007 yılında Işık Üniversitesi İşletme bölümünde tamamlayan Aktaş, evli ve bir çocuk babasıdır.

Unify kadrosunu güçlendiriyor

0

Unify, eski adı ile Siemens Enterprise Communications,  Sistem Mühendisi görevine Kağan Özerhan’ı atadı. Farklı networkler, cihazlar ve uygulamaları kullanımı kolay tek bir çatı altında birleştirip iş birimlerinin zengin ve anlamlı bir iletişim deneyimi yaşamasını sağlayan Unify, Türkiye organizasyonuna deneyimli bir isim daha kattı.

Kağan Özerhan, 20 yıllık deneyimi ile tasarım danışmanlığından sorumlu olacak

Haberleşme ve teknoloji sektöründe 20 yıllık tecrübeye sahip Kağan Özerhan, Meru Networks, Polycom, Avaya, Nortel, Bay Networks gibi uluslararası üreticilerde sistem mühendisi, Koç Net’te ağ mühendisi, Global One – Internet’te Teknik Müdür ve Aselsan’da Ar-Ge mühendisi pozisyonlarında çalıştı. Lisans eğitimini Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde, yüksek lisans eğitimini Bristol Üniversitesi’nde Elektrik ve Elektronik Mühendisliği bölümlerinde tamamlayan Özerhan, iş ortaklarına ve kurumsal müşterilere Unify’ın ürün ve çözümleriyle ilgili tasarım danışmanlığı verilmesinden sorumlu olacak.

Unify’ın tamamen müşterilerinin ihtiyaçlarına odaklanıp, özelleştirilmiş ve esnek süreçler tasarlayarak, sunduğu hizmetlerde fark yaratan bir firma olduğunu belirten Özerhan, “Kalite anlayışını teknolojinin sunduğu olanaklarla birleştirerek sektöre, müşterilerine en kapsamlı ve en iyi değeri yaratabilen dinamik bir şirketin amaçlarına hizmet etmekten dolayı çok mutluyum.” dedi.

Sosyal ve Doğal Reklamcılık

1

Önceki yazımda, doğal reklamcılığın web siteleri üzerinden nasıl uygulandığına yönelik bazı örnekler vermiştim. Şimdi bu reklamcılık fonksiyonun sosyal medya ve diğer mecralarda nasıl kullanıldığına bir göz atalım;

Doğal reklamcılık, reklamın sanki web sitesinin bir parçası veya sosyal medyada haber akışının bir parçasıymış gibi gösterilip, kullanıcının daha fazla dikkatini çekmek amacıyla yapılan bir reklamcılık fonksiyonu idi. Sosyal medyada, kullanıcının dikkatini çekmek web siteniz kadar kolay değil. Sebebi ise, web sitenizde reklamı bir haber niteliğinde sunmak için yaptığınız bazı gizlemeler sosyal medya da aynı ölçüde olamayabiliyor.

Twitter ile başlayalım. Twitter, reklamcılık fonksiyonlarını devreye aldığından beri reklamverenler için oldukça popüler bir mecra haline geldi. Sosyal medyada doğal reklam yapmak isteyenlerin ilk adresi diyebileceğimiz nitelikte. Sponsor tweetler ile daha fazla kişiye ulaşmak ve bu tweetlerin sanki takip ettiğimiz bir firma tarafından atılıyormuş gibi görünmesi, sponsor uyarısının tweet içerisinde kaybolup gitmesi doğal reklamcılık konusunda oldukça faydalı bir yöntem.

twitter

Facebook’da sayfa beğenileri konusunda aşağı yukarı aynı yöntemi izlemekte. Sponsor sayfa beğenileri fonksiyonları ile haber akışımızda sanki doğal bir yeri varmış gibi farklı firmaların reklamlarını görebiliriz.

facebook

Pinterest, doğal reklamcılık konusunda oldukça başarılı bir platform. Özellikle reklam verenlerin yaratıcılıklarını konuşturdukları ve kullanıcıların satın alma psikolojilerini ciddi oranda etkiledikleri bir mecra. Sponsor olarak paylaşılan resimlerin kıyısında köşesinde ufak bir AD ikonunun olması, kullanıcıların paylaşılan görselin doğal haber akışına ait olduğu izlenimini yansıtmakta.

pinterest

Son zamanlarda bazı sitelerde Google Adwords reklamcılığının da bir doğal reklamcılık olarak pastaya dahil edildiğini görüyorum. Facebook, Twitter ve Pinterest gibi ağlar üzerinden yaptığımız sponsor reklam işlemlerinin aynısını burada da uygulayabildiğimiz için bana mantıksız gelmiyor. Ancak, burada yapılacak en büyük yanlış Adwords reklamcılığının sadece anahtar kelime ile sınırlı olduğunu varsayarak bu sonuca varılmasıdır.

Sayfa beğenilerinizi ve takipçilerinizi arttırmaya yönelik bu uygulamalar, tabi ki reklamınızın kalitesi ile de doğru orantılı bir şekilde başarı gösteriyor. Online reklamcılıkta öncelikli hedefin takipçi veya beğeni kazanmaktan öte dönüşüm sağlamak olduğunu unutmamak gerekiyor. Doğal reklamcılık fonksiyonları ile hedef kitlenizi oluşturan insanların büyük bir bölümünün dikkatini çekebilirsiniz. Sayfanız bir anda binlerle ifade edilen beğeni veya takipçi sayısına ulaşabilir. Ancak unutulmamalıdır ki, sizi bir tık ile beğenen hedef kitleniz, aynı tıkla da sizden vazgeçebilir. Bu yüzden, büyük çaba sarf ederek uyguladığınız reklamcılık fonksiyonlarının sonunda dönüşüm elde etmek için bazı aktivitelerde bulunmanız gerekiyor. Bu aktivitelerde hedef kitlenizi sıkmadan, onları eğlendirerek veya bilgilendirerek ilerlemeniz lazım. Kısacası, markanızı unutturmayın ama hatırlatırken de insanları bunaltmayın.

Genel olarak doğal reklamcılık fonksiyonlarının, diğer online reklamcılık fonksiyonlarının bir adım öne geçtiğini söylemek sanırım yanlış olmaz. Daha öncede belirttiğim gibi bu sonucu almak için, yaptığımız reklamcılık fonksiyonundan aldığımız trafikten öte, sağladığımız dönüşüme bakmakta fayda var. Benimle aynı fikirde olmayan ajanslar mutlaka olacaktır ancak, banner reklamcılığından kazanılan trafiğin büyük bir bölümünün yanlışlıkla tıklanan banner reklamlarından geldiği düşüncesindeyim. Tüketiciler artık reklamlardan bunalmış durumda, bu yüzden doğal reklamcılık fonksiyonlarının ilerleyen zamanlarda popülaritesini arttıracağını düşünüyorum.

Teknolojik istihdam

0

Secretcv.com, Ekim ayına ait istihdam verilerini açıkladı. Ekim ayında ilan sayıları Eylül ayına göre yüzde 9 arttı. Yaz ayları sonrası hareketlenmeye başlayan istihdam Ekim ayında da istikrar gösterdi. Secretcv.com üzerinden 22.400 iş ilanı yayınlandı ve yaklaşık 56.000 kişi istihdam edilmek üzere arandı.

Yıl boyunca “en çok eleman arayan sektörler” listesinde yer alan perakendecilik, Gıda ve tekstil liderliği elden bırakmadı, buna karşın Ekim ayında yüzde 10 ile Elektrik ve Elektronik sektörü ilk 10 sektör arasına girmeyi başardı. Bu yükseliş son yılların en göze çarpan istihdam hareketi oldu. yüzde 9,5 ile Elektrik Mühendisi, Elektronik Mühendisi, Elektrik Elektronik Teknisyeni en çok aranan pozisyonların başında yer aldı.

Elektrik ve Elektronik sektörü sadece teknolojiyi değil istihdamı da hareketlendirdi!

Teknoloji hayatımızın her yerinde, evimizin her köşesinde, iş hayatımızın vazgeçilmesi, özel hayatımızın eğlencesi. Neredeyse her adımımızda her soluğumuzda teknoloji var. Hal böyle olunca bunun ekonomiye ve dolayısıyla istihdama yansıması kaçınılmaz oluyor.

Türkiye’de elektrik elektronik sanayisinin başlamasıyla birlikte hareketlenen elektrik elektronik sektörü haberleşme cihazlarının gelişimiyle birlikte çok büyüdü ve gelişmişti. Yeniliği, gelişimi ve teknolojiyi temsil eden Elektrik Elektronik sektörü ekonomiye katkı, üretim ve istihdam açısından her geçen gün biraz daha sahne önüne çıkıyor. Elektrik-elektronik sektörü, Ocak-Eylül döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6.5 artışla 9 milyar 129 milyon dolarlık ihracata ulaşarak sahnede daha uzun yıllar kalacağının sinyalini de veriyor.

Teknolojik istihdam Home Office ilanlarını da yansıdı!

Mobil iletişim teknolojisi ve internet kullanımının artık neredeyse mecburi olduğu günümüzde iş süreçlerini de değişiklik gösteriyor. Fiziksel olarak bir ortamda bulunma zorunluluğu olmadan iş planlarımız yapabiliyor ve aksiyona geçebiliyoruz. Bu durum “home office” çalışma tarzını destekliyor. Secretcv.com’da yayınlanan ilanların yüzde 2’si home office çalışabilecek aday arıyor.

Avea Kurumsal İletişim’de yeni isim

0

Uzun yıllar, Zarakol İletişim Hizmetleri’nde, Medya İlişkileri Direktörü olarak görev yapan Eren İnançer Luş; 3 Kasım 2014 tarihi itibariyle Avea Kurumsal İletişim Direktörlüğü görevini üstlendi.

Eren İnançer Luş, Avea’ya katılmadan önce, Zarakol Halkla İlişkiler bünyesinde; finans, bankacılık, GSM, hızlı tüketim ürünleri, eğitim, enerji, ilaç gibi farklı sektörlerin lider kurumlarının medya direktörlüğü görevini yürüttü. Eren İnançer Luş; Avea’daki görevi kapsamında; kurumsal iletişim stratejilerinin belirlenmesi, kurumsal sorumluluk projelerinin yürütülmesi, sponsorluklar gibi alanlardan sorumlu olacak.

İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü mezunu olan Eren İnançer Luş, yüksek lisansını, yine aynı üniversitenin Halka İlişkiler Bölümü’nde tamamladı.

iyzico, Mypat’i satın aldı

0

iyzico önemli bir satın alma gerçekleştirerek iş ortaklarına sunduğu çözümleri genişletiyor. iyzico, e-ticarette alışverişi terk edenlerin oranını azaltma noktasında gerçek zamanlı ödeme sistemleri analitiği hizmeti veren mypat.co’yu satın aldı. Hakan Erdoğan tarafından kurulan, ödeme sistemlerindeki sorunlara odaklanarak e-ticarette kârlılığı artırmayı hedefleyen  mypat.co, gerçek zamanlı ödeme analitiği ile e-ticarette alışverişi terk edenlerin oranını azaltmak alanında verdiği hizmetle dikkat çekiyor.

GittiGidiyor/eBay, Limango gibi e-ticaret şirketlerinde ürün ve yazılım geliştirme müdürü, BT direktörü gibi farklı kademelerde görev alan ve ödeme sistemleri konusunda 7 yılı aşkın tecrübesi bulunan Hakan Erdoğan, bu satın almayla birlikte iyzico ekibine dahil oldu.

Hakan Erdoğan tarafından kurulan ve e-ticaret şirketlerine ödeme sistemleri alanında danışmanlık hizmeti veren mypat.co, sunduğu çözümlerle akıllı telefon ve tabletlerden gerçek zamanlı olarak müşteri takibi imkanı tanıyor ve ödeme sistemlerindeki aksilikleri anlık olarak takip ederek her türlü aksaklığın hızlıca giderilmesini ve satış oranının düşmesini engelliyor.

Müşteri alışveriş davranışlarını, ödeme ve iade kayıtlarını, sanal POS ve sistem kesintilerini öğrenen bir yapıyla 7/24 takip eden ve bu bilgilerle proaktif alarmlar üreterek e-ticarette müşteri kaybını azaltan çözümler, artık iyzico çatısı altında sunulacak.

 

En korkutucu 5 botnet

0

Botnet, bot ve net kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. Bot, robot kelimesinin kısaltılmiş şekli. Net ise ağ anlamında. Botnet, uzaktan yönetilen ve kötü amaçlı yazılım bulaşmış çok sayıda bilgisayarın oluşturduğu ağı tanımlar. Sahibinin bilgisi olmadan uzaktan yönetilebilen bu bilgisayarlara bilişim çevrelerinde zombi makineler de denir. Botnetler de zombi ağlar olarak da tanımlanır.

Botnet kullanımındaki yükseliş, ESET’in 8’inci sürüm ESET Smart Security ürününde Botnet Koruması özelliğini eklemesine neden oldu. ESET Güvenlik Araştırmacısı Lysa Myers ise botnetleri inceleyerek tarihteki en korkutucu 5 botneti inceledi:

Botnet

Storm – Listedeki en eski zararlı yazılım. Diğer botnetler tarafından çok sonraları bile kullanılacak birçok tekniğin öncüsüdür. Yaklaşık 10 milyon Windows makineyi içine alacak kadar geniştir. Ayrıca ilk kez finansal kazanç sağlamak amacı ile kullanılan en geniş botnet unvanına sahiptir.

Conficker – Yaklaşık 15 milyon Windows sistemli bilgisayarı etkilediği düşünülüyor. Bu botnetin saldırıları o kadar organize oldu ki savaşmak için uluslar arası düzeyde bir Conficker Çalışma Grubu kuruldu. Yine de ortaya çıkışından 6 yıl sonra bile halen yaklaşık bir milyonun üzerinde etkilenmiş bilgisayar bulunuyor.

Zeus – Bu zararlı yazılım yalnızca Windows makineleri etkilemekle kalmadı aynı zamanda çeşitli taşınabilir cihazlardan (Symbian, Windows Mobile, Android ve BlackBerry) online bankacılık şifrelerini çalan bir modülü de bulunuyordu. 2012 yılında ABD’de güvenlik güçleri bu botneti sona erdirdi. Fakat orijinal kodun yazarları daha sonra Gameover Zeus adı altında tekrar ayağa kaldırdılar. Bu botnet de FBI tarafından geçtiğimiz yaz kapatıldı. Ancak bunun canavarın sonu olduğunu düşünmeyin. Yaratıcıları bir kez daha ayağa kaldırmak için çalışıyor.

Flashback – Mac’lere virüs bulaşmayacağını düşünenler için Flashback tam bir şok oldu. Mac’lere virüs bulaşabilir ve hatta botnetin parçası bile olabilirler. Flashback yaklaşık 600.000 kadar Apple makineyi etkisi altına aldı. Botnet şu an terkedilmiş durumda.

Windigo – Yüzeysel olarak bakıldığında bu bot diğerlerinden farklı çalışmıyor. Etkilediği bilgisayarlardan gizli bilgileri çalıyor veya spam göndermek için işlemcilerini kullanıyor. Etkilediği onbinlerce makineye bakarsak öncekilerle kıyaslanmayacak kadar küçük. Fakat diğer taraftan bu yazılımın yaratıcılarının fark edilmemek için özellikle yavaş ilerlediğini görüyoruz. Üstelik bu onbinlerce bilgisayar, Linux işletim sistemine sahip ve çoğu sunucu, milyonların ziyaret ettiği web sitelerini barındıran sunucular.

Facebook hakkında bilmediğiniz beş şey

0
TechInside Analizi:  Sanıyoruz dünyanın en büyük sosyal ağı Facebook ve kurucusu aynı zamanda CEO’su olan Mark Zuckerberg hakkında hda çok yazıp, çizeceğiz. Yüz milyarlarca dolar değerindeki bir şirketin kurucusunun söyledikleri çok ilginizi çekmeyebilir ama stratejik yaklaşımını gözden kaçırmamanız lazım.

Geçtiğimiz hafta içinde Facebook Kurucu ve CEO’su Mark Zuckerberg ilk kez basın mensupları ve kullanıcılar ile karşılıklı soru ve cevap oturumu gerçekleştirdi. Bu oturumda öne çıkan bazı başlıklar dikkat çekiciydi. Bunlardan beş tanesini paylaşıyoruz.

Wallpaper-For-Facebook-Free

1. Zuckerberg Facebook’un “havalı” olmasını asla istemedi

Zuckerberg gençlerin artık sosyal ağı kullanmadığı bir araştırmaya atıfta bulunan Facebook’un artık sıkıcı olup olmadığı konusundaki bir soruya şöyle cevap verdi: “Sosyal ağ işe yarayan bir araç ve işe yarayan araçlar tabiatı gereği çok havalı değiller.”

Zuckerberg “Facebook’u havalı yapmak asla gerçekten hedefim olmadı. Ben havalı bir insan değilim ve hiç havalı olmaya çalışmadım” diye konuştu.

Ek olarak belirttiğine göre Facebook’un aynı bir ampul veya çevrilen bir vana gibi işlemesi yeterli. Bu işlemler de “havalı” değiller fakat insanların bel bağlayabilecekleri şeyler.

Social Networks Facebook WhatsApp.

2. Facebook’un Messenger’ı zorunlu yapmasının sebebi

Zuckerberg Messenger’ın ana uygulama içindeki özellikten daha iyi bir deneyim olduğunu söyledi. Sadece arkadaşlarınızın tamamı da uygulamayı kullandığı sürece daha hızlı, dolayısıyla şirket sohbet etmek isteyen herkes için onu zorunlu hale getirmiş.

Zuckerberg “Topluluğumuzdaki herkesten yeni bir uygulama indirmelerini istemek büyük bir talep. İnsanlardan başka bir uygulama daha indirmelerini istemek ise kısa vadede oldukça acı verici fakat servis üzerine yoğunlaşmak istiyorsak adanmış ve odaklı bir deneyim inşa etmek zorundaydık. Yaptığımız en zor işlerden biri de bu kararları vermek. Bu bağımsız uygulama deneyiminin çok iyi olduğunu ispatlamak için daha çok güven kazanmamız gerektiğinin farkındayız.” şeklinde konuştu.

mark-zuckerberg

3. Zuckerberg’in her gün aynı tişörtü giymesinin bir sebebi var.

Steve Jobs siyah yüksek yakalı kazağıyla ünlüyken Zuckerberg denince de akla kot ve gri tişört geliyordu. Peki, neden? Bu konu ile alakalı detaylı haberimizi buradan okuyabilirsiniz.

facebook-new-news-feed

4. Facebook’un yeni haber kaynağı algoritması üzerinde çalışıyor

Zuckerberg her kullanıcının haber kaynağının günde 1500’den fazla hikaye barındırdığını ancak bunun sadece 100 kadarını görebildiğimizi söyledi. Facebook’un en ilgi çekici ve önemli bulacağımız haberleri süzerek bize ulaştırdığı haber kaynağı algoritması da tam bu noktada devreye giriyor.

Zuckerberg’in söylediğine göre o ve takımı bu algoritmayla sürekli oynayarak onun bir gün “dünyadaki herkes için mükemmel bir kişisel gazete” haline geleceğini umuyorlar.

Tesadüfen, şirketler tam da bu yüzden giderek daha az kişiye ulaşabildiklerinden şikayet ediyorlar. Zuckerberg bunun hakkında da “Şirketler Facebook kullanıcılarına faydalı olacak içerikler paylaşıyor olsalardı onları gösterirdik. Fakat bu, şirketlerin kullanıcılar için faydalı olmayan şeyler paylaştıkları anlamına geliyorsa onları göstermeyebiliriz zira arkadaşlarının sağlıklı bir bebek sahibi olduğunu öğrenmek kullanıcılar için daha önemli olabilir” diye konuştu.

Jesse-Eisenberg-The-Social-Network

5. The Social Network Zuckerberg’i üzmüş 

Zuckerberg’e The Social Network filminin hayatını ve Facebook’un yükselişini yansıtmada ne derece başarılı olduğu soruldu ve o da bazı elementler gerçekler üzerine kurulu olsa da çoğunun gerçek olmadığı cevabını verdi.

Konu hakkında “Oldukça bir süredir bunun üzerine düşünmek için zaman harcamıyordum, unutmuş gibiydim. Gerçek şu ki kod yazmak ve bir ürün inşa etmek bir film yapmak için yeterince cazibeli değil. Muhtemelen pek çok şeyi süslemek ve uydurmak zorunda kalmışlardır. Eğer gerçekten bir film yapıyor olsalardı sadece ben bilgisayarın karşısında iki saat boyunca kod yazarken görünürdüm” dedi.

Zuckerberg ayrıca ofis dizaynı gibi bazı detayların isabetli olduğunu söyledi ancak “Facebook’u neden ve nasıl yaptığımız hususundaki genel hikayede incitici bulduğum bazı şeyler uydurmuşlardı” diye ekledi.

İndirilen uygulamalar neden kullanılmıyor?

0
TechInside Analizi:  Akıllı mobil cihazların içine girmek pek çok şirket için bir hedef hatta çılgınlığa dönüşebiliyor. Gerçekten buna ihtiyacınız var mı? Alternatif bir çözüm olabilir mi? İki kez düşünmeniz gerekiyor.

Nielsen’in araştırmasına göre akıllı telefon kullanıcıları rekor sayıda uygulama indiriyorlar ancak çok azını kullanıyorlar. Peki, bu veriye göre pazarlamacılar uygulamalarını kullanıcılara olmazsa olmaz kılmak için ne yapabilirler?

Ortalama bir akıllı telefon kullanıcısı cihazında yaklaşık 42 uygulama tutuyor. Fakat geçtiğimiz 30 günde telefonuna uygulama yükleyen 3.743 akıllı telefon ve tablet kullanıcısının yüzde 84’ü günde 10 uygulamadan az kullandığını, yüzde 55’i ise her gün bir ile dört arasında bir sayıda uygulama kullandığını söylüyor.

Tüketiciler aynı zamanda uygulamalar için ödeme yapmaktan kaçınıyor. Ankete katılan kullanıcıların yüzde 40’ı sosyal ağ, indirim/kupon veya ödeme uygulamalarına para vermeyeceğini söylüyor.

Lokanta rezervasyonu uygulaması Resy’nin kurucu ortağı ve CEO’su Ben Leventhal, uygulamaların kullanıcılardan para alabilmesi hatta sadece ilgilerini tutabilmesi için bile olağanüstü olması gerektiğini söylüyor.

Leventhal aynı zamanda kullanıcıların uygulamalarını görmezden geldiklerini çünkü çok azının gerçek değer sunduğunu söylüyor. “Her uygulama muhteşem bir şekilde ilginç şeyler yapmayı ve bize geleceği göstermeyi vadediyor” diyen Leventhal, “ancak çoğu yapabileceklerinden fazlasını vadettikleri için bizi hayal kırıklığına uğratıyorlar ve sonra onları unutuyoruz” diye ekliyor.

Saatchi & Saatchi Wellness’te inovasyondan ve etkileşim stratejilerinden sorumlu müdür yardımcısı Jason Levy’ye göre üçüncü veya dördüncü sayfalara düşen uygulamaların bazısı mobil site olarak daha iyi hizmet verebilir ve telefonlardaki kıymetli yeri tutmadan da kolaylıkla erişilebilir.

Levy; “İnsanlar ya hiç gereği olmayan kötü uygulamalar, ya da mobil web sitesi olsa daha iyi olacak uygulamalar yapıyor.” diyor. Örnek olarak bir arabanın kullanım kılavuzunun akıllı telefonda yer tutmaması gerektiğini ancak bir mobil web site olarak değer sağlayabileceğini söyleyen Levy; “Bu bilgiye o kadar nadiren ihtiyaç oluyor ki eğer silinmezse arka sayfaların birinde oturup kalacak. Eğer çevrimiçi olsaydı ona ihtiyaç duyacağınız nadir anlarda oradaki bilgiler bir mobil web sitesi olarak daha mantıklı gözükürdü.” diyor.

Levy aynı zamanda markaları sadece vakit öldüren uygulama yapmamaları konusunda uyarıyor. Nielsen raporuna göre insanların yüzde 70’i yalnızken ve başka bir yüzde 68’i sıkıldıklarında ve vakit öldürmek için uygulama kullanıyor olsalar bile markalar bir sonraki Angry Birds’ü yapmak için yarışmamalı. Levy burada “Eğer tüketicinin her gün kullandığı bir ürünseniz ve vakit öldürücü bir uygulama yapmaya çalışıyorsanız esas işi vakit öldürücü uygulama çıkarmak olup bunun üzerinden para kazanmaya çalışan insanların yoluna çıkıyorsunuz ve yakın zamanda ezileceksiniz demektir.” diyor.

Levy’e göre özel olarak marka ile ilgili bir değer sunmayan uygulamalar çıkarmaya çalışmak yerine mobil web sitesini mükemmelleştirmeye çalışmak daha güvenli.

Raporun tamamını buradan indirebilirsiniz.

Medya satınalmanın sonu mu geldi?

2

Bob Garfield 2009 senesinde Dijital Dünya kavramına odaklanan Reklamcılık Derneği Dijital Medya Zirvesi‘nin açılış konuşması yaptığı sırada sektörün yöneticilerine pek de hoşlarına gitmeyecek şeyler söylemişti.

O dönemlerde, Garfield sayısallaştırmadaki hızlı gelişimi, analogdan dijitale dönüşümün esasını vurguluyordu. Bu durum geleneksel medya kanallarını süpürmek demekti. Aslında, dijitalleşmenin tek parça halindeki televizyonu, radyo ve gazeteleri bir tsunami gibi yok ederken aynı zamandı yeni medya modellerini de yaratıyordu. Hiç şüphe yok ki dijital medya görünümünü sonsuza dek değiştirdi ve dört yıldan daha fazla bir süre sonra bu değişim dalgası ileriye doğru çağıldamaya devam edecekti.

Görünüyor ki neredeyse hiç kimse dijitalleşmekten gerçekten sakınamıyor.

Seyahat acentesi sahibi olmanın doğru kariyer yolu olarak kabul edildiği zamanı hatırlayın. Artık hiç de öyle değil. Medya satınalma için uzun süre güvenli olacağı düşünülen iş koşulları değişiyor.

Pazarlama danışmanı ve Z.E.R.O.: Zero Paid Media As The New Marketing Model’in Yardımcı Yazarı Maarten Albarda’ya göre, eğer şu anda medya satınalıcısı olarak çalışıyorsanız, ya algoritmik programlama bilgisini içeren yeni analitik becerilere sahip olmanız gerekir, ya da farklı bir kariyer yolu düşünün. “Eğer hayatınız Excel hesap çizelgeleri arasında boğuşmak, program satınalmak, sipariş vermek, deftere kaydetmek ve verileri değerlendirmekten ibaretse şanslı bir medya satınalıcısısınız zira işinizin soyu bir hayli tükendi” diyor Albarda.

Medya Satınalmacılar Kenara: Programa Dayalı Satınalma Zamanı

Son zamana dek çoğu medya satınalımı müzakere edilerek gerçekleşmişti; ancak medya günümüzde veriye dayalı analiz yazılımları tarafından yönetiliyor. Şirketler iletişim aracı satınalmayı daha etkili hale getirmenin yollarını arıyorlar, bu yüzden çözümler programa dayalı sistemlere yöneldi. Programa dayalı satınalma –otomatikleştirilmiş satınalma olarak da biliniyor- tüm medya satınalma aktivitesinin nispeten küçük bir yüzdesini yansıtıyor ama kullanımı çok daha yaygın hale geliyor. Programatik satınalma gerçek zaman veri teminini analiz etme ve otomatikleştirme için algoritmayı kullanarak çevrimiçi reklam hedefleme işlemini modernleştirdi. Ama teknoloji aynı zamanda konum tabanlı mobil telefon reklamcılığı ve mekan tabanlı dijital ev dışı medya gibi başka medya kanallarına da baskın yapıyor.

Bir sürü bağıran, işlem yapan, sallanan, birbirinin sözünü kesen insan vardı. Tam bir kargaşaydı ve buna insanlar arasındaki ticaret deniliyordu

Albarda’ya göre Madison Bulvarı da yakın gelecekte Wall Street gibi işleyecek. “Borsadaki otomasyona geçme devrimi 1970’ler sırasında başladı. Bir arkadaşım 80’lerin sonunda medya işinde yola koyulduğum sırada beni Wall Street’teki piyasa işlemlerinin yürütüldüğü bölüme koydu. Bir sürü bağıran, işlem yapan, sallanan, birbirinin sözünü kesen insan vardı. Tam bir kargaşaydı ve buna insanlar arasındaki ticaret deniliyordu” diyor Albarda ve ekliyor; “Bugün, çoğu ticari yoğunluk otomasyona geçmiş ticaretin tekelinde, otomasyona geçmiş derken, insanlar arasında yapılan ticaretten değil, algoritmalar tarafından yapılan ticaretten bahsediyorum. Bu zemindeki bilfiil ticaretçilerin sayısı son on yılın sonunda 3000’e, günümüzde 1000’e kadar düştü ve düşmeye devam ediyor.

Büyük ihtimalle tüm büyük acenteye bağlı gruplar kendi sunucu uygulama sistemlerini otomasyona geçirecekler.

Albarda`ya göre WWP, Interpublic, Omnicom, Publicis and Dentsu/Aegis gibi ajansa bağlı kuruluşlar kitle iletişim araçları satınalmada, rezervasyon ve faturalamayı içeren rutin hizmetler için akıllı sistemler geliştirmede işletme giderlerini düşürmeye çalışıyorlar. Interpublis Group’s Magna Global önümüzdeki 3 yıl içinde kitle iletişim araçları satınalma işleminin yüzde 50’den fazlasının otomasyona geçeceğini açıkça söylüyor. Büyük ihtimalle tüm büyük ajansa bağlı gruplar kendi sunucu uygulama sistemlerini otomasyona geçirecekler. Aslında, reklamcılık alanındaki bir çok insan Omnicom ile Publicis arasında önerilen birleşmenin programatik satınalma trendinin bir parçası olarak ileri sürüldüğünü düşünüyor.

Stratejiye Odaklanın

Açık ki geri dönüşü olmayan yoldayız. Acentelerin yanında çok daha az sayıda kitle iletişim araçları bulunacak ve muhtemelen çok daha az satış temsilcisi bu mecraya ait kişilerin yanında duracak. Veri ve tahliller medya stratejisinde önemli bir rol oynayacak, ama bu konu yenilikçi açılar ve değerinin altında fırsatlar bulmaya ve geliştirmeye geldiğinde algoritmalar insanların yerine geçemeyecek. Bu yüzden stratejik planlamacılar daha büyük görünürlük kazanacaklar. Peki, kitle iletişim araçlarının yüzde kaçı programa dayalı satınalmayla geleneksel sözleşmeli satınalma arasında yön değiştirecek?

Medyanın büyük çoğunluğu gelecekte programa dayalı olacak.

Hiçbir zaman tamamen programatik olmayacak ama programa dayalı satınalma ve anlaşmalı iletişim araçları arasındaki denge yön değiştirecek” diyor Albarda ve devam ediyor; “Şu anda medyanın büyük bir kısmında anlaşma sağlandı, ama büyük çoğunluğu gelecekte programa dayalı olacak. Anlaşmalı medyanın nerelerde önemli rol oynayacağını söyleyebilirim; muhtemelen peşin satınalmayı aşan ve sponsorlukları içeren Dünya Kupası, Oscar Ödül Töreni ve Emmy Ödül Töreni gibi canlı organizasyonlarda büyük rolü olacak. Bu tarz organizasyonlar anlaşmalı olarak devam edecek. Günümüzde, bu tarz anlaşmalar büyük markalarda kitlesel iletişim araçları satınalmada kaybı telafi ediyor, ama tarifeyle işleyen diğer her şey programa dayalı hale gelecek.”

MediaPost Justin Evans yazılı “80/20 Reklamcılık Ekonomisi” isimli farklı bir bakış açısı sunan bir makale yayınladı. MediaPost’un makalesine göre, 2004’te başlayan dijital programa dayalı satınalmanın toplam online reklam hasılatının yüzde 20’sine ulaşması 10 yıl sürdü. Makalenin ortak noktası televizyon, ama benzer paralellikler DOOH/DPB reklam alanında da yapıldı. Televizyonun önemli bir bölümünün programlanabilir bir biçimde satınalınması uzun zaman önceydi, ve aynı şey ev dışı kitle iletişim araçları için de geçerli olacak. Belki de programa dayalı satınalma kitle iletişim araçları satınalıcılarına bize yutturulduğu kadar büyük bir tehdit değildir, en azından yakın gelecekte.

SAS bir kez daha liderler arasında

0

İş analitiği yazılım ve servislerinde dünyanın lider çözüm sağlayıcısı olan SAS, Gartner’ın Magic Quadrant değerlendirmesinin Entegre Pazarlama Yönetimi kategorisinde üst üste dördüncü kez “Liderler” bölümünde yer almayı başardı. Tüm dünya tarafından kabul gören yetkinliği ile vizyoner ürün geliştirme stratejileri sayesinde SAS, bir kez daha alanında liderliğini kanıtladı.

10 yıldır SAS’ın pazarlama çözümlerinin organik büyümesini sağlayan en önemli etkenlerden biri entegre bir çözüm sunuyor olması. Strateji ve operasyonlar, pazarlama analitiği, çok kanallı uygulama ve dijital zeka olarak dört ana bileşenden oluşan SAS Entegre Pazarlama Yönetimi (IMM), bağımsız sektör uzmanları tarafından da lider olarak kabul ediliyor.

Gartner, entegre pazarlama yönetimi alanında lider pozisyonunda yer alan şirketleri şu şeklide tanımlıyor: “Liderler bölümünde yer alan şirketlerin sundukları çözümler, müşterileri tarafından pazarlama faaliyetlerinde pekçok pazarlama rol ve fonksiyonunu destekleyen ana platform olarak kullanılıyor. Bu platformlar entegre pazarlama alanında kapsamlı ve derin işlevler sunuyor. CMO ve pazarlama yöneticilerinin taleplerine uygun,  kolay anlaşılır iş modelleri kuruyor.”

SAS bu yıl ayrıca Gartner Magic Quadrant değerlendirmesinde CRM Çok Kanallı Kampanya Yönetimi/CRM Multichannel Campaign Management ve Pazarlama Kaynak Yönetimi/Marketing Resource Management alanlarında da “Liderler” bölümünde yer aldı. SAS bunların yanı sıra 2014’ün üçüncü çeyreğinde The Forrester Wave: Kanallar Arası Kampanya Yönetimi Platformları/Cross-Channel Campaign Management Platform alanında da lider seçildi.

 

Yahoo!’nun kurucusu Jerry Yyang, Lenovo yönetim kurulunda

0

Lenovo, teknoloji duayeni, Yahoo’nun deneyimli kurucusu ve eski CEO’su Jerry Yang’ın bağımsız danışman üye olarak Lenovo yönetime katıldığını duyurdu. Lenovo Group Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Yuanqing Yang, atamanın ardından yaptığı açıklamada düşüncelerini şöyle ifade etti: “Jerry danışman olduğundan beri şirkete büyük katkılarda bulundu. Şimdi kendisini tam zamanlı olarak yönetim kurulunda görmek bizi mutlu ediyor. Jerry, girişimciliği, kendisini has küresel perspektifi ve Lenovo’da ön plana çıkan internet çağının inovasyon ruhu özellikleri ile kendini kanıtlamış bir yöneticidir. Yönetim kadromuza farklı bir ses getirecek olan Jerry ile Lenovo’yu büyütmeye devam edeceğiz.”

Yang’ın Lenovo’nun yönetim kadrosuna atanması, Lenovo’nun küresel yükselişini ve farklı alanlardaki ilgisini destekliyor. Bugün Lenovo, PC’deki birinciliğini yüzde 20 gibi rekor bir oranla korurken, akıllı telefon alanında ise Motorola’nın Google’dan alınması ile üçüncülüğe yerleşti. PC+Tablet pazarında ise birinciliği, IBM anlaşmasının tamamlanmasının ardından x86 Server’larda üçüncülüğünü korumaya devam ediyor. Lenovo güçlü ve büyüyen PC sektöründe gelecekteki pozisyonunu ‘İşletimler’, ‘Mobil sistemler’ ve ‘Ecosystem/Bulut Depolama Sistemleri’ ile üç ayrı alanda şimdiden alıyor.

Turkcell Teknoloji Zirvesi sahne alıyor

0

Kurumlar açısından Turkcell Teknoloji Zirvesi’ni Yiğit Kulabaş’a  sorduk.

Sensormatic’te organizasyonel büyüme

0

Sensormatic Güvenlik Hizmetleri’nin Pazarlama Organizasyonundan Sorumlu “CMO” (Chief Marketing Officer) görevine teknoloji sektörünün deneyimli isimlerinden Pelin Yelkencioğlu getirildi. Sensormatic’de Kasım 2014 itibarıyla CMO olarak göreve başlayan Yelkencioğlu, Pazarlama Organizasyonu bünyesinde yer alan Ürün Yönetimi, Pazarlama İletişimi ve Kurumsal İletişim bölümlerinin yönetimini üstlendi.

 

Boğaziçi Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Bölümü mezunu olan Pelin Yelkencioğlu lisans eğitimi sonrası Illinois Üniversitesi’nde İşletme MBA’ini tamamladı. Profesyonel iş yaşamına 1999 yılında Xerox’da İş Servisleri Satış Uzmanı olarakbaşlayan Yelkencioğlu, 2000 yılında Xerox İsrail’de Satış ve Pazarlama Müdürü olarak görev yaptı. Kariyerine Türkiye, Azerbaycan, Türkmenistan, Ermenistan ve Gürcistan’dan oluşan Xerox Avrasya’da İş Geliştirme Müdürü olarak devam eden Yelkencioğlu, 2002’den 2011 yılına kadar yine Xerox bünyesinde Satış Müdürlüğü Satış Direktörlüğü ve Pazarlama Direktörlüğü görevlerinde bulundu. Pelin Yelkencioğlu 2012 yılında kayıtlı elektronik posta hizmet sağlayıcısı olarak Türkiye Noterler Birliği tarafından kurulan TNB KEB’de başladığı Pazarlama Direktörlüğü görevini 2014 yılına kadar sürdürdü.