Techinside Google News
Ana Sayfa Blog Sayfa 1682

Temel HTML ve CSS öğrenmek için 9 sebep

0

Biraz HTML ve CSS bilgisi kariyerinizde büyük farklılık yaratabilir. HTML ve CSS internetin yapıtaşlarıdır. HTML (Hyper Text Markup Language) web tarayıcınıza bir web sitesinin neresinde, ne olduğunu anlatmak için bir dildir. Yani HTML’i kullanarak başlıkları, paragrafları, linkleri, görselleri ve daha fazlasını tanımlayabilir, böylece tarayıcınıza web sitesinin yapısını anlatabilirsiniz.

CSS (Cascading Style Sheets) ise web sitelerine görünüş ve format kazandıran dildir. Başka bir deyişle sitenizi ilginç fontlar, zengin renkler, harika arka planlar hatta kaygan animasyonlar ve 3D efektler için CSS’i kullanabilirsiniz.

Gördüğünüz gibi oldukça kolay. Hâlâ “İyi de iş hayatımda bunlar ne işime yarayacak ki?” diye düşünüyor olabilirsiniz. Bu kolay dilleri öğrenerek patronunuzun veya potansiyel işverenlerinizin gözüne girebilir, iş arkadaşlarınızı mutlu edebilir ve daha kazançlı bir kariyere yelken açabilirsiniz.

1- Müşterileriniz için mükemmel e-postalar hazırlayabilirsiniz: HTML ve CSS editörleri ile git gide en iyi çevrimiçi pazarlama aracı haline gelen e-postaları tasarlayabilirsiniz.

2- Baş döndürücü bir kurumsal bülten hazırlayabilirsiniz.

3- Şirketinizin WordPress sitesi ile oynayabilirsiniz: Pek çok şirket web sitesi WordPress ile yapılır ve biraz HTML ve CSS bilgisi ile site üzerinde küçük değişiklikler yapabilirsiniz.

4- İş arkadaşınıza (ya da patronunuza) kod öğretebilirsiniz

5- Teknik takımının sizi sevmesini sağlayabilirsiniz: Onlarla aynı dili konuşarak işleri hızlandırabilir, sitede neyin değişmesi gerektiğini sınırları da bilerek rahatça söyleyebilirsiniz.

6- Yeteneklerinizi mükemmel bir şekilde ayarlanmış bir Tumblr bloğunda gösterebilirsiniz.

7- Sıfırdan profesyonel bir özgeçmiş sitesi hazırlayabilirsiniz

8- Tasarım yetenekleriniz bir sonraki seviyeye taşıyabilirsiniz

9- Daha fazlasını öğrenmeye ve kazanmaya başlayabilirsiniz: HTML ve CSS webin temeli olduğu için aynı zamanda teknik yetenekleriniz bir üst seviyeye taşımak için de size temel olacak. Bu dilleri bildiğinizde PHP veya Ruby gibi diğer dilleri öğrenmek ve yeni iş fırsatlarına yelken açmak sizin için oldukça kolay olacak.

Mashable’da yayınlanan bir yazıdan Türkçe’ye çevirilmiştir.

 

 

Verimliliğinizi artıracak 16 özlü söz

1

1- ‘‘Kim olduğunuzu bulmaya çalışırken daha az yıkıcı ve daha çok yapıcı olun. Sanata veya ilgi alanlarınıza yönelin ve üretken olun.’’ Nirrimi Joy Hakanson

2- ‘‘Bazı insanlar yetersiz olduğunu düşünüp tereddüt ederken diğer insanlar hata yaparak üstün hale geliyor.’’ Henry C. Link

3- ‘‘En verimli olmayan şey yapılmaması gereken şeyleri daha verimli hale getirmektir.’’ Peter Drucker

4- ‘‘İnsanlara pozitif dikkat vermek kadar basit bir işin bile üretkenlik ile çok alakası vardır.’’ Thomas J. Peters

5- ‘‘Bir anı boşa geçirdiğinizde bir anlamda onu öldürmüş, yerine başka bir şey konulması imkansız olan bir fırsatı tepmiş oluyorsunuz. Onu doğru şekilde değerlendirdiğiniz, amaç ve üretkenlik ile doldurduğunuz takdirde ise sonsuza kadar yaşatıyorsunuz.’’ Menachem Mendel Schneerson

6- ‘‘Çok fazla sinir doluyum. Bu enerjimi boşaltıp postacıya veya bahçıvana parlamamak için en verimli yol da iş yapmak.’’ Ben Stiller

7- ‘‘Üretkenlik hiçbir zaman şansın sonucu değildir. Her zaman mükemmelliğe, akıllı planlamaya ve odaklamış çabaya bağlıdır.’’ Paul J. Meyer

8- ‘‘Bir çalışma grubunun üretkenliği grup üyelerinin kendi hedeflerinin şirketlerinin hedefleri ile ne kadar örtüştüğünü düşündüklerine bağlıdır.’’ Ken Blanchard

9- ‘‘Meşgul olmak her zaman gerçek iş yapmak demek değildir. Bir işin hedefi üretmek veya başarmaktır ve bu iki sonuç için de düşünmek, sistem, planlamak, zeka, dürüst bir hedef ve terleme gerekir. Yapıyor gibi olmak yapmak değildir.’’ Thomas A. Edison

10- ‘‘Boşluğun sizi kandırmasına izin vermeyin; ona bugünü verirseniz sizden yarını çalar.’’ H. Croccoquill

11- ‘‘Bir ev inşa etmek için plana ihtiyacınız vardır. Bir hayat inşa etmek için ise plan veya hedef sahibi olmak çok daha önemlidir.’’ Zig Ziglar

12- ‘‘Bir şeylerin başınıza gelmesine izin vermeyin, siz onların başına gelin.’’ Stephen Covey

13- ‘‘Çalışma ve üretkenliği karıştıran bir endüstriyel toplumda üretim zorunluluğu her zaman yaratma arzusunun düşmanı olmuştur.’’ Raoul Vaneigem

14- ‘‘Üretkenliğin artışı refahı arttırmanın tek yoludur.’’ Mario Draghi

15- ‘‘Çalışanlarınızı neyin mutlu tuttuğunu bilmek sadece üretkenliği ve morali arttırmakla kalmaz, aynı zamanda işi bırakmaları ihtimalini de düşürür.’’ Neil Lebovits

16- ‘‘Zeki olmayan bir çalışan, çalışmayan bir zekiden üstündür.’’ Leopold Auer

Yalın düşünce gurusu Steve Bell’e büyük ilgi

1

BT Bilgi Teknolojileri’nin sponsorluğunda İstanbul Four Seasons Bosphorus Hotel’de gerçekleştirilen Steve Bell’den Yalın İş Öyküleri etkinliği, yaklaşık 500 üst düzey yönetici ve profesyonelin katılımıyla büyük bir ilgi gördü. İş dünyasının profesyonelleri ve üst düzey yöneticileri ile biraraya gelen Steve Bell, verdiği konferansla ilgili olarak “Daha önceki temaslarımdan ülkenizin değerli profesyonellerinin bilgi teknolojileriyle gelen rekabetçi avantajlara yüksek düzeyde hâkim olduklarını biliyordum. Bilgi teknolojilerinin gelişen ve değişen olanakları, Yalın ilkelerin uygulanmasında yeni bakış açılarını gündemimize taşıyor. Bu konferansımda da Türkiye’deki kurumların mevcut koşullar içinde dönüşüme nasıl daha açık olabileceğini ve yenilikçi bir kurumsal kültür geliştirebileceğini kendileriyle birlikte tartışabilmekten memnuniyet duydum” açıklamasında bulundu.

Steve Bell, seçkin bir topluluğa gerçekleştirdiği sunumunda ise Yalın’ın bir metodoloji, bir çerçeve olmaktan çok bir iş pratikleri bütünü olduğuna değindi. Bell, “Yalın, kurumların kendi içlerinde iyileştirme kültürünü sürekli hale getirmesi, çalışanların gönüllü katılımıyla kalite ve iyileştirmeyi bir yaşam yolculuğu haline getirmesidir” dedi.

Yalın iş, yalın teknolojiler

Etkinliğin fuaye alanında kurulan standlarda, BT Bilgi ve iş ortakları kendi çözümlerini katılımcılara tanıttı. Bu yılki etkinliğe BT Bilgi iş ortaklarından IBM, Cisco, CA, Citrix, Dora Telekom, Avnet ve Neosinerji de kendi standlarıyla katıldılar. Davetliler, BT Bilgi’nin veri kalitesi ve lokasyon bazlı hizmet çözümleri Paritus Akıllı Arama ve Mappy Akıllı Harita teknolojilerinin yanı sıra diğer BT Bilgi hizmetlerini de yakından tanıma fırsatı buldular.

Web sitenizi yeniden keşfetmek için 5 öneri

3

1. İngiliz mimar Christopher Wren, web tarayıcılarının çok değişken tabiatına uygun çalışacak aynı zamanda kullanıcının hareketlerine, bulunduğu platforma, ekran boyutuna ve oryantasyonuna uyabilecek uyumlu web tasarımı kavramını (responsive) bulmuştur.

Mashable’a göre mükemmel kullanıcı deneyimine sahip uyumlu bir e-ticaret sitesi tasarlamak için beş temel tasarım prensibi vardır:

  • baş kısım
  • fotoğraf galerisi
  • ürün açıklaması
  • ek bilgiler
  • alt bilgi

2. Moda tasarımları ile birlikte web tasarımı ve parçaları da her yıl değişir. Bu parçalar arasında en önemlisi tipografidir (yazı stili). Tasarımcıların kullanması gereken son eğilimlerden biri ‘farklı fontları karıştırma’ akımıdır. CreativeMarket.com tipografi hakkında “Birbirine yakışan birden çok fontu karıştırma artistik, el yapımı fakat buna rağmen parlak ve amaca uygun görülebilir” demiştir. Eskilerin gidip yenilerin kaldığı dünyada web tasarımcıları şu parçalara ise veda edebilirler:

  • dönüşümlü içerik alanları
  • gereğinden fazla büyük ana resimler
  • fazla kullanılan stok resimleri
  • otomatik oynayan videolar
  • otomatik pop-up’lar

typography

3. 2014 yılında “Flat Design – Sade Tasarım” bir numaralı trend olmaya doğru ilerlese de aslında tarihi 1920’lere dayanır. Sade tasarımın web üzerinde tekrar hayata dönmesi büyük oranda uyumlu tasarımın sayesinde olmuştur. TheNextWeq.com’a bu konu hakkında “Daha fazla ekran boyutu çeşitli daha fazla cihaz internete bağlandıkça tasarımcılar kendi güvendikleri tasarımların yeniden boyutlandırıldığında çirkinleşen desenlere, gölgelere ve sabit resimlere çok fazla bağlı olduğunu fark ettiler.” demiştir. Bu ek elementlerden kurtulmuş olan web sitesi de daha hızlı yüklenir.

flat-design

4.Hikaye anlatımlı tasarım” adından da anlaşılabileceği gibi aşağı doğru kaydırıldıkça bir hikaye anlatan ve güçlü görsellerle desteklenen bir tasarım şeklidir. Web tasarımcıların sitelere hikaye anlatımlı tasarımı uygulayabilecekleri tekniklerden biri de mesajınızı resimlerle vermektir. Bu resimler mesajı herhangi bir yazı okumasına gerek kalmadan ve genel durumdan haberi olmasa bile kullanıcıya aktarabilmeli, duygusal bir bağ sağlayabilmelidir. Çok gerçekçi veya soyut resimler kullanılabilir. Arka plan resimleri de bu resimlerin etkili bir başka çeşididir.

5. Animasyonlu web tasarım son yıllarda özellikle portföy, moda ve kampanya sitelerinde oldukça popüler olmuştur. SEOSemanticx’e bu akım hakkında “Bu akım kurumsal web sitelerinde potansiyel müşterileri satışa dönüştürebildiği için hayati önem taşımaktadır. Arka plana sabit bir resim yerine çok güzel bir video koyup tüm ekranı kaplatarak müşterilerinizi işinizin orijinal ve profesyonel olduğuna ikna edebilirsiniz.” demiştir.

inspiredology

Kano ile kolay kodlama öğrenebilirsiniz

0

Kod yazmayı öğrenme alanında Raspberry Pi altyapısını kullanarak ürettikleri yaratıcı donanım ile kodlamayı ve analitik düşünce geliştirmeyi adeta çocuk oyuncağı haline getiren Kano, Kickstarter kampanyasında kendilerine destek olan 13 bin ve ardından Kano web sitesinden ön sipariş veren 5 bin kişinin ürünlerini kargoladığını duyurdu.

kano-banner

Şirket aynı zamanda Match.com eski CEO’su Thomas Enraght-Moony’i de COO olarak bünyesine kattığını açıkladı. Bu hamleyle Kano’nun global anlamda büyümesini hedeflediklerini söyleyen Kano kurucu ortağı ve CEO’su Alex Klein; ‘‘Moony fiziksel ürün yaratmayı ve daha önemlisi bunu finanse etmeyi çok iyi biliyor. Onun birçok farklı parçası bulunan ve dolayısıyla kompleks olan bir ürünü kullanım açısından basit bir ürüne dönüştürebileceğini düşünüyoruz’’ diye konuştu.

Klein yaptığı açıklamada Kano’nun ilk parti dağıtımının 86 farklı ülkeye yapıldığını belirtti. Eğitim şirketlerinin de ürüne ilgi gösterdiğini söyleyen Alex Klein, Pearson’un ingiliz bilgisayar eğitimi müfredatında kullanmak üzere 500 adet sipariş verdiğini; ancak kalan ürünlerin özellikle çocuklarına programlamayı öğretmek isteyen bireyler tarafından satın alındığını belirtti. Kickstarter’da aldığı siparişleri yetiştirmek için 4 farklı ülkeden 36 farklı parça ile bir tedarik zinciri kurduklarını belirten takım söz verdiği dağıtım tarihini birkaç ay aşmış.

kano-box

Bir Kano kitinin içinde:

  • Bir adet Raspberry Pi
  • Bluetooth klavye
  • Bağlantı kabloları
  • Hoparlör
  • Wi-Fi modülü

ve tüm bu donanım parçalarının nasıl birbirine bağlanabileceğini anlatan bir doküman yer alıyor. Amacı çocuklara programlamayı sevdirmek olan ürünün güzel tasarımının yanında yazılımı da eğlenceli bir bilgisayar öğrenme deneyimi yaratmak amacıyla Linux altyapısı kullanarak özenle hazırlanmış ve oyunlaştırma gibi ögelere yer verilmiş.

Oyun ile eğitimin önemi

0

JumpStart’ın popüler çoklu oyunculu oyunu School of Dragons’un yan oyunu olarak çıkacak olan The School of Dragons: Alchemy Adventure, eğitim oyunlarında uzmanlaşmış şirketin zamanın değişerek artık mobil oyun çağına girildiğini kabul ettiğinin göstergesi.

Dreamworks’unHow to Train your Dragon’ isimli animasyona dayanan School of Dragons, 2013 yılında çevrimiçi bir çoklu oyun olarak web platformuna gelmiş, ardından iPad versiyonu da çıkmıştı. Bugün 12 milyon oyuncusu bulunan oyunda yeni çıkacak mobil oyun ile web oyununun ödülleri de birbirine bağlı olacak.

dragon-oyun

 

JumpStart’ın baş yapımcısı Lori Berget amaçlarını ‘‘Günümüz mobil uygulamaları arasında eşleştirme türünde oyunlar oldukça popüler. Ancak pek çoğu şekerler, elmaslar gibi gereksiz şeyleri eşleştirirken biz işin içine biraz daha bilim katıyoruz. Alchemy Adventure kimyayı özel bir şekilde bulmaca oyununa yedirerek oyuncuların elementler, bileşikler ve periyodik tabloyu öğrenmelerine yardımcı olacak.’ şeklinde açıkladı.

sahne_08_02Öykü Bahçesi’nden bir ekran görüntüsü

SDN Medya bünyesinde faaliyet gösteren Sakarya Teknopark’daki Ar-Ge ofisimizde bu alanda bizler de bazı çalışmalar yapıyoruz. Öykü Bahçesi adı altında okul öncesi çocuklar için değerler eğitimine  odaklanan bir uygulama olarak yayınlanmış durumda. Rahatlıkla okuyucularımıza söyleyebiliriz ki oyunlar ile eğitim çocuklar açısından çok büyük bir sektörün kapılarını işletmelere ve girişimcilere açıyor. Bu öyle bir alan ki sonu gelmez bir pazar büyüklüğünden bahsedebiliriz.

HD spor yayınları bu uyduda

0

SES, spor alanında uluslararası televizyon yayıncılığı yapan Setanta Sports ile gerçekleştirdiği işbirliğini duyurdu. Bu kapsamda Setanta Sports, SES’in 31.5 derece Doğu yörüngesindeki ASTRA 5B uydusu üzerinden iki HD spor kanalıyla yayın yapacak. Yayınlar Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan, Türkmenistan Ermenistan, Beyaz Rusya, Estonya, Gürcistan, Letonya, Litvanya ve Moldova olmak üzere 13 ülkeden izlenebilecek.

Setanta Sports ve Setanta Sports+ kanallarından yapılacak olan özel yayınlar ile İspanyol La Liga, İtalyan Serie A, Fransız Ligue 1, Avrupa ve Dünya Kupaları, İngiliz Federasyon Kupası FA Cup ve Capital One Cup gibi dünyanın önde gelen futbol karşılaşmaları verilecek. Ayrıca, Amerikan ulusal hokey ligi NHL, dövüş sporları ligi UFC, Formula 1, Fransız Top 14 Ragbi ve Dünya Boks Şampiyonası da canlı premium yayınlar olarak bu iki kanal üstünden yayınlanacak.

Setanta Sports ve Setanta Sports+ kanalları, söz konusu ülkelerin kablolu yayınları, DTH ve IPTV platformları üzerinde de mevcut.

Daha verimli Twitter için 7 onaylı formül

1

1- Resim Kullanın

Ağır bir Twitter kullanıcı olan Hubspot, Twitter ilk mesaj içi görsel özelliğini çıkardığında görselle desteklenmiş tweetler ile bazı testler yapmış ve müthiş bir sonuç almış. Hepimizin bildiği görsellerin dikkat çektiği tezini tekrar ispatlayan Hubspot, retweetler, tıklamalar ve favoriye almalarda artış görmüş ve potansiyel müşteri sayısını yüzde 55 arttırmayı başarmış.

Buffer tarafından yayınlanan başka bir araştırma da resimlerin yüzde 18 daha fazla tıklandığını, yüzde 89 daha fazla favorilere alındığını ve yüzde 150 daha fazla retweet edildiğini ortaya çıkarmış.

2- Zamanlamayı iyi ayarlayın

Tıklama kazanmanın yarısı içeriği kullanıcının karşısına doğru zamanda çıkarmaktır. Bu konuda yapılmış çalışmalardan biri olan Kissmetrics’in Science of Social Timing çalışmasında doğu ve merkezi zaman dilimlerinde görünmek üzere tweet attığınızda sizi takip edenlerin yüzde 80’ine ulaşabilirsiniz. Tıklama oranları da hafta ortası ve hafta sonu öğleden sonra 6 ve 12 saatleri arasında en üst düzeye ulaşıyor.

Sysomos’un yaptığı başka bir araştırmada sabah 3-7 saatleri arasından kaçınmak yeterli olurken, en uygun zamanın Cuma akşamları olduğu belirtiliyor. Dan Zarella’nın yaptığı araştırma da akşamları ve haftasonlarını tavsiye ediyor.

3- Tweetlerinizi öne çıkarın

Bir süredir Twitter para karşılığı tweetleri akışın en üstünde görüntülüyor. Shift firması alt markalarıyla yaptığı hedeflemeli kampanyalarında etkileşimin yüzde 34 arttığını ve etkileşim başına maliyetin yüzde 38 düştüğünü görmüş. AirBnB ise öne çıkardığı tweetlerde özel indirim kodları kullanarak etkileşimde yüzde 4 artış sağlamış.

4- Tavsiyenin gücünü kullanın

sysomos-twitter-infographic

Daha önce gördüğümüz gibi sosyal ispat ve ‘ağızdan ağıza’ pazarlama etkileşimleri arttırmak için kullanılabiliyor. İnsanlar satın almak için tavsiyelere ihtiyaç duyuyor ve bunu da en güvendikleri kişilerden almayı tercih ediyorlar. Bunun için de Twitter’ı kullanıyorlar.

Sysomos araştırmasında insanların en sık kullandığı tavsiye tümceleri araştırılmış ve sonuçlar şunlar olmuş:

  • en iyi … kim yapıyor?
  • şunu bilen var mı?
  • şunu arıyorum..

Pazarlamanızın birazını bu soruların cevabı olacak şekilde ayarlamanız şüphe yok ki faydalı olacaktır.

5- Twitter’ın tavsiyelerini dikkate alın

Twitter yakın zamanda 1.100 KOBİ ile bir araştırma yaptı. Katılımcıların yüzde 72’si Twitter’da olmanın önemli olduğunu düşünüyor. Ek olarak yeni müşteri kazanımını arttırmak için şu taktikler ortaya çıktı:

  • Twitter’ı kullanarak insanları başka bir web sitesi, blog veya bültene yönlendirme
  • Twitter’ı bir müşteri iletişim aracı gibi kullanarak etkileşimi arttırma
  • Erişimi arttırmak için reklam verme

Twitter-marketing-screenshot

6- İnsanların sizi niçin takip ettiğini anlayın

Eğer insanların Twitter hesabınızı niçin takip ettiğini bilebilirseniz bunu sağlamaya devam edebilir ve memnuniyeti arttırabilirsiniz. University of Massachusetts Dartmouth’un yaptığı araştırmaya göre milenyum neslinin markaları takip edişinin en önemli 5 sebebi şunlar:

  • Markaya destek olmak
  • Markadan güncellemeler almak
  • İndirimler kazanmak
  • Markaları araştırmak
  • Arkadaşlarının takip ettiği kişileri takip etmek

Ayrıca şunda birleşiyorlar: bir indirim kuponu vermek satışlarda artışa sebep oluyor. Araştırma aynı zamanda Twitter kullanıcılarının yüzde 66’sının hem çevrimiçi hem de çevrimdışı alışveriş yaptığını ortaya koyuyor.

7- ‘‘Twitter kartlarınızı’’ iyi oynayın

Twitter bir yıl kadar önce Lead Generation Cards adında pazarlamacıların teklifleriyle ilgilenen kullanıcılardan e-posta kaydı alabilecekleri bir araç yayınladı. Aynı zamanda Ürün Kartları ve Web Site Kartları da bulunuyor. Twitter’ın kendi araştırmasına göre bu araç tıklama başı maliyeti azaltırken URL tıklamalarını arttırıyor. Bir Webtrends araştırması kartların potansiyel müşteri bulma oranını yüzde 996 oranın arttırırken potansiyel müşteri başına maliyetin yüzde 500 oranında iyileştiğini gösterdi.

Neden yenilikçilikte başarısız oluyorsunuz?

1

Günümüzde pek çok şirket rekabette başarı için yenilikçiliğe yönelmek zorunda ancak pek çoğunun bunu başaramadığı da ortada. İnternet üzerinde ‘nasıl yenilikçi olunur’ konulu pek çok kaynak bulunmasına rağmen insanlar hala bunu başarmakta zorlanabiliyor.

Yenilikçiliğin tanımı teknik olarak ‘daha önce yapılmamış bir şeyi yapmaktır’. Pek çok şirket yenilikçiliğin gerekliliğini bildiği halde aksiyona geçmek için yeterli donanıma sahip değildir. Çoğu çalışanlarını yaratıcı olmaları için zorlayarak buna yenilikçilik der. İyi bir başlangıç olmasına rağmen kesinlikle yeterli değildir.

İnsanların yenilikçi olamamasının iki temel sebebi vardır:

1. Kişisel Konfor

Yenilikçilik risk alarak ve deneyler yaparak var olanı zorlamayı gerektirir. Çok az insan yeni bir şeyler yaratmanın risklerini almaya cüret edebilir. Çevremizi rahatlatıcı buluruz, teknolojimize aşinalığımız vardır ve bildiğimiz yolun takip etmesi kolay yol olduğunu düşünürüz. Yenilikçi ruhu taşıyan bir insanın sıradan bir insanın aksine her gün veya her hafta büyük riskler alması gerekir. Daha da önemlisi sistematik olarak alınacak en iyi riskleri araştırması lazımdır. Sıradan bir insan ise risklerden faydalanmak yerine onlardan uzak durmaya çalışır.

2. Sistemsel Normlar

Yenilikçiliği hedefliyorsanız şirketiniz için savaşmak zorundasınız. Günümüzde ise modellerin dışına çıkmak, normları reddetmek var olan teknolojiler ve gelirler ile kumar oynamak pek çok yöneticinin gözüne korkunç gelir. Yenilikçiliğe yatırım yapmak risk almayı, şirket politikalarını değiştirmeyi, ispatlanmamış fikirlere para akıtmayı, başarısız olmayı ve onlardan ders çıkarmayı göze almaktır. Ancak pek çok Ar-Ge birimi şiddetli bir yenilik yerine var olanı küçük küçük değiştirmek üzerine ilerler. Pek çok üniversitede başarılı yenilikçilik toplulukları olsa da asıl başarılı yenilikçilikler asla şirketler kadar yüksek bütçeleri olmamış kurcalayıcılar ve hayalperestler tarafından gerçekleştirilir.

Şirketler dünyada kalıcı yaratıcılık izleri bırakmak istiyorlarsa geriye doğru yürümeyi ve var olan yolları takip etmeyi bırakmalıdır. İngiliz Hava Kuvvetlerinin sözü takip etmeleri gereken yolu özetleyecek şekildedir: ‘Cüret eden, kazanır.

Storify güncellemesi grup çalışması getirdi

0

Tweetleri, fotoğrafları veya diğer sosyal medya içeriklerini bir araya getirerek bir hikaye anlatmayı olanaklı hale getiren Storify, yeni güncelleme ile önemli bir yeniliğe kavuşarak birden çok habercinin bir hikaye üzerinde beraber çalışabilmesine olanak tanımaya başladı.

Storify kullanıcıları daha önce bu problemi aynı hesaptan giriş yaparak çözüyorlardı ancak birbirlerinin çalışmaları üzerine kaydetmemek için iletişimde kalmaları gerektiğinden bu pek verimli bir yöntem değildi.

Kurucu ortak Burt Herman’ın açıklamasına göre Google Docs stili aynı anda çalışma prensibi ile Storify çoklu kullanıcı destekler hali getirildi. Bazı editörlerin erken test aşamasında Ferguson, Missiouri ve Hong Kong olayları hikayelerinde test ettikleri yeni versiyon gerçek zamanlı güncellemeler isteyen bir hikayede bir editörün bir kaynağa, diğerinin diğer kaynağa konsantre olmasına yardımcı olabilecek.

storify-collaborators-createas

Storify, yeni içerik tasarımında Google Docs’ta olduğu gibi kimin hikayenin neresinde çalıştığını gerçek zamanlı olarak gösterebiliyor. Farklı kişiler için farklı renklerin kullanıldığı ara yüz Herman’ın açıklamasına göre Google Docs’tan daha iyi çünkü sadece yazı bazlı değil tüm medya türleri ile çalışılabiliyor.

Yeni özellik daha önce Storify VIP olarak bilinen Storify Enterprise hesaplarında aktif olacak. Storify Enterprise’ın ilk müşterileri ise The Wall Street Journal ve The Globe and Mail olmuş.

Özellikle tüketicilere hikâyeler ile anlatımlar sunmak isteyen ve bunu yaparken web içeriklerini kullanan işletmeler için bu özellik faydalı bir araç sağlayacak. Sosyal ve dijital dünyada varlığını pekiştirmek isteyenlere tavsiye ediyoruz.

Cisco yarı yıl raporunu açıkladı

0

Cisco, Türkiye’nin dinamik ve giderek genişleyen “tehdit haritası”nın en zayıf halkalarını ortaya koyan 2014 Yarıyıl Güvenlik Raporu’nu yayınladı. Rapora göre, Türkiye’deki jeopolitik olaylar sanal dünyada yeni trendler yaratarak, bölgede faaliyet gösteren kurumlar, bireyler ve hükümetler için risk ortamını körüklüyor.

Yakın geçmişte yaşanan kuraklık, sel ve toplumsal çalkantılar, Türkiye’nin çevresindeki Avrupa, Ortadoğu, Afrika ve Rusya (EMEAR) bölgesinde arz ve altyapıyı etkilerken; 2014 için ilk yarısında kötü amaçlı yazılımlarla karşılaşma riski en yüksek olan dikey endüstriler, tarım,  madencilik, ulaştırma, gemicilik, yiyecek-içecek, kamu ile medya ve yayıncılık olarak belirlendi. EMEAR bölgesinde en çok yiyecek ve içecek endüstrisinde kötü amaçlı yazılımlarla karşılaşıldı.

DNS sorguları, exploit kitler (istismar kitleri), amplifikasyon saldırıları, satış noktası (POS) sistemi açıkları, zararlı reklamlar, fidye yazılımlar (ransomware), şifreleme protokollerine sızmalar, sosyal mühendislik ve “hayati olay” spam’ler gibi yöntemleri kullanan saldırganlar, güncelliğini yitirmiş yazılımlar, kötü kodlar, elden çıkarılmış dijital aygıtlar ve kullanıcı hataları gibi “zayıf halkalar”dan faydalanıyor.

Rapora göre ayrıca, yaygın olarak görülen, sinsi ve etkili tehditleri göz ardı ederek yalnızca öne çıkan açıklara odaklanan kurumlar, büyük risk altına giriyor. Güvenlik ekipleri, göz önünde olan, Heartbleed benzeri tehditlere odaklanırken; saldırganlar, düşük profilli uygulamalara ve zayıf noktaları bilinen altyapılara yönelik saldırılarını artırarak amaçlarına ulaşıyor.

 Araştırma kapsamında dünya çapında 16 büyük çokuluslu kuruluş incelendi:

2013 itibariyle 4 trilyon Amerikan doları ve üzerinde varlık yöneten ve 300 milyar doları aşkın gelire sahip kuruluşları mercek altına alan araştırma, işletmelerin kötü amaçlı trafiğe maruz kalmalarıyla ile ilgili üç güçlü tez ortaya koydu:

 

  • “Tarayıcı kullanıcıları” saldırıları işletmeler için risk oluşturuyor: 2014’te müşteri ağlarının yaklaşık yüzde 94’ü, kötü amaçlı yazılım içeren sitelerle bağlantı içinde.
  • Botnet ‘saklambaç’ı: Ağların yaklaşık yüzde 70’inin Dinamik DNS Domain’leri için DNS sorgusu oluşturduğu gözlemlendi. Bu, ağların yanlış kullanıldığına ya da tespit edilmemek/kara listeye alınmamak için botnetler kullanılarak, DDNS yoluyla IP değiştirildiğine işaret ediyor.
  • Çalıntı bilginin şifrelenmesi: 2014 yılında müşteri ağlarının yaklaşık yüzde 44’ünün, şifreli kanal hizmetleri sağlayan site ve domain’lere DNS sorgusu sunduğu gözlemlendi. Saldırganlar tarafından, şifreli kanal hizmetleri, VPN, SSH, SFTP, FTP ve FTPS’ler tarafından tespit edilmemek amacıyla kullanılıyor.

 

  • Popüler Blackhole Exploit Kit’in yazarının geçtiğimiz yıl hapis cezasına çarptırılmasıyla exploit (istismar) kitlerinde yüzde 87 oranında azalma görüldüğünü ortaya koyan araştırmaya göre. 2014’ün ilk yarısında üretilen exploit kitlerinin birçoğunun Blackhole’un yerini doldurmaya çalışıyor fakat henüz hiçbir kit öne çıkmayı başaramadı.

 

  • Java, kötü niyetli kullanıcıların en çok istismar ettiği program olma özelliğini sürdürdü. Cisco güvenlik araştırmacıları, Java’ya dair suistimallerin, Mayıs 2014 itibariyle, tüm göstergeler göz önüne alındığında yüzde 93’e ulaştığını ortaya koydu. Cisco 2014 Yıllık Güvenlik Raporu verilerine göre bu oran, Kasım 2013’te ulaştığı yüzde 91 seviyesinin de üzerinde.
  • Dikey pazarlarda kötü amaçlı yazılım oranında beklenmeyen artış gözlemlendi. 2014’ün ilk yarısında, kötü amaçlı yazılım riskinin en yüksek oluğu üç dikey pazar medya ve yayıncılık, ilaç ve kimyasal ile havacılık sektörleri.

 

Global yarı iletken satışları rekor kırıyor

1

Dünyanın lider teknoloji araştırma ve danışmanlık şirketi Gartner’e göre yarı iletken satışları 2014 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki çeyrekteki yüzde 6,7 tahmininin üzerine çıkarak rekor kırdı. Gartner araştırma ekibinin başındaki isim Jon Erensen, bu artışa tatil dönemi için üretilen elektronik ürünlerin katkısının büyük olduğunu belirterek; ‘‘Düşük maliyetli tabletlerden üst seviye akıllı telefonlara kadar birçok ürün için hazır olun. iPhone 6 ve iPhone 6 Plus için talep oldukça güçlüydü ama tatil için planlanan diğer cihazlar için kaygı duyuluyor’’ şeklinde konuştu.

Gartner, tatil sezonunda bazı ürünlerin satmayabileceğini düşünse de 2014 yılı için iyimser olarak akıllı telefonların üretimlerinin yüzde 27, küçük bilgisayarların üretimlerinin ise yüzde 18,9 büyüyeceğini tahmin ediyor. Yarı iletken piyasasında ilk çeyrekteki yüksek envanter endişe uyandırmasıyla birlikte 2015 yılında yüzde 5,8 büyümesi bekleniyor.

Yarı iletkenler içinde en çok kullanılan ürünlerden olan DRAM bellekler, yüzde 26,3 kar artışı ve 2014 yılı için 44,1 milyar dolarlık hacme ulaşması tahminleri ile yarı iletkenlerin zirvesinde bulunuyor. Büyük arz talep dalgalanmaları yüzünden ani yükseliş ve düşüş döngüsüne devam eden ürün için Gartner 2016 yılında üretim fazlalığı ile karşılaşılacağını ve kârın yüzde 25,5 oranında düşeceğini tahmin ediyor.

Büyük veri ile nasıl büyük başarı elde edilir?

1

Büyük veriye yatırım ve sonuçları ile alakalı, Accenture tarafından, gerçekleştirilen bir araştırma çalışmasına göre, araştırmaya katılan şirketlerin;

  • Yüzde 92’si işin sonucundan tam olarak memnun
  • Yüzde 94’ü uygularken kullandıkları yöntemlerin işlerini gördüğünü belirtiyor.

Ne için büyük veriyi kullandıkları sorulduğunda;

  • Yüzde 89’u dijitale geçiş sürecinde büyük verinin çok önemli olduğunu düşündüklerini,
  • Yüzde 58’i ise rekabeti devam ettirmek için kullandıklarını söylüyor.

Kullanıcıların;

  • Yüzde 94’ü büyük veriyi yeni kâr kaynakları bulmak için,
  • Yüzde 89’u ise yeni ürün ve hizmet geliştirmek için kullanıyor.

Bunları yaparken de;

  • Yüzde 51 güvenlik alanında
  • Yüzde 47 bütçe alanında
  • Yüzde 41 geliştirici yetenek bulma alanında
  • Yüzde 37 uygulayıcı yetenek bulma alanında
  • Yüzde 35 ise var olan sistemlerle entegrasyon alanında zorluk çektiklerini belirtiyorlar.

Bu zorlukları aşmak için;

  • Yüzde 54’ü şirket içi eğitim yöntemini,
  • Yüzde 50’si üretici seminerlerini,
  • Yüzde 49’u serbest araştırma yöntemini
  • Yüzde 45’i ise şirket içi seminer ve sosyalleşme yöntemini kullanmış.

Ve;

  • Yüzde 95’i aralarında danışman, sözleşmeli personel ve teknoloji üreticisinin kaynakları dahil birden fazla kaynak kullanmış.
  • Yüzde 91’i veri bilimi uzmanlığını arttırmayı hedefliyor.

Ek olarak büyük şirketlerdeki kullanıcıların yüzde 58’i, küçük şirketlerdeki kullanıcıların ise yüzde 32’si büyük verinin kullanımının getirdiği sonuçlardan memnun.

Büyük şirketlerin yüzde 54’ü sosyal medya verisi kullanırken, küçük şirketlerde bu oran yüzde 29. Büyük şirketlerde görselleştirme verisi kullanımı oranı yüzde 50 iken küçük şirketler yüzde 29 oranında kullanıyor. Büyük şirketlerin yüzde 49’u yapısız veri kullanırken küçük şirketlerin yüzde 36’sı yapısız veri kullanıyor.

Kullanıcıların yüzde 89’u büyük verinin aynı internet gibi iş dünyasından devrim yapacağını düşünüyor.

Önümüzdeki 5 sene içinde kullanıcıların:

  • Yüzde 63’ü müşteri ilişkileri alanında
  • Yüzde 56’sı operasyonların değişmesinde
  • Yüzde 58’i ise ürün geliştirme safhasında en büyük devrimin gerçekleşeceğini düşünüyor.

Bu araştırmaya ait Infografiği aşağıda bulabilirsiniz.

Accenture-Big-Data-Research-Infographic

Siber avcılar av oldu

0

EMC’nin güvenlik birimi RSA, işletmelerin tehditleri veri kaybı gerçekleşmeden tespit etmelerine yardımcı olmak için tasarlanmış bir dizi entegre teknoloji ve hizmetten oluşan RSA Advanced Security Operations Center (SOC) – Gelişmiş Güvenlik Operasyonları Merkezi Çözümü (SOC)’u tanıttı.

Bulut bilişim, sosyal ağlar, Büyük Veri ve mobil bilgi-işlem gibi BT yenilikleri, işletmelerin ilerlemelerine yardımcı olsa da aynı zamanda siber suçluların eski ve güncel güvenlik sistem ve araçlarını aşarak, siber saldırılarda bulunabilmeleri için fırsat yaratıyor. Gelişmiş Güvenlik Operasyonları Merkezi Çözümü, güvenlik verileri ve etkinlik yönetimi ile birlikte, tüm paket analizi ve adli bilişim soruşturması uç nokta tehdit tespit becerilerini bir araya getiren güvenlik ekiplerinin, bağımsız ve kayıt (log) odaklı çalışabilmesi için tasarlandı. Ek olarak antivirüs programları, güvenlik duvarları ve atak önleme sistemleri gibi, geleneksel “sınıra dayalı” güvenlik araçları tarafından fark edilmeyen saldırıları da hızla tespit etmelerine yardımcı olacak bir mimariye sahip.

RSA Security Analytics, RSA ECAT ve RSA  Archer Security Operations Management gibi teknolojilerle RSA Advanced Cyber Defense Practice gibi eğitim ve hizmetleri entegre eden RSA’nın yeni gelişmiş SOC çözümü, uyumluluk ve güvenlikle ilgili gerekli özellikleri tek bir platform içinde sunuyor ve güvenlik ekiplerinin işletmelerini olumsuz etkileyebilecek en gelişmiş saldırıları dahi etkin biçimde tespit ederek, gereken müdahalede bulunmalarına olanak tanıyor.

RSA’nın “Gelişmiş SOC Çözümü”, güvenlikle ilgili olayların zamanında tespit edilmesini ve güvenlik analistlerinin; şüpheli durumların belirlenmesi sürecinden, derinlemesine araştırma sürecine geçişlerinde yönlendirilmesine yardımcı olacak ağ verileri, sistem verileri ve uç nokta verilerini toplamak üzere tasarlandı. Çözüm aynı zamanda güvenlikle ilgili sorunun içeriğini ve kapsamını anlamaya da yardımcı oluyor. 400’den fazla ağ ve kayıt (log) ayrıştırıcısı, her bir kaydın ve ağ oturumunun süre analizini yaparak, kilit önem taşıyan tehdit göstergelerini tanımlıyor ve güvenlik analistlerini en önemli sorunlara yönlendirmek için metaveriyi ayıklıyor. Öncelik verilmiş araştırmalar ve analistlerin iş akışları, kaynaklardan maksimum yararlanılmasına yardımcı oluyor ve güvenlik ekiplerinin en yüksek riskleri ve tehditleri hızlı bir şekilde tespit edip ortadan kaldırmalarını sağlıyor.

RSA’nın Gelişmiş SOC Çözümü 250’den fazla etkinlik kaynağını toplayarak, öğelerine ayırarak; ezber bozan 275’ten fazla korelasyon kuralını ve güncel direktifleri takip etmek için de yaklaşık 100 rapor şablonunu kullanarak, SIEM’in işlevlerinde yeni bir pazar standardı oluşturuyor. Tüm veri kaynaklarına yayılan kümelenmiş uyarı sistemleri içeren, sisteme özgü vakalara yanıt verme özellikleri, araştırmaların daha hızlı yapılmasını mümkün kılıyor. Kayıtlardan çok daha fazla görünürlük sağlayan RSA’nın Gelişmiş SOC Çözümü ağ veri paketleri, NetFlow ve uç nokta verileri arasında ilişki kurmak ve bu şekilde bağımsız SIEM’den çok daha fazla görünürlük sunmak için tasarlandı. Bu da kör noktaları ortadan kaldırmaya ve uyumlulukla ilgili mevzuatlara bağlı kalmak koşuluyla tehditlerin daha hızlı ortadan kaldırılmasına yardımcı oluyor.

RSA ECAT’ın çözüm yelpazesine eklenmesi, güvenlik ekiplerinin geleneksel antivirüs teknolojilerinin yakalayamadığı kötü amaçlı yazılımları ve diğer tehditleri açığa çıkarmalarını mümkün kılıyor. Yeni çözüm, uç noktada şüpheli işlemleri analiz edip, hızlıca araştırmak ve herhangi bir kötü amaçlı yazılımın işletmenin sistemine ne denli yayıldığını kolayca belirlemek için tasarlandı. Kötü amaçlı yazılım ve tehditlerin tespiti, otomatik ve gerçek zamanlı olarak, imza gerektirmeden gerçekleşiyor.

RSA’nın Gelişmiş SOC Çözümü işletmenin mevcut ihtiyaçlarına ve kaynaklarına göre ölçeklenir büyümeyi mümkün kılıyor. Aynı zamanda da işletmelerin gelecekteki gereksinimlerine yanıt vermek için bir platform oluşturmalarına yardımcı oluyor. İster komple haliyle sisteme kurulsun, ister sistemdeki mevcut araçlara ilave olarak kurulsun, çözüm, işletmelerin mevcut güvenlik uygulamalarını en gelişmiş tehditlere karşı dahi anında savaşabilecek şekilde geliştirmelerine yardımcı olmak için tasarlandı.

TechInside Podcast – Bölüm 11

0

[soundcloud url=”https://api.soundcloud.com/tracks/171495020″ params=”auto_play=false&hide_related=true&show_comments=false&show_user=true&show_reposts=false&visual=false” width=”100%” height=”100″ iframe=”true” /]

Bu hafta ele aldığımız başlıklar;

2015 yılında ücretsiz internet erişimi gerçek olabilir
Apple’da çalışan olmanın iç yüzü
Bill Gates: “Apple Pay fantastik bir fikir!”
Qualcomm yapay zekâyı telefonlara getirecek
Nesnelerin İnterneti için özel işletim sistemi

iTunes üzerinde Podcast yayınlarımıza buradan abone olabilirsiniz.

İnternete bağlanamayan 4,4 milyar insan var

1

120 sayfalık detaylı bir McKinsey & Company araştırması dünyadaki internet penetrasyonu hakkında sürpriz bilgiler içeriyor. Rapora göre 3,2 milyarı sadece 20 şehirde yaşayan dünya çapında 4,4 milyar insanın internet erişimi bulunmuyor.

Hindistan bu sayının neredeyse çeyreğini oluştururken Çin’de 730 milyon, Endonezya’da 210 milyon, Bangladeş’te 150 milyon, Brezilya’da neredeyse 100 milyon, hatta Amerika Birleşik Devletleri’nde bile tam 50 milyon (bu sayı bazılarına göre gönüllü olarak internete bağlanmayanlardan oluşuyor) çevrimdışı insan bulunuyor.

raporİnternet bağlantısı olmayan insanların nüfus dağılımları haritası

Ancak büyüklüğe göre oranlarsak bazı ülkelerin neredeyse hiç internet penetrasyonu olmadığı görülüyor. Myanmar’ın yüzde 99,5’i, Etiyopya’nın neredeyse yüzde 98’i, Tanzanya’nın yüzde 95’inden fazlası ve Kongo’nun da yüzde 95’e yakını internetten yoksun.

Dünyanın çevrimdışı popülasyonunun büyük bir kısmı zaten fakir olan kırsal kesimlerde yaşıyor. Örnek olarak Hindistan’da yüzde 45’lik bir kesimin elektrik bağlantısı bile olmadığından internete sıra gelmeden liste dışı kalıyor.

Araştırma aynı zamanda internete bağlı olmayan 900 milyon insanın da eğitimden yoksun olduğunu ortaya çıkarmış. Ayrıca internete bağlı olmayan kesimin yüzde 80’inden fazlası da 55 yaşından daha genç.

Bu 4,4 milyar insanın ekonomik ve sınıfsal bariyerler ortadan kalktıkça yavaş yavaş internete sahip olacağı kesin ancak günümüzde aralarında Google CEO’su Eric Schmidt’in de olduğu pek çok kişinin belirttiği gibi internet henüz küreselleşmiş değil.

raporÜlkelerin internet erişim kolaylık sıralaması (yüksek puanlar daha kolay erişiyor)

Türkiye açısından durum

Akami küresel genişbant raporunda ülkemizin sıkıntılar yaşadığını daha önce ele almıştık. McKinsey & Company raporuna göre Türkiye’de internet erişimi olmayan 40 milyon kişi yaşıyor. Öte yandan küresel internet erişim kolaylık sıralamasında (yukarıdaki tablo) çok aşağılarda olmayışımız bizi nispeten sevindiren bir unsur, elbette bu haritada tüm ülkelerin değil ama küresel olarak takip edilen ve ana gösterge niteliğinde olan ülkelerin yer aldığının altını çizmek lazım.

Günün sonunda rakamlara sadece olumlu yönden bakarak değil tam aksi yönden de bakarak (bardağın boş tarafına odaklanarak) bulunduğumuz noktayı, önümüzdeki engelleri ve elbette bu durumun oluşturduğu fırsatları iyi analiz edebilmeliyiz.

Kliksa’dan 10 milyon dolarlık yatırım

0
Sabancı Topluluğu’nun online alışveriş platformu Kliksa, dijital geleceğe yönelik dünya standartlarında bir e-ticaret platformu oluşturmak ve alıcılar ile satıcıların elektronik ortamda bir araya gelmesini sağlayan “Pazar Yeri” (Marketplace) iş modelini kurmak amacıyla, 10 milyon dolarlık teknoloji yatırımı yapacak.
Kliksa, yeni yatırım sayesinde altyapısını, e-ticaret kullanıcılarının ve tedarikçilerin daha hızlı ve esnek işlem yapabilecekleri ve tüketicilerin daha geniş ürün seçeneklerine ulaşabilecekleri standartta dönüştürecek. Sistem geliştirme, entegrasyon ve proje yönetimi alanlarında Bimsa ve Accenture Türkiye ile çalışacak kliksa.com, proje süresince, SAP/Hybris ve Mirakl gibi iş ortaklarıyla da çalışmalar yürütecek.

Satış sonrası destek, müşteri memnuniyeti ve hizmet odaklılık amaçları doğrultusunda, 5 yılda e-ticaret sektörünün lideri olmayı hedefleyen Kliksa’nın Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan ise dijital geleceğe yönelik yatırımın ardından, kullanıcıların ve tedarikçilerin dünya standartlarında bir e-ticaret platformuna kavuşacağını ifade etti. Safkan, “Kullanıcılarımızın ve tedarikçilerimizin çeşitlenen ihtiyaçlarına her açıdan cevap verebilecek altyapıya sahip olmak, farklılaşma noktalarımızdan biri daha olacak. Gelecek dönemlerde de, e-ticaret sektörünün büyümesine ve kullanıcılarımızın daha hızlı ve esnek platformlar üzerinden alışveriş yapmalarına olanak sağlayacak yeniliklerimiz ve yatırımlarımız sürecek.” dedi.

Türkiye’nin genişbant açmazı biter mi?

8

Akamai, 2014 yılının ikinci çeyreğinde yaptığı “State of Internet” isimli araştırmasında ülkeleri internet hızlarına göre sıraladı. ABD ortalama hızını ilk çeyreğe göre 10,5 Mbps’den 11,4 Mbps’ye çıkarmasına rağmen 14. sıraya düşerken, Romanya, Danimarka ve Norveç onun önünde yer aldılar. Listede Güney Kore 24,6 Mbps ile birinci, Hong Kong 15,7 Mbps ile ikinci, İsviçre ise 14,9 Mbps ile üçüncü durumda bulunuyor.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) yayınladığı 2014 2. çeyrek verilerine göre Türkiye’de şu anda 37 milyon civarında genişbant internet abonesi bulunmakta. Bu bağlantıların 27 milyon tanesini mobil 3G aboneleri oluştururken geri kalan 10 milyon abone ise xDSL, Fiber, Kablo ve diğer yöntemler ile genişbant internet erişimi sağlıyorlar.

Broadband-Connection

Akamai’nin raporuna geri döndüğümüzde ise Türkiye’nin ortalama 5,5 Mbps genişbant bağlantı hızı ile dünya sırlamasında 53. konumda olduğunu görüyoruz. Türkiye’deki internet kullanıcılarının sadece yüzde 5,1’i 10 Mbps üstü erişime sahipken, 15 Mbps üstünde genişbant kullanıcılarının oranı ise sadece yüzde 1,6 oranında kalıyor.

BTK’nın verilerine göre Türkiye’de yüzde 78,42 pazar payı ile TTNET en büyük işletmeci konumunda. TTNET’i yüzde 13,41 ile Turkcell Superonline takip ediyor.

broadband-network-cable-ethernet

Günün sonunda Türkiye’de küresel arenada ciddi anlamda genişbant ile alakalı bir sorunun olduğunu görebiliyoruz zira 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisinden birisi olma hedefi ile hareket ederken artık küresel başarı sıralamasındaki en büyük çarpanlardan biri haline gelen genişbant sıralamasında dünyada 53. sırada olmamızı açıklayabilecek bir mantığı ortaya koymak mümkün değil.

Peki, Türkiye’nin genişbant açmazındaki problemi nedir?

Öncelikle altyapı ile alakalı pazarda oluşan rantın piyasayı bir kaosa sürüklediğini söyleyebiliriz. Uzun yıllardır fiber konusunda işletmelerin önü maalesef açılmadı, açılamadı. Fiberi bir köşeye koyalım eğer bir ülkedeki 37 milyon genişbant abonenin 27 milyon tanesi sınırlı, limitli ve yüksek ücretlendirmeler ile tüketiciye ulaşan GSM mobil ağlar (3G servisi) üzerinden sağlanmışsa gerçekten birilerinin elini şakağına atıp düşünmesi gerekiyor.

Ofisimiz 4. Levent gibi İstanbul’un tam merkezinde bir noktada. Bulunduğumuz sokak, elektrik, su, doğalgaz ve kaldırım yenileme işlemleri için defalarca kazılırken hâlâ fiber erişimin sağlanamamış olması kabul edilebilir bir durum değil.

Mevcut internet bağlantılarını sadece kaçak film ve müzik indirme algısı üzerine inşa ederek adil kullanım kotası (AKN) adı altında kullanıcıların 100 Mbitlere varan hızlarını ayın ortasında 1-3 Mbit arasındaki hızlara düşürüyorsak bu ülkede genişbant erişimin olduğunu söylemek kocaman bir yalandan başka bir şey olmayacaktır.

626754-internet-cut

Bir diğer konu ise Upload hızları. En yüksek upload hızının 2 Mbit olduğu ve simetrik kurumsal tarifeler için işletmelerin ödemek zorunda kaldığı rakamlar göz önüne alındığında ülkemizdeki teknolojiye dayanan girişimci ekosisteminin büyümesini beklemek, buzdolabında sıcak su aramaya benziyor maalesef.

Çözüm?

Acilen Türkiye’de genişbant internet erişimi üzerindeki hız limitleri kaldırılmalı, upload hızlarının simetrik olarak sağlandığı kurumsal tarifelerin de maliyetlerini aşağı çekecek şekilde tüm download/upload oranları 1/2 veya 1/1 şekline dönüştürülmesi bir devlet politikasına dönüştürülmelidir.

Fiber altyapı için pazarda belli yüzdelere sahip işletmelerin abone rakamlarını DSL’e alternatif hale getirecek şekilde düzenlemeleri için zorunluluklar getirilmeli ve 4G teknolojisi için Türkiye söylemlerin ötesine geçerek uygulamaya geçmelidir.

Uzay dedektifliği dönemine hoş geldiniz

1

İkisi de University Colloge London’dan olan uydu görüntüleme uzmanı Raymond Harris ve uzay avukatı Raymond Purdy dünyanın ilk uzay dedektiflik bürosu olan Air & Space Evidence Ltd of London’u kurdular. Artık bahçenize kimin çöp döktüğünü öğrenmek veya bahçeli evinizde komşularınız ile sınır problemlerini çözmek çok daha kolay.

Amaç: Uzaydan görüntüleme ile insanların mahkemelerde kullanabilecekleri deliller üretmek

İkili uzaydan görüntüleme ve dünyayı gözetleme alanındaki kanunlar üzerine deneyimlerini birleştirerek insanların mahkemelerde kullanabilecekleri deliller üretmeyi hedefliyor. Herkesin sorunlarını çözmede uzaydan görüntüleme tekniklerini kullanabilmelerini hedeflediklerini belirten Harris, bunun bir ev inceletmekten daha pahalı olmadığını vurguluyor.

google-maps

Google Maps ve Bing görüntüleri delil olarak kullanılamıyor

Davalarda kullanılmak üzere Google Maps veya Bing haritalarından alınan görüntülerin kullanılmasının mümkün olmadığını belirten ikili, mahkemelerin görüntülerin güvenilirliğine emin olamadıkları için birçok davanın düştüğünü söylüyor. Doğru resmi bulmak devasa uydu görüntüleri veri tabanına dalmak demek olduğu için pek çok avukat bunu doğru şekilde yapamıyor. Ayrıca görüntülerin değiştirilmiş olma ihtimalinin de bulunduğunu belirten Harris, bu sorunu aşmanın yolunu da bildiklerini söylüyor.

Harris ve Purdy, delil olarak daha yüksek çözünürlüklü fotoğraf gerektiğinde hava araçlarıyla sağlanan görüntülerden yararlanmak için gerekli izinleri almayı planlıyorlar. İhtiyaçları olan uydu görüntüleri veri tabanı için de daha önceden de deneyimlerinin bulunduğu Digital Globe of Longmont’u kullanacaklar.

space-satellite-maps

Geride kalan on yıllarda uydu görüntülerine ve haritalarına ancak çok yüksek bedeller ile erişilebilirken artık bunların neredeyse günlük hayatın normal bir parçası haline gelmesi yenilikçi iş alanları oluşturuyor. Bu alanlardan birisi olan dedektiflik ise bu alanlardan sadece popüler ve magazinsel değer taşıyan bir tanesi. Öte yandan pek çok konum tabanlı yenilikçi iş fikri hâlâ kendilerini bulacak girişimcileri beklemekte.

Gelecekte ofisler sınırlanmayan alanlar olacak

1

Esnek Yönetici Kulübü: Gelecek yıllarda Orta Doğu ve Türkiye’de çalışma alanları artık hiyerarşik düzenin ve sürtünmenin olmadığı, mekânlarla sınırlanmayan alanlar olacak

Şu anda çalışma hayatımız amansız bir değişim noktasında. Teknolojiler bizim geleneksel çalışma modellerimizi mahvetti. Öyle ki “ofis” terimi yakında eski olarak algılanacak. Mobil cihazlar dışındaki tüm aletlerin yok olacağı esnek ve işbirlikçi çevre yeni çalışma alanı olacak.

Böylesi değişiklikler, devingenliği iş ve özel yaşamının merkezine koyan ve #GenMobile olarak adlandırılan yeni nesil çalışanlar tarafından düzenleniyor. Bu çalışanlar dünyanın da kendileri gibi yerel, atak, sosyal ve sivil haberdarlığın yanı sıra işbirlikçi ve yaratıcılık konusunda çalışmasını umuyorlar. #GenMobile çalışanları kendilerini yenilikçi olarak görüyorlar ve patronlarının da kendilerini öyle görmelerini umuyorlar. 9 – 5 saatleri arasındaki iş yerine, buluta bağlanabildikleri her yerde ve her zaman çalışmak istiyorlar.

Eğer #GenMobile çalışanları bir ofise ihtiyaç duymuyorlarsa neye ihtiyaçları var? The Future Laboratory ile sezgisel danışmanlık yaparak, dünyadaki ve hatta hiç kuşkusuz Orta Doğu’daki yarının çalışma alanlarını şekillendirecek bazı temel trendleri saptamaktayız:

İş ve serbest zamanın karışımı

Daha düne kadar, hiyerarşik olmayan ve işbirlikçi çalışma alanları sadece Google gibi teknoloji devlerinin rezervindeydi. Ama her yerde bulunabilen mobil cihazlar, yüksek hızlı Wi-Fi ve bulut bilişim sağ olsun. İş ve serbest zamanın birleşmesi çalışma günümüzü nasıl düzenleyeceğimize dair bizi düşündüren bir kıvılcımdı. Şirketler pek de göze çarpmayan toplum mühendisliğini sahiplenerek “tatlı kaza köşeleri” ve “şans eseri karşılaşma koridorları” yarattı. Çünkü insanlar artık fiş ya da kabloyla uğraşmak zorunda değillerdi.

Şirketler de serbest zaman aktivitesi olarak görünen daha fazla işler yaparak daha fazla verimli personel elde etmeyi amaçlıyorlar. Örneğin Adobe’a bakalım. Toplantı odalarını

Amerikan tarzı yemek masalarından esinlenerek tasarlamıştır. Serbest zamanın verdiği memnuniyeti çağrıştırmasından dolayı, insanların yoğun çalışmak yerine yemek yerken fikir üretebildiklerini ve daha iyi çalıştıklarını fark etmişlerdir.

Sürtünmesiz ofis alanı

Eğer #GenMobile çalışanları iş ve serbest zaman uğraşını bir alanda toplayarak bir standardı yakalarsa, işte o zaman iş gücü yapısının da değişmesi sürpriz olmayacaktır.

CitizenM’den Impact Hub Westminister’a kadar “sürtünmesiz fuaye” markaları açık masaları, konuşmaları ve etkinlikleri ile departman ve merkezden çok kasaba ve halk gibi çalışmaktadırlar. İşverenlerin rekabet yerine işbirliği, zaman kaybı yerine verimliliği ve engellemek yerine buluşu destekleyen yeni denemeleri kullanmalarıyla işçi merkezli bir çalışma modeli görmekteyiz.

Çarkın en ufak dişlisi olmanıza rağmen diyebilirsiniz ki biz artık “bulut işbirlikçileriyiz”. Artık bir işi yapmak zorunda olduğumuz için çalışmıyoruz; bu işi yaparken eğlendiğimiz için çalışıyoruz.  Eğlencenin bu kısmı baskıcı hiyerarşinin olmaması gerçeğinden gelmektedir. İşte şimdi biz “Esnek Yöneticiyiz”. Tam zamanlı rolüyle, ürünü tasarlamak, markayı piyasaya sürmek ya da başlangıcı düzenlemek için denklikleri bir araya getirerek geçici işlerde çalışabiliriz. Görev tamamlanınca da başka bir göreve geçeriz. Her şey çok hızlı burada, ödüller çabuk gelir ve iş asla bayatlamaz.

Her şey her yerde çağı aydınlanıyor

Ofis olayların olduğu alandı, fakat sen işçi, tüm işleri yapmak zorundaydın. İnternet her şeyi değiştiriyor. Yazar Adam Greenfield’in her şey her yerde sözünden yola çıkarsak, tüm elektronik eşyaların internete bağlanmasıyla her şey her yerde çağı bize çok yakın.

Önsezili cihazlar birbiri ile iletişime geçerek çalışma hayatımızın kusursuz ilerlemesini sağlamakta ve işle ilgili pek çok angaryadan da bizi kurtarmaktadır.

Sürekli temel ancak küçük görevlerle o kadar ilgileniyoruz ki, yaratıcı fikirler için zaman olmadığı yönünde şikâyetler var. Bir cihaz düşünün ki, sizin arkanızdan otomatik olarak kapınızı kapatıyor, arabanızı çalıştırıyor, sizin kafeye doğru gittiğinizi anlayınca sizin için latte ısmarlıyor, siz trafikte kalınca otomatik olarak sizin toplantıya geç geleceğinizi iletiyor iş arkadaşlarınıza. Nesnelerin interneti bizim amaçlarımızı sezecek, bizim davranışlarımızı öğrenecek ve sonra bizim için önemli olan fikirlere konsantre olabileceğimiz mükemmel atmosferi yaratacak.

Kişisel bilgi ekonomisi

Konuştuğumuz her şeyin merkezinde yer alan tek şey, veridir. Giderek iş dünyasındaki en değerli meta ve herkes onu elde etmek istiyor. Gözüyoruz ki şirketler bu ürünü tüketici davranışlarını önceden bilmek için kullanıyorlar ve verimliliğini arttırmak için iş arkadaşlarından, müşterilerden ve hatta rakiplerinden ürün topluyorlar.

Gizlilik olayı eskimeye yüz tutmasına rağmen, yeni şirketlerin sizin bilgilerinizi depolayarak ve şirketlerin ulaşmasını engelleyerek veri yöneticiliğine odaklandığını görüyoruz.

Pekala, nerede çalışacaksın?

Gelecekteki çalışma alanları ofis ortamından çok, markaların birbirlerinin yenilik ve verimliliklerini kullanarak işbirliği içinde çalıştığı çok amaçlı daire ya da serbest zaman parkı gibi olacak. Alanlarımızı paylaşarak, fikirlerimizi de paylaşacağız ve böylece daha iyisini yaratmış olacağız.

Araştırmalarımız gösteriyor ki şirketlerin sadece yüzde 14’ü evrensel olarak işbirlikçi çalışma şeklini hayata geçirmektedir. Fakat bu dönüşüm hızlandığında, IT Tüm Wireless Çalışma Alanlarının sürtünmesiz ofis ortamına geçişini sağlamak için hazır olmalıdır.

Bu teknoloji, tel, kablo ve masaüstü gibi bizi bedensel olarak sınırlayan tüm isteklerden arındıracak. Böylece, şirketler ve kurumlar daha kültürlü, daha sanatsal ve daha sosyal olacağı için daha insani olacaktır. Teknolojinin bizi esir edeceğini düşünmüştük ancak gerçekte bizi daha serbest bırakmakta.