Google Translate için büyük hamle

1
translateGoogle Translate, dijitalleşen dünyada insanların birbirini daha rahat anlaması için önemli bir servis. Her ne kadar Türkçe çevirileri şimdilik “Tarzanca” gibi olsa da hiç dil bilmeyen birinin, yabancı dildeki bir web sayfasında, bir metinde neler anlatıldığını anlamasına yardımcı olduğu da açık. Üstelik, Türkçe için henüz çok düzgün bir çeviri dili kullanmıyor olsa da İngilizce-Almanca-Fransızca-Çince-Rusça gibi yaygın diller arasındaki çevirilerin çok daha başarılı olduğu biliniyor. Dolayısıyla, bu dillerden birini bile bilmek, diğer dillerdeki metinleri de anlamak için yeterli oluyor. Google şimdi bu başarılı tercüme servisini Android Marshmallow sürümünün içine gömmeye hazırlanıyor. Bu da şu anlama geliyor: Artık uygulamalar, Google Translate’i otomatik olarak kullanabilecekler. Eğer yüklediğiniz uygulama Türkçe desteği sunmuyorsa ve arayüz dilini anlamakta zorluk çekiyorsanız, uygulamanın Google Translate desteği sayesinde metinleri anladığınız dile çevirmeniz mümkün olacak. Örneğin, Çin’e yapacağınız bir ziyaret için otel seçimi yaparken Trip Advisor uygulamsındaki Çince veya başk dildeki kullanıcı tavsiyelerini de okumanız mümkün olacak.

HP OpenSwitch topluluğunu duyurdu

1
openswitchDaima açık ve çalışır durumda bulunmak zorunda olan dijital çağın web servisleri, hafta içi dokuz-altı işlem yapan klasik şirketlerden çok farklı sorunları ve dinamikleri gözetmek zorundalar. Devasa boyutlardaki veri akışını sağlıklı biçimde yönetmek ve işlemek durumunda olan dijital servisler, giderek artan boyuttaki trafik ve veri miktarı karşısında yeni durumlara hızla adapte olabilen esnek çözümlere ihtiyaç duyuyor. HP bu noktada bir girişimde bulunarak, dijital servislerin ihtiyacı olan ağ çözümlerine yönelik açık kaynak kodlu bir ağ işletim sistemi ve çalışma grubu kurduğunu açıkladı. Basın tanıtımına Türkiye’den sadece TechInside’ın davetli olduğu HP’nin dünya çapındaki bu önemli girişimi, network teknolojileri alanında büyük bir dönüşümü hedef alıyor. Linux tabanlı, açık kaynak kodlu network işletim sistemi (NOS) duyurusu yapan HP, açık kaynak  kodu çalışmalarında yeni bir kapı açmış bulunuyor. Geleneksel ağ yapılarının kapalı ve lisans ücreti gerektiren yazılımlarına karşı açık kaynak kodlu bir sistemle ortaya çıkan HP’nin dünyada büyük önem kazanan veri merkezi teknolojilerinde önemli bir fark yaratması bekleniyor. HP, bu teknolojiyi geliştirmek için OpenSwitch isimli yeni bir açık kaynak topluluğunun da duyurusunu yaptı. OpenSwitch, geliştiriciler için sanal bir merkez işlevi görecek. Geliştiriciler, bu merkezdeki tartışmalar ve ortak çalışma grupları sayesinde, daha güvenli, hızlı, efektif ağ işletim sistemleri oluşturma fırsatı bulacaklar. Projeye, Broadcom, Intel ve VMware da destek veriyor. HP’nin açık kaynak kodlu OpenSwitch NOS sistemi, geliştirici sürümüyle şimdiden yayına girdi. HP’nin Altoline açık kaynak kodlu switchleri de bu yeni işletim sistemini destekliyor. HP ayrıca, OpenSwitch’e dayanan ağ sistemleri kuracak girişimlere destek servisleri sağlayacağını da duyurdu. Ya da başka bir örnek vermek gerekirse, Andorid telefonunuzda WhatsApp’ı çalışıtırp, farklı dillerden konuşan kontaklarınızla daha rahat iletişim kurabileceksiniz. Kontaklarınızın size kendi dillerinde yazıp gönderdiği metinler Google Translate sayesinde anlayabileceğiniz dile çevrilecek ve sizin de kendi dilinizde yazdığınız mesaj, karşı tarafa onun diliyle iletilmiş olacak. Yeni sistem Android Marshmallow sistemiyle beraber yayına girecek.  

U2, EMC flash teknolojileriyle dünyayı salladı

0
u2emcEMC, dünyaca ünlü müzik grubu U2’nun dünya turnesi kapsamında tamamı flash teknolojileriyle yanında yer aldı. Dört kıtada yüzbinlerce insana ulaşan U2, 400 ton ağırlığındaki ve 360 derece sahnesiyle dünyanın en büyük video ekranını kullandı. Canlı performansı boyunca özel efektler ve eşsiz bir ses sitemiyle desteklenen U2 konserlerinin arka planında EMC’nin flash depolama ve yedekleme sistemi kullanıldı. Müzisyenlerin albüm satışlarındaki gelirlerin düşmesi, turneleri hiç olmadığı kadar önemli hale getirdi. Daha önceleri sanatçıların gelirlerinin yüzde 25’i albüm satışlarından gelirken, artık YouTube üzerinde 20 kez çalınan şarkı karşılığında yalnızca 1 dolar seviyelerine kadar indi. Özetle 25 bin kez oynatılan bir YouTube videosu ancak bir tişört satışı kadar gelir elde edilmesini sağlar hale geldi. EMC’nin desteğiyle yola çıkan U2, bu turnesinde iki yıl içerisinde 22 milyon dolardan fazla gelir sağladı. U2’nun dünyayı sarsan bu turnesinde EMC, tamamı flash depolama çözümlerini kullanarak yaratıcı ekibin USB tabanlı flash’dan sabit disklere, kişiselden genel depolama çözümlerine kadar her verinin kusursuz şekilde saklanmasına olanak tanıdı. Kurumların depolama çözümlerini en kolay şekilde yönetebilmesi için özel olarak üretilen EMC VNXe 3200, U2’nun yaratıcı ekibinin tüm süreçlerinde hem MAC hem de PC’lerde en üst düzey performans sundu. Tamamı flash VNXe 3200 sayesinde yaratıcı ekip, devasa verileri depolama birimlerinden dev ekranlara aktarmakta, oynatmakta ve düzenlemekte hiçbir zorluk yaşamadı. Her şov için özel olarak yaratılan ışık ve ses gösterileri EMC’nin esnek depolama çözümleri sayesinde hayat buldu. 20 yüksek çözünürlüklü kamera görüntüsü EMC çözümlerine kaydedildi Konser sırasında canlı olarak en hızlı çözümü sunmanın yanı sıra tüm yaşananları kaydetmek de önemli bir süreci kapsıyor. Tüm grup üyelerinin her anını, seyircilerin coşkusunu yakalamak üzere tasarlanan 20 yüksek çözünürlüklü kamera, tüm turne boyunca binlerce saatlik yüksek çözünürlüklü video kaydetti. Turne boyunca süren her konserde her kameradan alınan görüntüler EMC VNXe 3200’de depolanarak o anda binlerce izleyiciyle buluştu. Bununla birlikte her akşamın arşivi VNXe 3200’den EMC Data Domain 2500’e (DD2500) aktarılarak tüm içeriğe her an erişim imkanı bulunan kusursuz bir arşiv oluşturuldu. EMC’nin DD2500 çözümü değerli veriyi korumakla kalmıyor ve depolama ihtiyaçlarını 30 kata kadar azaltıyor. Her kameranın gece başına 1 TB veri kaydetmesi ve grubun tüm görüntülere tek bir cihaz üzerinden ulaşma ihtiyacı göz önünde bulundurulduğunda gereksiz taşıma sürecinden de kurtulmak hayati önem taşıyor. DD2500 saatte 13,4 TB akışıyla 6,6 petabayta kadar veriyi saklayabiliyor.

Kadınlar üst düzey görevlere aday olmalı

0
g20_filiz_akdede1Türkiye’nin ev sahipliği yapacağı G20 Liderleri toplantısı öncesinde hükumet liderlerine kadınların iş gücüne ve toplumsal yaşama katılımına yönelik önemli mesajların öne çıktığı etkinlikte HP Türkiye Genel Müdürü Filiz Akdede konuşmacı olarak yer aldı.    Teknoloji geliştikçe kadının işgücüne katılımı artıyor Bir teknoloji şirketinin genel müdürü olarak, teknolojinin iş dünyasının genel çehresinde yarattığı değişimler ve bu değişikliklerin kadının işgücüne katılımına sağladığı faydaları vurgulayan Akdede, “Mobil çalışma sisteminin sağladığı esneklik sayesinde kadınlar hem anneliğin getirdiği sorumluluklar nedeniyle iş hayatından uzaklaşmıyor hem de kadın istihdamını artıran yeni iş kolları doğuyor” dedi. Teknoloji ve mobil çalışma şartlarının doğurduğu iş olanaklarının her geçen gün daha fazla kadın tarafından değerlendirildiğinin altını çizen Filiz Akdede, “Şirketler de teknolojinin yarattığı esneklik sayesinde çalışanlarına yeni şartlar sağlayabiliyor. Böylelikle çalışan bağlılığı ve verim artıyor” ifadelerini kullandı.  HP Türkiye’de kadın çalışan oranı yüzde 60 düzeyinde Dünyanın en büyük teknoloji firmalarından HP’nin tüm dünyada kadın istihdamına yönelik uygulamalarına da değinen HP Türkiye Genel Müdürü Filiz Akdede, “Kadınların işgücüne katılımı konusunda tüm dünyaya örnek olacak bir yaklaşımı benimsemek bizim için öncelikli amaçlardan biri. HP’nin yaratığı olumlu iş ortamı sayesinde hayli yüksek bir çalışan kadın oranına sahibiz. Türkiye’deki yapılanmamızda kadın çalışan oranının %60’lar seviyesine çıktığını söyleyebilirim. Dünyada ise ortalama %33 civarında kadın çalışan oranına sahibiz. HP Türkiye’de kadın yönetici oranı ise %55 gibi sektör ortalaması göz önünde bulundurulduğunda oldukça yüksek bir oran” dedi. HP’nin standart çalışma kuralları içerisinde yer alan evden çalışma, esnek çalışma saatleri ve mobil çalışma gibi avantajların bu oranların yüksek olmasında oldukça etkili olduğunu söyleyen Akdede, “Ayrıca HP, kadın çalışanlara yönelik koçluk ve mentorluk çalışmalarına da destek veriyor. Bu amaçla dünyada düzenlenen “Women International Network organizasyonunun önemli paydaşlarından biri olan HP, dünya genelinde pek çok kadının buluşarak iş dünyasında daha kuvvetli bağlantılar kurmalarına ve başarılı is örneklerini paylaşmalarına olanak sağlıyor” dedi.  Kadınlar üst düzey görevlere aday olmaktan çekinmemeli “Teknoloji ve kurumlar altyapıyı şekillendirirken, kadınlar da cesaretle üst düzey görevler için aday olmalı” diyen Akdede, HP içinde yapılan araştırmaların kadınların ancak yüzde 100 uygun olduklarını düşündükleri işlere başvurduklarını, erkeklerinse yüzde 60 oranında uygunluk gördükleri işlere talip olduğunu söyledi ve kadınların daha çok sorumluluk ve risk alma konusunda teşvik edilmeleri gerektiğinin altını çizdi. G(irls) 20 Zirvesi’nin önemine değinen Filiz Akdede, “Kadınların olumlu örnekleri görüp şartları zorlama konusunda ilham alması ve şirketlerin kadın istihdamını artırmak için uygun şartlar ortaya koyması açısından bu zirve önemli roller oynayacaktır” diye konuştu.  Kadınların İnovasyon Konseyi HP, kadın istihdamına yönelik projeleriyle dünya çapında teknoloji sektörünün örnek firmaları arasında yer alıyor. Her yıl HP ofislerinde ailelere yönelik çeşitli etkinlikler düzenliyor. Çalışanların ofiste çocukları ile birlikte kurabiye yapımı, eğlenceli oyunlar oyun, palyaço gösterisi ve film izleme gibi etkinliklerde bulunmalarını sağlıyor. ABD’de her yıl geleneksel olarak “Kadınların İnovasyon Konseyi” başlıklı etkinliği düzenleyen HP, dünyada teknoloji konusunda söz sahibi olan kadın yöneticileri bu konferansta bir araya getiriyor.

Huawei Türkiye Enterprise Ülke Müdürü Serdar Yokuş Oldu

0
1444204243_serdar_yokusHuawei Türkiye, Enterprise Ülke Müdürü olarak Serdar Yokuş’u görevlendirdi. Yokuş, 2011 yılında, Huawei Türkiye’de Satış Direktörü olarak başladığı görevini bugüne dek sürdürdü. İstanbul Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Bölümü mezunu olan Serdar Yokuş, kariyerine Empa’da, Satış Mühendisi olarak başladı. Sonrasında sırasıyla; Intertech’te Sistem ve Network Uzmanı; Vestel’de Sistem ve Network Mühendisi; Vestelnet’te IT Müdürü; Lucent Technologies’de Çözüm Danışmanı ve Teknoloji Müdürü, Intrakets’de Satış Geliştirme Müdürü; Alcatel – Lucent Türkiye’de Grup Satış Müdürü ve Müşteri İlişkileri Yöneticisi; Datateknik’te Satış Direktörlüğü görevlerini üstlendi. Serdar Yokuş, Huawei Enterprise Ürün Grubu Genel Müdürlüğü görevinde; satış, kanal yapısının yönetimi, satış sonrası servis, ticari, finans, çözüm yönetimi operasyonlarından sorumlu olacak. Huawei Türkiye Enterprise Ülke Müdürü Serdar Yokuş yaptığı açıklamada; “Huawei Enterprise birimi olarak; son 4 senedeki hızlı gelişim ile kurumsal pazarda ilk 3’teki yerimizi aldık. Bu büyümenin sürdürülebilirliğini sağlamak için yeni dönemdeki önceliklerimiz, belirli sektörlerde sağlanan başarının tüm dikey pazarlara yaygınlığını sağlamak, iş ortaklarının çalışma etkinliğini arttırmak, pazara sunduğumuz ürün grup ve çeşitliliğini artırmak, iş süreçlerinin daha açık, basit, esnek ve verimli hale getirilmesini sağlamak, satış sonrası servis yetkinliğinin tüm Türkiye’ye yaygınlaşmasını sağlamak olacaktır. Bu planlama ile ana hedefimiz, kurumsal alanda Huawei Enterprise’ı lider konuma getirmektir” dedi.

Bu hikaye Türk girişimcilere örnek olacak

0
Geçtiğimiz haftalarda gerçekleştirilen ISCSI 2015 etkinliğinin konuk konuşmacısı Türk girişimci Murat Kıran’dı. Bu etkinlikte tanışma fırsatı bulduğumuz Kıran, kalbinin sesini dinleyip Hollanda’ya gitmiş ve sonrasında da harika bir başarı hikayesine imza atmış. Biz daha fazla uzatmayalım, bu hikayeyi onun sesi ve görüntüsüyle öğrenmeniz için aradan çekilelim.

TP-LINK’in gece de çekim yapabilen ‘bulut’ kamerası

0
NC220(UN_02-kKablosuz ağ pazarının dünya lideri TP-LINK, ‘bulut’ (cloud computing) destekli yeni IP kamerasını satışa sundu. NC220 model kamera 300Mbps yüksek kablosuz hızı ve gece/gündüz çekim yapabilmesi ile güvenlik konusundaki tüm ihtiyaçları karşılayabiliyor. Tam karanlık ortamda bile 18 metreye kadar çekim yapabilen TP-LINK’in yeni IP kamerası, hareket algılama özelliği ve buna bağlı olarak e-posta ya da FTP ile bildirim yapma özellikleriyle güvenlik açısından önemli avantajlar sunuyor. Ev ya da ofisin dışındayken o noktalarda olup bitenleri gerçek zamanlı olarak takip etmeyi sağlayan NC220 ile uzaktayken de bilgisayar ya da akıllı telefon/tabletten kamera görüntülerine ulaşılabiliyor. TP-LINK’in özel ve ücretsiz uygulaması olan TpCamera App (IOS ve Androd uyumlu), akıllı telefon ya da tablete yüklenerek NC220’in gece/gündüz çektiği görüntüler her yerden, her zaman izlenebiliyor. 7/24 Güvenlik ve Uyarı Sistemi Gece görüş fonksiyonuna sahip olan NC220 ile 7 gün 24 saat güvenlik sağlanıyor. Olağandışı bir hareket olduğunda kamera, e-posta ile anlık bildirim yapıyor. Bu sayede kullanıcı hem kötü niyetli kişilerin görüntülerine sahip oluyor ve yasal süreçte kullanabiliyor, hem de güvenlik güçlerini anında bilgilendirerek müdahale olanağı elde ediyor.

Twitter’ın yeni şefi yine Jack Dorsey

0
jack-dorseyJack Dorsey’i, Twitter’ın kurucusu ve ortağı olarak tanıyoruz. Ancak 2008’de kendi kurduğu şirketten kovulan Jack Dorsey, 2015’te Twitter’e yeniden CEO olarak geri döndü. Twitter yönetiminin, onu şirketten ayırmakla hata yaptığını düşünmesi aslında tesadüf değil. Jack Dorsey elini attığı her işi başarıya ulaştıran bir yetenek ve ona şimdi Silikon Vadisi’nin yeni Steve Jobs’ı olarak bakılıyor. Jack Dorsey, Twitter’ın ilk mesajını atan kişi. Twitter’da çok ünlü olan “just setting up my twttr” geyiğinin çıkış noktası, Jack Dorsey’in Twitter’ı yayına açtığında attığı ilk mesaja bir gönderme. Ancak Dorsey’in Twitter CEO’su olarak şirkette şansı çok yaver gitmedi. Yogaya ve resim derslerine çok vakit ayırdığı için şirket içinde tepki alan Dorsey, kendi kurduğu şirketten 2008 yılında kovuldu. Bu öykü bize biraz da Steve Jobs’ı anımsatıyor. Jobs’ın da Apple’dan kovulduğunu biliyoruz. Şimdi Dorsey, Seteve Jobs’ın hayat öyküsüne benzer biçimdi, daha önce kovulduğu şirketine kurtarıcı olarak yeniden çağrıldı. Yaz başında Twitter CEO’su Dick Costello’nun şirketten istifa etmesiyle yönetim kurulu hissedar Jack Dorsey’i geçici olarak göreve atamıştı ancak geçici statüsü artık ortadan kalktı çünkü yönetim kurulu görevi kalıcı olarak kendisine teslim etti. Twitter’ın Dorsey’den beklentisi ise büyük. Şirketi Facebook ile yarışabilen dünya çapında ve çok karlı bir sosyal medya servisine dönüştürmesi gerekiyor. Dorsey 2008’den bu yana çok yol katetti. Şirketten atıldıktan sonra Jack kendine yeni bir şirket kurdu. Square isimli bu şirket, cep telefonu üzerinden herkesin kredi kartı ile ödeme almasını sağlıyordu. Bugün Türkiye’edek Ödeal isimli hizmete benzer şekilde çalışan Square’ın tek farkı, kredi kartını okutmak için telefonun kulaklık çıkışına bir kredi kartı okuyucusu takmasıydı. ABD’de çok popüler olan bu uygulama sayesinde arkadaşlar masrafları ortak karşılamaya, küçük esnaf veya öğrenciler yaptıkları iş için kolayca ödeme almaya başladı. Square o akadar popüler oldu ki şirketin değeri şu anda 6 milyar doları geçmiş durumda. Şimdi Jack Dorsey, sıradışı yeteneklerini Twitter’ı yeniden çok popüler ve tercih edilen bir mecra haline getirmek için kullanacak. Yaratıcı ve sürpriz fikirleri ve bu fikirleri hayata geçirebilme başarısıyla Jack Dorsey’in Twitter için büyük bir kazanım olduğu açık ama bakalım Facebook’un yüz milyar dolar barajını geçtiği yeni düzende Dorsey’in yetenekleri Twitter’ı kurtarmak için yeterli olacak mı?

İşletmeler “Uygulama Ekonomisini” inovasyonun itici gücü olarak kabul etmeli?

0
mobile-business-appsTürkiye’deki işletmelerin ilgiyi canlı tutmak için mobil uygulamalardan, hizmetlerden, reklamcılıktan ve bunlara güç sağlayan müşteri verilerinden yararlanarak yeni bir “uygulama ekonomisinde” pazar payını artırmaya yatırım yapması gerekiyor. Bu durum, perakendecilerden bankalara, telekomünikasyon şirketlerinden kamu sektörüne kadar tüm sektörler için geçerli. IBM Genel Müdür Yardımcısı, Telekom Sektörü Ülke Lideri Ozan İnan Türkiye’deki kuruluşların, mobil uygulama ve hizmet geliştiricileri haline gelerek müşteri memnuniyetini artırabileceklerini, müşteri hizmetlerinin maliyetini düşürebileceğini ve müşterilerin elde tutulması ile çalışan üretkenliği açısından önemli ölçüde verimlilik artışları elde edebileceklerin dile getiryor. Türkiye diğer daha gelişmiş dünya pazarlarına kıyasla “mobile-first” inovasyonunda hızını artırırken ve mobil inovasyonunda diğer pek çok gelişmiş pazarı geride bırakırken, bu işletmeler de en ön saflarda kendilerine yer bulabilir. Yeni ekonomi, yeni kurallar Örnek olarak Türkiye’nin telekomünikasyon sektörünü ele alalım. Türkiye’deki telekomünikasyon şirketlerinin mobil abone sayısındaki hızlı artıştan avantaj elde etmiş olması şaşırtıcı değil. Ancak geleneksel telekomünikasyon işletmeleri tipik olarak ses ve mesajlaşma hizmetlerine yönelik yüksek talebe bağımlı durumda ve bu talep, geleneksel olarak gelirlerinin yüzde 90’ından fazlasını oluşturuyor. Bölgedeki mobil veri kullanımının hızla artmasıyla birlikte, telekomünikasyon şirketleri de internet üzerinden mesajlaşmaya ve VoIP çağrılarına yönelik ücretsiz uygulamalar sağlayan oyuncuların giderek artan rekabetiyle karşı karşıya kalıyor. Telekomünikasyon sektörü ise düzenin değiştiği tek sektör değil. Perakendecilerin de uçtan uca satış gibi ülke çapındaki pazarları dönüştüren ve zenginleştiren yeni eğilimler dahil olmak üzere, mobil ticaretteki değişimin yüksek hızına kısa sürede uyum sağlaması gerekiyor. Devletler bile özel sektörün sunduğu kullanım kolaylığını, rahatlığı ve esnekliği sağlayan mobil hizmetler ve uygulamalar sunmaları konusunda vatandaşların giderek artan baskılarıyla karşı karşıya kalıyor. Türkiye’deki işletmeler, ancak yeni inovasyon ortamı olarak mobil aygıtlara odaklanmaları durumunda pazar paylarını koruyabilir veya artırabilir. Bu işletmelerin, mobil dünyada başarılı inovasyon için uygulama ekonomisinin yeni ve potansiyel olarak daha önce benzerini görmedikleri kurallarla işlediğini anlaması gerekiyor. Endüstriler ile sektörler arasındaki eski farklılıkların çoğu artık geçerli değil; rakipler, genellikle birbirleriyle işbirliği yapmanın veya birbirlerini desteklemenin daha avantajlı olduğunu görüyor. Bir başka deyişle, Türkiye’deki sektör liderlerinin mobil söz konusu olduğunda inovasyona bakış açılarını değiştirmeleri, daha önce başarıya ulaşmak için ilgili olduğunu düşünmedikleri geliştiricilerden ve girişimcilerden dersler almaları ve bunlarla yeni bağlantılar kurmaları gerekiyor. Mobil düşünce yapısının benimsenmesi Mobil aygıt, bu gibi bir aygıta sahip olan çoğu Türk tüketicisi için birincil teknoloji platformu olarak görev yapıyor ve bu da işletmelerin herhangi bir inovasyonu müşteri istekleri ve gereksinimleri doğrultusunda şekillendirmesi gerektiği anlamına geliyor. Türk telekomünikasyon şirketlerinin, 2013 yılında kontörlü mobil abone sayısının faturalı abone sayısının iki katına yakın olduğunu göz önünde bulundurması önem taşıyor. Kontörlü müşteriler, özellikle de akıllı telefonlar kullanan ve orta ile yüksek arası harcama düzeyine sahip olanlar, tipik olarak hizmet tüketimleri açısından esneklik istiyor. Belirli bir eşiğe ulaşıldığında bir müşterinin kontörlü hesabına mobil cüzdanından otomatik olarak kontör yükleyen basit bir akıllı telefon uygulaması, her iki gereksinimi de karşılayabilir. Ayrıca tipik olarak kontör satan aracı-perakendecilere giden önemli ölçüde kâr marjının da telekomünikasyon şirketlerinde kalmasını sağlayabilir. Bu tür hizmet inovasyonu, telekomünikasyon şirketinin yeni hizmetin müşterilere doğru işlevi sunduğundan emin olmak için diğer sektörlerle birlikte çalışmasını gerektiriyor. Aynı zamanda, kontörlü kullanıcıların veriyle bağlantılı hizmetlere harcama yapma eğiliminin artmasından kâr elde edecek internet üzerinden hizmet sunan sağlayıcılar gibi geçmişte rakip oldukları şirketlerle her iki tarafın yararına olacak ortaklıklar kurma imkanını yaratıyor. Ayrıca, müşteri davranışlarına ve bireysel tercihlere ilişkin yüksek miktarda “Büyük Veri” gibi ek fırsatlar da oluşturuyor. IBM İş Değerleri Enstitüsününanketine katılan her 2 üst düzey yöneticiden 1’i, örneğin, veriyi ve analitiği müşteriye odaklı kurumsal davranış için en önemli itici güç olarak görüyor. Küresel düşün, yerel hareket et Türk işletmeler, şu anda rakip gibi görünen ancak düzeni değiştirebilecek yeni kuruluşlarla işbirliği yapmaya başlayarak önemli avantajlar elde edebilir. Giderek büyüyen geliştirici ve girişimci topluluklarıyla rekabet etmeye çalışmak yerine, finansal kaynaklar (geliştirme hizmetleri gibi), altyapı veya yeni yazılımlara erişim aracılığıyla bunlara destek sunmayı düşünmeleri gerekiyor. Örneğin IBM, hizmet olarak sunulan mobil ve bulut geliştirmeye yönelik kurumsal platformu Bluemix’in kullanımına ilişkin olarak yerel geliştiricilerle atölye çalışmaları gerçekleştiriyor. Yerel geliştiriciler ve kuruluşlar tarafından üretilen çözümlerin çoğu, yalnızca Türkiye’de değil aynı zamanda tüm dünyada güçlü bir taleple karşılaşabilir. Uygulama ekonomisi yalnızca yerel bir kavram değil, aslında çok daha büyük küresel bir kavramın parçası ve bununla birlikte Türk kuruluşlarının bundan sonraki adımı hemen atmaları için çok büyük bir küresel fırsat var.

17 bin İSO üyesinin sadece yarısı dijitalleşti

0
digital-business[1]İşletmelerin dijital haritasını çıkararak ihtiyaçlarını belirlemek ve büyüme hedeflerine katkı sağlayacak çözümler geliştirmek üzere Yarına Hazırım Platformu‘nu geliştiren Vodafone Türkiye,sanayicileri dijital geleceğe hazırlamak amacıyla İstanbul Sanayi Odası (İSO) ile stratejik bir işbirliğine imza attı. İşbirliği kapsamında, İSO üyesi 17 bin firmanın ortalama %56 olarak belirlenen dijitalleşme endeksinin, Vodafone tarafından hazırlanan dijital harita ile sunulacak teknoloji çözümleri sayesinde artırılması hedefleniyor. İSO üyeleri verimliliklerini artıracak çözümlere ihtiyaç duyuyor İSO üyesi firmalarla yapılan araştırmalar, şirketlerin büyük çoğunluğunun verimliliklerini artıracak dijital çözümler kullanmadığını gösteriyor. Buna göre, her 10 işletmeden 8’inin müşteri yönetimini ve bağlılığını artıracak çözüme ihtiyacı var ve sadece %40’ı bu yazılımları kullanarak %35’e varan oranda daha fazla müşteri adayına erişebiliyor. Her 10 işletmeden 6’sı sahada araç kullanıyor, ancak %15’e varan yakıt tasarrufu yapmalarını sağlayan Araç Takip Çözümünü bu işletmelerin %52’si kullanmıyor. Her 10 işletmeden 7’sinin ürün yönetimini artıracak çözüme ihtiyacı var, ancak %51’i bu yazılımları kullanmayarak %28’e varan oranda satışlarını artırma fırsatını kullanmıyor. Özellikle 100 ve üzeri çalışanı olan büyük işletmelerde ise sahada çalışanı olan her 4 işletmeden 3’ü saha çalışanlarına akıllı cihaz sağlıyor. Ancak, bu işletmelerden 3’te 2’si şirket cihazlarındaki verilerin güvenliğini çalışanlara bırakıyor. Her 5 şirketten biri müşterilerine yönelik mobil uygulama sahibiyken, en yüksek mobil uygulama sahiplik oranı bankacılık, sigorta ve ulaştırma sektörlerinde bulunuyor. Kurum içi mobil uygulama kullanımı %20 iken, hızlı tüketim sektöründe bu oran %40 olarak görülüyor. Her 3 şirketten 2’si şirket bilgilerinin şirket dışına çıkarılmasını ve izinsiz kullanımını engellemek için herhangi bir önlem almazken, her 2 şirketten biri şirket sunucu altyapısı için profesyonel bir veri merkezinden barındırma hizmeti alıyor. İSO üyesi 17 bin firmanın bu fırsatlardan yararlanması ve yarına bugünden hazırlanmaları, Vodafone’un sunduğu dijital çözümler ile sağlanacak. İşbirliği süresince Vodafone, İSO üyelerinin dijital koçluk sürecini üstlenecek ve yıl içinde gösterilen gelişim, üye firmalara ara değerlendirme raporları ile sunulacak.

Alcatel-Lucent Teletaş’ta yeni atama

0
Ugur_TerziogluAlcatel-Lucent Teletaş, Türkiye ve Azerbaycan Bölgesi Kurumsal Müşteriler Satış Direktörlüğü’ne Eylül 2015 itibarıyla atanan Uğur Terzioğlu, kariyerine Turkcell’de başladı. Turkcell’de yazılım mühendisliği, iş analizi, ürün geliştirme ve proje yönetimi alanlarında gerçekleştirdiği çalışmalardan sonra, sırasıyla Turkcell Superonline’da İş Geliştirme Yöneticisi, Cisco’da Türkiye ve Doğu Avrupa Bölgesi’nden sorumlu Strateji Danışmanı ve DataTeknik’te Pazarlama ve İş Geliştirme Grup Başkanı görevlerini üstlendi. Terzioğlu, Alcatel-Lucent Teletaş’taki yeni görevine başlamadan önce Türk Telekom International, Samsung Enterprise ve Ernst&Young gibi sektörünün önde gelen şirketleri ile danışmanlık projeleri gerçekleştirdi. Yıldız Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra Boğaziçi Üniversitesi’nde Mühendislik ve Teknoloji Yönetimi yüksek lisansı yapan Uğur Terzioğlu, doktorasını Marmara Üniversitesi’nde Mühendislik Yönetimi programında sürdürüyor.

Yazılım endüstrisine HDRoot tehdidi

0
software“HDRoot”, ilginç bir zararlı yazılım örneği. Kaspersky Lab’ın Global Araştırma ve Analiz Ekibi’nin (GReAT) dikkatini çeken; dosyaların sistem yöneticilerinin programı saldırı amaçlı olarak ifşa etmesi riskini düşürmek için Microsoft’un Net Command net.exe dosyası gibi görünecek şekilde düzenlenmiş olmasıydı. Daha sonra yapılan analizler, HDRoot bootkit’inin bir sistemde sürdürülebilir ve tutarlı bir görünüm için evrensel bir platform olduğunu gösterdi. Şirketin araştırmacıları, bu platformun yardımıyla çalıştırılan iki tür arka kapı tespit etmeyi başardılar ve bunların sayısı daha fazla olabilir. Bu arka kapılardan biri, Güney Kore’de iyi tanınan antivirüs ürünleri olan AhnLab V3 Lite, AhnLab V3 365 Clinic ve ESTsoft’s ALYac incelemelerini atlatmayı başardı. Dolayısıyla Winnti, bunu Güney Kore’deki hedef makinelerde zararlı yazılım ürünlerini çalıştırmak için kullandı. Kaspersky Security Network verilerine göre, Güney Kore Winnti grubunun Güneydoğu Asya’daki en çok ilgi duyduğu ülke. Bu bölgedeki şirketlerin dahil olduğu diğer hedef ülkeler arasında ise Japonya, Çin, Bangladeş ve Endonezya yer alıyor. Kaspersky Lab, HDRoot virüslerini İngiltere’deki ve Rusya’daki birer şirkette de tespit etti, bu şirketlerin her ikisi de önceden Winnti grup tarafından hedef alınmıştı. Kaspersky Lab GReAT Ekibi Kıdemli Güvenlik Araştırmacısı Dmitry Tarakanov, “Herhangi bir APT oyuncusu için en önemli hedef, radara yakalanmamak, gölgede kalabilmektedir. Bu nedenle karmaşık kod şifrelemelerini nadiren görüyoruz çünkü bunlar dikkati çekebilirdi. Winnti grubu bir risk aldı çünkü şirketler daima bütün en iyi güvenlik ilkelerini uygulamadığı için muhtemelen hangi işaretlerin örtülmesi gerektiğini ve hangilerinin görmezden gelinebileceğini kendi deneyimlerinden biliyorlar. Sistem yöneticilerinin pek çok şeyden haberdar olması gerekiyor ve eğer ekip küçükse, siber suç faaliyetlerinin fark edilmemesi riski daha da yüksek oluyor,” şeklinde konuştu. HDD Rootkit’in geliştirilmesinin Winnti grubu kurulduğu zaman onlara katılan birinin işi olması muhtemel. Kaspersky Lab, Winnti’nin 2009 yılında bir grup oluşturmaya çalıştığını, bu yüzden 2006’da var olmadığını düşünüyor. Ancak Winnti’nin üçüncü taraf yazılımlarından faydalanmış olması ihtimali de var. Belki bu yardımcı program ve kaynak kodu, Çin ya da başka ülkelerdeki siber suç karaborsasında mevcut olabilir. Tehdit hala etkin durumda. Kaspersky Lab, tespitler eklemeye başladığı için, saldırıların arkasındaki grup saldırılarını bunlara uyarlamaya başladı: Bir aydan kısa bir zamanda yeni bir değişim tespit edildi.

TechInside’ın 14. sayısını okuyabilirsiniz

0
kapak yatayDeğerli TechInside okurları, TechInside’ın yeni sayısında şirketlerin en büyük endişesi haline dönüşen güvenlik uygulamalarının biyometrik sistemlerle entegrasyonunu kapağa taşıdık. Biyometrik sistemler sayesinde güvenlik uygulamaları hız kazanırken şirketlerin kendilerini daha fazla emniyette hissedebileceği bir çalışma ortamı yaratmak da mümkün oluyor. Kamu kurumlarının da büyük ilgi gösterdiği biyometrik sistemler arık sadece kapılardan geçiş için kullanılmıyor, veri güvenliği gibi alanlarda da yetkisiz kişilerin kritik verilere erişmesi riskini bertaraf etmek için de tercih ediliyor. Dosya konumuzda biyometrik sistemlere dair merak ettiğiniz her şeyi bulacaksınız. Dergimizde yine farklı konuları da doyurucu detaylarla okuyabileceksiniz. Teknoloji dünyasından ve şirketlerden önemli haberlerin, farklı görüş ve köşe yazılarının yanında BT çalışanları nasıl sorunlar yaşıyor, robotlar yüzünden ilk hangi sektörlerde iş kayıpları yaşanacak gibi analizleri de yen sayımızda bulabilirsiniz. Web sitemiz üzerinden ücretsiz olarak okuyabileceğiniz dergimiz sayfaları arasında teknoloji ve iş dünyasına ilişkin çok sayıda haber, analiz ve köşe yazıları sayesinde teknoloji dünyasına dair farklı görüş ve yorumlarla oluşmuş zengin bir içerikle karşılaşacaksınız. Eğer herhangi bir işletmede yönetici, medya veya PR ajansı çalışanı iseniz, bu formu doldurarak dergimize ücretsiz aboneliğinizi başlatabilirsiniz. Henüz kaydolmadıysanız haftalık e-posta bültenimize de dahil olmanızı tavsiye ediyoruz. İçeriğimizle ilgili görüşlerinizi her zaman olduğu gibi bekliyoruz.
TechInside dergimizin dijital kopyasını bu linkten her zaman olduğu gibi ücretsiz okuyabilir ve indirebilirsiniz.
 

Epson kurumsalda atakta

0
WorkForce-Pro-WF-R8590-D3TWFC-lifestyle görselOrijinal mürekkep tankı sistemli yazıcıların yaratıcısı Epson, kurumsal baskı çözümlerine yönelik kapasite ve maliyet avantajında devrim yaratacak yeni yazıcı serisi WorkForce Pro RIPS (Replaceable Ink Pack System) ile şirketlere büyük avantaj sunuyor. Baskı kapasitesi: 75.000 sayfa Epson’un yeni RIPS serisi; WF-R5190DTW, WF-R5690DTWF, WF-R8590DTWF ve WF-R8590 D3TWFC olmak üzere toplam dört modelden oluşuyor. Modeller ilk alımda gelen mürekkep paketleriyle tek seferde 75.000 sayfaya kadar baskı kapasitesiyle oldukça iddialı. Çevre dostu teknoloji ve 7 saniyede ilk baskı Tüm ürünlerinde çevre dostu teknolojiyi ön planda tutan Epson’un yeni RIPS serisi de elektrik tüketimi bazında oldukça verimli. Modeller yazdırma esnasında sadece 30W elektrik tüketimine sahip. Ayrıca RIPS serisi yazıcılarda ilk sayfa çıkışı ortalama 7 saniye sürüyor.  İsterseniz sadece A4 yazıcı, dilerseniz A3+ hepsi bir arada… Epson’un yeni WorkForce Pro RIPS serisinde sadece A4 yazıcı özelliği taşıyan model de mevcut, 1.830 sayfa kâğıt kapasitesi olan A3+ hepsi bir arada model de. Tüm modellerin ortak özellikleri WiFi ve Gigabit ağ bağlantısı, direct print teknolojisiyle WiFive Akıllı telefon uygulamalarından doğrudan baskı ve 600x600dpi çözünürlük. Modellere göre detaylı teknik özellikler: WorkForce Pro WF-R5190DTW: A4 Yazıcı İlk gelişte siyahta 75.000, renklide 50.000 sayfa baskı kapasitesi 34ppm S&B ve 20ppm Renkli (ISO hızı: 20ppm in S&B ve Renkli) 600x600dpi çözünürlük İlk sayfa çıkışı 8 s ‘den az 580 sayfa kâğıt kapasitesi 4 satır S&B ekran Wi-Fi & Gigabit ağ bağlantısı Direct print ile Wi-Fi & Akıllı telefon uygulamalarından doğrudan baskı WorkForce Pro WF-R5690DTWF: İlk gelişte siyahta 75.000, renklide 50.000 sayfa baskı kapasitesi A4 MFP (ADF’li Tarama, Faks, Fotokopi, Yazıcı) 34ppm S&B ve 20ppm Renkli (ISO hızı: 20ppm in S&B ve Renkli) 600x600dpi çözünürlük İlk sayfa çıkışı 8 s ‘den az 580 sayfa kâğıt kapasitesi 4.3” dokunmatik ekran WiFi ve Gigabit ağ bağlantısı Direct print ile Wi-Fi & Akıllı telefon uygulamalarından doğrudan baskı WorkForce Pro WF-R8590DTWF: İlk gelişte siyahta 75.000, renklide 75.000 sayfa baskı kapasitesi A3+ MFP (ADF’li Tarama, Faks, Fotokopi, Yazıcı) 34ppm S&B ve Renkli ( ISO hızı: 24ppm in S&B ve Renkli) 600x600dpi çözünürlük İlk sayfa çıkışı 7 s ‘den az 830 sayfa kâğıt kapasitesi 5” dokunmatik ekran 23 ipm ADF WiFi ve Gigabit ağ bağlantısı Direct print ile Wi-Fi & Akıllı telefon uygulamalarından doğrudan baskı WorkForce Pro WF-R8590 D3TWFC: İlk gelişte siyahta 75.000, renklide 75.000 sayfa baskı kapasitesi A3+ MFP (ADF’li Tarama, Faks, Fotokopi, Yazıcı) 34ppm  S&B ve Renkli ( ISO hızı: 24ppm in S&B ve Renkli) 600x600dpi çözünürlük İlk sayfa çıkışı 7 s ‘den az 1830 sayfa kâğıt kapasitesi +Kabinet 5” dokunmatik ekran 23 ipm ADF WiFi ve Gigabit ağ bağlantısı Direct print ile WiFi ve Akıllı telefon uygulamalarından doğrudan baskı

Paraşüt, Avrupa Bulut Ödülleri’nde Türkiye’yi temsil edecek

0
1443797532_image722Küçük ve orta ölçekli işletmeler için geliştirilen web tabanlı finansal yönetim uygulaması Paraşüt, Avrupa’nın en büyük bulut bilişim organizasyonu Euro Cloud tarafından düzenlenen ve Türkiye’de 2. defa hayat bulan Euro Cloud Award’da (Avrupa Bulut Ödülleri’nde) “Yılın Startup Servis Sağlayıcısı” kategorisinde birinci oldu. Paraşüt, 6 kategoriden oluşan ve her kategoride ilk üç kazananın belirlendiği organizasyonda kazandığı birincilik ödülü ile, Ekim’in ikinci haftası Barcelona’da gerçekleşecek Avrupa finalinde, Türkiye’yi temsil ederek yarışma fırsatını da kazanmış oldu. Bilişim sektöründeki başarıları ön plana çıkarmayı amaçlayan yarışmada, kriterler doğrultusunda bulut bilişimi başarıyla uygulayan, sektörde örnek olabilecek uygulamalar ödüllendirildi. Organizasyonda jüri olarak bilişim sektörünün önde gelen markalarının üst düzey yöneticileri yer aldı. Paraşüt Kurucu Ortağı Sean X. Yu, konuyla ilgili olarak şu sözleri aktardı: “Avrupa’nın en büyük bulut bilişim organizasyonu Euro Cloud tarafından düzenlenen yarışmada kategorimizde birinci ve Türkiye’yi Avrupa’da da temsil edecek olmaktan çok mutluyuz. Kazananlar, bulut servisinin orijinalliği, yaratıcılığı, markanın diğerlerinden ayrışmasını sağlayan özellikleri gibi birçok kriter göz önünde bulundurularak seçildi. Bu bizim için büyük bir başarı. Büyüyen genç ve dinamik ekibimizle, başarılarımızı hızla arttırmak için çok çalışıyoruz” dedi.

Bulutta önemli birleşme

0
Greg Clark ve Michael Fey
Kurumsal güvenlik alanının lideri Blue Coat Systems, kurumsal bulut veri koruma çözümleri lideri Perspecsys’i satın aldığını açıkladı. Bu satın almayla birlikte Blue Coat, bulut güvenliği hizmetlerinde endüstrinin en gelişmiş melez bulut portföyüne ulaştı. Bu gelişmiş portföy ile Blue Coat, Buluta Erişim Güvenlik Aracısı (Cloud Access Security Broker-CASB) segmentinde lider olarak konumlanırken, bulut uygulamaları veri koruması alanında çıtayı yükseltti. “CASB’ler Hizmet olarak Yazılım (SaaS) uygulamalarını korumada en önemli katman haline geldi” diyerek sözlerine başlayan Blue Coat Başkanı ve COO’su Michael Fey, “Analistler bu alanda önümüzdeki beş yılda önemli bir büyüme bekliyorlar. SaaS kullanımı artmaya devam ederken, bu teknoloji kurumsal veri ve bulut güvenliğinin vazgeçilmez bir parçası haline gelecek” dedi. Bu satın almanın ardından Blue Coat, lider Güvenli Web Ağ Geçidi portföyü içerisinde piyasanın en geniş CASB özelliklerini sunan şirketi halini aldı. Perspecsys ve Blue Coat, bulut uygulamaları tüketim çağında kurumsal bulut uygulamaları ve hizmetleri için gelişmiş güvenlik ve endüstrinin lider veri koruma çözümlerini sunuyor. Perspecsys’in Bulut Veri Koruma platformu, bulut tabanlı uygulamalara adapte olmaya çalışan kurumların veri uyumu, gizliliği ve güvenliği gibi önemli iş risklerinin üstesinden gelmesini sağlıyor. Kullandığı bulut verisi şifre sistemi ve şifreleme özellikleri ile Perspecsys, bulut üzerinde kurumların hem kullandıkları hem de muhafaza ettikleri veriyi her an kontrol altında tutma imkânı tanıyor. salesforce.com, ServiceNow ve Oracle gibi bulut üzerindeki uygulamalarda dahi tutulan hassas veriler üzerindeki riskleri ortadan kaldıran Perspecsys, genel bulutu özel buluta dönüştürüyor. “Müşterilerimizin yüzde 50’sinden daha fazlası globalde çalışıyor ve bulut koruma konusundaki vizyonumuzu genişletmeyi düşündüğümüzde, uyum ve veri sahipliği konusunda yaptırımlar bulunan bölgelerde çalışan çokuluslu şirketlerin kendilerine has ihtiyaçlarına çok yakın ilgi gösterdik” diyerek sözlerine başlayan Blue Coat CEO’su Greg Clark “Perspecsys, küresel müşterilerimiz tarafından sıklıkla tercih edilen bulut bilişim uygulamaları üzerindeki verinin şifrelenmesi için eşsiz çözümleriyle Blue Coat’a katkı sağlıyor. Özetle Perspecsys, kurumsal siber suç riskini azaltıyor. Şifreleme ile verinin yönetimi, hem veriyi kendi altyapısında barındıran hem de bulut uygulamalarını kullanan şirketlerin siber savunmaları için hızla kritik bir element haline geliyor” şeklinde konuştu.

Asus kurumsal ürünlerini tanıttı

0
Bilgisayar donanımları ve akıllı telefonları ile teknolojiye yön veren Asus, iş dünyasında çığır açacak ASUSPRO Kurumsal Serisi ürünlerini bugün düzenlediği basın toplantısında tanıttı. Lansmanda konuşma yapan AsusKurumsal İş Grubu İş Geliştirme Müdürü Tolga Özdil, “ASUSPRO serisi bilgisayarlar ile çok daha fazla işlemi aynı anda yapabilirsiniz. En yeni Intel işlemcilerle donatılan bu bilgisayarlar, işletmelerin daha verimli ve üretken olması için çoklu görev işlemlerini kolaylaştırır ve performansı artırır. Ekstra ekran kartlarına ihtiyaç duymadan üç bağımsız ekran ile masaüstü çalışma alanını genişletme imkanı sunar” dedi. Tolga Özdil ile gerçekleştirdiğimiz röportajı videmozdan izleyebilirsiniz.  

Markalar için tüketiciyi kazanmanın anahtarı “doğru anı” yakalamak

0
googleMobil teknolojinin hayatlarımızı radikal bir şekilde değiştirdiği günümüzde artık aralıklarla online olmaktan değil, sürekli bağlı olmaktan, milyarlarca önemli anı online olarak yaşamaktan söz ediyoruz. Bu durum kullanıcıların dilediği şeyi dilediği zamanda bulmasını, yapmasını, seyretmesini ya da satın almasını kolaylaştırırken, bir yandan da pazarlamacıların doğru zamanda doğru mesajla doğru insana ulaşmaları için bugüne kadar hiç görülmemiş fırsatlar sunuyor. Google’ın Haziran 2015’te gerçekleştirdiği “Önemli Anlar Türkiye Araştırması” da ortaya koyduğu sonuçlarla günümüz tüketicileri için anların önemine, pazarlamacılar ve iletişimciler içinse bu “doğru anları” yakalamanın yaşamsallığına dikkat çekiyor. Milyarlarca önemli an online olarak yaşanıyor Birden fazla ekran üzerinden medya tüketimi geçtiğimiz 3 yıl içerisinde internet kullanıcılarının %90’ının alışveriş, seyahat planı ya da herhangi bir içerik görüntülemek gibi nedenlerle cihaz değiştirmesine bağlı olarak %500 düzeyinde artış gösterdi1. Bu durumsa tüketicilerin ilham ya da bilgi arayışında olduğu, yeni şeyler keşfettiği ya da kararlar verdiği amaç ve tutku odaklı geçirdiği “önemli anları” beraberinde getirdi. Araştırma kapsamında ‘izlemek istiyorum’, ‘yapmak istiyorum’, ‘bulmam lazım’ ve ‘satın almam lazım’ anları gibi farklı durumları işaret eden bu anlarla ilgili ilginç veriler ortaya konuyor: İzlemek istiyorum anları Akıllı telefon kullanıcılarının %60’ı, ilgili araştırmanın yapıldığı haftadan önce eğlenmek ya da ilham almak için YouTube’u açmış*. Yapmak istiyorum anları 35 yaşın altındaki internet kullanıcılarının %80’i öğrenmek istedikleri her şey hakkında YouTube’da bir video bulabileceğine inanıyor. Bulmam lazım anları İnternet kullanıcılarının %92’si bağlı bir cihazda, çevrim içi veya çevrim dışı içerik veya reklamlar tarafından anında daha fazla bilgi aramaya yönlendiriliyor. Satın almam lazım anları Akıllı telefon kullanıcılarının %92’si belirli ürünler için alışveriş yaparken cihazlarını kullanmış. Markalar için milyarlarca fırsat… Araştırma sonuçları markalar açısından da söz konusu anları doğru değerlendirmenin sağladığı fırsatlara dikkat çekiyor: Tercihleri şekillendirme İnternet tüketicilerinin %71’i bir şirketin mesajının konuyla ilgili olmasının, markayla ilgili düşüncelerini etkilediğini kabul ediyor. Akıllı telefonlarında araştırma yapanların %63’ü cihazlarında o anda telefonlarından ilgili bilgiye ulaştıkları için normalde düşünmedikleri bir markayı satın almayı düşünüyor. Kararları etkileme Akıllı telefonlarında arama (araştırma) yapanların %54’ü cihazlarında o anda ilgili bilgiye ulaştıkları için normalde düşünmedikleri bir markayı gerçekten satın aldığını belirtiyor. Akıllı telefon kullanıcılarının %75’i mağazada cihazlarını son kullandıklarında bir ürün ya da hizmet hakkında internette buldukları bilginin alacakları kararı etkilediğini söylüyor. Önemli Anlar Türkiye Araştırması’nda öne çıkan sonuçlardan bazıları ise şöyle sıralanıyor:
  • Türkiye’de online tüketicilerin %88’i kendisine uygun gelen bir markadan gelen bir mesajı gördükten sonra harekete geçiyor.
  • 35 yaşın altındaki internet kullanıcılarının %80’i öğrenmek istedikleri her şey hakkında YouTube’da bir video bulabileceğine inanıyor.
  • İnternet kullanıcılarının %92’si bağlı bir cihazda, çevrim içi veya çevrim dışı içerik veya reklamlar tarafından anında daha fazla bilgi aramaya yönlendiriliyor.
  • İnternet tüketicilerinin %71’i bir şirketin mesajının konuyla ilgili olmasının, markayla ilgili düşüncelerini etkilediğini kabul ediyor.
  • Akıllı telefonlarında araştırma yapanların %63’ü cihazlarında o anda telefonlarından ilgili bilgiye ulaştıkları için normalde düşünmedikleri bir markayı satın almayı düşünüyor.
  • Akıllı telefonlarında arama (araştırma) yapanların %54’ü cihazlarında o anda ilgili bilgiye ulaştıkları için normalde düşünmedikleri bir markayı gerçekten satın aldıklarını ifade ediyor.
  • Akıllı telefon kullanıcılarının %75’i mağazada cihazlarını son kullandıklarında bir ürün ya da hizmet hakkında internette buldukları bilginin alacakları kararı etkilediğini söylüyor.

Microsoft, Outlook.com’a sosyal özellikler ekleyecek

2
outlookHotmail ismini hatırlıyor musunuz? İnternetin en eski ücretsiz e-posta servislerinden biri olan Hotmail, 2000’li yıllarda Microsoft tarafından satın alınmıştı. Google’ın gmail hamlesi üzerine Microsoft’un da kendisi için ücretsiz bir e-posta servisi edinme çabasının sonucu olarak çok da geliştirilen Hotmail, gmail’in popülerliğini yakalayamayınca, Microsoft tarafından ismi değiştirilerek Outlook.com servisine dönüştürülmüştü. Halen Hotmail.com adresi üzerinden de hizmet veren Outlook.com gmail’in en büyük rakibi olmaya da devam ediyor. Microsoft şimdi Outlook’u daha cazip hale getirmek için servise sosyal özellikler eklemeyi planlıyor. Buna göre Outlook.com hesaplarımızda yakında Facebook’ta olduğu gibi beğeni ve “mention” seçenekleri görebileceğiz. Böylece bir e-postada adı geçen kişilere “mention” uyarısı gidecek veya bir e-postaya alıcıları tarafından “beğeni” yapıldığında gönderici bu konuda uyarı alacak. Microsoft bu sayede Outlook.com servisindeki e-posta iletişimini daha aktif ve pratik bir deneyime dönüştürmeyi planlıyor.