Dell’den Yeni Kampüs ve Veri Merkezi Ağ Çözümleri

0
dell1Dell, kampüs ağlarında her geçen gün artan karmaşıklığa ve veri merkezlerinin büyük bir hızla artan bant genişliği taleplerine yanıt vermek için ağ portföyüne yeni ürünler eklediğini açıkladı. Dell, kampüsler için Dell Networking C9010 Ağ Direktör anahtarı ile bileşeni C1048P Hızlı Erişim Düğümünün kullanıldığı yeni ve tümleşik bir kampüs mimarisi sunuyor. Veri merkezinde ise Dell, benzersiz raf içi ağ esnekliği sağlamak üzere çoklu hızlı bağlantı, modülerlik ve açık ağ oluşturmayı birleştiren Dell Networking S6100-ON’u tanıttı. Dell Solutions Türkiye Direktörü Nevcihan Matur, “Dell’de, veri merkezinde sunucu, depolama ve iş yüklerini bir araya getirmekten kampüste masaüstü bilgisayarları ve mobil cihazları bağlamaya kadar ağ oluşturmayı bütünsel ve uçtan uca ele alıyoruz,” diye konuştu ve ekledi: “Müşterilerimizin geleceğe hazır olmalarına yardım etmek üzere bu yeni ürünler ve özellikler ile yepyeni seviyelerde sadelik ve esneklik sağladığımız için son derece heyecanlıyız.” Yeni Kampüs Ağ Mimarisi: Yeni Dell Networking C9010 Ağ Direktörü ve C1048P Hızlı Erişim Düğümü Geliştirilmiş ölçeklenebilirlik ile sadeleştirilmiş yönetimi bir arada talep eden orta ve büyük ölçekli kampüs ortamları için tasarlanan yeni Dell birleşik kampüs mimarisi, erişimden çekirdeğe kadar tüm kampüs için tek bir yönetim görünümü sağlıyor. Böylece hizmet kalitesi, belirlenen kuralların karşılanması ve yazılım güncellemeleri ile yazılım tanımlı özelliklerin programlanması için tek bir kontrol noktası oluşturuluyor. Buna ek olarak endüstri standardı protokoller sayesinde yeni Dell kampüs mimarisi Dell Network N-serisi anahtarların erişim düğümleri olarak yeniden kullanılmasıyla mevcut Dell kampüs yatırımları üzerinden derhal kullanılır hale getirilebiliyor. Yeni Dell Networking C9010 Ağ Direktörü, yeni nesil çoklu hız desteği olan modüler bir anahtar ve Dell kampüs ağı mimarisini temel alan ilk platform olarak öne çıkıyor. Merkezi olarak yönetilen 4.000 sanal bağlantı noktası için uygun ölçeklendirme, sağladığı 10 Gb ve 40 Gb Ethernet desteği ile kullanım ömrü boyunca esneklik ile son kullanıcı ve uç noktalardan oluşan çok yönlü kampüslerin artan bant genişliği gereksinimlerini karşılamak için herhangi bir araca ihtiyaç kalmadan gelecekte 100 GbE’ye yükseltme olanağı sunuyor. İlk kurulumda C9010, Dell Networking C1048P Hızlı Erişim bağlantı üniteleri olmadan kablolama panellerinde toplu ana anahtarlama platformu olarak hizmet vermek üzere geleneksel kampüs anahtarlama platformu olarak kurulabiliyor. Bununla birlikte kampüs içinde yepyeni sadelik ve ölçekleme seviyeleri sağlamak için C9010’ın gerçek gücü C1048P Hızlı Erişim bağlantı üniteleri ile birlikte kullanıldığında ortaya çıkıyor. Dell Networking C1048P, Ethernet üzerinden C9010’a zenginleştirilmiş güç ve kullanıcı erişimi ile bağlantı sağlayarak C9010 Ağ Direktörünün yeterliliklerini genişletiyor. C1048P, tek başına veya yığın yapılandırması şeklinde kurulabiliyor ve yeni mimariye istendiğinde eklenebilmesiyle mevcut bakım ve çalıştırma işlerini son derece sadeleştiriyor. Yeni Dell Ağ S6100-ON Çoklu-Hızlı Modüler Raf İçi Anahtar S Serisi Veri merkezi anahtarlarının en yenisi olan Dell Network S6100-ON, çoklu hızlı bağlantı ile kasa seviyesinde modülerlik ve açık ağ oluşturmayı birleştirerek, kabin içinde maksimum esneklik ve kontrol arayan veri merkezi operatörleri için ideal çözümü sunuyor. Birden çok genişleme modülü sayesinde kullanıcılar, 10 ila 100 GbE arasında değişen bağlantı noktası hızı ile kurulumda esneklik sağlamak üzere hem QSFP28 hem de CXP bağlantı noktası seçeneği sunabilme esnekliğine kavuşuyor. Artan yoğunluğu, performansı, esnekliği ve sadeleştirilmiş yönetimi ile Dell S6100-ON Geleceğe Hazır Kurumlar için son derece önemli öğeler olan sanallaştırma, bulut ve büyük veri analitiği ortamları için ideal çözümü sunuyor.

Bugüne kadar üretilen en büyük ekranlı 4K Philips

0
philipsPhilips tarafından bugüne kadar üretilen en büyük ekrana sahip 98 inç (250 cm) modelin yanı sıra 84 inç (213 cm) model de dikkat çekiyor. “BDL9870EU” ve “BDL8470EU” kod adını taşıyan bu modeller, hem dikey hem de yatay biçimde, profesyonel olarak 7/24 kullanılabiliyor ve “3840 x 2160” piksel çözünürlükleri ile piyasadaki en yaygın çözünürlük olan Full HD’nin tam dört katı gerçekçi bir görüntü deneyimi yaşatıyor. Üstün parlaklık ve daha geniş bir izleme açısı! Daha iyi bir renk performansına, daha keskin ve canlı görüntü kalitesine; hem yatay hem de dikey eksende 178-derece geniş izleme açısına sahip “IPS” (in-plane switching) paneller ile donatılan Philips “U-Serisi” signage modelleri, 500cd/m2 gücündeki yüksek parlaklıkları ile en aydınlık ortamlarda bile rahatlıkla kullanılabiliyorlar. “FailOver” teknolojisiyle zorlu uygulamalarda 7/24 operasyon! Profesyonel monitörlerin ve signage ekranlarının 7/24 kesintisiz çalışmaya uygun şekilde tasarlanmış ve üretilmiş olmaları gerekliliğinden yola çıkan ve müzeler, mağazalar, eğitim kurumları gibi uzun süreli operasyon gerektiren zorlu uygulamalarda kullanılmak üzere özel olarak tasarlanan Philips “U-Serisi; 7/24 koruma sağlayan devrimsel “FailOver” teknolojisine sahip. Cihazlara içerik aktaran medya oynatıcıdan kaynaklanabilecek bir aksaklık durumunda otomatik olarak devreye giren “FailOver”, bu gibi durumlar öngörülerek depolanmış “back-up” içeriği anında ekranda oynatmaya başlıyor. İstediğiniz yerden tek tuşla, tüm ayarlar kontrolünüzde! Philips’in özel olarak geliştirdiği “SmartControl” yazılımı sayesinde, tüm signage ekran ağı; uzaktan kontrol edilebiliyor. Signage ağında bulunan “U-Serisi” ekranların her birinin parlaklıkları, çözünürlükleri ve kontrast ayarları gibi değerleri, bireysel olarak uzaktan değiştirilebiliyor. Dörtlü kaynak desteği ile tek ekranda çoklu Full HD içerik gösterimi! Philips “U-Serisi” Ultra HD signage ekranları; Full HD ve Ultra HD çözünürlükte içerik sunumu, oynatımı ve gösterimi konusunda yepyeni fırsatlar sunuyor. Yüksek çözünürlüklü yeni signage ekranlar, her biri farklı bir Full HD kaynaktan aldığı içeriği oynatabilen dört farklı ekrana bölünebiliyor. Bu dörtlü kaynak desteği sayesinde “U-Serisi” signage ekranlar; kontrol odaları, müzeler gibi çoklu içeriklerin eşzamanlı gösterildiği uygulamalar için ideal bir çözüm olarak öne çıkıyor. 4K çözünürlüğü ve 500 cd/m2 parlaklığı ile kurumlar için fark yaratan bir çözüm! Dünyada, görüntü sistemleri alanında son dönemlerde en sık telaffuz edilen ürün grubunun “LED” ekranlar ile birlikte; büyük ölçekli ekranlar olduğunu belirten Astel Pazarlama Direktörü Kaan Kısakol yeni “U-Serisi” hakkında, “Philips de yeni çıkardığı “U-Serisi”nde yer alan“BDL8470EU” ve “BDL9870EU” modelleri ile bu trendin öncülerinden olduğunu kaydetti. Yeni “U-Serisi”nin dev ekranının yanı sıra 4K çözünürlüğü ve 500 cd/m2 parlaklığı ile gelen üstün görüntü kalitesi sayesinde kurumların mesajlarını çok daha etkileyici ve efektif bir şekilde iletebileceğini belirten Astel Pazarlama Direktörü Kaan Kısakol, “Yine aynı şekilde kurumlar uzun çalışma saatleri gerektiren müze, eğitim, perakende gibi uygulamalarda, 7/24 operasyona uygun özellikleri ile fark yaratan bir çözüme kavuşacaklar” dedi.

Emarsys, Vector Capital’dan 33 milyon dolarlık yatırım aldı.

0
emarsysDünyanın önde gelen eposta, kişisel ürün tavsiye, sosyal ve mobil pazarlama çözüm sağlayıcılarından Emarsys, lanse ettiği B2C Marketing Cloud platformuyla San Francisco merkezli Vector Capital firmasından 33 milyon dolarlık sermaye yatırımı aldı. Emarsys, finansmanı ABD ve Latin Amerika pazarlarındaki hızlı büyümesini desteklemek, ürün inovasyonlarına yatırım yapmak, satış ve pazarlama ekiplerini genişletmek için kullanacak ve finansman sayesinde yoğun talebe yanıt olarak şirketin ABD’deki ilk ofislerini açacak. Finansmanla ilgili bilgi veren Emarsys Kurucusu ve CEO’su Hagai Hartmann: “Vector Capital ile yatırım ortaklığımızdan büyük mutluluk duyuyor, ABD ve Latin Amerika pazarlarındaki genişlememizi desteklemek üzere bilgi birikimlerinden ve kaynaklarından en avantajlı şekilde yararlanacağımızı umuyoruz. Özellikle B2C ticaret için sıfırdan geliştirilen, tüm uygulamaların birlikte çalıştığı ve iletişim kurduğu tek Marketing Cloud bizimki. Bir B2C şirketinin pazarlama kaynaklarının büyük kısmı hali hazırda yeni müşteri kazanmaya harcanırken, mevcut müşterileri korumaya, memnun etmeye ve geliri maksimize etmeye yeterince yatırım yapılmıyor. Biz bu dinamiği değiştirmeyi planlıyoruz.” dedi. B2C pazarlama profesyonellerinin karşılaştığı özgün zorlukları ele almak için tasarlanan ve amaca yönelik olarak geliştirilen Emarsys platformu; müşteri verileri, kişiselleştirme, öngörülebilir tavsiyeler ve her kanalda pazarlama gibi özellikleri masaüstü, mobil ve sosyal kanallar için ölçekleyerek tek bir bulut platformda entegre ediyor. Makine öğrenmesini ve veri bilimini kombine eden bu platform, tüketici davranışlarıyla ilgili ham verileri müşteri kimliğini daha iyi anlamayı sağlayan bilgilere dönüştürerek ileri düzeyde kişiselleştirilmiş müşteri deneyimleri ve yolculukları yaratıyor. Emarsys platformunu kullanan pazarlama profesyonelleri de ciddi anlamda daha uzun ömürlü ve daha karlı müşteri ilişkileriyle ödüllendiriliyor.

Skype iOS kullanıcıları pratik bir yetenek kazandı

0
skype-iphone-5Skype, mobil çalışanlar için çok önemli bir enstrüman haline dönüştü. Uzak mesafeden yüz yüze video görüşme yapmaya imkan tanıyan uygulama uzun zamandır profesyonellerin iş hayatını kolaylaştırmasıyla büyük beğeni topluyordu. Microsoft şimdi popüler Skype uygulamasına güzel bir yetenek daha kazandırdı. Artık iOS 9 kullanıcıları, Skype üzerinden telefona gelen uyarıları cevaplamak için uygulamayı açmak zorunda olmayacak. Doğruda uyarı ekranından temastaki kişiye yazılı mesaj göndermek mümkün olacak. Böylece iş koşturmacası arasında kontaklarıyla iletişimde kalma durumunda olan profesyonel kullanıcıların hayatı biraz daha kolaylaşmış olacak. Bu yeni özellik, daha çok video ve ses iletişimi için kullanılan Skype’ın, WhatsApp gibi yoğun bir metin mesaj uygulaması gibi kullanılmasını da kolaylaştıracak.

Flash teknolojilerine yatırım, zamana yatırımdır

0
netappVeri depolama ve yönetimi alanında dünyanın lider şirketlerinden NetApp’ın Kıdemli Başkan Yardımcısı ve EMEA Bölgesi Genel Müdürü Manfred Reitner, NetApp Ortadoğu, Doğu Avrupa & Türkiye, Afrika ve Rusya & CIS Kıdemli Direktörü Konstantin Ebert ve Türkiye Genel Müdürü Behçet Yumrukçallı, olağanüstü düşük maliyet sağlayan ve performans atılımları gerçekleştirmeyi hızlandıran flash tabanlı yenilikçi depolama ve veri yönetimi çözümlerini anlattı. Teknolojinin günlük hayatımızın her alanına işlemesi nedeniyle, tüketicilere ürün ya da hizmetlerini mobil cihazlar, internet veya uygulamalar üzerinden ulaştıran işletmelerin; daha hızlı ve efektif bir şekilde yanıt vermelerinin zorunlu hale geldiği üzerinde duran Reitner, NetApp’ın flash tabanlı çözümlerinin işletmelere kazandırdığı avantajları aktardı. “Flash teknolojilerine yatırım zamana yatırımdır” Teknolojinin gerek müşteri gerekse işletmelerin beklentilerinde yarattığı değişim nedeniyle günümüzde kesintisiz hizmetin oldukça önemli hale geldiğini söyleyen Reitner, “Flash gibi yüksek performans sağlayan bir altyapıya yatırım zamana yatırımdır. Günümüzün iş dünyasında ise zaman hem müşteriler hem de işletmeler için oldukça önemlidir. Dahası teknolojik yenilikler ve AR-GE çalışmaları da flash teknolojilerinin maliyetlerini her geçen gün daha da aşağılara çekerken performansını ise yükseltmeye devam ediyor. NetApp’ın sunduğu çözümler ise flash teknolojilerini kompleks depolama sistemleri ile kusursuz bir şekilde kolayca entegre ediyor.” dedi. NetApp’ın flash tabanlı depolama çözümlerinin sunduğu hız konusuna da değinen Reitner, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Sonuç olarak iş dünyası flash tabanlı teknolojiye artık daha çok ihtiyaç duyuyor. Araştırma şirketi Gartner’ın yaptığı bir araştırmaya göre all-flash ürün pazarının 2014 ila 2019 arasında yıllık ortalama büyüme hızı yüzde 37 seviyesinde olacak. NetApp’ın geliştirmiş olduğu NetApp Data ONTAP işletim sistemi ile kullanılan flash tabanlı bir depolama sistemi işletmeleri rakipleri karşısında neredeyse geçilmesi imkansız bir hıza ulaştırıyor. İşletmelere sunduğumuz bu hızın yanı sıra veri yönetimi alanında da Data Fabric vizyonu ile entegre olması da NetApp’ın flash tabanlı çözümlerini öne çıkaran bir diğer özellik. NetApp’ın veri yönetimi ile ilgili vizyonunu oluşturan Data Fabric sayesinde işletmeler hibrit bulut üzerinden verilerini kusursuz bir şekilde yönetebiliyor. Data Fabric, verinin bir buluttan diğerine kolaylıkla taşınmasını ve sorunsuz bir şekilde yönetilmesini sağlıyor. Aynı zamanda işletmelerin, uygulama, teknoloji veya bulut altyapısından bağımsız olarak, ilgili politikaları ve hizmetleri hibrit buluttaki veri üzerinde uygulayabilmesine yardımcı oluyor. Clustered Data ONTAP çözümümüz ise hem kurum içi dahili hem de bulut depolamada verilerin tek bir platform üzerinden yönetilmesine imkan veriyor. Data Fabric vizyonumuzun temelini oluşturan Clustered Data ONTAP, veri yönetiminin geleceği ile ilgili vizyonumuzun uygulamaya geçmiş halidir.” “Işık hızında hizmet ancak flash ile mümkündür” Reitner ardından söz alan NetApp Türkiye Genel Müdürü Behçet Yumrukçallı’nın ise Cisco’nun 2014 yılındaki Global Mobil Veri Trafik raporuna göre dünya genelinde 2018’e kadar 10 milyar cihazın birbirine bağlanacağını aktarırken bu sayının şu an dünya üzerinde yaşayan tahmini 7,6 milyar insandan bile fazla olacağına dikkat çekti. Bu durumun günümüzdeki veri trafiğini katlayarak artıracağının altını çizen Yumrukçallı, “Artık teknoloji, işletmelerin müşterileri ile iletişimini daha akıllı hale getiriyor. Örneğin internetten hızla yemek siparişi verebiliyoruz, uçağa bindiğimiz sırada seyahat sigortası yaptırabiliyoruz. Müşteriyi bekleten hizmet ve ürünler ölüme mahkumdur. Müşteriye hızla yanıt veren hizmet ve ürünler ise daha da parlayacaktır. Işık hızında hizmet ise ancak flash ile mümkün hale gelmiştir.” dedi. NetApp’ın flash tabanlı depolama ve yedekleme çözümlerinin iş dünyasına kazandırdığı avantajlar ile ilgili somut bilgiler de veren Yumrukçallı, “Örneğin flash depolama, bankaların ticari uygulamalarını hızlandırmasına ve yeni bankacılık ürünlerini test etmesine imkan verir. Pazarlama için daha fazla zaman ve daha güvenilir uygulamalar flash teknolojisi ile hayat bulur. Petrol ve doğalgaz şirketleri ise kaynakların yerini tam olarak tespit etmek ve üretimi artırmak için verilerin yoğun şekilde kullanıldığı kompleks analizlere gittikçe daha çok ihtiyaç duyuyor. İşte bu noktada flash depolama ile analizler, günler yerine saatler içerisinde yapılabilir hale geliyor. Günümüzün e-ticaret sektöründe ise ışık hızında depolama, işlem yapma, veri çekme ve uygulama çalıştırmak için flash kullanıyor. Global çapta satış yapan bir güzellik şirketinin saniyede yaptığı işlem adeti 14.000’ni bulabiliyor. Bu denli yoğun satış işlemini kaldıracak sistem flash tabanlı sistemlerdir.” şeklinde konuştu. Flash depolamada kullanılan SSD’lerin geleneksel sabit disklere kıyasla 1000 kata kadar daha hızlı veri erişimine imkan tanıyabildiğini ve 2 adet SSD’nin 84 adet HDD’ye eşdeğer olduğunu ifade eden Yumrukçallı sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Flash; depolama alanında, enerjide ve soğutmada %95’e varan tasarruf ile işletmeleri çevre dostu yapar. Bu işletmeler, veriye 12GB/s hızında ulaşabilir. Tıpkı bir Blu-Ray filmini 2 saniyede indirmek gibi… Müşterilerin gittikçe daha fazla mobilite olması işletmelerin daha iyi ve daha akıllı hizmetler sunmasını zorunlu hale getiriyor. NetApp’ın çok patentli flash depolama teknolojileri ile işinizi en iyi şekilde yaptığınızdan emin olabilirsiniz.” Toplantıda konuşan NetApp Ortadoğu, Doğu Avrupa & Türkiye, Afrika ve Rusya & CIS Kıdemli Direktörü Konstantin Ebert de nesnelerin internetinin doğuşu, artan veri trafiği ve ihtiyaç duyulan depolama alanının her geçen gün daha da artması sonucu geleneksel teknoloji altyapısı ile işletmelerin müşteriye ulaşmasının maliyetli hale geldiğine dikkat çekti. NetApp’ın bu maliyeti oldukça düşük seviyelere çektiğine vurgu yapan Ebert Türkiye’nin NetApp için önemine de değinerek, “Türkiye bizim için oldukça önemli bir ülkedir. Gelişen ve büyüyen ekonomisi, sahip olduğu genç ve dinamik nüfus ile Türkiye’nin teknoloji alanında büyük bir potansiyeli olduğuna inanıyor ve Türkiye’ye sonuna kadar güveniyoruz. Türkiye’deki yatırımlarımıza hız kesmeden devam edeceğiz.” dedi. NetApp, flash depolamaya geçen işletmelere destek programını genişletti NetApp Kıdemli Başkan Yardımcısı ve EMEA Bölgesi Genel Müdürü Manfred Reitner toplantıda NetApp’ın flash depolamaya geçen işletmelere sunduğu destek programını genişlettiği müjdesini de verdi. İşletmelerin flash tabanlı hibrit buluta geçişlerinin artması ile NetApp All Flash FAS (AFF) 8000 serisinin daha da önemli hale geldiğini söyleyen Reitner, bu değişimi hızlandırmak amacıyla NetApp olarak hibrit buluta geçişi kolaylaştırmak için ortaklarına ve kurumlara yönelik destek programlarını genişlettiklerini söyledi. Genişletilen destek programı kapsamında ücretsiz denetici güncellemesi, garanti süresini genişletme ve teknik desteği dört yıla çıkarma seçenekleri, AFF serisinin son ürünü AFF8080 EX 6U modelinin riskten uzak deneme sürümleri sunulacak. All-flash depolama teknolojisi, uygulama performansını artırarak ve sunucu verimliliğini geliştirerek şirketlerin iş süreçlerini ciddi şekilde değiştiriyor. Ancak bugün piyasadaki diğer all-flash çözümlerinde; kurumlar için uygulama entegrasyonu, yerleşik veri koruması ve bulut ile entegrasyon gibi çekirdek öneme sahip özellikler bulunmuyor. AFF8000 serisi ise all-flash sistemlerini kurumların gelişimi için hazır hale getirecek yararlar sunuyor. Eskiyen verileri kusursuz bir şekilde flash üzerinden disk ve buluta taşıyabilen NetApp, müşterilerin yatırım karlılığını da artırıyor.

Asseco SEE, güvenli e-ödeme sistemlerindeki deneyimini Afrika’ya taşıyor

0
Portrait of young female lying with laptop in front of her and plastic card in hand
Portrait of young female lying with laptop in front of her and plastic card in hand
Güvenli e-ödeme çözümleri alanında uzman ve deneyimli kadrosuyla hizmet veren Asseco SEE, güvenli e-ödeme alanında komple bir elektronik ticaret altyapısı sunuyor. Türkiye’nin önde gelen bankalarına hizmet, ürün satış, bakım ve 7×24 operasyonel teknik destek hizmeti sağlayan Asseco SEE, Türkiye’deki bilgi birikimini ve deneyimini Afrika’ya taşıyor. Maroc Telecommerce, uzun vadeli hedeflerine NestPay ile ulaşacak Fas’in ilk ve en büyük ödeme hizmet sağlayıcısı Maroc Telecommerce, mevcut ödeme platformunu uzun vadeli hedefleri ile uyumlu olmadığı için değiştirme kararı aldı ve Asseco SEE’nin güvenli e-ödeme çözümü NestPay®’i yeni ödeme platformu olarak seçti. Proje kapsamında Maroc Telecommerce’ün mevcut ödeme geçidi alt yapısı NestPay® ile değiştirilecek. NestPay®, esnek mimarisi ve Asseco SEE’nin 15 yılı aşkın e-ticaret deneyimi ile Maroc Telecommerce’ün uzun vadeli hedeflerine ulaşmasına yardımcı olacak. Ayrıca Maroc Telecommerce, NestPay’in sağladığı esnek platform ile Fas’taki müşterilerine yeni hizmetler sunabilecek. Bu sayede Maroc Telecommerce pazarda önemli bir avantaj yakalayacak. Asseco SEE ödeme çözümleriyle, Fas e-ticaret pazarı hızla gelişecek Asseco SEE olarak Afrika’daki ilk projelerini aldıklarını ve bu alandaki birikimlerini farklı kıtalara da taşıdıkları için çok mutlu olduklarını belirten Asseco SEE Grup Yöneticisi Burak Kutlu, “Afrika pazarı son derece umut vadeden ve hızla gelişen bir pazar. NestPay®’in gelişmiş özellikleri ve esnek mimarisi, bu dinamik pazardaki ihtiyaçları karşılamaya çok uygun. Maroc Telecommerce’e sunduğumuz çözümle ödeme sistemleri alanında yeni bir dönemin kapılarını aralamış oluyoruz. Çözümlerimizle müşterilerimize katma değer yaratmaya ve sahip olduğumuz bilgi birikimiyle farklı coğrafyalarda hizmet vermeye devam edeceğiz.” dedi. Fas’ta e-ticaretin hızla geliştiğini ve büyüdüğünü ifade eden Maroc Telecommerce CEO’su Samira Gourroum ise iş birliği hakkında şunları söyledi: “Artan ihtiyaçlarımız doğrultusunda, gelişmiş teknoloji üreten ve kanıtlanmış deneyime sahip yeni bir çözüm ortağına ihtiyaç duyuyorduk. Yaptığımız çalışmalar sonucunda Asseco SEE’yi, Fas e-ticaret pazarının ihtiyaç duyduğu dinamizmi karşılayabilecek yeni çözüm ortağımız olarak belirledik.” Güvenli e-ödeme çözümü Nestpay, Asseco SEE tarafından geliştirildi Asseco SEE tarafından geliştirilen güvenli e-ödeme çözümü NestPay, başta bankalar olmak üzere, online ödemeler pazarında, müşterilerine tahsilat çözümü sunmak isteyen finansal kurumların ihtiyaçlarını karşılıyor. Türkiye pazarının yanı sıra, uluslararası pazara da sunulan NestPay, binlerce iş yerine sanal POS’larını merkezi bir lokasyondan yönetebilme olanağı sağlıyor. Asseco SEE hakkında: Asseco SEE, yazılım ve hizmet gelirleri bazında Güney Doğu Avrupa’nın ve Türkiye’nin en büyük bilişim şirketlerinden biridir. Şirket, finans, ödeme sistemleri, kamu ve telekom dahil olmak üzere çeşitli dikey sektörlere yönelik bilgi ve iletişim teknolojileri (ICT) çözümleri sunmaktadır. Asseco SEE hisseleri, Ekim 2009 yılından bu yana, Varşova Menkul Kıymetler Borsası’nda işlem görmektedir. Asseco SEE Grubu 13 ülkede 1.400’den fazla çalışana sahiptir. Güney Doğu Avrupa Bölgesi’ndeki 15 büyük bankanın, 10’nundan fazlası Asseco SEE tarafından sunulan çözüm ve hizmetleri kullanmaktadır. Fas Telecommerce hakkında: Fas’ın ilk e-ticaret ödeme servis sağlayıcısı Fas Telecommerce, Fas bankaları tarafından 2001 yılında kurulmuştur. Bankalararası İşlem Merkezi’nin (CMI) %100 iştiraki olarak, e- ticaret ve e-devlet ödemeleri alanında Fas’ın önde gelen servis sağlayıcısıdır. Fas Telecommerce, müşterilerine güvenli teknoloji ve altyapı sağlarken, onların tahsilat ve satış kanallarını hem yurt içinde hem de yurt dışında farklılaştırmak misyonuyla hizmet vermektedir. Bankalararası İşlem Merkezi ve yerel bankalarla yaptığı iş birliği ile müşterilerine ‘Fatourati’ adı verilen çoklu kanal bir ödeme servisi sunmaktadır. Fatourati, tek bir arayüz üzerinden çoklu bankacılık ödeme kanallarına (internet, ATM, m-bankacılık, e-bankacılık, şubeler ve hizmet noktaları) ve çeşitli ödeme araçlarına (kredi kartı, nakit, havale, cüzdan, vb.) erişim sağlayan bir sistemdir.

Apple ikinci uzay gemisini yaptırıyor

0
apple 1Apple’ın 260 dönüm üzerine kurulan yeni merkezine taşınma işlemleri önümüzdeki ay tamamlanacak ve Tim Cook ile 12 bin çalışanı günlük hayatlarına bu uzay gemisinde devam edecekler. Yeni kampüs haberlerinin ortaya çıktığı ilk günlerden itibaren, tasarımı uzay gemisine benzetilen yeni kampüsün tüm medyanın ilgi odağı olacağı da kesin ancak Apple şimdi daha büyük bir sürpriz hazırlıyor olabilir çünkü şirketin 7 km ötede yeni bir arazi aldığı ve üzerine yine uzay gemisine benzetilecek ikinci bir kampüs kurulması için inşaat şirketiyle anlaştığı söyleniyor. Cupertino’dan 7 km uzaklıktaki Sunnyvale’de yer alacak olan kampüs’ün mimari çizimlerinin de hazır olduğu ve yine Apple tarzında, çalışanlar için bol bol yeşil alanın bırakıldığı, ferah ve  huzurlu bir çalışma alanı oluşturulduğu anlaşılıyor. apple 2 apple2 apple3

FIT Solutions, e-Dönüşüm ile 1.5 milyon A4 tasarrufu

0
fitTürkiye’nin e-Dönüşüm lideri FIT Solutions’ın hizmet verdiği Borusan Holding, e-Defter ve e-Fatura çözümlerini kullanarak milyonlarca sayfa kağıttan tasarruf ediyor. FIT Solutions CEO’su Koray Gültekin Bahar, “Borusan Holding dahilinde FIT Solutions’ın e-Defter ve e-Fatura çözümleri kullanıldı. Toplam 7800 çalışanı olan Borusan Holding ile yaptığımız e-Defter ve e-Fatura projeleri sonucunda bu 1,5 milyonluk A4 kağıt israfı artık ortadan kaldırıldı” diyor. e-Defter ve e-Fatura hizmetleri e-Defter uygulaması defterlerin kağıt halinde basılması ve saklanması gibi zahmetli ve maliyetli işlemleri, elektronik ortamda kolayca ve çok daha düşük maliyetle yapma imkanı sunuyor. Ortalama ayda 10.000 sayfa defter tutan bir firmanın 5.000 TL civarında olan tasdik maliyeti, e-Defter’e geçildiğinde, yaklaşık yüzde 60 oranında düşüyor; kırtasiye masrafı sıfırlanıyor. Gelir İdaresi Başkanlığı, küçük ve orta ölçekli bir firmanın e-Defter kullanmaya başladığında ayda 8.000 TL civarında tasarruf edeceğini öngörüyor. e-Fatura kullanan şirketler matbaa baskı, arşivleme, sevk etme ve noter tasdiki gibi süreçleri yaşamadıkları için ciddi maliyet avantajları elde edebiliyorlar. Bir tek basılı faturanın maliyeti ile 300 e-Fatura kesilebildiğini daha önce belirtmiştim. e-Fatura ile yalnızca faturanın kağıt, mürekkep, yazıcı çıktısı gibi masraflarından değil, ayrıca kurye ile gönderme, faturaya itiraz edildiğinde oluşacak ek masraflardan da şirketler kurtulabiliyor. Ayrıca operasyonel süreç çok kısaldığı için çalışanlar üzerindeki iş yükü de azalıyor ve daha önemli işlere odaklanabiliyorlar. Genel olarak tüm şirketin daha etkin çalışması sağlanıyor. Finansal ve ekolojik etkileri FIT Solutions’ın sunduğu bu hizmetler sonucunda aynı zamanda ağaçların korunmasına da dolaylı olarak katkıda bulunuluyor. Koray Gültekin Bahar, “10 bin sayfanın 1 ağaç ettiğini düşünürsek, Borusan Holding’le yaptığımız işbirliği kapsamında her yıl yaklaşık 140 – 150 ağacı kurtarıyoruz” diyor. Projenin aynı zamanda finansal getirileri de var. Yalnızca tasarruf edilen kağıt malzeme fiyatı 30 bin TL’yi geçiyor. Defter tutmak ve fatura düzenlemek için gerekli olan diğer kırtasiye malzemeleri, faturaların gönderimi, noter tasdikleri ve bunları hazırlayan personelin iş gücü kaybı hesaplandığında tasarruf edilen rakam çığ gibi büyüyor.

Aileler daha fazla kontrol istiyor

0
child-ipad-437938Türkiye’nin dinamik bir ülke olmasının arkasındaki gerçek, çocuk ve genç nüfusun yoğunluğundan kaynaklanıyor. Çocuk sayımızın giderek arttığını da kabul etmek lazım. Üstelik bu yeni doğan veya henüz ilk/orta öğrenim aşamasındaki çocuklar, eskiye göre artık çok daha fazla şekilde teknoloji talebinde bulunuyor. Bir çocuk, henüz okula bile başlamadan, tablet kullanmaya başlıyor, YouTube’da gezinmeyi, tek kelime yazı yazmadan tavsiye edilen videolar üzerinden veya sesli arama ile çizgi film aramayı becerebiliyor. Elbette çocukların internetle içiçe büyümesi aileleri de endişelendiriyor zira çocukların internette neyle karşılaşacaklarını bilemiyorlar. Bu konuda geçtiğimiz yıllarda büyük tartışmalar yaşandı. Bulunan çözüm ise ISS’ler düzeyinde uygulanan “aile fitreleri” çözümü oldu. Biliyorsunuz bu çözümde aileler internet servis sağlayıcısı üzerindeki hesaplarına aile filtresi uygulanmasını seçerek, eve giren internet bağlantısından çocukların görmemesi gereken içeriklerin çıkarılmasını sağlayabiliyorlar. Ancak bu fitlereme, web sitelerini engelleme yoluyla gerçekleşiyor. Yani eğer bir web sitesine girebiliyorsanız, onun içindeki içeriğe de engelsizce ulaşabiliyorsunuz. İşte bu noktada aileler yeni çözümlere ihtiyaç duyuyorlar. Özellikle çocukların çok sevdiği YouTube’da içerikleri filtreleyecek, çocuklara uygun içerikleri seçecek bir filtreleme sisteminin olmaması aileleri kara kara düşündürüyor. Veya tableti çocuğun eline verdiğinizde sadece çocukların girebileceği sitelere erişim sağlayacak bir tarayıcı arayüzü açılabilirken, anne/babanın kullandığı telefonda/tablette/PC’de hiçbir erişim kısıtlaması olmaksızın internete erişebilmek büyük önem taşıyor. ABD’de YouTube’un bu alanda bir çalışması var ve sadece çocuklara özel bir YouTube’u yayına sokmuş durumda. Böylece aileler içleri rahat şekilde YouTube çocuk kanalını açıp çocuklarına tableti teslim edebiliyorlar. Çocukların karşısına cinsellik, kan, şiddet, korku/zombi içerikleri çıkmıyor. Ne yazık ki YouTube’un bunu Türkiye’ye uyarlamasına bir hayli zaman var. Ama Türkiye’de ailelerinin o kadar zamanları yok. Çocuklar büyüyor ve ellerinden tabletleri, PC’leri düşürmüyorlar. Aileler bir an önce çocuklarına güvenli içerik sunacak filtre uygulamalarına ihtiyaç duyuyorlar. Türkiye yazılım/bilişim pazarı ise ailelere yönelik bu tür içerik filtresi konusuna henüz çok yoğunlaşmış değil. Dolayısıyla bu alanda önemli bir talep olmasına rağmen arz son derece az. Yazılım/bilişim firmalarımızın hızlıca büyüme gösterebileceği bu alanda ilk ürünleri verenlerin pazarda büyük bir avantaj sağlayacağını tahmin etmek zor değil. Çocuklar için internette güvenli dolanmayı sağlayacak özel bir tarayıcı arayüzü, çocuklar için özel içerikleri derleyen uygulamalar, web servisleri veya benzer filtreleme sistemleri yapımcılarını bekliyor.

Çok tehlikeli aramalar!

0
article-0-1B33C319000005DC-478_634x424Elektronik Dans Müziği (EDM) DJ’i Armin van Buuren, Intel Security’nin çevrimiçi aramalar için en tehlikeli ünlüsü olarak geçen seneki lider olan komedyen ve talk show’cu Jimmy Kimmel’in yerini aldı. Intel Security’nin 9 yıldır kesintisiz olarak gerçekleştirdiği çalışmada, zararlı sitelere çekmek için popüler kültürün hangi ünlülerinin en çok kullanılıp, bir anlamda “en tehlikeli” arama sonuçlarına neden olduğunu ortaya çıkardı. Intel Security Most Dangerous Celebrities™ (En Tehlikeli Ünlüler) araştırması, hangi ünlü isimlerle arama yapan kişilerin virüs ve kötü amaçlı yazılıma daha fazla maruz kalabileceğini ölçtü. Armin van Buuren, bu listede 1 numaraya yerleşen ilk DJ ve üçüncü erkek ünlü (2014’te ikinci sırada yer alıyordu). Birinci sırada 2008 yılında Brad Pitt ve 2014’te ise Jimmy Kimmel yer alıyordu. Usher ise, 2. sırada yer alan Luke Bryan ve 4. sırada yer alan Britney Spears arasında kalarak 3 numaraya yerleşti. İlk 10’da yer alan diğer ünlüler ise şöyle: Amy Schumer (7. sıra), Betty White (8. sıra), Lorde (9. sıra) ve Nina Dobrev (10. sıra). İlk 10’un yedisinde EDM’den country tarzına, hip hop’tan pop müziğe kadar farklı kategorilerdeki sanatçılar yer alıyor. Araştırmanın Türkiye ayağında ise popçular ön sırada. Siber suçlular tarafından kullanılan isimlerin başında gelen Tarkan’ı (%11.25), Kenan Doğulu(%10.14) ve Murat Dalkılıç(%8.47) izliyor. Bilişim suçluları her zaman ödül törenleri, televizyon şovları ve film galaları, albüm lansmanları, ünlülerin ayrılıkları ve bunun gibi popüler kültür olaylarına tüketicilerin gösterdiği ilgiyi kendi avantajlarına dönüştürmenin yollarını arıyor. Siber suçlular, durumdan şüphelenmeyen tüketicileri kötü amaçlı yazılımlarla dolu sitelere yönlendirerek şifre ve kişisel bilgilerini çalıp bu ilgiyi kendi çıkarları için kullanıyor. “Günümüz kültürünün meşgul olması ve gerçek zamanlı bilgiye erişme arzusu nedeniyle, tüketiciler genellikle emniyet ve güvenlik sonuçlarını düşünmeden kendilerine haber ve eğlence içeriklerini hızla sağlayan sitelere tıklıyor” diyen Intel Security güvenlik uzmanı Stacey Conner, siber suçluların, insanları güvenli olmayan ve kişisel verilerin çalınabildiği sitelere girmeye teşvik ederek bu aciliyet ihtiyacını kendi avantajlarına çevirdiğini söylüyor. Özellikle ücretsiz müzik indirmek veya dinlemek isteyen kişiler risk altında olabilir. Ünlü isimlerin ‘free MP4, ‘HD downloads,’ veya ‘torrent’ gibi kelimelerle arandığı zaman, internet üzerinde en çok aranan ifadeler haline geldiğini belirten Conner, tüketicilerin yasal kanallarla erişime sunulmayan müzikleri aradığında, hem dijital yaşamları hem de cihazları riske attığını vurgulayor. Armin Van Buuren Aralamalarında Neredeyse Her 5 Aramanın 1’i Kötü Amaçlı Sitelere Yönlendiriliyor Intel Security araştırmasına göre; “Armin van Buuren” ile birlikte “free MP4,” “HD downloads,” veya “torrent” kelimeleri kullanılarak yapılan aramaların sonuçlarına tıklandığında, casus yazılım, reklam yazılımı, spam, oltalama, virüs ve diğer kötü amaçlı yazılımlar gibi çevrimiçi tehditler yarattığı kanıtlanan bir web sitesine yönlendirilme ihtimali neredeyse 5’te 1. İlk on listesi ise şöyle: 1 Armin van Buuren 17.92% 2 Luke Bryan 17.64% 3 Usher 16.67% 4 Britney Spears 16.39% 5 Jay Z 15.83% 6 Katy Perry 14.86% 7 Amy Schumer 14.72% 8 Betty White 14.03% 9 Lorde 13.61% 10 Nina Dobrev 13.19% Bu yılki araştırmada Dünya’da en yüksek risk yüzdelerine sahip olduğu belirlenen ilk onun yedisinde, EDM, country, hip hop ve pop tarzındaki sanatçılar yer alıyor. Britney Spears listede geçtiğimiz yıl 7. sırada yer alırken bu yıl 4. sıraya yükselerek listedeki yerini koruyor. Justin Bieber (11. sıra), Rihanna (12. sıra), Jennifer Lopez ve Kenny Chesney (ikisi de 13. Sırayı paylaşıyor), Selena Gomez (14. sıra), Zendaya (15. sıra), Kanye West (16. sıra), Afrojack ve Miley Cyrus (19. sırayı paylaşıyor) ve Nick Jonas (20. sıra), ilk 10’u yakından takip eden isimler olarak ilk 20’ye girdi. Kadın Komedyenler Kadın komedyenler Amy Schumer ve Betty White sırasıyla 7. ve 8. sıralara yerleşerek ilk 10’a girdi. Geçen yılın En Tehlikeli Ünlüsü Jimmy Kimmel, bu yılki listede 26’ya geriledi (Melissa McCarthy ile aynı sırayı paylaşıyor). Listede yer alan diğer komedyenler şöyle: Jimmy Fallon ve Kristen Wiig (27. Sırayı paylaşıyor), Tina Fey (29.sırada) ve Ellen DeGeneres (31. sırada). Film Çılgınlığı Bu yıl hiç bir film yıldızı ilk ona girmese de, çoğunu ilk 30’da “sahnede” görmek mümkün: Antonio Banderas (14.sıra), Nicole Kidman (15.sıra), Zac Efron (17.sıra), Natalie Portman (18.sıra), Sandra Bullock (19.sıra), Jennifer Lawrence (20.sıra), Kate Mara (22.sıra), Penelope Cruz (27.sıra), Rooney Mara (28.sıra), Scarlett Johansson, Jessica Alba ve Naomi Watts (29. sırayı paylaşıyor). Talk Şovlar Nina Dobrev (10.sıra) dışında başrolü paylaşan Paul Wesley (18.sıra) ile birlikte televizyon yıldızları Sofia Vergara (21.sıra), Laverne Cox ve Lucy Hale (23. sırayı paylaşıyor), Kylie Jenner (24.sıra) ve Kim Kardashian (28.sıra) listeye giren isimler arasında. Kendinizi Nasıl Daha İyi Koruyabilirsiniz: Üçüncü taraf linklerine tıklarken dikkat edin. İçeriğe doğrudan içerik sağlayıcıların resmi web sitelerinden erişmelisiniz. Örneğin, Amy Schumer’ın son programını bulmak için ComedyCentral.com’u ziyaret edebilirsiniz. Riskli siteler veya linklere girmeyin ve sizi iş işten geçmeden uyaran bir web koruması kullanın. Son dakika haberleri için sadece resmi haber sitelerini kullanın. Sadece bilinen ve yasal sitelerden video indirin. Güvenmediğiniz bir web sitesinden hiçbir şey indirmeyin— özellikle de video. İzlemek istediğiniz haber videolarının çoğunu resmi video sitelerinde kolaylıkla bulabilirsiniz, üstelik indirmenize de gerek kalmaz. “HD downloads” (HD indir) için arama yaparken dikkatli olun. Bu terim şimdiye kadarki virüslere en çok açık olan arama terimi. Video veya dosya indirmek için arama yapan tüketiciler, kötü amaçlı yazılım gibi güvenli olmayan bir içeriği bilgisayarına yüklememek için çok dikkatli olmalı. Tüm mobil cihazlarınızı her zaman şifreyle koruyun. Şifre koruması kullanmazsanız ve telefonunuz çalınırsa veya kaybolursa, cihazı eline geçiren herkes çevrimiçi kişisel bilgilerinize erişebilir. “Oturum açmayın” veya diğer bilgileri vermeyin. Özel bir içeriğe erişmek için sizden kredi kartı, e-posta, ev adresi, Facebook üzerinden oturum açma gibi bilgilerinizi isteyen bir mesaj, metin veya e-posta alırsanız veya bunu isteyen bir üçüncü taraf web sitesini ziyaret ederseniz, bu bilgileri vermeyin. Bu talepler, kimlik hırsızlığına yol açabilecek yaygın oltalama taktikleridir.

Türk Mühendisliği gövde gösterisine hazır

0
gemiKatar’ın başkenti Doha’da düzenlenecek olan High Tech Port fuarında Türkiye’nin en önemli mühendislik ve danışmanlık firması olan STM de yer alıyor. Doha’daki fuar, Türkiye’nin ileri teknoloji üreten firmalarını ve hedef pazarları bir araya getiriyor. STM Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş, deniz projeleri başta olmak üzere, danışmanlık, teknoloji ve siber güvenlik alanında geliştirdiği ürün ve çözümleriyle bu fuarda adeta gövde gösterisi yapacak. STM, savunma sanayinin hemen her alanında farklı rollerle çalışarak, görev sistemlerinden deniz platformlarına, siber güvenlikten sivil havacılığa kadar pek çok alanda ürün ve hizmetler sunuyor. Deniz projelerinin baş aktörü STM, MİLGEM Projesi kapsamında, Türkiye’de ilk defa günümüz teknolojisine uygun, yüksek standartlara sahip, komplike bir su üstü harp gemisinin inşa edilmesini sağladı. Deniz platformlarında devam eden projelerden MİLGEM3 ve 4’de dizayn, entegrasyon, lojistik, tedarik ve inşa açısından STM’nin üstlendiği kritik sorumluluklar, başarısında önemli rol oynuyor.Pakistan’daki “Denizde İkmal Gemisi” projesini tamamlamak üzere olan STM bu projedeki ilerlemeyi de sorunsuz bir şekilde sürdürüyor. Diğer yandan devam eden Yeni Tip Denizaltı projesinde, denizaltı teknolojilerindeki yerli katkının artırılması, tasarım ve sistem entegrasyon yeteneklerinin geliştirilmesi ve entegre lojistik destek gibi STM’nin üstlendiği görevler, milli denizaltı projesine çok önemli katkılar sağlayacak. Bölgesel Uçak Projesi SSM adına Bölgesel Uçak Programının Ana Yüklenicisi olarak görevlendirilen STM, program yönetimi alanındaki önemli birikimiyle, sürece katkıda bulunacak. 2017’de testlerine başlanarak 2019’da ticari uçuşlarına başlaması öngörülen yerli uçaklarda STM’nin en başta gelen uzmanlık alanlarından biri olan sertifikasyon, projeye büyük katkılar sağlayacak. Öncü danışmanlık kuruluşu Danışmanlık alanındaTürkiye’nin öncü kuruluşu olan ve bu misyonu sayesinde savunma sanayi projelerinde yerli katılım oranını artıran STM’nin, siber güvenlik, büyük veri, deniz ve hava platformları konusundaki kritik çözümleriyle Katar’daki fuarda yeni ortaklıklara imza atması bekleniyor.

Telefon rehberlerinin yerini IP rehberleri alıyor

0
video konferansTeknolojinin getirdiği avantajlardan yararlanıp modern çağa ayak uydurmak isteyen şirketlerde büyük bir dönüşüm var. Yıllardır kartvizitlerde ve firmaların iletişim bilgilerinde görmeye alıştığımız telefon numaraları artık IP adresleri ile yer değiştiriyor. Son kullanıcıların bile VoIP telefon sistemleri ve IP video konferans sistemlerini kullanmaya başladıkları bir çağda, firmalar da bu gelişmelere kayıtsız kalmayarak iletişim bilgilerini teknolojinin gereklerine göre güncelliyorlar. Y Kuşağı öncülük ediyor Bircom CEO’su Burçin Bircanoğlu şirketlerdeki teknoloji dönüşümünü anlatırken, “Video konferans sistemleri aslında uzun zamandır iş dünyasının hizmetinde. Ancak kurulum ve kullanma için uzun uğraşlar gerektirmesi sistemin Türkiye’de yaygınlaşmasını engelledi. Bütün bunlarla birlikte teknolojideki gelişmeler bu sorunu da çözdü. Şöyle ki artık bir telefon numarası çevirir gibi IP numarası çevirerek video konferans düzenlemek mümkün. Bu son teknolojiyi hemen sahiplenenler ise Y Kuşağı dahilindeki genç işadamları oldu. Sadece toplantılar için uzun seyahatler yapmak istemeyen, buna karşılık daha çok özel yaşamına, ailesine zaman ayırmak ve teknolojinin getirmiş olduğu rekabet avantajlarından yararlanmak isteyen yeni kuşak işadamları kartvizitlerine ve şirket web sitelerine IP adreslerini de yazmaya başladı. Böylelikle telefon rehberlerinin yanı sıra bu şirketlerin IP rehberleri oluşmaya başladı” yorumlarında bulundu. Modern çağda iş süreçlerinde verimlilik IP adresleri ile mümkün IP video konferans sistemlerini kullanan şirketler araç kirası, yakıt, fazla mesai, sigorta, iş gücü ve zaman tasarrufu yapıyorlar. Şirketlerin iş süreçlerini kolaylaştıran ve gereksiz zaman kayıplarını engelleyen şirketler çok daha verimli bir şekilde çalışıyorlar. Video konferans sistemlerinin yararlarının farkına varan şirketler, bu sistemleri mümkün olduğunca çok ve sık kullanmaktan çekinmiyorlar. Böylece şirketler, iletişim bilgilerine video konferans sistemlerinin IP adreslerini de ekleyerek müşteri ve bayilerinin de tasarruf yapmalarını sağlıyorlar. Yealink ile IT altyapısı tasarrufu da mümkün Normal bir telefon numarası gibi IP telefon ve video konferans sistemleri ile çevrilen IP adresleri sayesinde yıllardır alışıla gelen telefon çevirme uygulaması korunduğu için sistemi kullanmaya alışılması kolay oluyor. Bircom’un dağıtımını yaptığı Yealink markası özellikle rakiplerine göre düşük internet bant genişliği kullanımını sağlayan teknolojileri ile daha küçük ölçekli ve altyapı yatırımından kaçınan firmaların da çağa ayak uydurabilmelerini sağlıyor. Altyapı tasarrufu rekabet gücünü artırıyor 1080p çözünürlükte 8 kişinin aynı anda video konferans yapmasını sağlayan Yealink çözümleri, rakiplerine göre %50 oranında daha az bantgenişliği kullanarak firmaların altyapı masraflarını da azaltıyor ve diğer tasarruflar ile birlikte sektörlerindeki rekabet güçlerini artırıyor.

Fortinet ve Splunk siber saldırılara karşı güçlerini birleştirdi

0
cyberSiber güvenlik ve tehdit istihbaratı alanında yüksek performanslı çözümler sunan Fortinet, gerçek zamanlı iş verileri için yazılım altyapısı sağlayan Splunk ile güçlerini birleştirdiğini duyurdu. İşbirliği, işletmelerin ve servis sağlayıcıların kurumsal ağlarını siber tehditlere karşı koruma altına almasını sağlayacak. Fortinet, işbirliği kapsamında, hızlı tepki veren siber tehditleri ortadan kaldırmak için tasarlanan Splunk yazılımı sayesinde, global müşterilerine daha kısa sürede yanıt veren ve daha iyi tehdit izolasyonu sağlayan bir sistem sunacak. Hızlı ve çevik savunma sistemleri Siber saldırıların her geçen gün daha fazla artması ve daha karmaşık hale gelmesiyle birlikte, işletmeler de saldırganların hâlihazırda sistemlerinin bir bölümünü ele geçirdiğini varsayarak hareket etmek durumunda. Çünkü nokta güvenlik çözümleri artık tek başına işletmeleri korumaya yetmiyor. Bunun yerine, nokta çözümlerin kabiliyetlerini geliştiren ve işletmenin tamamında kurumsal güvenliğe dair farkındalığı artıran işbirliğine dayalı güvenlik modelleri, işletmelerin savunma hatlarını ve güvenlik yaklaşımlarını güçlendiriyor. Fortinet Kurumsal Gelişim ve Stratejik İş Ortaklıkları Başkan Yardımcısı Mary Yang, “Etkili bir güvenlik altyapısı ve yaklaşımının vazgeçilmezlerinden biri, iyi yönetilebilen ve gelişmiş saldırılara karşı çok hızlı tepki verebilen sağlam bir savunma sistemidir. Splunk ile işbirliğimiz bu açıdan müşterilerimize, zamana karşı duyarlılığı olan en kritik tehditleri bile ortaya çıkaracak, bu tehditlere karşı harekete geçebilecek ve riskleri en aza indirgeyecek sistemler sunmamızı sağlıyor” diyor.  Fortinet FortiGate Splunk Uygulaması Fortinet’in geliştirdiği FortiGate Splunk® Uygulaması, işletmenin güvenlik verilerinin tamamında görselleştirme, kural dışı davranış tespiti, gerçek zamanlı ve çok değişkenli tehdit sorgulaması imkânı sunuyor. Aynı zamanda kurumsal güvenlik ekiplerinin kapsamlı ve karmaşık BT ortamlarında işletmeye zarar verebilecek tehditleri daha kısa sürede bulmasına yardımcı oluyor. Splunk tarafından geliştirilen işbirliğine dayalı güvenlik modeli ise, çözümün mevcut özelliklerini geliştirerek güvenlik ekiplerine hız ve otomasyon kabiliyeti kazandırıyor. Splunk Güvenlik Piyasaları Kıdemli Başkan Yardımcısı Haiyan Song ise, “Fortinet tarafından elde edilen güvenlik istatistiklerinin ve tehdit istihbaratının kesintisiz bir şekilde Splunk’ın kurumsal güvenlik altyapısına taşınması, ortak müşterilerimiz için güvenlikte bir dönüm noktası oluşturacak. FortiGate cihazları tarafından yakalanan tehdit verilerinin analiz edilmesi ve bu verilerin işletmeyi koruma altına alabilecek en uygun şekilde aksiyona dönüştürülebilmesi, bilgisayar korsanları ve gelişmiş tehditler karşısında işletmelerin güvenlik altyapısını güçlendirecek ve siber savaşta avantajı lehine çevirmelerine yardımcı olacak” diyor.

Türkiye’de kartlı ödeme sistemlerinde Troy dönemi

0
BKM Genel Müdürü Soner Canko
BKM Genel Müdürü Soner Canko
Kredi ve banka kartlarının sağ alt köşesinde yer alan ve ödeme yöntemi markasını taşıyan bölümde artık bir Türk markası da yer alabilecek. Bir süredir devam eden “Türkiye’nin Ödeme Yöntemi” çalışmalarında sona gelindi. BKM Genel Müdürü Dr. Soner Canko, “BKM olarak 25. Yılımızı kutlarken, Türkiye’ye değer katmaya devam edeceğiz demiştik. Bugün Türkiye ve kartlı ödeme sistemleri için tarihi bir an yaşıyoruz ve bir ilki gerçekleştiriyoruz. Bugüne kadar bilgi birikimi ve teknoloji gücümüzle oluşan alt yapıyla artık Türkiye, kendi ödeme yöntemini hayata geçiriyor.” dedi. Türkiye’de yeni bir dönem başlıyor Dünyadaki gelişmelere dikkat çeken BKM Genel Müdürü Soner Canko, “Küresel düzeyde 1 milyarın üzerindeki kredi kartı ve banka kartı için faaliyet gösteren sistemlere, yerel düzeyde özelleşen taleplere cevap verecek, farklı bir alternatif ihtiyacı giderek artıyor. Çeşitli ülkelerde de yerel düzeyde pek çok alternatif ödeme yöntemi mevcut. Türkiye bankacılık sektörünün ulaştığı düzeye baktığımızda alternatif bir ödeme yöntemi yaratacak güce sahibiz. Sektördeki bilgi birikimi ve teknoloji ile yeni bir dönemin kapılarını aralamanın vakti geldi” dedi Yeni Ödeme Yöntemi TROY, 2016’da hazır Türkiye’deki bankalar , BKM çatısı altında güçlerini birleştirdi ve Türkiye’nin ilk ve tek ulusal ödeme yöntemini geliştirdi. “Türkiye’nin Ödeme Yöntemi” markası ise Türkiye: TR, Ödeme: O, Yöntemi: Y , harflerinden oluşan kısaltmayla, TROY oldu…. BKM Genel Müdürü Soner Canko, “Türkiye’nin Ödeme Yöntemi” TROY’un, 2016 yılı içerisinde hayata geçirilebilecek şekilde çalışmaların devam ettiğini söyledi. “Türkiye kazansın istiyoruz” Türkiye’nin “Yeni Ödemi Yöntemi”ni kullanmak için geri sayımın başladığını söyleyen BKM Genel Müdürü Soner Canko, “Ödeme yaparken ya da alırken işlemler yine güvenli, hızlı ve sorunsuz şekilde gerçekleşsin, hem Türkiye’ye özel olsun hem Türkiye kazansın istiyoruz” dedi. Son 5 yılda büyük bir dönüşüm içinde olduklarını söyleyen Canko, bu süreçte nakitsiz toplum hedefine de dikkat çekerek, “Türkiye olarak hedefimiz 2023’te yüzde 100 nakitsiz topluma ulaşmak. Türkiye’nin Ödeme Yöntemi, TROY ile, bu hedefe daha kolay ulaşacağımızı, Türkiye ekonomisine daha fazla değer katacağımızı düşünüyoruz. ” dedi. “TROY ile Türkiye için tasarruf yaratacağız” BKM Genel Müdürü Soner Canko, Türkiye’nin kendi ödeme yönteminin oluşturduğu yeni ortamın, bir bütün olarak büyük bir tasarruf yaratılmasını sağlayacağına dikkat çekti. Canko, “TROY’un bize yarattığı yeni koşullar ile bu tasarruf miktarının artacağını düşünüyoruz. TROY, bizim için, Türkiye ekonomisinin bütününde yaratacağı verimlilik ve tasarruf açısından önemli katkı sağlayacak” dedi.

E-ticarete sıkı güvenlik geliyor

0
earsivBimSA Grup Satış Müdürü Coşkun Gündoğdu, “E-arşiv Fatura hizmetinin işletmelere, fatura oluşturma, saklama ve erişme konularında işgücü, zaman ve kaynak tasarrufu sağlayabileceğinedikkat çekerek, “Milyonlarca kâğıt faturanın elektronik ortamda saklanması, faturaları fiziki olarak arşivlemekten kurtarıyor. Faturalama süreçleri doğayla dost bir şekilde düzenleniyor. E-arşiv Fatura hizmeti, tüketiciler nezdinde de önemli kolaylıklar sunuyor. Tüketiciler alışveriş yaptıklarında, faturaları cep telefonlarına veya e-posta adreslerine gönderilebiliyor. Söz konusu faturalar yasal geçerli bir belge olarak saklanabiliyor. Aynı zamanda kredi kartı satış bilgileri, e-arşiv faturası ile eşleştirilebiliyor” dedi. 10 YIL “GÜVENDE” GARANTİSİ BimSA Grup Satış Müdürü Coşkun Gündoğdu, bu alanda önemli yatırımlara sahip, özel entegratör konumunda olan BimSA’nın öne çıkan noktalarını ise şu şekilde özetledi; “Birçok rakibinden farklı olarak BimSA, özel entegretör firma olduğu için 10 yıl e-arşiv hizmetinde fatura saklamayı garanti ediyor. Özellikle, e-arşiv’e konu içeriğin kurumsal bilgi olmasından dolayı e-arşivde güvenilir bir firmadan hizmet almak çok önemli. Bu bakış açısıyla BimSA’nın e-arşivde uygulama geliştirme, işletim ve operasyon hizmetlerinin hepsinin tek sahibi olarak hizmet veren güvenilir bir firma olduğunu vurgulamak gerekir. . Bimsa, tüm ERP’lerle sorunsuz entegre edilebilen ve 600m/yıl adet kapasiteye sahip altyapısı ile tüm müşterilerine aktivasyon ücreti almadan e-arşiv hizmeti veriyor. Ek olarak sistem size müşterilerimizin kendi portallerinden e-arşiv faturalarını kontrol etme imkanı da tanıyor. E-arşiv mail hizmeti gibi katma değerli hizmetler sunar. BimSA bu özellikleri ile Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yetkilendirilen özel entegratör firmalar arasında bir adım önde hizmet veriyor”

Tunçmatik, Satış ve Pazarlama Direktörü olarak Eftal Sezer’i atadı

0
1442999371_Tuncmatik_Logo_TR_jpeg1970 doğumlu olan Eftal Sezer, Eskişehir Üniversitesi İşletme mezunu. Sezer, daha önce Arena Bilgisayar, Viewsonic, EMC Türkiye gibi sektörün önemli markalarında üst düzey görevlerde bulundu. Son olarak Lenovo Türkiye’de Satış Müdürü olarak görev yapan Sezer, Eylül 2015 tarihinden itibaren, Tunçmatik’in geleneksel bayi kanalı, retail ve kurumsal kanalın satış yönetimi, pazarlama kampanyaları, satış stratejilerinin oluşturulması, yıllık ve çeyreklik satış hedeflerinin belirlenmesi konularından sorumlu olarak “Satış ve Pazarlama Direktörü” görevini devraldı.   Tunçmatik Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özer konuyla ilgili olarak şunları ifade etti:”Tunçmatik olarak Eftal Sezer’in aramıza katılmasından dolayı heyecanlı ve gururluyuz. Sektörde kazandığı deneyimler Tunçmatik’in hızlı yükselişi açısından oldukça değerli. Özellikle 2016 yılı sektörde büyüme göstereceğimiz bir yıl olacak. Ekip gücüyle Tunçmatik’i sektörde çok daha iyi yerlere taşıyacağımızdan eminim.”

Otomotiv ve perakende mobile kısmen hazır

0
otomobilÇalışmaya Avusturya, Bulgaristan, Hollanda, İngiltere, İrlanda, İspanya, İtalya, Polonya, Türkiye katıldı ve yerel pazarlarda en çok reklam yatırımı yapan otomotiv ve perakende markaları incelendi. OTOMOTİVİN YÜZDE 68’i CEBE GİRDİ IAB Avrupa’nın araştırmasına göre,Türk otomotiv markalarının yüzde 56’sının IOS telefon uygulaması, yüzde 24’ünün IOS tablet uygulaması bulunuyor.Android uygulaması olanların oranı ise yüzde 36.Otomotiv ve perakende markalarının büyük çoğunluğu mobil dünyada yer alıyor. Türkiye’de mobile uyumlu sitesi olan otomotiv markalarının oranı yüzde 68, perakende markalarının oranı ise yüzde 63. ‘Responsive’ tasarımlı sitesi olan, yani farklı cihazlardan girildiğinde site içindeki resim, yazı gibi elementlerin ekran genişliğine göre şekillendiği otomotiv markalarının oranı Türkiye’de yüzde 40’ken bu oran perakende markalarında yüzde 30 seviyesinde. Avrupa’da araştırma yapılan 9 ülkebaz alındığında, otomotiv markalarının yüzde 78’inin sitelerininmobile uyumlu olduğu;yüzde 58’inin responsive olduğu görülüyor.Perakendede ise bu oranlar sırasıyla %79 ve %55 olarak kaydediliyor. E-TİCARET, TEST SÜRÜŞÜ APLİKASYONLARI ARTMALI Tüketicilerin artan mobil internet kullanımlarına paralel olarak reklamverene içgörü sağlama amacını taşıyan araştırmada 600’den fazla markanın sitesi incelendi.Bu araştırma aynı zamanda, IAB Avrupa tarafından Mayıs 2015’te yayınlanan “Mobile BrandBuilders”reklam formatı önerilerini destekleyen bir çalışma olma özelliği taşıyor. Araştırma, aplikasyonların iyileştirilmesiyle mobil pazarlama stratejilerinin gelişebileceğini gösteriyor. Bazı ülkelerde perakende markaları için “e-ticaret”, otomotiv markaları içinse“test sürüşü rezervasyonu” işlevlerinin mobilde sınırlı olarak kullanıldığı görülüyor. ARAŞTIRMANIN DİĞER TEMEL BULGULARI
  • Avrupa’da 9 ülkede otomotiv ve perakende sektörleriincelendiğinde, otomotiv markalarının aplikasyonlarda daha ilerde olduğu görülüyor.10 otomotiv markasından 6’sının bir mobil ya da tablet aplikasyonu bulunuyor. Perakende markalarında mobil aplikasyonu olan firmaların oranı yüzde 50’nin üzerinde, yüzde 50’sinin ise tablet aplikasyonu bulunuyor.
  • İşlevsellik açısından bakıldığında, internet tarayıcılarının aplikasyonlardan daha gelişmiş olduğu görülüyor. Perakende markalarının yarıdan fazlasının alım-satım yapılabilen mobil sitesi bulunuyor. Ancak sadece dörtte birinin aynı işlevi sağlayan mobil ya da tablet aplikasyonu mevcut. Otomotiv markalarının çoğunluğunun web sitelerinde test sürüşü rezervasyonu seçeneği sağlıyorken uygulamalarda bu özelliği sağlayan markaların oranı dörtte birden az. Bu konuda bir istisna oluşturan İtalya’da ise 10 otomotiv markasından 9’unun hem mobil hem de tablet aplikasyonlarında test sürüşü rezervasyonu seçeneği bulunuyor.
  • Mobil display reklamcılığın markalaşmada kullanımı hala düşük. Otomotiv markalarının yüzde 15’i, perakende markalarının ise 5’te birinden azı mobil display reklamı markalaşmak amacıyla kullanıyor. Bu alandaHollanda öne çıkıyor. Hollanda’da otomotiv sektöründe faaliyet gösteren firmaların yüzde 44’ünün markalaşma amacıyla mobil display reklam kullandığı, bu oranın perakendedeyüzde 36 olduğu görülüyor. Otomotiv ve perakende markaları tarafından sırasıyla %30 ve %24 oranında kullanılan 300×250 Mobile Brand Builders formatı, en yaygın kullanılan format olarak karşımıza çıkıyor.

Google Keep artık iOS platformunda

0
Google-KeepGoogle’ın Evernote’a karşı geliştirip kullanıma sunduğu not uygulaması Google Keep uzun bir bekleyişin ardından en sonunda iOS’a da geldi. iPhone ve iPad sahiplerinin artık aktif olarak kullanabileceği Google Keep, bundan tam tamına 2,5 yıl önce Android işletim sistemi için aktif hale gelmişti. İstediğiniz detaylı notları almak, Android için cep telefonu, bilgisayar ve tablette aynı not defterini kullanmanın önünü açan Keep, yine aynı platformda sesi yazıya çevirebiliyor. Yeni gelen Google Keep iOS sürümü ise web ve Android’deki bazı özelliklere sahip ve notlar arasında arama yapmak, renkli olarak etiketlemek ve farklı filtrelerle ayırmak gibi çeşitlilikle de geldi. Keep’in aynı zamanda lokasyon ve zaman odaklı hatırlatma özelliğinin de olduğunu not düşelim. Öte yandan Google’ın rakip olarak gördüğü Evernote da kendine has pratik ve zengin özellikleriyle not tutma ihtiyacında hala çok büyük bir kitleyi kendine bağlıyor. Google Keep gün itibariyle App Store üzerinden ücretsiz olarak edinilebiliniyor.

Kurban Bayramı’nda derin dondurucuya rağbet arttı.

0
1443452680_Kliksa_Genel_M__d__r___Nevg__l_Bilsel_Safkan__2_kliksa.com verilerine göre, akıllı telefon ve bebek bezinin ardından “derin dondurucu” en çok tercih edilen ürün oldu. Parfüm ve televizyon çeşitleri ise bayram öncesinde ve sırasında talep gören diğer ürünler olarak öne çıktı. Bilgisayar, anne bebek ve oyuncak, telefon, elektrikli ev aletleri ve beyaz eşya kategorileri yoğun rağbet görürken, en çok online ürün satın alınan iller sırasıyla; İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Kocaeli’nin ardından Antalya, Konya, Adana, Mersin, Tekirdağ ve Gaziantep oldu.   Safkan: “Derin dondurucu satışları 2.5 kat artış gösterdi.” Kurban Bayramı öncesi ve sırasında online alışverişte öne çıkan dinamiklerle ilgili bilgi veren kliksa.com Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan, “Kurban Bayramı öncesinde ve sırasında kadınlar akıllı telefon ve bebek bezi, erkekler ise akıllı telefon tercihlerinin ardından derin donduruculara rağbet gösterdi. İlgili dönemde online alıverişte derin dondurucu satışları geçtiğimiz yıllara göre 2.5 kat artış gösterirken, en çok ilgi gören derin dondurucu tipi 5 çekmeceli modeller oldu.” dedi.