Giyilebilir teknolojiler konusunda Ar-Ge çalışmalarıyla geleceğe yatırım yapan Quadro’nun genel müdürü Serkan Yazıcı, gelecekte her bireyin mutlaka bir adet internete bağlı aksesuvarı olacağını kaydetti. Giyilebilir teknolojilerin gelişim hızının PC, tablet ve akıllı cihazlardan çok daha hızlı olduğunu kaydeden Gezici ile gerçekleştirdiğimiz bu keyifli sohbet, videomuzda izleyebilirsiniz.
Son yıllarda EMC World etkinliklerinin teması olarak Redifine’ı kullanan EMC, bu yıl bir değişilik yaparak mottosunu Redifine.Next olarak belirledi. Şirket, bundan sonraki yol haritasında iş ortaklarıyla daha yoğun bir yolculuğua girişmeyi hedefliyor. Katılımcı sayısı artan ve her geçen yıl daha da büyüyen EMC World’e bu sene ise 99 farklı ülkeden 10 binin üzerinde katılımcı gelmesi bekleniyor.
Birçok yeni ürün ve teknolojinin tanıtılacağı EMC World ile ilgili haberlerimizi www.techinside.com ve TechInside dergimizin 15 Mayıs’ta yayınlanacak dokuzuncu sayısında okuyabilirsiniz.
Dünyanın önde gelen teknoloji ve iş süreç yönetimi şirketlerinden Xerox’un araştırma şirketi Buck Consultants iş analistleri, iş dünyasında giderek yaygınlaşan Oyunlaştırma (Gamification) uygulama ve yaklaşımlarının, çalışan tutum ve davranışlarını yönlendirdiğini söylüyor.
Xerox Buck Consultans iş analistlerinden Kenneth Pflug ve Jose M.Jara’nın “Oyunlaştırma” uygulamalarını analiz ettikleri “İş yeri eğlenceleri ve oyunları çalışanları motive ediyor” başlıklı araştırma raporunda dikkat çeken açıklamalar şu şekilde sıralanıyor:
Çalışan sadakati yüzde 48 artıyor
Xerox iş analistleri, oyunlaştırma uygulamalarının çalışanlara yönelik öğrenme, beceri geliştirme, işe alışma, iş verimi artırma gibi konularda şirketlere büyük fayda sağladığını belirtiyor. Aberdeen Group araştırma şirketine göre şirketler, oyunlaştırma uygulamaları ile çalışan bağlılığını yüzde 48’lere kadar artırabiliyor ve iş süreçlerini yüzde 36 oranında hızlandırıyor. Oyunlaştırma tekniğinin birkaç yıllık geçmişi olmasına rağmen tekniği kullanan şirketlerin çoğu amaçlarına ulaştıklarını vurguluyor.
Sonuç değil süreç önemli
Xerox iş analistlerine göre başarılı bir oyunlaştırma uygulamasının odak noktası, çalışanların zaten yapmak istedikleri işleri başarmalarına yardım etmek olmalı. Aynı zamanda çalışanlara farklı aktivite seçenekleri sunmalı ve hangisini seçecekleri konusunda özgür bırakmalı. Xerox iş analistleri bir oyunlaştırma uygulamasının uzun süreli çalıştırılmasına gerek olmadığının da altını çiziyor. Esas amaç yeni bir çalışma alışkanlığı yaratmak ve hedeflere ulaşmayı sağlamak olmalı. Amaca ulaşınca oyun sonlandırılmalı, bir sonraki amaca veya hedefe kadar oyun uygulamasına ara verilmeli. Oyunlaştırmada iyi sonuçlara değil, iyi sonuçlara yol açacak davranışlara ve süreçlere ödül verilmeli. Bunları yaparken, herkesin motivasyonunu sağlayacak sihirli bir formülün olmadığını da akıldan çıkarmamak gerekiyor.
Günümüzde şirketler iş hedeflerine ulaşabilmek amacıyla çalışan motivasyonunu artırmaya büyük önem veriyor. Bu amaçla iş yerlerinde, oyun ve sohbet odalarına, spor alanlarına yer veren işletme sayısı her geçen dönem dönem artıyor. Ödül, ceza ve rekabet gibi oyun unsurlarının iş hayatına uyarlanması olarak tanımlanabilecek bu yeni yaklaşım, şirketlerin yeni motivasyon araçlarından biri haline geliyor.
Günlük hayatta da oyunlaştırma kullanılıyor
Oyunlaştırma uygulamaları iş hayatında olduğu kadar günlük hayatta da kendine kullanım alanı buluyor. 2013 yılında Moskova metrosunda yapılan bir uygulama ile oturma-kalkma anlamına gelen “squat” hareketini 30 kez yapan yolcular ücretsiz bilet alma hakkına sahip oldu. Oldukça rağbet gören uygulama sayesinde insanların spor yapma alışkanlığı edinmelerine yardımcı olundu; ayrıca belediye ile vatandaşlar arasında sıcak ilişkiler geliştirilmiş oldu.
Kurgu ve tasarım zayıflığı başarısızlık getirebilir
Xerox iş analistlerine göre “oyunlaştırma” uygulamaları genelde olumlu sonuçlar sağlasa da iyi tasarlanmadığı takdirde beklenen sonuçlar alınamayabiliyor. Hatta dünyanın lider bilgi teknolojileri araştırma şirketi Gartner, oyunlaştırma sistemlerinin yüzde 80’inin tasarımlarının zayıflığı nedeniyle başarısız olacağını öngörüyor. Gartner’in dikkat çektiği tasarım unsuru, oyunlaştırma sisteminin her iş yerine veya topluluğa özgü olarak kurgulanmasının önemini ortaya koyuyor. Her şirketin kendine has iş yapış şekli ve çalışanları olduğundan her iş yeri için ayrı bir oyunlaştırma modeli uygulamak gerekiyor. Aynı zamanda ödül ve başarı sıraları gibi sadece dışsal motivasyon unsurlarının öne çıkarılması, işin en iyi şekilde yapılmasını sağlayan içsel motivasyonun kaybına yol açabilir.
Oyunlaştırma içsel motivasyonu sağlamalı
İş yerlerinde uygulanan oyunlaştırma uygulamalarında bugüne kadar “sonuç” anlayışıyla çalışıldı. Bu anlayışa göre rüşvet olarak nitelendirilen para ödülüyle zor veya talep görmeyen işler yaptırılıyor; başarısız olunan işler için ise birtakım cezalar uygulanıyordu. Çoğu şirket tarafından kabul gören ve günümüzde uygulamada olan sisteme Carnegie Mellon Üniversitesi’nden Profesör Jesse Schell ise karşı çıkıyor: “Birine bir şeyi yapması için rüşvet verirseniz o şeyden her zaman nefret eder. Sebep oldukça basit. Para, başarı rozetleri, sıralamalar, puanlar, hediyeler ve diğer ödüller dışşal motivasyonlardır. Eğer oyunlaştırılmış sistemin odak noktası bu ödülleri toplamak olursa er ya da geç çalışanlar sadece ödüllere odaklanacak, içsel dürtülerini kaybedeceklerdir. Sonucunda da işi yapmaya başladıkları andaki motivasyonlarını kaybedeceklerdir. Dış kaynaklı motivasyonlar sadece oyuncunun ilgisini çekmeye hizmet eder. Oyunlaştırılmış sistemin esas amacı oyuncunun içsel motivasyonunu bulmasına yardımcı olmak olmalıdır” diyor.
İş yerlerinde de benzer durumlardan bahsedilebilir. Her pazartesi sabahı yapılması gereken bir iş için, örneğin hazırlanacak bir rapor için, çalışanın içsel motivasyonunu sağlayacak uyarıcılar vermek yerine yalnızca ödül gibi dışsal motivasyon unsurlarının kullanılması, bir süre sonra çalışanın raporu düzgün bir şekilde yapmak için değil sadece ödül kazanmak için hazırlamasına yol açacaktır.
Peki bu durum, dışsal motivasyonlara dayalı oyunlaştırma uygulamalarının işlemeyeceği anlamına mı geliyor? Xerox iş analistlerine göre ne tür motivasyon yapılacağına, olaya ve konuya göre karar vermek en doğru yaklaşım. Çünkü dışsal motivasyonun tek başına öne çıktığı durumlar da olabiliyor. Örneğin koli hazırlamak, paket yapmak gibi sürekli tekrarlanan ve monotonluk içeren işlerin dışsal motivasyon araçları ile ödüllendirilmesi gerekiyor. Herhangi bir yardım kuruluşuna destek olmak için yapılmıyorsa, bu tür işlerde içsel motivasyonu sürekli hakim kılmak mümkün olamayabiliyor.
2018’de 5 milyar dolarlık oyunlaştırma pazarı
Oyunlaştırma sistemlerinin iş yerlerindeki kullanımının birkaç yıl içinde çok daha yaygınlaşacağı öngörülüyor. Gartner Research’e göre 2014’te 1400’den fazla küresel şirket oyunlaştırma sistemlerini iş yerlerinde uygulamaya başladı. Oyunlaştırma pazarının 2013’teki büyüklüğünün yaklaşık 400 milyon dolar olduğu ve 2018’e kadar 5 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.
Veri depolama, bulut, büyük veri ve sosyal inovasyon alanında dünyanın önde gelen şirketleri arasında yer alan Hitachi Data Systems’ın Türkiye ekibine yeni isimler katıldı.
Kanal ve İş Ortakları Müdürü Bahadır Öztürk olurken, Finans Sektörü Satış Yöneticiliği görevine ise Başak Güldoğan getirildi.
Bahadır Öztürk kimdir?
20 yılı aşkın süredir bilişim sektöründe farklı görevler üstlenen Bahadır Öztürk, Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği eğitiminin ardından Anadolu Üniversitesi’nde İşletme Bölümü’nde eğitim aldı. Profesyonel iş hayatına 1993 yılında CAC Bilgisayar’da başlayan Öztürk, ARMADA, Arkas Holding ve CA Technologies gibi bilişim sektörünün dünya devi olan firmalarda üst düzey görevler üstlendi. 2011 yılından itibaren EMC Türkiye’de Kıdemli Müşteri Yöneticisi olarak görev yapan Bahadır Öztürk, Nisan ayı itibarıyla Hitachi Data System Türkiye’nin Kanal ve İş Ortakları Müdürlüğü görevini üstlenecek.
Başak Güldoğan kimdir?
Bilkent Üniversitesi’nde aldığı ekonomi eğitiminin ardından, profesyonel iş hayatına HP Kurumsal Ürünler Satış ekibinde başlayan Başak Güldoğan, uzun yıllar boyunca HP’de farklı sorumluluklar üstlendi. Son olarak iki yıl boyunca HP Veri Depolama Ürün Grubu Finans Sektöründen Sorumlu Satış Yöneticisi olarak görev yapan Güldoğan, Nisan ayı itibarıyla Hitachi Data Systems Türkiye Finans Sektörü Satış Yöneticisi olarak görevine başladı.
Bugüne kadar koli taşımaktan güvenlik önlemleri almaya, hatta bir nevi korkuluk görevi üstlenerek kuşları bölgeden uzaklaştırma ve kaçak avcılığı önleme gibi çok sayıda amaç için kullanılan insansız hava araçları, bu kez tarih öncesini araştıracak.
Bu araçların yeni görevi, 130 milyon yıl öncesinden kalma dinozor fosillerini araştırmak. Batı Avustralya’daki bilim insanlarının kullanacağı araçlar, alıştığımız yöntemlerden biraz daha farklı bir yol izleyecek.
Dinozor fosili olabilecek yerlerin üzerinde süzülecek olan bu araçlar, bölgenin üç boyutlu haritasını çıkartarak kazı yapılabilecek potansiyel bölgeleri belirleyecek. Yaklaşık 200 kilometre uzunluğunda bir bölgeyi tarayacak olan araçları kullanma fikri, Avustralya’daki Queensland Üniversitesi öğretim görevlilerinden çıkmış. Ekibin başındaki profesör Steve Salisbury, bu yöntemle daha kısa sürede daha başarılı sonuçlar elde etmeyi umduklarını söylüyor. Araştırmanın, 2016 sonunda tamamlanması hedefleniyor.
İngiliz biliminsanları, internetin 2023’te ‘çökebileceğine’ dair uyarıda bulundu. Bu uyarının arkasında ise veri iletimini sağlayan mevcut altyapının yetersiz kalabileceği var.
Uyarıyı yapan isim Birmingham Üniversitesi’nden Prof. Andrew Ellis, önümüzdeki sekiz yıl içinde bu kritik noktaya ulaşılabileceğini belirtiyor. Yaptıkları laboratuvar testlerinin, iletişimi sağlayan kabloların 2023’te fiziksel sınırlarına ulaşacağını tespit ettiklerini söyleyen Prof. Ellis, şimdiden bunun önüne geçilmesini sağlayacak çözümler geliştirilmesi gerektiğini söylüyor.
Prof. Ellis, kritik tarihin bu kadar yakın olmasında veri miktarındaki artışın yanı sıra internet için gereken enerji miktarının da önemli olduğunu kaydediyor. Halen İngiltere’deki enerji tüketiminin yüzde 16’sının internet için harcandığını söyleyen Ellis, bu miktarın her dört yılda bir iki katına çıktığının altını çiziyor.
İngiltere, özellikle optik veri iletimi üzerine önemli çalışmalara imza atıyor. Bu çalışmaların bir kısmını Şubat ayında gerçekleştirdiğimiz Galler Photonics Basın Turu sonrası özetlemiştik.
İngiltere’nin buradaki bir başka önemi, dünya haritasında internetin kavşak noktalarından biri olması. Burada yaşanacak bir tıkanma, doğrudan tüm dünyadaki internet erişimini etkileyebilir.
Eğlence içeriği üreten kreatif iş alanlarının kullandığı içerikler çeşitlenerek artıyor ve ekip çalışanları bulut ve mobil teknolojiler sayesinde işlerini farklı lokasyonlardan tamamlayabiliyor. Günümüzün bu yeni iş anlayışına yönelik uçtan uca çözümler sunan Autodesk, medya ve eğlence alanındaki yazılımlarının yeni sürümleriyle sanatçıların çeşitli projelerde birbirleriyle her zamankinden daha uyumlu ve etkin şekilde çalışmalarını sağlıyor. Esnekliği artıran yeni Maya, 3ds Max ve Flame Premium ürünleri, proje bazlı çalışan genç sanatçıların çalışmalarındaki aksaklıkları daha kolayca çözmelerini ve kaliteden ödün vermeksizin yaratıcılıklarına odaklanabilmelerini amaçlıyor.
Autodesk’in 2016 3D animasyon yazılım portföyünde yer alan Maya ve 3ds Max ürünleri gerçekleştirilen iyileştirmelerle her zamankinden çok daha güçlü hale geldi. Her iki yazılım da performansı artırmaya, ortak çalışmaya ve gelişmiş yaratıcılık için günlük faaliyetleri sadeleştirmeye yönelik yeni özelliklerle donatıldı.
Yenilenen yazılımlardan Maya, artırılmış animasyon performansı, sanatçı dostu çalışma ortamı ve Biforst’a kazandırılan yeni özelliklerle dikkat çekerken; 3ds Max 2016 ise daha verimli ortak çalışma araçları ile yeni Max Creation grafiği ile XRef düzeltmeleri ve yeni sezgisel tasarım çalışma ortamı ile geliyor.
Autodesk ayrıca Flame ürün ailesi için de çeşitli güncellemeler gerçekleştirdi. Yenilikler arasında görünüm geliştirme araçları, bağlantılı iş akışları ve interaktif performans bulunuyor.
İş dünyasında yaygın kullanım alanı bulan telekonferans çözümlerinde seçenekler de artmaya devam ediyor. Dünyanın önde gelen IP telefon üreticilerinden Yealink’in ilk telekonferans çözümü CP860, Türkiye’de Bircom tarafından satışa sunuldu.
Özellikle küçük ve orta ölçekli toplantı odalarında gerçekleştirilen telekonferans görüşmeleri için tasarlanan CP860, sahip olduğu niteliklerle şirketlerin önemli yardımcılarından biri olmaya aday.
Elmas biçimli köşeli tasarıma sahip olan Yealink CP860’ın Optima HD ses ve akustik yankı engelleme özellikleri sayesinde konuşma kalitesi üst seviyeye taşınıyor. Üç adet dahili mikrofon, üç metrelik dairesel alanda ses yakalayabilirken, opsiyonel olarak sunulan kablolu harici mikrofonla bu alan daha da genişletilebiliyor.
Yealink CP860’ın bir diğer dikkat çeken özelliği ise görüşmeleri kaydedebilmesi. İstenen telekonferans görüşmeleri USB portuna takılan harici diske kaydedilebilirken, PC’nin yanı sıra Skype ve Lync gibi softphone bağlantılar sayesinde yer ve cihaz bağımsız bir şekilde tümleşik iletişimin avantajlarından yararlanılabiliyor.
Citrix, bulut çözümlerinin büyümesi için paylaşımlı kaynaklar temin ederek geliştiriciler, kullanıcılar ve tüm ekosisteme destek sağlayan OpenStack Foundation‘ın Kurumsal Sponsoru olduğunu duyurdu. Kuruluşa katkıda bulunan diğer şirketlere katılan Citrix, standart tabanlı bulut platformları arasında birlikte çalışma kabiliyetini arttırmaya ve özel, herkese açık ve hibrit bulut çözümlerinde seçim imkanı ve esneklik yönünde artmakta olan talebi karşılamaya odaklandıklarını ifade etti.
Citrix’in NetScaler ve XenServer çözümleri, dünyadaki en büyük bulut altyapı sağlayıcılardan bazılarında temel altyapı olarak kullanılıyor ve bu duyuru ile Citrix bulutlarını OpenStack üzerinde kurmayı tercih eden müşterilere bu ürünlerin gücünü sunuyor.
Uygulama, mobilite, ağ ve bulut bilişim çözümlerinde lider olan Citrix’in sektörde standartların belirlenmesine destek olma ve açık kaynaklı bulut projelerinin daha hızlı benimsenmesini sağlama konularında uzun bir geçmişi var. OpenStack projesinin ilk günlerinde, Citrix aktif olarak OpenStack kod tabanına ve topluluğuna katkıda bulundu. İşbirliği kapsamında Citrix Kurumsal Sponsor olarak kapsamlı teknoloji ve mimari etkinlikleri gerçekleştirecek, bulut altyapısı ve ağ çözümlerini öncü OpenStack dağıtımları ile entegre edecek.
Citrix, diğer sektör standartlaştırma çalışmalarını ve Apache Software Foundation ve Linux Foundation gibi açık kaynaklı girişimleri desteklemeye devam ediyor ve Apache CloudStack ve CloudPlatform gibi bulut altyapısı platformlarına yatırım yapmaya devam edecek.
OpenStack Foundation, dünya çapında 155 ülkede 22 binden fazla kişiye hizmet veriyor ve herkese açık ve özel bulutların büyümesi için paylaşımlı kaynaklar temin ederek geliştiriciler, kullanıcılar ve tüm ekosisteme destek sağlıyor. Citrix, OpensStack sponsorluğu ile başarısı kanıtlanmış bir organizasyon ve temel kapsamında işbirliği, inovasyon ve standartlaştırma konusunda ortak bir hedefi olan teknoloji şirketleri arasına katıldı.
ACCENT Marketing Services tarafından gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, mevcut akıllı saatler müşteri kitlesinin isteklerini karşılamıyor. Hatta internet kullanıcılarının çeyreği akıllı saatleri heyecan uyandırıcı bulurken, yüzde 44’ü ise fitness bileklikleri ya da spor temalı ürünleri tercih ediyor.
Apple’ın akıllı saati Apple Watch ise tüm bu özellikleri bünyesinde barındırsa da, alıcı kitlesinin uzun süreçte ürüne cevabı ne olacak, bilinmiyor. Araştırmaya katılan internet kullanıcılarının üçte biri cihazlarının sosyal medyaya daha hızlı erişebilmesini ve “cool” gözükmesini istediğini dile getirmiş. Apple Watch hakkında yanıt veren katılımcıların sadece yüzde 19’u saati almayı planladığını dile getirmiş.
Müşterileri uzaklaştıran etken ise iPhone ile entegre çalışma zorunluluğu olan bir saatin varlığı. Araştırma katılımcılarının yüzde 63’ü mobil işletim sistemi fark etmeksizin, saatlerin herhangi bir markanın telefonu ile daimi olarak uyumlu olmasını talep ediyor. Yüzde 22 bağımsız cihazlardan bahsederken, yüzde 15 ise sadece aynı markanın sistemi ile uyumlu olsun diyor.
Visa Europe, kişiden kişiye ödemeler hizmetinin kapsamını dünya geneline genişleterek, kullanıcılara sunmaya başlıyor. Böylece, Türkiye’nin de dahil olduğu Avrupa bölgesindeki Visa kart sahipleri, Visa Direct sayesinde dünya üzerinde 2 milyarı aşkın Visa kartına sadece bir cep telefonu numarasıyla hızlı, güvenli ve kolay para transferi yapma imkanına sahip olacak. Bu yıl içinde hayata geçecek yenilikle Visa Direct hizmeti, 20 dilde ve farklı para birimlerinde para transferini mümkün kılacak. Böylece para göndermek her zamankinden daha hızlı ve kolay bir hale gelecek.
Avrupa’da bazı ülkelerde 2013 yılında hizmete sunulan ve 200 binden fazla kullanıcısı bulunan Visa Direct hizmeti ile bugüne kadar toplam 43 milyon Euro’ya ulaşan 600 bin para transferi işlemi gerçekleştirildi.
LinkedIn ile kişiye özel ödeme
Bununla birlikte, Visa Europe’un, merkezi Singapur’da bulunan fastacash firmasıyla gerçekleştirdiği işbirliği sonucunda, Visa Direct ile Facebook, Twitter, WhatsApp ve Linkedin gibi sosyal ağlar üzerinden de kişiden kişiye ödemeler güvenli ve hızlı bir şekilde gerçekleştirilebilecek.
Bankalar, fastacash’in kullandığı teknolojiyi Visa Direct ile birleştirerek herhangi bir Visa kartına para transferini mümkün kılan hizmetleri müşterilerine sunabilecek. Visa kart sahipleri ise fastacash’in yüksek güvenlikli, “fastalink” teknolojisi sayesinde tercih ettikleri sosyal ağlar ya da mesajlaşma platformları üzerinden para transferleri yapabilecekler.
Tüketicilerin mobil yaşamları ve sevdikleri sosyal ağlar ile entegre olabilen ödeme hizmetleri talep ettiğine dikkat çeken Visa Europe’tan Sue Onians “Dünya her geçen gün küçülür ve insanlar arasındaki etkileşim daha da hızlanırken, ödemelerin de bu yönde tasarlanması gerekiyor. Tüketiciler, arkadaşlarına ve ailelerine coğrafi sınırları aşarak herhangi bir kısıtlama olmadan kolay ve güvenli bir şekilde para göndermek istiyor. Visa Europe’un Visa Direct hizmeti bu isteği karşılarken, fastacash ile olan işbirliğimiz ise sosyal ağlar aracılığı ile para transferini çok daha kolay hale getirecek” dedi.
Nature Methods tarafından yayımlanan ve Hebrew University ile Harvard University’nin ortak çalışmasını detaylandıran makale, bilim insanlarının Neuronal Positioning System (NPS) araştırmasının verilerini içeriyor. Neuronal Positioning System (NPS) araştırması ile beynin devresel çalışma ilkesi, aynen GPS mantığı ile çözülmeye çalışılıyor.
Neredeyse yüzyıldır nörolojistler tarafından beynin nöron yapısını çözmek için gerçekleştirilen çalışmalar böylece önemli bir aşamaya gelmiş olacak ve hep merak edilen beynin çalışma mantığı da çok daha detaylı bir şekilde gün yüzüne çıkabilecek. Beyin sinir sistemi, hem bilgiyi işliyor hem de gerekli reflekslerin yerine getirilmesini sağlıyor. Bu süreçte sinir sistemi hücreleri (nöronlar) birlikte çalışıyor. Nöronlar diğer nöronlara mesaj yolluyor ve cilt ile kaslar gibi dokuların işlemesini sağlıyor. Bu aşamayı da ağ yapısı olarak görebileceğimiz aksonlar gerçekleştiriyor.
Günümüze kadar denenen ve kusurlu olarak çalışan haritalandırma teknikleri ise çalışmayla birlikte hatasız bir forma bürünebilecek. Bilim insanları bu çalışmada akson çatısının nöronları nasıl etkilediği ortaya çıkartmayı hedefliyor. Aynı anda birden çok aksonu tek bir düzlemde inceleyerek, hangi nöronların hangi kısımlarda aktif olarak görev aldığı tespit edilecek.
Tüm nöronların izini hücre yapısından akson uçlarına kadar takip etmek yerine, sadece hücre yapısını hedef alınacak ve aynı zamanda akson dallarındaki aktiviteler takip edilecek. Neticede ise birden fazla enjeksiyon belli bölgelere uygulanarak hedef dokular belli renklere bulanacak. Bu sayede de her türlü hareket detaylıca incelenebilecek.
Apple’ın iPhone 6 ve iPhone 6 Plus ile öne çıkarttığı sağlık takip yazılımı HealhKit, Los Angeles Cedars-Sina adlı sağlık merkezinde aktif olarak kullanılmaya başlandı. HealthKit toplamda 80 binin üzerindeki hastanın sağlık verileri ile entegre edildi ve böylece doktorların her türlü klinik ve medikal kararını daha doğru verebilmesinin önü açıldı.
Apple Watch ile önemi daha iyi anlaşılan HealthKit, şirket CEO’su Tim Cook’a göre çok sayıda uygulama ile ortak çalışabildiği için çok daha verimli bir hizmeti olası kılıyor, sağlık çalışanlarının bilgi erişimi hastanın sağlık durumu hakkında en ufak detaya kadar ulaşmasını sağlıyor.
Toplamda 900’ün üzerinde sağlık, medikal ve fitness uygulaması HealthKit ile entegre olarak çalışıyor ve başka sağlık merkezleri de bu sistemi kullanmak için bekliyor.
Cedars-Sina’da ise doktorlar online olarak hastalarının her türlü medikal verisine istediği an ulaşabiliyor.
Netaş CFO’su Ali Çalışkan
Bölgesel sistem entegratörü olarak büyüme stratejisi doğrultusunda yoluna devam eden Netaş, yılın ilk çeyreğinde satış gelirleri içerisinde ihracatın payını %13’ten %19 düzeyine çıkardı. Faiz Amortisman ve Vergi Öncesi Kâr Marjı (FAVÖK), geçen yılın aynı dönemine göre %37 artarak 3 milyon TL’ye ulaştı. Netaş’ın 2015 yılı ilk çeyrekteki brüt karı ise geçen yıla göre %12 artarak 13 milyon TL oldu. Şirketin net dönem karı geçen yılın aynı dönemine göre %175 artarak 5 Milyon TL olarak gerçekleşti.
Netaş’ın 2015’in ilk çeyreğinde aldığı siparişlerin toplamı bir önceki yıla göre %16 artış göstererek 367milyon TL olurken, 31 Mart 2015 tarihi itibarıyla kayıtlı siparişler toplamı geçen yılın aynı dönemine göre TL bazında %37 artarak 724 milyon TL’ye ulaştı.
Netaş’ın geleceğini garanti altına alacak projeler gerçekleştirmeye ve bölgesel sistem entegratörü olma yolundaki çalışmalara başarıyla devam ettiklerini belirten Netaş CFO’su İlker Çalışkan “Global arenada gerçekleştirdiğimiz projelerle Türkiye’nin teknoloji alanındaki bölgesel hedeflerine katkı sağlıyoruz. Bunun en büyük kanıtlarından biri, 2015 yılının ilk çeyreğinde satış gelirlerimizin %19’unun yurtdışından gelmesi oldu. 2015 yılındaki finansal hedeflerimizin arasında 130 bps artış olarak belirlemiş olduğumuz FAVÖK marj artışını yıldan yıla 150 bps ve dolar bazında %7 olan satış gelirlerimizdeki büyüme hedefimizi %15 olarak revize ettik. Ayrıca işletme faaliyetlerimizle nakit yaratmayı hedefliyoruz. Kontrollü büyümeyle kârlılığı artırmak üzere çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”
Arena, kurumsal çözümler sunma anlayışı ile ürün portföyüne dünya markalarını dahil etmeye devam ediyor. Arena, uzun yıllardır ağ ve sistem yönetimi üzerine faaliyet gösteren WatchGuard’ın güvenlik cihazları ve bu cihazlara bağlı yazılım ürünlerinin distribütörü olduğunu duyurdu.
Konuyla ilgili olarak Arena Genel Müdür Yardımcısı Atıf Büyüksoy şu sözleri dile getirdi:
“Güçlü ve performanslı, birleşik güvenlik çözümleri sunan bir dünya markası olan WatchGuard’a, Arena çatısı altında değer sunmak için ekip olarak hazırız. Arena Value olarak, uçtan uca çözümler sunma gücüne sahip olan uzman kadromuz ve katma değerli iş modelimiz ile; WatchGuard markasının tüm çözümlerini iş ortaklarımıza ve iş ortaklarımızın müşterilerine doğru zamanda ve uygun finansal modeller ile ulaştırmayı hedefliyoruz. Sektöre özgü çözümlerimiz, sunduğumuz danışmanlık hizmetlerimiz, mühendislerden oluşan, satış öncesi ve sonrası destek sağlayan özel ekiplerimiz ile iş ortaklarımızın her zaman yanındayız. WatchGuard markası özelinde de donanımlı ekibimiz ile iş ortaklarımıza katma değerli hizmet sunmaya devam edeceğiz.”
WatchGuard Kanal Müdürü Fabrizio Croce, bu işbirliği ile ilgili olarak:
“Kurumların network alt yapısı için uzun yıllardır güvenlik çözümleri sunan ağ ve sistem yönetimi üzerine faaliyet gösteren bir marka olarak, birçok ağ ürününün bölgesel bayiliklerini yürütüyoruz. Bu alandaki sertifikalı ve uzman kadromuzla projelendirme, danışmanlık ve kurumsal eğitim hizmetleri de sunmaktayız. Ağ ve sistem yönetimi ürünlerimizin dağıtımıyla ilgili Türkiye’nin en güçlü dağıtıcısı Arena ile yapmış olduğumuz bu anlaşmadan dolayı mutluluk duyuyoruz. Sektör için hayırlı uğurlu olmasını dilerim” dedi.
Kurumsal veri yönetiminin tüm yönleriyle ele alındığı toplantıda, veriden tam potansiyelin nasıl sağlanacağı, veriden maksimum katma değer elde etmenin yolları ve “InformaticaAkıllı Veri Yönetimi Platformu” tanıtıldı.
KOMTAŞ Bilgi Yönetimi Genel Müdürü Yüksel Çomak, uygulama analitiği ve veri arasındaki hızı yönettiklerini dile getirdiği ve veriye hazır mısınız, veri odaklı yaklaşıma hazır mısınız? diyerek başladığı konuşmasında; veriye bakış açısının değişmesi gerektiğini ve uygulamalara hapsolmuş veriyi, “değer” haline getirerek serbest bırakmanın öneminden söz etti. Biz, bir şirketin her katmanından bakıldığında aynı analitik sonucu veren, doğru, güvenilir ve ilgili veriyi sunduğumuz “Akıllı Veri Yönetimi Platformu” ile uygulama temelli yaklaşım yerine şirketlerin veri odaklı yaklaşımı benimsemelerini sağlıyoruz. Uygulama temelli yaklaşım, şirketlerin gelirlerini artırmıyor ve yaratıcı ürünleri piyasaya sunmak adına şirketlere fayda sağlamıyor. Önümüzdeki dönemde liderlik pozisyonunda olanlar daha fazla veri odaklı kararlar vermek zorunda kalacaklar. Bina inşa etmek gibi düşünün. Zamanında bu veri mimarisi ile kurumsal mimariyi doğru bir şekilde kurgulayamazsak ileride sıkıntılar yaşarız.” dedi.
Informatica Güney Avrupa Bölgesi Başkan Yardımcısı Emilio ValdesTürk şirketleri verilerini aralarında güvenle paylaşabilmeli
Informatica Güney Avrupa Bölgesi Başkan Yardımcısı Emilio Valdes ise Avrupa Birliği’nin şirketler arası veri paylaşımını bir yasa ile güvenilir ve paylaşılabilir hale getirdiğine dikkat çekerek, “Türkiye’deki şirketler de bir yasaya bağımlı olarak belirlenecek kurallar çerçevesinde kendi aralarında veri paylaşabiliyor olmalı. Veriyi bir “değer” haline çevirmek özgürlük demek; çünkü artık bir rapor hazırlamak için kimseye güvenmek zorunda değilim, güvenli, temiz ve ilgili veri elde edebildiğim için kendi raporumu kendim hazırlayabiliyorum. Özellikle Türk perakende sektörünün veri odaklı yaklaşımı benimsemesi gerekiyor. Müşteri verisi,bu sektör için çok daha önemli. Perakende sektörünün doğru ve tutarlı veriden alacağı geri dönüşü, rekabete ve karlılığa yansıtma olanağı çok yüksek. Bir uçak yolculuğunda sadece tek yönde 1 TB veri üretiliyor. Bu veri analitik olarak birçok sektöre hizmet ediyor. Türkiye’de şirketlerde uygulama temelli bir yaklaşım var. Hedefimiz uygulama odaklı yaklaşımı veri odaklı yaklaşıma çevirmek olmalı” dedi.
Microsoft tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen ve Windows, Windows Phone, Microsoft Azure ve diğer Microsoft yazılımlarını kullanan geliştiricileri biraraya getiren BUILD konferansı bu yıl da önemli yeniliklere sahne oldu. 29 Nisan – 1 Mayıs tarihleri arasında San Francisco’da düzenlenen BUILD 2015, önemli duyurularla gündeme oturdu.
Microsoft yeni Universal Windows Platform ve Windows Store ile değişik geliştiricilerin az bir emekle cihazlarını Windows 10‘a dönüştürmelerini sağlayarak, fırsat yaratacak yenilik ve gelişmeleri konferansta duyurdu. Firma aynı zamanda yeni web tarayıcısı Microsoft Edge (eski Project Spartan), telefonlar için Windows 10 Continuum, Cortana ve Microsoft HoloLensi de piyasaya sunduğunu açıkladı.
Konferansta açıklanan yol haritasına göre; Microsoft’un Windows, iOS ve Android geliştiricilerini kapsayan cesur adımları, Windows 10’u en cazip gelişim platformu haline getirecek. Microsoft; Windows, iOS, Android, Mac ve Linux geliştiricilerinin milyarlarca Microsoft müşterisine ulaşmasına izin verecek. Microsoft’un; yeni veri, geliştirici ve Office hizmetleri, geliştiricilerin istedikleri platformda akıllı uygulamalar geliştirmesine yardımcı olacak.
Evrensel Windows Platformu geliyor
Microsoft yeni Universal Windows Platform ve Windows Store ile uygulama geliştiricilerin uygulamalarını Windows 10 uygulamasına dönüştürmelerini sağlayacak önemli bir adım atıyor. iOS ve Android uygulamalar artık Windows 10 üzerinde de çalıştırılabilecek. Yeni platform ve yazılım geliştirme paketleriyle web siteleri, klasik Win32 uygulamaları, Android Java/C++ uygulamaları ve iOS uygulamaları kolay bir şekilde Windows 10 mağazası üzerinden Windows uygulaması olarak sunulabilecek. Bu yeni SDK’lar sayesinde yazılımcılar hem daha önce Windows harici platformlar için yazmış oldukları kodları kullanabilecek, hem de Windows platformuna özel bir çok kullanım ile çok daha zengin uygulamalar geliştirebilecek.
Geliştiriciler için yeni araçlar
Evrensel Windows Platformu’nun getirdiği bir diğer yeni özellik ise Continuum. Bu özellik, telefonların birer PC’ye dönüşebilmesini sağlayacak. Telefonların içindeki bilgisayarı ortaya çıkarmak için tek yapılması gereken ise bir monitör bağlamak olacak. Evrensel Windows Platformu sayesinde uygulamaların birer hologram olarak çalışması bile mümkün olacak.
Microsoft, Build 2015’te sunulacak yeni dalga araç ve güncellenmiş hizmetler ile yazılım geliştiricilerin Visual Studio 2015 Release Candidate, Linux ve Mac için .NET, Visual Studio Code önizleme, Application Insights in Public Preview gibi çoklu platformlarda verimliliğini artıracağını da duyurdu.
ABD’de düzenlenmeye başlayan Boost Your Business etkinlikleri kapsamında Facebook ekibi, farklı şehirlerdeki KOBİ’lerle bir araya gelerek Facebook ürün ve hizmetlerini işlerini büyütmek doğrultusunda nasıl daha etkin bir şekilde kullanabileceklerini anlatıyor.
ABD’nin ardından başta Brezilya, Meksika, Hindistan, Almanya ve Fransa olmak üzere farklı ülkelerde de gerçekleştirilecek olan etkinliklerin ABD ayağında, platformu aktif bir şekilde kullanan KOBİ’lerin sayısının 40 milyonu geçtiği bilgisi de paylaşıldı.
Facebook’un yeni duyurduğu Chat hizmeti, reklamverenlere birebir destek sağlayacak. Facebook’taki “get help” bağlantısına tıklayan reklamverenler, reklam konusunda uzman Facebook çalışanları ile görüşerek yardım alabilecek. ABD, İngiltere ve İrlanda’da uygulamaya alınan Chat, yakında Latin Amerika ve Asya Pasifik bölgelerinde de hizmete sunulacak.
Teradata Türkiye Ülke Müdürü Gamze Aydın
Amsterdam’da, Nisan ayının son günlerinde veri analitiği uygulamaları sağlayıcısı Teradata’nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen Universe Konferansı’nda pek çok küresel kuruluştan iş ve teknoloji uzmanları bir araya gelerek gelecek beş yılın teknoloji trendi büyük veri yatırımlarını şekillendirme yollarını aradılar. Kürsüye Uluslararası Sağlık Profesörü Hans Rosling, Yazar ve Girişimci Peter Hinssen, ABD Başkanı Obama’nın Teknoloji Danışmanı ve aynı zamanda Teradata CTO’su Stephen Brobst gibi isimlerin çıktığı etkinlikte, açılış konuşmacısı Teradata Eş-Başkanı Hermann Wimmer, “Artık dünya veri çağına geçti.” dedi.
Yazılım tabanlı veri ambarı dönemi
Teradata Universe Konferansı, veri analitiğinde gelecek perspektifini değiştirecek yeni teknoloji ve ürünlerin de duyurusuna sahne oldu. Veri yönetiminde kurumlara kolaylık ve bütünlük sağlayacak Yazılım Tabanlı Veri Ambarı’nı duyuran Hermann Wimmer, bu yeni ürünün birden fazla sayıdaki veri ambarrını, güvenlik ve hizmet seviyesi performansından ödün vermeden tek bir sistemde konsolide etmelerine olanak verdiğini ifade etti.
Wimmer yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Günümüzde pek çok kurum tek iş ihtiyacı talebini karşılamak veya her ülkedeki özel güvenlik regülasyonlarını sağlamak için birden çok veri ambarını ayrı bir şekilde tutmaktadır. Ancak bu modelin maliyet etkin bir model olduğunu söyleyemeyiz. Yazılım Tabanlı Veri Ambarı’nda ise gelen veriler hem tek bir sisteme aktarılacak hem de aynı güvenlik kontrolleri ve erişim kısıtlamaları sağlanacak. Bu sayede bir yanda hem zamandan hem de paradan tasarruf edilirken diğer yandan iş öncelikleri esasında, iş yükleri çapında tutarlı performans garanti edilecek.”
Şirketlerin veri kapasiteleri ikiye katlanacak
Şirketlerin giderek artan verilerini yönetmelerini kolaylaştıracak bir yenilik de Teradata Veri Ambarı Cihazı 2800 oldu. Ürün bir yandan kurumların kabinet başına veri kapasitelerini iki katına çıkarmalarına olanak sağlarken diğer yandan tek bir kabinden analitik güçlerini iki katına çıkarmalarını sağlayarak müşterilerin, iş iç görülerini çözmesine ve operasyonel hale getirmesine yardımcı oluyor.
Türkiye’den de pek çok katılımcıların yer aldığı etkinlikle ilgili Teradata Türkiye Ülke Müdürü Gamze Aydın da değerlendirmelerde bulundu. Aydın, “Yapılan araştırmalar büyük veri ve iş zekâsı çözümlerini kullanan şirketlerin eşitlerinden yüzde 4 daha verimli ve yüzde 6 daha kârlı olduklarını gösteriyor. Bu teknolojilerin Teradata Universe Konferansı’nın odağında olmasını, her geçen yıl katılımcı sayısının katlanarak artmasını önemsiyor ve gerçek anlamda değer yaratan bir konferans olduğunu düşünüyorum.” dedi.