Fidye yazılımları artık SMS ile bulaşıyor

0
virus_fsecureF-Secure tarafından hazırlanan yeni tehdit raporuna göre, artık fidye yazılımları SMS ile de bulaşabiliyor. Kullanıcılara yollanan SMS’lerdeki linklerden fidye yazılımı ve zararlı yazılımlar mobil cihazlara yüklenebiliyor. Araştırmaya göre 2014 yılında 574 kullanıcıdan 259’u, SmsSend ailesine ait virüslerle muhatap oldu. Android telefonlara bulaşan bu virüs, kullanıcılara premium hizmet kazandığını iddia eden SMS’ler oluşturuyor. İşlemi otomatik olarak yapan virüs kullanıcıları bu yöntemle etkiliyor. Ayrıca, fidye yazılımları arasında, Koler ve Slocker ailesine ait virüsler de hızlı bir yükseliş gösteriyor. PC kullanıcıları için de durum değişmiyor. Browlock adlı fidye yazılımı virüs ailesi, bilgisayar kullanıcıları için en büyük 10 tehdit arasına girdi. En tehlikeli diğer 10 virüs arasında Conficker/Downadup solucanı, Sality virüsü ve Ramnit virüsünün çeşitli versiyonları da bulunuyor. Bu üç virüsün türevleri, en tehlikeliler listesinin yüzde 55’ini oluşturuyor. Facebook da hedefte En tehlikeli virüsler listesinin yeni üyesi ise Kilim ailesine ait. Tarayıcılara yapışan bu virüs Facebook’u hedef alıyor. Virüs, kullanıcı adına yeni mesajlar paylaşıyor, Facebook’taki insanların bilgilerini ve hesaplarını çalıyor. F-Secure verilerine göre bu tehdit, Top 10 listesindeki tehditlerin yüzde 11’ini oluşturuyor.

Kartlı geçişte cep telefonu dönemi

0
Sensormatic_HIDtwistElektronik güvenlik sektörünün önde gelen şirketlerinden Sensormatic, yeni çözümü HID Twist & Go ile kartlı geçişte yeni bir dönem başlatıyor. Artık akıllı telefonlar, ev anahtarı, otopark giriş kartı ya da ofis kimliğine dönüşüyor. Böylece kart ya da anahtar taşımaya gerek kalmıyor, kişiler cep telefonlarını sürekli yanlarında taşıdıkları için kart unutma ya da kaybetme derdi de son buluyor. Bu uygulamayla işten çıkarken, sonrasında site otoparkına girerken hatta ev anahtarı olarak cep telefonları ve mobil cihazlar kullanılabiliyor. Yeni sistemde tüm giriş kartlarının yerini cep telefonları ve mobil cihazlar alıyor. Telefonu okuyucu karşısında özel bir hareketle çevirerek ya da okuyucuya yaklaştırarak rahat ve hızlı bir geçiş sağlanıyor. Resepsiyonsuz otel Sistem, resepsiyosuz otellere de olanak tanıyor. Müşteriler, otelde rezervasyon yaptıkları anda oda numarası cep telefonuna iletiliyor ve check-in için resepsiyona uğramaya gerek kalmadan doğrudan odaya çıkabiliyor. Oda kapısı da yine cep telefonuyla açılabilirken mobil ödeme seçenekleri sayesinde yine resepsiyona uğramadan otelden ayrılınabiliyor. HID Twist & Go, belirli zaman aralıkları için özel geçiş hakkı vererek ofislerde de hayatı kolaylaştırıyor. Örneğin ofise toplantıya gelen bir konuğa, danışmaya uğramadan ofise ve toplantı odasına giriş yapılabiliyor. Bunu kullanmak isteyen şirketler, konuklarına ilgili uygulamayı göndererek aktif hale getirmelerini istiyor. HID Twist & Go’nun belli zaman aralıkları için izin verme imkanı sunması, gece mal dağıtımı yapan perakendeci ve fabrikalar için de büyük kolaylık sunuyor. Yükleme ve boşaltma için gelen kamyonlara sadece belli zaman dilimleri için giriş yetkisi verilebiliyor. Böylece yükleme ve boşaltma işlerine birinin eşlik etmesi ihtiyacı ortadan kalkıyor. Sistemde, kullanıcılar Bluetooth veya NFC özellikli cep telefonu ya da mobil cihazlarına indirdikleri bir uygulama ile kendi mobil kimliklerini oluşturup, kullanıma başlıyor. Şirketler ise web sitesi üzerinden yeni kimlik yaratma ya da kimlik iptali gibi işlemleri kolay ve hızlı bir şekilde gerçekleştiriyorlar. Sistem iPhone ve Android işletim sistemine sahip akıllı telefon ve tablet gibi mobil cihazlarca destekleniyor.

ERP’de taşlar yerine oturuyor

0
Türkiye’de işletmelerin ERP yazılımlarını seçerken doğru karar vemelerini sağlayacak platformu sunan Trovarit, Türkiye’de 2014 yılını büyüme ile kapattı. 2015 için de çok başarılı çalışmalara imza attıklarını kaydeden Muharrem Gezer’in görüşlerini videomuzda izleyebilirsiniz.

iPad ressamları için iyi haber

0
ICS2_IN-USE_ArnoldPander_OverlookPath_067_RGB_LowResWacom ve Savage tarafından Procreate 2.3 programının Intous Creative Stylus 2 kalemi ile uyumlu hale geldiğinin açıklanmasıyla birlikte, iPad üzerinde resim yapmak daha heyecan verici hale geldi. Savage’ın geliştirdiği Procreate programı, çoğu ressamın iPad üzerinde çizim ve resim yapmak için tercih ettiği bir uygulama. Wacom, kreatif alanında çalışan profesyonelleri düşünerek baskıya duyarlı bu güçlü kalemi tasarladı ve dolayısıyla yaratıcı bir sinerji ortaya çıkardı. Müşteriler uzun bir süredir Intous Creative Stylus kaleminin verdiği hassas ve doğal hissi Procreate uygulamasının güçlü ve akıcı araçlarıyla birleştirmeyi ümit ediyordu. Bu yaratıcı vizyon, Wacom ve Procreate ekiplerinin işbirliği sayesinde artık gerçeğe dönüştü. Intuos Creative Stylus 2, tüm uyumlu iPad’ler üzerindeki Procreate 2.3 uygulaması tarafından desteklenecektir. iPad Air 2 kullanıcıları, Procreate 2.3 üzerinden Intous Creative Stylus 2’ye bağlanarak bu kalemin tüm özelliklerini kullanabilecekler; ancak bu, resmi olarak desteklenmeyen bir özellik olacaktır. Savage ve Wacom birlikte çalışarak iPad Air 2 ile uyumluluğu iyileştirmeye ve artırmaya devam edecektir. Procreate versiyon 2.3’e eklenen diğer heyecan verici özellikler arasında, yepyeni Light Interface (Işık arayüzü) ve önceki versiyonların stabilitesinin yükseltilmesi ve hata düzeltmeleri yer almaktadır. Procreate’teki entegrasyon, desteklenen uygulamaların Intous Creative Stylus 2 ile seçilmesi konusunda getirilen önemli bir yeniliktir. Ayrıca her iki ekip, müşterilerinin yeni uyumlu araçlarıyla üretecekleri yaratıcılıkları görmeyi sabırsızlıkla beklemektedir.

Amazon ve Audi’den otomobile teslimat dönemi

1
Amazon_AudiGeçtiğimiz günlerde Amazon ve Audi yaptığı ortak açklama ile yeni bir hizmete başladıklarını duyurdu. Şimdilik pilot bölgede süren çalışmalar kapsamında, Amazon siparişleri talep doğrultusunda müşterilerin Audi marka araçlarına teslim edilecek. Almanya’nın Münih kentinde başlayan programda iki şirket DHL Parcel ile ortak çalışacak, siparişleri bu firma taşıyacak. Audi’nin açıklamasına göre paket geçici süre kullanılabilir olan kablosuz ağ şifresi ile otomobile bırakılacak. Amazon.com’dan alışveriş yapan tüketiciler ev adresi yerine otomobillerinin lokasyonunu iletecek ve belli bir süre için aracının sanal ortamda takibine izin verecek. DHL Parcel çalışanı dijital şifreyi aldıktan sonra müşterinin otomobiline gidecek, paketi bagaja bırakacak ve araç kısa süre sonra kendini kilitleyecek. Audi aynı zamanda ilerleyen dönemlerde paket teslimatının yanı sıra, otomobillerden döküman ya da paket alımı gerçekleşeceğini de söylüyor.

Çılgın girişimciden yatırımcılara tavsiyeler

0
Virgin Grubu'nun kurucusu Richard Branson
Virgin Grubu’nun kurucusu Richard Branson
Kuşaklararası çatışma kavramının ilk örnekleri bundan 3 bin yıl öncesine kadar gidiyor. Çatışma değil belki ama, hemen her kuşakta ortaya çıkan bir “çılgın girişimci”, dünyayı adeta yeniden şekillendiriyor. Günümüz için bu isim Elon Musk olarak kabul edilirken, X kuşağı için öne çıkan iki isim var. Amazon’un kurucusu Jeff Bezos ve Virgin Grubu’nun kurucusu Richard Brandson. Halen her ikisi de sürprizlerle dünya ekonomisini şekillendirmeyi sürdürüyor. Bu isimlerden biri olan Richard Branson, Virgin.com’daki resmi blogunda kaleme aldığı yazısında kendi bakış açısıyla girişimciler için bir manifesto hazırlamış. Bu yazıda, İngiliz hükümetinin son zamanlarda gerçekleştirdiği Start-up Loans çalışmasının yatırım şemasından söz eden Branson, ilk olarak İngiltere’deki üniversite öğrencilerini hedefleyen, ancak daha sonra kapsamının genişlemesiyle 27 bin şirketin faydalandığı programa değinmiş. Branson’un yazısı, işte bu program kapsamında hükümetlere ve yatırımcılara çeşitli yatırım tavsiyelerini içeriyor. Branson bunları 5 madde altında toplamış… 1) Bütçeler artırılmalı ve destek ağı çok daha fazla genişletilmeli. Öte yandan start-up etkinlikleri ile benzeri atılımların reklamları yapılmalı. 2) Yatırım yapmak ilk yıllarda sıkıntı yaratabilir. Destek alan şirketler alıcı taleplerini karşılamakta sıkıntı çekebilir. Yatırımcılar ve hükümetler ise bu konuda daha girişken ve daha girişimci olmalı. 3) Yeni markaların güçlenmesi için destek olunmalı. Bu şirketlerin başka ülkeler ve pazarlara açılabilmesi için gerekli destek sağlanmalı. 4) Destek alan yeni şirketler için en baştan doğru mekanlar seçilmeli. Şirket için verimli olacak ofisler ve lokasyonlar tercih edilmeli. 5) Yatırımcılar ve hükümetler bu konudaki akışı takip etmeli. İhtiyaç duyan girişimcileri keşfetmeli ve destek ağlarını genişletmeli. Her iki taraf için de konu ile ilgili farkındalık yaratılmalı.

Üretimde dijital devrim dönemi başlıyor

0
Industry_40_ex01_large_tcm80-185174Dünyanın önde gelen danışmanlık firmalarından The Boston Consulting Group (BCG) tarafından hazırlanan ‘Sanayi 4.0: Üretim Sektöründe Büyüme ve Üretkenliğin Geleceği’ başlıklı rapora göre önümüzdeki 10 yıl içerisinde 4. Sanayi Devrimi tamamlanacak.  ‘Sanayi 4.0’ olarak adlandırılan yeni devrimle birlikte ilk tedarikçiden, son kullanıcıya kadar tüm üretim ve değer zinciri en gelişmiş dijital teknolojileri kullanarak tamamen entegre hale gelecek. İlk olarak buhar gücü ve makineleşme, ardından ise elektrik ve otomasyonla değişen üretim sektörü, üçüncü devrimi ise endüstriyel alandaki teknolojik gelişmeler ile yaşadı. Ancak ilk 3 devrimin telekom, mobil iletişim, bilgi teknolojileri gibi alanlardaki dönüşümle kıyaslandığında sönük kaldığı gözlemleniyor. Rapora göre, 4. Sanayi Devrimi büyük veri, simülasyon, robotik ve bulut sistem entegrasyonu gibi teknolojik gelişmelerle tetikleniyor. Parçalar, makineler ve insanlar arasındaki bağlantı ve etkileşimin, üretim sistemlerini yüzde 30’a kadar hızlandırıp, verimliliği yüzde 25 kadar yükseltmesi ve başarıyla uygulandığı ülkelerde gelir düzeyini, istihdamı ve yatırımları da hızla artırması bekleniyor. Sadece Almanya’da 250 milyar Avro’luk yatırım Endüstriyel otomasyonda dünyanın lider ülkesi kabul edilen Almanya, ‘Sanayi 4.0’ın etkisini ölçmekte çarpıcı bir örnek olarak öne çıkıyor. BCG’nin raporunda, ‘Sanayi 4.0’ın Almanya’da 400 bine yakın yeni iş olanağı yaratacağı, Gayri Safi Milli Hasılanın (GSMH) yüzde 3-5’ine denk gelecek bir verimlilik artışı sağlayacağı, GSMH’yı ortalama yüzde 1 arttıracağı ve 10 senelik süreçte 250 milyar Avro tutarında yatırımı tetikleyeceği öngörülüyor. “Dijital devrimin öncüsü olmak bir zorunluluk” Global şirketlerde çoktan başlamış olan ‘Sanayi 4.0 unsurlarını uygulama yarışının çok yakın zamanda tüm üretim sektöründe hızla yayılacağını belirten BCG Türkiye Ortağı ve Endüstriyel Ürünler Sektör Lideri Aykan Gökbulut, “Önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde Sanayi 4.0 devrimi ile ürünlerin ve üretim sistemlerinin tasarım, üretim, operasyon ve servis süreçleri tamamen değişecek. ‘Sanayi 4.0’a tam geçiş daha uzun sürse de, önümüzdeki 5-10 yılda kritik gelişmeler yaşanacak ve kazanan ve kaybedenler belirlenecek. Bu süreçte kazanmanın yolu sistemlerin yetkinliğine, bilgi teknolojilerine, yazılıma ve veri analitiğine yapılacak yatırımdan geçiyor. Türkiye’nin üretim üssü statüsüne sağlama alması da şirketlerin ‘Sanayi 4.0’ın getirdiği teknolojik avantajları ne kadar kapsamlı ve hızlı uygulayacaklarına bağlı olacak. Üretim üssü olma konusunda yarışan Türkiye için bu devrimin öncülerinden olmak bir tercih değil zorunluluk olmalı ve bu yolda adımlar hızlı atılmalı” diye konuştu. Industry_40_ex02_large_tcm80-185175 Sanayi 4.0’ın öne çıkan dört faydası Üretim sektörünün verimlilik artışında ve ekonomik büyümede önemli bir katalizör olacağı öngörülen ‘Sanayi 4.0’ın faydaları dört ana alanda özetleniyor: 1. Üretkenlik: Önümüzdeki 5-10 yıl içinde pek çok şirketin ‘Sanayi 4.0’a uyum sağlayacak ve hammadde hariç üretim maliyetleri yüzde 15-25 arasında iyileşmesi bekleniyor. Bu iyileşmenin, sadece Almanya’da üretim sektörüne 90-150 milyar Avro’luk etki yapacağı öngörülüyor. Hammadde maliyetleri dâhil edildiğinde, toplam üretkenlik kazanımlarının yüzde 5 ila 8’e ulaşacağı belirtiliyor.  Sektörel bazda değişiklik gösterecek iyileştirmeler mühendislik ürünleri üreticileri için yüzde 20-30 arası, otomotiv sektörü yüzde içinse yüzde 10-20 oranında iyileştirme oluşturması bekleniyor. 2. Ciro artışı: ‘Sanayi 4.0’ sayesinde üreticilerin gelişmiş ekipman ve yeni veri uygulama isteği, müşterilerin kişiselleştirilmiş ürünlere yönelik gittikçe artan talebiyle paralel olarak fazlalaşacak. Almanya örneğinde bu gelişmenin GSMH’nın yüzde 1 artmasını sağlayarak yıllık 30 milyar dolar civarında büyüme getirmesi bekleniyor. 3. İstihdam: ‘Sanayi 4.0’ sayesinde üretim sektöründe yüzde 6-10’luk istihdam artışı bekleniyor. Yeni işgücüne talep en fazla mekanik-mühendislik sektöründe hissedilecek. Öte yandan farklı yetkinliklere ihtiyaç artacak ve otomasyonun artmasıyla düşük kalifiye işgücüne yönelik istihdam olanakları azalacak. Ayrıca yazılım, bağlantı ve analitik çözümlemeye olan ihtiyaç, bu yetkinliklere sahip elemanlara olan talebi arttıracak. Oluşacak bu yetkinlik dönüşümü önümüzdeki yıllarda üstesinden gelinmesi gereken en kritik noktalardan biri olarak ortaya çıkıyor. 4. Yatırım: Üretim süreçlerini ‘Sanayi 4.0’a adapte edebilmek için üreticilerin cirolarının yüzde 1 ila 1.5’ini yatırıma ayırması gerekeceği öngörülüyor. Bu rakamın Almanya örneğinde önümüzdeki 10 yıl için 250 milyar Avro olması bekleniyor.

Facebook, YouTube’u geçiyor!

0
ABD'de video reklamcılığındaki değişim.
ABD’de video reklamcılığındaki değişim.
Mixpo tarafından gerçekleştirilen ve Aralık 2014 tarihindeki verileri baz alan bir araştırma, şirketlerin yeni video reklamları için YouTube yerine Facebook’u tercih edeceklerini gösteriyor. ABD’li reklam sektörü devlerinin onda dokuzu ilerleyen dönemde video reklamları için Facebook’u düşünüyor. Son zamanlardaki yüzde 3.7’lik yükselişe rağmen, YouTube ise yüzde 5.5 farkla önde olan Facebook’un ardında kalıyor. Öte yandan Instagram, Twitter ve LinkedIn gibi mecralar da güçlenirken, katılımcılar her bir platform için video reklam hedefleri olduğunu açıklıyor. YouTube ve Facebook harici platformlarda en hızlı yükselişin ise LinkedIn’de olması bekleniyor. Araştırma sonuçlarına göre “LinkedIn’de reklam vereceğim” diyenlerin oranı yüzde 9.3’ten yüzde 24.1’e çıkacak. LinkedIn, bu sayede video reklamlarında Vine ve Tumblr’ı geride bırakarak beşinci sıraya yükselecek. Aynı araştırma, reklamverenlerin artık direkt videolardan öte, kullanıcıların interaktif olarak katılımda bulunacağı ve geri dönüşler alabilecekleri video reklamları istediklerini de gösteriyor. Kinetic Social’ın verilerine göre ise Facebook, video reklamlarında 2015’e hızlı bir giriş yaptı. ABD’li reklamcılar bu platformda bir çeyrekten diğerine yüzde 14.4’ten yüzde 30.7’ye varan reklam verme oranlarına yaklaşmış durumda. eMarketer’a göre bu sene 157.1 milyon müşteri (ABD’deki internet kullanıcılarının yüzde 60.5’i ve nüfusun yüzde 48.9’u) herhangi bir cihaz üzerinden Facebook’a erişmiş. Takvimler 2019’u gösterdiğindeyse ABD popülasyonunun yüzde 51.8’i ya da internet kullanıcılarının yüzde 62.1’inin Facebook üyesi olacağı öngörülüyor.

Haftanın gündemini sizin için değerlendirdik

0
TechInside.com’da bundan böyle haftanın gündemini #GündemInside adlı programımızla sizler için değerlendiriyoruz. Bu ilk programımızda teknoloji dünyasının gündemini bir anda değiştiren Cumhurbaşkanı’nın 5G çıkışı ana konumuz oldu. 5G dışında aslında bir füze üreticisi olan Raytheon’un siber güvenlik şirketi Websense’i satın almasını, Norveç’in radyo yayınlarını FM bandından çıkartarak tamamen dijital bir altyapıyla sunacağını açıklamasını değerlendirdik. Programımızda ayrıca Büyük Veri analizi ile depremleri önceden tespit etme çabasının geldiği noktayı konuştuk. Keyifle izleyeceğinizi umuyoruz. Bir sonraki #GündemInside’da görüşmek dileğiyle…

Küçük ofislerin büyük yardımcıları

0
Xerox WorkCentre 6025/6027 dakikada 18 sayfaya ulaşan renkli baskı hızıyla 1200×2400 dpi yazdırma çözünürlüğü sunuyor. Wi-Fi kablosuz özelliğiyle Apple Airprint, Google Cloud Print baskı yapılabiliyor. Kablosuz ağ olmadan da Wi-Fi Direct özelliği ile akıllı telefon ve tablet cihazlar üzerinden doğrudan baskı alınabiliyor. Harici bellekten tarama ve baskı, kağıttan e-posta özellikleriyle de tek bir cihazla birçok iş yapma imkanı veriyor. Xerox WorkCentre 6025’in 4 satırlık renkli ekranı kolay kullanım ve cihaz özelliklerine hızlı erişim sağlıyor. Xerox WorkCentre 6027’nin 4.3 inç renkli dokunmatik ekranı ise tüm baskı, tarama ve kopyalama işlemleri için kolayca komut verilmesini ve kontrol edilmesini sağlıyor. Xerox Workcentre 6025 ve Xerox WorkCentre 6027 Apple Airprint, Google Cloud Print’i destekliyor. Ortamda kablosuz ağ olmasa da akıllı mobil cihazların Wi-Fi Direct özelliği ile baskı alabilmesini sağlıyor. Tarama ünitesi ile tek seferde 15 sayfalık bir dokümanı bulut uygulamalara, bilgisayara veya harici belleğe tarayabilen Xerox WorkCentre 6025/6027 istenirse kağıt dokümanları e-posta veya faks olarak da gönderebiliyor. 600 x 600 dpi kopyalama ve 1200×2400 dpi yüksek görüntü kalitesinde yazdırma özellikleriyle Xerox WorkCentre 6025 ve Xerox WorkCentre 6027 en ayrıntılı baskıları bile rahatlıkla yapabiliyor. 525 MHz güce sahip işlemcileri ile Xerox WorkCentre 6025 dakikada 10 sayfaya kadar renkli, 12 sayfaya kadar siyah beyaz baskı yapabilirken; Xerox WorkCentre 6027 dakikada 18 sayfaya kadar renkli ve siyah beyaz baskı alabiliyor. Yüksek performansı ile kesintisiz iş yapma imkanı veren yeni Xerox ofis cihazları tüm güncel Microsoft, Mac ve Linux sürümlerini destekliyor. Xerox’un yeni renkli çok fonksiyonlu ofis cihazları Xerox WorkCentre 6025 ve Xerox WorkCentre 6027, iki yıl Xerox güvencesi ile yetkili Xerox iş ortakları aracılığı ile satılıyor.  

Hangi kuşak videoyu hangi cihazdan izliyor?

0
video-tablet-mobil-seyret copyTV programlarını izleyebilmek için destek sunan cihazlar son zamanlarda yükseliş gösterdi. Basit cihazlardan akıllı TV’lere ve daha pek çok platforma yayılan izleme seçeneklerinin başında ise Nielsen’ın Digital Landscape Survey adlı araştırmasına göre televizyonlar bulunuyor. 10 dakika veya altında süreye sahip video içerikler genellikle bilgisayar, tablet ve telefonlardan izlenirken, diğer içerikler için ağırlıklı olarak TV tercih ediliyor. Beklenileceği gibi seyir için TV kullanan kesim ağırlıklı olarak daha yüksek yaşlara sahip gruplardan oluşuyor. Genç kesim ise bilgisayar ya da mobil telefonları seçiyor. Z jenerasyonu ve milenyum kuşağı katılımcılarının yüzde 42’si (her biri için) video programları bilgisayarda izlerken, ikinci dünya savaşı sonrası doğan Baby Boomer kuşağı yüzde 25 ve 1920 – 1945 arası doğan “Sessiz Kuşak” ise yüzde 15 seviyesinde kalıyor. Milenyum ve Z jenerasyonu katılımcıları (yüzde 22 ve yüzde 20) mobil telefon derken, bu oran X jenerasyonu (Baby Boomer sonrası dönemde 1980’e kadar doğanlar) için yüzde 14, Baby Boomer için yüzde 6 ve Sessiz Kuşak için de yüzde 2 olarak görülüyor. Tablet kullanımı Milenyum ve X jenerasyonu için yüzde 16 ve 15 seviyesindeyken, Z jenerasyonu yüzde 12, Baby Boomer yüzde 8 ve Sessiz Kuşak’ın yüzde 4’ü video için tablet diyor. TV’ler asıl tercih olarak kalırken, dış mekanlarda akıllı telefonlar öne çıkıyor. Ancak bulunduğunuz yer, ne yaptığınız ve kimle olduğunuz da tercih konusunda önem taşıyor. Örneğin evde yalnızken TV izleyenler yüzde 63 iken, bilgisayarı seçenler yüzde 56 olarak öne çıkıyor. Ayrıca bu grubun yüzde 34’ü mobil telefon ve yüzde 22’si de tabletleri yalnızken video için kullandığını söylüyor. Araştırma 60 ayrı ülkede gerçekleşmiş ve online katılımlar sayesinde neticelere ulaşılmış. Bir başka deyişle bu değerler internet kullanan izleyicilerin sunduğu veriler olarak karşımıza çıkıyor.

Microsoft ilk çeyreği yükselişle kapattı

0
Microsoft_kampusMicrosoft, kendi finansal takviminde 3. çeyrek olarak adlandırılan, 2015’in ilk 3 ayını kapsayan döneme ait finansal verileri açıkladı. Verilere göre, şirket 2015 yılının ilk 3 ayında 21.7 milyar dolarlık gelir elde etti. Şirketin brüt karı ise 14.6 milyar dolar oldu. Geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre, karı yüzde 12 azalan şirketin gelirleri yüzde 6 oranında arttı. Aynı dönemde Nokia’dan aldığı mobil cihaz bölümü bünyesinde 8.6 milyon adet Lumia telefon satan şirket, bu satışlardan 1.4 milyar dolarlık gelir elde etti. Lumia satışlarını bir önceki döneme göre yüzde 18 yükseltmeyi başaran Microsoft, Xbox tarafında ise Live servisinin kullanımının yüzde 30 arttığını açıkladı. Office 365 kullanıcıları artıyor Sonuçlardaki alt kırılımlara bakıldığında ise Office 365 kullanıcılarındaki yüzde 35 oranında yükseliş dikkat çekiyor. Bu segmentte 12.4 milyon kullanıcıya ulaşan şirketin yükselişte olan bir diğer alanı ise Surface oldu. Bu alanda yüzde 44’lük bir artış yakalayan Microsoft’un Surface geliri ise 713 milyon dolara ulaştı. Microsoft’un bir diğer önemli alanı olan Bing ise arama motorları arasında güçleniyor. ABD’de yüzde 20.1’lik bir pazar payına sahip olan Bing üzerinden elde edilen reklam gelirlerinde yüzde 21’lik artış yakalandı. Microsoft, bulutta güçleniyor Açıklanan ticari satışlardan elde edilen gelirler ise yine aynı dönemde yüzde 5’lik artışla 12.8 milyar dolara çıkmış durumda. Burada Office 365, Azure ve Dynamics CRM Online ile elde edilen gelirin yüzde 106’lık yükselişle 6.3 milyar dolara çıkmış olması dikkat çekiyor. Sunucu ürünleri ve servis gelirlerine bakıldığında ise yüzde 12’lik bir yükseliş göze çarpıyor. Windows Server, System Center Server ve SQL Server birlikteliğindeki artış ise yüzde 25’e ulaşıyor. Ancak aynı durumun ticari kullanım için sunulan Office ürünlerinde yaşanmadığı görülüyor. Office ürünleri ve servis gelirleri segmentine bakıldığında yüzde 2’lik bir düşüş sözkonusu. Microsoft, bu düşüşü Office 365 için uygulanan satış yöntemi değişikliğinin ve bulut çözümlerinin etkisi olarak yorumluyor.

3 girişimciye “Ziya Abi Özel Ödülü”

0
Ziya Boyacıgiller
Ziya Boyacıgiller
Türkiye’nin ilk melek yatırım organizasyonlarından Galata İş Melekleri (GBA), Türkiye’deki genç girişimcilere verdiği destekler nedeniyle sektörde “girişimcilerin ağabeyi” olarak tanınan ve geçtiğimiz yıl hayatını kaybeden Ziya Boyacıgiller’i anmak için bu yıl ilk kez etkinlik kapsamında gelecek vadeden girişimcileri ödüllendirecek. 29 Nisan’da İstanbul Sheraton Maslak’ta düzenlenecek olan GBA Mentor Clinic III’te, etkinliğe katılan 45 mentorun gün boyunca yapacağı değerlendirmeyle favori girişimciler seçilecek. Etkinlik sonunda yapılacak kura ile belirlenen üç girişimci, 3 biner TL ödül kazanacak. GBA etkinliğine izleyici olarak katılmak isteyen girişimciler ve üniversitede eğitim hayatını sürdüren girişimci adayları, galatabusinessangels.com/gbamentorclinic adresindeki kayıt formunu doldurarak Mentor Clinic 3 etkinliğine ücretsiz katılabiliyorlar. GBA Mentor Clinic III’te neler var? İstanbul Kalkınma Ajansı’nın (İSTKA) 2014 Yılı Yenilikçi İstanbul Mali Destek Programları kapsamında desteklenen “Ulusal/Uluslararası Mentorluk ve Melek Yatırımcı Ağı Oluşturulması” Projesi çerçevesinde, Türk Ekonomi Bankası (TEB) ana sponsorluğu ve Turkcell gold sponsorluğuyla gerçekleştirilecek olan GBA Mentor Clinic III, fikir aşamasında olan girişimcileri ekosistemin Türkiye’deki ve Avrupa’daki önemli temsilcileriyle buluşturacak. Johnson Paradigm Ventures Başkanı ve Sophia Business Angels Başkanı Candace Johson, Pegasus Havayolları Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Genç Girişimciler Kurulu Başkanı Ali Sabancı, Fina ve Fiba Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Endeavor Başkanı Murat Özyeğin’in konuşmacı olarak yer alacağı etkinliğe, Insider (SociaPlus) Kurucu Ortağı Hande Çilingir, Woto Kurucu Ortağı Ekin Çağlar, Hızlıçeviri Kurucu Ortağı Serkan Haslak ve Ustaeli Kurucusu Tarık Sinan panelist olarak katılacak. Etkinliğin ikinci kısmında; Murat Özyeğin, Ali Sabancı, Emre Kurttepeli, Melih Ödemiş, Soner Canko, Sadok Kohen, Alemşah Öztürk, Fırat İşbecer gibi finanstan perakendeye, e-ticaretten bilişim sektörüne kadar kendi alanlarında başarılı olmuş 50’ye yakın mentor, iş geliştirme, finans, yatırım, sosyal girişimcilik, dijital pazarlama, medya iletişimi, hukuk ve ekip kurma gibi çeşitli başlıklar altında, 20’şer dakikalık birebir görüşmeler aracılığıyla girişimcilere ilgilendikleri alanlarda yol gösterecekler. Ayrıca Candace Johson ve Marcel Dridje gibi Mentor Clinic için yurt dışından özel olarak gelen isimler hem girişimcilere mentorluk yapacak hem de girişimlerin Avrupa’ya açılması konusunda destek verecekler.

Türk Telekom fiber altyapısı ile yeni teknolojilere hazır

0
Türk Telekom CEO’su Rami Aslan
Türk Telekom CEO’su Rami Aslan
Türk Telekom Grubu, 81 ile yayılan fiber altyapısı ile tüm yeni nesil iletişim hizmetlerini en hızlı ve kaliteli şekilde Türkiye’ye sunmaya hazırlanıyor. Sadece bugünün değil, önümüzdeki on yılların teknolojik gelişmelerine uyum sağlama kapasitesine sahip olan Türk Telekom Grubu iletişim ve teknoloji altyapısı, Türkiye’de 4G ve 5G gibi her türlü yeni nesil mobil hizmetin bel kemiğini oluşturuyor. 40 bin kilometresi yurtdışında olmak üzere, 230 bin kilometreden fazla fiber hatla Türkiye’yi fiberle birbirine bağlayan güçlü alt yapı, yeni nesil mobil teknolojilerinin de temelini oluşturuyor. 3G servislerinin Türkiye’de Türk Telekom altyapısı sayesinde hizmet verdiğini; 4G, 5G gibi her türlü yeni nesil mobil hizmetin ancak güçlü fiber altyapılar üzerinde hayata geçebileceğini ifade eden Türk Telekom Grubu CEO’su Rami Aslan, “Dünyada veri kullanımı ve buna bağlı olarak veri iletim altyapılarına olan ihtiyaç inanılmaz bir hızla artıyor. Bu gelişim elbette ki mobil iletişimin yaygınlığı ve yeni teknolojilere uyum sağlama konusunda dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olan Türkiye’ye de yansıyor. Türk Telekom Grubu olarak iletişim ve teknoloji altyapımız sadece bugünün değil, önümüzdeki on yılların teknolojik gelişmelerine uyum sağlayacak hız ve kapasiteye sahip.” yorumunu yaptı. Avrupa için 5G’nin yol haritasını çizen konsorsiyuma Türkiye’den dahil edilen tek GSM operatörü olan Avea ile gerçekleştirdikleri hız testlerinde 3.6 Gbps hıza ulaşıp, Türkiye’de bir hız rekoruna imza attıklarının altını çizen Aslan, “Bu testlerle ne kadar büyük bir kapasiteye sahip olduğumuzu ve Avea ile bu kapasiteyi yüksek hızlara çevirebildiğimizi  bir kere daha ispatladık. Türkiye’nin 2023 hedefleri doğrultusunda bilgi toplumuna dönüşüm sürecinde güvenilir ve yüksek performanslı veri altyapılarına olan ihtiyacının kritik bir rol oynadığını biliyoruz. Türk Telekom Grubu olarak, 81 ile yayılan 193 bin kilometrelik fiber altyapımız ile her türlü mobil şebekenin iletişim ve veri aktarımına dair ihtiyacını bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de karşılayacağız. Sahip olduğumuz altyapının gelecek nesil mobil ağların başarısı için üstlendiği hayati rolün farkındayız ve yatırımlarımızla gurur duyuyoruz. Tıpkı geçmişte olduğu gibi, gelecekte de Türk Telekom Grubu olarak yeni nesil mobil ağların şekillendireceği yeni dönemin yol göstericisi, rehberi olmaya devam edeceğiz. Türkiye’nin gelişimini destekleyecek her türlü teknolojinin can damarı olmayı sürdüreceğiz. Biz Türkiye’yi ‘yeteri düzeyde’ bir teknolojiden, en gelişmiş, akıllı ve çığır açan bir dijital ortama taşımak için buradayız.” diye konuştu.

VeriPark, enova’yı bünyesine kattı

0
Enova+logo2000 yılının başlarından bu yana  kurumsal intranet portalleri, internet ve extranet portal çözümleri,  kurum içi doküman yönetimi, iş süreçlerinin geliştirilmesi, kurumsal uygulama entegrasyonu ve kurumların ihtiyaçlarına yönelik özel yazılım geliştirme konularında faaliyet gösteren “enova:”nın tüm hisselerini satın alan VeriPark’ın CEO’su Özkan Erener satın almayla ilgili olarak yaptığı yazılı açıklamada şunları söyledi; “enova: satın alması, VeriPark’ın portal ekosisteminde çok daha etkin çalışmalar gerçekleştirmesi adına son derece önem taşımaktadır. Özellikle İnsan Kaynakları alanında kayda değer çalışmalar yürüten enova:’nın, VeriPark ürünleri ile beraber çok daha kolay ulaşılabilir çözümler sunmak konusunda rakipsiz bir noktaya gelmesini hedeflemekteyiz.” VeriPark ile yapılan anlaşmayı değerlendiren enova: Genel Müdürü Beni Melamet, “VeriPark ile hayata geçen işbirliği enova: markasının bulunduğu pozisyonunu daha da güçlendirmesine yol açacağına olan inancımız tam. Farklı alanlarda derinlemesine uzmanlaşmış iki firmanın enerjisi ile enova:’nın yeni nesil çözümler geliştirme konusunda öncü ve lider bir konuma gelmesini planlıyoruz.” dedi. Çoğunlukla özel sektör kuruluşlarına hizmet veren enova:, aynı zamanda Almanya, Fransa ve Azerbaycan’a da açılarak gerçekleştirdiği danışmanlık hizmetleri ve projeler ile yurtdışında da faaliyetlerini sürdürüyor. Bankacılık, perakende, sigorta, telekom ve emeklilik sektörlerine yönelik yazılım çözümleriyle Türkiye’de ve EMEA bölgesinde saygın bir yere sahip olan ve dünya finans devleri için hayata geçirdiği başarılı projelerle küresel pazarda dikkatleri üzerine çeken VeriPark, emin adımlarla büyümeye devam ediyor. Ocak 2015’te Londra’da açtığı ofisle uluslararası pazarda Dubai, Kahire ve Riyad’dan sonraki dördüncü ofisini açan VeriPark, İzmir’de konumlandırdığı yazılım üssü ile yazılım ihracatı konusundaki iddiasını da giderek arttırıyor.

Girişim sermayesi 2015’e rekorla başladı

0
VentureSourceGirişim sermayesi şirketleri 2015’in ilk çeyreğinde rekor seviyede start-up yatırımı gerçekleştirdi. Açıklanan verilere göre değer 2000 yılından beri ilk kez bu kadar üst seviyelere ulaştı. Öte yandan yatırım bazlı şirketlerin orta gelir yatırım miktarları da dönemin en yüksek seviyesine ulaştı. 2015’in ilk üç ayında ABD’li yatırım destekli şirketler 15.72 milyar dolar yatırım aldı. Bir önceki çeyreğe göre düşük bir yükseliş gibi görünse de, değer geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 27 artış gösteriyor. İlk çeyrekte yapılan en büyük yatırım 1 milyar dolar ile Space Exploration Technologies Corp. bir başka deyişle Space X oldu. Şirket Capricorn Capital Partners, Fidelity Investments, Google ve Valor Equity Partners tarafından destek gördü. Ayrıca bu süreçte toplam 875 anlaşma gerçekleştirildi ve bu sayı 2011’in ilk çeyreğinden beri ilk kez bu kadar düşük seviyede kalmış oldu. Orta gelir ön yatırım değeri VentureSource’un verdiği bilgiye göre ilk çeyrekte 67.1 milyon doları bulurken, geçen yıl dördüncü çeyrekteki miktar 52 milyon civarındaydı. 80’den fazla özel şirket, yatırımcılar tarafından toplamda 1 milyar doların üzerinde bağış aldı. Halka arz pazarında 12 yatırımcı destekli firma bu çeyreğin verisi olarak karşımıza çıkarken, mecraya göre 2014 dördüncü çeyrekteki sayı 23 idi. Son olarak en yüksek işlem ise Flexus Biosciences’ın Bristol-Myers Squibb Co. tarafından aldığı 1.25 milar dolar olarak kaydedildi.

Kobil, gözünü ABD’ye dikti

1
Almanya merkezli Kobil,1986 yılında kurulmuş bir şirket. 120 çalışanıyla akıllı kart, tek kullanımlık şifre, kimlik doğrulama ve kriptografi teknolojilerinde uzmanlaşan Kobil, kimlik bilgileri ve mobil güvenlik yönetimini güvence altına almayı ve güçlendirmeyi amaçlıyor. Dünya çapında 16 ülkede faaliyet gösteren Kobil, önümüzdeki dönemde de ABD pazarına girmeye hazırlanıyor. Kobil ve gelecek planlarını şirketin genel müdürü Ümit Yaşar Usta ile konuştuk.

Dünyanın en küçük insansı robotu Türkiye’ye geliyor

0
berobotTayvan’ın son teknolojiyle üretilen ve özellikleri ile insandan önce doğaya hizmet eden “çevre dostu” ürünleri İstinye Park’ta 15-19 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek olan “Tayvan Doğa Dostu Ürünler Etkinliği” ile tanıtılacak. Tayvan Ekonomi Bakanlığı (MOEA) tarafından düzenlenen ve Tayvan Ekonomi Bakanlığı Çevreci Ürünler Departmanı (GTPO) ve Tayvan Ticaret Merkezi (TAITRA) tarafından desteklenen etkinlikte, Well-Ling, ChenTechnology, Nano Win Technology, GeStream Technology, Yantouch, SunUpEco, Absolute Technology, Crosscarf, PaperShoot Technologies, Green First Corporation ve Cashido Corporation gibi Tayvan’ın en güçlü firmaları çevre dostu ürünlerini Türk üreticiler ve tüketicilerle tanıştıracak. Etkinlikte Tayvanlı teknoloji şirketlerinden GeStream Technology’nin ürettiği Guinness Rekorlar Kitabı’na da giren “dünyanın en küçük insansı robotu” “Berobot” da sergilenecek. Güneş enerjisiyle çalışan Nano Win Technology’nin ürettiği “Dünyanın ilk katlanabilir elektrikli scooterı” da macerasever çevreci tüketicilere tanıtılacak.

Depremler Büyük Veri ile tahmin edilebiliyor

0
dunya_haritaBilim insanlarının paylaşımlarına göre her yıl 13 binden fazla kişi depremler yüzünden hayatını kaybediyor. Öte yandan her bir deprem ile birlikte neredeyse 5 milyon dolarlık zarar söz konusu oluyor. Üstelik küresel ekonomiye olan yük ise 12 milyar dolar seviyesine ulaşıyor. Forbes’ta Bernard Marr imzasıyla yayınlanan bir makaleye göre Büyük Veri analizi ile tüm bu karmaşaya son vermek kolaylaşıyor. Akademisyenlerin büyük kısmı depremleri önceden tahmin etmenin imkansız olduğunu söylerken, tüm tektonik fay hatlarındaki potansiyel dengesizlikler daha büyük depremler olarak karşımıza çıkabiliyor. Bir başka deyişle ufak da olsa tahmin şansı doğuyor. Büyük Veri analizleri ise uydulardan gelen bilgileri ve atmosfer verilerinin istatistiksel içeriklerini bir araya getirerek yeni bir umut doğuruyor. ABD’li Terra Seismic adlı bir şirket bir süredir uydu verilerini kullanarak dünya genelindeki depremleri yüzde 90 başarı oranı ile tahmin edebiliyor. Son olarak 22 Şubat günü Sumatra adasındaki 6.5 ölçeğindeki sarsıntı tahmin edildi! Toplanan Büyük Veri parçaları ile tahminler yapan Terra Seismic 2011’de kurulmuş ve 2004 senesinden beri ABD, Avrupa ve Asya uydularının topladığı bilgileri kullanmış. Açık kaynak kodlu Python tabanlı bir yazılım ve Apache web server’ları yüksek miktardaki Büyük Veri’yi işliyor ve her gün belli bölgeler için tahminler yapılmasına olanak sağlıyor. Farklı isimler için ücretli hizmet sağlayan şirket aynı zamanda Quakehunters.com adlı portal üzerinden de bedel talep etmeden destek sunuyor. Deprem Bilgi Sistemi uygulaması deprembilgisistemiBir deprem ülkesi olan Türkiye’de, depremler sonrası elde edilen verileri değerlendirebilmek için hazırlanmış güzel bir uygulama mevcut. Cenk Tarhan tarafından hazırlanan Deprem Bilgi Sistemi uygulaması, Boğaziçi Üniversitesi, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü tarafından geliştirilmiş. Uygulama, bir deprem olduğunda oluşan hasarı tespit edebilmek adına kullanıcılardan veri toplamaya amaçlıyor. Türkiye’de oluşan depremlerin bir tarihçesinin de yer aldığı uygulama, kullanıcıların depremi nasıl hissettiklerini bildirebilmelerini sağlıyor. Toplanan verilerle depremin yayıldığı alan tespit edilebilirken lokasyonlara göre şiddetiyle ilgili tahminler yürütülebiliyor. Bu sayede, kurtarma ekipleri depremin daha şiddetli olduğu bölgelere yönelerek daha fazla insanın hayatta kalmasını sağlayabiliyor. Uygulamanın Android versiyonunu buradan, iOS versiyonunu ise bu linkten indirebilirsiniz.