Borusan toplumsal ve çevresel sorunlara dikkat çekiyor

Borusan Holding, Impact Hub İstanbul iş birliği ile hayata geçirdiği Borusan Sürdürülebilir Fayda Programı’yla, toplumsal ve çevresel meselelere dikkat çekiyor

Borusan’ın ilk meyvelerini Cumhuriyetimizin 100. yılında alacağı Sürdürülebilir Fayda Programı’nın çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. İklim krizi ile mücadele ve eşitsizlikleri azaltma temalarında projeler geliştiren ekiplerin, mentorlar ile görüşmeleri sürerken program kapsamındaki çeşitli kapasite destek çalışmaları gerçekleşiyor.

İklim, insan ve inovasyon odak alanlarında  “Geleceğe İlham” sürdürülebilirlik stratejisiyle faaliyetlerinin merkezinde toplumsal ve çevresel faydayı konumlandıran Borusan Holding, Impact Hub İstanbul iş birliği ile hayata geçirdiği Borusan Sürdürülebilir Fayda Programı’yla, toplumsal ve çevresel meselelere dikkat çekiyor. Hedef grupları etkileme ve harekete geçirme potansiyeline sahip Sağır ve İşitme Engelli Kadın Hakları Eğitim Platformu, Zaman Yolcusu Kreta ve Marmara’nın Umudu Pina projeleri hız kesmeden çalışmalarına devam ediyor.

Program, seçilen projeler için sunduğu 200.000 TL hibe desteğinin yanı sıra mentorluk desteği, kapasite ve proje geliştirme, finansal sürdürülebilirlik, paydaş haritalandırma, iletişim yönetimi ve topluluk oluşturma gibi çeşitli desteklerde bulunarak faydayı yaymayı amaçlıyor.

Etki ekosistemini oluşturmak ve katılımcılar arası bilgi paylaşımını sağlamak amacıyla ikinci katılımcı buluşmasını gerçekleştiren Borusan Holding ve Impact Hub İstanbul, projelerin gelişmelerini yakından takip ederken iletişim çalışmalarında uzman mentorlar ile ekiplerin görüşmelerine aracılık ediyor ve farkındalık artırma odaklı etkinlikler tasarlamalarına destek oluyor.

Borusan Sürdürülebilir Fayda Programı’nda Ayşe Damla İşeri Sunman’ın ve Diclehan Sönmezoğlu’nun Dem Derneği aracılığıyla hayata geçirdiği Sağır ve İşitme Engelli Kadın Hakları Eğitim Platformu, Türkiye’deki sağır ve işitme engelli kadınların toplumsal cinsiyet eşitliği temelli hakları ile ilgili farkındalığını artırmayı amaçlıyor.

Nesra Gürbüz ve Gülşah Özdemir Koryürek, Zaman Yolcusu Kreta isimli projesinde iklim krizinin çocuklar üzerindeki etkisine odaklanarak bu konuyu çocuklara ve yetişkinlere bir animasyonla anlatmayı amaçlıyor.

Prof. Dr. Mustafa Sarı liderliğinde hazırlanan Marmara’nın Umudu Pina projesinde ise Marmara Denizi’ndeki müsilajın ve iklim değişikliği sebebiyle yaşanan ekosistem tahribatının etkilediği, dünyada yalnızca Marmara Denizi’nde bulunan ve dakikada 6 litre suyun temizlenmesini sağlayan Pina popülasyonlarını, bilimsel verilerle, farkındalık çalışmalarıyla ve koruma stratejileriyle korumayı amaçlıyor.

3 proje ekibi, bugüne kadar 4 saat eğitim, 4 saat mentorluk desteği alırken programın bundan sonraki süreçlerinde projelerin gelişimine katkı sağlamak üzere eğitim ve etkinlikler düzenlenmesi planlanıyor. Projelerin Haziran ayında tamamlanması ile sonlanacak olan Borusan Sürdürülebilir Fayda Programı, iklim krizi ile mücadelede ve eşitsizlikleri azaltmada toplumsal ve çevresel meselelere dikkat çekerek fark yaratmayı hedefliyor.

Borusan Holding İnsan, İletişim ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Nursel Ölmez Ateş, programla ilgili olarak “İklim krizi ile mücadele ve eşitsizlik odaklı projelerimizde güzel gelişmeler kaydediyoruz. Proje sahiplerinin fayda odaklı çalışmaları ile farklı alanlarda farkındalık yaratılırken Cumhuriyetimizin 100. yılında ilk meyvelerini toplayacağımız projemiz için büyük heyecan duyuyoruz” dedi.

Borusan, hayata geçirdiği projelerde dünyadan ilham alıp geleceğe ilham vermeye devam ediyor. Sürdürülebilirlik odak alanları iklim, insan ve inovasyon alanlarında çalışmalarına devam ederek sektöründe öncü uygulamalara imza atıyor. 2030 hedefleri kapsamında sürdürülebilirlik performansını her gün artırmayı amaçlayan kurum, sorumlu anlayışıyla sahip olduğu güç ve bilgiyi paydaşlarına sunarak pozitif etki yaratıyor.

E-ticaretin kapıları Anadolu’ya açılıyor

2022’yi 800,7 milyar TL’lik hacimle kapatan yerel e-ticaret pazarındaki oyuncuların büyüme hedefleri doğrultusunda yeni e-pazaryeri arayışı devam ediyor. E-ticaret dünyasına henüz katılan satıcılar için birçok avantaj sunarken, aynı zamanda uluslararası işbirlikleriyle globalleşme hedeflerine de katkıda bulunuyor.

T.C. Ticaret Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre Türkiye’deki e-ticaret hacmi 2022’de bir önceki yıla göre %109’lık artış kaydederek 800,7 milyar TL’ye ulaştı. E-ticaretin genel ticaretteki payı ise 2021’de %17,7 iken, bu oran geçtiğimiz yıl %5 artarak %18,6’ya çıktı. E-ticaret pazarın büyümesi ve gelişmesiyle birlikte sektöre katılanların sayısı da yükselişe geçti. E-ticaret faaliyetinde bulunan şirketler 2022 itibarıyla 548 bin 688 olurken, bunların %97’si e-ticaret pazaryerlerinde faaliyet gösteriyor. Bu durum ise e-pazaryerlerini e-ticarette başarılı olmak için kritik bir hale getiriyor. Piyasadaki e-pazaryerlerinin sayısının yetersizliği, bu platformlarda mağaza açan tedarikçilerin yeni e-pazaryerleri ihtiyacını doğururken, sektör oyuncularının ihtiyaçlarına cevap vermek için yola çıkan Ahmet Sefa Bir ve Şerafettin Özsoy b4mar isimli e-pazaryerini kurdu. Sanayici iş insanı Melih Sınırcı’nın da yatırımcı olarak desteklediği b4mar’ın gelecek dönemde pazarının ilk beş oyuncusundan birisi olması bekleniyor.

E-ticaretin kapılarını Anadolu’ya açıyor

Anadolu’da birçok üretici, satışlarını artırmak için çözümü e-ticaret pazaryerlerinde satış yapmakta buluyor. Fakat piyasada adı duyulmuş pazaryerlerinde satış yapmak oldukça maliyetliyken bunların ilk sırasında ise %30’lara varan komisyon oranları geliyor. Öte yandan aynı ürünü satan binlerce satıcının varlığı rekabeti de yoğunlaştırıyor. Üstelik bir ürünü satmak için sadece düşük fiyat vermek de yeterli olmuyor. Rakiplerinden bir adım öne çıkmak için pazaryerlerinde reklam satın almak zorunda kalıyor. Her bir unsur özellikle Anadolu’daki üreticilerin büyümesinin önünde birer engelken, b4mar ise üreticiler için büyük bir avantaj sağlıyor. Her bir ürün çeşidinde her markadan bir satıcının olacağı şekilde tedarikçi mağaza açma stratejisi uyguluyor. Öncelik ise markanın üreticisine veya exclusive (özel) satış haklarına sahip şirketlere tanınıyor. Ayrıca komisyon oranları da diğer pazaryerlerine kıyasla oldukça makul seviyelerde tutuluyor.

Ölçek ekonomisiyle avantaj yaratıyor

b4mar’dan edinilen bilgilere göre platform tüketicilere dakikalar içerisinde ürün gönderimi vaadinde bulunmuyor. Çünkü böyle bir vaadin yüksek maliyetinin diğer pazaryerlerinde fiyatlara ve tüketicilere yansıtılıyor. B4mar bu yüzden yakın zamanda referanslı satışı da hayata geçirecek. Böylelikle müşteri olmasına referans olunan kişilerin satışlarından da özel indirimler ve ücretsiz ürünler kazanma şansı doğacak. Mağaza sahipleri, tedarikçiler için ürünleri daha uygun fiyata sunabilmeleri adına ayrıcalıklar yakalayacak. Her markadan sadece bir satıcının bulunabileceği b4mar’da satıcıların mümkün olduğunda üretici olması ya da üreticiden özel haklarla ürün tedarik edebilmesi isteniyor. Böylece aracısız bir şekilde üretici fiyatlarına erişebilmesi hedefleniyor. Böylece mağaza sahibi hem daha düşük pazaryeri komisyonu öderken hem de kendi markalarında tek satıcı olmanın getirdiği ölçek ekonomisinden faydalanıyor. Satış kolaylığının bir avantajı olarak kârlılık sorununu ortadan kaldırarak tüketicilere daha cazip fiyatlar sunabiliyor.

Globalleşme hedefleri için uluslararası görüşmelere başladı

Daha iyi tedarikçilere erişilebilmek ilk adımda çok daha az ama ülke çapında saygın üreticilerle anlaşma yoluna giren b4mar, globalleşme hedefi doğrultusunda birçok ülkeyle ön görüşmelere başladı. Bunların ilk sırasında Suudi Arabistan yer alıyor. Türk gıda ve tekstil ürünlerinin Suudi Arabistan’a, Suudi petrol türevli perakende ürünlerin de ülkemize  satışının kolaylaştırılması için hem Türk hem Suudi resmi makamların desteğiyle işbirlikleri yapılması planlanıyor. Ayrıca ödeme sistemlerinde katılım bankacılığının dijital ürün ve ödeme sistemlerinin merkeze alınması da amaçlanıyor. Ön görüşme yapılan diğer ülke Almanya ortaklığında ise özellikle gurbetçi Türk vatandaşlarının iki ülke arasındaki alışverişlerini katalizör güç olarak değerlendirilerek faaliyet alanlarının Almanya’dan diğer Avrupa ülkelerine genişletilmesi hedefleniyor. Türki Cumhuriyetler için Özbekistan merkez üs olarak düşünülürken, koşer sertifikalı ürünlerin satışında yer almak için ise İsrail, ana ülke olarak konumlanıyor. b4mar, Kafkaslara açılmak için de Gürcistan’ın merkez ülke olması için çalışmalarını sürdürüyor. 

Çin sahte sosyal medya hesapları ile taciz ediyor

0

Çin sahte sosyal medya hesapları ile ABD’de yaşayan Çinli vatandaşları taciz ediyor. ABD Adalet Bakanlığı konuyla ilgili açıklama yaptı.

ABD Adalet Bakanlığı’ndan yapılan resmi bir basın açıklamasına göre, Çin Ulusal Polisinden 40 memur New York’ta ve ABD’nin başka yerlerinde yaşayan Çinli vatandaşları taciz ediyor.

ABD Başsavcılığı tarafından haklarında açılan iki suç duyurusu, Brooklyn’deki federal mahkemede açıldı. Aralarında 40 MPS görevlisi ve Çin Siber Uzay İdaresi’nden (CAC) iki yetkilinin de bulunduğu sanıkların, siyasi görüşleri ve eylemleri ÇHC hükümeti tarafından onaylanmayan ABD’de yaşayanları hedef alan, ÇHC’de demokrasiyi savunmak gibi ulus ötesi baskı planları uyguladıkları bildirildi.

Çin, ABD’deki vatandaşlarına baskı uyguluyor

Sanıklar, yurtdışındaki ÇHC muhaliflerini taciz etmek ve tehdit etmek için sahte sosyal medya hesapları oluşturup kullandıkları ve bir ABD telekom şirketinin platformunda ifade özgürlüğünü bastırmaya çalıştıkları iki entrikaya karıştılar. Bu planlarla suçlanan sanıkların ÇHC’de veya Asya’daki başka bir ülkede yaşadıklarından ve hala kaçak olduklarından şüpheleniliyor.

Adalet Bakanlığı Ulusal Güvenlik Birimi’nden Başsavcı Yardımcısı Matthew G Olsen, “Bu davalar, ÇHC hükümetinin, ABD’yi yasa dışı bir şekilde istismar etmek de dahil olmak üzere, ÇHC baskısına karşı seslerini yükseltmek için temel haklarını kullanan ABD’li kişileri susturmak ve taciz etmek için ne kadar ileri gideceğini gösteriyor” dedi. FBI Başkan Yardımcısı Kurt Ronnow: “Bu eylemler yasalarımızı ihlal ediyor ve demokratik değerlerimize ve temel insan haklarımıza bir hakarettir” dedi.

Şikayet, Grup üyelerinin Twitter gibi sosyal medya platformlarında Çinli muhalifleri çevrimiçi olarak taciz etmek ve tehdit etmek için binlerce sahte çevrimiçi kişi oluşturduğunu iddia ediyor. Çinli muhaliflerin demokrasi yanlısı retoriğine karşı koymak için, bu çevrimiçi şahıslar ayrıca resmi ÇHC hükümeti propagandası ve anlatılarını da yaydı. Örneğin, Grup üyelerinin sahte sosyal medya hesapları oluşturmak ve sürdürmek için geçici e-posta adresleri kullandıkları, ÇHC hükümetinden içerik yayınladıkları ve Grup hesaplarının belirli bir kişiye “taştığı” izlenimini vermemek için çevrimiçi konuşmalar yaptıkları iddia ediliyor.

Google patent kararı temyizini kazandı

0

Google patent kararı konusunda temyize giderek mahkemeyi kazandı. Böylelikle Google 20 milyon dolarlık ihlal kararından kurtuldu.

Google, ABD temyiz mahkemesini, Teksas jürisinin şirket aleyhine verdiği 20 milyon dolarlık ihlal kararının merkezinde yer alan üç kötü amaçlı yazılıma karşı patenti iptal etmeye ikna etti.

ABD Federal Temyiz Mahkemesi, Alfonso Cioffi ve Allen Rozman’ın patentlerinin, patentin daha önceki bir versiyonunda da yer almayan yenilikler içermesi nedeniyle geçersiz olduğunu söyledi.

20 milyon dolarlık ihlal kararı verilmişti

Cioffi ve merhum Rozman’ın kızları, Google’ın Chrome web tarayıcısındaki kötü amaçlı yazılımdan koruma işlevlerinin, kötü amaçlı yazılımların bir bilgisayardaki kritik dosyalara erişmesini engelleyen teknoloji patentlerini ihlal ettiği iddiasıyla 2013 yılında Google’a Doğu Teksas federal mahkemesinde dava açtı. 2017’de bir jüri, Google’ın patentleri ihlal ettiğine karar verdi ve davacılara 20 milyon dolar artı devam eden telif hakları verdi.

Ancak Federal Mahkeme günü tüm patentlerin geçersiz olduğunu söyledi. Üçlü yargıçtan oluşan kurulun oybirliğiyle ortaya çıkan sonuca göre, üç patent daha önceki bir kötü amaçlı yazılım önleme patentinden yeniden yayınlandı. Federal yasa, yeni patentlerin ilkiyle aynı buluşu kapsamasını gerektiriyordu.

Temyiz mahkemesi, yeni patentlerin, ilk patentin bahsetmediği web tarayıcılarına özgü teknolojiyi özetlediğini söyledi. Böylelikle Google, Chrome teknolojisiyle ilgili 20 milyon dolarlık ABD patent kararının temyizini kazandı. Google’ın böyle bir davayı kazanmış olması sadece maddi değil, strateji olarak da önem teşkil ediyor.

QR kodlar barkodlar ile olan rekabeti kazanıyor

0

QR kodlar barkodlar ile olan rekabeti kazanırken, üreticiler ve tüketiciler bu kodlarla daha fazla bilgiye sahip olabiliyor.

Barkod, neredeyse 50 yıldır dünyadaki hemen hemen her tüketici ürününün ambalajında ​​bulunan tanıdık bir görüntü oldu. Ancak 2027 yılına kadar daha yetenekli hale gelecek olan QR kodlar, barkodları piyasadan silecek.

Barkodlarla daha az bilgi taşınabiliyor

İnce ve kalın dikey çizgilerle dolu tanıdık barkod karesi onlarca yıldır piyasada dolaşıyor. Evrensel olarak tüketici ürünlerinde kullanılıyor, ancak hem yatay hem de dikey eksenlerde kodlanmış çok daha fazla bilgi tutabilen QR versiyonlara kıyasla işlevselliği sınırlıdır. QR kodlar barkodlar ile olan rekabeti kazanmanın yanı sıra, üretici ve tüketicilere de daha fazla bilgi sunuyor.

Standart 12 haneli barkodun aksine, birçok küçük, ayrı nokta içeren kareler veya dikdörtgenler gibi görünen QR kodlar, bir ürün hakkında çok şey gösterebiliyor. Axios, mağazaların ürün geri çağırmalarına anında yanıt verebileceğini ve hatalı ürünleri tanımlayabileceğini yazıyor. Ayrıca, yiyeceklerin son kullanma tarihinin yaklaştığını görebilecek ve indirimler sunabilecekler. Perakendeciler ayrıca kodların envanter kontrollerini büyük ölçüde iyileştirmesini bekleyebilirler.

QR kodların tüketiciler için de pek çok faydası var. Örneğin, bir gıda maddesinin ambalajını bir telefon kullanarak taramak, içeriği, kullanılabileceği tarifler, potansiyel alerjenler ve nerede yetiştirildiği gibi bilgiler edinebilirler.

QR barkodların yararlı olduğu sadece gıda maddeleriyle ilgili bilgiler değildir. Promosyon tekliflerini, bir şeyin üretildiği fabrikayı, bir şirketin sürdürülebilirlik uygulamalarını ve hatta ürünün veya ambalajın geri dönüştürülmesine ilişkin bilgileri ortaya çıkarabilirler. QR kodlar ayrıca sadakat puanlarına, oyunlara ve kuponlara erişim sağlayabilir. 1994 yılında Japon fabrikalarında otomobil parçalarını etiketlemek için ilk kez kullanıldıklarından beri, QR kodlarının popülaritesi artmaya devam etti ve pandemi sırasında kullanımları daha da arttı.

Nintendo bilgisayar korsanı ömür boyu para ödeyecek

0

Nintendo bilgisayar korsanı şirkete verdiği zarar nedeniyle maaşının bir kısmını ömür boyu Nintendo’ya ödeyecek.

Hapis cezasının bitmesinden sonra Nintendo bilgisayar korsanına, çalışma hayatının geri kalanında maaşının yüzde 25-30’unu şirkete ödemesi yönünde karar verildi.

Bowser Nintendo iş modeline zarar verdi

Gary Bowser daha önce korsan oyunların Nintendo Switch, 3DS ve NES dahil olmak üzere çeşitli oyun konsollarında oynanmasına izin veren çipler geliştiren ve satan bilgisayar korsanlığı grubu Team Xecuter’in önemli bir üyesiydi. Nintendo, iş modeline zarar verdiği için gruba karşı yasal işlem başlattı. Firma, 53 yaşındaki Bowser’dan 10 milyon dolar tazminat talep etti. Bowser bu tutarı şimdi bunu kenetlenmiş maaşlarla geri ödemek zorunda kalacak.

Mahkeme işlemleri sırasında Bowser, grubun “satıcısı” olduğunu ve Team Xecuter faaliyetlerinden toplam 320 bin dolar kazandığını iddia etti. 2021’de Bowser, iki bilgisayar korsanlığı suçlamasından suçunu kabul etti ve siber suç faaliyetlerine katıldığını kabul etti.

40 ay hapis cezasına çarptırıldı ve yargıç tarafından Nintendo için yapılan anlaşmadan ayrı bir para cezası olan 4.5 milyon dolar ödemesi söylendi.  Erken tahliyesi, cezaevindeki iyi halden ve yargılanmayı beklerken yattığı sürenin kabul edilmesinin bir sonucu olarak geldi.

Grubun, korsan oyunların Nintendo Switch’te çalışmasına izin veren yazılım olan SX OS , kullanıcıların lisans koşullarının dışında çalışması durumunda sahibinin konsolunu sonsuza kadar kullanılamaz hale getirebilecek kod içeriyordu.

Sivas Belediyesi su kaçaklarını yapay zeka ile tespit edecek

0

Yeni nesil teknoloji şirketi Cerebrum Tech, Sivas Belediyesi Su ve Kanalizasyon İşleri (Sibeski) Müdürlüğü ve Kore Çevresel Endüstri ve Teknoloji Enstitüsü, su kaçaklarının yönetimi ve tespitinin sağlanması için birlikte çalışmaya başlıyor. İki bölgesel ölçüm alanında 5 bin haneyi kapsayacak akıllı su kaybı yönetimi projesinde, su basıncı ve akış verileri yapay zeka destekli ses analizi sistemleriyle analiz edilerek su tasarrufu artırılacak.

Tüm Türkiye’de yağışsız geçen kış aylarının ardından barajlardaki su doluluk oranlarında meydana gelen kaygı verici azalma kentlerdeki su tasarrufunun önemini bir kez daha ön plana çıkarıyor. Sıcak yaz ayları öncesinde harekete geçen Sivas Belediyesi, kentte su tasarrufunu artırabilmek adına bir dizi önlem alıyor. Bu kapsamda Sivas Belediyesi Su ve Kanalizasyon İşleri (Sibeski) Müdürlüğü, su kaçaklarının yönetimi ve tespitinin sağlanması için yeni nesil teknoloji şirketi Cerebrum Tech, Kore Çevresel Endüstri ve Teknoloji Enstitüsü (KEITI) ve Güney Koreli iş ortağı Wi.Plat ile ortak hareket edecek. 

Güney Kore’den teknik ekip teknoloji transferi gerçekleştirecek

8 ay sürecek olan ‘Akıllı Su Kaybı Yönetimi Projesi’nde, iki Bölgesel Ölçüm Alanında (DMA) yaklaşık 5000 aboneyi kapsayan bir çalışma gerçekleştirilecek. DMA kontrolünü ve kapasite geliştirmeyi hedefleyen projede, Coğrafi Bilgi Sisteminden alınan harita verileri ile beraber, su kaybı ve su basıncı verileri işlenerek anlık analizler yapılacak. Türkiye’de ortalama %30 oranında olan ve dönem dönem %50’lere ulaşan su kaybı, son teknoloji IoT cihazları ve yapay zeka kullanımı ile azaltılarak temiz suda tasarruf sağlanacak. Ayrıca teknik danışmanlık kapsamında Türkiye’yi ziyaret edecek Koreli teknik ekip, Sibeski teknik personel ve saha ekibi ile tecrübe paylaşımında bulunup teknoloji transferi gerçekleştirecek.

Dijital Piyasalar Yasası Apple’ı zorluyor

0

AB’nin Dijital Piyasalar Yasası Apple’ı bir hayli zorluyor. Apple bu yasa nedeniyle büyük ölçekli strateji değişikliği yapabilir.

Kanada’daki Windsor Üniversitesi‘nde dijital medyanın ekonomi politiği üzerine çalışan profesör Vince Manzerolle Dijital Piyasalar Yasası (DMA) hakkında: “Bu şirketlerin birçoğunun küresel olarak kontrolsüz bir şekilde büyümesine izin verildiği onlarca yıldan geçtik. Bu yasa neredeyse bu büyük şirketlerden bazılarını devirmek için hazırlanmış” diyor.

DMA yürürlüğe girdiğinde, birçok kişi Apple’ın cihazlarında üçüncü taraf uygulama mağazalarına izin vermesini gerektireceğini düşünüyor. Manzerolle: “Apple bu yeni tür mevzuata gerçekten uymak zorunda kalırsa, bence operasyonlarını oldukça derin bir şekilde değiştirecek. Yüklemeye ve üçüncü taraf uygulama mağazalarına izin vermek oldukça önemli bir değişiklik” diyor.

Apple ile AB arasındaki önemli bir çekişme noktası, Apple’ın App Store’daki her işlem ve çoğu uygulama içi satın alma işlemi için aldığı yüzde 30’luk ücret. Warwick Üniversitesi’nde rekabet hukuku doçenti olan Dr Kathryn McMahon: “AB’nin yalnızca daha düşük fiyatlar ve daha fazla rekabete izin vermekle ilgilendiğini düşünüyorum” diyor.

Apple strateji değiştirmek zorunda kalabilir

Genellikle ‘Apple Vergisi’ olarak anılan ücret, Apple’ın uygulamaların nasıl ödeme alabileceği konusunda katı kurallar koyması nedeniyle geliştiriciler arasında uzun süredir popüler değil. Mevcut kurallara göre, tüm uygulama içi dijital ürün satın alımları Apple’ın kendi ödeme sistemini kullanmalı. Uygulamaların, kullanıcıları bir web sitesine bağlamak gibi, alternatif ödeme yöntemlerini işaret etmesine bile izin verilmez. Bu, örneğin, Netflix uygulamasını indirip oturum açabileceğiniz anlamına gelir – ancak yeni bir hesap için kaydolmak istiyorsanız, bunu nasıl yapacağınızı kendiniz bulmanız gerekir çünkü şirket vermek istemez.

iOS güvenlik endişeleri artıyor

Apple’ın uygulama mağazası tekelini kırmak, telefonlarındaki uygulamalar üzerinde daha fazla seçeneğe ve kontrole sahip olacak tüketiciler için iyi bir haber olabilir. Ancak iOS güvenliği için istenmeyen sonuçlar da olabilir.

Diğer uygulama mağazalarına veya dışarıdan yüklemeye izin vermek, iOS politikalarını, Apple’ın süper kilitli işletim sisteminden her zaman daha açık ve esnek olan, ancak aynı zamanda saldırıya daha açık olan Android ile büyük ölçüde uyumlu hale getirir.

AB’nin önlemleri geri tepecek mi?

Tabii ki, Apple AB’nin iradesine boyun eğse ve iOS’ta alternatif uygulama mağazaları ortaya çıksa bile, bu tüketicilerin takip edeceği anlamına gelmez. McMahon, AB’nin kendisini, Microsoft’un kendi medya oynatma yazılımını tüketicilere ulaştırmak için Windows’u kullanma becerisini dizginlemeye çalıştığı 2005 yılında bulduğu duruma benzer bir durumda bulup bulamayacağını merak ediyor.

iOS için tarih tekerrür mü edecek? Yoksa bu, iPhone için dramatik yeni bir çağın başlangıcı mı olacak? Bu soruların cevabını çok kısa bir süre içerisinde alacağız gibi görünüyor.

Hibrit çalışma sisteminde hayatınızı kolaylaştıracak uygulamalar

0

Hibrit çalışma sistemi, çalışanların zamanlarının bir kısmını ofiste ve bir kısmını evde veya başka bir yerde çalışarak geçirdikleri esnek bir çalışma modelidir. Bu modelde, işverenler genellikle çalışanlarına esneklik ve işlerini kendilerine en uygun şekilde organize etme özgürlüğü sağlarlar. Bu sistemde çalışanlar, bazı işleri ofiste yaparak sosyal etkileşimleri sürdürebilirlerken, diğer işleri evden veya farklı bir mekandan yaparak daha verimli ve esnek bir çalışma ortamı yaratabilirler.

Hibrit çalışma sistemi

Özellikle pandemi döneminde birçok işletmenin uyguladığı bir çalışma modeli haline geldi. Uzaktan çalışmanın yaygınlaşmasıyla birlikte, işletmeler hibrit çalışma sistemine geçerek çalışanlarının hem ofis ortamında hem de evde rahatça çalışabilmesini sağladılar. Bu sistem, hem işverenlerin hem de çalışanların birçok avantajına sahiptir. İşverenler, daha az ofis alanına ihtiyaç duyarak kira, elektrik, su gibi maliyetleri azaltabilirken, çalışanlar da iş-yaşam dengesini sağlama, trafik stresinden kurtulma ve daha fazla esneklik ve özgürlük elde etme gibi faydalar elde ederler.

Hibrit çalışma sistemi, hem ofis ortamında hem de evden çalışırken kullanabileceğimiz bir çalışma modelidir. Bu sistemde, zaman zaman ofiste, zaman zaman da evde veya herhangi bir yerde çalışmak mümkündür. Bu çalışma şeklinde hayatımızı kolaylaştıracak bazı uygulamalar;

Google Drive Hibrit çalışma sisteminde, evde veya ofiste çalışırken dosya ve belgelerimizin senkronize olması önemlidir. Bu nedenle, Google Drive gibi bulut depolama servisleri kullanmak faydalı olacaktır. Google Drive ile belgelerinize her yerden erişebilirsiniz ve farklı cihazlarda çalışırken dosyalarınız güncellenir. https://www.google.com.tr/drive/

Trello, görev yönetimi için kullanabileceğiniz bir uygulamadır. İşlerinizi yapmak ve takip etmek için kullanabilirsiniz. Trello ile yapılacak işleri sınıflandırabilir, önceliklere göre sıralayabilir ve tamamlandığında işaretleyebilirsiniz. https://trello.com/tr

Slack, takım içi iletişim için kullanabileceğiniz bir uygulamadır. Slack sayesinde, takım arkadaşlarınızla anlık mesajlaşma yapabilir, dosya paylaşabilir ve toplantılar düzenleyebilirsiniz. Bu uygulama, takım içi iletişimi kolaylaştırır ve hibrit çalışma sistemi için ideal bir seçenektir.https://slack.com/

Zoom, Hibrit çalışma sistemi, uzaktan toplantıları da beraberinde getirir. Bu nedenle, Zoom gibi video konferans uygulamaları kullanarak toplantılarınızı düzenleyebilirsiniz. Zoom, kaliteli video ve ses özellikleriyle toplantılarınızın daha verimli geçmesini sağlıyor. https://zoom.us/

Bu uygulamalar, hibrit çalışma sisteminde hayatınızı kolaylaştıracak bazı örneklerdir. Her biri, iş verimliliğinizi artırmak ve işlerinizi düzenlemek için kullanabileceğiniz farklı araçlar sunar.

Girişimcilikte Hukuksal süreçler Nasıl oluyor? Dikkat edilmesi gerekenler!

0

KYO Legal Hukuk Bürosu, 2020 yılında İstanbul’da kurulmuştur. Ekibimiz, girişim sermayesi ve start-up hukuku, birleşme ve devralmalar, veri koruma hukuku, iş hukuku, aile hukuku ve ceza hukuku başta olmak üzere farklı alanlarda tecrübe sahibi avukatlardan oluşmaktadır. Hukuk büromuz Türkçe ve İngilizce hizmet vermektedir.

KYO Legal, dinamik kadrosuyla yerli ve yabancı menşeli müvekkillerinin ihtiyaç ve beklentilerini en hızlı ve etkili şekilde karşılamayı hedefler. Farklı hukuk disiplinlerini benimseyen avukatlarımız, müvekkillerine hukukun farklı alanlarında, geniş bir yelpazede hizmet sunmaktadır. Bu doğrultuda, dava ve icra süreçlerinin yürütülmesinin yanı sıra anonim ve limited şirketler başta olmak üzere kurumsal müvekkillerine de hukukun her alanında danışmanlık hizmeti vermektedir.

Hukuk sistemimiz; basın emekçilerinin özel durumlarını gözeterek 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun (“Basın İş Kanunu”  veya “Kanun”) ile iş ilişkilerini ayrı bir kanun ile düzenlemiştir. Basın İş Kanunu’na tabi çalışanlar hakkında Basın İş Kanunu uygulanmakta ancak Basın İş Kanunu’nda düzenlenmemiş hallerde ise 4857 sayılı İş Kanunu’na gidilmektedir.

Enerjisa Enerji’den girişim projelerine 4.2 milyon TL destek

Sürdürülebilirliği stratejisinin merkezine koyarak, insan ve teknoloji odağıyla daha akıllı ve yeşil bir dünyaya katkı sunmak için projeler üreten Enerjisa Enerji; İVME ve İTÜ Çekirdek kapsamı altında 51 projeyi 4.2 milyon TL kaynak ayırarak destekledi.

Türkiye’nin enerji dönüşümüne öncülük eden lider dağıtım, perakende satış ve müşteri çözümleri şirketi Enerjisa Enerji, yeni projelerin hayata geçirilmesini teşvik etmek ve genç girişimcileri yeni iş alanlarında desteklemek üzere faaliyetlerini sürdürüyor. İTÜ Çekirdek iş birliği ve kendi bünyesinde yürüttüğü İVME Girişim Hızlandırma Programı kapsamında 51 girişim projesini destekleyen Enerjisa Enerji, 30’u İVME, 21’i İTÜ Çekirdek için olmak üzere toplamda 4.2 milyon TL’lik maddi destekte bulundu.

Enerjisa Enerji’nin destekleyicisi olduğu bu girişimlerden biri olan ‘KOZALAK’, Yangın Erken Tespit Sistemi’ni Ege Bölgesi’ndeki orman yangınlarının erken tespiti için ilk kez kullanılmaya başlandı. Sistem sayesinde orman yangınlarında erken tespit ve uyarı, hava kalitesinin ölçülerek zehirli, yanıcı ve patlayıcı gaz tespiti yapılabilecek. Böylece ormanlarda büyük tahribata yol açan yangınlara erkenden müdahale edilerek geniş alanlara yayılmasının önüne geçilecek. Enerjisa Enerji’ nin ülkemizde geniş alanda etkili olan orman yangınları sonrasında hayata geçirdiği projelerden biri olan KOZALAK, uluslararası alanda da takdir gördü ve Communitas Awards’ ın ‘’Kurumsal Sosyal Sorumlulukta Mükemmellik‘’ kategorisinin Etik ve Çevresel Sorumluluk dalının Sürdürülebilirlik alanında en iyisi olarak seçildi.

Enerji endüstrisinin geleceğini şekillendiren proje: İVME 

Enerjisa Enerji’nin sektöre yönelik çözümler geliştiren girişimlere destek sağlayan İVME programı sayesinde ürün prototipi oluşturulmuş girişimlerin, ticarileşme ve ölçeklenmesi desteklenerek girişimci ekosisteminin gelişmesine katkı sağlanıyor. Proje kapsamında, ürün test edilme sürecinde girişimcilere finansal destek sunuluyor. Uygun bulunan projeler Enerjisa Dağıtım Şirketleri Ayedaş, Başkent Edaş ve Toroslar Edaş’ın ulusal yatırım ekosistemine dahil edilebiliyor ve Eurogia, Free Electrons ve InnoEnergy gibi uluslararası enerji sektörü bağlantılarından faydalanabiliyor.

Türkiye’nin ilk ve en hızlı şarj istasyonu ağına dönüşen girişimcilik hikayesi: EŞARJ

Öte yandan Enerjisa Enerji tarafından sahiplenen ve desteklenen girişim fikri Eşarj, bugün Türkiye’nin ilk ve en hızlı şarj istasyonu ağı olarak hizmet veriyor. Eşarj girişimcilik hikayesinin, Enerjisa Enerji’nin yenilikçi fikirlere büyük desteğini somutlaştırdığının altını çizen Enerjisa Enerji CEO’u Murat Pınar şu açıklamada bulundu: “Türkiye’de bir ilki hayata geçirerek enerji sektöründe geliştirilecek projeleri desteklemek amacıyla girişimcilik çalışmalarımıza 2015 yılında İTÜ ARI Teknokent Çekirdek ile iş birliği ile başladık. Bu konudaki kararlılığımız ve ortaya koyduğumuz destek sayesinde hem sektöre hem de topluma katkı sağlayan fikirlerin hayata geçirilmesine katkı sağlamaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bir başarı hikayesine dönüşen Eşarj, Enerjisa Enerji olarak önümüze gelen iyi fikirlerin büyütülerek ülkemize kazandıracağımızın bir örneği. İnsan ve teknoloji odağıyla daha akıllı ve yeşil bir dünyaya katkı sağlamak en önemli amacımız. Sürdürülebilirliği stratejisinin merkezine koyan, fayda sağlayacağına inandığımız her fikrin hayata geçirilmesine var gücümüzle deste olacağız.”

Güneş paneli geri ödeme süresi ne kadar?

0

Güneş paneli geri ödeme süresi, yatırım kararının verilmesinde ve bu sürecin doğru yönetilebilmesinde kritik öneme sahip. Ancak bu sürenin uzunluğu, ülkeden ülkeye hatta şehirden şehre farklılık göstermektedir. Bu hesaplama sonucunu etkileyen doğrudan ve dolaylı birçok faktör bulunuyor.

ADT Solar‘dan Haenggi, ABD’de ortalama geri ödeme süresinin altı ila 12 yıl arasında olduğunu ve çoğu hanenin ikinci seçeneğe daha yakın olduğunu söylüyor. ABD Enerji Bakanlığı Güneş Enerjisi Teknolojileri Ofisi direktörü Becca Jones-Albertus , “Herhangi bir ev veya ev için bunu etkileyen birçok faktör var” diyor.

Güneş paneli geri ödeme süresi hesabında etkili olan faktörleri ise şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Toplam güneş sistemi maliyeti
  • Teşvikler ve vergi kredileri
  • Evinizin enerji tüketimi
  • Güneş sisteminizin elektrik üretimi
  • Elektrik maliyeti ve artış oranı

Geri ödeme süresi nasıl hesaplanır?

  • Evinize güneş enerjisi kurmanın toplam maliyetini hesaplayın.
  • Ardından, indirimlerin, teşviklerin veya vergi kredilerinin değerini çıkarın. Artık indirimlerden sonra güneş enerjisi sisteminizin net maliyetine sahipsiniz.
  • Güneş panelleri ile yıllık elektrik faturası tasarrufunuzu tahmin edin.
  • Sistemin net maliyetini yıllık fatura tasarrufuna bölün.
  • Elde ettiğiniz sayı, panellerinizin “kendi masraflarını karşılaması” için geçen yıl sayısıdır.

Haenggi, yaklaşık 10 yıllık bir geri ödeme süresinin oldukça ortalama olduğunu ve sonunda sağlam bir yatırım olabileceğini söylüyor. Ancak yine de bu durum hedeflerinize ve konfor seviyenize bağlı. Örneğin, yakın zamanda evinizi taşımayı veya satmayı planlıyorsanız, bu hesapları değiştirir. Geri ödemeyi elektrik tasarrufu şeklinde görmek için evde olmayabilirsiniz, ancak eviniz için daha yüksek bir satış fiyatının karşılığını görebilirsiniz. Jones-Albertus, “Çatınızdaki bu sistem, mülk değerinde bir artış anlamına geliyor” diyor.

YouTube TV görüntülemeler özelliğiyle ödül aldı

0

YouTube TV görüntülemeler özelliğiyle Teknik Emmy ödülü aldı. Bu ödül YouTube TV için bir ilk niteliği taşıyor.

YouTube TV, kullanıcıların öne çıkan spor anlarına, önemli maçlara, oyuncu istatistiklerine ve maç skorlarına erişmesine olanak tanıyan “Görüntülemeler” özellik grubuyla ilk Teknik Emmy ödülünü kazandı. 74. yıllık Teknoloji ve Mühendislik Emmy Ödülleri’nde YouTube TV, “AI-ML Curation of Sports Highlights” kategorisinde kazanan ilan edildi.

YouTube TV ödülle döndü

YouTube TV‘nin grup proje yöneticisi Kathryn Cochrane, bir şirket blog gönderisinde: “Google’a bu takdir için Akademi’ye teşekkür ederim. Bu, YouTube TV’nin ilk Teknoloji ve Mühendislik Emmy Ödülü ve ekibimizin üyeleri için Görüntüleme sağlama konusundaki çalışmalarından gurur duyuyoruz” dedi.

Teknoloji şirketi ayrıca bugün Key Plays’in kayda değer bir dönüm noktasına ulaştığını duyurdu. Özellik, platformda 10 milyondan fazla izlenme oturumunda kullanıldı. 2022’de izleyiciler kilit oyunları en çok Dünya Kupası, normal sezon NFL maçları ve Premier Lig maçlarında kullandı.

Key Plays görünümü, bir oyundaki önemli oyunları izliyor. Kullanıcılar, oyunda gerçekleştiğinde yeniden izlemek için oyunlara dokunabiliyor. Bu, canlı bir maçı kaçıran ve önemli anları yakalamak isteyen kullanıcılar için efektif bir özellik diyebiliriz.

Cochrane, “İzlemeler, yaklaşık beş yıl önce bir ekip beyin fırtınasından çıktı ve YouTube TV’den yaklaşık bir yıl sonra başlatıldı. İzleyicilerimizin çoğu sadık spor tutkunları ve spor maçlarını izlediklerinde sadece büyük ekranda olanlara bakmadıklarını gördük. Ayrıca aktif olarak telefonlarındaydılar, fantezi futbol ligleri için istatistikler, diğer oyunlardan güncellemeler ve daha fazlası gibi daha fazla ayrıntı buluyorlardı ve hepsi zaten izlediklerini geliştirmek içindi” dedi.

Pichai yapay zeka gelişmelerinden endişe duyuyor

0

Pichai yapay zeka gelişmelerinden doğru konumlanmama riski nedeniyle endişe duyuyor. Pichai, bazı mesleklerin tehlikede olduğunu söyledi.

Google CEO’su Sundar Pichai, yapay zeka ile ilgili potansiyel zararların ciddi bir endişe kaynağı olduğunu söyledi.

Pichai yazılım geliştiriciler, muhasebeciler ve yazarlar gibi “bilgi çalışanlarının” otomasyon nedeniyle en riskli meslekler arasında olabileceğini belirterek, üretken yapay zeka sistemlerinin piyasaya sürülmesinin toplum üzerinde derin bir etkisi olacağını söyledi.

Her şirketteki her ürün etkilenecek

Pichai: “Bu, her şirketteki her ürünü etkileyecek. İşte bu yüzden çok derin bir teknoloji olduğunu düşünüyorum. Yapay zeka her şeyi etkileyecek” dedi. Yapay zekanın toplum için oluşturduğu riskler sorulduğunda Pichai, mevcut gelişme hızının endişe uyandırdığı konusunda uyardı.

Google, son aylarda Microsoft ile bir savaşa girdi ve her iki teknoloji devi de temel ürün tekliflerini desteklemek için üretken yapay zeka sistemlerini kullanıma sunuyor. Google’ın üretken yapay zeka sistemi ‘Bard’ Şubat ayında kullanıma sunuldu ve Microsoft’un Azure bulut bölümü gibi bir dizi hizmete entegre ettiği  OpenAI‘nin ChatGPT sistemine önemli bir rakip olarak konumlandı .

Pichai, olumsuz etkileri azaltmak için yeni sistemlerin geliştirilmesinin düzenleyici önlemlerle eşleştirilmesi gerektiğinde ısrar etti.  Bununla birlikte, yapay zeka geliştirme ve düzenlemesinin geleceğinin tekil bir organizasyon veya grubun ellerine bırakılmaması gerektiğini belirtti.

Pichai: “Karar vermek bir şirketin işi değil. Bu yüzden yapay zekanın geliştirilmesinin sadece mühendisleri değil, sosyal bilimcileri, etikçileri, filozofları vb. içermesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.

Siber saldırganların ChatGPT kullanarak üretilebileceği 5 siber tehdit

Kasım 2022’nin sonlarında ortaya çıkan yapay zeka dil modeli ChatGPT, siber tehditlerin ciddiyetini ve karmaşıklığını artırma potansiyelini de beraberinde getirdi. ChatGPT’nin kötü amaçlı yazılım oluşturmak ve kimlik avı saldırılarını artırmak için kullanıldığı farklı siber tehditler görülmeye başlandı. Bütünleşik siber güvenlik alanında küresel bir lider olan WatchGuard’ın Türkiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf Evmez, ChatGPT yardımıyla üretilebilecek 5 siber tehdidi sıralıyor.

ChatGPT ile üretilebilecek 5 siber tehdit

Geçtiğimiz yılın sonlarında bir prototip olarak piyasaya sürülen, ayrıntılı ve anlaşılır yanıtlarıyla kısa sürede dikkatleri üstüne çeken yapay zeka dil modeli ChatGPT, siber güvenlik dünyasında endişelere yol açıyor. Kötü amaçlı yazılım türlerini yeniden oluşturmak ve farklı türde saldırılar gerçekleştirmek için ChatGPT yapay zeka aracını kullanmaya başlayan siber suçlular potansiyel olarak tehlike arz ediyor. Bütünleşik siber güvenlik alanında küresel bir lider olan WatchGuard’ın Türkiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf Evmez, ChatGPT yardımıyla üretilebilecek 5 siber tehdidi sıralayarak uyarılarda bulunuyor.

1. Kimlik Avı,Tehdit aktörleri

ChatGPT sisteminin Geniş Dil Modelini (LLM) kullanarak evrensel formatlardan uzaklaşabilir. Her hedefe özel mükemmel dilbilgisi ve doğal konuşma kalıplarıyla yazılmış benzersiz kimlik avı veya sahtekarlık e-postalarının oluşturulmasını otomatikleştirebilir. Bu teknolojinin yardımıyla hazırlanan e-posta saldırıları çok daha ikna edici göründüğünden, hedeflerin kötü amaçlı bağlantıları tespit etmesini ve tıklamaktan kaçınmasını zorlaştırabilir.

2. Kimlik Hırsızlığı, Siber suçlular

ChatGPT’yi kullanarak, yapay zekanın bir banka veya kuruluşun kurumsal tonunu ve söylemini taklit etme yeteneği sayesinde güvenilir bir kurumu taklit edebilir. Daha sonra bu mesajları sosyal medya, SMS veya e-postalar aracılığıyla insanların özel ve finansal bilgilerini elde etmek için kullanabilir. Kötü niyetli aktörler bu yetenekten yararlanarak ünlülerin yerine geçerek sosyal medya aracılığıyla iletişim kurmayı deneyebilir.

3. Diğer sosyal mühendislik saldırıları, Sosyal mühendislik saldırıları

Aktörlerin ChatGPT kullanarak sosyal medyada sahte profiller oluşturması ile başlayabilir. Bu profilleri çok gerçekçi gösterip insanları kötü niyetli bağlantılara tıklamaları için kandırarak ve kişisel bilgilerini paylaşmaya ikna ederek amaçlarına ulaşabilirler.

4. Kötü niyetli botların oluşturulması

ChatGPT, diğer sohbetleri besleyebilen bir API’ye sahip olduğu için sohbet botları oluşturmak için kullanılabilir. Faydalı amaçlar için tasarlanmış kullanıcı dostu arayüzü, insanları kandırmak ve ikna edici dolandırıcılıklar yapmanın yanı sıra spam yaymak veya kimlik avı saldırıları başlatmak için de kullanılabilir.

5. Kötü amaçlı yazılım

 ChatGPT, genellikle çeşitli programlama dillerinde kod üretmek gibi üst düzey beceriler gerektiren bir görevi yerine getirmeye yardımcı olabilir. Bu model, sınırlı teknik beceriye sahip veya hiç kodlama becerisi olmayan tehdit aktörlerinin kötü amaçlı yazılım geliştirmesine olanak tanır. ChatGPT, kötü amaçlı yazılımın hangi işlevselliğe sahip olması gerektiğini bilerek onu yazar. Buna karşılık, deneyimli siber suçlular da tehditlerini daha etkili hale getirmek ya da mevcut boşlukları kapatmak için bu teknolojiyi kullanabilir. Bir siber suçlu tarafından paylaşılan vakada ChatGPT, virüslü bir sistemden Office belgeleri, PDF’ler ve resimler gibi 12 yaygın dosya türünü arayabilen, kopyalayabilen ve dışarı çıkarabilen Python tabanlı bir kod kullanarak kötü amaçlı yazılım oluşturmak için kullanıldı. Başka bir deyişle, eğer ilgilendiği bir dosya bulursa, kötü amaçlı yazılım onu geçici bir dizine kopyalıyor, sıkıştırıyor ve web üzerinden gönderiyor. Aynı zararlı yazılımın geliştiricisi ayrıca ChatGPT’yi kullanarak Java kodu yazıp PuTTY SSH ve telnet istemcisini nasıl indirdiğini ve PowerShell aracılığıyla gizlice bir sistemde nasıl çalıştırdığını da açıkladı.

WatchGuard Türkiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf Evmez’e göre ChatGPT gibi bir aracın inovasyonu, dünya için önemli olabilir ve mevcut paradigmaları değiştirebilir ancak yanlış ellerde ciddi zararlar da yaratabilir. Doğru siber güvenlik çözümüne sahip olmak, gelecek vadeden araçların siber suçlular tarafından kötüye kullanılarak kurumunuza ulaşmasını önleyebilir. Örneğin WatchGuard’ın Bütünleşik Güvenlik Platformu®’nun önemli bir bileşeni olan ThreatSync, farklı WatchGuard güvenlik ürünlerinden izlenen etkinlikleri çapraz alan kullanarak ve ilişkilendirerek, olası kötü niyetli senaryoları puanlar ve tespit eder. Bu, ortalama tespit süresini azaltırken etki ve kapsamın genel olarak hızlı bir şekilde kontrol altına alınmasını sağlar.

Isı pompaları nasıl çalışıyor?

0

Isı pompaları alternatif enerji çözümü olarak hayatımıza girdi. Peki kompleks yapıdaki bu ısı pompaları nasıl çalışıyor?

Isı pompaları, soğutucu akışkanları kullanarak ısıyı bir yerden başka bir yere taşır. Klima, ısı pompasının bir biçimidir Ancak çoğu kişi ısı pompalarından bahsettiğinde, her iki yönde çalışmak üzere tasarlanmış ve evinizi soğutabilen veya ısıtabilen cihazlardan bahsediyor.

Kışın, cihazlar dışarıdaki havadan evinize ısı pompalar. Bu, çok soğuk olduğunda bile mümkün olmaktadır. Çünkü dış havada hala yeterince enerji bulunmaktadır. Rewiring America‘da özel projeler üst düzey yöneticisi Joel Rosenberg: “Sıfır Fahrenheit’in altında, havada onu çekip evinize pompalamak için hala bol miktarda ısı var” diyor. Kuruluşun Go Electric kılavuzunun belirttiği gibi: “Bu biraz mantığa aykırı görünebilir. Ne de olsa, dışarısı 20 derece iken bir şey dışarıdaki havadan ısıyı nasıl taşıyabilir? Ama ısı sadece enerjidir ve -465°F olan mutlak sıfıra kadar havada enerji vardır” diyor.

Isı pompalarında farklı teknolojiler kullanılabiliyor

Cihazların önceki sürümleri düşük sıcaklıklarda iyi çalışmıyordu, bu nedenle kışın çok soğuk olmayan Güney eyaletlerinde yaygındı. Ancak teknolojideki gelişmeler bunu değiştirdi.

Teknoloji birkaç farklı biçimde gelir. Jeotermal veya toprak kaynaklı ısı pompaları, ısıyı emen ve ardından onu evinize veya evinize taşıyan borulardan akan su ile yeraltındaki sabit sıcaklıktan yararlanıyor. Verimli, ancak kurulumu pahalı diyebiliriz. Birçok ev sahibi bunun yerine “hava kaynaklı” ısı pompaları kullanıyor. Zorunlu hava ısıtmanız ve merkezi klimanız varsa, mevcut kanallarınıza bağlanan bir merkezi ısı pompası kurmak isteyebilirsiniz; dışarıda, merkezi bir klima gibi görünüyor. Sistem aynı zamanda yerden ısıtma sistemine de bağlanabilir.

İnsanlar ısı pompalarını kurduklarında, genellikle aynı zamanda yeni bir yalıtım elde ederler ve bu da önemli ölçüde enerji tasarrufu sağlayabilir. Bu aynı zamanda daha küçük bir ısı pompası sistemi kurabileceğiniz anlamına gelir. Elektrik maliyetinde artış yaşansa bile toplam maliyetlerde ciddi bir düşüş görünmektedir.

Borusan EnBW Enerji’ye 600 milyon dolar finansman desteği

0

Borusan Grup şirketlerinden Borusan EnBW Enerji, Akbank, EBRD (Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası) / FMO (Hollanda Girişimci Kalkınma Bankası), Garanti Bankası, ICBC Turkey, Türkiye İş Bankası, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB), Yapı Kredi’den toplam 600 milyon dolar finansman sağladı. Şirket finansmanı yenilenebilir enerji yatırımları ve yeni iş alanları için kullanacak.

Borusan Grup şirketlerinden Borusan EnBW Enerji, Akbank, EBRD (Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası) / FMO (Hollanda Girişimci Kalkınma Bankası), Garanti Bankası, ICBC Turkey, Türkiye İş Bankası, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB), Yapı Kredi’den toplam 600 milyon dolar finansman sağladı. Tamamı yenilenebilir enerji tesislerinden oluşan kurulu gücü ile Borusan EnBW Enerji, aldığı finansmanla Türkiye’nin ve dünyanın sürdürülebilirliğine doğrudan katkı sağlayan yenilenebilir enerji yatırımlarını ve yeni iş alanlarındaki çalışmalarını yürütecek.

Borusan EnBW Enerji, aldığı finansmanla şirketin enerji portföyünü konsolide edecek bir yeniden yapılanma planlarken yenilenebilir enerji yatırımlarını sürdürerek bu alanda öncü çalışmalarına devam edecek.

Borusan’ın sürdürülebilirlik odak alanları olan iklim, insan ve inovasyon başlıklarında kapsayıcı çalışmalar yürüten Borusan EnBW Enerji, aldığı finansmanla yenilenebilir enerji yatırımlarının yanında bu sektörde özellikle saha rollerinde çalışan kadın istihdamını artıracak çalışmalar da yapacak.

Sürdürülebilirlik alanında öncü çalışmalar yürüttüklerini belirten Borusan EnBW Enerji Genel Müdürü Enis Amasyalı, “Borusan EnBW Enerji olarak 12 enerji santralinden oluşan yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı kurulu gücümüz ve portföyümüz ile Türkiye’nin ve dünyanın sürdürülebilirliğine doğrudan katkı sağlayan ve rüzgâr enerjisi alanında lider üretim şirketlerinden biriyiz. Sağladığımız bu finansmanla yenilenebilir enerji yatırımlarımız ve yeni iş alanlarındaki çalışmalarımıza hız verirken sektördeki yeşil yaka çalışan açığının kapatılmasına katkı sağlamak amacıyla kadın istihdamı konusunda adımlar atmaya devam edeceğiz” dedi.

Goldoson yazılımı Play Store’da tehlike yarattı

Goldoson yazılımı kullanıcıların gizliliğini tehlikeye atıyor. Play Store’da dolaşımda olan yazılımın 60 uygulamada olduğu tespit edildi.

Google’ın kötü amaçlı yazılım bulaşmış uygulamaları Play Store’dan uzak tutmaya yönelik önlemlerine rağmen, kötü amaçlı yazılımlar yine de sızmaya devam ediyor. Bunların en sonuncusu, 100 milyondan fazla indirilmiş 60 uygulamada bulunan, gizliliği çalan bir reklam tıklama aracı oldu.

McAfee‘nin mobil araştırma ekibi, hassas bilgileri toplayan ve reklam sahtekarlığı yapan Goldoson adlı üçüncü taraf bir yazılım kütüphanesi keşfetti. Ancak Goldoson’u kullanan geliştiriciler, programlarına kötü amaçlı bir kötü amaçlı yazılım bileşeni eklediklerini fark etmediler.

McAfee Goldoson’un gizlilik sorunu yarattığını söyledi

Kurulduktan sonra Goldoson, bir cihazda yüklü uygulamalar, WiFi ve Bluetooth bağlantılı cihazların geçmişi ve yakındaki GPS konumları hakkında veri toplayabiliyor.

Ancak kötü amaçlı yazılımın en gizli yanı, kullanıcının izni olmadan arka planda reklamlara tıklayarak da dolandırıcılık yapabilmesi. Bu, kütüphanenin HTML kodunu yüklemesi ve bunu özelleştirilmiş, gizli bir Web Görünümü’ne enjekte etmesi ve bunu reklam geliri elde etmek için birden çok URL’yi ziyaret etmek için kullanması ile sağlanıyor.

McAfee, Goldoson kullanan bir uygulama yüklendikten sonra kitaplığın cihazı kaydettiğini ve uygulama çalışırken aynı zamanda uzak yapılandırmalarını aldığını belirtiyor. Kütüphane adı ve uzak sunucu etki alanı, her uygulamaya göre değişiyor.

En çok indirilen etkilenen uygulamalardan bazıları arasında L.Pay ile L.Point, Swipe Brick Breaker, Money Manager Expense & Budget, GOM Player, Live Score, GOM Audio ve Compass 9 yer alıyor. McAfee, rahatsız edici uygulamaları Google’a bildirdi ve bu da geliştiricilere, uygulamalarının Google Play politikalarını ihlal ettiğini ve düzeltilmesi gerektiğini bildirdi. Zamanında yanıt vermeyenlerin uygulamaları Play Store’dan kaldırılırken, kalan uygulamalar geliştiricileri tarafından güncellendi. Bu uygulamalardan birini yüklemiş olabilecek herkes, bunları en son sürümlerine güncellemeli.

fonprime GSYF, Kolektif House’a yatırım kararı aldı!

0

Global Kitle Fonlama Platformu Anonim Şirketi (fonbulucu) ile Kolektif House Gayrimenkul İşletmeciliği ve Hizmetleri Ticaret Anonim Şirketi (Kolektif House) önemli bir iş birliğine imza attı. İş birliği kapsamında fonprime Girişim Sermayesi Yatırım Fonu;

Kolektif House Gayrimenkul İşletmeciliği ve Hizmetleri Ticaret Anonim Şirketi (Kolektif House) ve Global Kitle Fonlama Platformu Anonim Şirketi’nin birlikte kurdukları fonprime Girişimcilik ve Danışmanlık Hizmetleri Anonim Şirketi’ne yatırım yapacak ve ülkemizin tüm illerinde Yeni Nesil Girişimcilik ve Yatırım Merkezleri açılacak. Fonprime’ların işletmesini doğrudan Kolektif House üstlenecek. 

İki kurum arasında uzlaşma belgesi imzalandı

Kolektif House ve fonbulucu arasında imzalanan uzlaşma belgesinin yakın zamanda anlaşmaya dönmesi için çalışılıyor. Müzakerelerin hızlı yürütülmesi için fonprime GSYF Yatırım Komitesi Üyesi Hulusi Berik yetkilendirildi.

Berik yaptığı açıklamada, “Ankara’da hazırlıkları son aşamaya gelen 5 bin metrekarelik girişimcilik ve yatırımcılık merkezlerinin işletmesini de yapacak olan Kolektif House’a yatırım yapacağız. Yapılacak yatırım, girişimcilik ekosisteminin gelişmesi açısından da son derece değerli bir karar. Ayrıca fondan katılım payı alacaklar için de önemli bir gelir kaynağı olacağını düşünüyorum” dedi.

Kolektif House CEO’su Ahmet Onur, “fonbulucu ile yaptığımız ortaklık sonucunda kurduğumuz yeni şirket Kolektif House’un alanında Türkiye’deki konumunu daha da güçlendirirken büyümesini de daha da hızlandıracaktır. Bu ortaklık sayesinde, girişimcilere daha iyi hizmetler sunarak onların işlerini kolaylaştırmaya devam edeceğiz” sözlerini kaydetti.

İlk lokasyon açılışı nisan sonunda

Yeni Nesil Girişimcilik ve Yatırım Merkezleri için ilk aşamada Ankara Çukurambar’da her türlü ulaşımın kolay olduğu lokasyonda yer alan 1071 Usta Plaza’da 2.567 metrekare ve Next Level Loft Plaza’da ise 2.730 metrekare alanlar 10 yıllık olarak kiralandı.

Yeni Nesil Girişimcilik ve Yatırım Merkezleri’nden ilki olacak 1071 Plaza’nın açılışı nisan ayının sonu olarak planlandı. 2.730 metrekare olan Next Level Loft’ta yer alan ofisin projelendirme çalışmaları tamamlanırken Haziran 2023’te hizmete alınması için çalışmalar devam ediyor. Bu merkezlerin hayata geçirilmesi için harcanacak bütçenin 3 milyon dolar olması öngörülüyor.

İki merkezin açılışından sonra İstanbul’da görüşmelerde sona gelinen yeni lokasyon ile fonprime sayılarının hızlıca artması planlanmakta.

Yatırımcılar fonprime GSYF’ye nasıl yatırım yapacak?

fonprime Genel Müdürü Emre Akgümüş, “fonprime GSYF’ye yatırım yapan yatırımcılar, bir yandan girişimcilik ekosistemine yatırım yaparken diğer yandan gayrimenkul kiralama yapacak bir fona da yatırım yapmış olacak.

Yatırımın 24-30 ay içerisinde geri dönüşü olacağını düşünüyoruz. Yatırımın geri dönüşü akabinde her yıl için elde edilecek vergi sonrası karın en az yüzde 50’si yeni merkez yatırımlarına, kalan kısmı ise fona aktarılarak katılım pay sahiplerine ödenmesi planlanıyor.

Yatırım ön talepleri  https://fnb.lc/fonprime üzerinden, fonun aktif olması ile https://www.fonprime.com’dan alınacak ve her yatırımcı aranarak bilgi aktarımı sağlanacak” açıklamasında bulundu. 

fonprime GSYF’nin Türkiye çapında sahip olacağı girişimcilik ve yatırımcılık merkezleri geleneksel co-working alanlarından farklı bir işleve sahip olacak. Bu konuda açıklamada bulunan fonbulucu CEO’su Hakan Yıldız;

“fonprime’ın çalışma prensiplerini içeren tanıtım dokümanını yakında yayınlayacağız. Paylaşım ekonomisinin ön plana çıktığı bu günlerde fonprime ile girişimcilerimizin ihtiyaç duyduğu tüm hizmetler tek bir merkezden sağlanacak. Bu kapsamda konunun önde gelen ulusal ve uluslararası şirketleri ve bazı kamu kuruluşları ile ilerlenmektedir.

Ülkemizin önde gelen şirketlerinden biri olan Kolektif House’un fonprime yatırımlarını işletmesinde de mutabık kalmış bulunmaktayız. Yatırımlar fonprime Girişimcilik ve Danışmanlık Hizmetleri A.Ş. tarafından yapılacak ve işletici ise Kolektif House olacak” ifadelerini kullandı.