Şirketlere Enerji Verimliliği Bilinç Endeksi geliyor

0

7. Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler ve Şehirler Kongre ve Fuarı (ICSG İstanbul 2019) Haliç Kongre Merkezi’nde kapılarını açtı

Enerji sektörünün tüm paydaşlarını biraraya getiren 7. Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler ve Şehirler Kongre ve Fuarı (ICSG İstanbul 2019),  Haliç Kongre Merkezi’nde kapılarını açtı. Almanya’nın ülke partnerliğinde 350’ye yakın global firma standının yer aldığı fuarı 50 ülkeden 10 bini aşkın sektör temsilcisinin ziyaret etmesi bekleniyor.

ICSG İstanbul 2019, fuarın Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Matthias Finger‘ın açılış konuşmasıyla başladı. Fuarda enerji verimliliğine dikkat çeken Prof. Dr. Matthias Finger, dijitalleşmenin son on yılın en önemli gündem maddesi olduğunu belirterek, şirketlerin, kanun yapıcıların ve şehir planlamacıların akıllı şebekeler, enerji verimliliğinde dijitalleşme konusunda önümüzdeki dönemde daha çok şey yapmak zorunda olduğunu kaydetti. Finger ayrıca İstanbul’un sadece coğrafî konumu gereği değil aynı zamanda Türkiye ve bölgenin dinamiğini yansıttığı için de fuar için doğru bir yer olduğuna dikkat çekti. 

Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, fuarın açılış törenine video konferans yoluyla canlı bağlanarak bir konuşma yaptı. Bakan Dönmez, “Yerli teknoloji, yüksek katma değer” anlayışıyla gerek enerji altyapımızı daha modern sistemlerle rehabilite ederken, yenilebilir enerji, nükleer, enerji verimliliği gibi alanlarda da Türkiye’nin teknoloji üretim merkezi olmasını sağlayacak adımları birer birer atıyoruz. Enerji kaynaklarımızı keşfetmenin yanı sıra bu kaynakları işleyecek teknolojik altyapının da kurulmasına büyük önem verdik. Sürdürülebilir bir enerji geleceği için akıllı şehirlerin ve akıllı şebekelerin her geçen gün daha fazla yaygınlaşmasına ihtiyacımız var” diye konuştu.

 Özel sektörün enerji verimliliği bilinci ölçülecek

ENVER Başkanı Murat Kalsın, “Yakın döneminde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı desteğiyle özel sektör ile birlikte Enerji Verimliliği Bilinç Endeksi projesinin hayata geçirileceğini ve bu sayede şirketlerin verimlilik bilincinin ölçüleceğini açıkladı. Kalsın,  projenin bakanlığın ve derneğin çalışmalarının doğru ilerlemesi sağlayacak nitelikte olduğunu vurguladı. 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı,Ticaret Bakanlığı’nın destekleriyle, Enerji Verimliliği Derneği (ENVER), Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği (GAZBİR), Mimar ve Mühendisler Grubu (MMG), Elektrik ve Elektronik İhracatçıları Birliği (TET) stratejik partnerliğinde ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin himayesinde gerçekleşen ICSG İstanbul 2019, çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapıyor. 300’ü aşkın firmanın standlı katılım sağladığı ICSG İstanbul 2019 ilk gününde yaklaşık 5 bin kişiyi  ağırladı. 

Millî Eğitim Bakanlığı siber güvenlik portalı açtı

0

Bakanlık çocuk ve gençleri internet tuzakları ve dijital platformlardaki kötü niyetli kişi ve yazılımlara karşı bilinçlendirmek amacıyla bir platform açtı

Dijital dünyanın bir problem olarak görülmesinin çağın eğilimlerinin gözden kaçırılmasına yol açacağı uyarısında bulunan Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, çocukların ruh sağlığına zarar vermeyecek, gelişimlerini sekteye uğratmayacak dijital alanların destekleneceğini açıklayarak, öğretmenler, ebeveynler ve uzmanlara ‘çocukların ihtiyaçlarının hassasiyetle dikkate alınması’ yönünde çağrı yapmıştı.  Bu doğrultuda Millî Eğitim Bakanlığından önemli bir adım atılarak, Eğitim Bilişim Ağı’nda (EBA) Siber Güvenlik Portalı oluşturuldu. Portal, öğretmenler, aileler, uzmanlar ve öğrencilere yol gösterecek bir rehber niteliğinde olacak. 
 
Alınacak önlemler eğlenceli videolarla anlatılıyor
 
www.eba.gov.tr/siber-guvenlik adresinden erişilebilen Siber Güvenlik Portalı’nda güvenli internet, oyun bağımlılığı, teknolojinin doğru kullanımı, siber zorbalık gibi pek çok konu başlığında, çocuklara hitap edebilecek animasyonlar ve renkli infografikler yer alıyor.   Siber güvenlik oyunu da hedef kitleyi dijital dünyadaki tehlikelere karşı eğlenceli bir içerikle bilinçlendirmeyi hedefliyor.
 
Portalda kişisel bilgilerin korunması için dikkat edilmesi gereken noktalar, virüs ve casus yazılımlara yönelik uyarılar,  internetin güvenli ve eğlenceli kalması için alınabilecek önlemler, bir tehdit ortaya çıktığında yapılabilecekler, videolarla eğlenceli bir şekilde anlatılıyor.

LCW Sense uygulaması dünyaya açılıyor

0

LC Waikiki, görme engelli bireylerin hayatlarında kolaylık sağlayan LCW Sense uygulamasını dünyada ilk kez Rusya’dan başlattı. Rusya’da bulunan 36 LC Waikiki mağazasında hayata geçirilen LCW Sense uygulaması, görme engelli bireylerin başkasının yardımına ihtiyaç duymadan alışveriş yapmalarına olanak tanıyor. LC Waikiki dünyada bir ilk olan LCW Sense uygulamasını Rusya’dan sonra Belarus, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan’da da hayata geçirdi. LC Waikiki, uygulamanın Ukrayna, Moldova ve Ermenistan’da uygulama alınması için çalışmalarını sürdürüyor.  

Uygulama giysiler ile ilgili bilgi veriyor

App Store ve Google Play’den  ücretsiz  cep telefonlarına indirilebilen uygulama ile görme engelli bireyler, etikette yer alan bilgileri dinleyerek giysileri ayırt edebiliyor, istediği model ve bedende giysileri alabiliyorlar. Uygulama, giysinin renginden fiyatından, kumaş türüne kadar tüm bilgilere kolaylıkla ulaşılmasını sağlıyor. Aplikasyon aynı zamanda, evdeyken etiketi tekrar okutarak, belirtilen talimatlara göre giysiyi en uygun şekilde yıkamaya ve başka parçalarla kombinlemeye de yardımcı oluyor.

Tim Cook’un hayatı kitap oldu

1

Apple CEO’su Tim Cook’un biyografisi kitap olarak yayımlandı.  “Tim Cook: The Genius Who Took Apple to the Next Level” adıyla yayımlanan kitapta gazeteci Leander Kahney’in imzası bulunuyor. Eser 16 Nisan’da  okurla buluştu.

Kahney’in kitabının özellikle Steve Jobs sonrası döneme yoğunlaştığı belirtiliyor. Kitaptan paylaşılan bir alıntıda ise Apple’ın Federal Araştırma Bürosu (FBI) ile yaptığı mücadeleye yer veriliyor. Şirketin FBI ile giriştiği mücadelesi 2015’da yaşanan terörist saldırıya dayanıyor. Zira,  o dönemde San Bernardino’da (Kaliforniya) saldırıyı gerçekleştiren teröristin kullandığı akıllı telefonun markası iPhone idi.

Apple’ın kullanıcı mahremiyeti vurgusu

FBI, Apple’a bu telefonun tuş kilidinin açılması ve içindeki verilere ulaşılması için  başvurmuş ama olumsuz karşılık almıştı. Kahney’nin 2017’de emekli olan Apple Hukuktan Sorumlu Başkan Yardımcısı Bruce Sewell’la yaptığı görüşmeye dayandırdığına göre, Apple bu tür taleplere olumlu cevap vermiyor, buna güvenlik güçlerinin talepleri de dâhil edilmiş durumda. Bu gelişme üzerine ise FBI’ın dış kaynak kullanarak bir hacker grubuna 900 bin dolar ödediği ve telefonun şifresini açtırmaya çalıştığı da o dönem sızan haberler arasındaydı. Sewell ayrıca Tim Cook’un bu konunun mahkemeye gitmemesi noktasında hayal kırıklığına uğradığını not ediyor. Sewell, Cook’un konunun tam bir çözüme ulaşmasını beklediğini de sözlerine ekliyor.

Kahney, Jony Ive ve Steve Jobs’ı da yazmıştı

Leander Kahney’nin “Tim Cook: The Genius Who Took Apple to the Next Level” kitabı 27 dolardan satışa çıkıyor. Bu arada, Kahney’nin Apple ile yakından ilgilenen bir gazeteci. Zira, Kahney, Apple’ın diğer bir üst düzey yöneticisi olan Jony Ive’la ilgili Jony Ive: The Genius Behind Apple’s aGreatest Products” adlı esere imza atmıştı. Bu kitap, MediaCat/Digital Age Kitapları tarafından “Apple’ın Ardındaki Deha: Jony Ive” adıyla yayımlanmıştı.

Kahney’in Apple ile ilgili diğer bir kitabı da “Inside Steve’s Brain” adıyla 2009’da piyasaya çıkmıştı. MediaCat Kitapları bu kitabı “Nasıl Steve Jobs Olunur” başlığıyla  okura ulaştırmıştı.

KVKK Başkanı Prof. Bilir uyardı: “Biyometrik veriler gelişigüzel işlenemez”

0

Teknolojinin gelişmesiyle ortaya çıkan siber güvenlik ve kişisel verilerin korunması konusu, KVKK’nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen “2. e-Safe Kişisel Verileri Koruma Zirvesi”nde değerlendirildi

Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK) Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir, son dönemde önemi daha da artan kişisel verilerin gelişigüzel ve keyfi uygulamalarla işlenemeyeceğini belirterek, hem vatandaşları hem de veri işleyenleri uyardı.

Teknolojinin gelişmesiyle ortaya çıkan siber güvenlik ve kişisel verilerin korunması konusu, KVKK’nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen “2. e-Safe Kişisel Verileri Koruma Zirvesi”nde değerlendirildi. Konunun taraflarını Ankara’da bir araya getiren etkinlik, kişisel verilerin çalınmasına karşı alınabilecek önlemlerin uzmanlarca farklı birçok yönden ele alınmasına da olanak sağladı.

e-Safe Kurucusu Musa Savaş, etkinliğin açılışında, “Kişisel Verileri Koruma, Avrupa Birliği tarafından yürürlüğe giren Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) ile birlikte gerek değişen ve gelişen siber uzayın gerekse de fiziksel dünyamızın çok önemli bir başlığı haline gelmiştir. Bu yıl ikincisini yaptığımız zirvemiz, kişisel verilerin korunması konusunda KVKK’nın binasında ilk kez düzenlenmesi ve konunun bu denli etraflıca ilk kez ele alınması bakımından büyük önem taşıyor” dedi.

KVKK Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir, konuşmasında, veri işleme faaliyetlerinin hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun olması gerektiğini, yanlış veri işlenmesinin kişilerde mağduriyetlere neden olabildiğini ifade etti. Veri işlerken belirli bir amacın ortada olması ve o amacın meşru olması gerektiğini vurgulayan Bilir, şöyle devam etti:

“İşlenen verinin veri işleme amacıyla bağlantılı olması gerekmektedir. Örneğin kredi talebinde bulunduğunuz bankanın sizden hobileriniz ve alışkanlıklarınız ile ilgili veriler istemesi amaçla bağlılık ilkesiyle bağdaşmaz. Bir diğeri ölçülülük ilkesine uygunluk sağlanmalıdır. Bu kapsamda biyometrik verilerin gelişigüzel bir şekilde, keyfi uygulamalarla işlenmesi ölçülülük ilkesiyle bağdaşmamaktadır. Bir başkası da, veriler sonsuza kadar muhafaza edilemez. İlgili mevzuatta öngörülen veya işlendikleri amaç için geçerli olan süre kadar muhafaza edilmelidir. Temel ilkelerin herhangi birine uyulmadığında Kanuna aykırı bir tutum meydana gelmiş olacaktır.”

Alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz

Kişisel veriler işlenirken kişilerin açık rızasının gerektiğini belirten Bilir, bu konuda açık bir anlatımla rızanın alınması konusunda veri işleyenleri uyardı. Bilir, şunları kaydetti: “Kişisel verilerin korunmasına ilişkin olarak dünya genelinde hukuksal düzenlemeler incelendiğinde, özünde bireyin kendisine ait kişisel verileri üzerinde kontrol imkânının sağlanması bulunmaktadır. İnsan odaklı, mahremiyet odaklı bu yaklaşım insana verilen değerin bir göstergesidir. Bununla birlikte teknolojik gelişmeleri de bu konuyla birlikte ele almak gerekir. Yapay zekâyı, dijital dönüşümü, nesnelerin internetini konuştuğumuz bir dünyada güvenliğin anahtarı ‘farkındalık’ olacaktır. Açıkçası bugüne kadar verilerimizi paylaşmaya alıştık veya alıştırıldık. Bundan sonrası için verilerimizi korumaya ve kontrollü şekilde paylaşmaya da alışacağız. Bu bakımdan alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz.”

Bilir, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na uyum hem hukuki hem de teknik boyutları olan uzun soluklu bir süreç gerektirdiğini ifade etti ve açıklamasını, “Kişisel verilerin korunması noktasında teknik ve hukuki olarak alınacak tedbirlerin önemini yadsıyamayız. Ancak kişisel verilerin korunması konusunda en büyük sorumluluğun bireylerin kendisinde olduğunun da altının çizilmesi gerekmektedir. Her saniye kişisel verileri toplanan, işlenen ve aktarılan bireylerin bundan dolayı karşılaşacakları risklerin farkında olmaları, bu yönde kişisel verilerini korumaları ve sahip oldukları hakları noktasında bilinçlenmeleri en az teknik ve yasal düzenlemelerin varlığı kadar önem taşımaktadır” ifadesiyle sona erdirdi. 

Görsel: Prof. Dr. Faruk Bilir, KVKK Başkanı

 

Dünyayı robotlardan önce algoritmalar ele geçirdi

0

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde düzenlenen Dijitalin Serüveni seminerinde, algoritma ve yazılımların insan davranışlarına etkisi ele alındı

İstanbul Bilgi Üniversitesi Pazarlama İletişimi / MarkaOkulu Yüksek Lisans Programı geçen yıl Tüketici Serüveni başlığıyla ilk kez düzenlediği etkinliklerini bu yıl Dijitalin Serüveni semineriyle devam ettirdi. Seminerin açılış konuşmasını Gözetim Kapitalizmi ve Veri Endüstrisi başlıklı sunumuyla İstanbul Bilgi Üniversitesi Pazarlama İletişimi / MarkaOkulu Yüksek Lisans Programı Direktörü ve Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gresi Sanje yaptı.

Sürekli gözetim altındayız

Dijital dünyanın hammaddesinin insan, verinin hammaddesinin ise insan davranışları olduğunu belirten Sanje; “Davranışlarımızla ürettiğimiz verilere göre kategorilere ayrılıyor ve algoritmaların manipülasyonuna maruz kalıyoruz. Bilgisayarımızdan Prag bileti baktığımızda, telefonumuza Prag otelleriyle ilgili reklam mesajı geliyor. Netflix ve Spotify’da tükettiğiniz içeriğe benzer içerikler size öneriliyor. Tüm dünyada 4,4 milyar insan ücretsiz sandığı hizmetlerden faydalanırken gönüllü olarak verilerini de paylaşmış oluyor. Sürekli olarak gözetim altındayız. Bu yeni düzende insana kalan tek şey düşünmek ve soru sormak” dedi.

Yankı odalarına hapsediliyoruz

Gözetim toplumuna doğru gidişatı değerlendiren isimlerden biri de Bilgi Öğretim Görevlisi ve FutureBright Group Kurucu Ortağı Akan Abdula oldu. Algoritmaların hayatın her alanını ördüğünü belirten Abdula, görüşünü yakın zamandan bir örnekle destekledi: “Cambridge Analytica, Facebook’tan Amerikan seçmeninin verilerini izinsiz olarak aldı. New York’taki demokratların görmesi gereken içerikleri güneydeki cumhuriyetçilere gösterdi. Burada sorun datayı izinsiz kullanmaktan ziyade, içeriği korkutmak amacıyla kullanarak etik olmayan faaliyetler yürütmek. Sonuç olarak Trump başa geçti ve tüm dünyanın kaderi değişti.” Abdula algoritmaların insanlara sevdikleri içerikleri göstererek yankı odalarına hapsettiğine ve herkesin güvenli alanında kalmayı tercih ettiğine de dikkat çekti ve “Robotlara gerek yok, algoritmalar dünyayı çoktan ele geçirdi” dedi.

Medya 4.0 kavramına dikkat

İlk oturum Bilgi Öğretim Görevlisi ve TBWA Reklam Ajansı Medya Sorumlusu Nüzhet Algüneş’in Yeni İnsan, Yeni Medya başlıklı sunumuyla son buldu. Algüneş konuşmasında “Medya 4.0” kavramına dikkat çekerek; lokal medyanın bittiğine, gelecekte global markaların içerik ve haber üretiminde tek hâkim olacağına vurgu yaptı.

Dijitalin Serüveni etkinliğinin ikinci oturumu Bilgi Öğretim Görevlisi ve MediaCat Genel Yayın Yönetmeni Pelin Özkan’ın moderatörlüğünde düzenlenen Dijital İşimizi Nasıl Dönüştürdü? paneliyle sürdü. Hopi Genel Müdürü Onur Erbay, MediaMarkt Türkiye Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü Çağanur Atay Uçtu ve VakıfBank Kurumsal İletişim Başkanı Arzu Örsel’in katılımları ile gerçekleşen panelde dijital değişimlerin iş dünyasına nasıl yön verdiği ele alındı.

Microsoft’un bulut servisleri son çeyrekte yüksek uçtu

0

Microsoft’un 2019 ilk çeyrek raporları açıklandı ve şirketin geçtiğimiz yıllarda bir bulut şirketine dönüşmek konusundaki kararının ne kadar doğru olduğu bir kez daha ortaya çıktı.

Azure %73 büyüdü

Yazılım devinin açıklanan mali raporlarına göre, şirketin bulut gelirleri son çeyrekte %22 büyüyerek 9.2 milyar dolara çıktı. Bu büyümenin büyük kısmı ise Azure servisindeki %73’lük büyümeden kaynaklanıyor.

Şirket bu yeni rakamlarla, PC üretiminden ve ofis yazılımlarından kazandığı gelire de yaklaşmış oluyor. Çoğunluğu Surface satışlarından gelmek üzere, şirket 2019’un ilk çeyreğinde PC satışlarından 10.7 milyar dolar, ofis ve üretkenlik yazılımlarının gelirlerlerinden de 10.2 milyar dolar elde etti.

Diğer bir deyişle, bulut servisleri artık Microsoft için Windows ve Office ürünleri kadar değerli bir iş alanına dönüşmüş durumda.

GE Yenilenebilir Enerji, Türkiye’deki rüzgâr türbin kanadı fabrikasında 300 kişiyi işe alacak

0

GE Yenilenebilir Enerji bünyesinde yer alan LM Wind Power, bugün Bergama, Türkiye’deki rüzgâr türbin kanadı üretim tesisinde istihdam etmek üzere ilave 300 çalışanı daha işe almayı planladığını duyurdu. LM Wind Power, iş gücünün artırılmasıyla, Avrupa ve Asya dâhil, dünya çapındaki pazarlara türbin kanadı ihraç ederek artan küresel rüzgâr enerjisi talebine cevap verecek.

Temmuz 2017’de açılan Bergama tesisi LM Wind Power’ın dünya çapındaki 15’inci ve GE Yenilenebilir Enerji bünyesine geçtikten sonra ise ilk açılan tesisi oldu. Bugün, yüzde 26’sı kadın olmak üzere tesiste 450 çalışan bulunuyor.

Tesiste yeni bir inşaat daha başladı

İş için açılan pozisyonlar, tüm profillerde, bilgi birikimi ve deneyim seviyesine açık. Her yeni çalışan LM Wind Power’ın ‘Mükemmellik Merkezi’ eğitim programında rüzgâr türbini kanadı konusunda eğitim görecek, ürünlerin kalitesini ve böylece son kullanıcı memnuniyetini artırmayı sürekli hale getiren altı haftalık teorik ve pratik eğitim programına katılacak.

Bugün aynı zamanda tesiste yeni bir binanın inşaatına da başlandı. Bu tesis, özellikle kanat kalıplama sonrası olmak üzere, tesisin üretim kapasitesini arttıracak. İnşaatın 2019 yılının üçüncü çeyreğinde tamamlanması bekleniyor.

Türkiye E-Spor Federasyonu ilk yılını geride bıraktı

0

Türkiye E-Spor Federasyonu bir yaşında

 Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesinde, Türk e-sporunun geliştirilmesi hedefiyle kurulan Türkiye E-Spor Federasyonu (TESFED) birinci yaşını kutluyor. TESFED’in kurucu başkanı Alper Afşin Özdemir, bir yıllık faaliyetlerini ve geleceğe dönük projelerini, federasyonun Ortaköy’deki merkezinde düzenlenen basın toplantısında paylaştı.

Türkiye’yi bir numaralı e-spor ülkesi haline getirmek için çalışıyoruz

TESFED Kurucu Başkanı Alper Afşin Özdemir, Türkiye’yi e-spor alanında dünya çapında bir marka haline getirmenin ve bütün uluslararası turnuvalara katılarak, alınan galibiyetlerle Türk bayrağını gururla dalgalandırmanın federasyonun en büyük hedefleri olduğunu belirtti.

Türkiye’yi bir numaralı e-spor ülkesi haline getirmek amacıyla yola çıktıklarını dile getiren Özdemir, Uluslararası E-Spor Federasyonu’na (IeSF) üyelik başvurusu yapıldığını ve 51. üye olarak kabul işlemlerinin başladığını, kurulma aşamasında olan Avrupa E-spor Federasyonları Topluluğu’nun da kurucuları arasında yer aldıklarını aktardı.

“Türkiye E-Spor Federasyonu Sporcu, Lisans, Tescil, Vize ve Transfer Talimatı”, “Hakem Talimatı” ve “Özel E-Spor Salonları ve Yeterlilik Belgesi Talimatı”nın yayımlandığını, önümüzdeki süreçte yeni liglerin oluşturulmasıyla birlikte Müsabaka Talimatları’nın da hayata geçirileceğini belirten Alper Afşin Özdemir, Ankara, Aydın, Diyarbakır, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Sakarya, Mersin ve Samsun’da temsilciliklerini de açtıkları bilgisini verdi. 

Milli Eğitim Bakanlığı ile iş birliği

E-spor alanında gençlerin doğru yönlendirilmesinin gereğine inandıklarını vurgulayan Alper Afşin Özdemir, e-spora özel bir önem veren Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ile yapılan görüşmeler doğrultusunda, MEB ve TESFED arasında Mayıs ayında bir protokol imzalanması kararı alındığını anlattı. Özdemir, bu protokol çerçevesinde liseler arası e-spor turnuvalarının yapılması, e-sporun müfredata konularak, ders olarak işlenmesi gibi projelerin hayata geçirileceğini bildirdi.

eSüperlig  geliyor

Futbol Federasyonu ve Kulüpler Birliği ile 2019-2020 sezonunda hayata geçirilmesi planlanan eSüperlig üzerinde çalıştıklarını, farklı oyunların temsilcileri ile görüşerek bu oyunların liglerinin oluşturulması ile ilgili sürecin de devam ettiğini belirten Özdemir, bunların yanı sıra e-spor milli takım formasının tasarlanması, farklı federasyonlar, sponsorlar ile iş birlikleri, yurt dışı federasyonlar ile iletişim çalışmalarının sürdüğünü vurguladı.

ODTÜ Elektronik Sporlar Topluluğu ile birlikte “METU GEEX E-Spor Turnuvası” düzenlenlendiğini anlatan Özdemir, İstanbul Erkek Lisesi ile birlikte İstanbul E-Spor  Turnuvası’nın gerçekleştirileceğini de belirtti.

“Ülkemiz e-spor alanında büyük potansiyele sahip”

Federasyon olarak lisanslama çalışmalarını da yürüttüklerini hatırlatan Özdemir, Nisan 2019 tarihi itibariyle 29’u kadın olmak üzere toplam 546 lisanslı e-sporcu, 55’i tescilli e-spor kulübü bulunduğunu kaydetti.

Yemeksepeti’nin sahibi Delivery Hero 2018 sonuçlarını açıkladı

 Delivery Hero bugün faaliyet raporunu bugün açıkladı

Yemeksepeti’nin sahibi olan Delivery Hero, 2018 finansal sonuçlarını açıkladı. Delivery Hero’nun paylaştığı verilere göre, şirketin 2018 geliri 665,1 milyon Euro oldu.

Delivery Hero’nun bugün duyurduğu rapordan derlediğimiz verileri paylaşıyoruz:

-Delivery Hero’nun 2018 geliri 665,1 milyon Euro seviyesinde gerçekleşti. 2017’ya oranla yüzde 46 artış var.  665 milyon Euro’luk gelirin bölgelere dağılımı şöyle: Avrupa (221,1 milyon Euro), Ortadoğu-Afrika (316,4 milyon Euro), Asya (192,5 milyon Euro) ve Amerika (62,1milyon Euro). Buradaki toplam 792,4 milyon Euro olarak görünüyor. Fakat giderler düşüldüğünde 665,1 milyon Euro’ya ulaşılıyor.

-Delivery Hero’nun  2018 sipariş sayısı ise 401,8 milyon oldu. Bu siparişlerin bölgelerin bazındaki kırılımı şu şekilde: Ortadoğu-Afrika (190,6 milyon), Avrupa (92,6 milyon), Asya (82,6 milyon) ve Amerika (36 milyon).2016’da 197 milyon sipariş almıştı. Bu rakam 2017’de yüzde 48 artarak 292 milyona çıktı.

665,1 milyon Euro’luk gelirin 460 milyon Euro’luk bölümü komisyonlardan geliyor.

-Delivery Hero’nun yıllık raporunda Ar-Ge için harcanan miktarın 42,2 milyon Euro olduğu belirtiliyor. 2017’de bu rakam 29 milyon Euro düzeyindeydi.  Bir yıl öncesine göre yüzde 45 artış görülüyor. Delivery Hero’nun Ar-Ge çalışanı ise 906 kişi ve toplam işgücünün yüzde 3,6’sına denk geliyor.

-Şirketin çalışan sayısına baktığımıza ise toplam 16 bin 627 kişiye istihdam sağladığını görüyoruz. 2017’da 9 bin 72 olan çalışan sayısına artmasında en büyük gerekçe, şirketin kendinin sahip olduğu teslimat personelinin artması olduğunu görüyoruz.

Delivery Hero 41 ülkede, 4 bin şehir ve 290 binden fazla restoranla faaliyet gösteriyor.

-Delivery Hero’nun yıllık raporunda yöneticilere ödenen maaş ve diğer yan ödemeleri de görüyoruz. Buna göre, Delivery Hero CEO’su Niklas Östberg geçen yıl 250 bin 200 Euro’su temel maaş, 25 bin 300 Euro’su yan haklar olmak üzere toplam 275 bin 500 Euro kazandı. Ayrıca Östberg’e 1 milyon Euro tutarında hisse de verildi

Delivery Hero, Yemeksepeti’ni 2015 yılında 589 milyon dolara satın alarak Türkiye pazarına girmişti.

[Güncelleme]: Yemeksepeti’nin 2017 geliri 49,4 milyon Euro idi. 2018 faaliyet raporunda geçen yıla ait gelir bilgisi açıklanmadı. Delivery Hero’ya dün Yemeksepeti’nin 2018 gelirini sorduk. Şirket bu yıl gelir bilgisi açıklamadıklarını belirtti. Şirket bununla birlikte sipariş sayılarının Türkiye’de yüzde 40 arttığını aktarırken, mobilden gelen sipariş verisini de paylaşmadı. 

Akıllı telefon varken, giriş kartına gerek yok

0

Sensormatic’in çözümüyle akıllı telefonlarla giriş-çıkış kartına gerek kalmıyor

Mobil cihazların hızla yaygınlaşmasıyla birlikte, akıllı telefonlar temel iş süreçlerinin de vazgeçilmezi oldu. Sensormatic’in sunduğu mobil geçiş kontrol çözümü ise akıllı telefonların hayatımızı kolaylaştırdığı alanlara bir yenisini ekliyor: Kartlı geçiş yerine “okut ve geç” dönemini başlatan bu çözüm, akıllı telefonların giriş kartı yerine kullanılmasını sağlıyor. Konforlu bir çalışma ortamı arayan perakende profesyonelleri için kart taşıma zorunluluğunu ortadan kaldıran bu sistemde, telefonu okuyucuya yaklaştırarak geçiş yapılabiliyor.

Akıllı telefona indirilen uygulama üzerinden telefonun sahibini otomatik olarak tanıyan çözüm, giriş çıkışların kontrol altına alınmasına ihtiyaç duyulan her yere kolayca entegre edilebiliyor. Ofis içinde kontrol ve yetkiye tabi bölümlere sadece ilgili kişilerin girmesi sağlanıyor. Giriş çıkış hareketlerinin gerçek zamanlı olarak sisteme işlenmesiyle birlikte, denetleme süreçlerini kolaylaştıran raporlar da elde ediliyor. Mobil cihaz uygulamalarına ek olarak, parmak izi ve iris okuyucu gibi biyometrik okuyucular da kartlı geçiş sistemlerine alternatif olarak kullanılabiliyor.

Passware yazılımı ile tüm personel verileri hızlıca raporlanıyor

 Sensormatic tarafından geliştirilen Passware Personel Devam ve Kontrol Sistemi (PDKS), ile giriş çıkış ve mesai saatlerini hatasız biçimde takip ederken, bordrolamaya veri sağlamak, kişilerin ofis içindeki yol haritalarını görüntüleyip, lokasyonlarını belirlemek ve acil durumlarda anlık yoklama yapabilmek mümkün oluyor.

Ofise ziyaretçi geldiğinde e-posta ile ilgili kişi anında bilgilendiriliyor. Çalışanların yaptığı giriş çıkışlar mesai saatleri baz alınarak raporlanıyor ve bordrolama süreçleri kolaylaşıyor. Ziyaretçilerin dolaşabileceği alanlar Passware üzerinde tanımlanarak, bina içindeki bölümlerin giriş çıkış yetkileri hızlıca güncellenebiliyor.

 

 

Microsoft sağlıkta hayat kurtaracak! (Video)

0

Microsoft sağlık alanında yaptığı yenilikleri düzenlediği bir etkinlikte basın mensuplarına tanıttı. Bizim de katıldığımız etkinlikte şirket, yaptığı yenilikleri açıkladı. Biz de bu videomuzda sizlere Microsoft‘un sağlık alanında hangi yeniliklere imza attığı anlattık. 

Microsoft hem sağlık personelinin hem de hastaların hayatını kolaylaştıracak işbirlikleri yapıyor. Biz de bu videomuzda bunların neler olduğuna yakından bakıyoruz. 

Şimdi lafı daha fazla uzatmadan sizleri videomuzla baş başa bırakalım. İyi seyirler…

Microsoft’tan sağlık alanında önemli yenilikler!

Teknoloji devi sağlık alanındaki geliştirmelerini sürdürüyor. İnsanların hayatını daha da kolaylaştırmak için hastanelerle işbirliği yapan şirket, endüstrinin dönüşümünü destekleyeceğini söyleyen yeni ürünlerini tanıttı. Teknoloji devi bu sayede daha fazla insanın hayatına dokunacak aynı zamanda sağlık kuruluşlarının çalışmasını daha verimli hale getirecek.

Şimdi gelin hep beraber Microsoft’un sağlık sektörü için sunduğu çözümlere yakından bakalım.

Microsoft 365: Sağlık kuruluşları için geliştirilen bu uygulama sağlık ekiplerinin birbiriyle sağlıklı ve güvenli bir iletişim kurmasına yardımcı oluyor. Hastane ekibi aynı zamanda Microsoft Team ile de bu sayede iletişim kuruyor. Ekipler, mobil ve masaüstü cihazlarına bildirim geldiğinde sık sık uyarılıyor. Bu kısımda konunun aciliyeti bildirim sıklığını artırmak için önemli. Aciliyet durumuna göre bildirimler 20 dakikada bir düşebiliyor. Ancak çok acil bir durum olduğunda 2 dakikada bir akıllı cihaz sahibini uyarıyor. Böylece acil durumlara daha hızlı müdahale edilebiliyor. Uygulama sayesinde hastane personelinin de hasta kayıtlarına erişimi kolaylaşıyor.

Microsoft Healthcare Bot: Sağlık kuruluşlarına sunulan yeni hizmetlerden biri de Microsoft Healthcare Bot. Yapay zeka destekli bu bot, sanal asistanlarla sohbet etmeyi sağlıyor. Böylece, asistan her aşamada insanların yanında olabiliyor. Kuruluşlar işle ilgili çoğu sorunu bot ile çözebiliyor.

Azure API: Bulut sistemleri gün geçtikçe çok daha önemli bir hale geliyor. Bu sayede veriler çok daha kolay bir şekilde saklanıyor ve paylaşılıyor. Microsoft bu sistemi sağlık kuruluşları için de geliştirdi. Hastane çalışanları yeni sistem sayesinde birbirleriyle çok daha kolay çalışabiliyor ve verileri çok daha kolay bir şekilde paylaşabiliyor.

Tüm dünyadaki insanlar için iyi bir şeyler yapmak için yola çıktığını söyleyen Microsoft, bu yolda alanında başarılı kuruluşlarla çalışıyor. Aralarında Finlandiya’da bir çocuk kliniği de bulunan kuruluşların sayısı gün geçtikçe artıyor.

Turkcell ile İTÜ kampusları 5G’ye hazır

0

Turkcell ve İTÜ yaptıkları çalışmayla İTÜ kampuslarındaki mevcut mobil şebeke altyapısı yeniledi ve 5G’ye hazır hale getirdi

Turkcell ve İTÜ, 5G kapsamındaki işbirliklerine bütün hızıyla devam ediyor. Bu kapsamda Turkcell, üniversitenin tüm kampuslarındaki 4.5G altyapısını yenilerek teknolojik olarak geliştirdi. Bu sayede İTÜ’nün mobil altyapısı şimdiden 5G’ye hazır hale geldi. C-RAN şebeke mimarisi (merkezileştirilmiş mobil şebeke) kullanılarak gerçekleştirilen şebeke yenileme çalışmasıyla öncelikle veri iletim hızları daha da iyileştirildi ve mobil abonelerin 4.5G üzerinden daha düşük veri gecikmesi ile servis alabilmeleri sağlandı.  

Oluşturulan yeni mimariyle İTÜ Ayazağa Kampusu’nda “merkezileştirme” konsepti kullanıldı ve çekim noktalarına kurulan cihaz sayısı önemli oranda azaltıldı. Altyapı yenileme ve merkezileştirme çalışmaları sonrasında gözlem periyodunda Turkcell abonelerinin deneyimledikleri data iletim hızları yüzde 30 artış gösterdi. Sistem odalarının merkezileştirilmesi sonucunda yüzde 25 oranında enerji tasarrufu da sağlandı.

5G çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz 

Turkcell Şebekelerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Gediz Sezgin, “4.5G şebekemizi kurarken, bu altyapının 5G’ye de uygun olmasına büyük önem verdik. Geldiğimiz noktada dünyanın en hızlı 4.5G şebekesine sahip olmanın gururunu yaşıyoruz. 5G çalışmalarına başladığımız ilk günden bu yana ülkemizin önde gelen üniversitelerinden İTÜ ile yakın bir işbirliği içerisinde çalışıyoruz. İTÜ’de başlattığımız C-RAN şebeke mimarisi çalışmasını Türkiye’nin her köşesine yayarak, en kaliteli ve hızlı servislerini müşterilerimizle buluşturmaya devam edeceğiz. Türkiye’nin dünyada 5G’de söz sahibi olması için aralıksız olarak çalışmaya devam ediyoruz” dedi.

Konuya ilişkin açıklama yapan İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca ise, “ İşbirlikleri, birlikte yürütülen projeler ve Ar-Ge faaliyetlerini kapsayan her alanda kamu, özel sektör, iş dünyası işbirliklerinin arttığına şahit oluyoruz. Ülkemizin ekonomik ve sosyal hayattaki bu hızlı dönüşümünün yeni nesil teknolojiler ile giderek artacağını biliyoruz. Bu kapsamda İTÜ olarak 5G teknolojisi testlerinde işbirliklerine gitmekten son derece memnunuz. Bu işbirliklerin gelişerek devam edeceğine ve ülkemize fayda sağlayacağına emin olarak ilerliyoruz” diye konuştu.

Yapılan çalışmalar sonrasında dünyanın en iyi 4.5G altyapısından birine sahip olan İTÜ Ayazağa Kampusu, geleceğe hazır bir test merkezine dönüştü. Turkcell ve İTÜ önderliğindeki bu çalışma ile İTÜ Ayazağa Kampüsü; sürücüsüz araç, akıllı şehir sistemleri, IOT gibi gelecek nesil teknolojiler için denemelerin yapılacağı 5G’ye hazır ve üniversite öğrencilerinin de kullanabileceği bir açık hava teknoloji laboratuvarı haline geldi.

Yenibirlider Derneği’nin Genel Müdürü Jülide Erdoğan oldu

0

Türkiye’nin yeni nesil liderleri desteklemeyi hedefleyen derneğe yeni genel müdür atandı

Türkiye’nin gelecek nesil liderlik ekolünü oluşturmak, yetenekli gençleri fırsatlarla buluşturmak ve alanlarında öncü bireyler olmaları konusunda onları desteklemek üzere çalışmalarını sürdüren Yenibirlider Derneği’nin Genel Müdürü Jülide Erdoğan oldu. 
 
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü’nden 2001 yılında mezun olan Jülide Erdoğan, yüksek lisans eğitimini Marmara Üniversitesi’nde Kalkınma İktisadı ve İktisadi Büyüme Ana Bilim Dalı’nda tamamladı. 
 

Jülide Erdoğan STK tarafından 15 yıl deneyime sahip

Gönüllülük, sivil toplum ve gençlik çalışmalarıyla üniversite yıllarında tanışan, 2005 – 2007 yılları arasında Beyoğlu Belediyesi Gençlik Merkezi’nde 2007 – 2010 yılları arasında ise Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nda çeşitli görevler üstlenen Erdoğan, 2010 yılı Mayıs ayı itibariyle Toplum Gönüllüleri Vakfı’nda Projeler Departmanı Yöneticiliği yapmaya başladı. 2016 yılında ise yine Toplum Gönüllüleri Vakfı’nda Genel Müdürlük görevini üstlendi. 2017 yılından bu yana edindiği bilgileri ve deneyimi, Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinden birisi olan İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde “Proje ve Fon Geliştirme Teknikleri” dersi ile öğrencilere aktaran Erdoğan, halen çeşitli sivil toplum kuruluşlarında ve platformlarda jüri ve danışman olarak yer alıyor.
 
Jülide Erdoğan, sivil toplum alanındaki 15 yıllık deneyimiyle 2019 yılı Mart ayı itibariyle Yenibirlider Derneği’nin genel müdürlük görevini üstlendi.

Garanti Bankası’nın adı değişiyor, Garanti BBVA oluyor

0

Garanti Bankası’nın da ana ortağı olan BBVA Grubu dijital dönüşüm projesi başlattı ve marka stratejisiyle logo değişti

Garanti’nin bünyesinde bulunduğu Banco Bilbao Vizcaya Argentaria (BBVA )Grubu, yürüttüğü dijital dönüşüm stratejisi doğrultusunda, dinamik ve dijital dünyaya uygun olarak yenilenen logosu ile faaliyet gösterdiği tüm pazarlarda tek bir global markaya, “BBVA”ya dönüşüyor.BBVA Grubu, Meksika’da BBVA Bancomer, Arjantin’de BBVA Frances, Amerika Birleşik Devletleri’nde BBVA Compass ve Peru’da BBVA Continental markalarıyla faaliyet gösteriyordu. Bu dönüşümle birlikte artık tüm pazarlarda, BBVA isminin yanındaki ikinci markasını kaldırarak sadece BBVA markasını kullanacak.

BBVA dijital kurum olma yolunda önemli bir adım atıyor

BBVA bu stratejiyle dünya çapında faaliyet gösteren dijital bir kurum olma yolculuğunda önemli bir adım daha atıyor. Bu adım, kullanıcıların dijital bir kurumda aradıkları tutarlı müşteri deneyimi beklentilerine de hizmet ediyor. Ayrıca bununla birlikte, BBVA’nın ürün ve hizmetlerinin birçoğu global kullanıma sunularak, faaliyet gösterdiği pazarlara uygun olarak uyarlanabilecek.

Yasal süreçlerin ardından Garanti BBVA olacak

Yeni marka stratejisinin Türkiye’deki yansıması ise 2019 yılı içinde, BBVA Grubu’nun küresel ölçekte sahip olduğu marka gücünün Garanti markası ve logosunun yanına eklenmesiyle hayata geçecek. Dokuz yılı aşkın bir süredir BBVA Grubu ile Türkiye ekonomisine değer katan Garanti, bu strateji doğrultusunda gerekli yasal süreçlerin tamamlanmasından sonra faaliyetlerini “Garanti BBVA” markasıyla sürdürecek. 

Garanti Bankası’nın sitesindeki bilgiye göre, BBVA’nın Garanti Bankası’ndaki hissesi yüzde 49,85 seviyesinde bulunuyor. Bankanın 30’dan fazla ülkede 75 milyona yakın müşteriye hizmet veriyor. BBVA’nın logo değişimine ilişkin paylaştığı videoyu aşağıda seyredebilirsiniz  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Türkiye için rekabetin anahtarı robotik otomasyon

0

KPMG Türkiye’ye göre,  Robotik Süreç Otomasyonu (RPA) uygulamaları Türkiye’nin verimlilik problemine hızlı ve etkin bir çözüm getirebilecek

Uluslararası vergi, denetim ve danışmanlık firması KPMG’nin Türkiye ortaklarından Tanıl Durkaya, günümüzde artan Robotik Süreç Otomasyonu (Robotic Process Automation-RPA) ve akıllı otomasyon uygulamalarının Türkiye ekonomisi için büyük fırsat potansiyeli taşıdığını söyledi.

Sürdürülebilir kalkınmada RPA’nın yaratacağı fırsatlar

Türkiye’nin RPA teknolojilerinde henüz başlangıç aşamasında olduğunu hatırlatan Durkaya, “RPA uygulamalarına ilişkin beş seviyeli bir olgunluk tablomuz var. Türkiye henüz bunun başında. Gelecek beş yılda bu teknolojilerin kullanımı ile birlikte yatırımlar da hızla artacak. RPA teknolojisi ile eşleşecek çözümler geliştirerek ülke olarak bu ekosistemde yer edinmemiz lazım. Aksi takdirde trenin gerisinde kalırız, bu teknolojilerin sadece kullanıcısı değil, bunlara katkıda bulunan bir ülke olmalıyız. Bu bizi dünya arenasında da ön plana çıkaracaktır” dedi.

Beş aşamalı iş planı

KPMG Türkiye, 2018’de yapılan iki ayrı araştırmanın sonuçlarına dayanarak, şirket yöneticilerinin insan-robot işgücünü entegre etmede yaşadığı zorlukları aşmalarına yardımcı olmak için beş aşamalı bir İşgücü Kılavuz Modeli geliştirdi:

  1. Dönüştürme: İş ve teknoloji stratejisini çalışanlar için çıkarımlara dönüştürme
  2. Şekillendirme: Robotların işlemsel olan ve tekrarlayan işleri devralmasının ardından çalışanların artan serbest zamanlarını değerlendirme
  3. Tasarlama: RPA uygulamalarının mevcut işgücü üzerindeki etkilerini tasarlama ve yönetme
  4. Değişim: Mevcut iş süreçlerini ayrıntılı şekilde anlatılması ve süreç sahiplerinin seçilen RPA konusunda ayrıntılı olarak bilgilendirilmesi
  5. İzleme: RPA uygulamalarıyla kaydedilen ilerlemenin izlenmesi ve olası senaryolara karşı hazırlık.

Ayrıca RPA kullanımı ile robot-insan işbirliğinin kurgulanmasına ilişkin yönetişim modeli de iş planı içerisinde önemli bir başlık oluşturuyor.

 

İSÜ’ye Teknoloji Transfer Ofisi

0

İstinye Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ( İSÜ Tech)  açıldı

İstinye Üniversitesi Topkapı Kampusu’nda gerçekleşen açılışta İstinye Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi (İSÜ Tech) hakkında bilgi veren TTO Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Melik Ertuğrul, “Ofisimizde halihazırda dört tane modülümüz var. Bunlar; proje destek, girişimcilik ve kuluçka, üniversite-sanayi iş birliği ve fikri mülkiyet birimleri. Kuluçka merkezimizin fiziki alt yapısı tamamen kuruldu ve başvurular için ilk çağrımıza çıktık. 16 kişilik kapasitemiz bulunuyor. Proje birimimizde akademisyenlerimizin proje yazmaları konusunda destekler veriyoruz. İSTKA, AB ve TÜBİTAK projelerine yönelik desteklerimiz mevcut. Akademisyenlerimiz de bu konuda son derece aktif” dedi.

İSÜ Tech sağlık alanında öne çıkıyor

İstinye Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Melih Bulu ise TTO’lar hakkında bilgi vererek, “TTO’ların amacı burada üretilen bilginin toplumdaki ilgili noktalarla buluşmasını sağlamak. TTO’ların bir diğer görevi ise burada üretilen bilgilerin korunması, patent, faydalı model gibi başvuruların yapılıp onların alınması. Diğer bir konu da burada üretilen bilgilerin bunu üreten hocalar ya da öğrencilerimiz tarafından şirketleşmesi. Bunu da TTO bünyesinde olan kuluçkada yapıyoruz. Sağlıkla ilgili konularda çok ciddi bir alt yapımız var. Bu da bizi sağlık alanında ön plana çıkarıyor. Burada birçok proje geliştirme ve deneme imkanımız oluyor. Üniversitemizde mühendislik bölümü, sağlık alanına da destek veriyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Veri hırsızlarının yöntemleri e-Safe Zirvesi’nde ele alınacak

0

Teknolojinin gelişmesine paralel olarak artan siber güvenlik olayları ile kredi kartı dahil pek çok kişisel veri hırsızlığında kullanılan yöntemler Ankara’daki zirvede ortaya konulacak

Kredi kartı başta olmak üzere son dönemde veri hırsızlarının göz diktiği kişisel verilerin korunması KVKK’nın ev sahipliğinde 24 Nisan 2019 tarihinde düzenlenecek 2.eSafe Kişisel Verileri Koruma Zirvesi’nde ele alınacak.

KVKK Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir ve eSafe Kurucusu Musa Savaş’ın açılış konuşmasıyla başlayacak etkinlikte, 2016 yılında yürürlüğe giren Kişisel Verilerin Korunması Kanunu sonrası gelişmeler değerlendirilecek. Kanun sonrası, kişisel veri işleyen şirket, kurum ve kuruluşların uymaları gereken kurallar, hangi verilerin işlenebileceği ve veri güvenliğine ilişkin yükümlülükler başta olmak üzere kişisel verilerin işlenmesiyle ilgili tüm konuların konuşulacağı etkinlik, alanında 16 uzman ile 300’den fazla katılımcıyı biraraya getirecek. Etkinlik, Kişisel Verileri Koruma Kurumu’nun Ankara’daki merkezinde düzenlenecek. 

Teknik yönler de ele alınacak

Zirvede, kişisel verileri korumanın hukuki yönlerinin yanı sıra teknik yönleri de ele alınacak. Türkiye İhracatçılar Meclisi Genel Sekreteri Prof. Dr. Kerem Alkin “Kişisel Veri Ekonomisi”, KVK Uzmanı Hakan Arslan “Kişisel Verilerle İlgili Başvuru ve Şikayet Hakkı”, Kişisel Verilerin Yönetimi Derneği Başkanı Ahmet Hicabi Erdinç “Kişisel Verilere İlişkin Suçlar ve Kabahatler Neticesinde Verilebilecek Hapis, İdari Para ve Disiplin Cezaları” konularında değerlendirme yapacak.

Kişisel Verilerin siber güvenlik gerektiren alanlarında ise konunun önde gelen uzmanlarından Eyüp Çelik “Kişisel Verilerinizi Hacker’lardan Nasıl Korursunuz?”, BTK Sosyal Medya Uzmanı Abdi Baktur “Dijital Yerlilerin Mahremiyeti”, Bilgi Güvenliği Uzmanı Atalay Keleştemur “Kredi Kartlarında Kişisel Verilerin Korunması” konularında sunum yapacak.

Görsel: Prof. Dr. Faruk Bilir, KVKK Başkanı 

Start-up’lara ilk çeyrekte 20 milyon dolar yatırım geldi

0

İlk çeyrekte en çok yatırım alan girişim Modanisa oldu

2019’un ilk çeyreğinde start-up’ların 19,6 milyon dolar yatırım aldığı açıklandı. Start-up ekosistemine ait verileri derleyen platform oStartups.watch’un verilerine göre, yılın ilk çeyreğinde start-up’lara 19,6 milyon dolar yatırım geldi. En çok yatırım alan girişim ise 15 milyon dolarla Modanisa oldu. Dikkat çeken diğer iki yatırım da start-up Omma Sign ve Shopi’ye yapıldı.

28 ülke arasında 16. sıradayız

Startups.watch’un verileri en çok yatırım alan beş dikey sektöre yer veriyor: Buna göre, tesettür giyim, SaaS, yapay zekâ, fintech ve perakende teknolojileri en çok yatırım çeken start-up’lar oldu. Bu çeyrekte toplam 12 yatırım işlemi yapıldığını not edelim. Avrupa’da en çok yatırım yapılan start-up’lar sırasıya İngiltere (1,8 milyar dolar), Almanya (1,1 milyar dolar) ve Fransa’dan (1 milyar dolar) çıktı. Türkiye takibi yapılan 28 ülke arasında 16. oldu. En az yatırım alan start-up’lar ise 823 bin dolarla Estonya’dan geldi. Veriler arasında yurtdışındaki Türklerin yaptığı çıkışlar da bulunuyor. Buna göre, Microsoft’un satın Citus Data ve Miniclip’in satın aldığı Masomo ilk  çeyrekte yurtdışındaki Türklerin yaptığı önemli çıkışlar oldu.

Kadın girişimci verileri

Startups.watch’un paylaştığı verilerde kadın girişimcilere ilişkin veriler de aktarılıyor. Veriler 2018 sonu itibarıyla ülkemizde yüzde 16,9 oranında kadın girişimci olduğunu ortaya koyuyor. Bu, 2017’ye göre yüzde 1,5’lik artış anlamına geliyor. Dünyadaki tabloda ise yüzde  17 kadın girişimci olduğu verisine ulaşıyoruz. Türkiye, Avrupa’da ise İspanya’nın ardından ise ikinci sırada bulunuyor. Bu yılın ilk çeyreğinde yatırım alan kadın yatırımcılar ve aldıkları yatırım miktarları da şöyle: Shopi (Aslı Kubilay – 520 bin dolar) ve Özden Pusat (Tutumlu Anne – 320 bin dolar). Kadınların en çok tercih ettiği ilk dikey ise e-ticaret, pazaryeri ve biyoteknoloji oldu. En çok yatırım alan üç kadın yatırımcı Demet Mutlu (Trendyol), Hande Çilingir (Insider) ve Rina Onur (Hemen Kiralık) olurken, kadın kurucuların yaptığı en büyük üç çıkış Demet Mutlu (Trendyol), Aslı Gökdere (Evmanya) ve Aytül Erçil (Isra Vision) şeklinde karşımıza çıkıyor.