Snapchat’in kullanıcı sayısı yeniden artıyor

1

Bir dönem gençler arasında çok popülerken ve Facebook’u tahtından indireceği düşünülürken, Zuckerberg’ün yaptığı zekice hamlelerle pek çok rakipsiz özelliğini Facebook’a kaptırarak Facebook’tan kullanıcı çalabilme yetisini kaybeden Snapchat, yeniden yükselişe geçiyor olabilir mi?

Raporlar olumlu gelişme gösteriyor

Uzun süredir kullanıcı sayısı yavaş yavaş eriyen Snapchat’in 2019 1Ç raporlarına göre kullanıcı sayısı yeniden yükselişe geçti. Son çeyrekte 4 milyon yeni kullanıcı kazanan Snapchat böylece 190 milyon kullanıcı sayısına ulaştı.

Öte yandan Snapchat’in geçtiğimiz yıl bu dönemde günlük aktif kullanıcı sayısı 191 milyon idi. Son bir sene içinde özellikle Instagram ile ağır rekabete giren Snapchat’in bu rekabetten yara aldığı gözleniyordu. 

Çamaşır yıkama ve kuru temizleme uygulaması Mr Jeff Türkiye pazarına girdi

0

Çamaşır yıkama ve kuru temizleme uygulaması Türkiye’de

İspanya ve Latin Amerika’da bin 200’den fazla franchise bayisi ile çamaşır yıkama ve kuru temizleme servisi veren Mr Jeff, Türkiye pazarına girme kararı aldı. Başlangıç olarak İstanbul, Ankara ve İzmir’de franchise vermeye başladıklarını söyleyen Mr Jeff Türkiye Büyüme Sorumlusu Gökhan Karakoç, “Yıl sonuna kadar Türkiye’de 150 bayiye ulaşacağız” dedi.

İspanya’da 2015 yılında bir grup girişimci tarafından kurulan ve oradan 10’den fazla ülkeye sıçrayan Mr Jeff, 4 ay içinde  başabaş noktasına ulaşılan iş modeli ile Türkiye’deki girişimcilerin ilgi odağı haline geldi. Türkiye’de 2,1 milyar liralık pazar hacmine sahip olan yıkama ve kuru temizleme sektörü, yılda yüzde 19’luk büyüme gösteriyor.


Ulaşılabilir ve kârlı iş modeli

 Türkiye’deki franchise’lara özel olarak Mr Jeff ailesine katıldıktan sonra, ilk bir yıl boyunca kullanım bedeli ve pazarlama ücreti almayacaklarını vurgulayan Gökhan Karakoç, ‘’Dijital yaklaşımımız ve aylık üyelik planlarımız sayesinde kuru temizleme sektörünün geleneksel işleyişini değiştirme hedefindeyiz. Türkiye, maksimum getiri sağlayacağımız ülkelerin başında geliyor.  En kısa zaman zarfında İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde etkin olmayı ve 2019 yılı sonuna kadar 150 bayiye ulaşmayı hedefliyoruz. Sistemimizin en önemli avantajı düşük başlangıç yatırımı ile franchise kurulabilmesi ve  ulaşılabilir, kârlı  bir iş modeline sahip olması” dedi.

Ev işlerine destek fikriyle doğdu

Mr Jeff’i kurma fikrinin ev işlerine çözüm bulma gerekliliğinden doğduğunu anlatan Karakoç şöyle devam etti:  “İki kişilik bir evde ayda ortalama 8 kere çamaşır makinesi çalıştığını düşünürsek; yıkama,kurutma ve ütüleme işlemleri ile uğraşılan ciddi bir zaman söz konusu. Bu sebeple, bu işleri bizim için yapan mobil uygulama kurguladık ve özellikle büyük şehirde yaşayan insanlara zaman kazandırmayı hedefledik.’’

Mr Jeff, internet sitesi ve mobil uygulaması aracılığıyla eve teslim çamaşır yıkama ve kuru temizleme servisi sağlıyor.  Sistem, aylık abonelik planları veya şehrin farklı bölgelerinde mevcut olan bayilerden verilebilecek tek seferlik sipariş sistemi ile çalışıyor. Kullancıları uygulama üzerinden kendilerine uygun planı seçtikten sonra giysileri Mr Jeff torbaları aracılığı ile evlerinden alınarak yıkanıp ütüleniyor ve evlerine teslim ediliyor.

 

[Rapor] E-ticaret hacmi 2018’de 60 milyar lira oldu

Türkiye’de e-ticaret pazarındaki gelişmeleri uluslararası standartlara göre ölçümleyen  Türkiye e-Ticaret 2018 Pazar Büyüklüğü raporu bir basın toplantısı ile  açıklandı. Rapora göre, Türkiye’de e-Ticaret sektörü 2018 yılında büyümesini hız kesmeden sürdürerek yüzde 42 oranında artışla  59,9 milyar TL’lik büyüklüğe ulaştı.

Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Kübra Erman Karaca’nın açılış konuşmasını yaptığı toplantıda, sunum TÜBİSAD e-Ticaret Komisyonu Başkanı Burak Ertaş tarafından gerçekleştirildi. Deloitte Türkiye Direktörü Alper Günaydın ise toplantıya konuşmacı olarak katıldı.

Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Kübra Erman Karaca’nın açılış konuşmasını yaptığı toplantıda, sunum TÜBİSAD e-Ticaret Komisyonu Başkanı Burak Ertaş tarafından gerçekleştirildi. Deloitte Türkiye Direktörü Alper Günaydın ise toplantıya konuşmacı olarak katıldı.

Basın toplantısının açılış konuşmasını yapan TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı  Kübra Erman Karaca,  e-ticaret sektörünün Türkiye ekonomisi için zorlu geçen bir yılda hızlı büyümesini sürdürdüğünü belirterek şöyle konuştu: “KOBİ’lerin teknolojik devrimi yakalayıp, yeni iş modellerine uyum sağlayarak sundukları ürün ve hizmetlerle ekonomik büyümeye katkısı son derecede önemli. Her iki kesimin bu dinamikleri dijital ticaretin büyümesine katkı sağlıyor.” 

İlk sitenin pazar payı yüzde 50’yi geçti

Türkiye e-ticaret Pazar Büyüklüğü çalışmasının bu sene de bir parçası olmaktan çok mutlu olduklarını ifade eden Deloitte Türkiye Direktörü Alper Günaydın ise 2018’de büyük alışveriş sitelerinin yüksek performanısına dikkat çekti. Günaydın, ilk 10 büyük alışveriş sitesinin pazar payının artış göstermeye devam ettiğini belirterek, geçmiş yıllara paralel büyük ölçekli sitelerin trafik, alışverişe dönme oranı ve sepet büyüklüğü performansları küçük sitelere göre daha fazla arttığını ifade etti. Geçtiğimiz 5 yılda ilk 10 sitenin  pazar payı yüzde 40 seviyesinden yüzde 53’e yükseldi.

TÜBİSAD e-Ticaret Komisyonu Başkanı Burak Ertaş ise  e-ticaret hacminin büyümeye devam etmesinin  sadece sektör açısından değil, ülke ekonomisi açısından da sevindirici olduğunu belirterek şunları söyledi: “Türkiye’de son 5 yıla baktığımızda e-ticaret hacminde ortalama yüzde 33’lük bir büyüme görüyoruz. Geçtiğimiz yıl yüzde 42 oranında bir büyüme oldu. Sektörümüzden gelen olumlu verilere  karşılık e-ticaretin toplam perakende pazarına oranı ise yüzde 5.3 ile gelişmekte olan ülkelerin ortalamasının altında kalıyor.” 

 

Raporun alt kırılımları şöyle:

Tatil-Seyahat: 22,9  milyar TL  (yüzde 54 yıllık büyüme)

Sadece Online Perakende: 20,8 milyar TL  (yüzde 41 yıllık büyüme)

Çok Kanallı online Perakende: 10,7 milyar TL  (yüzde 30 yıllık büyüme)

Online Bahis : 5,5 milyar TL (yüzde 26 yıllık büyüme)

 

Sadece online perakende:

Online Pazaryeri : 10,4 milyar TL (yüzde 48  yıllık büyüme)

Online- Çok Kategorili: 4,8 milyar TL (yüzde 37 yıllık büyüme)

Online – Özel Alışveriş: 4,4 Milyar TL (yüzde 35  yıllık büyüme)

Online – Dikey: 1,2 Milyar TL (yüzde 26 yıllık büyüme)

 

Çok kanallı online perakende:

Çok KanallıElektronik: 3,4 Milyar TL (yüzde 13 yıllık büyüme)

Çok KanallıGiyim & Ayakkabı : 2,6 Milyar TL (yüzde 52 yıllık büyüme)

Çok Kanallı – Ev & Dekorasyon : 1,3 Milyar TL (yüzde 46 yıllık büyüme)

Çok Kanallı – Eğlence & Kültür : 0,5 Milyar TL (yüzde 30 yıllık büyüme)

Çok Kanallı – Diğer : 2,8 milyar TL  (yüzde 30 yıllık büyüme)

[Araştırma] Blok zinciri yatırımları 3 yılda yüzde 400 artacak

0

Uluslararası denetim, vergi ve danışmanlık firması KPMG’nin yürüttüğü Teknoloji Sektöründe İnovasyon Araştırması’nın sonuçları, blok zinciri teknolojisine yönelik yatırımların önümüzdeki senelerde çığ gibi büyüyeceğine işaret ediyor. Araştırmaya göre blok zincirine yapılan risk sermayesi yatırımları 2018’de 2,85 milyar dolara ulaştı. Bu rakam 2017 yılına kıyasla yüzde 316 oranında bir artışa denk geliyor. Blok zinciri çözümlerine yönelik küresel ölçekteki harcamaların 2022 yılında 11,7 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor. Blok zincirinin şirketlere sağladığı katma değerin ise 2025 yılına kadar 176 milyar doları; 2030 yılına kadar ise 3,1 trilyon doları aşacağı tahmin ediliyor.

Şirketlerin yüzde 41’i üç yıl içinde blok zincirine geçmeyi planlıyor

 Araştırmaya göre, teknoloji şirketlerinin yüzde 15’i; telekomünikasyon şirketlerinin yüzde 14’ü ve medya şirketlerinin yüzde 6’sı blok zinciri teknolojisine önümüzdeki üç yıl içerisinde orta/büyük ölçekli bir yatırım yapılacağını öngörüyor. Araştırmaya göre katılımcıların yüzde 41’i şirketlerinin önümüzdeki üç yıl içerisinde blok zincirini uygulamaya koyacağını tahmin ediyor.

Araştırmaya göre blok zincirinin sağlayacağı faydalar şöyle sıralanıyor:

  • Verimlilikte artış (yüzde 23)
  • Ürün veya hizmette farklılaşma (yüzde 12)
  • Maliyette azalma (yüzde 9)
  • Daha iyi bir içgörü (yüzde 9)

Blok zincirini uygulamaya koymanın önündeki en büyük zorluklar ise şöyle:

  • İspatlanmamış iş vakası (yüzde 24)
  • Teknolojik karmaşıklık (yüzde 14)
  • Yeni yatırım için sermaye yetersizliği (yüzde 12)

KPMG’nin 2016-2017 yılları arasında yürüttüğü blok zinciri projelerine dayanan tahminlere göre, blok zinciri kullanımı, mutabakat sürecinde veya hatalarda yüzde 95’e varan azalma; verinin etkinliğinde yüzde 40’a varan artış ve yüzde 25’e varan gelir artışı sağlıyor.

Blok zincirinin sunduğu faydalar

 Araştırmada teknoloji-medya-telekom (TMT) şirketlerinin blok zincirini uygulamaya koyabileceği alanlar şu şekilde özetleniyor:

  • Şirketler arasında doğrudan ödeme yapılmasını sağlamak
  • Farklı varlık, mülkiyet, lisans ve IP türlerinin takibi ve işlemi
  • Bazı tam tasdik işlemlerinin düzene koyulması

Bunlara ek olarak blok zinciri birçok üçüncü tarafı da kapsayan karmaşık bir tedarik zincirinin idaresini sağlayabilir ve duran varlıkların alımını dönüştürebilir. IT sistemlerini, faaliyetleri düzene koyacak ve rutin adımları azaltacak şekilde değiştirebilir. Üçüncü tarafların performansı, otomatikleştirilebilir ve gözlenebilir; böylelikle hizmet seviyesi anlaşmasının (SLA) takibi iyileştirilebilir.

‘Akıllı sözleşmeler’

 Blok zinciri uygulamasının temel özellikleri arasında ‘akıllı sözleşmeler’ de yer alıyor. Akıllı sözleşmeler, daha önceden kararlaştırılan bir düzenlemeyi otomatik olarak yürürlüğe koyan bir protokol. Örneğin; akıllı sözleşme belirli koşullar altında otomatik bir iade süreci başlatıyor veya bir satıştan sonra kararlaştırılan komisyon için otomatik ödeme yapıyor. Böylelikle geleneksel süreçlerdeki gecikmeler ortadan kalkarken; şeffaflık artıyor, taahhütlerin yerine getirilmesi için aracıya duyulan ihtiyaç azalıyor.  Akıllı kontratlar da blok zincirinin diğer kısımları gibi tarafların onayı olmadan değiştirilemeyeceği için mali tabloların doğruluğu ve güvenilirliği de artıyor.

‘Standart süreçler daha uygun’

 Araştırmayı değerlendiren KPMG Türkiye Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon Sektör Lideri Serkan Ercin, şirketlerin öncelikle hangi süreçlerini blok zinciri uygulaması için uygun olduğuna karar vermesi gerektiğini söyledi. Ercin, “Bir süreç ne kadar standartlaşmışsa, blok zinciri kullanımı için o kadar uygun. Ayrıca blok zincirinin özellikle parçalı veriler için, tüm paydaşlar arasında senkronize olarak çalışan tek bir kaynak oluşturarak büyük fayda sağladığı söylenebilir” diye konuştu.

IAB Türkiye ve Boğaziçi Üniversitesi’nden dijital kamp daveti: UniChallenge+

0

IAB TR ve Boğaziçi Üniversitesi Akbank UniChallenge+Dijital Öğrenci İşleri Eğitim Kampı ile gençleri bir kez daha dijitale davet ediyor

Akbank UniChallenge+ Dijital Öğrenci İşleri Eğitim Kampı 17-28 Haziran tarihlerinde IAB Türkiye tarafından Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi desteğiyle bu yıl kapılarını beşinci kez gençlere açacak.

Üniversitelerin 3. ve 4. sınıflarında okuyan ve yeni mezun olmuş öğrencilerin katılabileceği “eğlenerek öğrenme’’ kavramıyla hazırlanan iki haftalık programda; öğrenciler, dijitaldeki kariyer imkânlarına nasıl gidileceğinin yollarını öğrenecekler. Akbank UniChallenge+ Dijital Öğrenci İşleri Eğitim Kampı’nda katılımcılar eğitim süresince, dijital dünyayı daha yakından tanırken başarılı markaların öykülerini ajans ve reklamverenlerden dinleme şansı da bulacaklar.

Katılımcılar Akbank tarafından belirlenecek konu kapsamında 5’er kişilik gruplar halinde mentorlarıyla birlikte proje geliştirecekler ve çeşitli eğlence aktivitelerinin de olduğu eğitim kapsamında balık tutmayı dahi öğrenecekler.

Son başvuru tarihi 19 Mayıs

Dijitalin deneyimleneceği program için son başvuru tarihi 19 Mayıs. 12 gün sürecek eğitim kampına katılan ekiplerden ilk üçe giren ekip üyeleri IAB TR üyesi firmalarda 1 aylık staj imkânı elde edecek. Şehir dışından gelen katılımcılara Boğaziçi Üniversitesi’nin yurtlarında konaklama imkânı sağlanacak.

Katılım kontenjanının 50 kişi ile sınırlı olduğu programa 4 yılda 943 başvuru yapıldı ve bu başvuruların 579’u İstanbul dışından geldi. Başvurusu kabul edilen 200 katılımcıdan 117’sinin kamp sonrasında staj ve iş imkânı bulduğu eğitim, bu yıl da sektöre insan kaynağı yaratacak.

E-ihracatta yapılan yedi önemli hata

E-ihracat her ölçekten firma için gündemini korumaya devam ediyor. Büyük şirketler küresel anlaşmalar yaparak e-ihracata kolayca başlayabiliyor ancak KOBİ’lerin önemli bir bölümü için konu henüz bilinmezliklerle dolu. Bu nedenle sık tekrarlanan hatalar var. TOBB E-ticaret Meclisi Üyesi, Ticimax E-ticaret Sistemleri Kurucusu Cenk Çiğdemli, e-ihracat firmalarının başarısız olmasına sebep, en sık karşılaşılan yedi hatayı paylaştı.

Yanlış dilde reklam vermek

E-ihracatta en önemli basamaklardan biri, hedef ülkeye yönelik sosyal medya ve Google reklamları. İngilizce uluslararası bir dil olabilir ama potansiyel müşteri kitlenizin hepsinin İngilizce bildiğini varsaymak doğru bir yaklaşım değil. Belki Avrupa ülkelerinde hedef kitleniz İngilizce okuma konusunda sorun yaşamayabilir fakat Rusya, Balkanlar, Ortadoğu ve Türki coğrafyada herkesin İngilizce bildiğini düşünmemelisiniz. Mutlaka hedef ülkeye göre sitenizin çevirisini de yaptırarak, yerel dillere uygun reklam içerikleri hazırlatmalısınız. İnterrnet sitesinde dil seçeneklerinin kullanıcı tarafından değiştirilebilmesini tercihe bırakmalısınız.

Yanlış para birimi ile ödeme seçeneği:

Yaygın hatalardan biri de yerel para birimlerine göre entegre edilmemiş fiyatlandırmalardır. İnternet sitenizde tüm dünya için olmasa da, en azından potansiyel bir milyar müşterinin bulunduğu Rusya, Türki Cumhuriyetler, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Avrupa ülkeleri için kendi para birimleriyle ödeme yapma seçeneği sunuyor olmalısınız. Müşterilerinize ürün fiyatlarını kendi ülkelerinin para biriminde gösterebilirseniz, sepet terk oranlarının hızla düştüğünü de görebilirsiniz.

Ödeme sistemlerini ayarlamadan dünyaya açılmak

Çinlilerin e-ihracattaki başarılarının en önemli sebeplerinden birinin gittikleri ülkenin şapkasını takmaları olduğu bilinir. Şapkanın altındaki en önemli unsurlardan biri de ödeme sistemleri. Türkiye’de PayPal olmadığı için, yola çıkmadan önce ilk yapmanız gereken “Ödemeleri nasıl alırım?” sorusuna ülkelere göre cevaplar aramaktır. Bazı KOBİ’ler her ülkeden her kredi kartıyla ödeme alınabileceğini düşünüyor fakat durum böyle değil. Ödeme esnasındaki zorluklar da sepet terk oranlarının yükselmesine sebep oluyor. Mesela Ortadoğu’ya satış yapmak istiyorsanız, kapıda ödeme seçeneğiniz de olmalı. Almanya’yı hedefliyorsanız, burada kredi kartından ziyade PayPal, Giropay, Clickandbuy ve Sofort Überweisung gibi e-ödeme sistemlerinin yaygın olduğunu bilmelisiniz. Amazon, Ebay, Walmart, Jet.com, Rakuten, Etsy, Souq, Cdiscount, Zalando, Ozan.ru gibi küresel ve yerel pazar yerlerinde satış yapacaksanız da sadece birine ya da birkaçına odaklanmanızı öneririm. Çünkü her birinin dinamikleri, müşteri kitlesi, kategorileri çok farklı.

Gümrük vergisini yanlış hesaplamak

Fiyatlandırma yaparken ülkelerin ekonomik durumlarını göz önünde bulundurmalısınız. Aksi halde bazı ülkeler için fiyatlarınız aşırı ucuz, bazı ülkeler için ise aşırı pahalı kaçabilir. Fiyatlandırmalara ülkelere göre gümrük vergi oranlarını da iyi hesaplayarak yansıtmalısınız ki yaptığınız satışın astarı yüzünden pahalıya denk gelmesin. Ayrıca fiyat belirlerken maliyeti arttıran diğer satış komisyonları, lojistik ücretler, akreditif masrafları ve sigorta gibi unsurları da düşünmekte fayda var.

Yanlış kargo firması seçimi

Yanlış kargo seçimi de sık yapılan hatalardan biri. Hedef bölgenizi iyi bilmeyen bir kargo firması, teslim süresini uzatacak ve müşterilerinizi bıktıracaktır. Ayrıca lojistikte iyi bir matematik yapmazsanız, ürün fiyatından fazla kargo parası ödemek ya da ödetmek zorunda kalabilirsiniz. Ürününüzü pazar yerlerinde satmak istiyorsanız, bazı pazar yerlerinin kargo hizmetleri oluyor, onlardan faydalanabilirsiniz. Ülkelere göre alışveriş alışkanlıklarına uyum sağlamak zorunda olduğunuzu da unutmamalısınız. Mesela Ortadoğu ve Rusya’da en yaygın ödeme biçimi, kapıda ödeme. Bu ödemeyi alabilecek yerel kargo firmalarıyla anlaşma yapılması önemli.

Yanlış ülkeye yanlış kampanya

Nabza göre şerbet vermek hayatta olduğu gibi e-ihracatta da mühimdir. Her ülkenin kendine göre adetleri, kültürleri, alışkanlıkları vardır. Bir ülkede işe yarayan pazarlama yöntemi diğerinde ters tepebilir. Hedef pazarlarınızla ilgili ayrıntılı bir pazar araştırması yapmanın yanı sıra, ne tür reklamların tercih edildiğini, ne tür kampanyaların iş yaptığını da araştırmalısınız. Yoksa müşteri kazanmak bir yana, pazarı daha başlangıçta kaybedebilirsiniz.

Her ürünü her ülkeye satmaya çalışmak

E-ihracata başlamadan önce hazırlık aşaması büyük önem taşıyor. Bu aşamada alanında uzman danışmanlarıyla iyi bir fizibilite çalışması yapmanız gerekiyor. Her ürünü her ülkeye satamazsınız. Mesela Rusya’ya deri ceket satabilirsiniz ama Ortadoğu’da bu ürün çok rağbet görmeyebilir. Sultan kayığı tarzında fantezi kahve fincanlarını Ortadoğu’ya satabilirsiniz ama belki Avrupalı müşteriye satamazsınız. Yola koyulmadan önce hangi ürünleri hangi ülkelere satabileceğinizi iyi bilmelisiniz.

Jack Dorsey, Trump ile görüştü

0

ABD Başkanı Donald Trump’ın Twitter tutkusu çok iyi biliniyor. Hiçbir şekilde Twitter hesabından vazgeçmeyen, gizli servisin kendisine verdiği güvenli telefonda Twitter kullanabilmesini şart koşan ve ülke meselelerini bakanlarından, danışmanlarından önce Twitter’da paylaşarak şok yaratan Trump, sonunda Twitter’ın kurucusu Jack Dorsey ile buluştu.

Jack Dorsey ile Twitter yöneticilerinin de yer alacağı toplantıda, Twitter’ın açıklamalarına göre, “halka açık paylaşımların sağlığı” konusu görüşülecek. 

Diğer bir deyişle Twitter ekibi, Türkiye konusundaki görüşlerini de sık sık Twitter üzerinden ve diplomatik üsluptan yoksun şekilde paylaşarak kriz yaratan Trump’ın, özellikle Twitter’ın kurallarına ters düşen üslubu konusunda konuşması bekleniyor zira pek çok kullanıcı tehdit, hakaret, ırkçılık ve saldırganlık içeren tweet’leri nedeniyle Twitter’ın kurallarını çiğneyen Trump’ın hesabının kapatılmasını istiyor. Ancak elbette Jack Dorsey, Trump taraftarı olmamasına rağmen, ABD Başkanı’nın hesabını kapatmaya cesaret edemiyor.

Cumhurbaşkanı’nın hesabını silin!

Öte yandan ABD Başkanı’nın Twitter’dan, kendi hesabı için daha fazla yetenek, daha fazla yetki isteyebileceği, beğenmediği yorumlar yapan kullanıcıların veya düşmanlık beslediği ülkelerin yöneticilerine ait hesapları tek düğmeye basarak silmek gibi imkanların açılmasını isteyeceğine dair espriler de ABD medyasında dile getiriliyor. Bir kısım kullanıcı ise bunların şaka olmadığını ve Trump’ın bunları gerçekten isteyeceğini vurguluyor.

 

Bahreyn’den Türk start-up’lara özel fırsatlar

0

Bahreyn Ekonomik Kalkınma Kurulu (EDB); Startup Turkey Türk start up’larına özel ücretsiz hızlı kurulum desteği verdiğini açıkladı. Bu süreçte Türk start up’lara Bahreyn’deki start up ekosistemine hızlı giriş ve sunulan fırsatlardan yararlanma imkânı sunacak. Türk start up’lar bu hızlı kurulum süreci ile Bahreyn ve GCC (Körfez Arap Ülkeleri İş Birliği Konseyi) pazarına girebilecekler.

Hızlı kurulum süreci aşağıdaki servisleri kapsayan özel bir danışmanlık hizmeti olarak yürütülecek ve EDB tarafından bu hizmetler start up’lara ücretsiz olarak verilecek:

  • Oturma izni, vize koşulları ve ticari sicili kapsayan pazara hızlı giriş işlemleri
  • Bahreyn merkezli kurum ve kuruluşlar tarafından sağlanan yardım ve finansal desteklere erişim
  • Bahreyn’deki iş geliştirme merkezlerinden ve hızlandırıcı kurumlardan nasıl yararlanılacağına dair rehberlik hizmeti

Bu maddelerin yanı sıra Bahreyn merkezli hızlandırıcılar, iş geliştirme merkezleri ve ortak çalışma alanları Türk start up topluluğuna, işlerini büyütmek ve geliştirmek için ihtiyaç duyacağı bağlantıları kurmalarını desteklemek amacıyla kendi program ve network’lerini de açacaklar.

Sağlanan tüm bu olanaklar başlangıç seviyesindeki start up’lara, gelişmeleri ve GCC ülkeleri de dahil geniş bir pazara ulaşma imkanı sunan Bahreyn start up ekosistemine tam erişim olanağı sunuyor. Bahreyn, komşu ülkelere oranla yüzde 30-40 daha düşük maliyetli operasyon ortamı, kalifiye yerel iş gücü, tüm GCC pazarına erişimi kolaylaştıran coğrafi bir merkez ve start up’ların büyüme ve gelişmesine elverişli bir ortam ve altyapı sunuyor.

Türkiye’nin Bahreyn’deki doğrudan yatırımı 300 milyon dolara yaklaştı

Bahreyn EDB İş Geliştirme ve Start up’lar Müdürü Pakiza Abdulrahman, sunulan imkânlarla ilgili ”Bu olanaklar Türk start up’larına daha fazla erişim sağlayacak. Bahreyn, hızlı büyüyen, bölgedeki en büyük pazar olan Suudi Arabistan pazarını da kapsayan, komşu ülkelere kolay erişim imkânı sunan ve güçlü bağlantıları olan bir pro-start up merkezi. Bahreyn,teknolojik start-up’lara ürün ve hizmetlerini test etmek, geliştirmek ve ölçeklendirmek için destekleyici bir start up ekosistemi sunuyor.” dedi. Hızlı kurulum sürecinin sunduğu faydalar, 29 Nisan’da Uniq Istanbul’da düzenlenecek Start up Türkiye Fuarı’nda yer alacak Bahreyn EDB standında start up’lara sunulacak.

Türkiye, 2018’de Bahreyn’de gerçekleştirdiği 297 milyon doları bulan Doğrudan Yabancı Yatırım (DYY) ile Bahreyn’e en çok yatırım yapan üçüncü ülke oldu. Bahreyn hâlihazırda İş Bankası, Ziraat Bankası, Yapı Kredi, Finansbank ve Kuveyt Türk gibi Türkiye’nin önde gelen bankalarına ev sahipliği yapıyor. TAV, Orta Anadolu, Gama Holding, Göknur Gıda ve Sönmez Metal gibi şirketlerin yanı sıra gıda ve içecek sektöründe de Mado, Simit Sarayı, Sütiş, ve Köşebaşı faaliyet gösteriyor. Ayrıca Bogazici Ventures (Menapay), Justmop and Mental Up gibi start up’lar da Bahreyn’de operasyonlarını kurma sürecindeler.

Görsel: Pakiza Abdulrahman, Bahreyn EDB İş Geliştirme ve Start up’lar Müdürü

Video yayıncılığında hızın formülü: Yerel veri merkezleri ve CDN

0

Yüksek miktarda veri aktarımı gerektiren video yayıncılığında herhangi bir gecikme yaşanmaması için şehrin merkezinde, ileri teknolojiye sahip ve CDN hizmeti sunabilen veri merkezlerine ihtiyaç var

Türkiye’nin veri merkezi Radore, video yayın hizmetlerinin sıklıkla konuşulduğu şu günlerde, gerekli altyapılar için uyarılarda bulunuyor. We Are Social ve HootSuite’in her yıl yayımladığı Küresel Dijital Raporu‘na göre, Raporda Türkiye’deki kullanıcılar günde ortalama 7 saat 15 dakikalarını internette geçiriyor.

Sorunsuz video deneyimi için altyapı önemli

Yüksek hızlı internetin yaygınlaşmasıyla video tüketiminin her geçen gün arttığına dikkat çeken Radore Veri Merkezi Genel Müdürü Sadi Abalı, “Bölgenin en fazla video tüketilen ülkesi olan Türkiye’deki kullanıcıların çevrimiçi video hizmetlerine hızla adapte olduğunu gözlemliyoruz. Hızla büyüyen bu pazarda tüketicilerin sorunsuz bir video deneyimi için internet ağlarının yanı sıra video hizmeti veren şirketlerin altyapıları da büyük önem taşıyor. Bulut bilişim çözümleri bu devasa verinin saklanması, işlenmesi ve yayınlanması için fırsat sunuyor” dedi.

Yerel veri merkezleri daha hızlı veri aktarıyor

Yerel veri merkezlerinin konumları sayesinde çok daha hızlı veri aktarımında bulunabildiğini belirten Abalı, verinin fiziksel ağlardaki yolculuk mesafesinin, belirleyici faktörlerden biri olduğu bilgisini verdi. Veri merkezlerinin, internet üzerinden sunulan hizmetlerin daha kaliteli ulaştırılması için rolü gün geçtikçe artıyor. CDN (İçerik dağıtım ağı) çözümleri hızlı veri aktarımı konusunda yayıncıların elini kolaylaştırıyor. İnternet siteleri ve uygulamalardaki statik içerikler kullanıcılara en yakın konumdaki CDN sunucusundan iletildiği için yayın sırasında yaşanan gecikme süreleri de azalıyor.

BIO Startup Program’ın beş finalisti küresel temaslar için hazır

0

65 biyogirişimcinin başvurduğu dördüncü BIO Startup Program’da beş finalist belli oldu

Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AIFD) tarafından desteklenen, yürütücülüğünü ReDis Innovation’ın üstlendiği ve bu yıl 65 biyogirişimcinin başvurduğu dördüncü BIO Startup Program’da 5 finalist belli oldu. Online programın ardından 3 günlük bir kampa katılan biyogirişimciler, 19 Nisan’da BIOExpo’daki TÜSEB Güçlü Bir Biyoekonomiye Doğru: Biyoteknolojide Öncelikler ve İşbirlikleri sempozyumu kapsamında düzenlenen BIO Startup Demo Day’de jüri karşısına çıktı. Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen Demo Day’de sunumlarını yapan biyogirişimciler arasından jüri tarafından seçilen beş biyogirişimci, 1-6 Haziran tarihleri arasında Philadelphia’da düzenlenecek BIO Entrepreneurship Bootcamp ve BIO Convention’a katılma hakkına sahip oldu.

BIO Startup 2019 Kazananları

VacciZone Biotech: Dört uluslararası bölgede patent sahibi startup şirketi VacciZone Biotech, milli ve yerli anti-kanser immün tedavi yöntemi geliştiriyor. 


 Vagustim: Geliştirdikleri cihazla kulaktaki vagus sinirini elektriksel olarak noninvazif bir şekilde uyarıyor ve otonom sinir sistemini düzenleyerek migren ataklarının oluşmasını engelliyor. 

Pera Labs: Yapay zeka kullanarak sperm hücresine zarar vermeden, sağlıklı sperm hücrelerini seçip, görüntü işleme algoritmaları ve derin öğrenme modelleri ile DNA kalite analizi yapıyor; günümüzde 10 güne uzayan sürecin yaklaşık bir buçuk saatte tamamlanmasını sağlıyor. 
 
Tarabios: Kan pıhtılaşma süresi ölçüm platformu geliştiriyor. 
 
ELAA Teknoloji: Akciğer kanserine erken teşhis amacıyla 3 boyutlu akciğer navigasyon sistemi için bir algoritma geliştirdi. Günümüzde kullandığımız bronkoskopi cihazlarına doktoru yönlendirecek bir algoritma ekleyerek ulaşılmak istenen noktaya, tam hedefe ulaşmayı sağlamak ve bu noktadan da yüzde doksan sekiz başarı oranıyla biyopsi alınmasını sağlamak amacıyla çalışıyor. 

GarantiOne kapanıyor

0

iGaranti’den GarantiOne’e dönüşen uygulama kapanıyor

Garanti Bankası, GarantiOne mobil uygulamasını kapatma kararı aldı. Bankanın paylaştığı açıklamaya göre, GarantiOne yarın kapatılıyor. Açıklamada, “…Gördük ki, GarantiOne kullanıcılarının büyük çoğunluğu aynı zamanda Garanti Cep’i de kullanıyor. Biz de tüm teknolojik yatırımımızı Garanti Cep’e odaklayarak sana yaşattığımız dijital bankacılık deneyimini güçlendirmek istiyoruz. Bu nedenle, 25 Nisan 2019 tarihinden itibaren GarantiOne’dan hizmet vermeyi sona erdiriyoruz…”ifadesine yer veriliyor. 

GarantiOne altı yıl önce iGaranti adıyla duyurulmuştu

GarantiOne aslında 2013’te iGaranti adı altında hayata geçirilen bir projeydi. iGaranti’nin sloganı “Paranı senden çok düşünen biri”, Twitter etiketi #biriolsaşeklinde açıklanmıştı. Garanti Bankası bu projeyi 2016’da GarantiOne adı altında yeniledi ve 18-25 yaş arası gençler için kullanıma sundu. Hedef kitlesinin ihtiyaçlarına özel üretilmiş, Facebook, Twitter ve Foursquare bağlantılı sosyal mobil platform; tüketicinin finansal kararlarını kolaylaştıran ve onları doğru zamanda doğru şekilde yönlendiren teknolojilerle donatılmıştı. GarantiOne ayrıca Mazhar Alanson’un oynadığı reklam filmiyle de dikkat çekmişti: 

https://www.youtube.com/watch?v=JsaR0qVNNZk

Bu arada, Garanti Bankası’nın aktardığı verilere göre, banka 2018 sonu itibarıyla 6,5 mobil bankacılık müşterisine sahip olduğunu not edelim. Bu rakam, 2017’de 5 milyon düzeyindeydi. 

 

 

 

 

65 ülkeden 100 girişim Startup Turkey’de bir araya geliyor

0

Hızlandırıcı programı ve erken aşama yatırımcısı Etohum, 11. Startup Turkey etkinliğinde dünyanın dört bir yanından girişimciyi İstanbul’da bir araya getirmeye hazırlanıyor. 130 bin başvurunun arasından katılmaya hak kazanan 65 ülkeden 100 girişimciyi, 26 – 29 Nisan tarihleri arasında Etohum Yatırımcı Kulübü’ndeki firmalarla ve Silikon Vadisi’ndeki yatırımcılarla buluşturarak network fırsatı sunacak.

Start-up  dünyasından önemli isimler İstanbul’da

John Sharp (Hatcher+ Kurucusu), Amy Cosper ( Entrepreneur Dergisi Editörü) Yousef M. Hamidaddin ( MENA Innovation Avukatı) Özgür Altan (Avrupa Yatırım Fonu (EIF) Yatırım Müdürü) Ali Karabey (212 Genel Müdürü), Michael Finkbeiner (Legwork Venture Groupe Genel Müdürü), Doris Kaiserreiner (Startup Turkey İş Mentoru, Kei Hareyama (Faster Capital Mentoru), Victor Guixer Martin (Guixer & Partners Yönetici Ortağı), Girişimci ve Gwendolyn Regina ( Girişimci ve APAC Mashable Eski Strateji Başkanı) ve Bill Kenney ( Test My Pitch Kurucusu) gibi start-up dünyasından önemli isimler Startup Turkey’e katılmaya hak kazanan girişimlere deneyimlerini aktaracak. 

Görsel: Burak Büyükdemir, Startup Turkey Kurucusu

 

Martech Awards sahiplerini buluyor

0

Pazarlama ve teknolojiyi en iyi kullananlar ödüllendiriliyor

Pazarlama ve teknolojiyi en iyi kullanan markaların ödüllendirildiği Martech Awards sahiplerini buluyor. 25 Nisan’da Uniq Hall Istanbul’da pazarlama teknolojilerini (martech) en iyi kullanan markalar ödüllerini alacak.

Beş ana ve 41 alt kategoride işler yarışacak

İlki geçen yıl düzenlenen Martech Awards’da bu yıl beş ana kategori ve bu kategorilerin altında toplam 41 kategori bulunyor. Ödülllerdeki ana kategoriler şöyle: Teknoloji ödülleri, kullanım kategorileri, mecra kategorileri, sektörel kategoriler ve özel kategoriler. Alt kategorilere ise en iyi CRM teknolojisi, en iyi programatik kullanımı, basılı mecralarda en iyi teknoloji kullanımı, sağlık sektöründe en iyi teknoloji kullanımı ve en iyi martech start-up’ını örnek olarak verebiliriz. Martech Awards’un 2019 kısa listesinde 100’e yakın iş yer aldı. Yarışmaya başvuran iş sayısı ise 120 oldu. 

Jüri başkanı Tansu Yeğen

Pazarlamasyon.com’un bu yıl ikincisini düzenlediği Martech Awards’un jüri başkanlığını UiPath Türkiye Genel Müdürü Tansu Yeğen üstleniyor.

Görsel: Martech Awards 2018 ödül töreninden bir kare 

Kripto paralar hayatta kalabilecek mi?

Kripto para sektörünün önemli isimlerinden biri olan Gavin Brown, sektörün geleceği hakkında konuştu. Peki kripto paralar gelecekte hayatta kalabilecek mi?

Kripto paralar büyük ölçüde devam edemeyecek

Kripto para sektörüne yönelik yatırım şirketi Blockchain Capital’in kurucu ismi Gavin Brown, sektörün geleceğine yönelik kendi ön görülerini paylaştı. Brown’a göre gelecekte kripto paraların büyük bir çoğunluğu varlığını sürdüremeyecek. Hatta piyasadaki kripto para sayısı bir elin parmaklarını bile geçemeyecek.

Ancak Brown’a göre kripto para sektörü bu şekilde daha güçlü hale gelecek. Doğru yatırımla bu kripto paralara yönelen kişiler, büyük bir kazanca sahip olacak. Brown, doğru kripto parayı seçmenin de çok zor bir seçim olacağını söylüyor.

Facebook’un kripto para çıkarma planı hakkında da konuşan Brown, Facebook’un sektöre canlılık getireceğini söyledi. Ayrıca Facebook’un çıkaracağı kripto paranın performansının, kendisini de meraklandırdığını söyledi.

Çin, tıbbi çalışmalar için sıkı kurallar koydu!

0

Geçen yıl Çinli bilim insanının genetiği değiştirilmiş bir bebek dünyaya getirmesi hem Çin’de hem de dünyada büyük tepki gördü. Bilim insanının bu tıbbi çalışması yeni kurallar koyulmasına neden oldu. Çin artık tıbbi çalışmalar ile ilgili sıkı kurallar uygulamaya başlayacak.

Son yapılan açıklamaya göre, Çin’in en üst düzey yasama organı, bu tarz araştırmalara sıkı kurallar getirecek. Artık, tıbbi araştırmalar yapabilmek için bazı izinler almak gerekecek. 

Güney Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Doçent Doktor He Jiankui‘nin dünyaya getirdiği genetiği değiştirilmiş bebeğin ardından bilim dünyası ayağa kalktı. Çinli yetkililer de bu duruma sessiz kalmadı. Jiankui’nin araştırmaları yasaklandı. 

Yüzlerce uluslararası bilim insanının yanı sıra Çinli yetkililer ve kurumlar da He’yi kınamış ve üreme amaçlı insan embriyolarında yapılan gen düzenlemesinin Çin yasalarına ve tıp etiğine aykırı olduğunu belirtmişti.

Çin’de yapılan tıbbi ve insanı araştırmalar artık daha yakından incelenecek. Yeni yasaya göre ilerleyen yıllardaki çalışmaların yapılması için etik kuralların yanında idari makamlardan da onay alması gerekecek.

Lonca Girişimcilik Merkezi dördüncü döneme 11 startup’la başladı

0

Kuveyt Türk’ün yeni fikirleri destekleyip geliştirerek ülke ekonomisine kazandırmak amacıyla hayata geçirdiği Lonca Girişimcilik Merkezi’nde dördüncü dönemde eğitimlere başlandı

Kuveyt Türk tarafından kurulan Lonca Girişimcilik Merkezi, yüzlerce başvuru arasından seçtiği 11 girişimciden oluşan ekiple dördüncü dönemine başladı. Yeni dönem ekiplerinin tanıtım toplantısı, Lonca’nın ilk döneminden itibaren girişimcilere Türkiye’nin çeşitli illerinde çalışma alanı sağlayan Workinton’un Sapphire ofisinde gerçekleştirildi. Toplantıya, Kuveyt Türk Bankacılık Servis Grubundan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İrfan Yılmaz, Workington CEO’su Cihan Seyithanoğlu, mezun girişimciler, yeni dönem girişimciler, Kuveyt Türk’ün iş ortakları ve davetliler katıldı.

İyi fikri bulmak kolay, önemli olan iyi bir ekip kurup çok çalışmak

Lonca Girişimcilik Merkezi ile dördüncü dönemde girişimcileri desteklemeye ve geliştirmeye devam ettiklerini ifade eden Kuveyt Türk Bankacılık Servis Grubundan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İrfan Yılmaz, “Lonca’nın dördüncü dönemine başlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Çok yoğun ilgiyle karşılaşıyoruz. Her dönem yüzlerce startup başvuruyor. Çok güzel fikirler var. Startup’ların arasından seçim yapmakta zorlanıyoruz. İyi fikir üretmek iyidir ama yeterli değildir. Çünkü iyi fikirleri bulmak inanın çok kolay. Önemli olan iyi bir ekip kurmak ve çok çalışmak. Başarıyı bunlar getiriyor. İyi bir fikir gibi durmayan işler bile bazen çok iyi bir ekiple ve çalışmakla çok iyi bir yere getirilebiliyor” dedi.

Lonca Girişim Merkezi’nin dördüncü döneminde yer alan 11 startup ve faaliyet alanları ise şu şekilde:

Architicket: Güncel yapı planlarını tüm çalışanların erişimine kolayca sunan, yapı işlerini ve şantiye çalışanlarını etkin yönetmeye yarayan, verimlilik, performans değerlendirmesi raporlama ve iletişim gibi çözümler sunan inşaat ve yapı yönetim aracı. architicket.com

biProjeksiyon: Günlük hayatta kullanım yoğunluğu düşük ve satın alma maliyeti yüksek olan, dolayısıyla pek hazırda bulun(durul)mayan projeksiyon cihazlarının “kiralama yöntemiyle” hizmete sunulması. biprojeksiyon.com

Kube: Birçok lokasyondaki Otel ve Hazır ofiste çalışmayı, toplantılar gerçekleştirmeyi, abonelik ve kontör altyapısı sayesinde hiçbir operasyon ile uğraşmadan sağlayan uygulama. kube.company

Sopyo: İnternet üzerinde çok kanallı satış yapan veya yapmak isteyen KOBİ’lerin e-ticaret operasyonlarını tek bir noktadan yönetmelerini sağlayan SAAS çözümü. sopyo.com

Frise: Kullanıcılarının envanterine göre yemek tarifleri öneren akıllı bir mobil uygulama. friseapp.com

Yeşil Diyafon: Ev, iş yeri, kampüs gibi temel yaşam alanlarında oluşan atıkların ilk aşamadan tasniflendirilerek değere dönüştürülmesini ve bu sürecin tüm zahmetlerden arındırılarak dönüşüm bilincinin davranış biçimi haline getirilmesini sağlayan bir geri dönüşüm süreç yönetimi. instagram.com/yesildiyafon

Predy: Yayıncı, ajans ve çok markalı şirketler için sosyal medya analizi, tahmini ve optimizasyon önerileri veren bir platformdur. Özellikle yayıncıların sosyal medya reklamlarının en yüksek ROI değerlerine ulaşması için reklam önerileri vererek deneme-yanılma yaklaşımına alternatif sağlar.  getpredy.com  

StuffApp: Elektronik eşyaların her an her yerden, iyi fiyat avantajıyla korunmasını sağlayan bir mobil uygulama platformu. stuffapp.net

FilameX: 3 boyutlu yazıcıların sarf malzemeleri olan filamentleri atık plastiklerden geri dönüştürerek ürettirmeyi hedefleyen bir girişim. 3dfilamex.com

Booking For Kid: Türkiye’nin ilk ve tek çocuk bakım rezervasyon portalı. bookingforkids.com 

Pollective: Markalar ile tüketicileri doğrudan bir araya getiren dijital araştırma platformu. pollective.com.tr

e-Devlet’ten abonelik ve fesih 1 ayda 1 milyonu geçti

0

1 Mart’tan bu yana e-Devlet üzerinden 1 milyon 264 bin 403 elektrik, doğalgaz abonelik, fesih ve sorgulama işlemi gerçekleştirildi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 1 Mart’tan bu yana e-Devlet üzerinden bir milyon 264 bin 403 elektrik, doğalgaz abonelik, fesih ve sorgulama işlemi yapıldığını söyledi. 

TBB Risk Merkezi Raporu da e-Devlet’ten alınabiliyor

Fuat Oktay, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, ilgili bakan yardımcıları ve bürokratların katılımıyla düzenlenen “Bürokrasinin Azaltılması ve Dijital Türkiye” toplantısına başkanlık etti. Toplantıda, Dijital Türkiye Versiyon 1.0’da gelinen son durum, kurumların e-Devlet’e entegre ettikleri hizmetler ve sunulan hizmetlerde fiziksel olarak istenen belgelerin kaldırılmasında gelinen aşama ve siber güvenlik konusu ele alındı. Oktay, toplantıda yaptığı konuşmada, Mart ayında elektrik, doğalgaz abonelik işlemleri ile Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi Raporu hizmetlerini e-Devlet üzerinden vermeye başladıklarını hatırlattı. 

Bir günlük işlemler beş dakikada bitiriliyor

Cumhurbaşkanı Yardımcısı, “1 Mart’tan bu yana e-Devlet üzerinden bir milyon 264 bin 403 elektrik, doğalgaz abonelik, fesih ve sorgulama işlemi gerçekleştirildi. 813 bin 334  elektrik abonelik, fesih ve sorgulama işlemi yapılmış. 451 bin 69 doğalgaz abonelik, fesih ve sorgulama işlemi e-Devlet üzerinden gerçekleştirilmiş. Daha önce en az bir gün süren bu işlemleri artık 5 dakikaya kadar indirdik. Zamandan çok önemli tasarruf sağlandı” diye konuştu.

[Araştırma] Beş yıl içinde en yüksek IP trafiği artışı Orta Doğu ve Afrika bölgesinde görülecek

0

Cisco Görsel Ağ Endeksi (VNI) tahminlerine göre, 2022 senesine dek 4,8 milyar internet kullanıcısının olacak ve bunların 549 milyonunu Ortadoğu ve Afrika bölgesindeki kullanıcıların oluşturacak. VNI, bölgede ve tüm dünyada dijital ortamda değişmekte olan trendlere ve davranışlara ışık tutuyor.

Cisco’nun Görsel Ağ Endeksi Tahminleri’ne göre, Orta Doğu ve Afrika bölgesinde 2022 senesine kadar IP trafiği artışında dört kilit unsur etken olacak:

İnternet kullanıcı sayısında yüzde 9’luk bir artış

İnternet kullanan kişi sayısı 2017’de bölge nüfusunun yüzde 23’üne denk gelirken, 2022 senesinde yüzde 32 olacak. Dijitalleşme, bölgedeki birçok ülkenin ulusal gündem maddelerinin başında yer alıyor. Cisco 2022’de Ortadoğu ve Afrika bölgesinde yaklaşık 549 milyon internet kullanıcısının olacağını ve 2017’ye göre yüzde 41’lik bir artışa denk gelecek bu artışın IP trafiğindeki en yüksek artış olacağını öngörüyor.

Artan sayıda bağlantı

Cisco 2022 senesinde ağa bağlanan yaklaşık 2,6 milyar cihazın olacağını, bunun Ortadoğu ve Afrika bölgesinde kişi başına 1,4 ağ bağlantılı cihaza denk geleceğini tahmin ediyor. PC olmayan cihazlar 2022 itibariyle bölgedeki internet trafiğinin yüzde 91’ini teşkil edecek. Tahmini ortalama mobil ağ bağlantı hızlarının yüzde 28 oranında artacağı ve 2022 senesine kadar Internet bağlantı özellikli akıllı cep telefonu sayısının 1,2 trilyona ulaşacağı düşünüldüğünde, özellikle akıllı cep telefonlarının MEA bölgesinde Internet trafiğinin yüzde 79’unu oluşturması bekleniyor. Cisco, artan bağlantı sayısının tüm sektörlerde ve akıllı evlerde yapay zekâ (AI) ve makine öğrenmesi (ML) teknolojileri için yeni fırsatlar yaratmasını bekliyor.

Daha yüksek geniş bant hızları

Genişbant bağlantı hızı IP trafiğindeki artışta kilit etken unsurlardan biri olduğundan, Cisco 2017-2022 seneleri arasında geniş bant hızlarının iki katından fazla artacağını tahmin ediyor. Bu doğrultuda, Orta Doğu ve Afrika bölgesinde 2017’de 7,8 Mbps olan geniş bant hızlarının 2022’de 20,2 Mbps’ye yükselmesi bekleniyor. Bu artış işletmelerin ve bireysel kullanıcıların çok daha hızlı ve verimli çalışmalarını mümkün kılacak. Bu hız artmaya devam ettikçe, yüklü dosya indirme işlemleri saatler yerine yalnızca dakikalar ve hatta zamanla saniyeler alacak.

Daha fazla zengin medya içeriği ve uygulamaları

Zengin medya açısından, veri ağırlıklı dosyalar ve videoların 2022 senesi itibariyle Orta Doğu ve Afrika bölgesindeki IP trafiğinin yüzde 81’ini oluşturması bekleniyor. 2017’de bu oran yüzde 65’ti. Zengin medya kullanımlı internet trafiğinde öngörülen yüzde 16’lık artışın bir bölümü, Ortadoğu ve Afrika bölgesinde cihaz odaklı (OOT) film, televizyon ve müzik yayını hizmetlerinin hızlı büyümesinden kaynaklanıyor. Çevrimiçi oyunlar giderek popülerleştiği için Cisco, 2017’deki internet oyun trafiğinin beş katına çıkarak 2022 yılı itibarıyla MEA bölgesindeki toplam IP trafiğinin %1’ini oluşturacağını tahmin ediyor.

Cisco’nun Görsel Ağ Endeksi (VNI) Tahmini ve Orta Doğu ve Afrika bölgesini etkilemesi beklenen değişiklikler üzerine görüşlerini açıklayan Cisco Ortadoğu ve Afrika Başkan Yardımcısı David Meads şunları söyledi: “İnternetin katlanarak büyümekte olduğunu inkâr edemeyiz. Dijitalleşme, ekonomik büyüme için kritik bir güç teşkil ediyor. Dolayısıyla işletmeler tepkisel değil proaktif bir yaklaşım benimsemek zorunda. DDos saldırıları yapıldığında, ülkenin o anki toplam internet trafiğinin yüzde 25’ine kadarını oluşturabiliyor. Kuruluşlar uygun siber savunma mekanizmalarını uygulamaya alarak tüm saldırı süreci boyunca –saldırı öncesi, sonrası ve sırasında– kendilerini koruyabilir. Birleşik Arap Emirlikleri gibi inovasyonu savunan ülkeler sayesinde, internet hayatımızı çok farklı şekilde değiştirdi ve değiştirmeye devam ediyor.”

[Araştırma] Geleceği yönlendirecek dört ana işgücü eğilimi

0

İnsan kaynakları ve yönetim danışmanlığı firması Mercer’ın 2019 Küresel Yetenek Trendleri Araştırması, öncü şirketlerin 2019’da izlediği ilk dört İK trendinin ‘İşi gelecekteki değerle uyumlu hale getirmek’, ‘güçlü marka etkisi oluşturmak’, ‘İş deneyimini düzenlemek’ ve ‘yeteneğin yönlendirdiği değişimi sağlamak’ olduğunu ortaya koyuyor. İş hayatına dair yeni etkenlerin değerlendirildiği, değişimle ilgili kritik kopuklukların tanımlandığı ve 2019’da büyümeyi yakalamak için önerilerin yer aldığı araştırmaya, dünya genelindeki 16 coğrafyadan ve 9 kilit sektörden 7 bin 300’den fazla üst düzey yönetici, İK lideri ve çalışan katıldı.

Araştırmaya göre, 2018 yılındaki yüzde 26’lık orana kıyasla yöneticilerin yaklaşık dörtte üçü (yüzde 73) önümüzdeki üç yıl içinde önemli bir karmaşa bekliyor. Yöneticiler kuruluşlarını geleceğe hazır hale getirmeye odaklanırken, beceri açığını kapatmak ve çalışanlarda değişim yorgunluğunun üstesinden gelmek bu dönüşümün hızını kesebilecek faktörler arasında gösteriliyor. Her üç yöneticiden biri, şirketlerinin insan sermayesi risklerini azaltma konusunda endişelerini ifade ediyor.  

Çalışanlar istikrar ve iş güvencesi istiyor

Günümüzün bu belirsizlik ikliminde çalışanlar ise önce istikrar arıyor. Araştırma, iş güvenliğinin, çalışanların şirketlerine katılmasının en önemli üç nedeninden biri olduğunu ve bunun şirkette temel kalış nedeni olduğunu ortaya koyuyor. Ancak her üç çalışandan biri, yapay zekânın ve otomasyonun kendilerini işlerinden edeceği endişesini taşıyor. Çalışanların kendilerini güvende hissetmesine yardımcı olmanın yolu, insanî bağlarını geliştirmek olarak gösteriliyor. Başarılı çalışanlar şirketteki rollerini ‘ilişki odaklı’ ve çalışma ortamlarını ‘iş birliğine dayalı’ olarak tanımlıyor. Pozisyonlarını bu şekilde tanımlayanların oranı diğer çalışanlara göre iki kat daha fazla.

İşi gelecekteki değerle uyumlu hale getirmek

Yapay zekâ ve otomasyon sistemleri, iş hayatında rekabetçi ortamı dönüştürmeye devam ederken, şirketlerin yüzde 60’ı önümüzdeki bir yıl içinde daha fazla işi otomasyona geçirmeyi planlıyor. Şirket yöneticileri, işin yeniden tasarımını, yatırım getirisi en yüksek potansiyele sahip olan yetenek yatırımı alanı olarak tanımlıyor. Çalışanların yüzde 65’i ise sorumluluk alanlarının daha net bir şekilde tanımlanmasını talep ediyor.

İK açısından zorluklar, ‘entegre bir çalışan stratejisi oluşturmak’ (yüksek büyümeye sahip şirketler tarafından dört kat daha fazla kullanılan bir yaklaşım), ‘şirketin gelecekteki büyüklüğü ve yapısıyla ilgili kararları etkilemek için doğru yetenek tahlillerini geliştirmek’ şeklinde sıralanıyor. Bununla birlikte, şirketlerin yalnızca üçte biri yatırım, satın alma, borçlanma ve otomasyon stratejilerinin iş üzerinde olumlu bir etkisi olacağına inanıyor.

Güçlü marka etkisi oluşturmak

Çalışanlar ve iş arayanlar, öncelikle bir şirketin iş süreçlerini nasıl yürüttüğüne ve markasının değerini nasıl koruduğuna önem veriyor. Bununla birlikte daha sosyal, şeffaf iletişimin esas alındığı yeni iş dünyasında, bir şirketin tüketici markası ile yetenek değer önerisi arasındaki çizgiler belirsizleşiyor. Başarılı şirketlerin öne çıkan özelliği ise markalarının tüm iş gücü segmentlerinde etki uyandırdığından emin olmaları. Yetenek değer önerisini, taşeron işçiler gibi farklı gruplara yayma oranı, orta düzeyde büyüme gösteren şirketlerde yüzde 47 iken, büyümesi yüksek şirketlerde bu oran yüzde 68. Bir kuruluşun toplam ödül felsefesi, marka değerlerinin parlayabileceği alan olarak görülüyor. Çünkü araştırmaya göre, başarılı çalışanların ücret ve terfi kararlarında adil davranan bir şirkette çalışma olasılığı dört kat daha fazla.

İş deneyimini düzenlemek

Şirketlerin en iyi yetenekleri elde tutmak için pratikte etkili ve yararlı bir deneyim sunmaları büyük önem taşıyor. Çalışmaya  göre, başarılı çalışanların, hızlı karar vermeye imkân sunan (yüzde 26’ya karşılık yüzde 81) ve işlerini etkili bir şekilde yapmaları için araç ve kaynak sağlayan (yüzde 30’a karşılık yüzde 82) şirketlerde çalışma olasılıkları üç kat daha fazla. Çalışanlar, şirketlerinden kişiselleştirilmiş ve basitleştirilmiş profesyonel gelişim planları sunulmasını talep ediyor. Çalışanların yarısından fazlası (yüzde 56) becerilerini geliştirmek ve gelecekteki işlere hazırlanmak için planlanmış öğrenme programları istiyor. Bu noktada da teknoloji her zaman kritik bir role sahip. Yüksek büyüme gösteren şirketlerin çalışanlarına tam dijital bir deneyim sağlama olasılıkları, orta ölçekte büyüme gösteren şirketlerin iki katı olarak gözüküyor.

 Yeteneğin yönlendirdiği değişimi sağlamak

Yeteneğin değişimin merkezinde olduğundan emin olmak için insan kaynaklarının iş dönüşümünde söz hakkının olması gerekiyor. Rapora göre, insan kaynakları liderlerinin yüzde 61’inin büyük değişim projelerinin hayata geçirilmesinin planlanmasında ve yüzde 54’ünün bu planların uygulamaya geçirilmesinde aktif rol aldığı görülüyor. Ancak, her 5 insan kaynakları liderinden sadece 2’si dönüşüm girişimlerinin fikir oluşturma adımında rol alıyor. İnsan kaynakları departmanları, çalışan moralini, değişiklikleri kalıcı hale getirmenin önündeki önemli bir engel olarak görüyor: ‘Çalışanın değişimden yıpranması’ ve ‘çalışanlarının güven hislerindeki düşüş’ önümüzdeki yılın en önemli iki zorluğu olarak ortaya çıkıyor. Bu bulgular, dönüşüm çabalarının insan merkezli tasarıma odaklanması gerektiğine ve ayrıca insanların değişimi nasıl deneyimlediğini ve kucakladığını anlamak için yeni yetenek ölçütlerine duyulan ihtiyaca işaret ediyor.

Araştırma hakkında görüşlerini paylaşan Mercer Türkiye Genel Müdürü Dinçer Güleyin, “Araştırma gösteriyor ki, şirketler, çalışanların bağlılığına daha fazla yatırım yapmak durumunda. İş dünyasının geleceği, tutarlı bir kimlik algısı oluşturarak, bağlantılar kurarak ve deneyimleri kişiselleştirmek için verileri kullanarak günümüz iş gücüne hitap eden bir iş ortamı oluşturmaya dayanıyor. Geleceğe hazır olmanın anahtarı, işleri ve insanları değerin oluşturulduğu noktada buluşturmak ve geleceğe hazır çalışanların becerileri ve davranışlarını ödüllendirmek için etkin mekanizmalar kurmaktan geçiyor” dedi.