Google’ın akıllı ceketi piyasaya çıktı

Google, bir yıl önceki geliştiriciler forumunda, Levi’s ile beraber akıllı kumaştan, özelliklerle bisiklet kullananlar için akıllı bir ceket geliştirdiğini duyurmuştu. Google o ceketi artık piyasaya sürdü. Levi’s mağazalarında satılacak ürün, 350 dolar fiyatla müşterisiyle buluşacak.

Levi’s Commuter Trucker Jacket isimli ceket sayesinde kullanıcılar sadece ceketin kol manşetindeki sensöre dokunarak müziğin sesini açıp kapatabiliyor, Navigasyon yönlendirmelerini duyabiliyor, gelen aramalara cevap verebiliyor, sesli komutlar vererek telefonla aramalar yapabiliyor.

Yeni ceket iOS ve Android cihazlarıyla uyumlu çalışıyor. Cektin koluna takılan kablosuz adaptör çıkarıldığında ise ceketi yıkamak mümkün oluyor. 

Cihazın tanıtımı için yayınlanan videoyu aşağıda izleyebilirsiniz:

 

Dijital reklamlarda Instagram tercihi

1

Sosyal medyanın gücü, dijital pazarlama ve reklamlarda kendini her geçen gün daha da fazla gösteriyor. Instagram tarafından açıklanan son rakamlar bu gerçeği destekler nitelikte.

Instagram’a reklamveren rakamı uçtu gitti

Dijital reklamcılık ve sosyal ağ her geçen gün çok daha entengre bir şekilde büyüyor. Reklamcılık çalışmaları için biçilmiş kaftan olan sosyal medya ağları arasında en popüler markalardan biri olan Instagram, aktif reklamveren sayısında da çok ciddi bir artış yaşıyor.

Instagram tarafından verilen bilgiye göre, 2017 yılının Mayıs ayında 1 milyon aktif reklam veren varken, bu rakam aradan geçen 4 aylık süreçte 2 kattan fazla artış gösterdi ve 2 milyon barajını aştı. Instagram’ın yoğun kullanımı, elinde tuttuğu genç kitle ve pratik erişim-etkileşim ağı, reklam verenlerin çalışmalarını Instagram’a yoğunlaştırması için yeterli sebepleri oluşturuyor.

YouTube’da en çok izlenen kısa reklamlar!

Reklam veren işletmelerin standart görsel ve video paylaşımına ek olarak, en çok kullanılan özelliklerden biri olan hikaye moduna da yöneldikleri ortaya çıktı. Instagram tarafından açıklanan verilere göre, işletmelerin yarısı geçtiğimiz ay içinde Instagram hikayelerini kullanarak reklam çalışması yaptı. 

Her geçen gün büyüyen Instagram, kullanıcıların olduğu kadar reklamveren işletmelerin de ilgi odağı. Kullanıcı ve işletme arasındaki etkileşim ise %80 seviyelerine kadar ulaşmış durumda. Bu platformda video izleyenlerin %60 gibi önemli bir kesimi videolar sesli olarak izliyor.

Sunduğu bu şartlarla reklam veren işletmeler için her anlamda çok cazip olan Instagram hakkındaki dikkat çeken rakamlar ise şu şekilde sıralanıyor;

  • 2017 yılının Mart ayından bugüne 1 milyondan 2 milyona yükselen aylık aktif reklam veren
  • İşletmeler hakkında araştırma yapıp etkileşime giren abone sayısı 180 milyon olmuş durumda
  • Geçen ay, işletmelerin %50 gibi bir kısmı hikaye bazlı reklam paylaşımı yaptı.
  • Birleşik Krallıklar reklam veren büyümesine en çok katkıda bulunan ülkelerden biri.
  • En çok kullanan sektörler; e-ticaret, paketlenmiş tüketici ürünleri, satış, eğlence-medya, ve oyun.
  • Canlı yayın özelliğini kullanan işletmeler, kullanmayanlara kıyasla 1.5 kat daha fazla beğeni alıyor.
  • 15 milyon işletme artık Instagram’da bir iş hesabı kullanıyor. En büyük talep ise Birleşik Devletler, Brezilya, Endonezya, Rusya ve Birleşik Krallıklardan…
  • Instagram kullanıcılarının %80’lik dilimi ilgilerini çeken marka ve işletmeleri takip ediyor

 

Twitter “Lite” versiyonunu teste başladı

0

Twitter aslında çok ağır bir uygulama olmamasına rağmen talep ettiği veri transferi boyutu büyük boyuta ulaşabildiği için internet alt yapısının güçlü olmadığı, bağlantıların zayıf, pahalı veya yetersiz olduğu bölgelerde Twitter’ı kullanmak sorun yaratabiliyor.

Sosyal medya servisi şimdi dünyanın her yerinde Twitter hesabına ulaşmak isteyenler için uygulamanın “Lite” versiyonunu teste başladı.

İlk aşamada Android üzerinde çalışacak Twitter Lite, normal uygulamaya göre daha az veri transferi gerektirecek. Böylece uygulamayı zayıf bağlantı ile kullanmak da mümkün olacak.

Sadece 3MB boyutundaki uygulama kullanım sırasında da  %70 oranında daha az veri transferi gerçekleştirecek. Android 5.0 ile çalışacak uygulama 2G ve 3G ağlarda Twitter’a hızlı bir şekilde bağlanmak için uygun bir çözüm sunacak. 

Duracell reklamı zirveye nasıl çıktı?

0

YouTube’da yer alan 6 saniyelik video arası reklamlarda kısa sürede en çok izlenen reklam arasına giren Duracell‘in sırrı ne? 6 saniyelik bu reklamın zirve yolundaki detaylar neler oldu?

Duracell reklamı en çok izlenen reklamlardan oldu

YouTube’un video aralarına yerleştirdiği “buffer ads” olarak adlandırdığı 6 saniyelik video reklamları, izlediğiniz video içeriklerin yüklenmesi sırasında izleyicileri oyalayan ve sıkılmasını engelleyen reklamlar olarak tanımlanabilir. Bu reklamların en önemli noktası ise 6 saniyelik süre içinde izleyenleri videoda tutabilmesi ve doğal olarak istenilen mesajı verebilmesi.

Bu noktada buffer ads tanımlı videoların tasarlanması ve vurucu şekilde hazırlanması son derece önemli. Kısa bir süre önce hazırlanan Duracell reklam videosu, kısa sürede en çok izlenen reklamlar arasına girmeyi başardı. 

Tembellere maaş ödetecek proje!

YouTube’un en çok izlenen 20 kısa reklamı arasında 7. sıraya çok hızlı bir şekilde çıkan Duracell reklamının başarısını Pazarlama Başkan Yardımcısı Ramon Velutini açıkladı. Velutini, yayınladıkları reklamın başarısını markanın sembol ikonunu etkileyici bir ses ile kullanmalarına bağladı. Markanın tepe noktası bakır başlı olan ürününün görseli ve kullanılan ses ile reklamın mesajı çok net bir şekilde verilmişti. “Trust is Power” mesajı ile yayınlanan reklam büyük bir başarı yakaladı.

https://youtu.be/qeT9nw9dfi8

Duracell’de olduğu gibi bir çok site, pazarlama hedeflerini bu tip mikrovideolarla entegre etmeye başladı. Bu süper kısa reklam çalışmaları, özellikle sosyal medya ve video servislerinde daha sık tercih ediliyor. 6 saniyelik reklam pazarının büyümesi bekleniyor. Televizyondan dijitale ve telefon ekranlarına geçiş devam ettikçe, bu tip reklamların da sayısının bir çığ gibi büyümesi kaçınılmaz. Bu noktada ise mesajı olabildiğince hızlı ve etkileyici bir şekilde vermek kaçınılmaz.

YouTube’un en çok izlenen 6 saniyelik reklamları

Yukarıdaki linke tıklayarak, YouTube’daki en başarılı kısa reklamları izleyebilirsiniz. 

Kredi kartınızı bu uygulamayla koruyun!

1

Günümüzde ne yazık ki insanları dolandırmak ve bilgilerini çalmak için birçok farklı yöntem deneyen dolandırıcı bulunuyor. Bunlar kimi zaman internet üzerinden bilgilerimizi çalmaya çalışırken, kimi zaman da kart kopyalama tekniğini kullanarak fiziksel olarak bilgilerimizi ele geçirmeye çalışıyor.

Böylesi insanlar yüzünden satın aldığımız benzini kredi kartımızla öderken aslında saniyeler içerisinde kart bilgilerimizi kaptırmamız içten bile değil. İşte böylesi durumlardan kaçınmak için çevrede kart kopyalama cihazlarını tarayan ve size güvende olup olmadığını söyleyen bir Android uygulaması geliştirildi: Skimmer Scanner.

Skimmer Scanner uygulaması neler sunuyor?

Şimdilik sadece Android platformunda yer alan; açık kaynak kodlu ve tamamen ücretsiz olan bu uygulama Bluetooth cihazlarını tarayarak aralarında kart kopyalama cihazı olup olmadığını kontrol ediyor.

Her bir tarama yaklaşık 30 saniye sürüyor ve taramanın sonunda çevrede kart kopyalama cihazı olup olmadığını size söylüyor.

Uygulamayı buradan indirebilirsiniz.

YouTube reklamverenler için Director Mix’i duyurdu

0

YouTube, markaların videolar arasına yerleştirdiği reklamları TV’lerde yayınlanan standart reklamlarından farklılaştırmasını istiyor. Böylece hem seyircilerin sıkılmasını engellerken hem de markaların daha fazla kullanıcıyı çekerek kazanç sağlamasına destek olmayı amaçlıyor.

Ancak çoğu markanın YouTube için farklı reklamlar yaratmak için yeterince kaynağı bulunmuyor. YouTube bu noktada reklam ajansalarının ve reklamverenlerin işini kolaylaştıracak yeni bir çözümü duyurdu. 

Director Mix isimli uygulama ile reklamverenler bir reklamın farklı anlamlı çekilmiş farklı segmentlerini ayrı ayrı yüklediklerinde, YouTube bu segmentleri değişik sıralarda birleştirerek, aynı ürün için binlerce farklı reklam varyasyonu oluşturabiliyor. Böylece ajanslar veya reklamverenler binlerce farklı reklam kurgusunu işlemek ve binlerce farklı video yaratmak gibi imkansız bir uğraşın içine girmeden, YouTube’da vide seyreden kullanıcıların karşısına her seferinde farklı bir reklam videosu ile çıkma imkanı buluyorlar.

Bu yeni uygulama ayrıca reklamverenlerin, farklı hedef kitlelere uygun reklam kurgularıyla ulaşmasına da izin veriyor.

Çinlilerin yüzde 84’ü sokağa nakitsiz çıkabiliyor!

0

Wechat Pay tarafından yayımlanan rapora göre Çin halkının yüzde 84‘ü üzerinde hiçbir nakit para olmadan dışarı çıkmakta  bir sakınca görmüyor.

Çin’in sosyal medya devlerinden Tencent grubu, Tayland’ın başkenti Bangkok’ta önceki gün düzenlenen 3. Akıllı Şehirler ve E-Hükümet Üzerine Asya-Pasifik Bölgesel Forumu‘nda Çin’de 2017 yılında mobil ödeme kullanımına dair bir rapor yayımladı.


Katılımcıların yüzde 14’ü tamamen nakitsiz


Rapora göre, katılımcıların yüzde 84’ü evden çıkarken yanına hiç nakit para almamakta bir mahzur görmezken, katılımcıların yüzde 4’ü bunu yapamayacağını, yüzde 12’si ise yaparsa rahat hissetmeyeceğini söylüyor.

Raporu hazırlayan Tencent grubu, aynı zamanda Çin’in en büyük sosyal medya platformlarından WeChat ve mobil ödeme altyapı sağlayıcısı WeChat Pay‘i de bünyesinde barındırıyor.

Çin’deki 324 kentten 6 bin 596 kişinin katılımıyla hazırlanan rapora göre, Çin halkının en az yüzde 40‘ı, 100 yuanın (15 ABD Doları) altında nakit parayla sokağa çıkıyor. Katılımcıların yüzde 14’ü ise tamamen nakitsiz yaşama geçtiklerini belirtiyor.

WeChat Pay sınır ötesi işleri sorumlusu Yin Jie, forumda yaptığı konuşmada, WeChat Pay‘in Çin’de mobil ödeme için dev bir temel attığını, ülkedeki akıllı yaşam uygulamalarını dünyada en ileri noktalara taşıdığını ifade etti.

GM fabrikaları %100 rüzgar enerjisiyle çalışacak

0

Sanayi kurumlarının yüksek karbon izi inkar edilemez bir gerçek. Sanayi kuruluşlarının yüksek enerji ihtiyacı, dünyanın toplam enerji ihtiyacını üst seviyelere taşıyarak talebin karşılanması için petrol, kömür, nükleer enerji gibi seçeneklerin devreye girmesine neden oluyor.

Otomobil üreticisi General Motors şimdi kendi payına düşen görevi yerine getirmek adına ABD’de Ohio ve Indiana’daki fabrikalarını %100 rüzgar enerjisiyle çalıştıracağını açıkladı. Bu aynı zamanda şirketin enerji harcamalarında önemli bir tasarrufa ve elbette araç fiyatlarında da indirime neden olabilecek. 

Markanın bu fabrikalarda üretilen Chevrolet Cruze, Silverado ve GMC Sierra modelleri böylece yüzde yüz yenilebilir enerji ile üretilmiş olacak. 

Şirket ayrıca yakın tarihte, her yıl 100 bin SUV üreten Arlington, Texas fabrikasını da %100 rüzgar enerjisi ile çalıştırmaya hazırlanıyor.

Amazon Ekim ayında Bitcoin kabul etmeye başlıyor

Çin’in ve Rusya’nın dijital parayı yasaklama girişimleriyle ağır darbe alan Bitcoin’in fiyatı bu aralar fırlayabilir. Amazon’dan sızan bilgiler dev e-ticaret şirketinin 26 Ekim’de Bitcoin’le işlem yapmaya başlayacağını duyurmak üzere hazırlandığını söylüyor.

Önemli bir Hedge fonun yöneticisi, 20 şirketin kurucu ortağı, 11 kitabı ve önemli yayınların yöneticisi olarak tanınan James Altucher’ın sosyal medya hesabında duyurduğu bilgiye göre, Amazon Bitcoin ile işlem yapmak için gerekli hazırlıkları tamamladı. Geriye sadece basın açıklamasını yapmak ve web sitelerinde gerekli seçenekleri yayına açmak kaldı.

Ancak Amazon henüz bu konuda bir açıklama yapmış değil ve James Altucher’ın spekülasyon yapıp yapmadığı kesin olarak bilinemiyor. Yine de kaynağın çok güvenilir olması ve daha önce yanlış haberler duyurmamış olması medyanın bu haberi ciddiye almasının en önemli nedeni.

Söylentinin ciddiye alınmasının bir diğer nedeni ise Amazon’un 2016 yılında, Bitcoin’e ve diğer dijital para birimlerine yatırım yapan ve bu para birimlerinin yaygınlaşması için çözümler sunan Digital Currency Group’a AWS üzerinden ortak olması. Amazon’un şimdi bu yatırımına kazanç sağlamak için DCG üzerinden e-ticaret sitelerinde Bitcoin veya diğer para birimlerini kabul etmeye başlaması aslında büyük bir sürpriz olmayabilir.

Zuckerberg 13 milyar dolarlık Facebook hissesi satacak

0

Facebook’un kurucusu Zuckerberg, yeni yaptığı bir açıklama ile önüzmüdeki 1,5 sene içinde 75 milyon adet Facebook hissesini satacağını açıkladı. Hisselerin bugünkü değeri 12.7 milyar dolar ediyor. 1,5 sene içinde bu değerin 15 milyar dolara yükselmesi bekleniyor.

Zuckerberg’ün ayrıca, 35 milyon hisseyi daha satma ihtimali bulunuyor ancak şu anda bu konuda kesinleşmiş karar yok. Facebook’un kurucusunun bu satışlardan elde ettiği kazancı ise yine kendisinin 2015 yılında kurduğu  Chan Zuckerberg Vakfı’na aktarması bekleniyor. Vakıf ismini Mark’ın ve eşi Priscilla’nın soy adlarından alıyor. Vakfın amacı ise bilim, teknoloji ve sosyal alanlardaki problemlerin çözümü için çalışmalar yapmak. Bir diğer deyişle, Zuckerberg, Bill Gates’in yolundan gidiyor.

Mark Zuckerberg, daha önce yaptığı bir açıklamayla ömrü boyunca yapacağı bağışlarla Facebook’taki hisselerinin %99’unu devredeceğini vurgulamıştı. Chan Zuckerberg Vakfı’na devredilmek için satılan hisseler de bu kapsama giriyor.

Zuckeberg için bu bağışların ayrı bir önemi de bulunuyor. Toplum karşısında bağış sever bir iş adamı olarak yaratacağı imajın, yakın gelecekte ABD başkanlığına aday olması beklenen Zuckerberg’ün siyasi yaşamına olumlu etki yapması bekleniyor.

 

Kripto paranın gerçek kazananı Nvidia oldu

0

Bitcoin ve benzeri kripto para birimlerinin değerinde son dönemde yaşanan hızlı yükseliş büyük kitlelerin kripto paraya yönelmesine neden oldu. Finans kuruluşları Bitcoin ve diğer kripto paraların bir balon olduğunu ve birçok insanın zarar etmesine neden olacağını söylemesine karşın kripto paralar nedeniyle büyük kazanç sağlayanlar da var.

Bunlardan biri de GPU üreticisi Nvidia. Büyük kripto para tarlaları kurmak için Nvidia ekran kartları satın alan madenciler sayesinde Nvidia’nın satışlarında büyük bir patlama yaşanıyor. Şirket son çeyrek için tahmin ettiği satışlardan %50 daha fazla satış gerçekleştirdiğini açıklayarak, kripto paraya olan ilginin boyutunu da ortaya koymuş oldu.

Öte yandan kripto para sadece ekran kartı satışlarını patlatmadı. Aynı zamanda ekran kartı fiyatlarının da yükselmesine neden oldu. Ayrıca DRM üretiminde yaşanan kısıtlama da DRM bulunmasını zorlaştırırken kart üretimini de olumsuz etkilediği için ekran kartı fiyatlarının yükselişinde rol oynadı. 

Diğer bir deyişle, otonom sürüş teknolojisinde Google ve Intel ile rekabete milyarlar dökmeye hazırlanan Nvidia, bu kaynağı Bitcoin madencilerinden tahsil ediyor olabilir.

Google, kurumlar için “zero-touch” Android telefonları duyurdu

0

Kurumların çalışanlarına telefon cihazı vermesi alışılmadık durum değil. Çalışanların mobil konumda da kurumsal verilere ulaşabilmesi, gerekli uygulamaları kullanabiliyor olması için kurumsal bir cihaza ihtiyaç duydukları bir gerçek. Ancak bir IT yöneticisinin bazen yüzlerce cihazı kutusundan çıkarıp çalışır hale getirmek için harcadığı zaman ve emek büyük bir sorun oluşturabiliyor.

Google şimdi bu soruna çare olarak “zero-touch enrollment” çözümünü geliştirdi. Zero-touch olarak satılan Android telefonları kurmaya gerek duymadan doğrudan kurum çalışanlarına vermek mümkün olacak. Telefonlar kutudan çıktığı gibi çalışmaya başlayacak. Aynı zamanda kurumla, çalışanların telefonlarda hangi uygulamaları kullanıp kullanamayacağını da kontrol edebilecek. Böylece telefonların iş dışı amaçlarla kullanılmasının da önüne geçilebilecek.

Google veya diğer telefon üreticileri bu program için büyük kurumlardan aldığı siparişe ve parametrelere göre telefonları fabrika çıkışında ayarlayarak gönderecek. Zero-touch çözümü şimdilik tüm Android telefonları için de geçerli değil. Sadece belli markaların, belli modelleri için çalışacak. Şimdilik ABD’de Verizon’un sattığı Google Pixel telefonları için geçerli olan çözüm yakında AT&T, Sprint, T-Mobile, BT, Deutsche Telekom, Softbank ve Telstra  operatörleri ile diğer telefon üreticilerine genişletilecek. Türk operatörlerin kurumsal müşterilerine bu çözümü sunup sun(a)mayacakları ise henüz belli değil.

Microsoft ve Facebook’un Atlantik kablosu hazır

0

Microsoft ve Facebook’un Atlantik Okyanusu altına döşediği 6600 km uzunluğundaki deniz altı internet kablosu kullanıma hazır hale geldi.

Avrupa ve Amerika arasındaki veri trafiğinde büyük bir rahatlama yaratacak olan 160 TBps kapasiteli kabloya Marea ismi verildi. Deniz yüzeyinden 5 kilometre aşağıya döşenen kablo tam olarak İspanya sahillerinden ABD Virginia kıyılarına uzanıyor.

İki şirket de kullanıcılarının hızlı bağlantılara ihtiyaç duyması nedeniyle bu kablo sayesinde hizmetlerinin kalitesini artırabilecekler. Facebook dünyadaki 2 milyara yakın kullanıcısından her an veri alıp veriyor, reklam göstererek para kazanıyor ve bağlantıdaki gecikmeler kullanıcıların Facebook ağlarından çıkmasına neden olabiliyor. Bu da Facebook’un para kaybetmesine neden oluyor. Microsoft ise bulut servislerine odaklı hizmetlerinde aksama olmaması için ABD’deki merkezinden Avrupa’ya ulaşan geniş bant bağlantılara ihtiyaç duyuyor.

Marea kablosu sayesinde sadece Avrupa’da deil, tüm dünyada internet bağlantılarının, sayfa açılma ve yenileme işlemlerinin rahatlaması bekleniyor.

Facebook çalışanları yaşlı adama mobbing uygulamış

0

Facebook, kadın çalışanların ayrımcılık gördüğü konusundaki şikayetlerin ardından şimdi de eski bir çalışanın şirkete açtığı davayla sarsıldı.

52 yaşındaki Gary Glouner, şirkette çalışan genç insanların “burada yaşlı insanlar çalışmamalı, Facebook’ta çalışmak için çok yaşlısın,” gibi şikayetlerinden sonra kovulduğunu dile getirerek Facebook’a dava açtı.

İşini yapmasına ve uzmanlığını göstermesine fırsat verilmeden yaşı nedeniyle ayrımcılığa uğradığını ve işten atıldığını vurgulayan eski çalışan şirketteki çalışanlar tarafından ağır mobbinge uğradığının altını çizdi. Daha önce Microsoft’ta çalışan Glouner aslında Facebook’a kendi isteği ile girmiş değil. Facebook’un 2013 yılında Atlas Online Reklamcılık şirketini Microsoft’tan satın almasıyla o da ekiple beraber Facebook’ta çalışmaya başlamak durumunda kalmış.

Öte yandan Facebook, Silikon Vadisi’nde yaş ayrımcılığı yapmakla suçlanan ilk firma değil. BM’nin istatistiklerine göre yaşlılık sınırı her 5 yılda 1 yaş ilerlerken bugün yaşlılık sınırı 80 olarak kabul ediliyor ancak 20’li yaşlarda çalışanların yoğunlukta olduğu Silikon Vadisi’nde 35-40’lı yaşlardan büyük çalışanlara yaş ayrımcılığı yapılabiliyor.

RSA: Yapay zeka geliştiricileri söz vermeli

0

Yeni bir RSA raporu, yapay zeka ve robot geliştiricilerinin sadece etik teknolojiler tasarlamak için söz vermeleri ve anlaşma imzalamaları gerektiğini belirtiyor. RSA, yapay zeka uygulamalarına başlamadan önce kodlayıcılar ile yapılacak bu tipte bir anlaşmanın toplumun güvenliğini sağlayacağını düşünüyor.

Otomasyon Çağı isimli belgede: “Etik eğitimi, bilgisayar bilimleri bölümlerinin zorunlu bir parçası haline getirilmeli ve potansiyel olarak Hipokrat Yemini benzeri bir taahhütle sonuçlanmalı.” açıklaması bulunuyor.

Raporda, yapay zeka ve otomatik sistemler hakkında toplumdaki mevcut ön yargıların güçlenmesine neden olacak olan uyarılar da bulunuyor.

“Bununla birlikte, bu teknolojilerin insan hayatındaki etkilerine dayanan yeni endişeler ve zorluklar ortaya çıkıyor. Bu endişeler arasında yapay zeka teknolojilerinin güvenliği ve güvenilirliği, sistemlerin adilliği ve şeffaflığı, yapay zekanın insanlığa karşı kasıtlı ve yanlış etkileri yer alıyor.”

Bir takım teknoloji şirketleri yapay zekanın etik gelişimi için yeni endüstri standartları yaratmayı taahhüt ettiler ve Apple, Amazon, Facebook, Google, DeepMind, IBM ve Microsoft www.partnershiponai.org’un kurucu ortağı oldu. Kurulan bu topluluk veri, hesaplama ve algoritmalardaki ilerlemelerle beslenen yapay zeka yetkinliklerinin makine öğrenimi, algılama, planlama ve doğal dil için kullanılarak, insana ve topluma değer vereceğine yönelik söz veriyor.

Ocak ayında, bir AB Parlamentosu, robot mühendisleri için bir danışma kodunun geliştirilmesi ve yasa koyucular için robotlara “kişilik statüsü” verme önerisinde bulundu.

RSA raporu: “Bu çalışmalar devam etmeli, ancak kapalı kapılar ardında olmamalıdır.” diyor.

Uber’i Londra’dan kovdular

0

Araç paylaşım uygulaması Uber, Avrupa’daki operasyonları adına ağır bir darbe aldı. ABD dışında hizmet verdiği ülkelerde özellikle taksi esnafının ağır tepkisini alan Uber bu tepkiler sonunda bazı şehirlerinden çekilmek zorunda kalmıştı. Şimdi ise Londra’daki yolcu taşıma lisansı iptal edildi.

Londra’da toplu taşıma hizmetlerini kontrol eden regulatör kurumun yaptığı açıklamaya göre, 30 Eylül’de lisansının süresi dolacak olan Uber’e yeni lisans verilmeyecek. 

Uber ise bu karara ağır tepki gösterdi. Kararı mahkemeye götüreceklerini açıklayan Uber, Londra’da yaptıkları yatırımlar nedeniyle zarar ettiklerinin de altını çizdi. Öte yandan Londra Valisi konu hakkında yaptığı yorumda, “Londra halkının teknolojik gelişmeleri rahatça kullanmalarını ve hayatlarının kolaylaşmasını istiyorum ama kurallara uymayan şirketlere de izin vermemek durumundayız,” ifadelerini kullandı.

Öyle görünüyor ki, Uber Londra’da da yetkililerle ters düşmekten ve kuralları çiğnemekten geri durmamış. Uber’in 2016’da Kaliforniya’da sürücüsüz otomobil testlerini izinsiz yaptığı ortaya çıktığında uyarılmasına rağmen “kimseden izin almak zorunda değiliz,” çıkışı yaptığını, sonunda federal hükumetin devreye girerek Uber’i uyarmak zorunda kaldığını hala hatırlıyoruz. 

 

Çin argede birinci!

2015/16 mali yılında dünyadaki Ar-Ge’de yatırımı en fazla 2500 şirketi analiz eden “Avrupa Birliği Endüstriyel AR-GE Yatırım Raporu’na” göre Çinli şirketler küresel AR-GE yatırımı büyüme hızında tüm sektörlerde birinci sırada yer alıyorlar. Rapora göre en çok AR-GE yatırımı yapan 2500 şirket içinde AB’den 590, ABD’den 837, Japonya’dan 356, Çin’den 327, Tayvan’dan 111, Güney Kore’den 75, İsviçre’den 58 ve diğer ülkelerden 20 şirket yer alıyor.

Rapora göre yüksek teknoloji endüstrileri tarafından yönlendirilen şirketlerin AR-GE harcamaları dünya çapında önemli bir yükseliş gösterirken, şirket gelirleri ise daha çok düşük teknolojili sektörlerden dolayı geriledi. AR-GE yatırımı en yüksek 2500 şirket 2016 yılında bir önceki yıla göre yüzde 6.6 artışla 696 milyar € araştırma ve geliştirme yatırımı yaptılar.

En büyük yatırım yazılım ve bilgisayar hizmetleri endüstrisinde

Asya ülkelerinin şirketleri AR-GE yatırımlarında önemli bir büyüme göstermeye devam etti. AR-GE büyümesi, en çok yüksek teknolojili endüstrilerde (yazılım bilgisayar, sağlık ve otomobil) faaliyet gösteren şirketler tarafından yönlendirildi. Yazılım ve Bilgisayar Hizmetleri endüstrisi, küresel yazılım firmalarının liderliğinde en yüksek Ar-Ge yatırım harcaması büyümesini gösterdi.



Tabloda yer alan veriler incelendiğinde dünyadaki önemli 11 sanayi sektöründeki yatırım harcaması büyüme hızında Çin dünya ortalamasından daha yüksek bir performansı gösterdiği gözleniyor. Sadece AB’li şirketler Sağlık Ekipmanları sektöründe Çinli şirketlerin önünde bir büyüme performansı göstermişler. Çinli şirketlerin küresel AR-GE yatırım harcamalarında en yüksek büyüme hızını göstermiş olmaları Çin ekonomisinin teknolojiye dayalı bir üretim ekonomisi olma yolunda önemli bir yol kat ettiğinin göstergesi.

DARPA’dan PARC’a endüstri 4.0 görevi

Xerox’un AR-GE Şirketi PARC, Intact Solutions şirketi ve Oregon Devlet Üniversitesi, günümüzün endüstriyel üretim ve ürün tasarım platformlarında yaşanan zorlukları ve aksaklıkları ortadan kaldırabilecek inovatif bir yaklaşım geliştirmek üzere Amerikan DARPA tarafından görevlendirildi.

Amerikan DARPA tarafından fonlanacak, Xerox PARC laboratuvarlarında geliştiriliecek inovatif yaklaşım, üretimle ilgili tasarımcılara ve mühendislere farklı yetenekler ve araçlar kazandırırken, herhangi bir ürünün erken tasarım safhalarından, üretim süreçlerine kadar her aşamasında tam otomatik bir dijital üretim süreci içinde üretilmesini sağlayacak.

Proje sonunda bir ürünün piyasaya çıkış süresini azaltacak ve ürün kalitesi ile ilgili sorunları önceden tanımlayacak bir yaklaşıma ulaşılmak isteniyor. Xerox PARC öncülüğünde geliştirilecek bu yeni teknolojik yaklaşım ile üretim aşamasında karşılaşılan zorluklar ve şirketler için büyük maliyetlere sebep olan hatalı denemeler en aza indirgenecek ve ürünlerin piyasaya çıkış süresi kısalacak.

Erken tasarım aşamalarında olan bir ürünün fabrikasyon aşamasına geçiş sürecini büyük ölçüde kısaltacak olan bu teknolojik yaklaşım, tasarım safhasında üretimin her türlü aşamasını öngörerek analizler yapmayı, ürün kalitesini de maksimum seviyeye çıkarmayı sağlayacak.

Xerox PARC CEO’su Tolga Kurtoğlu, söz konusu proje hakkında “Bu proje, bilgisayar destekli mühendislik alanını ve karmaşık mühendislik içeren sistemlerin yeni neslini tasarlayış biçimimizi değiştirecek. Geliştirmeyi öngördüğümüz yaklaşımı hayata geçirmeyi başarırsak, yeni FIELDS (Fabricating with Interoperable Engineering, pLanning, Design and analysiS) teknolojisi, yüksek boyutlu şekil, materyal ve süreç alanlarına otomatik olarak alternatifler arayan bir sistem oluşturarak ürün tasarımına yeni bir boyut getirecek” dedi.

FIELDS programının bir parçası olarak, Xerox PARC, mevcut bilgisayar destekli tasarım teknolojilerinin limitlerini aşmayı, üretim biçimlerine entegre ürün tasarımlarını verimli, hızlı bir şekilde sentez ve analiz edebilmeyi hedefliyor. Xerox PARC bu projede, Intact Solutions şirketi ve Oregon Eyalet Üniversitesi ile birlikte çalışacak, yüksek performanslı hesaplama kabiliyetlerinden yararlanabilmek için tasarlanmış yeni bir bilgisayarlı tasarım teknolojisi geliştirecek.

Üretim teknikleri arasında köprü görevi görecek

Xerox PARC Başkan Yardımcısı ve Sistem Bilimleri Laboratuarı Direktörü Ersin Uzun, konuya dair yaptığı değerlendirmede “Xerox PARC ve ortaklarının yapacağı inovatif çalışma, CAD, CAE, CAM ve yeni inovatif üretim teknikleri arasında köprü görevi görecek.

Günümüzün parçalanmış üretim yaklaşımı, dijital üretim yapmayı ve günümüz teknolojisinin sunabildiklerinden yararlanmayı engelliyor. Oluşturduğumuz bu takım, sentezden fabrikasyona kadar uzanan sayısal iş süreçlerinden geçen bir ürünü, objeyi dört detaylı bakış açısıyla (tasarım, analiz, planlama ve üretim) değerlendirerek tasarım ve üretim anlayışını kökten değiştirmeyi hedefliyor.

Geliştirilecek teknolojik yaklaşımla, objenin yapısı, şekli, topolojisi ve heterojen (çoktürlü, değişken) anizotropik (eşyönsüz) materyal yapısı her bakış açısına göre altı farklı ölçüde modellenebilecek. Bu sayısal sistem sentezlenmiş tasarımlar için otomatik olarak üretilebilirlik ve performans geri dönüşü sağlayacak.

Tasarım gereksinimlerini fabrikasyon beklentileri ile uyumlu tasarımlara dönüştürecek. Bu teknoloji, farklı disiplinlerden sayısal ve pratik uzmanlıkları entegre etmek zorunda olan tasarımcıların sırtındaki yükü büyük ölçüde hafifletecek.” ifadelerini kullandı.

DARPA için proje ortaklarıyla birlikte, Xerox PARC’ın geliştireceği çözüm aşağıdakileri mümkün kılacak:

1- Heterojen anizotropik materyal yapısına sahip objeler için yeni matematiksel modeller, temsiller ve hesaplamalar,

2- Sentez, üretim planlaması ve analizin birlikte yapılabildiği bir entegrasyon,

3- Tasarımcıların fiziksel olarak gerçekleştirilebilecek tasarımlar yapabilmesi için muazzam karmaşıklıktaki çok yüksek boyutlu şekil, materyal ve süreç alternatiflerini analiz ederek otomatik olarak tasarım üretimi yapılabilmesi.

Geliştirilecek yaklaşım ile geleneksel ve modern üretim süreçlerindeki parça, montaj ve sistem tasarımı aşamalarının birbirinden ayrılması hedefleniyor. Modelleme, planlama, sentez ve performans analizi konularında yapılacak inovasyonlar, daha önce görülmemiş bir geometrik ve materyal karmaşıklığa sahip üretim süreçlerini desteklemek üzere kullanılacak. Tedarik zincirinden üretimin sonlanmasına kadar uzanacak tam otomatik bir dijital tasarım ve üretim sürecinin ilk örneği sunulacak.

Apple, istemeden de olsa akıllı telefon bağımlılığına çözüm olabilir

1

Her yıl Eylül ayında tanıtılan yeni iPhone modelleri, bir süre teknoloji dünyasının ana gündem maddesi oluyor. Bu yıl da bildiğiniz gibi iPhone 8, iPhone 8 Plus ve iPhone X olmak üzere üç yeni model birden geldi. 

Bu makalemizde ise, yeni iPhone modellerinin gölgesinde kalan bir ürünü konuşacağız: Apple Watch Series 3. Çünkü bu akıllı saat (ve diğerleri) günümüzün önemli problemlerinden olan akıllı telefon bağımlılığına bir nebze de olsa çözüm olabilir.

Akıllı telefon bağımlılığında bugün

Günümüzde akıllı telefonlarımıza bağımlı olduğumuz su götürmez bir gerçek. Yapılan bir araştırmaya göre, akıllı telefon kullanıcılarının %46’sı “akıllı telefonum olmadan yaşayamam” diyor. ABD’de ortalama bir kullanıcı günde 5 saatini akıllı telefonuyla harcıyor.

Peki bu durum nelere yol açıyor?

Uyku bozukluğu: 2015 yılında yayımlanan bir araştırmaya göre, yatmadan önce duble espresso içmek akıllı telefon kullanmaktan daha düşük bir etkiye sahip. Günümüzde 18 ila 29 yaş arasındaki gençlerin %63’ü ise, akıllı telefonuyla uyuyor.

Anksiyete ve depresyon: Yoğun akıllı telefon kullanımının bizi depresifleştirdiği söyleyen birden fazla araştırma var. Bunlardan bir tanesi, depresif insanın günde ortalama 68 dakika sağlıklı olanın ise 17 dakika akıllı telefon kullandığını söylüyor.

Tabii ki bunların dışında stres, dikkat dağınıklığı ve boyun ağrıları gibi fiziksel sorunlar da var.

Apple Watch çözüm olabilir mi?

12 Eylül‘de gerçekleştirilen lansman ile tanıtılan Apple Watch Series 3 modelinin çok önemli bir özelliği var: LTE desteği.

Bu sayede telefona ihtiyaç duymadan direkt olarak saat üzerinden arama yapabiliyor, e-maillerinizi kontrol edebiliyor ve gelen mesajlara yanıt verebiliyorsunuz. Yani Apple, bu destekle beraber akıllı telefonu 1.4 inç ekranlı bir cihaza sığdırmış durumda.

Akıllı saat ile bunları yapabiliyor olmak, telefon bağımlılığına bir nebze de olsa çözüm olabilir. Çünkü benzer işleri akıllı telefon ile yaptığınızda, örneğin bir e-maili yanıtladıktan hemen sonra kendimizi Facebook‘a veya Instagram‘a girmeden alıkoyamıyoruz.

Tabii ki diğer akıllı saatleri de es geçmemek gerek. Bu yazıyı bir Gear S3 kullanıcısı olarak yazıyorum ve bana gelen mesajları, bildirimleri saat üzerinden görebilmek bile akıllı telefonu cebimden çıkartmamam için yeterli oluyor. Ayrıca Spotify‘dan şarkı dinlerken müziği saat üzerinden kontrol etmek de büyük kolaylık.

Ancak şu an Apple Watch‘ta olup Gear S3‘te olmayan en önemli şey dikte. Apple Watch kullanıcıları gelen bir WhatsApp mesajına konuşarak cevap verebiliyor. O yüzden hem LTE desteği, hem de bu dikte sebebiyle günlük kullanımda Apple Watch’un bir adım önde olduğunu söylemek yanlış olmaz.