Elon Musk’ın kuzeni Tesla’dan ayrılıyor

0

Lyndon Rive ismi çoğu insana fazla bir anlam ifade etmiyor olabilir ama Rive, ABD’nin çatılarını güneş enerjisi panelleri ile donatan SolarCity şirketinin kurucusu ve eski CEO’su idi. Aynı zamanda Elon Musk’ın kuzeni de olan Rive, SolarCity’nin Tesla’ya katılmasının ardından Tesla’da enerji departmanının satışlarda sorumlu yöneticisi olarak görev yapıyordu. 

Reve şimdi Tesla’dan ayrılmak üzere hazırlık yaptığını duyurdu. Yeni bir şirket kuracağını ve ailesiyle de daha fazla zaman geçirmek istediğini açıklayan Reve’in görevleri ise Tesla yöneticileri arasında paylaşılacak.

Tesla ve SolarCity birleşmesi

Tesla, geçtiğimiz Ağustos ayında SolarCity’i 2,6 milyar dolara satın alarak kendi bünyesine katmıştı. Aslında SolarCity de, Elon Musk tarafından kurulmuş ve Musk’ın da halen ortak olduğu bir şirketti ancak farklı ortaklık yapısı nedeniyle ayrı bir yönetimi olan şirketin Tesla ile bütünleşerek daha etkin çalışabileceğine karar veren Musk iki şirketini birleştirme yoluna gitmiş oldu.

Yayınladığı açıklamaya göre Rive önümüzdeki birkaç ay içinde tüm görevlerini devrederek şirketten ayrılmış olacak. Lyndon Rive ve kardeşi Peter SolarCity’yi 2006 yılında kurmuş bu sırada gerekli finansmanı ise kuzenleri Elon Musk’tan sağlamışlardı. Peter Rive ise kardeşinin ayrılmasından sonra Tesla’nın enerji departmanında CTO olarak görevine devam edecek.

WannaCry’ın arkasında Kuzey Kore mi var?

0

Geçtiğimiz Cuma günü dünya çapında aniden yayılmaya başlayarak yüz binlerce bilgisayara bulaşan fidye yazılımı WannaCry’ı kimin geliştirdiği henüz bulunamadı. 

Ancak güvenlik uzmanları şimdi WannaCry’ın kodları içinde, onu Kuzey Kore’nin yarattığı şüphesi uyandıran bir detay yakaladılar.

Zararlı yazılımın kullandığı bir Windows açığının, Kuzey Kore devleti tarafından deseteklenen hacker grubu Lazarus’un sık kullandığı bir açık olduğu tespit edildi. Ancak Microsoft’un bu açığı uzun süre önce yamadığı ve bu noktadan yapılan saldırıların pek etkili olamadığı biliniyor. Dolayısıyla, bu kodu virüse yerleştirenlerin, Lazarus’u ve dolayısıyla Kuzey Kore’yi sorumlu göstermeye çalışmış olabilecekleri şüphesi de doğuyor. Ancak henüz kimse net bir sonuca varamıyor.

Fidye ödeyen de kurtulamıyor

Wanna Cry virüsü bulaştığı bilgisayarları kilitleyerek 300 dolar fidye istiyor. Eğer fidye 3 gün içine ödenmezse rakam iki katına çıkıyor. Ancak fidyeyi ödeyen kişilerin de dosyalarına tekrar kavuşamadığı konusunda raporlar da alınıyor. 

Beyaz Saray’ın danışmanlarına göre virüs şu anda 300 bin bilgisayara bulaşmış durumda ve yayılmaya devam ediyor. Cuma gününden beri ise 150 ülkede WannaCry virüsünün görüldüğü rapor edilmiş durumda.

Apple, TV içerikleri üretmeye mi hazırlanıyor?

1

Teknoloji devi Appple, medya devi olmak için gün saymaya başlamış olabilir. Uzun zamandır şov/haber programları, diziler gibi içerikler üretmek için hevesli olduğu bilinen Apple şimdilik sadece iki orijinal içerik üretip yayına alabilmişti.

“Planet of the Apps” ve “Carpool Karaoke” isimli iki eğlence şovu hazırlayan Apple bu konuda başarılı olduğunu kanıtlasa da daha büyük projeler için deneyimli bir içerik yönetmenine ihtiyaç duyduğunun farkında. 

Şirketten sızan bilgilere göre, Tim Cook Mart ayından beri Hollywood’daki profesyonel isimlerle, Apple’ın kendi içerik kütüphanesini oluşturmak için görüşmeler yaparak, şirkete bir içerik yönetmeni arıyor.

Apple’ın işe alacağı yeni isim şirketin üreteceği dizilerin ve programların seçimini yapacak, yapımcı ekiplerle anlaşacak, üretim süreçlerini takip edecek ve Apple’a hem reyting hem para kazandıracak yeni dizilerin, yeni şov programlarının üretiminde sorumlu olacak.

Bir diğer deyişle Apple yakında Game of Thrones veya The Walking Dead gibi dünya çapında ilgi gören büyük dizi filmler hazırlayıp kendi dağıtım kanallarından kullanıcılarına sunmaya başlayacak. 

Uber ve Waymo savaşında ilk karar çıktı

0

Waymo’nun, Uber’i otonom sürüş teknolojilerini çalmakla suçlaması üzerine başlayan yasal süreçte hakim son sözünü söyledi.

Waymo’nun Uber’e açtığı davada yargıç Uber’in kendi otonom sürüş teknolojisini geliştirmeye hakkı olduğuna karar verdi ancak daha önce Waymo’da çalışırken şirketin gizli teknoloji sırlarını da alarak Uber’e geçen yapay zeka mühendisi  Anthony Levandowski’nin otonom sürüş teknolojileri üzerinde çalışmasını yasakladı ve Waymo’dan aldığı dosyaları şirkete geri teslim etmesi emrini verdi.

Şubat ayında açılan davanın sonucunda mahkeme, Uber’in kendi otonom sürüş teknolojisini geliştirdiğine kanat getirse de firmanın Waymo’dan edindiği bilgilerle bu süreci hızlandırmış olduğunu da kabul etti. Bu tespit ise Uber’in ileride başını derde sokacak çünkü Waymo böylece Uber’in hırsızlık yaptığını mahkemeye kabul ettirmiş oldu. 

Şimdi ise Waymo’nun Uber’e karşı ağır bir tazminat davası açması bekleniyor. Uber’in Waymo teknolojilerini kullanarak sağladığı veya sağlayacağı ticari kazancın, Waymo’ya olan zararının da hesaplanarak, bir tazminat miktarına dönüştürülmesi bekleniyor. Diğer bir deyişle Uber’i önümüzdeki günlerde çok zor yasal bir süreç bekliyor.

Facebook yapay zeka için test ortamı duyurdu

0

Facebook’un yapay zeka geliştiren departmanı, Facebook Artificial Intelligence Research (FAIR), farklı alanlarda yapay zeka çalışmaları yapan organizasyonlar için ortak bir test alanı hazırladığını duyurdu.

Facebook’un ParlAI adını verdiği yeni test ortamı, farklı yapay zeka ve bot çalışmalarının birbiriyle uyumlu hale gelebilmesi için gerekli çalışma ortamını da sağlayacak. Açık kodlu bir ortam olan ParlAI, farklı çalışmaların ortak bir dil üzerinde anlaşabilmesini ve böylece yapay zeka rutinlerinin birbirleriyle iletişim kurabilmelerini hedefliyor.

Python dilinde yazılmış açık kaynak platformu

ParlAI üzerinde çalışacak yapay zeka uzmanlarının Python dilini bilmesi gerekecek. ParlAI sayesinde, insanlarla daha rahat iletişim kurabilen botları ve yapay zeka uygulamalarını da görmemi mümkün olacak. Binlerce yapay zeka uzmanını işe alan Facebook’un, sosyal medya alanında olduğu gibi yapay zeka konusunda birinci olmak için büyük emek sarf ettiği biliniyor ancak şimdilik yapay zeka konusunda Amazon ve Google liderlik konusunda birbirleriyle yarışıyorlar.

Ekonomi değişiyor, kafalar da değişmeli!

HPE Aruba Networks tarafından Paris’te düzenlenen Atmosphere 2017 etkinliğinde, 2.500’e yakın sektör uzmanı, yenilikçi düşüncenin peşinden giderek, akıllı alanla oluşturmanın yöntemlerini inceledi.

TechInside.Com olarak, yerinde izlediğimiz etkinlikte Wired Editörü David Rowan tarafından yapılan coşkulu sunum, salondaki tüm izleyicilerin beğenisini kazanırken, binlerce profesyonelin nefes almadan seyrettiği ekranda Türk bilim insanı Canan Dağdeviren’in de örnek gösterilmesi, göğsümüzü kabarttı.

Yeni nesil ağ çözümleri ile diiital dönüşümünü eksiksiz tamamlamak isteyen şirketlerin ilk başvurduğu markalardan biri haline gelen HPE Aruba Networks’ün etkinliğine, Türkiye’den katılım da epey fazlaydı.

Hem Türkiye ofisi hem de iş ortaklarının katılımıyla bilgi alışverişinin üst düzeyde gerçekleştiği Atmosphere 2017’de HPE Aruba Networks Türkiye Ülke Müdürü Ersin Uyar ve Gazeteci Sebla Kutsal ile sohbet ettik.

Videoda, etkinliğin öne çıkan gündem maddelerinin yanı sıra, Türkiye’de dijital dönüşümün önündeki engelleri de masaya yatırdık.

Turkcell ve Huawei yerli üretime başlıyor

Yaklaşık iki sene önce Çin’de imzaladıkları protokol ile yerli üretim, 4.5G ve 5G teknolojilerini geliştirmek amacıyla birlikte çalışmaya başlayan Turkcell ve Huawei, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Çin’de gerçekleştirdiği resmi temaslar sırasında, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan’ın da katılımıyla imzalanan anlaşma çerçevesinde aralarındaki işbirliğinin kapsamını genişletme yolunda önemli bir adım attı.

İki şirket önümüzdeki süreçte hem yerli teknoloji üretimi alanındaki çalışmalarını derinleştirecek hem de Türkiye’deki ortak AR-GE çalışmalarına hız verecek. İki şirket arasındaki işbirliği, akıllı şehir çözümlerinin yerli üretim ve yazılımlarla hayata geçirilmesi amacıyla ortak ekiplerin kurulmasını da hedefliyor.

İpek Yolu canlandırılıyor

İmza töreninde konuşan Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan kurulmakta olan Yeni İpek Yolu’nun Türkiye’nin 31 trilyon dolarlık pazara erişmesi için çok önemli olduğunu belirterek şunları söyledi: “Tüm çabamız Türkiye’nin her alanda yerli teknolojiler geliştiren bir ülke olması için. Yeni İpek Yolu ile 31 trilyon dolarlık bir pazara erişeceğiz. Bu nedenle Turkcell ve Huawei arasında imzalanan anlaşmanın Türkiye’de yerli teknoloji geliştirilmesi adına önemli bir adım olduğunu düşünüyorum ”dedi.

İmza töreninin ardından konu ile ilgili konuşan Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akça, “ 4.5G ve 5G’de yerli teknoloji geliştirmenin, ülkemizin sadece teknolojide değil ekonomide de yeni bir sıçrama yapması adına önemli bir fırsat olduğunu düşünüyoruz. Bugün Huawei ile imza attığımız anlaşma ile yerli üretim, yazılım geliştirme, yenilikçi çözümler, standardizasyon, iki şirketin Çin Yuanı cinsinden ticaret yapması ve Türkiye’de ortak AR-GE faaliyetleri konusundaki çalışmalarımızın kapsamını genişletiyoruz ” dedi.

Waymo ve Lyft yollarda işbirliği yapacaklar

0

Alphabet’in otonom araç teknolojileri üreten şirketi Waymo, Uber’den sonra ABD’nin en popüler araç paylaşım servisi olan Lyft ile işbirliği kararı aldıklarını açıkladı.

İki şirket, otonom araç teknolojilerini ABD caddelerinde beraber test edecekler. Buna göre, Waymo’nun yollara çıkarmaya hazırlandığı otonom sürüş teknolojisine sahip 600 adet Chrysler Pacificas, Lyft uygulaması üzerinden  taksi hizmeti verecek. Waymo böylece hem para kazanırken hem de testlerini gerçekleştirmiş olacak. 

Uber’e ceza olarak Lyft ile işbirliği

Öte yandan Waymo’nun Lyft ile işbirliğinin sembolik bir anlamı da var. Uber ile mahkemede büyük bir kavga yaşayan Waymo, teknoloji hırsızlığı ile suçladığı Uber’e karşı Lyft’i destekleyerek, Uber’in güç kaybetmesine kapı açmış oluyor. Uber ayrıca ABD başkanlık seçimlerinde Trump’ı destekleyen kampanyada yer aldığı için ABD’de ağır eleştiri almış, çok sayıda kullanıcısı Uber uygulamasını silmiş ve yerine Lyft’i kullanmaya başlamıştı. Bu ağır tepkiler üzerinde Uber’in kurucusu ve CEO’su Travis Kalanick Başkan Trump’ın danışmanlığından istifa ettiğini açıklamıştı.

Lyft ise Waymo gibi kendi otonom sürüş teknolojisini geliştiriyor ancak bu konuda Waymo’dan çok daha geride bulunuyor. Bu testler sayesinde iki şirket arasında yaşanacak olan yakınlaşmanın, Alphabet’in Lyft’i yüksek bir fiyatla satın almasıyla sonuçlanması da beklenen sonuçlar arasında yer alıyor zira otonom sürüş teknolojisi geliştiren Alphabet’in eninde sonunda kendi araç paylaşım uygulamasına ihtiyacı duyacağı biliniyor. Lyft ile yapılan işbirliğinin, satın almaya giden yolda ilk adım olabileceği düşüncesi şimdiden dile getirilmeye başlandı.

Microsoft güvenlik açıkları konusunda devletleri suçladı

0

İngiltere’nin sağlık hizmetlerine saldırarak ortaya çıkan ve bir gün içinde 100 ülkeye yayılan WannaCry virüsü hakkında gözlerin çevrildiği Microsoft, Pazar akşamı yaptığı açıklamada, bu virüs saldırısının çok önemli bir uyarı olduğunun altını çizdi.

Windows üzerindeki bir açığı kullanan virüsün geliştiricilerinin söz konusu açığı ise CIA ve NSA belgelerini sızdıran Wikileaks’ten öğrenerek harekete geçtiği düşünülüyor.

Wikileaks, ABD’nin istihbarat kurumları olan CIA ve NSA’nın, Microsoft veya diğer teknoloji şirketlerinin ürün ve hizmetlerindeki açıkları bulup bunları listelediklerini ve kapatılmaları için uyarıda bulunmadan sakladıklarını ortaya çıkarmış, ayrıca bu açıkları kullanan gizli yazılımlarla insanları dinlediklerini belgelemişti.

Milyonlarca belge içinde yer alan bu açıklardan bazılarının hacker’lar tarafından da keşfedilmesiyle ortaya WannaCry gibi saldırıların çıktığını hatırlatan Microsoft sözcüsü Brad Smith, devletlerin teknolojideki açıkları kullanmayı bırakması gerektiğini aksi halde dünyanın çok ağır bedeller ödeyeceğini ifade ederken WannaCry örneğinin çok önemli bir uyarı olduğunu belirtti.

Pazartesi itibarıyla dünyada pek çok kurumun hafta sonu tatilini bitirip işbaşı yapacak olması, WannaCry virüsünün yeniden saldırıya geçebileceği endişesini yükseltiyor.

Instagram bot’ları yasaklıyor

Sosyal medya ve mesajlaşma servislerinde, yapay zeka tarafından yönetilen “bot” hesaplarını görmeye alışmıştık. Bu hesaplar çoğu zaman gerçek bir insan gibi takip ettiği hesapların paylaşımlarını beğenebiliyor hatta yorum bile yazabiliyordu.

Ancak belli bir markanın ürün ve hizmetlerini satmak, şikayetleri dinlemek dışında, gerçek bir insanmış gibi rol yapan botlar sosyal medya servislerinde yöneticilerin keyfini kaçırmaya başladı. Reklam verenlerin botlar nedeniyle reklamlarına gösterilen ilginin ne kadarının gerçek olup olmadığını bilemiyor olmaları reklam gelirlerini tehlikeye düşürünce Instagram radikal bir kararlar tüm botları yasaklama kararı aldı.

Böylece Instagram’daki en büyük bot servislerinden ikisi bir anda kepenkleri indirmek zorunda kaldı. Bot hizmeti veren Mass Planner da Instagram’ın aldığı botları yasaklama kararı nedeniyle kapandıklarını profil sayfasında belirtti.

Böylece Instagram’da artık durup dururken on binlerce beğeni alan, neden ve nasıl beğenildiğini anlaşılamayan fotoğraf ve videolar dönemi biterken, reklam verenler de kampanyalarına ilgi gösteren hesapların gerçek insanlar olduğundan emin olabilecek.  

Toyota uçan otomobil geliştirecek

Japon otomobil devi Toyota, Japonya’da uçan otomobil teknolojisi geliştirmek için kurulan bir startup’a yatırım yaptığını açıkladı.

Japonya’da kurulu olan Cartivator isimli şirkete yaklaşık 500 bin dolar yatırdığını duyuran Toyota böylece beklenmedik bir hızla günlük hayatımıza girmeye hazırlanan uçan otomobil alanında rakiplerinden geri kalmamak için önemli bir adım atmış bulunuyor.

Çalışan prototip büyük ilgi görüyor

Cativator şu anda Skydrive isimli özel bir otomobil/motosiklet tasarımı üzerinde çalışıyor. Drone’lar gibi dört pervanesi bulunan araç, yerde ise üç tekerlek üzerinde yol alıyor. 2.9m uzunluğa ve 1.3m genişliğe sahip olan Skydrive şu anda benzeri üzerinde çalışılan uçan otomobil projelerinin en küçüğü olarak biliniyor. Küçük olması sebebiyle şehir içi kullanımda kolaylık sağlaması beklenen aracın, neredeyse her çatıdan, her parktan, her boşluktan havalanabilmesi ve bu dar alanlara inebilmesi bekleniyor.

Yerden 10 metre kadar havalanabilen aracın saatte 100 km hız yapma yeteneği de bulunuyor. Aracın Japonya’da çok popüler olmasının bir sebebi de, Japon yetkililerin bu aracı 2020’da Tokyo’da düzenlenecek Olimpiyatlar’rın açılışında stadyuma uçarak sokmak istemesi. Toyota şimdi Skydrive’a ortak olarak Japonya’da büyük ilgi görmesi beklenen uçan arabalar konusunda rakiplerinden bir adım öne geçmiş olacak. 

Skydrive şimdilik bir otomobilden çok uçan bir motosikleti andırıyor olsa da firmanın Toyota grubundan aldığı destekle, otomobil konseptine daha yakın tasarımları hayata geçirecek kaynaklara erişerek tam bir uçan otomobil geliştirmesi bekleniyor.

Robot jenerasyonu için 5 yeni meslek

0

Robotların hayatımıza girmesi, yapay zeka veya robot çağı adını vereceğimiz yeni bir dönemi başlatacak. Sürücüsüz otomobiller, kendi kendine hedefini bulan kargo drone’ları, marketlerde malları raflara yerleştiren robotlar, evlerimizi temizleyip yemeklerimizi yapan insansı robotlar, hasta bakıcı robotlar ve daha bir çok görevi yerine getiren robotlarla karşılaşacağız ve pek çok insan bu nedenle işini kaybedecek. Bu gerçekten kaçışın mümkün olmadığını artık hükumetler de kabul ediyor. ABD gibi gelişmiş ülkelerde 2025’e geldiğimizde iş gücünün %80’nin robotlar tarafından işsiz bırakılma riski bulunuyor.

Peki ama robotlar nedeniyle insanlar için yeni iş alanları ortaya çıkmayacak mı? İşte robot jenerasyonunun uzmanlaştığını göreceğimiz 5 yeni meslek:

1- Robot öğretmenleri

Robotlar her işi yapabilecek ama onlara birinin yapacakları işi düzgün şekilde öğretmesi gerekecek. İşte bu işi robot öğretmenleri yapacak. Robot öğretmenleri bizim anladığımız gibi ilkokulda çocuklara hayatı öğreten öğretmenler olmayacaklar. Aksine, yapay zeka uzmanı yazılımcılardan çıkacak bu öğretmenler, yapay zekanın daha iyi şoför, daha iyi pilot, daha iyi temizlikçi, daha iyi hasta bakıcı, daha iyi pizzacı, daha iyi aşçı olması için sürekli yeni kodlar geliştirmek durumunda olacak.

2- Yapay zeka avukatı

Yapay zekalı robotlar hiç suça karışmayacak mı? Teorik olarak robotların kendi başına suç işlemek ve insanlara zarar vermek için bir girişimi olmayacak ancak yapay zeka yüzünden zarar gören çok sayıda insan olacak. Örneğin kaza yapan otonom otomobiller nedeniyle aracı zarar gören insanlar zararını kimden isteyecek? Otonom otomobilleri insanlar sürmeyeceklerine göre kazanın sorumlusu yapay zeka olacak. Yani o yapay zekayı tasarlayan firma her türlü zararı karşılamakla yükümlü olacak. Ancak firmaların ağır tazminatlala karşı karşıya kalmaması için yapay zeka kazalarını inceleyip sorunu anlayacak, yapay zeka uygulamasını savunacak özel donanmlı, teknik bilgi sahibi avukatlara ihtiyaç olacak. 

3- Robot ve insan işbirliği yöneticisi

Robotların ve insanların işbriliği içinde, birbiriyle uyumlu şekilde çalışması gereken alanlar olacak. Bu alanlarda robotların ve insanların hangi işleri yapacağını, birbirleriyle nasıl uyum sağlayacaklarını belirleyen, bu karmaşık iş sürecini yöneten teknik bilgi sahibi yöneticilere ihtiyaç duyulacak.

4- Dönüşüm yöneticileri

Bugün dijital dönüşüm süreçlerini yöneten özel proje yöneticilerine ihtiyaç duyduğumuz gibi bir kurumun yapay zeka ve robotlarla entegre olmasını sağlayacak robot dönüşümü projelerini yönetecek yapay zeka uzmanlarına ihtiyacımız olacak. Bu kişiler, robotlardan gelen veri akışını analiz ederek kurumun pazarlama ve reklam politikalarına da yön verecek. 

5- Otonom filo yöneticileri

Otonom araçların ortaya çıkmasıyla otonom taksi filolarıyla karşılaşacağız. Şimdilik dev otomobil üreticileri bu filoları kurmak için ilk adımları attılar ancak sermaye sahibi yatırımcılar da satın alacakları otomom araç filolarıyla taşıma hizmeti vermek isteyecekler. Bu filoalrı yönetecek, araçların bakımlarını düzenleyecek, kontrollerini yapacak yöneticilere de ihtiyaç olacak. Elbette bu araçların hafif bakımlarını yapabilecek yetenekte, yapay zeka konusunda bilgili teknik uzmanlar da bu filoların bir parçası olacak. 

İngilizler utanç verici sosyal medya geçmişini silebilecek

İngiltere başbakanı Theresa May, 18 yaşını doldurup çocukluktan çıkan ve artık kariyeri/geleceği için çalışmaya başlayan İngilizlerin, “ergen” yıllarında sosyal medyada yaptıkları taşkınlıkların izlerinden kurtulabilmeleri için yeni bir yasa hazırlıyor.

Hazırlanan yasaya göre, İngiltere’de faliyet gösteren sosyal medya servisleri, vatandaşların geçmişte yayınladıkları her türlü içeriği, metni, fotoğrafı veya videoyu silme imkanı getirmek zorunda olacak. Böylece, genç yaşlarında sosyal medyada utanç verici paylaşımlarda bulunan kişilerin yetişkin yaşlarında işe girerken, porofesyonel hayatta onları zor durumda bırakan içerikleri kolayca silebilme imkanı doğacak.

Sosyal medya gençlerin kariyerlerini başlamadan bitiriyor

Sosyal medya servisleri ayrıca, rızaları dışında pornografik görüntüleri yayınlanan insanların şikayetleri halinde ağır ceza alabilecek. Bu da İngiltere’de çok popüler olan “intikam pornosu” sorununa karşı bir önlem olarak görülüyor. İngiliz gençleri arasında intikam pornosu çok yaygın bir problem. İlişki bittikten sonra, terk edilen veya duygusal olarak hasar alan kişi, eski sevgilisinin pronografik görüntülerini yayınlayarak ondan intikam alma yoluna gidiyor. Mahkemeler ise bu soruna kesin bir çözüm bulamıyor çünkü şikayette bulunan kişi söz konusu pronografik görüntüleri rıza göstererek ve internette yayınlanabileceğini bilerek çektirdiği için, bu videoları yayınlamak ceza konusu olmuyor, İngiliz hakimleri intikam pornolarını sadece “telif” problemi olarak değerlendirmek zorunda kalıyor.

Ancak iş dünyasına atılacak gençlerin bu tür içeriklerle internette var olmaları, kariyerleri açısından son derece olumsuz etkiler yaratıyor.

Theresa May, şimdi tüm bu sorunları, sosyal medya servisleri için milyarlarca dolarlık cezalar içeren yeni yasalarla çözmeyi planlıyor. Vatandaşların şikayetlerine kısa süre içince cevap vermeyen, mağduriyetleri gidermeyen sosyal medya servislerinin ağır cezalar alacak olması, İngiliz vatandaşlarının sosyal medyadaki mağduriyetlerini önleyecek gibi görünüyor. Bu mağduriyetler arasında, kişilere yönelik hakaret, sanal vandalizm gibi saldırılar da yer alıyor. Facebook, Twitter, Youtube, Instagram gibi servislerin şikayet halinde bu içerikleri hızla kaldırabiliyor olması gerekecek.

İngiltere’nin eski başbakanı kısa süre önce Tony Blair de, eğer gençlik yıllarında sosyal medya var olsaydı, o yaşlarında internete koyacağı fotoğraflar ve yapacağı yorumlar nedeniyle İngiltere’ye başbakan seçilmesinin imkansız olacağını itiraf etmişti.

WannaCry’ın çaresi bulundu mu?

0

Cuma günü dünyada hızla yayılmaya başlayan ve güvenlik uzmanlarını alarma geçiren Wana Decryptor ya da kısa ismiyle WannaCry virüsü hakkında olumlu bir gelişme yaşanıyor.

Bulaştığı bilgisayarları kilitleyerek fidye isteyen yazılım kısa sürede 99 ülkeye yayılmış ayrıca İngiltere’de tüm sağlık sisteminin çökmesine neden olmuştu.

ABD Ulusal Güvenlik Ajansı NSA’nın casusluk amacıyla kullandığı bir açıktan yararlanarak dünyaya yayıldığı tespit edilen zararlıyı etkisiz kılmak için bir yöntem keşfedildi.

Zararlının bir bilgisayara bulaştıktan sonra belirli bir web sitesine ulaşmaya çalıştığını, eğer siteye ulaşamazsa başka bir bir bilgisayara bulaştığını, siteye ulaşması halinde ise bulunduğu bilgisayarda kalıp yayılmadığını tespit eden güvenlik uzmanı, WannaCry’ın ulaşmaya çalıştığı ancak var olmayan web sitesini açıp hayata geçirdiler. Böylece zararlının yayılma hızı son birkaç saatte oldukça azaldı. Güvenlik uzmanlarının şimdi çözmesi gereken iki sorun kaldı. Mevcut enfekte olmuş bilgisayarları nasıl temizleyecekler ve WannaCry’ın klonlarının ortaya çıkmasını nasıl engelleyecekler?

Dijital dünyayı zor günler bekliyor.

Spotify halka mı açılıyor?

0

Dünyanın en büyük müzik yayın servisi olarak bilinen Spotify’dan sızan bilgiler şirketin hisselerini New York Borsası’nda halka açmaya hazırlandığını ortaya koyuyor.

Yaklaşık 13 milyar dolar değere sahip olduğu düşünülen Spotify, Apple’ın rakip bir uygulamayla müzik yayınına başlaması nedeniyle dünya çapındaki hizmetlerini güçlendirmiş ve Apple ile aktif olarak savaşan bir şirkete dönüşmüştü.

Doğrudan satışla borsaya açılacak

Şirketin borsaya açılması halinde, son dönemde yaptığı girişimlerin etkisi net şekilde ortaya çıkmış olacak. Şirketten sızan bilgilere göre, Spotify ayrıca borsaya açılma sürecini de kendisi yönetecek. Eğer bu süreci başarıyla yönetebilir ve borsada istediği sonuçları alabilirse, diğer teknoloji şirketleri için de örnek oluşturabilecek. Şirketler normalde borsaya açılma sürecinde büyük bankalarla veya finans kurumlarıyla beraber çalışıp onların tavsiyeleri doğrultusunda hareket ediyorlar. Ancak bu süreçde bankalara veya finans kurumlarına önemli ödemeler yapılıyor.

İsveçli Spotify’in ise borsa sürecinde Morgan Stanley, Goldman Sachs ve Allen & Co bankalarından danışmanlık aldığı ancak asıl süreci kendisinin yönettiği dile getiriliyor.

Ancak Spotify’ın seçtiği doğrudan satış yönteminin riskleri de bulunuyor. Fiyatlandırmanın sağlılklı şekilde yapılamaması halinde hisse değerlerinin hızlı ve yüksek dalgalanması, yatırımcıları mağdur edebilir. Spotify’ın borsaya açılma sürecinde şirketi daha cazip hale getirmek için Sony Music veya Warner Music gibi büyük müzik şirketlerinin Taylor Swift, Adele, Lady Gaga, Coldplay ve Kanye West gibi popüler şarkıcılarının yeni albümlerini de portfoyüne dahil etmeye çalışması bekleniyor.

Elon Musk Boring Company’nin detaylarını açıkladı

Modern dünyanın Da Vinci’si Elon Musk, alt ay kadar önce bir tweet atmış ve trafik sıkışıklığına karşı tünel açan bir şirket kurmanın çok akıllıca olacağını yazmıştı. Bu tweet’inden birkaç ay sonra ise Los Angeles’ta tünel kazan bir makinenin fotoğrafını paylaşıp, The Boring Company’yi kurduğunu duyurmuştu.

Boring Company’nin tünel açmak amacıyla kurulduğu biliniyordu ancak şirketin faliyetleri hakkında detaylı bilgi mevcut değildi. Elon Musk nihayet Boring Company’nin faliyetleri hakkında detaylı açıklamalar yapmaya ve görüntüler paylaşmaya başladı. 

Musk Instagram’dan paylaştığı görüntüyle ilk tünelin giriş deliğinin açıldığını duyurdu.

https://www.instagram.com/p/BT_gHStBjm6/

https://www.instagram.com/p/BT_huw7hlv_/

Musk’ın açıklamasına göre Boring Company, ilk aşamada Los Angeles ile çevresindeki yerleşim birimlerini yer altından birleştirecek bir tüneller ağı kuracak. Bu tünel ağları içinde ise saatte 200 km/s hız yapabilen elektrikli modüller hareket edecek. Skate adı verilen bu modüllerin her biri bir otomobili taşıyacak şekilde tasarlanmış. Böylece bölgede oturan birinin LA merkezinden yola çıkıp evine varması veya evinden çıkıp LA hava limanına varması beş-on dakikalık bir sürece inecek. Mevcut durumda bu süre saatleri bulan yolculuklar ve çoğu zaman sıkışık trafikte bir sinir harbi anlamına gelebiliyor.

Musk’a göre, bu henüz bir başlangıç. Boring Company deneyim kazandıkça trafik problemi yaşayan pek çok şehir için çözüm üretecek. Musk’ın açıklamasına göre tüneller aynı zamanda büyük depremlere karşı da dayanaklı olarak inşaa ediliyor. Böylece çok uzun yıllar boyunca, bölgede alternatif bir ulaşım sistemi olarak kullanılabilecek.

WanaCrypt0r 2.0 virüsü başa bela oldu!

1

Tüm dünya, WanaCrypt0r 2.0 saldırısı ile çalkalanıyor. Elde edilen verilere göre daha çok Rusya ve Çin’deki sistemlerin etkilendiği saldırı, diğer ülkelere de yayılmış durumda.

Yapılan açıklamalara göre 74 ülke, Crypt0r 2.0 saldırısından zarar görürken, ülkemizde de bu ataklardan etkilenen sistemler olduğu belirtildi.

WanaCrypt0r 2.0 saldırısı için açıklama

BTK’nın açıkadığı bilgilere göre, küresel siber saldırıları ülkemizde izleyen ve gerekki önlemleri alanUlusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi (USOM),  özellikle de e-postalar üzerinden bulaşan ve bulaştığı ağdaki diğer bilgisayarları da etkileyen bu saldırı için gerekli önlemlerin alınması konusunda bazı uyarılarda bulundu. 

Korsan yazılım konusunda ön sıralarda yer alan ve güvelik önlemlerine aldırış etmeyen kullanıcı sayısının epey yüksek olmasına rağmen, ülkemizde WanaCrypt0r 2.0 virüsünden etkilenen sistemlerin sayısı diğer ülkelere göre daha da az. 

WanaCrypt0r saldırı  haritası
WanaCrypt0r saldırı haritası

Bu durum, saldırının belli bir ülke gözetilerek gerçekleştirilen bir atak olması ihtimalini güçlendiriyor. 

Ne yapmak gerekiyor?

Kurumsal ve bireysel bilgisayarların, bu saldırılardan korunması için mutlaka bir güvenlik yazılımı kullanılması gerekiyor. Uzmanlara göre, söz konusu güvenlik yazılımının kullanılması da yeterli değil. Bu yazılımların güncel olduğunun kontrol edilmesi de şart.

Yukarıda bahsedilen ilk ve en önemli adımlara ek olarak, lisanssız yazılım kullanmak da bu saldırılara karşı sistemleri çaresiz bırakabiliyor. Söz konusu lisanssız yazılımlar, beraberinde açık kapılar bırakarak bilgisayarları saldırılara açık hale getirebiliyorlar. 

Etkilenen işletim sistemleri arasında Windows’un başını çektiği bu saldırı, Microsoft’un da yoğun mesai harcamasına neden olacal gibi duruyor. Windows 10 ile beraber gelen güvenlik çözümlerini atlatabilen saldırı, firmanın hedeflediği bilinçli kullanıcı kitlesine ulaşmak için izlediği yolu yeniden gözden geçirmesini sağlayabilir. 

Her ne kadar etkilenen Windows işletim sistemi olsa da, Mac OS kullanıcıları da güvenlik yazılımlarını kullanmayı ve güncellemeyi ihmal etmeseler iyi olur. 

Hedef, Ruslar ve Çinliler mi?

Güvenli yazılım şirketi Avast’ın açıkladığı verilere göre saldırıdan etkilenen ülkeler arasında ilk sıraları Rusya ve Çin alıyor. Başta Suriye olmak üzere sıcak çatışmaların yaşandığı küresel kriz, etkisini tıpkı bu virüsü ile yapılan saldırıda olduğu gibi, siber alanda da hissettiriyor. 

Saldırıdan etkilenen sistemlerin bir an önce temizlenmesi, yeniden ayağa kaldırılmasının ardından en çok beklenen açıklama, saldırının nereden ve kimler tarafından yapıldığı. Güvenlik yazılım şirketleri, izlerinin takibi son derece zor olan bu operasyonun izlerini açıkladığında, elde ettiğimiz bilgileri www.techinside.com üzerinden paylaşmaya devam edeceğiz. 

 

 

Uber kamyon taşımacılığı işine giriyor

0

Otomobil sahibi olan herkesi taksi şoförüne dönüştürerek ek gelir elde etmelerini sağlayan Uber şimdi de kamyon şoförlerini hedef alacak.

Şirketten sızan bilgilere göre araç paylaşım uygulaması Uber, Kasım ayında 4Front Logistics isimli firmada çalışan dört lojistik uzmanını işe aldı. Bu lojistik uzmanları, hangi üreticinin malının hangi kamyonlarla hangi müşterilere taşınacağına karar veren ve gerekli bürokratik işlemleri yürüten uzmanlar olarak biliniyor. 

Kamyoncular için Uber

Böylece Uber’in, kamyon sahiplerini de aynı otomobil sahipleri gibi, malını taşımak isteyen üreticilerin hizmetine sunmak üzere hazırlık yaptığı ortaya çıktı. Uber geçtiğimiz yıl ayrıca otonom sürüş teknolojisine sahip kamyonlar geliştirmeye çalışan Otto isimli startup’ı da 680 milyon dolar ödeyerek satın almıştı.

Tüm bu belirtiler ışığında Uber’in, ABD’de çok yoğun olan kamyon taşımacılığı alanında söz sahibi olmak için harekete geçmeye hazırlandığı anlaşılıyor. Kamyon sahiplerinin daha kolay iş bulmak için Uber’in geliştireceği yeni uygulamayı kullanarak malını taşıtmak isteyen üreticilerle buluşacağı ve Uber’in de bu taşıma işinden komisyon alacağı düşünülüyor.

TROY cüzdanlarda

0

Bankalararası Kart Merkezi (BKM) tarafından geliştirilen kartlı ödeme yöntemi ve markası TROY, altyapı çalışmalarının tamamlanmasının ardından artık cüzdanlara girdi.

Paranın ve ticaretin doğduğu topraklarda yepyeni bir marka

BKM Genel Müdürü Dr. Soner Canko, düzenlenen basın toplantısında TROY’un ilk kez tanıtıldığı 1 Nisan 2016’dan bugüne kadar geçen sürede ürünün gelişimini ve markaya dönüşme hikayesini anlattı. “Bundan böyle kartların sağ alt köşesinde bir Türk markası var” diyen Dr. Soner Canko, Türkiye’nin kendi ödeme yöntemi markasını yaratmasının tesadüf olmadığını, ekonominin kitabının tarih boyunca bu topraklarda yazıldığını belirtti.

Yerel ödemeler dünyası hareketli

Dünyanın diğer ülkelerindeki yerel ödeme yöntemi kullanımına yönelik bilgiler veren Dr. Soner Canko farklı ülkelerden çarpıcı örnekleri paylaştı. Canko “Örneğin 200 milyon nüfuslu Brezilya’da, yerel ödeme yöntemi Elo’ya sahip 110 milyon kart kullanılıyor.

 

1,3 milyar nüfusa sahip Hindistan’da ise 645 milyon adetlik banka kartı pazarının yüzde 38’ini Hindistan’ın yerel ödeme yöntemi olan Rupay oluşturuyor. Bir Akdeniz ülkesi olan 59 milyon nüfuslu İtalya’da ise yerel ödeme yöntemi olan Bancomat markalı 37 milyon adet kart kullanılıyor” diye konuştu.