HP’den 3D ve lazer yazıcı hamlesi

0
HP_LaserJetM277HP Türkiye yetkilileri, şirketin pazar hedeflerini, piyasaya çıkacak yeni teknolojileri ve teknoloji sektörünün genel durumunu değerlendirdi. Etkinlikte ayrıca kurumların daha verimli çalışabilmesi için tasarlanan yeni LaserJet yazıcı serisi tanıtıldı. Toplantıda konuşan HP Türkiye Baskı ve Kişisel Sistemler Grubu Ülke Direktörü Filiz Akdede, HP’nin Türkiye pazarındaki durumu, şirketin ikisi bir arada bilgisayar alanında sergilediği başarılar ve geleceğin üç boyutlu teknolojilerinin temelini oluşturacak olan HP Sprout platformu hakkında bilgiler verdi. IDC’nin en son verilerine göre HP’nin Türkiye pazarındaki konumunu değerlendiren Filiz Akdede, HP’nin kişisel sistemler pazarında yüzde 23, masaüstü bilgisayar pazarında yüzde 32, yazıcı pazarında da yüzde 50 oranlarla lider olduğunu vurguladı. Kişisel sistemler ürün grubu içerisinde mobilite, masaüstü ve dizüstü bilgisayar ürün gruplarının başarısını vurgulayan Filiz Akdede, hem tablet hem de dizüstü bilgisayarın rahatlığını sunan X360 dönüştürülebilir bilgisayar modellerinin satış rakamlarından duydukları memnuniyeti ifade etti. Ekranının ana gövdeden ayrılarak bir tablet olarak kullanılabildiği HP X2 ürün ailesinin özellikle kurumsal tarafta iş verimliliğini artırdığına dikkat çeken Filiz Akdede, Android ya da Windows tabanlı 8 farklı modelle özgün kurumsal ihtiyaçları karşılama becerisine sahip olduklarını belirtti.

Farklı bir masaüstü: Sprout

HP’nin fiziksel ve dijital dünyalar arasındaki sınırları kaldıran Sprout bilişim platformundan da bahseden Filiz Akdede, “23 inç dokunmatik ekranlı Sprout, bir bilgisayarın çok ötesine geçerek dahili projektörü sayesinde önüne konulan kitap, defter gibi nesneleri bilgisayar ortamına aktarabiliyor. Bu sayede önceden fiziksel olan her türlü obje dijitalleşiyor ve Sprout’un yaratıcılık uygulamaları sayesinde başka objelere dönüştürülebiliyor” açıklamasını yaptı. HP Sprout’un kullanıcı deneyimini yeniden tanımlayacağını ve geleceğin üç boyutlu teknolojileri için de bir temel oluşturacağını söyleyen Akdede, Sprout’un bu yönüyle türünün tek örneği bir bilişim platformu olduğunu vurguladı.

3D baskıda hedef endüstri

2D baskı alanında son 30 yılın dünya lideri olduklarını hatırlatan Filiz Akdede, 3D alanında da HP MultiJet Fusion teknolojisi ile devrim yaratacaklarını ifade etti. “3D yazıcıların ticarileşmesi ve bireysel kullanıma açılması için hız, kalite ve maliyet unsurlarını çözen MultiJet Fusion teknolojisiyle, mevcut en hızlı 3D baskı teknolojisinden 10 kat daha hızlı baskı alınabilmesini sağlayacağız” dedi. 3D baskı teknolojilerinde HP’nin kendi geliştirdiği teknolojilerle endüstriyel kullanımı hedeflediğini belirten HP Türkiye Baskı Sistemleri Kategori Müdürü Serkan Bayır, ürünün 2016 yılında satışına başlanacağını kaydetti.

Kurumsal baskı çözümlerine kapsamlı yaklaşım

HP’nin kurumsal baskı alanında sadece ürün değil, servis ve hizmet noktasında da çözümleri olduğunu belirten Bayır, şifreli baskı, cihaz ya da bulut üzerinde veri saklama, sadece kayıtlı cihazdan veya istenilen yerden baskı alabilme gibi güvenliği ön planda tutan çözümleri olduğunu da kaydetti. Bayır, tanıtılan üç yeni ürün haricinde Eylül ayında portföylerine yeni lazer yazıcılar dahil edeceklerini de sözlerine ekledi.

HP’nin yeni yazıcıları

HP, etkinlikte üç yeni modelini tanıttı. bunlardan LaserJet Pro M252 serisi kompakt yapısı ve enerji verimliliğiyle dikkat çekerken, mobil baskı seçenekleri ve kendi sınıfında ilk sayfayı en hızlı basan yazıcı olma özellikleriyle de farklılaşıyor. İkinci model olan LaserJet Pro MFP M277 ise en küçük çok işlevli yazıcı olma ünvanını elinde bulunduruyor. Kendi sınıfında en hızlı çift taraflı baskı alan yazıcı da olan M277 verimliliği artırmayı vaat ediyor. Lanse edilen diğer yeni ürünler olan LaserJet Enterprise M552 ve M553 serileri ise 5 ila 15 kullanıcının bulunduğu büyük çalışma grupları için ideal bir çözüm olarak sunuluyor. Bu ürünler, Google’ın Chromebook’lar ve Chrome işletim sistemli uygulamalar için yerel baskı standardı olan Google Cloud Print 2.0’ı destekleyen ilk yazıcılar olma niteliği de taşıyor. Yeni ürünlerin fiyatları ise KDV hariç 211 dolar ile 485 dolar arasında değişiyor.

GD Holding’ten 2 milyon TL’lik yatırım desteği

0
GD Holding Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Duyarlar
GD Holding Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Duyarlar
Bilişim sektörünün yeni markası GD Holding’in başarı hikâyesinin arkasındaki isim olan Gökhan Duyarlar’ın bir seri girişimci misyonuyla 2.2 milyon TL’lik yatırımla geliştirdiği “Kuluçka Merkezi”, hayata geçirdiği projeler aracılığıyla gelişimini sürdürüyor. Melek Yatırımcı tanımını değiştiren bir yaklaşım sunan “Kuluçka Merkezi”nin olgunlaşan ilk projeleri çalışanları internet üzerinden takip etmeyi sağlayan “Mobil Takip”, sadece satış odaklı sosyal paylaşım platformu olan “Çek Sat” projeleri oldu. GD Holding’in marketing, yazılım, donanım, operasyon, lojistik, hukuk, vergi, muhasebe, ve PR hizmetinden faydalanılarak, geliştirilen projelerin olgunlaşma süresi boyunca girişimcilerin GD Holding’in bir çalışanı gibi Holding’den maaş alması, Kuluçka Merkezi’ni melek yatırımcı tanımından farklılaştıran en önemli etken. GD Holding Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Duyarlar, merkezin girişimcilere sunduğu fırsatlar ve geliştirilen projeler hakkında şu bilgileri verdi: “Yarım milyon TL’lik yatırım desteği ile geliştirilen ilk projemiz, mobil takip projesi. Bugüne kadar özellikle sahada çalışanların takibi ve iletişimi noktasında geliştirilen projelerden farklı bir proje geliştirdik. Mobil takip aracılığıyla cep telefonları ve tabletlere indirilen bir uygulama ile çalışanların nerede olduğunu görebiliyoruz. Proje ile sahada çalışanların zaman ve emek kaybını ortadan kaldırmayı hedefledik. Özellikle büyük şehirlerde yaşanan trafik kaosu, saha çalışanlarını olumsuz etkiliyor. Mobil takip ile çalışanlar kendi aralarında lokasyona göre iş bölümü yapabilme fırsatı yakalayabiliyorlar. Bunu gerçekleştirdiğimiz saha analizlerinde okuyabiliyoruz. Merkezde henüz olgunlaşma aşamasında olan “Çek Sat” projesinin önümüzdeki dönemde hayata geçirilmesine yönelik çalışmalarımız sürüyor. Proje, kullanıcıların satışa sunmak istedikleri her şeyi, fotoğrafını çekerek anında internetten satişa sunmalarını sağlayacak bir proje. Kullanıcılar, tıpkı fotoğraf ve video paylaşım sitesi İnstagram gibi, cep telefonu ve tabletlere indirilen bir uygulama aracılığıyla satışa sunmak istedikleri her şeyi bu platformda sosyal medya ile paylaşabilecekler. Uygulama aracılığıyla tüm paylaşımlar Facebook, Twitter gibi sosyal ağlarda aynı anda yayınlanabilecek. Yine Kuluçka Merkezi’nde, uluslararası ölçekte 2 projemizi de hayata geçirme noktasinda ilerliyoruz. Bu projeler olgunlaştığında detaylı olarak paylaşacağız.”

OBASE, RichRelevance ile iş ortaklığı yaptı

0
OBASE Genel Müdürü Dr. Bülent Dal
OBASE Genel Müdürü Dr. Bülent Dal
Sunduğu çözümlerle alışveriş ortamı ve müşterinin dijital dokusuna uyumlu hizmetler sunan OBASE, kendi çözümlerini tamamlayan RichRelevance ile işbirliği yaptı. OBASE, müşteri verilerini iş değerine dönüştüren karar destek sistemi alanlarındaki deneyimlerini, Amazon’un akıllı öneri sistemini inşa eden David Selinger ve ekibinin kurduğu RichRelevance ile birleştirdi. Şirket, RichRelevance’ın e-ticaret ve perakende kuruluşlarına kişiye özel akıllı öneri operasyonunu kesintisiz yürütme imkanı sağlamayı amaçlıyor. OBASE Genel Müdürü Dr. Bülent Dal, 4. E-Ticaret Konferansı’nda yaptığı konuşmasında Türkiye’deki omni-channel uygulamalar ve RichRelevance iş ortaklığı ile ilgili şunları söyledi: “Müşterinin tüm geçmiş deneyimini ve anlık etkileşimlerini izleyip en özel öneriyi sunmak günümüzde dünyadaki tüm şirketlerin önceliğidir. Türkiye’de ise bu anlamda kişiselleştirme ve akıllı öneri sistemlerini kullanan firmalar henüz oldukça az. Şirketler pazarlarını büyütmek, hatta varlıklarını devam ettirebilmek için operasyonlarını ve pazarlama stratejilerini kişiye özel öneriler sunan uygulamalarla genişletmek zorundalar. Temmuz sonunda yayınlanan L2 Intelligence Report, Omni-Channel raporuna göre dijital kanallar tarafından etkilenerek yapılan fiziksel mağaza satışları 2012’de yüzde 14 iken, 2013’de yüzde 36’ya çıkmış bulunmakta. Lüks ürünler, elektronik ve otomobil ürünlerinde bu oran yüzde 50’ye ulaşmış durumda. Alanında dünya lideri olan RichRelevance ile gerçekleştirdiğimiz iş ortaklığı ile Türkiye’deki e-ticaret ve perakende kuruluşlarının da online ve offline’ın etkileşiminin yarattığı bu sinerjiden en verimli şekilde faydalanmaları ve büyümelerine katkı sağlamayı istiyoruz.” RichRelevance CEO’su Eduardo Sanchez ise işbirliğine dair şu yorumu yaptı: “Kişiselleştirmiş uygulamalar global firmalar için en önemli stratejik zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır. OBASE ile iş ortaklığımız, OBASE’in üstün kaynakları ve uzmanlığı ile Türkiye’deki perakende firmalarının da tüketicilerine özel taleplerine göre ileri bir müşteri deneyimi yaşatmalarını sağlamaktadır.”

Türk şirketlerinin en büyük kabusu veri kaybı

0
Businessman with an umbrella looking at a giant key with blue sky on the backgroundBimsa 19 Mart-8 Nisan tarihleri arasında yüzde 81’i 500 çalışanın üstünde olan şirketleri temsil eden 100 CIO’ya yönelik olarak bir anket düzenledi. 100 şirketin teknoloji konusunda 2015 projeleri, profesyonel hizmet aldıkları teknoloji şirketlerinden beklentileri, kritik operasyonları ve operasyonlara bağlı sıkıntıların araştırıldığı anket sonuçlarına göre büyük şirketlerin teknoloji liderleri için en kritik BT uygulaması yüzde 78 oranı ile kurumsal kaynak planlaması – ERP. Ankete katılanların ERP uygulamasının ardından ikinci sırada en önem verdikleri uygulama ise yüzde 33 ile e-dönüşüm projeleri oldu. CIO’ların “BT konusunda en büyük korkunuz nedir?” sorusuna ise yüzde 54 ile “Verilerin kaybolması” olarak yanıtı verildi. Verilerin kaybolması konusundaki endişeden sonra ise yüzde 49 ile ERP uygulaması sorunları ikinci sırada, yüzde 42 ile siber saldırı üçüncü sırada yer alıyor. “En çok sıkıntı çekilen uygulama?” sorusuna ise CIO’ların yüzde 37’si ile ERP, yüzde 24,69’u güvenlik, yüzde 23,46’sı veri depolama yanıtını verdi.“En çok operasyonel sıkıntı çekilen departman” sorusuna iseyüzde 40,74 ile üretim yanıtı verilirken, ikinci sırayı yüzde 23,46 ile finans aldı.

Yatırımlar veri güvenliğine

Ankete göre; 2015 yılında şirketlerde teknolojiyi yönetenler için yatırım önceliklerinde ilk sırada yüzde 41,3 oranı ile veri güvenliği geliyor. Yatırımda ikinci sırada yüzde 33,3 oranı ile kurumsal kaynak planlamasında yapacakları geliştirmeler, üçüncü sırada ise yüzde 26,7 oranı ile büyük veri analizi geliyor. Büyük şirketlerin yüzde 87’si verilerini kendi veri merkezinde tutuyor ve veri güvenliğini şirket olarak kendileri sağlıyor. Teknoloji liderlerinin yüzde 51’i kurumsal kaynak planlaması uygulaması için, yüzde 37’si donanım ürünleri için ve yüzde 30’u büyük veri ve bulut uygulamaları için bir BT tedarikçisinden destek alıyor.

Şirket başına veri miktarı 1,4 petabyte

BimSA Genel Müdürü Tunç Taşman, 2015 yılında 2010 yılına kıyasla yönetilecek veri miktarının 7 kat artacağı ve şirket başına yönetilecek veri miktarının 1,4 petabayt olacağı öngörüsüne dikkat çekerek, “Türkiye’de de büyük şirketlerin 2015 yılı için yeni yatırım konusunda verinin saklanması ve korunması için planlama yaptığı görülüyor. Bu sonuçlar verilerin artması, Büyük Veri’nin bulut ortamında saklanması, maliyet avantajı sağlaması, kolay erişilebilir ve raporlanabilir olması, mobil cihazlardan erişime açık olması ve bunun siber güvenliğe sahip bir ortamda gerçekleştirilmesi gibi ihtiyaçları beraberinde getiriyor” dedi. BimSA olarak bu ihtiyaçların hızla karşılanması için 2015 yılında yeni veri merkezi yatırımı yaptıklarını belirten Taşman, “Veri merkezi kapasitemizi iki katına çıkardık. Teknolojik olarak yazılımlarımız ve güvenlik sistemimiz ile doğru analiz yapılabilen, raporlanabilen veriye hızlı ulaşım ve veri güvenliğini sağlamak konusunda da iddialıyız.İki ayrı veri merkezimizdeki verileri yedekleyerek olası bir felakete karşı hem Holding verilerimizi, hem de müşterilerimizin verilerini koruyoruz” diye konuştu.

İTÜ’de 5G Çalışma Grubu kuruldu

0
ituYaklaşık 1 yıldır 5G üzerine araştırmalarına devam eden İTÜ, ileri teknolojilerde öncü olma misyonuyla yeni bir çalışma başlattı. Bilişim, elektronik ve telekomünikasyon alanında uzman akademisyenlerden oluşan “İTÜ 5G Çalışma Grubu” kuruldu. Bu sayede, sadece ülkemiz değil dünya için de yeni olan bu teknolojiyle ilgili teknolojik bileşenler, standartlar ve insan kaynağı konusunda araştırmalar yürütülecek. İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, “250. Yaşına doğru ilerlerken dünyanın en köklü üniversitelerinden biri olarak, amacımız yeni teknolojilerin keşfedilme sürecinden itibaren tüm aşamalarında sektörel paydaşlarla işbirliği yaparak yer almak. İTÜ bilimsel ve teknolojik çok sayıda yeniliğe imza atmış, ülkemizi yeni teknolojilerle tanıştırmış bir kurum olarak bugün de pek çok geleceğe yönelik çalışma yürütüyor. Şimdi ise dünyanın gündemindeki böyle önemli bir konuda, geleceğin teknolojilerini yapılandıracak aktörlerden biri olmak için çalışıyoruz” dedi. İTÜ’nün akademik bir kurum olarak başlıca görevleri arasında nitelikli insan kaynağı yetiştirmenin olduğuna dikkat çeken Karaca, şunları kaydetti: “5G’nin Türkiye’de şekillenmesi sürecinde aktif yer almak istiyoruz. Bunun standartları, frekansları ve alt teknoloji bileşenlerinin belirlenmesi gibi birçok aşamayı ele alacağız. Ama en önemlisi, bu alanla ilgili uzman işgücünü yetiştirmek hedefindeyiz. Bunun için öncelikle insan kaynağı eksikleri nedir, hangi akademik programlar geliştirilmeli konularına eğileceğiz. 5G üzerine hem sektörde hem de akademik anlamda çalışacak insan kaynağını yetiştirmeye yönelik yüksek lisans ve doktora programları açmayı hedefliyoruz.” İTÜ Elektrik Elektronik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Serhat Şeker de mobil internet pazarının giderek büyüdüğüne ve bu temeldeki teknolojilerin insan hayatının her alanını kolaylaştıracağına dikkat çekti. Şeker, “Mobil internet, nesnelerin interneti, makineler arası iletişim ve bulut teknolojilerinin potansiyeli hem ülkemizin ekonomik kalkınması hem de bilimsel ve teknolojik ilerleme adına çok önemli. İTÜ, bilimsel ve akademik ilerlemede inisiyatif alarak, bu alanda Türkiye’de yapılacak araştırma çalışmalarının mimarları arasında yer alma amacındadır” dedi.

EMC World’de inovasyon ve BT tekrar buluştu

0
Son yıllarda EMC World etkinliklerinin teması olarak Redifine’ı kullanan EMC, bu yıl bir değişilik yaparak mottosunu Redifine.Next olarak belirledi. Şirket, bundan sonraki yol haritasında iş ortaklarıyla daha yoğun bir yolculuğua girişmeyi hedefliyor. Katılımcı sayısı artan ve her geçen yıl daha da büyüyen EMC World’e bu sene ise 99 farklı ülkeden 10 binin üzerinde ziyaretçi katıldı. İşte bu etkinlikle ilgili tüm detaylar videomuzda.

Girişimcilerin Silikon Vadisi’ne giriş bileti

0
Startup-Istanbul-2-600x339Bu yıl 3-5 Ekim 2015 tarihleri arasında 40 ülkeden 1500’den fazla katılımcıyı ağırlaması beklenen Startup İstanbul, web sitesi üzerinden indirimli kayıt başvurularını (early bird) almaya başladı. Etkinlik, farklı ülkelerdeki girişimcilik kültürünü takip etmek isteyen yatırımcılara ve dünyaya açılmak isteyen tüm girişimcilere açık. Teknoloji girişimcilerinin sayısını artırmak ve uluslararası networking ortamı yaratmak amacıyla bu yıl üçüncü kez düzenlenecek olan etkinlik, geçtiğimiz yıl Startup İstanbul kapsamında gerçekleştirilen “Startup Challenge” girişimci yarışmasının birincisi Connected2.me’nin 500 Startups’tan yatırım almasını sağlamış ve Türkiye çıkışlı genç girişimcilerin kısa sürede Silikon Vadisi’ne taşınmasına yardımcı olmuştu. Startup İstanbul’da yabancı yatırımcıların ilgisini çekmeyi başaran ve küresel bir girişim yaratma yolunda hızla ilerleyen Connected2.me kurucuları Ozan Yerli ve Göksu Orhun, Aralık 2014’te Türkiye’deki yatırımcılardan da 1,2 milyon TL’lik yatırım almıştı. Geçtiğimiz yıllarda Startup İstanbul dâhilinde Microsoft Ventures ve Qualcomm Startups gibi dünya devlerine ev sahipliği yapan Etohum, bu yıl da ABD’den İran’a, Londra’dan Kosta Riska ve İsveç’e kadar dünyanın dört bir yanından gelen başarılı girişimcileri, dünya çapında ün salmış yatırımcılar ve mentorlar karşısında ağırlamayı planlıyor.

12. Teknoloji Ödülleri’ne başvurular alınmaya başlandı

0
TeknolojiOdulleriTürkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) ve Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD), Türkiye’nin teknoloji geliştiren ülkeler arasında yer almasının sağlanması ve yenilikçi ürünlerin geliştirilmesinin teşvik edilmesi amacıyla düzenlediği Teknoloji Ödülleri’nin 12’ncisi için başvurular alınmaya başlandı. Teknoloji Ödülleri Yürütme Kurulu Başkanı C. Müjdat Altay, TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Erol Arcaklıoğlu, TTGV Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Ultav ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran-Symes’ın katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda, Türkiye’nin teknoloji geliştirme ve 2023 hedeflerine ulaşma konusunda, devlet ile özel sektörün elele vererek seferber olması gerektiği çağrısında bulunuldu. Toplantının açılış konuşmasını yapan XII. Teknoloji Ödülleri Yürütme Kurulu Başkanı C. Müjdat Altay, “Bugün artık Türkiye’nin, dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer almak, ileri teknoloji tasarımı ve üretiminde bölgesel merkez olmak gibi iddialı hedefleri var. Geleceğin tasarlandığı bu süreçte, 2023 hedeflerine ulaşmak için yüksek teknolojide hakimiyet sağlamak ve Bilgi Toplumu’na dönüşmek şart” dedi.

“Daha çok kaynak ayrılmalı”

Türkiye’nin dünyada rekabetçi ekonomiler arasında yerini sağlamlaştırabilmesi için yenilikçi ürün ve teknoloji geliştirmeye daha fazla kaynak ayrılması gerektiğine dikkat çeken Müjdat Altay, “2014 yılında 242 milyar dolar olan toplam ithalatımızın yaklaşık 180 milyar doları imalat sanayi ürünlerinden oluşuyor. Bu alanda ortalama Ar-Ge’ye ayrılan payın yüzde 2.5 olduğunu varsayarsak yurtdışında yapılan Ar-Ge’yi 3 milyar dolar ile desteklemiş olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu trendi, tersine çevirmek zorundayız. Unutmamalıyız ki, bu alanda ancak topyekûn bir işbirliği ile başarılı olabiliriz” dedi. Türkiye’nin her yıl düzenli olarak yayınlanan Küresel İnovasyon Endeksi’nde son 4 yılda basamakları 10’ar, 20’şer tırmandığının altını çizen Müjdat Altay, “30 başvuru ile başladığımız Teknoloji Ödüllerine 11 yılda 872 proje ön başvuruda bulundu. Bugün 12’ncisini başlatırken, önceki yılın 198 olan ön başvuru sayısını aşmayı hedefliyoruz” diye konuştu. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran-Symes günümüzde milyarlarca makinanın, önümüzdeki yakın yıllarda ise yüz milyarca makinanın birbirleriyle iletişimde olup, veri üreten bir yaşamın olacağına değinerek; “Yaşamın her noktasında ve her anında bu bilgiler insanların, kurumların iş yapma biçimlerini ve yaşam beklentilerini, özel hayatlarını değiştiriyor olacak. Daha akıllı endüstriler, akıllı şehirler ve sonunda daha akıllı bir dünya söz konusu olacak. Bizim işte böyle bir dünyaya hazırlanmamız gerekiyor. Ülkemizde teknolojiye yatırım yapan şirketlerin ve nitelikli araştırmacı insan gücünün katkısıyla büyüttüğümüz Teknoloji Ödülleri’nin 12.sinin başvuru sürecini bugün başlatıyoruz. Başvuruların sayılarının bu sene artmasını ümit ediyoruz. Etkinliğimizin özel sektör içerisinde heyecan verici bir yarış olduğunu görmekten çok mutluyuz. Bugünün acımasız küresel rekabet ortamında, kazananlar tarafında olmak istiyorsak, amaç, neler olabileceği üzerine fikir yürütmek değil, nelerin olmasını sağlayabilirim diye hayal kurmak olmalıdır. Yenilik tiryakisi olmak zorundayız” açıklamasını yaptı.

“Orta gelir tuzağından çıkış yolu, teknoloji”

TTGV Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Ultav ise Teknoloji Ödülleri’nin Türkiye’deki benzerlerine göre en önemli farkının; ‘her alanı temsil etme gücü’ olduğunu vurguladı. Ultav, konuşmasında şunları söyledi: “Önemli bir dönemeçten geçiyoruz. İçinde bulunduğumuz orta gelir tuzağından kurtulmak, ancak inovasyon ve teknolojiyle mümkün. Ülke olarak, bir üst lige çıkmak, verimlilik ekonomisi paradigmasını değiştirmek için, rekabet gücümüzü ortaya koymamız gerekiyor. Bu önemli dönüşümde ‘ben de varım’ diyen tüm firmaları, Türkiye’nin Teknoloji Ödülleri yarışına katılarak rekabet güçlerini göstermeye davet ediyoruz. Bizden önce, bu yolculuğa çıkan ülkelere yetişmek, onları geçmek, bütçeleri ile birçok devlet bütçesini aşan dünya devi markaları yakalamak için tek yol; Ar-Ge’de, teknolojide, inovasyonda yetkinliğimizi artırmak. İnanıyoruz ki, bundan sonra da devlet ve özel sektör el ele verip aynı inançla çalışırsa, teknoloji geliştirme konusunda topyekun bir seferberlik ilan edip, başarıya giden yolu hızlandırabiliriz.” Toplantıda TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Erol Arcaklıoğlu ise özel sektörün yenilik geliştirme konusunda başarılı ve girişken olduğunu, kendine güvendiğine değinerek; “Ar-Ge anlamında da zihinsel bir dönüşüm yaşıyor. Başarının burada olduğunu bizzat yaşayarak görüyor. Devlet desteği ile birlikte bu başarı çok yükseklere çıkıyor. Ar-Ge ve yeniliğin öneminin farkında olan bir devlet politikası izlenmesi ve buna sınırsız destek verilmesi ile ciddi mesafe aldığımızı söyleyebiliriz. Bugün Ankara’da özel bir etkinlikle Türk Sanayisi için geliştirilen ve tanıtımı gerçekleştirilecek Ufuk2020 projesi de güzel bir örnek. Bu teşviklerle ödüller başvurunun nitelik ve nicelik olarak artacağını söyleyebiliriz. Bugün sürecini başlattığımız 12. Teknoloji ödülleri sürecinin sonunda yaklaşık 1 yıl sonra farklı ödül kategorilerinde ve farklı ölçeklerde başarılı firmalar teknoloji ödüllerine kavuşmuş olacaklar. Seneye bu vakitlerde bir firmamız büyük ödülü alarak en büyük sevinci yaşayacak. Biz de onları alkışlayarak bu coşkuya ortak olacağız. Bu yarışta yer alacak tüm firmalarımızı kutlamak istiyorum. Aslında kaybedeni olmayan bir yarışma olacak.’ dedi.

Twitter’da spam riski devam ediyor

0
twitterSosyal medyanın devlerinden Twitter, koyduğu yeni kurallar ile spam’leri, tehditleri ve hakaret içeren gerçek dışı tweet’leri engellemeyi hedefliyor. Ancak gelen bilgiler Twitter’ın aktif hale getirdiği bu kurallar sisteminin yetersiz olduğunu ortaya koyuyor. CIO Insight için bu riskleri ele alan Mike Elgan, konuyu şu sebeplerle özetliyor.   1- Mesaj filtreleme  algoritması Twitter’daki en büyük değişiklik, zararlı içeriğe sahip tweet’lerin algoritmalar tarafından tespit edilip gizlenmesi. Ancak bu adım faydalı olmanın aksine, kurban durumundaki kullanıcı için daha büyük zararlar içeriyor. Zira kullanıcı trolllerin yayınladığı zararlı tweet’leri görmezken, geri kalan tüm Twitter üyeleri bu paylaşımları görebiliyor! Yani zarara uğrayan kişilerin sadece gözü kapatılmış oluyor. 2 – Tehdit açılımı genişliyor Eski kurallar direkt olarak gelen tehditlere karşıyken, yeni uygulamalar ile dolaylı yoldan gelen tehditvari içerikler de engelleniyor. Ancak bu yöntem halen yetersiz bulunuyor. 3 – Hesapların geçici olarak kullanım dışı tutulması Twitter kullanıcıları zararlı içeriğe sahip tweet’leri rapor ettiklerinde, Twitter kötü niyetli kullanıcıların hesabını inaktif hale getirebiliyor. Hesabın tekrar aktif hale gelmesi için telefon numarası ile onaylama talep eden marka böylece troll’lerin önüne geçmeyi hedefliyor. Lakin troll kullanıcılar çok kısa sürede sayısız yeni sahte hesap açabileceği için bu girişim de manasız oluyor. 4 – Takip etmediğiniz kişilerin özel mesajlarına izin Kısa bir süre önce devreye alınan ve takip etme zorunluluğu gerektirmeden özel mesaj gönderebilme izni veren “Receive Direct Messages from Anyone” opsiyonu ile birlikte artık Twitter üyeleri, bu seçeneği aktif hale getirirlerse takip etmedikleri kişilere özel mesaj atabiliyor. Zira troll tayfası eskiden bir kişiye zarar vermek istediğinde, onun bağlantıda olduğu kişilere de saldırıda bulunabiliyordu. Tehdit altında olduğunuzu belli etmek için herkese açık mesaj paylaşımı yaptığınızda ise troll kullanıcıları diğer arkadaşlarınıza yönlendirmiş oluyorsunuz. Tam olarak, takip etmediklerinize özel mesaj atamıyorsunuz, yine genel bir paylaşım yapmanız gerekebiliyor ve troll arkadaşlarınızı rahatsız edebiliyor.

2015’in ilk 3 ayında siber saldırılar 2 kat arttı

0
cyber-attack-keyboard-klavye-digital2015, siber saldırılar açısından hızlı başladı. Yılın ilk üç aylık döneminde şimdiye kadarki en sofistike, gelişmiş ve kalıcı siber casusluk örneğiyle karşılaşıldı: Equation. Stuxnet ve Flame süper tehditleriyle bağlantılı bu tehdidin bilinen ilk örnekleri 2002 yılına kadar uzanıyor. Aynı dönem içinde ayrıca Kaspersky Lab, doğrudan bankalardan çalınan 1 milyar ABD Doları ile bugüne kadarki en karşı siber suç eylemi olan Carbanak; ilk Arap siber casusluk grubu Desert Falcons’un keşfi ve Fransızca konuşulan siber casusluk kampanyası Animal Farm tarafından gerçekleştirilen saldırılar hakkında da ayrıntılı bir rapor yayınladı. Kaspersky Lab Global Araştırma ve Analiz Ekibi (GReAT) Baş Güvenlik Uzmanı Aleks Gostev, bu artışa dair şu yorumları yaptı: “Geçtiğimiz yıllarda Kaspersky Lab, Rusça, Çince, İngilizce, Korece veya İspanyolca gibi birçok dilde akıcı olduğu görülen çok sayıda siber tehdit aktörü gözlemledi. 2015 yılında Arapça ve Fransızca “konuşan” siber tehditlere rastladık ve aklımıza ister istemez “sonrakinin kim olacağı” sorusu geldi. Bizim işimizde en dikkat çekici olan, daha önce bildiklerinizden üstün yeni bir tehdidi keşfetmektir. Her seferinde son keşfinizin zararlı yazılımların kralı olduğunu düşünürsünüz. Ancak aylar içinde bir önceki keşfinizi de geride bırakan yeni bir şey keşfedersiniz. Siber dünya bu şekilde işler: bizi kandırmak için kullandıkları araçları sürekli olarak yükselten avcıları avlarken biz de öğreniriz.”

Rakamlarla 2015’in ilk çeyreği

• Kaspersky Güvenlik Ağı verilerine göre Kaspersky Lab ürünleri, 2015’in 1. Çeyreğinde bilgisayarlar ve mobil cihazlarda toplam 2,2 milyar zararlı yazılım saldırısını engelledi; bu rakam 2014 yılının 1. Çeyreğinin iki katına tekabül ediyor. • Kaspersky Lab çözümleri dünyanın her yerinden çevrimiçi kaynaklarda 469 milyon saldırıyı püskürttü; bu rakam 2014’ün 1. Çeyreğindeki rakamdan yüzde 32,8 daha fazla. • 93 milyon benzersiz URL web antivirüs programları tarafından zararlı olarak tanımlandı; bu rakam 2014’ün 1. çeyreğinden yüzde 14,3 daha fazla. • Kaspersky Lab ürünleri tarafından etkisiz hale getirilen web saldırılarının yüzde 40’ı, Rusya’da bulunan zararlı web kaynakları kullanılarak gerçekleştirildi. Geçtiğimiz yıl Rusya birinciliği ABD ile paylaşıyordu. Bu iki ülke, aralarındaki web saldırılarının yüzde 39’undan sorumluydu. • Mobil cihazlar için 103.072 yeni zararlı yazılım (2014’ün 1. Çeyreğinden yüzde 6,6 daha az) • 1527 yeni bankacılık Trojanı, 2014’ün 1. Çeyreğinden sadece yüzde 29 daha fazla. Artış hızı yavaşlıyor: 2014’ün tamamında Kaspersky Lab, 2013’ün dokuz katına denk gelen 12.100 mobil bankacılık Trojanı tespit etmişti.

Vodafone’dan kamu çalışanlarına yeni fırsat

0
Vodafone_kamuVodafone, Akıl Küpü Tarifeler adıyla yenilediği faturalı portföyünü kamu çalışanları ve ailelerine özel tarifelerle zenginleştirdi. Yoğun akıllı telefon kullanımıyla farklılaşan kamuluların konuşma ve mobil internet ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlanan yeni Vodafone Akıl Küpü Kamu Tarifeleri, iki kat daha fazla internet ve tarifeye ek 1 TL’ye 21 milyonluk Vodafone ailesiyle sınırsız konuşma avantajları sağlıyor. Yenilenen tarifeye göre, Kırmızı Akıl Küpü Tarifesi 500 dakika, 1000 SMS, 2 GB internet ile 29 TL’den, Mavi Akıl Küpü Tarifesi ise 750 dakika, 1000 SMS, 4 GB ile 39 TL’den abonelere sunuluyor. Aboneler ayrıca, daha fazla internete ihtiyaç duyduklarında, ayda 7 TL ödeyerek 500 MB akıllı ek internet paketi alabiliyorlar. Vodafone Akıl Küpü Kamu Tarifeleri’ne geçen aboneler, yakın çevreleriyle uygun fiyatlara haberleşme avantajı da yaşıyorlar. Buna göre, referans olarak 5 yakınını Vodafone Akıl Küpü Kamu Tarifeleri’ne getirebiliyor; ayrıca, seçtikleri Vodafone Akıl Küpü Kamu Tarifesi’ne ek olarak 1 TL’ye alabilecekleri paket sayesinde, 21 milyonluk Vodafone ailesiyle sınırsız konuşma imkânına kavuşuyorlar.

DenizBank, telefon bankacılığını Skype’a taşıdı

0
DenizBank Ödeme Sistemleri ve Şube Dışı Kanallar Grubu Genel Müdür Yardımcısı Ayşenur Hıçkıran
DenizBank Ödeme Sistemleri ve Şube Dışı Kanallar Grubu Genel Müdür Yardımcısı Ayşenur Hıçkıran
Müşterilerinin ihtiyaç duyabilecekleri her an her yerde ulaşılabilir olmak amacı ile çalışmalarını sürdüren DenizBank İletişim Merkezi, finans sektöründe yenilikçi bakış açısıyla bir ilke daha imza atarak, Skype üzerinden İletişim Merkezi’ne erişim uygulamasını hayata geçirdi. Müşterilerine telefonun dışında Açıkdeniz İnternet Bankacılığı’ndan Chat, Mobildeniz ve fastPay uygulamaları üzerinden de sesli arama ve Chat ile çağrı merkezine ulaşım imkanı sağlayan Denizbank İletişim Merkezi, 444 0 800 üzerinden verdiği tüm hizmetleri bu kanallardan da sunuyor. Intertech tarafından geliştirilen uygulama ile Skype üzerinden Denizbank İletişim Merkezi’ne hem yurtdışı hem de yurtiçinden; cep telefonu, tablet ya da bilgisayardan “skypedestek.denizbank“ hesabı üzerinden sesli arama yapılarak ulaşılabilecek. Skype üzerinden İletişim Merkezi’ne bağlanan müşteriler Türkçe, İngilizce ve Rusça dillerinde hizmet alabilecekler. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan DenizBank Ödeme Sistemleri ve Şube Dışı Kanallar Grubu Genel Müdür Yardımcısı Ayşenur Hıçkıran, kullanıcılara maksimum kolaylık sağlama anlayışı ve yenilikçi bakış açısıyla bankacılık sektöründe ilk olan inovatif uygulamalara imza atmaya devam edeceklerini belirtti. Hıçkıran, “BAI – Finacle Global Banking Innovation Awards 2014’te dünyanın en inovatif bankası ödülünü alan bankamız, yenilikçi bakış açısı ile müşterilerimize maksimum fayda sağlayacak uygulama ve hizmetleri, tüm kanallarımızda olduğu gibi İletişim Merkezi’mizde de hayata geçirmeye devam edecektir. Özellikle yurtdışında yaşayan ve sıklıkla seyahat eden müşterilerimizin bu uygulamamızı çok aktif kullanacaklarına eminiz. Müşterilerimizin bize ihtiyaç duyabilecekleri her an, her yerde yanlarında olacağız.” dedi.

Satın aldığınız veriler işe yarıyor mu?

0
internet-user-demand-talepHedef kitlenize ulaşmak için satın aldığını veriler gerçekten de verimli oluyor mu? Bu sorunun yanıtını bilmek ve doğru müşteriye, doğru ürün ile yaklaşabilmek için kullanıcı verilerini satın almadan önce dikkat edilmesi gereken noktalar var. Özellikle pazarlama uzmanlarının gözünden kaçan bazı detayları MarketingProfs için Adam Paulisick derlemiş.   1- Satın alacağınız veriler gerçekten de hedef kitlenize mi ait? Yoksa sadece geleceğin olası müşteri kesiminin bilgilerini mi içeriyor? Satın alacağınız verilerin mutlaka doğru kitleye ait olduğuna dikkat edin. 2- Pazarlamacıların en çok dikkat etmesi gereken konu, verilerin hangi kaynak ya da kaynaklardan geldiği ve hangi zaman aralığına ait bilgilerden oluştuğudur. Size satılan bilgiler gerçeği ne kadar yansıtıyor, yeterince güncel mi yoksa daha önce işlenmiş ve faydalanılmış bir içerikten mi ibaret? 3- Eldeki verilerin gerçekten de hedef müşteri kitlesine ait olduğuna emin olmalısınız. Daha sonra buna uygun olarak yapacağınız reklam çalışmalarında sadece verinin geldiği kaynağa değil, olası diğer tüm bağlı mecralara tanıtım içeriğinizi ulaştırmalısınız. 4- Satın aldığınız veri paketlerinin güncelliğinden emin olun. Çoktan geçerliliğini yitirmiş bilgiler için para harcamayın. 5 – Kaynaklarınız üzerinde söz sahibi olun. Yeni verilere sahip olurken, eskileri gözardı etmeyin! 6- Hedefinize uygun verileri alın. Tekil müşterilere mi yoksa genel bir kitleye mi hitap edeceğinizi iyi düşünün. 7 – Verilerin kullanılabilirliği ve niteliği önemlidir. Sadece ürün ve müşteriye ait içeriğe değil, onlarla ilgili “satın alımı muhtemel diğer ürünlere” de bakın. 8- Elinizdeki verilerin genel geçerliliğini kontrol edin. Mevcut veriler ne kadar süreyle geçerli olur ya da bu verilerin kaynağı olan kitle ne gibi değişimler geçiriyor olabilir, bunları detaylandırın. 9- Verilerin ne zaman ve hangi lokasyonda işe yarar olduğunu düzenli olarak kontrol edin. 10 – Satın aldığınız verilerin kullanımı, işlenişi sonrasındaki size geri dönüşün ne kadar “yeterli” olduğuna bakın. Sonraki satın alımlarda buna göre tercihler gerçekleştirin.

HP’nin eski CEO’su başkanlık yarışında

1
Hewlett-Packard’ın eski CEO’su Carly Fiorina, yaptığı açıklama ile birlikte 2016 Başkanlık seçimi yarışına dahil olduğunu müjdeledi. Fiorina, duyuruyu ABC kanalındaki Good Morning Amerika programında ve Twitter hesabında gerçekleştirdi. Fiorina’nın Beyaz Saray yarışındaki tek kadın Cumhuriyetçi olacağı öngörülürken, eski CEO seçim kampanyasına ait web sitesini de aktif hale getirdi.
Adaylık sonrası eski CEO’nun süreçte zorlu bir yola girdiği düşünülüyor. Zira Carly Fiorina, HP ile çalışırken pek de olumlu olmayan eleştiriler ile karşılaşmıştı. Öte yandan ünlü isim, 2010 yılındaki Senatörlük yarışında da kaybeden isimlerden biriydi. Yarış döneminde Senatör Barbara Boxer, Fiorina’a sert bir şekilde saldırmış ve kariyerindeki başarısızlıkları öne çıkartmıştı. Tam ismi “Cara Carleton Sneed “Carly” Fiorina” olan eski CEO, yeni Başkan adayı 1954 doğumlu. Kampanya sitesinde HP’deki görevine ve yaptıklarına da bolca yer veren Fiorina, Stanford Üniversitesi’nin Ortaçağ Tarihi ve Felsefe bölümlerinden mezun.

Girişimci işletmeler buraya

0
Bu hafta sizler için BenQ W1070+’ı inceledik. Üst uç seviyede bir ürün olan ve KDV dahil 3499 TL’lik fiyatla satılan cihaz, girişimci işletmeler için alternatif bir çözüm sunuyor. Nasıl mı? Cevabı videomuzda.

Ereteam’den Büyük Veri Konferansı’na destek

0
Ereteam Genel Müdürü Gökhan Nalbantoğlu
Ereteam Genel Müdürü Gökhan Nalbantoğlu
Bilişim sektörünün Türkiye’deki önde gelen firmalarından Ereteam, Büyük Veri, Nesnelerin İnterneti, Yeni Nesil Teknolojiler ve bunların iş uygulamaları üzerine dünya standartlarında konuşmaların gerçekleştirileceği “Big Data Big Ideas” Konferansı’na Altın Sponsor olarak destek veriyor. Büyük Veri ile desteklenen iş uygulamaları ve akıllı yönetim modelleri başta olmak üzere, birçok konuya ev sahipliği yapacak konferansta, Altın Sponsor Ereteam’in Genel Müdürü Gökhan Nalbantoğlu da “Türkiye’de Herkese Büyük Veri” başlıklı bir konuşma yapacak. Teknoloji dünyasının liderlerini 26-27 Mayıs tarihlerinde Zorlu Center’da buluşturacak konferansta, alanında dünyanın önde gelen düşünce liderleri ve trend analistleri; büyük veri teknolojileriyle entegre edilmiş, yenilikçi iş modelleri üzerine değerlendirmelerini ve gelecek tahminlerini sunacak. Küresel trendler ve iş modelleri ele alınarak teknoloji ile desteklenen değişim yönetimi hakkında yeni perspektifler, uygulama sunumları, vaka örnekleri ve uzman görüşleri katılımcılarla paylaşılacak.

BAE Systems ve Fotoniks işbirliği Hürkuş’a yarayacak

0
hurkusUçaklarda kullanılmak üzere sanal gösterge paneli geliştirmek için birlikte çalışacaklarını duyuran BAE Systems ve Türk teknoloji şirketi Fotoniks, anlaşma kapsamında bu sistemlerin bölgesel olarak dağıtımında da birlikte çalışacak. Anlaşmanın bir parçası olarak Fotoniks, BAE Systems’in LiteHUD Sanal Gösterge Paneli’ni (Head-Up Display) Hürkuş’un temel eğitim uçaklarındaki Sanal Gösterge Paneli sistemine entegre etmek için çalışacak. İki şirket ayrıca, lokal ve bölgesel Pazar için Fotoniks’in Ankara’da bulunan tesislerinde Sanal Gösterge Paneli sistemini geliştirecek. BAE Systems’in patentli dalga kılavuzu teknolojisi kullanılan LiteHUD Sanal Gösterge Paneli, bilinen Sanal Gösterge Paneli’nden hacim olarak yüzde 60 daha küçük ve yüzde 50 daha hafif tasarlandı. Ayrıca, Hürkuş platform gibi hem mevcut hem de gelecekte oluşturulacak pilot kabinlerinde kolay entegrasyona izin veren modüler bir dizayna sahip. BAE Systems Başkan Yardımcısı ve İletişim ve Kontrol Çözümlerinden Sorumlu Genel Müdür Vekili Jim Garceau anlaşma ile ilgili olarak, “Bugünün savunma ve havacılık-uzay ortamında, ülkede ya da bölgede kurulmuş bir şirket ile çalışma kabiliyetine sahip olmak sadece bizim için değil, son kullanıcı için de, özellikle servis ihtiyacı gerektiği durumlarda, olmazsa olmaz hale geldi. Fotoniks ile birlikte çalışmak, bize Sanal Gösterge Paneli Sistemi’ni yerel imkanlar dahilinde tam ölçekte üretim ve bölgedeki müttefik güçlere satış fırsatını sağlayacak.” şeklinde konuştu. Fotoniks Genel Müdürü Cem Yazıcıoğlu ise imzalanan anlaşma ile ilgili olarak, “BAE Systems ile lokal olarak işbirliği içinde çalışmak Türkiye’ye teknoloji transferi, gelecek için potansiyel iş sahaları ve bölge kapsamında destek hizmetleri gibi pek çok fayda sağlayacak. BAE Systems ile çalışma kararımız ile birlikte bu teknolojiyi gelecekte Türkiye’de birlikte geliştirmek mümkün olacak.” dedi.

Yemeksepeti’nin gelecek planları? Zırrr…

0
YemeksepetiTakvimler 2000’li yılların ilk yarısını gösteriyor. İstanbul’da sıcak bir gün. Byte dergisi için İbrahim Özdemir’le birlikte röportaj peşindeyiz. Etiler tarafındaki küçük bir villada, dönemin yeni girişimlerinden Yemeksepeti’nin yerini bulmuş, duvarları tablolarla bezenmiş daracık bir merdivenden üst kata çıkmıştık. Gidiş amacımız, Türkiye’nin internetteki bu yeni girişiminin neler yaptığını ve hedeflerini öğrenmek. Röportaj öncesi dergide ekip olarak Yemeksepeti’nin varlığından ne kadar mutlu olduğumuzdan, siparişleri hep aynı isimden – Berkin Bozdoğan – verdiğimiz için “en çok sipariş veren isimler” sıralamasında ne durumda olduğumuzu konuşuyoruz. Ardından sıra röportaj sorularında… – Yemeksepeti’nin kuruluş hikayesini (zırrrr); kuruluş hikayesini anlatır mısınız? – Peki tüketicilerin tepkisi nasıl? İnsanlar online ticarete çok sıcak bakmıyorken size olan ilgileri (zırrrr); size olan ilgileri nasıl? – İlerisi için planlarınız (zırrrr); planlarınız neler? İstanbul dışında (zırrrr); İstanbul dışında öncelikle hangi şehirlerde hizmet vermeye başlayacaksınız? En sonunda dayanamayıp, kapı zilini andıran bu sesin nedenini soruyoruz. Sanki Yemeksepeti’nden verilen her sipariş önce şirketin merkezine getiriliyor da ondan sonra sipariş verenlere iletiliyormuşcasına kapı çalıyormuş gibi geliyor. Aydın ve Ödemiş bu sesi şöyle açıklamıştı: “Bu, bizim hızlı hizmet verebilmek adına uyguladığımız bir sistem. Yemeksepeti.com’a gelen her siparişte bu ses çalıyor. Biz de böylece yeni siparişleri görebiliyor, hızlıca ilgili restorana ve gerekirse müşteriye dönüş yapabiliyoruz.” O gün, Yemeksepeti ofisinde kaldığımız yaklaşık 1 saat içinde pek çok kez bu “kapı zilini andıran” sesi duyduk. Tam sayıyı hatırlayamıyorum ama her 3-4 dakikada duyuyorduk. Aydın ve Ödemiş, bu yöntemi daha önce ilk açıldığı dönemlerde Amazon.com’un kullandığını, ancak sipariş sayısının hızla artması sonucu vazgeçtiklerini söylüyor. Yemeksepeti aradan geçen yıllarda hızla büyüdü, birkaç kez adres de değiştirdi. 2014 sonlarında şu anki ofislerine gittiğimde eski küçük villadaki halleri geldi aklıma. Otomatik açılır kapıdan girer girmez küçük holün tavanında belki 1000’den fazla “restoran magneti“nin tavana yapıştırıldığını görmüştüm. Evet, artık zil sesi yok ama Yemeksepeti, 2001’de başladığı yolculuğuna aradan geçen yaklaşık 15 yılın ardından Delivery Hero’yla devam etme kararı aldı. Haberin yayılmasıyla birlikte çeşitli yorumlarla karşılaştım. 589 milyon dolarlık değeri az bulanlar, zaten sayıları düşük olan başarılı yerli internet girişimlerinden birinin daha yabancılara satılmasını eleştirenler, bunu gerçek bir başarı olarak görenler ve dahası. Konuya nasıl yaklaşırsanız yaklaşın, günümüz ekonomisinde sanal dünyayı temel alan girişimlerin önünde üç yol var. Birincisi; benzer iş alanında bulunan farklı ülkelerdeki şirketleri satın almak. Geçen yıl Türkiye’ye bu şekilde olmasa da diğer ülkelerde bunu yaparak giren BlaBlaCar gibi. İkincisi organik büyümek. Global marka olma yolunda hedeflediği ülkelerde kendi organizasyonunu kurarak büyümeye çalışmak. Yemeksepeti, en zor olan bu yolu seçmişti. Üçüncüsü ise, belirli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra iş dünyasında “exit” olarak tanımlanan çıkışı gerçekleştirerek o alandan tamamen çıkmak ya da şirketinin hisselerini devretmek. Yemeksepeti, ikinci yolu izlerken üçüncüsü ile devam etme kararı aldı. Daha önce benzer süreçleri Gittigidiyor’un eBay tarafından satın alınmasında ya da Sina Afra’nın Markafoni hisselerini satmasında görmüştük. Yemeksepeti, bir süre daha “neden kendi olarak büyümeye devam etmedi?” eleştirisi alacaktır. Ama bu eleştiriler ekonomik ve ulusal bakış açısından çok, iş dünyasına bir markanın müşterilerini kendisine bağlamayı öğrettiği için olacak…

Cisco’da yeni CEO belli oldu

0
CiscoCisco’da CEO görevine kimin geleceği belli oldu. Yapılan resmi açıklamaya göre bu yeni isim Chuck Robbins. 1997’de Cisco’ya katılan Robbins, zaman içinde bölge müdürlüğü, ABD Kanal Satış Direktörü, Cisco ABD Başkan Yardımcısı gibi görevlerde bulunmuştu. Aralık 2012’de şirketin global organizasyonunda Kıdemli Başkan Yardımcılığı görevini üstlenen Robbins, mevcut CEO John Chambers’la birlikte şirketteki en deneyimli isimlerden biri. Yapılan resmi açıklamaya göre Robbins 26 Temmuz 2015 itibariyle CEO’luk görevini devralacak. Şirketin efsanevi isimleri arasında gösterilen ve pek çok yayın ve organizasyon tarafından dünyanın en başarılı CEO’ları arasında gösterilen John Chambers ise Yönetim Kurulu Başkanı olarak şirkette görev almayı sürdürecek.