Techinside Google News

Çin mobilite devi Didi’yi cezalandırıyor

Çinli yetkililer, Didi’ye 1 milyar dolar para cezası vermeye hazırlanıyor. Bu, firma için hararetli bir dönemi sona erdirebilecek bir hamle olarak nitelendiriliyor. Didi, şirketin New York’taki hisselerini satarak 4 milyar dolar toplamasının ardından Çin hükümetinin ilgi odağı oldu. Pekin, New York Menkul Kıymetler Borsası (NYSE) listelenmesinden sonraki günlerde Didi’ye bir veri güvenliği soruşturması başlattı ve “kullanıcı verilerini yasa dışı olarak topladığını” iddia etti. Ancak, hem ülkenin düzenleyicileri hem de Didi, hangi verilerin yasa dışı olarak toplandığı konusunda ayrıntı vermedi. NYSE’de listeleme, potansiyel olarak ABD düzenleyicileriyle veri paylaşımını içerir. Didi’nin yıllık yaklaşık 500 milyon kullanıcısı var. ABD makamlarının bu kadar büyük bir veri kümesini araştırma potansiyeli, Çin’de bazı endişelere neden olmuş gibi görünüyor. Şirketi araştırırken, Çinli yetkililer yerel uygulama mağazalarını Didi’nin uygulamasını kaldırmaya zorladı. Birçok Batılı ülkenin aksine Çin, tarihsel olarak güçlü veri koruma uygulamalarıyla ilişkilendirilen bir ülke değildir. Ancak Pekin, son yıllarda veri uygulamalarını araştırmasını artırdı. Nisan 2020’de, Çin’in nispeten yeni Siber Güvenlik İnceleme Ofisi – ülkenin internet düzenleyicisi olan Çin Siber-uzay İdaresi bünyesinde yer alan – rolleri ‘Siber Güvenlik Gözden Geçirme Önlemleri’nin bir parçası olarak tanımlandı. Daha fazla siber güvenlik önlemi Şubat 2022’de yürürlüğe girdi. Yeni Siber Güvenlik İnceleme Ofisi, düzenleyiciye verilerin korunacağını garanti etmeyen herhangi bir şirkete karşı harekete geçeceğini göstermek için bir Didi örneği yapmış gibi görünüyor.

Herbert Diess Volkswagen ile yollarını ayırıyor

Herbert Diess, dört yıl önce Alman otomobil üreticisi krizdeyken, strateji ve kültürde dramatik değişiklikler yapma baskısı altındayken Volkswagen AG’nin başına geçti ve eski BMW yöneticisi yeni bir vizyon sundu. Diess, kontratının sona ermesinden üç yıl önce, 1 Eylül’de Volkswagen’den ayrılacak ve Alman otomobil devinin baş yıkıcısı olarak belirlediği hedeflerin çoğu bitmemiş ve belirsiz. Bunların arasında öne çıkanlar, Diess’in Volkswagen bünyesinde Almanya merkezli bir yazılım şirketi olan CARIAD’ı yaratma çabası ve VW’nin elektrifikasyon yatırımlarını finanse etmeye yardımcı olmak için tasarlanan lüks Porsche markası için vaat edilen bir borsa listelemesi oldu. Diess, işe yaklaşımı ya da kişisel tarzı açısından önceki VW CEO’larına benzemiyordu. 2018’de bu, Volkswagen’i Dieselgate skandalından kurtaracak yönetici gibi görünmesini sağladı. Diess, Volkswagen’in işçi sendikalarını memnun etmekten çok yatırımcıların ne istediğine odaklanmıştı. Gelecek için elektrikli araçlara büyük yatırım yapılması gerektiğine inanıyordu. Sosyal medyada eğlenceli bir varlık geliştirdi ve Toyota Motor Corp veya General Motors Co. gibi geleneksel rakipleri değil, elektrikli araç lideri Tesla Inc’i Volkswagen’in kriteri olarak belirledi.

Bulut depolama hizmetleri saldırıları gizlemede kullanılıyor

0
Dünyanın dört bir yanındaki kuruluşlar, özellikle hibrit çalışmaya geçişten sonra günlük operasyonlarını yürütmek için bulut hizmetlerini kullanıyor. Bulut uygulamaları, kullanıcı nerede olursa olsun, uzaktan çalışanlar için hayati hale gelen basit bir çalışma yöntemi sağlar. Ancak, bulut hizmetlerinden yararlanabilecek olanlar yalnızca işletmeler ve çalışanlar değildir. Palo Alto Networks’teki Unit 42’deki siber güvenlik araştırmacılarına göre, APT29 , Nobelium ve Cozy Bear olarak da bilinen Cloaked Ursa adını verdikleri gelişmiş bir kalıcı tehdit (APT) grubu adına çalışan bilgisayar korsanları tam olarak bunu yapıyor. Grubun, SolarWinds’e yönelik tedarik zinciri saldırısı , ABD Demokratik Ulusal Komitesi (DNC) hack’i ve çevresindeki hükümetleri ve büyükelçilikleri hedef alan casusluk kampanyaları da dahil olmak üzere birçok büyük siber saldırıdan sorumlu olan Rus Dış İstihbarat Servisi (SVR) ile bağlantılı olduğuna yaygın olarak inanılıyor. Şimdi Google Drive ve Dropbox da dahil olmak üzere meşru bulut hizmetlerini kullanmaya çalışıyorlar ve bu taktiği bu yıl Mayıs ve Haziran ayları arasında gerçekleşen saldırıların bir parçası olarak zaten kullandılar. Unit 42 araştırmacısı verdiği demeçte, “Saldırganlar, hedeflerine ulaşmak için yenilik yapmaya ve tespitten kaçınmanın yollarını bulmaya devam edecek. Google Drive ve DropBox kullanmak, güvenilir uygulamalardan yararlanmanın düşük maliyetli bir yoludur” diyor.

Teknoloji liderleri okullarda bilgisayar reformu başlatabilir

0
Amazon, Microsoft, Apple, Meta, Alphabet, Nike, UPS, AT&T, Walgreens, Zillow gibi endüstri devleri, bilgisayar bilimi eğitimine erişimi genişletme misyonunu üstlenen kar amacı gütmeyen, teknoloji eğitimi Code ile ortak olmak için bir araya geldi. 2013 yılında Hadi ve Ali Partovi kardeşler tarafından kurulan Code, bugüne kadar 70 milyon öğrenciye ve iki milyon öğretmene hizmet verdi. Kâr amacı gütmeyen kuruluş, 45’ten fazla dilde sunulan 60 dakikalık bir bilgisayar bilimi eğitimi olan yıllık Kodlama Saati kampanyası oluşturmak için Google, Amazon ve Microsoft dahil olmak üzere listedeki birkaç büyük isim ile daha önce ortaklık kurmuştu. 600’den fazla kar amacı gütmeyen kuruluş, üniversite ve teknoloji devinin lideri ve 50 ABD valisi, ABD K-12 müfredatının bilgisayar bilimi öğrenme fırsatlarını içerecek şekilde güncellenmesini destekleyen  bir mektup imzaladı. Mektup, Amerika’nın müfredatında dikkate değer bir eksikliğe işaret ediyor: “Amerika Birleşik Devletleri teknolojide dünyaya öncülük ediyor, ancak lise öğrencilerimizin sadece %5’i bilgisayar bilimi okuyor” deniyor. Şu anda, okulların %51’i bilgisayar bilimi sunuyor. Mektup ayrıca teknoloji endüstrisinin işgücü arz ve talebindeki karşıtlığa da işaret ediyor. Şu anda Amerika’da 700.000 açık bilgisayar işi var, ancak yılda yalnızca 80.000 bilgisayar bilimi mezunu bulunuyor.

Startups.watch Türkiye Girişim Ekosistemi etkinliği düzenlendi

0

Startups.watch’un her çeyrek sonrası Türkiye Girişim Ekosistemine ışık tuttuğu etkinlik, 19 Temmuz’da JustWork’te gerçekleşti. Etkinlikte girişim ekosistemine ait tüm veriler değerlendirildi.

Yatırımlar hız kesti

2022 ilk yarısında toplamda 140 yatırım turunda 1 milyar 393 milyon dolar yatırım yapıldı fakat çeyrek bazında değerlendirildiğinde ikinci çeyrekte 79 yatırım turunda 114 milyon dolar yatırım yapıldı. Son 5 çeyrekteki en kötü çeyrek 2022 2. çeyreği oldu.

2022 ilk yarısında tohum aşamasında 124 yatırım yapıldı. Bunların 17’si paya dayalı kitle fonlama platformları sayesinde gerçekleşti. Şu anda aktif 3 platform olması ve 2 tanesinin kampanyalara yeni başlaması olmasının da etkisiyle yatırım adetlerinde sıçrama olmadı.

Fintech ve oyun en sıcak konular

2022 ilk yarısında 23 fintech yatırım aldı. Son dönemdeki regülasyonlar sayesinde hareketlilik yaşayan fintech dikeyi aynı zamanda en çok girişim kurulan dikeyler arasında yer aldı. Oyun sektöründe yatırım anlamında ikinci çeyrekte yavaşlık olsa da ilk yarı yıla bakıldığında rekorlar tazelendi.

Yabancı yatırımcılar ilk yarı yıldaki her dört yatırımdan birinde yer aldılar. En çok baktıkları alanlar oyun ve fintech dikeyleri oldu. İlk yarı yıldaki 140 yatırımın 51’inde kurumlar ve kurumlara bağlı kurumsal girişim sermayesi fonları yer aldı. Kurumların özellikle GSYF formatıyla fon kurma iştahı her geçen sene artış gösterdi.

İlk yarı yılda 140 yatırımın 36’sında kadın girişimci vardı. Bu oran son 5 yıldaki en yüksek oran oldu. İlk yarı yılda kurulan girişimler incelendiğinde ise girişimlerin sadece %15’i kadın girişimciler tarafından kuruldu.

Oyun sektörü Avrupa’da da öncü

Türkiye’de ilk yarı yılda 13 oyun girişimi toplamda 333 milyon dolar yatırım aldı. Bu oranla geçen senenin tamamından bile yukarıda yatırım alınarak rekor kırılmış oldu. Yatırımlar bazında Türkiye İngiltere, Norveç, Finlandiya ve İsveç’in üstünde 1. sırada yer aldı.

Oyun sektörünün bölünerek büyüdüğünün, girişimlerde çalışmanın girişim ekosistemini nasıl daha iyi yerlere getirdiğinin en iyi örneği Peak oldu. Bir zamanlar Peak’de çalışan 80 kişi daha sonra 65 girişim kurdu. Bunlardan 28’i oyun girişimi oldu.

Türkiye Süper Lig’de

Türkiye ilk yarı yılda aldığı yatırımlarla Avrupa’da Hollanda, Estonya, Avusturya’nın üzerinde Süper Ligde yer aldı. Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinde de Birleşik Arap Emirliklerinin üzerinde Süper Ligde yer aldı.

İstanbul ilk yarı yılda Avrupa’da Londra, Paris, Berlin’in ardından en çok yatırım yapılan 4. şehir oldu. Oyun yatırımları anlamında ise Avrupa’da 1. sırada yer aldı ve Londra, Oslo, Helsinki ve Stockholm’ün üstünde yer aldı. 2022 ilk yarısında Alictus, Airties, Volt Lines, Inofab Health, SEM, Paym.es, Paket Taxi, PulpoAR, DUCKT ve Park Palet başta olmak üzere 29 adet satın alma ve ikincil işlem gerçekleşti.

Türkiye’de son 5 yılda 1.3 milyar dolar değerinde 86 fon kuruldu. Son 1.5 yılda girişimlere yatırım yapmaya başlayan fonların %75’i GSYF/GSYO formatında kuruldu. Kurulan bir çok fonun büyüklüğünün 20 milyon dolardan az olması, 100 milyon doları üzere büyüklüğe sahip sadece 2 fon olması (Revo Capital ve Earlybird DEF) dikkat çekti.

Brezilya siber güvenlik ihlallerinde ABD’yi geçti

0
Siber güvenlik şirketi Surfshark tarafından yapılan küresel bir veri ihlali çalışmasına göre Brezilya, 2022’nin ikinci çeyreğinde dünyanın en çok ihlal edilen dördüncü ülkesi oldu. Rapor, 2. çeyrekte 3.2 milyon kullanıcının ihlaliyle birlikte, Brezilya’nın sızdırılan hesaplarda çeyreğe göre yedi kat artış gördüğünü ve ülkenin veri ihlalinde hafif bir iyileşme gördüğü önceki çeyreğe kıyasla yüzde 771’lik bir artış gördüğünü gösteriyor. Rusya 28.8 milyon ihlalli kullanıcı ile listenin başında, onu Hindistan (4.4 milyon) ve Çin (3.4 milyon) takip ederken, Brezilya dördüncü sırada yer alarak beşinci sırada yer alan ABD’yi (2.3 milyon) geride bıraktı. Rapora göre, 2004 yılında veri ihlallerinin yaygınlaşmasından bu yana, 244.4 milyonu Brezilyalı kullanıcılara ait olmak üzere 15.1 milyar hesap sızdırıldı. Çalışma, Brezilya’da sızdırılan her on hesabın yarısının bir şifreyle birlikte çalındığını da ekledi. Güney Amerika’da ortalama bir kişi en az bir kez veri ihlallerinden etkilendi. Ancak Surfshark’ta veri araştırmacısı olan Agneska Sablovskaja, Brezilya’da bu istatistiklerin daha da yükseldiğini söyledi. Sablovskaja: “Fark, kullanıcının çevrimiçi alışkanlıklarından veya çeşitli hizmetler veya uygulamalar tarafından veri toplama uygulamalarından kaynaklanıyor olabilir. Etkilenen çok sayıda hesap, çevrimiçi veri koruması konusunda yapılması gereken daha çok şey olduğunu gösteriyor” diye ekledi.

İşverenler beceri eksikliğini yanlış değerlendiriyor

0
Şirketler dijital yetenekler için rekabet etmeye devam ettikçe, özellikle işverenler çalışanları çekmek ve elde tutmak için maaşları ve esnek çalışma avantajlarını artırdıkça, teknoloji profesyonellerinin yeni kariyer seçeneklerini değerlendirmeye yönelik teşvikleri yüksek olmaya devam ediyor. Bununla birlikte, iş tatmini genellikle sadece ödeme yapmaktan ve evden çalışma seçeneğinden daha fazlasına indirgenir. Aslında, veriler giderek artan bir şekilde, bir çalışanın ayrılma veya yerinde kalma olasılığının, genellikle bir kuruluşun ne yaptığından çok ne yapmadığına göre belirlendiğini göstermektedir. Açıkça anlaşılan bir şey, çalışanların mentorluk ve öğrenme fırsatları sunmayan işverenlerden ayrılmaya her zamankinden daha istekli oldukları. Örneğin, Temmuz ayında 1.400 teknoloji uzmanıyla yapılan bir ankette Enterprise DB’nin (EDB) çalışması, katılımcıların yüzde 43’ünün daha fazla kariyer yolu seçeneği sunan yeni bir iş fırsatını değerlendireceğini buldu. Anket, çalışanların yüzde 46’sının mevcut işlerinden memnun olduğunu, yüzde 44’ünün ise memnun olduğunu ancak yeni fırsatlara açık olduğunu buldu. Bu, teknoloji işgücünün önemli bir bölümünün kuruluşlar için bir kaçış riski oluşturduğu anlamına geliyor. EDB , teknik çalışanların özellikle mentorluk fırsatlarına (yüzde 38) ve eğitim ve sertifikalara daha fazla erişime (yüzde 30) ilgi duyduğunu tespit etti . Birçok çalışan için pandemi kariyer ilerlemesini durma noktasına getirdi ve şimdi kuruluşlar toparlanmaya başladığından, çalışanlar açıkça kaybedilen zamanı telafi etmeye hevesli.

Beyaz eşya sektörü yılın ilk yarısında ihracatını korudu

0
Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği düzenlediği online basın toplantısında sektörün 2022’nin ilk yarısında aldığı sonuçları değerlendirdi. Türkiye’nin önde gelen beyaz eşya ve küçük ev aletleri şirketlerini (Arçelik, Arzum, BSH, Dyson, Electrolux, Haier Europe, Miele, SEB, Silverline ve Vestel) temsil eden TÜRKBESD’in paylaştığı bilgilere göre, 2022’de 6 ana üründe beyaz eşya ihracatı adet bazında 2021’in aynı dönemine göre %1 oranında arttı. TÜRKBESD’e üye firmaların aynı dönemdeki Türkiye satışları ise %8 oranında düştü.  TÜRKBESD Başkanı Can Dinçer, Türkiye’nin dünya beyaz eşya üretiminin %7’sini karşıladığına ve son 10 yılda 199 milyon adet üretim gerçekleştirdiğini söyleyerek; “Beyaz eşya sektörü olarak 2021’de ihracatımızı %16 oranında artırarak, başarılı sonuçlar aldık. Hammadde fiyatlarındaki artış, tedarik sıkıntıları ve Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın bu koşulları daha da ağırlaştırmasıyla, 2022 öngördüğümüz gibi küresel ölçekte zor bir yıl oluyor. Türkiye’nin lokomotif sanayilerinden biri olarak tüm bu olumsuzluklara güçlü bir şekilde karşı koyduğumuzu söyleyebiliriz. Üretiminin %75’ini ihraç eden beyaz eşya sektörünün rekabet gücünü koruması için atılması gereken adımlar, bu dönemde en önemli gündem maddelerimizin başında geliyor” dedi.  Ar-Ge ve teknoloji alanında önemli yatırımlar yapıldığını, sektörün Türkiye’nin en fazla patente sahip sektörü olduğunu vurgulayan TÜRKBESD Başkanı Dinçer, beyaz eşya sanayinin yıllık 4,5 milyar dolarlık ihracat ile ülke ekonomisine önemli katkıda bulunduğunu hatırlattı.  İç pazarda ise daralmanın yılın başından bu yana devam ettiğine dikkat çeken Dinçer, “Tüketicilerin alım gücünü desteklemek üzere kredi kartı taksit sayılarının artırılmasının faydalı olacağına inanıyoruz. Ayrıca, ÖTV’nin kaldırılması tüketicilerin ihtiyaçlarını daha rahat karşılamasını sağlayarak, talebi artıracak, üretimin de güçlü şekilde devam etmesini sağlayacaktır” dedi. 

Dijital Ürün Pasaportu’nda AB ile eşgüdüm ihracatımız için kritik önem taşıyor

TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Semir Kuseyri ise Türk beyaz eşya sektörünün en büyük ihracat pazarı olan AB ile, Avrupa Yeşil Mutabakatı hedefleri çerçevesinde mevzuat uyumunun önemine ve Dijital Ürün Pasaport konusuna vurgu yaparak şunları söyledi; “Önümüzdeki dönemde ürünlerin çevresel ve sürdürülebilirlik kriterlerine ilişkin bilgilerinin, Dijital Ürün Pasaportu ile çeşitli dijital uygulamalar yoluyla tüketicilerle paylaşılması öngörülüyor. Ürünlerin giderek daha fazla dijital ve bağlantılı özellik kazanması veri transferini zaruri kılıyor. Dijital ekonomi büyüdükçe, verinin uygun kriterler ekseninde serbest dolaşımı ticari açıdan tüm sektörler için kritik hale geliyor. Ülkemiz, hali hazırda Avrupa Birliği’nin Genel Veri Koruma Tüzüğü (GDPR) kapsamında veri için güvenli kabul ettiği ülkeler arasında yer almıyor. Bu çerçevede, ülkemizde Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nda gerekli değişikliklerin en kısa sürede sonuçlandırılması ve ana ihracat pazarımız olan AB ile GDPR kapsamında yeterli ülke olunması için müzakerelere en kısa zamanda başlanması kritik önem taşıyor.”

Yassı çelik ürünlerine yönelik damping önlemleri ihracatta kayıplara neden olabilir

Toplantının önemli gündem maddelerinden biri de beyaz eşyanın ana girdisi olan yassı çelik ürünlerine yönelik damping önlemleri oldu. TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Yavuz, yassı çeliğin, beyaz eşya sektörünün maliyet giderlerinin ortalama %17’sini oluşturduğunu söyleyerek, damping soruşturmasına konu ürünün beyaz eşya sektörünün yanı sıra pek çok imalat sanayinin ana girdilerinden biri olduğunu vurguladı. Yavuz, “Ülkemizde üretilen sıcak sac miktarı, üretim için gerek duyulan talebi karşılayabilir seviye değil. Aradaki fark zaruri olarak ithalat yoluyla karşılanıyor. Türkiye’nin sıcak sac ithalatının %36’sı Rusya’dan, yüzde 22’si ise Ukrayna’dan yapılıyor. Her iki ülkeden de artık ithalat yapılamaması tedarik kaynaklarını hızla çeşitlendirmeyi gerektirmiştir. Soruşturma kapsamındaki AB ve Güney Kore menşeli ürünlere yönelik anti damping kararı, beyaz eşya dahil olmak üzere ihracat yapan tüm imalat sektörlerinin rekabet gücünü olumsuz etkiliyor” dedi.  Yavuz sözlerine şöyle devam etti: “Mart ayında Ticaret Bakanlığımız tarafından yayımlanan Nihai Bildirim Raporu’nda, %50 seviyelerine dayanan marjlardan, nihai kararda ciddi oranda düşüş olması bir nebze de olsa olumludur. Ancak asıl beklentimiz, tedarik zincirlerinin zorlandığı ve uluslararası konjonktürün giderek sertleştiği bir dönemde ihracatımızın belkemiğini oluşturan imalat sektörlerinin rekabetçiliğini de artırması bakımından soruşturmanın önlemsiz bir şekilde kapatılmasıydı.” Sürdürülebilir Ürünler için Ekotasarım Yönetmeliği yakından takip edilmeli TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Özkadı da Türkiye’nin en önemli ihracat pazarı olan AB’de Yeşil Mutabakat kapsamındaki gelişmelere değinerek, bu alandaki gelişmelerin, ürün geliştirme ve üretim süreçlerini derinden etkileyeceğini söyledi.  Avrupa Komisyonu’nun 14 Temmuz’da 2030 İklim Hedefi ve Avrupa Yeşil Mutabakatı hedefleri için kapsamlı bir teklif paketi sunduğunu hatırlatan Özkadı, “Sınırda Karbon Düzenlemesi, Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) oluşturulması gibi gelişmelere hızlı bir şekilde uyum sağlamamız büyük önem taşıyor. AB’de geliştirilmesi devam eden, Sürdürülebilir Ürünler için Ekotasarım Yönetmeliği (Ecodesign for Sustainable Products Regulation-ESPR) de sektörümüzü etkileyecek düzenlemeler öngörüyor. Tasarının AB Komisyonu nezdindeki kamu istişare süreci 22 Haziran tarihinde tamamlandı. Sürecin yakından takip edilerek, ülkemizde gerekli iletişim ve düzenlemelerin vakitlice yapılmasını hem ihracattaki rekabetçiliğimizin devamı hem de AB ile Gümrük Birliği’nin verimli bir şekilde işlemesi açısından da gerekli görüyoruz. Bu bağlamda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ile yürütülen çalışmaların ilgili diğer kamu kurumlarımızın da katkılarıyla ülkemizin yararına sonuçlanacağını umuyoruz” dedi. Enerji verimli ürünlerin önemi ve avantajları bu dönemde artıyor TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Özkadı, 2021 yılında yeni enerji etiketli ürünlerin tüketicilerle buluşmasının piyasada daha fazla verimliliği yüksek ürün bulunmasına katkı sağladığını ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Bununla birlikte, tüketicilerin bu konudaki farkındalığı da artmış oldu. Ayrıca elektrik fiyatlarındaki artışın da enerji verimli ürünlere talebi artırması bekleniyor.” Bilindiği üzere, enerji verimliliği hem ülke hem de tüketici ekonomisine önemli katkılar sağlıyor. 2030 yılına kadar enerji verimli ürünlere geçişte, beyaz eşya ürünlerinden yüksek miktarlarda elektrik tüketim tasarrufu beklendiğine de değinen Özkadı; “Elektrik fiyatları projeksiyonu bakımından bu kazanç ile 2030 yılına kadar 20,8 milyar TL’lik bir tasarruf oluşabilir. Toplam emisyon oranlarında da 2030 yılına kadar yaklaşık 2,3 milyon ton karbon eşdeğeri azaltım sağlanabilir” dedi.

Türkiye’nin 9 büyük kurumu, Here2Next platformunu kurdu!

0
Türkiye’de ve global arenada kurumsal şirket – girişim iş birliklerinin katma değerine dikkat çekmek ve ekosistemde iyi uygulamaların ve öğrenimlerin paylaşılarak yaygınlaştırılmasını sağlamak üzere sektöründe öncü 9 kurum bir araya gelerek ‘Here2Next’ platformunu hayata geçirdi ve “Girişim Dostu Şirket Manifestosu”nu yayımladı. Here2Next; Anadolu Efes, Arçelik, Enerjisa Enerji, Ford Otosan, Migros, Tüpraş, Türk Hava Yolları, Türkiye İş Bankası ve Yeni Nesil Kafası’nın kurucusu olduğu, girişimlerle iş birliği süreçlerini geliştirmek ve sürdürülebilir kılmak isteyen kurumsal şirketlerin bir araya geldiği yeni nesil bir platform olma özelliğini taşıyor.

Here2Next ile iş birlikleri artırılacak

Platformun, girişimlerle çalışan veya çalışma potansiyeli olan kurumların şirket içi farkındalık çalışmalarını, iş yapış süreçlerini ve yöntemlerini girişimlerin ihtiyaçlarına yönelik olarak düzenlemelerini teşvik etmesi ve katkıda bulunması hedefleniyor. Kurumlar arasında bir hiyerarşinin olmadığı merkeziyetsiz otonom organizasyon (DAO) yapısıyla sürecin bütünsel olarak yönetildiği Here2Next platformunun tavsiye edeceği örnek uygulamalar startup’lardan oluşan danışma kurulunun filtresinden geçecek.
İlgili danışma kurulundaki girişimlerin her yıl yenilenerek dinamik bir yapıda tutulması planlanıyor. İlk dönemde danışma kurulunda SensGreen, Ecording, Hergele, Erg Controls, ServisSoft, Ottan, Breg, Stroma, Fazla Gıda, Glocalzone ve Searover girişimlerinin kurucuları yer alıyor. Kurumlarla girişimler arasındaki iş birliklerinin artırılmasını hedefleyen Here2Next platformu, her iki tarafın karşılıklı çalışabilme uygunluğunun değerlendirilmesine, kurumlara bu alanda kaynak sağlanmasına katkıda bulunacak. Ayrıca kurumların girişimlerle daha başarılı iş birlikleri yapabilmeleri için iç süreçlerini iyileştirecek adımlar konusunda destek verecek. 9 Marka, Girişim Dostu Kurum Manifestosu’nu Açıkladı Here2Next platformunun ilk dikkat çekici adımı olan Girişim Dostu Kurum Manifestosu ise, kurumsal şirketlerin girişimlerle iş birliği yapmasının önemine dikkat çekmek ve girişim dostu uygulamaları yaygınlaştırmak için oluşturulan, herhangi hukuki ve finansal bağlayıcılığı olmayan bir iyi niyet deklarasyonu olarak hazırlandı. Manifesto destekçisi olmak isteyen kurumların aşağıdaki 5 maddeden en az ikisini hali hazırda uygulaması ve diğer maddeleri de hayata geçirmek için bir niyet beyanında bulunması bekleniyor.
  1. Kurumların bir inovasyon/girişimcilik birimine sahip olmaları (ekosistemle ilk temas, şirket içerisinde doğru kişilerle bir araya getirme ve her konuda şirket- girişim arasında köprü görevi üstlenen bir ara yüz)
  2. Kurumların, startup’ların büyüme ve ticarileşme süreçlerini destekleyerek; startup’larla çalışma pratiğini geliştirecek programlar yürütmeleri ya da programlara ortak/destekçi olmaları (kuluçka/hızlandırma/mentorluk)
  3. Kurumların startup’ları doğrudan veya dolaylı finansal olarak destekleyecek inisiyatifleri oluşturmaları (Kendi risk sermayesi fonunu kurmuş olmak ve/veya var olan fonlara ortak olmak)
  4. Kurumların startup iş birlikleri için tanımlı bir yol haritasına ve somut hedeflere sahip olmaları (odak/öncelik alanları, görüşülen/çalışılan startup sayısı vb.)
  5. Kurumların startup iş birliklerini kolaylaştırmak için iç bürokratik süreçlerini startup iş birlikleri özelinde iyileştirmeleri ve tanımlamaları (girişimciyle olan iletişimde makul geri dönüş süreleri, satın almada kolaylık ve öncelik (ön ödeme, kısa ödeme vadesi vb), yalın ve girişim çıkarlarını da gözeten sözleşmeler vb.)

Saha İstanbul, 15 yerli firmayı global rekabete hazırlayacak

0
Bünyesinde Savunma, Havacılık ve Uzay Teknolojileri sanayinde yer alan 816 Firma ve 22 Üniversitenin yer aldığı SAHA İstanbul Sanayi kümelenmesi, Avrupa’nın en büyük sanayi kümelenmesi olarak büyümeye ve SAHA Girişim programı ile de yerli Savunma Sanayinin gelişimine katkıda bulunmaya devam ediyor.  Yerli ve milli teknolojilerin geliştirilmesi için bir girişimci destek programı başlatan SAHA İstanbul, Haziran ayında başvuruları almıştı. Başvuruların değerlendirilmesinin tamamlandığı bu süreçte, SAHA Girişim Programına kabul edilen 15 firma açıklandı.

Saha İnstanbul, Yüksek teknoloji projesi olan 15 firmayı global rekabete hazırlayacak

Konuyla ilgili bilgi veren SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar; “İlk dönem çağrısına çıkan ‘SAHA Girişim Programı’yla yüksek teknoloji projesi olan girişimci firmalara hukuki ve teknik danışmanlıktan, eğitim ve mentörlüğe kadar pek çok konuda destek sağlanacak. Program kapsamında girişimci firmanın globalde rakiplerini tanıması, rekabeti anlaması, geliştirdiği ürünün globaldeki yerini alması ve müşteri bulması için organizasyonlar ile proje pazarı etkinliklerine katılımları da hedefleniyor” dedi.  SAHA İstanbul’un, Yerli Savunma sanayinin yüksek katma değer sahibi projeler geliştirmesi ve Global alanda rekabet etmesini sağlayacak SAHA Girişim programına çok büyük önem verdiğini söyleyen Haluk Bayraktar; “Başta savunma, uzay ve havacılık olmak üzere yüksek teknoloji ürünü olan girişimci firmalarımız ülkemizin teknoloji geliştirme kapasitesine büyük katkı sağlayacaklar” şeklinde bilgi verdi.   Aynı zamanda Kalkınma Ajansı ile de görüşmelerin sürdüğü projede, mali destek programı kapsamında girişimci firmalara büyük katma değer sağlanacak. Bu kapsamda şu destekleri veriliyor olacak.
  • Yatırımcı görüşmelerine hazırlık
  • Yatırıma erişim
  • Eğitim ve mentörlük
  • Sektör liderleri ile üst düzey buluşmalar
  • İş geliştirme ve tanıtım
  • SAHA Expo’da bedelsiz stant tahsisi ve final sunumları
  • SAHA Proje Komitelerine erişim
  • Finansal, hukuki ve teknik danışmanlık
  • Altyapıya ulaşım desteği
  • İlk müşteriye erişim desteği
Dışa bağımlılığı ortadan kaldırmak için firmaların yeteneklerini birleştirerek; yeni yetenekler, konsorsiyumlar ve benzeri yapılarla bu sinerjiyi oluşturduklarını ifade eden SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar; “SAHA Girişim, Türkiye’de projesi olan tüm firmaların önünü açıyor. Savunma sanayinin özellikle global alanda rekabetini daha güçlü hale getirecek, sektörde kaliteli, bilinçli büyümeyi destekleyecek” şeklinde konuştu. 

Pazardan uygulaması 3,1 milyon TL tohum yatırım aldı

0
Semt pazarındaki tezgahları dijitale taşıyan yerli uygulama Pazardan, aldığı yatırımlarla faaliyet alanını büyütüyor. 2021 yılında Burak Sıraç, Bora Gündüz ve Okan Tübek tarafından kurulan Pazardan; OTTO Holding, ŞirketOrtağım Melek Yatırımcı Ağı, Keiretsu Melek Yatırım Ağı ve VeVentures’ın ortak katılımıyla tohum turunu 3,1 milyon TL yatırım ile tamamladı. Aldığı yatırımlarla ürün ve iş modelini geliştirmeyi hedefleyen Pazardan, bu sayede günlük tazelikteki meyve ve sebzeleri İstanbul merkezli olmak üzere daha geniş tüketici topluluğuna da ulaştıracağını açıkladı. 

Pazardan segmentteki tazelik kavramını değiştirecek

Uygulamalarıyla online alışveriş trendinde yeni bir segment ve deneyim yarattıklarını aktaran Pazardan Kurucu Ortağı ve CEO’su Burak Sıraç, ilk yatırım turuna dair şu bilgileri paylaştı; “Pazardan’ı, kullanıcıların adreslerine semt pazarlarından online alışveriş yapmalarını sağlayan bir pazaryeri platformu olarak konumladık. Kategorideki oyuncular “tazelik” kavramına yatırım yaparken, biz bir adım daha ileriye gidiyoruz ve “günlük tazelikte” ürünler teslim ediyoruz. Pazarcılarımızın ve kullanıcılarımızın hayatlarında gerçek bir problemi çözdüğümüzü görmek bizleri çok motive ediyor. Teknoloji olarak da Pazardan story, Akıllı file gibi Türkiye e-ticaret ekosisteminde ilk defa kullanılan özellikleri geliştirdik. Yatırım turunda sağladığımız kaynak ile etki alanımızı ve Pazardan deneyimini çok daha ileriye taşıyacağız.” Yatırım sürecini değerlendiren Pazardan CEO’su Burak Sıraç, “Yatırım görüşmeleri sürecinde maddi kaynağın yanında, her zaman birlikte sinerji yaratabileceğimiz yatırımcılarımızın olmasını arzu ettik. Geldiğimiz noktada Pazardan, Yatırımcılarının kolektif bilgisi, tecrübesi ve networkleriyle çok daha güçlü bir hale geldi. Karşılaştığımız farklı konular veya planlarımızla ilgili birlikte değerlendirmeler yapıyoruz, taviyeler alıyoruz. Herkes çok heyecanlı ve istekli, bizce bu çok değerli. Pazardan’ın hikayesini hep birlikte yazacağız.” dedi. Yatırımlarla ürün ve hizmet kaslarını birçok koldan güçlendireceklerini söyleyen Burak Sıraç, hedeflerini şu sözlerle aktardı: “Kurulduğumuz günden bu yana çizdiğimiz hedeflere, aldığımız yatırımlarla bir adım daha yaklaştık. Bu süreçte kategori ve marka bilinirliğini artırmanın yanı sıra ekibimizi güçlendirerek İstanbul merkezli olmak üzere hizmet verdiğimiz bölge sayısını yükselteceğiz. Son kullanıcı ve sipariş sayısında büyüme kaydederek ürünümüzü geliştirecek ve farklı işbirlikleriyle yeni iş modelleri yaratacağız. Pazardan taze ürün dikeyinde, farklı iş modelleriyle hizmet veren bir online platform olacak. Aldığımız yatırımı bu stratejiler doğrultusunda büyümeye çevirerek yeni lokal ve global hedeflere yelken açacağız.”  

Microsoft simülasyon platformunu başlattı

Microsoft Research birkaç yıl önce dronlar, arabalar ve diğer otonom araçlar için bir simülatör olan AirSim adlı açık kaynaklı bir araç sunmuştu. Yıllarca süren deneylerden sonra Microsoft, havacılık endüstrisi için “Project AirSim” adlı yeni bir AirSim simülasyon platformunu başlattı. AirSim Projesi, orijinal AirSim gibi, 3D simülasyon kullanarak dronları ve diğer otonom uçakları oluşturmak, eğitmek ve test etmek için yapay zeka modellerini kullanıyor. Yetkililer, orijinal AirSim ile yeni Project AirSim arasındaki önemli bir farkın, orijinal gerekli “kodlama ve makine öğreniminde derin uzmanlık” olduğunu söylüyor. AirSim Projesi, simüle edilmiş 3B ortam kitaplıkları sunacak ve şirkete göre, “kalkıştan seyir ve inişe kadar uçuşun her aşamasında tam olarak hangi eylemlerin gerçekleştirileceği konusunda yapay zeka modellerini eğitmek için büyük miktarda veri” oluşturmak için Azure’ı kullanacak. Microsoft yetkilileri, Project AirSim için hobi amaçlı insansız hava araçlarından yolcu taşıyan uçaklara kadar bir dizi potansiyel kullanım örneği gördüklerini söyledi. Otonom hava araçları, ekipmanı incelemek, paketleri taşımak ve daha fazlası için kullanılabilir.

OT sistemleri koruma ihtiyacı artıyor

0
Singapur, siber güvenlik etiketleme programını, özellikle hassas verileri işleyen ve diğer sistemlerle iletişim kurabilen tıbbi cihazları içerecek şekilde genişletmek istiyor. Ayrıca, operasyonel teknoloji (OT) sistemlerini koruma ve bunu yapmak için gerekli beceri setlerini oluşturma ihtiyacını yineliyor. OT sistemleri geleneksel olarak bağımsız altyapılar olarak tasarlanmıştır ve harici ağlara veya internete bağlı değildir. Bununla birlikte, daha iyi verimlilik ve işlevsellik ihtiyacı, BT ve OT sistemlerinin yakınsamasına neden oldu.  Singapur’un siber güvenlik komiseri ve Siber Güvenlik Ajansı (CSA) CEO’su David Koh, örneğin, içgörüler için uzaktan izleme ve veri paylaşımı daha fazla verimlilik sağladı, ancak bunların saldırı yüzeyini genişlettikçe bir bedeli olduğunu söyledi. ISC2’nin Güvenli Singapur konferansında konuşan Koh, güvenli bir hava boşluklu çalışma ortamında bir kez, OT sistemleri artık potansiyel siber saldırılara açıktı ve ihlallerin gerçek dünyada etkisi olabilir dedi. Bu tür tehditleri azaltmak için BT ve OT sistemlerinin yakınsamasını yönetmek için gerekli becerilerin oluşturulması ihtiyacının altını çizdi. Her iki taraf da geleneksel olarak ayrı ayrı çalıştığı ve yönetildiği için, bu ekiplerin artık su ve enerji santralleri gibi temel hizmetleri desteklemek için BT sistemlerinin nasıl kullanıldığını anlamaları gerekecek. Bu tür beceri setlerinin, teknik yönlerin ötesine geçen iş süreçleri ve karşılıklı bağımlılıklar hakkındaki bilgileri de içermesi gerektiğini söyledi.

Fidye yazılımlar eğitim sektörünü sarsıyor

0
Okullara ve üniversitelere yönelik fidye yazılımı saldırılarının sayısı artıyor ve kurbanlar ağları saldırıya uğradıktan sonra iyileşmek için mücadele ediyor. Sophos’taki siber güvenlik araştırmacıları tarafından yapılan analize göre, siber suçlular kolay ama potansiyel olarak kazançlı bir hedef olarak algıladıkları şeyin peşinden giderken, eğitim fidye yazılımı tehdidi nedeniyle artan bir zorlukla karşı karşıya. Sophos’un baş araştırma bilimcisi Chester Wisniewski: “Okullar fidye yazılımlarından en çok etkilenenler arasında. Genel olarak güçlü siber güvenlik savunmalarından yoksun olmaları ve sahip oldukları kişisel verilerin altın madeni nedeniyle saldırganların başlıca hedefleridir” dedi. Çoğu durumda, kurbanlar şifre çözme anahtarı için bir fidye ödüyor. Bir saldırıdan sonra okullar tarafından ödenen ortalama fidye 1,97 milyon dolardı. Rapor, bu rakamın şaşırtıcı derecede yüksek görünebileceğine, ancak büyük okul bölgelerini hedeflemenin son derece kazançlı olabileceğine dikkat çekiyor. Yüksek öğrenim kurumlarına yönelik fidye yazılımı saldırılarının kurbanları tarafından ödenen ortalama fidye, 905.000 dolar tutarındaydı. Sophos’a göre, fidye ödendikten sonra verilerin yalnızca yüzde 61’i geri yükleniyor, bu da fidye maliyetine ek olarak, ağın daha fazla onarılması için zaman ve kaynakların harcanması gerektiği anlamına geliyor. Wisniewski, “En iyi yaklaşım, önleme ve izlemenin bir kombinasyonudur. Harici sistemlere yama eklendiğinden ve güncel olduğundan emin olmak ve uzaktan erişim için çok faktörlü kimlik doğrulamayı dağıtmak iyi bir başlangıçtır” diyor.

Red Hat’in yeni CEO’su belli oldu

0
Red Hat şaşırtıcı bir hamleyle, şirketin 2020’den beri CEO’su ve başkanı olan Paul Cormier’in yönetim kurulu başkanı olmak için adım attığını duyurdu. Red Hat emektarı ve şirketin ürün ve teknoloji başkanı Matt Hicks, başkan ve CEO olarak Cormier’in yerini alacak. Mayıs 2022’deki Red Hat Zirvesi’nde 14 yılı aşkın bir süredir Red Hat ile birlikte olan Cormier’in yakında emekli olabileceği söylendi. Bu söylenti doğru değildi, ancak “biraz” daha az talepkar bir pozisyona geçiyor. 2003’te Cormier, Red Hat’in mühendislikten sorumlu başkan yardımcısıyken, şirketin erken dönem ucuz dağıtımı olan Red Hat Linux’u geride bırakarak tam bir iş Linux’una geçmesine öncülük etti. RHEL, endüstrinin önde gelen kurumsal Linux platformudur. Fortune 500 kuruluşlarının yüzde 90’ından fazlası tarafından kullanılıyor ve  2022’de küresel iş gelirlerinde 13 trilyon dolara ulaşıyor. Red Hat’in 2019’da IBM tarafından satın alınmasından bu yana Cormier, IBM sahipliğiyle pazar tarafsızlığını hassas bir şekilde korurken Red Hat’in büyümesine yardımcı olmada etkili oldu.

PC sevkiyatlarındaki düşüş devam ediyor

0
IDC’nin verilerine göre bu yılın ikinci çeyreğinde dünya çapındaki bilgisayar sevkiyatları bir önceki yıla göre yüzde 15’ten fazla düştü. Araştırma firmasının bildirdiğine göre, tüketici bilgisayarlarına olan talep durgun ve alıcıların eğitim bilgisayarlarına olan iştahı da azalıyor. Veriler, insanların kötüleşen ekonomi endişeleri arasında kemerlerini sıktığını gösteriyor. IDC’nin Mobil Cihaz izleyicileri yöneticisi Jitesh Ubrani: “Tüketicilerin PC’lere olan talebi kısa vadede zayıfladı ve tüketiciler harcamaları konusunda daha temkinli olmaya başladıkça ve bir kez daha telefonlar ve tabletler gibi cihaz türleri arasında bilgi işlem yapmaya alıştıkça uzun vadede yok olma riskiyle karşı karşıya” diyor. İkinci çeyrek, iki yıllık büyümenin ardından düşük PC sevkiyatlarının art arda ikinci çeyreğiydi. Aslında, IDC, Çin’deki karantinalar ve devam eden makroekonomik karşı rüzgarlar nedeniyle arz ve lojistik sorunları devam ettiği için düşüşün beklenenden daha kötü olduğunu söyledi. IDC’nin Worldwide Quarterly Personal Computing Device Tracker (Dünya Çapında Üç Aylık Kişisel Bilgi İşlem Cihazı İzleyici) ön sonuçlarına göre, dünya çapındaki sevkiyatların tamamı ikinci çeyrekte 71.3 milyon adede ulaştı.

Siber riskler bulut sektöründe etkiye devam ediyor

0
Google Cloud’da risk ve uyumluluk direktörü Jeanette Manfra için çok çeşitli teknik altyapı ve hizmetlerin siber güvenliğini denetlemek yeni bir şey değil. Daha önce Siber Güvenlik ve Altyapı Ajansı’nda (CISA) müdür yardımcısı olarak görev yaptı ve burada İç Güvenlik Bakanlığı’nın Amerikan kritik altyapısını siber tehditlerden koruma ve güçlendirme misyonunu ve 2018 ara seçimlerini dijital müdahaleden koruma çabalarını yönetti. Bunun gibi roller, Manfra’nın ABD hükümetindeki en etkili siber güvenlik yetkililerinden biri haline geldiğini ve Aralık 2019’da özel sektöre geçmeden önce işletmelerin ve altyapının siber güvenliğini iyileştirmeye yönelik stratejiler oluşturmaya yardımcı olduğunu gördü. Şimdi Manfra’nın rolü, daha fazla işletmenin bulut bilişim yoluyla siber güvenlik duruşlarını iyileştirmesine yardımcı olmaktır. Bu, Google’ın kendi ağlarının güvenliğini sağlamak için kullandığı siber güvenlik stratejisini alıp bunu müşteriler ve bireysel kullanıcılar tarafından kullanılan bulut hizmetlerine uygulamakla başlıyor. Manfra, bulut hizmetlerini benimsemenin, özellikle işletmeler hala eski BT sistemleri üzerinde çalışıyorsa, bu birleşik yaklaşımı gerçekleştirmenin önemli bir yolu olduğuna inanıyor.

GE Healthcare ilk 5G inovasyon laboratuvarını başlattı

0
Önde gelen bir küresel tıbbi teknoloji, teşhis ve dijital çözümler yenilikçisi olan GE Healthcare, dünya genelinde GE Healthcare için ilk olan Hindistan Bengaluru’daki 5G İnovasyon Laboratuvarı’nın açılışını yaptı. Bant genişliği, yüksek veri hızları, düşük gecikme süresi ve son derece güvenilir bağlantı avantajıyla 5G, hasta bakım sürekliliğini bozma, tanı, tedavi ve prognozu dönüştürme potansiyeline sahiptir. GE Healthcare’in ABD dışındaki en büyük Ar-Ge Merkezi olan John F. Welch Teknoloji Merkezi’nde (JFWTC) yer alan laboratuvar, geleceğe hazır ürünler ve çözümler geliştirmek için bir test ortamı görevi görecek ve inovasyonda yeni bir dönüm noktası olacak. Test ve geliştirme için özel bir 5G ağı da dahil olmak üzere son teknoloji altyapıya sahiptir. Akademi, sağlık sektörü ve yeni başlayanlar için işbirlikçi bir ekosistem için bir platformun yanı sıra uzmanlık sağlar, keşfi kolaylaştırır ve 5G özellikli Precision Healthcare kullanım durumlarının doğrulanmasını ve nitelendirilmesini sağlar. Bu yüksek hızlı bağlantı telesağlık, uzaktan sağlık izleme/teşhis, gerçek zamanlı uzaktan görüntü işleme ve Yapay Zeka (AI) sınırlarını zorlayarak Bakım Noktası hizmetlerini geliştirme potansiyeline sahiptir.

Drone’lar kanser hastalarına ilaç vermeye hazır

0
Birleşik Krallık’taki Ulusal Sağlık Servisi (NHS), teknoloji şirketi Apian ile işbirliği içinde başlatılan bir projede drone aracılığıyla ilk kemoterapi tedavisi dağıtım hizmetini pilot olarak kullanmaya hazırlanıyor. Portsmouth Hastaneleri Üniversitesi NHS Trust’tan Wight Adası’ndaki St. Mary’s Hastanesine hayat kurtaran ilaçlarla uçarak deneme teslimatlarının bu ay gerçekleşmesi bekleniyor. Kemoterapi ilacının raf ömrü kısadır ve uzun mesafelerde taşınması zordur, Wight Adası’na aynı yolculuk tipik olarak iki araba, bir hovercraft ve dört saatten fazla bir feribot gerektirir. Drone’lar bu taşıma süresini 30 dakikaya indirebilir. Başarılı olursa, Wight Adası pilot teslimatını Northumbria’da bir deneme takip edecek. Apian CEO’su Alexander Trewby: “Bu proje, hastaneleri, patoloji laboratuvarlarını, GP ameliyathanelerini, bakım evlerini ve eczaneleri birbirine bağlayan bir drone koridorları ağının inşasında çok önemli bir ilk adımı işaret ediyor” dedi.