IoT modülü gönderimleri yüzde 12 büyüyecek

Counterpoint tarafından yayınlanan raporda, 5G’nin en hızlı büyüyen (%60) teknoloji olacağı ve bunu 2022-2030 döneminde 4G Cat 1 izleyeceği belirtildi. IoT, sensörlere, işlem gücüne, yazılıma ve internet gibi iletişim ağları üzerinden diğer cihazlara ve sistemlere bağlanan ve bunlarla veri alışverişi yapan diğer teknolojilere sahip fiziksel nesneleri fade eder. IoT cihazlarına örnek olarak akıllı ampuller ve buzdolapları dahildir. Counterpoint, kümülatif 5G gönderilerinin ( 5G RedCap hariç ) 230 yılına kadar 2,5 milyar adede ulaşacağını ve %60’lık bir CAGR’de büyüyeceğini tahmin ediyor. Raporda , küresel hücresel IoT pazarının on yılın geri kalanında 4G’den 5G’ye geçeceği belirtildi. Bu geçiş, IoT segmentinde 2G/3G’den düşük güçlü geniş alan ağına (LPWA)/4G geçişten daha hızlı olacaktır. 5G, küresel hücresel IoT modülü pazarında lider teknoloji olacak ve onu dar bant IoT ve 4G Cat 1 takip edecek. Kıdemli araştırma analisti Soumen Mandal: “Dünya genelinde 2G ve 3G ağlarının gün batımının devam etmesiyle, talebin çoğu şimdiye kadar LPWA, 4G Cat 1 ve 4G Cat 1 bis teknolojilerine kayıyor. NB-IoT, Çin ve Avrupa dahil olmak üzere Asya’nın bazı bölgelerinde popülerliğini sürdürecek ve 4G Cat-1 tabanlı modüller önümüzdeki birkaç yıl içinde çoğalacak” diyor.

Perakende mağazalarının üçte biri IoT çözümlerini tercih ediyor

Bir perakende mağaza geliştirme şirketi olan 91 Squarefeet, perakende mağazalarının yaklaşık üçte birinin IoT çözümlerini tercih ettiğini ve perakendecilerin tuğla ve harç değişiklikleri yoluyla çok kanallı stratejilerine bir dizi teknolojiyi sorunsuz bir şekilde entegre etmelerine yardımcı olduğunu söyledi. Perakendeciler agresif bir şekilde yeni mağazalar ekleyip onları e-ticaret kanallarına bağlasalar bile, bu sayı tüm mağazaların yüzde 50’sine kadar çıkabilir. Amit Bansal , “Ticari dijital paneller, giriş çevresindeki yakınlık ve aydınlatma sensörleri, güç devrelerinde otomatik başlatma/durdurma zamanlayıcısı, diğer şeylerin yanı sıra işaret sensörleri gibi elektronik ve IoT’lerin benimsenmesinde de yükselen bir eğilim görüyoruz ” dedi. Gurgaon merkezli girişim, ülke çapında perakende satış ayak izlerini artırmak isteyen markalar için standart bir perakende genişleme oyun kitabı oluşturuyor. Markalar, yapay zeka güdümlü bir proje yönetimi aracı kullanarak mağaza şablonlarının tüm perakende donanım bileşenlerini yükleyebiliyor. Hindistan’da perakende donanım endüstrisinin yüzde 98’inden fazlası örgütlenmemiş durumda ve çevrimdışı ayak izlerini artırmak çok büyük bir zorluk olarak görülüyor. Şu anda, çevrimdışı perakende mağazaları açmak ve ölçeklendirmek için standart bir süreç yoktur. Fiziksel bir perakende mağaza açmak çok büyük bir iştir ve çoğu zaman perakende mağaza açılışları ertelenir ve bu da doğrudan önemli bir maliyet etkisine neden olur.

Ericsson IoT’yi offshore endüstrisine getiriyor

Ericsson ve ortağı Tampnet, genellikle uzaktan yapılan offshore çalışmalarını çevrimiçi hale getirerek, çalışan güvenliğini ve operasyonel verimliliği artırmayı hedefliyor. Ericsson, Norveçli denizaşırı iletişim grubu Tampnet ile en uzak işyerlerindeki çalışanları kara operasyonlarına bağlayacak yeni bir ortaklıkla, açık deniz endüstrisinin genellikle erişilmesi zor bölgelerine IoT bağlantısını getiriyor. Bu proje için grup, çalışanlar, ekipman ve diğer varlıklar için giyilebilir cihazlara entegre edilebilen SIM kartların bağlanmasına yardımcı olacak. Tampnet’in 4G LTE ağına bağlanan bu cihazlarla, yöneticiler ve diğer karadaki bakım ekipleri, açık deniz sahalarındaki gerçek zamanlı verilere erişerek, çalışanların güvende kalmasına ve operasyonların düzenlenmesine yardımcı olur. Ericsson IoT genel müdürü Kyle Okamoto: “Ericsson, herhangi bir çalışma ortamında, herhangi bir işletme veya endüstri müşterisine IoT yönetimi sunma yeteneğine sahiptir. Müşterilerinin Ericsson IoT Accelerator’dan faydalanmasını sağlamak için Tampnet ile yakın bir şekilde çalışacağız” diyor.

IoT çözümleri nakliye limanlarına geliyor

IoT grubu Telit, ortağı Gibson Engineering ile birlikte, şirketlerin üretkenliği artırmak için pandemi sonrası bir baskıya karşı koymak için nakliye limanlarına IoT çözümleri getirecekleri yeni bir proje duyurdu. Plan kapsamında, Telit deviceWISE EDGE, verimliliği artırmaya yardımcı olmak ve sahalarda dağıtılan makinelere kestirimci bakım sunarak süreçte maliyet ve zaman tasarrufu sağlamak için limanlara entegre edilecek. Cihaz, makinelerden veri toplayan ve mevcut BT sistemlerine entegre eden kodsuz bir Endüstriyel IoT (IIoT) platformudur. Telit’e göre platform, işletmelerin makine verilerini görselleştirmesine, eğilimleri belirlemek ve iş kararlarını daha iyi bilgilendirmek için özel gösterge tabloları ve sağlık yönetimi bilgileri oluşturmasına olanak tanıyacak. Öne çıkan yetenekler arasında dijital ikizler ve uzaktan erişimin yanı sıra gerçek zamanlı veri toplama ve cihaz yönetimi yer alıyor. Gibson iş geliştirme mühendisi Kurt Evans: “Mevcut en esnek ve yetenekli IIoT platformu olduğu için Telit’in deviceWISE EDGE ürününü seçtik. Çözümü birkaç hafta içinde geliştirdik ve sadece birkaç gün içinde uyguladık, bu da böylesine zorlu bir dönemde müşterimize anında yatırım getirisi sağladı” diyor.

Japonya’dan yeni 5G IoT hizmeti geliyor

Japon telekomünikasyon grubu NTT, ağ operatörü yan kuruluşu Transatel’i kullanarak endüstriyel, BT ve otomotiv sektörleri için yeni bir 5G IoT çözümünü piyasaya sürüyor. Hem özel hem de genel 5G bağlantısı sunarak, grubun iş fırsatlarını geliştirdiğini ve müşterilerin hem özel ağ ihtiyaçları hem de küresel dolaşım hizmetleri için tek bir SIM kullanabildikleri için fayda sağladığını söylüyor.  Hizmet Fransa, Belçika ve Japonya’da zaten mevcut ve ABD’nin piyasaya sürülmesinden sonra erişimini küresel olarak genişletmesi bekleniyor. Transatel CEO’su Jacques Bonifay, “5G, WiFi’ye kıyasla önemli ölçüde üstün performans, güvenlik ve kullanıcı deneyimi sunduğu için BT endüstrisi için bir devrim Çok yakında, piyasada satılan çoğu bilgisayar ve tablet, yerleşik hücresel bağlantı modülleriyle 5G’ye hazır olacak” diyor. Birçok sanal IoT operatörünün aksine Transatel’in 2G, 3G, 4G, LTE-M ve şimdi 5G için kendi telekom altyapısına ve erişim anlaşmalarına sahip olması onu diğer operatörlerden bağımsız hale getiriyor.

Uzaktan çalışırken üretken kalmanın yolu nedir?

0
Pek çok profesyonel şimdi ofise geri dönerken, uzmanlar ayrıca çalışanların ofis ve ev arasında zaman ayırmasıyla hibrit çalışmanın birçok bilgi çalışanı için norm olmaya devam edeceğine inanıyor. Peki uzaktan çalışmaya devam edenler için üretken kalmanın en iyi yolu nedir? Rutin oluşturma: London Legacy Development Corporation’da (LLDC) inovasyon direktörü Emma Frost, kişisel en iyi ipucunun güne kendi koşullarıyla başlamasını sağlamak olduğunu söylüyor. Doğru kurulum: Artık hibrit çalışmayı yeni bir normale dönüştüren profesyonellerin donanım, yazılım ve masa kurulumlarının ofiste olduğu kadar evde de iyi olduğundan emin olmaları gerekiyor. İzolasyonu kendi yararınıza kullanma: LLDC’den Frost, evde odaklanmayı genel merkezinden daha kolay bulduğunu söylüyor. “Bugün ofisteyim ve sürekli arka arkaya toplantılar oluyor” diyor. Gün içinde kendinize zaman ayırın: Supernus Pharmaceuticals’ Massuet, “Yapmam gereken ama yapmadığım bir şey, ara vermektir. Bazen işe takılıp kalıyorum ve saati unutuyorum. Bu üzerinde çalışmam gereken bir şey” diyor.

Ülkeler siber güvenlik sertifikalandırma merkezi kurmalı mı?

0
Singapur, sistemleri siber güvenlik sağlamlıkları açısından değerlendirmek ve onaylamak için bir tesis kurdu. Üreticiler ve geliştiriciler, hükümetin siber güvenlik için test, inceleme ve sertifikasyon (TIC) sektörünü yönlendirmeyi umduğu yeni merkezde ürünlerini test edip sertifikalandırma yapabilecek. Singapur Siber Güvenlik Ajansı (CSA) ve Nanyang Teknoloji Üniversitesi (NTU) yaklaşık 14 milyon dolarlık Ulusal Entegre Değerlendirme Merkezi’nin (NICE), yazılım ve donanım ürünlerinin güvenlik açığı değerlendirmesini, fiziksel donanım saldırılarını ve güvenlik önlemlerini kolaylaştıracağını söyledi. Güvenlik değerlendirme tesislerine erişimin, büyük ölçüde yüksek ekipman maliyeti ve siber güvenlik değerlendirmesini en yüksek güvence seviyelerinde gerçekleştirmek için tipik olarak gereken derin uzmanlık nedeniyle zor olduğunu belirttiler. NTU Smart Campus’te bulunan NICE, değerlendiricilere ve geliştiricilere bu erişimi sağlayacak ve ayrıca ekipmanı kullanma uzmanlığına sahip bir araştırma ve teknik personel ekibine ev sahipliği yapacak. NTU başkan yardımcısı ve profesör Ling San: “Yükselen siber saldırı tehdidi, kurumların, şirketlerin ve ajansların siber tehditlerin bir adım önünde kalmasını hayati kılıyor. Donanımların, donanımların eklenmesi yerine güvenlik göz önünde bulundurularak tasarlandığından emin olmak için uygun şekilde değerlendirilmesi sonradan düşünüldüğünde, siber-fiziksel sistemlerimizi güvende tutmanın ilk adımıdır” diyor.

NSA güvenlik açığına neden olan durumları listeledi

0
Siber saldırganlar düzenli olarak yama uygulanmamış yazılım açıklarından yararlanıyor. Ancak ilk erişim için “rutin olarak” güvenlik yanlış yapılandırmalarını hedeflerler, bu nedenle ABD Siber Güvenlik ve Altyapı Güvenliği Ajansı (CISA), günümüzün artan tehdit ortamında savunucular için bir yapılacaklar listesi oluşturdu. CISA, FBI ve Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) ile Kanada, Yeni Zelanda, Hollanda ve Birleşik Krallık’tan siber güvenlik yetkilileri, savunucuların zayıf güvenlik kontrolleri, zayıf yapılandırmalar ve zayıf güvenlik uygulamalarının bir listesini derledi. ‘Yapılmaması Gerekenler’ için tam liste ise şu şekilde: ♦ Çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA) uygulanmaması. ♦ Erişim kontrol listelerinde yanlış uygulanmış ayrıcalıklar veya izinler ve hatalar ♦ Yazılımın güncel olmaması ♦ Satıcı tarafından sağlanan varsayılan yapılandırmaların veya varsayılan oturum açma kullanıcı adları ve parolalarının kullanılması ♦ VPN’ler gibi uzak hizmetler, yetkisiz erişimi önlemek için yeterli kontrollerin eksik olması ♦ Güçlü parola politikaları uygulanmaması ♦ Açık bağlantı noktaları ve yanlış yapılandırılmış hizmetler ♦ Kimlik avı girişimlerini tespit edememe veya engelleyememe ♦ Zayıf uç nokta tespiti ve yanıtı

Küresel tarım drone pazarı 14.8 milyar dolara ulaşacak

0
Hassas tarımın artan oranda benimsenmesi ve yenilikçi teknolojilerin tarım sektörüne entegrasyonu, pazar gelirinin büyümesini sağlayan bazı önemli faktörlerdir. Reports and Data’nın son raporuna göre, küresel tarım uçağı pazar büyüklüğünün 2028’de 14.61 Milyar dolara ulaşması ve tahmin döneminde yüzde 34,5’lik bir gelir yıllık bileşik büyüme kaydetmesi bekleniyor. Hassas tarımın küresel olarak benimsenmesinin artması, tahmin döneminde pazar gelirinin büyümesini sağlaması beklenen önemli bir faktördür. Hassas çiftçilik, mahsullerin ve hayvancılığın yönetimine yardımcı olmak ve üretim kalitesini etkilemeden mahsul verimini artırmak için mevcut çiftçilik uygulamalarıyla ileri teknolojilerin artan şekilde birleştirilmesiyle sonuçlanmaktadır. Dronlar, çiftçilere son derece doğru bilgiler sağlamak için tasarlanmıştır ve birçok model uygun maliyetle mevcuttur. GPS, otopilot sistemi ve yüksek kaliteli görüntüleme kamerası ile kurulan drone’lar, hassas tarım başarısına önemli ölçüde katkıda bulunuyor. Çiftçiler tarafından tarım dronlarının uygulanması, su ile ilgili sorunlar, iklim koşulları değişiklikleri ve kirlilikle daha iyi başa çıkmalarına yardımcı oluyor. Artan gıda talebi aynı zamanda Nesnelerin İnterneti (IoT), Büyük Veri ve Yapay Zeka (AI) gibi yeni teknolojilerin benimsenmesinin artmasına neden oluyor. Yapay zeka ve gelişmiş Makine Öğreniminin mevcut veri analizi yazılımıyla entegrasyonunun, tahmin süresi boyunca pazarın gelir artışını artırması bekleniyor.

VMWare herkesi evden mi çalıştıracak? İşte Türkiye planları

Dünya çapında oldukça güvenilir bir marka haline gelen VMware, birçok şirketle yürüttüğü işbirlikleri ile birçok kullanıcının ve şirketin tercihi konumunda. Uzaktan çalışma döneminin de birçok alanda kalıcı olmasıyla önemi daha da artan sanal bilgisayar ve sunucu güvenliği konusunda VMWare Türkiye Ülke Direktörü Murat Mediçeler ile röportaj gerçekleştirdik.

VMWare Türkiye gelecekte neyi hedefliyor?

Kurumsal yazılımın başı çeken ve yenilikçi şirketlerinden VMware, günümüzün teknolojik gelişmelerine yönelik gelişim ve yeniliklerine devam ediyor. Dijital orandaki riskler, uzaktan çalışma ile birlikte daha önemli bir konumda. Bu yüzden de siber atakların alanının artmasına neden oldu. Bu konuda VMWare Türkiye, 50 kişilik ekibi ile şirketlerin  güvenlik riskleri konusunda inovatif çözümler sunuyor. Birbirine entegre, yapay zeka tabanlı çözüm üretimi konusunda, birden çok iş ortakları ile bulut sistemini  birden farklı entegrasyon ile sunuyor. VMWare, bulut altyapısını bu entegrasyonlarla sağladığı için hem erişim hem de güvenlik anlamında üst düzey bir geribildirim sunuyor. Gelecek planları arasında dijital deneyimin birkaç alanda sunduğu ekosistemi bütüncül bir yaklaşım ile ürün ve çözümleri tek bir çözüm halinde sunmak bulunuyor. Multi Cloud altyapısında ise yaygınlaşmayı hedeflediklerini belirten Mediçeler, dijital deneyimi de güvenliğin ön  planda tutularak en uygun çözümler sağlanacağını da belirtti.

ATP GSYO’dan Tıkla Gelsin’e stratejik yatırım

Ata Holding bünyesinde yer alan ATP, büyüme vizyonuyla stratejik aksiyonlar almaya devam ediyor. Küresel piyasalara kurumsal yazılım ve altyapı çözümleri sunan yenilikçi teknoloji şirketi bir süre önce, global potansiyeli olan ve kendisi için gelişim fırsatı taşıyan bir Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı (GSYO) kurduğunu duyurmuştu.

İlgili dönemde 25 milyon TL kaynak ayrıldığı da açıklanan ATP GSYO, ilk stratejik yatırımını TFI TAB Gıda Yatırımları Anonim Şirketi’nin sahibi olduğu “Tıkla Gelsin’’ ile gerçekleştirdi. İşte ayrıntılar…

Tıkla Gelsin değeri ile dikkat çekiyor

Türkiye’deki tanınan yemek siparişi platformlarından Tıkla Gelsin, mobil uygulaması, internet sitesi (www.tiklagelsin.com), stratejik konumu ve ölçeklenebilir operasyonel yapısı ile dikkat çekiyor. ATP GSYO, gösterdiği başarılı performansla yaklaşık 750 milyon liralık değere ulaşan Tıkla Gelsin’in yüzde 1’lik payının satın alınması yoluyla 7 milyon 130 bin liralık yatırım gerçekleştirdi. ATP GSYO ayrıca, Tıkla Gelsin’in geri kalan yüzde 99 oranındaki payını kendisine 18 ay süresince satın alma imkânı sunan opsiyon hakkı için 10 milyon liralık bir ödeme daha yaptı. ATP GSYO bu önemli hamle ile sektörde söz sahibi olmayı amaçlayan kurumsal bir yatırımcı olduğunu ortaya koyuyor.

ATP GSYO Yönetim Kurulu Başkanı ve TFI TAB Gıda Yatırımları CEO’su Korhan Kurdoğlu, yatırım gündemi kapsamında yaptığı açıklamada, ATP olarak yatırımcıların beklentilerini karşılayacak çok farklı bir kulvara girdiklerini belirterek, “Bundan böyle ATP teknolojiye öncülük eden bir kurum olarak girişimcileri yeni alanlarda yönlendiren bir markaya evirilecek. Başarısını hızlandıracak.

Bu amaçla bir süre önce ATP GSYO’yu kurduk. ATP GSYO ile bizim için stratejik öneme sahip yenilikçi teknolojilere yatırım yapmak önceliğimiz olacak. Robotik teknolojileri, yapay zekâ, yenilikçi restoran çözümleri ve ekosistemiz içerisinde değer yaratacak girişimlere yatırım yapacağız. Bu vizyon doğrultudaki ilk hamlemizi TFI TAB Gıda Yatırımları Anonim Şirketi’nin sahibi olduğu “Tıkla Gelsin” ile yaptık.

Tıkla Gelsin ile çok değerli, çok yüksek potansiyeli olan, kendisini ispatlamış ve rekabetçi bir markaya yatırım yapıyoruz. Tıkla Gelsin operasyonel olgunluğa erişmiş bir organizasyon ve para kazanan bir şirket. Tüm yönleriyle yatırımcıların beklentilerini karşılayan bir yatırım. Elinde kendisini rakiplerinden ayrıştıran güçlü bir teknoloji platformu bulunuyor.

Sahip olduğu kaynaklar, operasyonel olarak verimli yapısı, teknolojiyi etkin kullanma becerisi ve sahip olduğu yenilikçi çözümlerle yaklaşık 750M₺’lik değere ulaşmış durumda. ATP GSYO, Tıkla Gelsin’i yeni markaları da dahil ederek daha rekabetçi ve çekici hale getirecek ve markayı global pazarlara açacak. Bu noktada, yurtdışında TAB ekosistemi ilk etapta odaklanabileceğimiz pazarlar.

Zenia ile QSR tarafında yaptığımız temaslarda TıklaGelsin teknolojisine olan talebi de görmekteyiz. Potansiyel olarak gidebileceğimiz çok sayıda pazar bulunuyor. Özetle, ATP GSYO’nun sahip olduğu BT tecrübesi ve sağlayacağı stratejik destekle Tıkla Gelsin’i beklentileri aşan bir yatırıma dönüştürmeyi planlıyoruz”, dedi.

Sektörde söz sahibi olan kurumsal bir yatırımcı olmak hedefindeyiz

ATP Genel Müdürü ve ATP GSYO Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Cinali ise ATP olarak finans ve konuk ağırlama sektörlerinde lider markalara sahip, yurtdışına açılmış, güçlü çözüm, hizmet, iş modeli, küresel referans ve finansallara sahip, nitelikli ARGE yapan bir B2B teknoloji şirketinin gücünü alan kurumsal bir marka olduklarına dikkat çekerek, “ATP GSYO ile bizim için stratejik öneme sahip ekosistemlere yönelik yenilikçi teknoloji çözümleri sunan potansiyel sahibi girişimlere yatırım yapmak, kurumsal girişim sermayesi sağlamak ve büyümelerine destek olmayı amaçlıyoruz.

Bu doğrultudaki ilk stratejik yatırımımızı “Tıkla Gelsin” ile gerçekleştirdik. Bu yatırımla sektörde söz sahibi olmayı amaçlayan kurumsal bir yatırımcı olduğumuzu ortaya koyduk. Tıkla Gelsin’e kazandırdığımız değerin bizim hisse performansımıza da orta ve uzun dönemde kayda değer etkileri olacağını öngörüyorum.

Hedefimiz en kısa zamanda çoklu marka ortamını hızlandırmak ve şirketi büyütmek olacaktır. Yurtiçinde ve dışında benzer iş modelleri bulunuyor ve milyarlarca dolarlık değerlemeler alıyorlar. Özetle buradaki potansiyel çok yüksek ve opsiyon hakkımız odağında nitelikli yatırımcıların da bu fırsatı paylaşmak isteyeceklerini düşünüyoruz. Tıkla Gelsin’in sahip olduğu teknoloji portföyü ve dikey know-how’ından ATP’nin global pazarlama anlamında faydalanacağına inanıyorum”, dedi.

Hepsiburada’nın Cem Yılmaz’lı yeni reklam filmi yayında

0
Türkiye’nin Hepsiburada’sı, yeni reklam filminde bağımsız araştırma kuruluşu FutureBright’ın E-ticaret NPS (Net Promoter Score/Tavsiye Etme Skoru) Araştırması” sonuçlarına göre “En Çok Tavsiye Edilen E-Ticaret Markası” olduğunu Cem Yılmaz’ın eğlenceli senaryosuyla tüm Türkiye’ye duyuruyor.

Cem Yılmaz’dan konuklarına Hepsiburada tavsiyesi

Cem Yılmaz’ın başrolünde oynayıp, yönetmen koltuğunda oturduğu reklam filminin senaryosu, Cem Yılmaz’ın konuklarına bir şarkıyla Hepsiburada’yı ‘tavsiye etmesi’ üzerine kurgulandı. Reklam filmi, Amerikalı ve Çinli misafiriyle yemek yiyen ünlü komedyene yöneltilen “Hepsiburada’yı çok seviyorsunuz, neden?” sorusuyla başlıyor. Bu soruya Çince verdiği “Çince nasıl söyleneceğini bilmiyorum” yanıtının ardından bir şarkı ile cevap vermek isteyen komedyen, ünlü şarkı ‘Cancion Del Mariachi’nin Hepsiburada’ya özel uyarlamasını seslendiriyor.
Cem Yılmaz’ın Hepsiburada’nın en önemli farkının ‘güven’ olduğunun altını çizdiği, ‘Yarın Kapında’ ve ‘Kapında İade’ gibi hayatları kolaylaştıran Hepsiburada hizmetlerine dikkat çekerek misafirlerine de Hepsiburada’yı tavsiye ettiği şarkıya, sonunda misafirler ve restorandakiler de eşlik ediyor. Marka mesajlarını eğlenceli performansıyla aktaran reklam filminde, Cem Yılmaz “Hepsi burada başlar” diyor ve ‘Türkiye’nin en çok Tavsiye Edilen E-Ticaret Markası’ olduğunu tüm Türkiye’ye duyuruyor.

Founder One’dan etki girişimlerine 300 milyon TL yatırım!

Maxis Girişim Sermayesi Portföy Yönetimi , Türkiye Girişimcilik Vakfı ve Türkiye Bilişim Vakfı işbirliği ile kurulan Türkiye’de sadece etki yatırımları dahilinde faaliyet gösterecek yatırım fonu Founder One’ı tanıttı. Founder One, Yatırım Komitesi üyeleri arasında Faruk Eczacıbaşı ve Sina Afra yer alıyor. Yatırım fonu yaklaşık olarak 100 girişime 300 milyon TL’lik yatırım yapmayı hedefliyor.

Hedef 100 farklı girişime 300 milyon TL

TechInside olarak sizler adına etki yatırım fonu basın davetine gittik, sizlerin merak ettiğini düşündüğümüz soruları Maxis CEO’su Murat Özgen ve Founder Genel Müdürü Ali Şahin’e sorularımızı yönelttik. Gelin sözü daha fazla uzatmadan sizi videomuzla baş başa bırakalım. Etki girişimi üzerine odaklanan Founder One, toplum veya çevre üzerinde sürdürülebilir olumlu etki yaratacak ve ölçülebilir etki hedefleri olan girişimleri hedefliyor. Founder One Yeni Nesil Etki Yatırım Fonu’na başvurmak için buraya tıklayabilirsiniz. Founder One’ın Yatırım Komitesi’nde Faruk Eczacıbaşı ve Sina Afra’nın yanında, Ali Özkan Şahin, Galya Fani Molinas, Mehru Aygül, Cem Leon Menase, Riza İhsan Kutlusoy, Alim Murat Özgen, İbrahim Erkan Yağcıoğlu ve Selami Düz yer alıyor.

Asus, sunucularıyla yapay zeka rekoru kırdı!

Sunucu sistemleri, sunucu anakartları ve iş istasyonları kategorilerinde lider IT şirketi ASUS, geçtiğimiz Aralık ayında katıldığı MLCommons Association bünyesinde ilk sonuçlarını yayınladı. ASUS çok sayıda testte yeni performans rekorlarına imza attı.

ASUS sunucuları, yapay zekâ performansında 26 adet MLPerf Inference v2.0 rekoruyla çığır açtı

Özellikle en son MLPerf Inference 2.0 testlerinde ASUS, kapalı veri merkezi kategorisindeki altı ayrı yapay zeka çıkarım görevinde aynı GPU yapılandırmasına sahip diğer tüm sunucuları geride bırakarak 26 adet rekor kırdı. Bu rekorların 12’si, sekiz adet 80 GB NVIDIA® A100 Tensor Core GPU içeren ASUS ESC8000A-E11 sunucuyla; 14’ü ise dört adet 24 GB NVIDIA A30 Tensor Core GPU içeren ASUS ESC4000A-E11 sunucuyla kırıldı. Bu çığır açan sonuçlar ASUS sunucularının yapay zeka alanındaki performans liderliğini gözler önüne serdi. ASUS sunucuları, yapay zekadan yararlanmak isteyen kurumlara büyük katkı sağlıyor ve veri merkezlerine en uygun performansı sunuyor. MLPerf Inference 2.0 testi, en sık kullanılan altı yapay zeka çıkarımı iş yükünü kapsıyor. Bunlar arasında görüntü sınıflandırma (ResNet50), nesne tespiti (SSD-ResNet34), tıbbi görüntü bölümlendirme (3D-Unet), konuşma tanımlama (RNN-T), doğal dil işleme (BERT) ve tavsiye (DLRM) iş yükleri bulunuyor. ESC8000A-E11 aşağıdakiler de dahil olmak üzere birçok alanda performans liderliğini elde etti:
  • ResNet50’de bir saniye içinde 298.105 görüntüyü sınıflandırdı.
  • SSD-ResNet34’te bir saniye içinde 7.462,06 görüntüde nesne tanımladı.
  • 3D-UNet’te bir saniye içinde 24,3 tıbbi görüntüyü işledi.
  • BERT’te bir saniye içinde 26.005,7 soruyu ve cevabı tamamladı.
  • DLRM’de bir saniye içinde 2.363.760 tahmin yaptı.
ESC8000A-E11 sonuçları
Bölüm Görev Model Sonuçlar Hassaslık Senaryo Birimler
Kapalı Veri Merkezi Görüntü sınıflandırma ResNet50 210011 99,00 Sunucu sorgu/s
298105 Çevrimdışı örnek/s
Nesne tespiti (geniş) SSD-ResNet34 7096,10 99,00 Sunucu sorgu/s
7462,06 Çevrimdışı örnek/s
Tıbbi görüntüleme 3D-UNet 24,3 99,00 Çevrimdışı örnek/s
24,3 99,90 Çevrimdışı örnek/s
Konuşmadan metne RNN-T 94.996,9 99,00 Sunucu sorgu/s
102.738 Çevrimdışı örnek/s
Doğal dil işleme BERT 23.489,5 99,00 Sunucu sorgu/s
26.005,7 Çevrimdışı örnek/s
11.491,3 99,90 Sunucu sorgu/s
13.168,2 Çevrimdışı örnek/s
Tavsiye DLRM 1.601.300 99,00 Sunucu sorgu/s
2.363.760 Çevrimdışı örnek/s
1.601.300 99,90 Sunucu sorgu/s
2.363.760 Çevrimdışı örnek/s
  • ResNet50’de bir saniye içinde 73.814,5 görüntüyü sınıflandırdı
  • SSD-ResNet34’te bir saniye içinde 1.957,18 görüntüde nesne tanımladı
  • 3D-UNet’te bir saniye içinde 6,83 tıbbi görüntüyü işledi
  • RNNT’te bir saniye içinde 27.299,2 adet konuşma tespit edip dönüştürdü
  • BERT’te bir saniye içinde 6.896,01 soruyu ve cevabı tamamladı
  • DLRM’de bir saniye içinde 574.371 tahmin yaptı
Bölüm Görev Model Sonuçlar Hassaslık Senaryo Birimler
Kapalı Veri Merkezi Görüntü sınıflandırma ResNet50 68.192 99,00 Sunucu sorgu/s
73.814,5 Çevrimdışı örnek/s
Nesne tespiti (geniş) SSD-ResNet34 1.886,75 99,00 Sunucu sorgu/s
1.957,18 Çevrimdışı örnek/s
Tıbbi görüntüleme 3D-UNet 6,83 99,00 Çevrimdışı örnek/s
6,83 99,90 Çevrimdışı örnek/s
Konuşmadan metne RNN-T 17.391,4 99,00 Sunucu sorgu/s
27.299,2 Çevrimdışı örnek/s
Doğal dil işleme BERT 6.367,97 99,00 Sunucu sorgu/s
6.896,01 Çevrimdışı örnek/s
2.917,66 99,90 Sunucu sorgu/s
3.383,03 Çevrimdışı örnek/s
Tavsiye DLRM 560.158 99,00 Sunucu sorgu/s
574.371 Çevrimdışı örnek/s
560.158 99,90 Sunucu sorgu/s
574.371 Çevrimdışı örnek/s
NVIDIA sertifikalı 4U ESC8000A-E11 model (sekiz adet 80 GB NVIDIA A100 PCIe Tensor Core GPU ve iki adet AMD EPYC 7763 CPU ile yapılandırılan) sunucuyla elde edilen 12 rekor, bu modelin yapay zeka ve makine öğrenimi için sunduğu üstün ölçeklendirilebilme kapasitesini ortaya koydu. CPU ve GPU için bağımsız hava tünellerine sahip gelişmiş termal tasarım, hava soğutmalı veri merkezlerine son derece verimli bir soğutma çözümü sunuyor. Pazardaki en kompakt yapılı 2U model olan NVIDIA sertifikalı ESC4000A-E11 (dört adet 24 GB NVIDIA A30 PCIe Tensor Core GPU veiki adet AMD EPYC 7763 CPU ile yapılandırılan) ise MPLerf Inference 2.0’da 14 adet rekora imza attı. Birçok farklı grafik hızlandırıcıyı kullanma imkanı sağlayan ve NVIDIA NVLink yüksek hızlı dahili GPU bağlantısına destek veren bu model, maksimum yapay zeka performansı sunuyor.

Vodafone Türkiye, 2021 – 2022 mali yıl sonuçlarını açıkladı

0

Vodafone, Nisan 2021 – Mart 2022 arası dönemi kapsayan mali yıl sonuçlarını açıkladı. 31 Mart 2022 sonu itibarıyla son bir yılda 2.6 milyar TL yatırım yapan Vodafone Türkiye, 2021-22 mali yılı servis gelirlerini, geçen yıla göre yüzde 21,7’lik artışla 17.2 milyar TL’ye çıkardı.

Şirketin Faiz, Amortisman ve Vergi Öncesi Kâr’ı (FAVÖK) ise yüzde 23,8 artışla yaklaşık 5.7 milyar TL’yi aştı.

Vodafone Türkiye mobil abone sayısı 24.4 milyona ulaştı

Vodafone Türkiye’nin mobil müşteri sayısı 2021-22 mali yıl sonu itibarıyla 24.4 milyona ulaşırken, M2M (Makineler arası iletişim) dahil toplam mobil abone sayısı 27.3 milyon oldu. Şirketin faturalı abone sayısı son bir yılda yaklaşık 1.3 milyon artış ile 16.8 milyona çıkarken, toplam bazının yüzde 68,8’ini faturalı aboneler oluşturdu.

Vodafone Türkiye’nin sabit genişbantta büyümesi de devam etti. Şirket, bu mali yılda bir önceki yıla kıyasla 120 bin sabit genişbant müşterisi kazanarak toplam 1.3 milyon müşteriyi aştı.

Vodafone Türkiye’nin 2021-22 mali yıl sonuçlarını değerlendiren Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy şunları söyledi:

“Vodafone olarak, Türkiye pazarında 16 yılı geride bıraktık. Bu süreçte, Türkiye’nin en büyük uluslararası doğrudan yatırımlarından biri olarak, ülkemizin büyümekte olan telekom pazarındaki yerimizi aldık.

 2021-22 mali yılında toplam 2.6 milyar TL yatırım yaparak Türkiye ekonomisine ve dijitalleşmeye katkıda bulunduk. Geleceğin dijital servislerde olduğunu düşünüyoruz.

Bu düşüncemizin bir sonucu olarak, 2025 yılına kadar Türkiye’nin en hızlı büyüyen yeni nesil bağlantı ve dijital servisler şirketi olmayı hedefliyoruz. Bu hedefe ulaşmak için ‘Yeni Nesil Bağlantı, Dijital Operatör ve Kurumsal Çözümler’ unsurlarından oluşan planımıza odaklanmaya devam ediyoruz. Vodafone Holding bünyesinde faaliyet gösteren 13 şirketimizle dijital servisler hedefimize giden yolda her geçen gün daha da büyüyoruz.

Diğer yandan, amaç odaklı vizyonumuz doğrultusunda çevre ve toplum üzerinde yarattığımız etkiye de önem veriyor ve faaliyetlerimizi Çevresel, Sosyal, Yönetişim kriterlerine uygun olarak sürdürüyoruz. Ülkemizin ve sektörümüzün geleceğine duyduğumuz güvenle yatırımlarımıza devam edeceğiz.”

Dijital müşteri sayısı 18.8 milyona ulaştı

Müşterilerine en iyi dijital deneyimi sunmayı hedefleyen Vodafone’un 2021-22 mali yılında Vodafone Yanımda ve Online Self Servis gibi dijital kanallarını kullanan aylık aktif müşteri sayısı 18.8 milyona yükseldi. Vodafone’un dijital kanallarını kullanan müşterilerinin aylık toplam etkileşimi ise 440 milyona yaklaştı.

Data kullanımı yüzde 34.8 arttı

Vodafone Türkiye müşterilerinin son bir yıldaki toplam mobil data kullanımı, bir önceki yıla kıyasla yüzde 34.8 artarak 3.258 petabyte olarak gerçekleşti. 

Vodafone Pay kullanıcı sayısı 3.7 milyonu aştı

Vodafone’un yeni nesil mobil finans çözümü Vodafone Pay de 2021-22 mali yılını başarıyla kapattı. Vodafone Pay ürünlerini kullanan toplam kullanıcı sayısı 3.7 milyonu aştı.

Türkiye’nin bulut bağlantı ve veri trafiğinde üssü olma potansiyeli artıyor

Dünya genelinde 2500‘den fazla operatör, ISS, içerik ağı ve 100‘den fazla ülkeden pek çok farklı kurum, Avrupa, Orta Doğu, Asya ve Kuzey Amerika‘daki büyük pazarlarda dünyanın lider İnternet Değişim operatörü DE-CIX‘e bağlı. DE-CIX ekosisteminde yer alarak, GlobePEER hizmeti ile yüzlerce ağa ulaşmak, ağlarla eşleştirme yapmak ve en kısa rotaları elde ederek minimum gecikme süresine erişmek mümkün. Diğer yandan GlobePEER Remote ile de bağlı olduğunuz tüm DE-CIX lokasyonlarında yüzlerce ağ ile uzaktan eşleştirme yapabilirsiniz. Karadelik hizmeti ile DDoS saldırı ile etkin şekilde savaşabileceğiniz gibi, DirectCLOUD ile de tek bir bağlantı aracılığıyla 50’den fazla bulut hizmet sağlayıcısına hızlı, kolay ve en uygun maliyetle ulaşabilirsiniz.

DE-CIX perspektifi ile etkin bir birbirine bağlantı ekosistemi kurumlara ne sağlıyor?

Pandemi döneminde sadece bireysel yaşamlarımız değil kurumlar da büyük bir sınav verdi ve kurumsal iş süreçlerinde internetin gücüne hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyuldu. Bu noktada birbirine bağlı olmak ve bu bağlantı ekosisteminin bulut sistemler üzerinden sağlanması kurumlar için masadaki en öncelikli konu haline geldi. Peki DE-CIX perspektifi ile etkin bir birbirine bağlantı ekosistemi kurumlara ne sağlıyor? Geleneksel olarak bulut kaynaklarına, beraberinde getirdiği tüm risklerle birlikte genel internet bağlantısı üzerinden erişim sağlanıyor. Öte yandan, güvenli ve yüksek performanslı bir birbirine bağlantı platformu aracılığıyla bir bulut değişiminden yararlanarak, bir kurumun ağını genel internet bağlantısını atlayarak doğrudan bulut sağlayıcısının ağına bağlamak mümkün. Bu stratejinin birçok faydası var: Yalnızca bağlantıyı değil – ve dolayısıyla yalnızca bağlantı üzerinden geçen verileri değil – kaynaklara yönelik kötü niyetli saldırılara karşı da korunma sağlar, aynı zamanda doğrudan bağlantı, verilerin izlediği rotayı da kısaltır. Bu da gecikme süresinin minimumda olmasını sağlar. Gecikme ne kadar düşükse, yanıt da o kadar hızlı, bulut uygulamalarının performansı da o kadar yüksek ve nihayetinde kullanıcı deneyimi de o kadar daha iyi olur. Gecikme süresi, kurumların ve tüm dijital sistemlerin geleceği söz konusu olduğunda gerçekten sektörün yeni para birimi rolünde! DE-CIX International CEO’su Ivo Ivanov, başta yeni çağın anahtar kavramı bulut olmak üzere DE-CIX’in kurumsal hizmetleri hakkında şunları söyledi: “DE-CIX olarak, Microsoft Azure Eşleştirme Hizmeti ile Microsoft Office 365 ve Microsoft Dynamics 365 gibi Microsoft SaaS Hizmetleri’nin kullanıcılarını desteklemekten gurur duyuyoruz. Müşteriler, düşük gecikme süresi ve yüksek bant genişliği gibi faydalardan yararlanabildikleri gibi, Microsoft işbirliği ile hem kurumlara hem son kullanıcıya mükemmel ağ bağlantısı sunan bir hizmete de kavuşuyor. Microsoft Azure Eşleştirme Hizmeti, gecikme sürelerini en aza indirirken kurumların Microsoft hizmetlerine bağlanma performanslarını ise maksimum seviyeye taşıyor. Diğer yandan DE-CIX olarak, çok sayıda farklı iş ortağı ile bağlantı kuran şirketlerin,  şirket politikalarının ve regülasyonların (örneğin, veri korumayla ilgili olarak) uygunluğunu yönetmelerini de güvenli ve yüksek performanslı bir bağlantı platformu üzerine kurulmuş, amaca göre tasarlanmış özel bir bağlantı ekosistemi olan “Kapalı Kullanıcı Grubu” (CUG – Close User Group) ile çok daha basit bir hale getiriyoruz. Bu durumda Kapalı Kullanıcı Grubu, kurumun kontrolü altında oluyor. Kapalı Kullanıcı Grubu, genel internet bağlantısını atlıyor ve kurumun ağını doğrudan güvenilir iş ortaklarının ve müşterilerinin ağlarına güvenli bir şekilde bağlıyor. Öngörülen politika ve düzenlemelere uygunluk, kurumun kendi iş ortakları için ekosisteme katılım için zorunlu bir ön koşul haline getirilebilir. Bu şekilde kurum, ekosistemin tüm üyeleri için politikalar belirleyebilir ve bunu bir düğmeye tıklayarak yapabilir” dedi. DE-CIX Türkiye Bölge Direktörü Bülent Şen ise DE-CIX’in Türkiye operasyonu ile ilgili şu dikkat çekici açıklamaları yaptı: “2015 yılından beri faaliyet gösterdiğimiz Türkiye pazarında bugün geldiğimiz noktada DE-CIX ekosistemine bağlı network sayısı 40’ı aşarken, DE-CIX Türkiye’de oluşan mevcut veri trafiği de 400 Gbit’e yaklaştı. Bu da yaklaşık 70 bin HD video’nun aynı anda stream edildiğinde yarattığı trafik hacmine denk geliyor. Bulut tarafına bakarsak, bugün Türkiye’deki neredeyse tüm e-ticaret şirketleri operatörler aracalığı ile DE-CIX bulut ekosisteminin bir parçası oluyor. Kurumları, tek bir bağlantı aracılığıyla birçok bulut hizmet sağlayıcısına bağlayan DirectCLOUD tarafında Türkiye ayrıcalıklı bir konumda. Tüm DE-CIX Grubu içinde DirectCOULD hizmetinin müşterilere sunulmasının yüzde 80’i, DE-CIX Frankfurt’tan sağlanıyor ancak yüzde 15 gibi önemli bir dilim de grup içinde DirectCLOUD satışlarında ikinci sırada olan Türkiye’den geliyor. Kalan yüzde 5 ise DE-CIX’in diğer ülkeleri tarafından tamamlanıyor. Burada hem Türkiye’de buluta olan ihtiyacın ne derece arttığını görüyoruz hem de DE-CIX tarafından bir başarı hikayesinden bahsediyoruz. Türkiye’nin veri trafiği ve bulut bağlantı konusunda çok büyük bir potansiyeli var. Biz de bu potansiyeli gerçekleştirmek için buradayız ve var gücümüzle çalışıyoruz.”

İnternet fiyatları Haziran’da artıyor mu?

Ülkemizde fiber internet altyapısı giderek gelişiyor. Artan maliyetler, internet paketi fiyatlarına ne kadar yansıyacak? TurkNet CEO’su Cem Çelebiler ile yaptığımız röportaj videosuyla karşınızdayız. TurkNet internet fiyatlarına zam gelecek mi?

TurkNet CEO’su ile internet altyapısını konuştuk

TechInside YouTube kanalında farklı içerikler ile karşınıza çıkmaya devam ediyoruz. Bu videomuzda TurkNet CEO’su Cem Çelebiler ile internet zamları ve ülkemizdeki altyapı sorunlarını konuştuk. Dilerseniz sözü daha fazla uzatmayalım ve sizleri videomuz ile baş başa bırakalım.

TurkNet GigaFiber internet paketlerine ulaşmak için: https://bit.ly/38tU6Vb

Ülkemizde internet sağlayıcıların en büyük sorunlarından biri de altyapı yatırımları. Kısa sürede kendi altyapısını oluşturarak kullanıcılara Gigabit internet sağlayan TurkNet, yaptığı zam ile birçok kullanıcı tarafından eleştirildi. TurkNet, kendi altyapısı olan bölgelerde kullanıcılara 139.90 TL’ye Gbps hızında simetrik internet sağlıyor. 2010 sonrasında yapılan yatırımlar ile daha iyi konuma gelen TurkNet, kullanıcıların kaliteli hizmet alabilmesi için operasyon konusunda da değişikliğe gidiyor.

Perakendeciler için dijital dönüşüm zorunluluğu devam ediyor

0
Deloitte’un yayınladığı raporu, küresel tüketicilerin yüzde 54’ünün pandemi sonrası mağazada alışveriş yaparken kendilerini güvende hissettiklerini söylüyor. Ancak, bazılarının mağazalara geri dönmesine rağmen, çevrimiçi, çoğu tüketici için ileriye giden yol gibi görünüyor. Dokuz farklı ülkeden alışveriş yapanların alışkanlıklarına ilişkin bir BM araştırması , tüketicilerin çoğunluğunun çevrimiçi alışverişi artırdığını tespit ediyor. Dell’in perakende uç çözümler ve ekosistemler başkanı Imran Ansani’ye göre, bu artan çevrimiçi talebi karşılama ihtiyacı, teknolojinin artık bir seçenek veya sonradan düşünülen bir düşünce olmadığı anlamına geliyor. Dell Technologies World konferansında yaptığı konuşmada Ansani’: “Artık sadece stratejik bir rekabet farklılaştırıcısı değil, aynı zamanda varoluşsal bir perakende zorunluluğu haline geldi. Bu tür teknoloji, perakendeciler için mevcut gelirleri sürdürmenin yanı sıra yeni iş modellerini mümkün kılıyor” dedi. Birçok küçük girişim, statükoyu bozmayı ve perakendecilerin dijital seviyelerini geliştirmelerine yardımcı olmayı umuyor. Ansani, bu tür startup’ları Dell’in nihai çözüm stratejisinin “temel bir bileşeni” olarak nitelendirdi. Birbirleriyle sinerji oluşturmak için pazara giriş açısından potansiyel ortaklar olarak görüldüklerini öne sürdü.

Dronelar kırsal bölge teslimatlarında çözüm sağlıyor

0
İngiliz posta servisi Royal Mail, kırsal bölgelere teslimatlar için 500 insansız hava aracı filosu kullanmayı planlıyor. Pandemiyle birlikte birçok kırsal topluluğun, konumları nedeniyle genellikle hafife aldığımız hizmetlere erişmekte zorlandığını gördük. Royal Mail bunu değiştirmek istiyor ve önümüzdeki üç yıl içinde insansız hava araçları kullanarak oluşturmak istediği 50’den fazla posta yolu belirledi. Şirket, çaba konusunda lojistik drone firması Windracers ile ortaklık kuruyor ve hizmet için belirlenen ilk rotalar arasında Scilly Adaları, Shetland Adaları, Orkney Adaları ve Hebrides yer alıyor. Windracers Başkanı Stephen Wright: “Özellikle uzak konumlara yönelik tedarik ve lojistikte orta mil, endüstri tarafından uzun süredir göz ardı edildi ve yenilik için olgunlaştı. Son beş yılı ticari olarak en uygun temel lojistik dronları geliştirmeye odaklanarak geçirdik, bu nedenle Royal Mail ile bu iddialı ve öncü otonom uçak konuşlandırmasında çalışmaktan gerçekten memnunuz. İngiltere’yi bu heyecan verici sektörün ön saflarına sağlam bir şekilde yerleştiriyor” diyor. Royal Mail CEO’su Simon Thompson: “Müşterimizin konumundan veya hava durumundan bağımsız olarak – çevremizi korurken – zamanında teslimat hedefimizdir” diyor.