Türkler, Estonya e-Oturum programıyla 2 bin 200 vatandaşlık aldı, 560 şirket kurdu

0

İsteyenlerin dünyanın herhangi bir yerinden küresel bir AB şirketi yönetebilmesine olanak sağlayan e-Oturum programını başlatan ilk ülke olan Estonya, girişimcilere AB’nin iş ortamına erişim imkânı sunuyor

Estonya devleti dijitalleşmesini 2000 yılında başlatan bir devlet. O dönem vergi toplama işlemini dijitaleştirerek bu işe ön ayak olan Estonya’da bugün devlet hizmetlerinin yüzde 99’u online olarak yapılıyor. Günümüzde evlenme, boşanma ve emlak alım-satımı dışında Estonya’daki bütün işlemlerin tamamının bu kapsamda gerçekleştirildiğini not edelim.

Estonya’daki bu dijital dönüşümde teknoloji veya maddî kaynaklara erişimin çok önemi bulunmuyor. Nitekim bu durumu e-Estonia Bilgilendirme Merkezi’nden Anette Numa da teyit ediyor: “Bize göre, teknoloji ve para çözüm değil. Estonya devletini dijitalleştirmenin yolunun zihniyeti değiştirmekten geçtiğini biliyorduk.” İşte, bu değişimin sonunda Estonya dünyada ilk kez 2005’te e-seçim sistemini kuran ülke oldu.

e-Oturum’la Türkiye’den çalışırken küresel bir AB şirketi kurulabiliyor

Yaklaşık 20 yıllık süre içinde devlet hizmetlerinin neredeyse tamamını online ortama taşıyan Estonya’nın 2014 yılındaki hamlesi ise girişimcilik tarafında oldu. Ülke 5 sene önce e-Residency (e-Oturum) programını devreye aldı ve özellikle dijital girişimcileri ve start-up’ları kabul etmeye başladı. Techinside.com olarak Estonya devletinin davetiyle 10-12 Kasım’da bu programa ait ayrıntıları öğrenmek üzere Estonya’yı ziyaret ettik.

Estonya’nın dünyada ilk kez uygulamaya geçirdiği e-Oturum programıyla girişimciler, Türkiye’den çalışırken küresel bir AB şirketi kurabilmelerini sağlayan resmî dijital kimlik elde etme hakkını kazanıyor. Program kapsamında kurulan şirketler, adresten bağımsız güvenilir AB şirketi statüsüne sahip olduğu için, dünyanın herhangi bir yerinden düşük maliyetle ve fazla formalite gerektirmeden yönetilebiliyor. Türkiye’deki girişimcilerin işlerini AB pazarının tümüne yayabilmesine imkân sağlayan program, Türkiye’den startup’ların Avrupa iş ortamına entegrasyonunda önemli bir adım olma özelliğine sahip.

e-Oturum’daki başarılı Türk girişimler: Rimuut, Reachpeople, Oktopeople ve Walks In Istanbul

4 Kasım itibarıyla 2 bin 201 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının e-Oturum aldığı  Türkiye’den kurulan şirketlerin sayısı 557 oldu. Bu verilere göre,  Türkiye e-oturum nüfusu olarak 12. sırada iken kurulan şirket olarak ise 4. sırada yer alıyor. Ayrıca Türkiye, 2019 yılının en hızlı büyüyen pazarı olarak da ayrıca dikkat çekiyor. Türkiye’deki girişimleri özellikle pazarlama, tasarım, danışmanlık ve bilişim alanında faaliyet gösteriyor. Rimuut, Reachpeople, Oktopeople ve Walks In Istanbul, Estonya’da e-Oturum ile şirket kurmuş başarılı Türk start-up örnekleri.

Estonya e-Oturum programıyla girişimciler belgeleri ve sözleşmeleri dijital olarak imzalayabiliyor. Bununla birlikte, imzalı belgelerin gerçekliğini doğrulatmak mümkün. Ayrıca elektronik bankacılık ve uzaktan para transferi de yapılabiliyor.

Konuya ilişkin görüşlerini paylaşan Estonya Cumhuriyeti e-Oturum Programı Halkla İlişkiler Yöneticisi Katrin Vaga: “Avrupa ile Asya arasında hep bir köprü olmuş Türkiye’yi her ziyaret ettiğimizde, ortak noktalarımızın çokluğunu gördükçe şaşırıyoruz. Türkiye’nin startup ortamı ise dünyanın en etkili topluluklarından biri. Türkiye’deki girişimcilerin de bizim gibi Avrupa iş dünyasına ve dijital ortak pazara erişebilmesi gerektiğini düşünüyor, e-Residency programıyla bunu gerçekleştirecek işbirlikleri kurmaktan mutluluk duyuyoruz.” ifadelerini kullandı.

Elektronik Para Kuruluşları Birliği kuruluyor

0

Dün kabul edilen yasayla 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’da bazı değişiklikler yapıldı

 TBMM’de dün kabul edilen kanun teklifine göre, Elektronik Para Kuruluşları Birliği kuruluyor. Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek kanunlaştı. Elektronik Para Kuruluşları Birliği’nin kurulması; ödeme ve elektronik para kuruluşlarının kendi aralarındaki müşterek ihtiyaçlarının karşılanmasını, mesleki faaliyetlerinin kolaylaştırılmasını, mesleğin genel faaliyetlere uygun olarak gelişmesinin sağlanmasını, meslek mensuplarının birbirleriyle ve ödeme hizmeti kullanıcılarıyla olan ilişkilerinde dürüstlüğün ve güvenin hakim kılınmasını, mesleki disiplin ile ahlakın korunmasını amacıyla hayata geçiriliyor. Birliğe üyelik zorunlu olacak.

Kanundan derlediğimiz satır başlarını aşağıda görebilirsiniz:

Kanunla Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu’nun (BDDK) ilgili kanun kapsamındaki görev ve yetkileri, Merkez Bankası’na devredilecek ve Merkez Bankası ödemeler alanındaki yetkili otorite olacak.

Bununla birlikte, Merkez Bankası’na, bir ödeme hizmeti sağlayıcısındaki verilerin ödeme hizmeti başlatma ve hesap bilgisi sağlama faaliyetleri kapsamında başka bir ödeme hizmeti sağlayıcısı ile paylaşılmasına ilişkin her türlü usul ve esası belirleme hakkı sağlanıyor.

Kanun hazırlanırken sektör talepleri de değerlendirildi. Buna göre, elektronik para kuruluşlarının bankalara yatırdıkları fonların bankalar tarafından, Merkez Bankası nezdinde bloke edilmesi uygulamasına ilişkin usul ve esaslar, ikincil mevzuatta düzenlenmek üzere kanundan çıkarılacak.

PTT de ödemeler tarafında kapsama dâhil edildi

Merkez Bankası’na elektronik para kuruluşlarının hangi faaliyetlerinin kredi verme faaliyeti olarak değerlendirilmeyeceğine ilişkin yetkisi de veriliyor.

PTT’nin ödemeler tarafındaki çalışmalarının Merkez Bankasınca teftiş edilmesi sürecini etkinleştirmek için ödeme ve e-para kuruluşlarına ait teftiş sürecinde uygulanan bazı hususlar PTT için de geçerli olacak.

Konuya ilişkin Twitter hesabından bir değerlendirme yapan Ödeme ve Elektronik Para Derneği (ÖDED) Başkanı Burhan Eliaçık, “Ülkem adına çok sevinçliyim. PSD2 ile de uyumlu Kanunumuz TBMM’de kabul edildi. Çocuklarımıza gururla bahsedeceğimiz ve parçası olmaktan onur duyduğumuz harika bir gelişme” dedi.

Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması’na büyük ilgi

0

Ağırlıklı olarak teknoloji, imalat ve tarım sektörlerinde faaliyet gösteren kadın girişimcilerden yüzlerce başvuru geldi

Garanti BBVA’nın, Ekonomist Dergisi ve Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) iş birliğiyle bu sene 13. kez düzenlediği Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması, her yıl olduğu gibi 2019’da da kadın girişimcilerden büyük ilgi gördü.

Her geçen yıl ilginin daha da arttığı Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması’na bugüne kadar yaklaşık 39 bin kişi başvurdu. Bu sene de ağırlıklı olarak teknoloji, imalat ve tarım sektörlerinde faaliyet gösteren kadın girişimcilerden başvurular geldi.

Jüri dört kategoride birincileri seçti 

İş hayatında fark yaratan başarı hikâyelerini tüm Türkiye ile paylaşacak girişimcileri buluşturan Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması’nın jüri toplantısı 31 Ekim’de gerçekleşti. Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Cemal Onaran, KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı Emine Erdem, Ekonomist Dergisi Yayın Yönetmeni Talat Yeşiloğlu, Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Şirin Karadeniz, Dünya Gazetesi İmtiyaz Sahibi Hakan Güldağ, Garanti BBVA Yönetim Kurulu Bağımsız Üyesi Sema Yurdum, 2017 yılında Türkiye’nin Kadın Girişimcisi seçilen HighGenic’in Kurucusu Sevginar Baştekin ve 2018 yılında Türkiye’nin Kadın Girişimcisi seçilen Reeder’ın Kurucusu Sezen Sungur Saral’dan oluşan jüri tarafından 4 ayrı kategoride birinciler belirlendi.

28 Kasım’da açıklanacak

“Türkiye’nin Kadın Girişimcisi”, “Gelecek Vaat Eden Kadın Girişimci”, “Yöresinde Fark Yaratan Kadın Girişimci” ve “Türkiye’nin Kadın Sosyal Girişimcisi” kategorilerinin kazananları, 28 Kasım’da Hilton İstanbul Bomonti’de gerçekleşecek ödül töreni ile açıklanacak.

Amazon hastane tedarikçisi olacak

Sağlık sektöründeki oyuncular, ticari işletmeler büyük bir rakiple karşılaşmaya hazırlanıyor. Dünyadaki her şeyi satma hedefiyle büyüyen Amazon, hastanelerin ihtiyacı olan sağlık araç gereçlerini tedarik etmek için de adım atıyor.

Hastaneler yakın takipte

Amazon’un Seattle’daki merkez ofisine davet edilen dev hastane zinciri yöneticilerine yapılan sunumdan sızan bilgilere göre e-ticaret devi hastanelerin eski tıbbi dağıtımcılardan alışverişi bırakıp Amazon’la anlaşmaları halinde önemli avantajlar sağlayacak. Fiyat indiriminden teslimat hızına ve bütün ABD’deki hastanelerine tek bir elden indirimli satın alma yapabilmeleri gibi avantajlar hastane yöneticilerini cezbedecek gibi görünüyor. Amazon’un planları gerçekleşirse, e-ticaret devinin kurumsal tedarik zinciri Amazon Business dünya çapında kendisi için önemli bir gelir kapısı açmış olacak.

Waymo Detroit’te otonom filo kuracak

Google’ın otonom sürüş teknolojileri geliştiren şirketi Waymo, ABD’nin otomobil şehri veya Motor Şehri olarak bilinen, büyük otomobil üreticilerinin fabrikalarının yer aldığı Detroit’te, otonom araçlardan oluşacak bir filo kurmaya karar verdi.

Otonom sürüş yasası geliyor mu?

Waymo’nun CEO’u John Krafcik yaptığı açıklamada, şehirde bulunan eski bir fabrikayı satın aldıklarını ve bu fabrikada, Waymo filolarını üreteceklerini duyururken, benzer bir açıklamanın kısa süre önce Tesla’nın CEO’su Elon Musk tarafından yapıldığı ve Tesla’nın 2020 içinde 1 milyon adet robot taksi üreteceğini duyurduğu dikkat çekmedi. Peki ABD’li otonom sürüş şirketleri, neden birden bire yoğun bir üretim yarışına girdiler.

ABD’de henüz otonom/robot araçların, direksiyonda sürücü olmadan yollara çıkması yasak ancak hükumet ile yakın temas içinde çalışan Tesla veya Google gibi şirketlere, otonom araç yasasının yakında yürürlüğe gireceği bilgisinin gittiği ve ABD’li şirketlere yasaya hazırlanmaları için zaman verildiği düşünülüyor. Aksi halde, piyasada oluşacak robot/otonom taksi ihtiyacına, aniden yüksek miktarlarda üretim yapacak Çinli üreticilerin cevap vermesinden de endişe duyuluyor.

 

E*Trade Bitcoin ve Ethereum ticaretine mi başlayacak?

ABD’nin önemli e-ticaret ve yatırım kurumu E*Trade, müşterilerinin sanal paralara yatırım yapabilmesi için çalışma yaptığını açıkladı.

Borsanın yanında kripto para yatırımı

Başlangıç olar Bitcoin ve Ethereum alım satımına izin vereceğini açıklayan E*Trade, bu yeni yatırım opsiyonunun ne zaman hizmete gireceğini ise şimdilik belirtmedi.

Öte yandan, borsa ve para piyasalarına yatırım yapan klasik yatırımcıların kripto para piyasasına yatırım yapmasının bu pazarda daha stabil ve güvenilir fiyatların oluşmasına destek olması de bekleniyor. 

Türk CEO’lar dönüşüme sarıldı

0

Araştırmaya göre teknoloji geleneksel iş modellerini sarsarken, CEO’lar dönüşerek ayakta kalacaklarını artık kabullendi

KPMG’nin beşinci kez düzenlediği CEO Araştırması’na, ekonomiye yön veren 11 ülkeden bin 300 CEO katıldı. Türkiye’den de 25 CEO görüş verdi. “Çevik Olmak ya da Geride Kalmak” başlığıyla yayımlanan araştırma sonucuna göre, on yıllardır süregelen geleneksel iş modelleri büyük bir hızla değişimden geçerken, teknoloji dönüşümü erteleyen şirketlerin her zamankinden daha fazla tehdit ediyor. CEO’lar, yönettikleri şirketin ayakta kalması ‘çeviklik’ yeteneğine sahip olması gerektiğini söylüyor. Geçen yıl Türk CEO’ların yüzde 44’ü ‘Teknoloji yıkmadan kendi sektörlerindeki kökten değişime öncülük ettiğini’ söylüyordu. Bu yıl dönüşerek örnek olduğunu söyleyen CEO’ların oranı yüzde 92 oldu.

Sonuçları değerlendiren KPMG Türkiye Başkanı Murat Alsan, “CEO’ların şirketlerinin büyümesi ve gelişmesine yönelik sağlamaları beklenen katkı artık değişiyor. Değişen müşteri ihtiyaçlarına, hızla gelişen teknolojik yeniliklere ve rakiplerin değişim hızına aynı hızla karşılık vermek gerekiyor” dedi.

Alsan, teknolojinin Türkiye’deki CEO’ların gündeminde çok hızlı yükseldiğini belirterek, “Türkiye’deki iş liderleri, teknolojinin sektörleri yıkarak dönüştürdüğünün artık farkında. Teknoloji yıkmadan önce kendilerinin öncülük ederek sektörlerini dönüştürmeye başladıklarını gördük” diye konuştu.

KPMG 2019 CEO Araştırması’ndan öne çıkan bazı başlıklar şöyle:

  • Türkiye’deki CEO’ların yüzde 56’sı iş dünyasında oyunun yeni kuralının ‘çeviklik’ olduğunu söylüyor. Küresel tarafta bu oran yüzde 67. Özellikle geleneksel yapılarla yönetilen büyük şirketlerin ‘esneklik’ engelini aşması hayatta kalmanın en önemli şartı. CEO’lar değişimin gerisinde kalmanın yok olmakla sonuçlanacağına emin.
  • 1935’te bir şirketin ortalama ömrü 90 yıl, 1955’te 75 yıl. Teknoloji ve dijital yıkıcı dönüşümün yıkıcı etkisiyle bu süre 2018’de 12 yıla geriledi.
  • Dünyada iklim Türkiye’de operasyon
  • CEO’ların ajandasındaki risk sıralamasında ilk beş değişmiyor ama hepsi sürekli yer değiştiriyor. Küresel araştırmada iklim değişikliği geçen yıl risk gündeminin dördüncü sırasındayken bu yıl ilk sıraya yükseldi. İkinci sırada yıkıcı teknolojiler, üçüncü sırada ekonomik milliyetçilik geliyor.
  • Türkiye’de ise geçen yıl beşinci sırada olan operasyonel riskler bu yıl liste başında. İkinciliği üç risk paylaşıyor; ‘yıkıcı teknoloji’, ‘siber güvenlik riski’ ve geçen yıl terminolojiye giren ‘ülkesellik’. Ülkeselliğin risk sıralamasında üstte kalmasının sebebi, artan korumacılığın yarattığı öngörülmezlik… Çevre ve iklim değişikliği ise Türk CEO’ların listesinde son sırada…

Ticaret savaşları ‘güveni’ vurdu

  • Küresel CEO’ların yüzde 94’ü, kendi şirketlerinin büyüme potansiyeline güveniyor ancak yalnızca yüzde 62’si küresel ekonomi için büyüme potansiyeli olduğunu düşünüyor. Benzer durum Türkiye’deki CEO’lar için de söz konusu. Türkiye’deki CEO’ların yüzde 96’sı kendi şirketlerinin büyüme potansiyeline güvense de sadece yüzde 68’i küresel ekonomide bir büyüme yaşanacağını düşünüyor. (Geçen yıl küresel ekonomiye güven duyan CEO’ların oranı yüzde 88’ken bu yıl oran yüzde 68’e geriledi.)
  • Küresel ekonomiye duyulan güvenin azalmasında son yıllarda yükselen korumacılık etkili oluyor. Çünkü ticaret savaşlarının da etkisiyle küresel ticaretin büyüme hızı ciddi şekilde düşüyor.
  • Türk CEO’lar değişimin öncüsü
  • Türkiye’de değişim rüzgârının kendilerini vurmasını beklemeden şirketlerinin sektördeki kökten değişime öncülük ettiğini belirten CEO’ların sayısında kayda değer bir artış var. 2018 yılında, CEO’ların yüzde 44’ü şirketlerinin kökten değişime öncülük ettiğini söylüyordu. 2019 yılında bu oran yüzde 92’ye yükseldi.
  • Büyüme inorganik olacak
  • Belirsizliklere rağmen ‘Büyüme nereden gelecek?’ diye sorulduğunda, CEO’lar inorganik yöntemleri işaret ediyor. Bunların başında da üçüncü taraflarla stratejik iş birlikleri geliyor. 2018’de küresel CEO’ların yüzde 33’ü, Türk CEO’ların yüzde 52’si ilk sıraya bu seçeneği koyarken, bu yıl küresel CEO’ların yüzde 34’ü, Türk CEO’ların ise yüzde 36’sı, bu yöntemin büyüme hedeflerini gerçekleştirmekte daha öncelikli olduğunu düşünüyor.
  • Ticarette istikamet Güney Amerika
  • Küresel CEO’ların yüzde 63’ü, gelecek üç yılda coğrafi genişleme için ilk önceliklerinin gelişmekte olan piyasalar olacağını belirtiyor. Buna karşılık, yalnızca yüzde 36’sı gelişmiş piyasalara öncelik veriyor.
  • 2019’da Türk CEO’ların coğrafi genişleme için ilk önceliği geçen yıl olduğu gibi yine gelişmekte olan piyasalar. Ancak geçen yılla karşılaştırıldığında gelecek üç yılda coğrafi genişleme hedeflerinde en üste gelişmekte olan piyasaları koyan CEO’ların oranının yüzde 68’den yüzde 52’ye gerilediği, gelişmiş piyasaları öncelik olarak gören CEO’ların oranının ise yüzde 32’den yüzde 48’e yükseldiği görülüyor.
  • Gelişmekte olan piyasalarda Türk CEO’lar yüzde 38 ile ilk önceliği geçen sene olduğu gibi Orta/Güney Amerika’ya veriyor. Hemen arkasından yüzde 31 oranıyla (geçen yıl sıralamada ilk üçte yer almayan) Asya Pasifik gelirken üçüncü sırada yüzde 23 oranıyla Doğu Avrupa geliyor.
  • Yapay zeka işe giriyor
  • Yapay zekâ tabanlı teknolojiler kurumsal performansı dönüştürmek için fırsatlar sunuyor. Bu teknolojiler, yapılandırılmış ve yapılandırılmamış verilerin toplandığı devasa veri havuzlarından öngörüler çıkarmak için kullanılıyor.
  • Türkiye’de ise CEO’ların yüzde 8’i süreçlerinin otomasyonunda yapay zekâ uygulamalarını hayata geçirdiklerini, yüzde 36’sı deneme aşamasında olduğunu, yüzde 56’sı ise bu uygulamaları sınırlı olarak hayata geçirdiğini söylüyor.
  • CEO’nun görev süresi kısalıyor
  • CEO’lar bulundukları görevde bir etki yaratmak için önceki CEO’lara göre daha az zamanları olduğunu düşünüyor. Küresel CEO’ların yüzde 74’ü ortalama görev sürelerinin beş yıl olduğunu söylüyor. Türkiye’deki CEO’ların yüzde 60’ı bu görüşte. Tamamı, kariyerlerine başladıklarında bu sürenin daha uzun olduğunu belirtiyor. Türkiye’deki CEO’ların yüzde 68’i bir CEO’nun görevde kaldığı ortalama süre azaldıkça, çeviklikle hareket etme mecburiyetinin arttığını ifade ediyor.

Türk Telekom’dan ülkenin ilk Abonelikli Bağış Sistemi

0

Türk Telekom ile Türk Kızılay, Abonelikli Bağış Sistemi için yaptıkları iş birliği ile mobil operatörler arasında Türkiye’de bir ilke imza attı

Türk Telekom, kendisi gibi Türkiye’nin başka bir milli değeri olan kuruluşu Türk Kızılay ile işbirliğine giderek Türkiye’de bir ilke imza attı. Türk Telekom, 151 yıldır hiçbir ayrım gözetmeden tüm ihtiyaç sahiplerine yardım ulaştıran Türk Kızılay’a yapılan bağışların sürekliliğini desteklemek için kullanıcının cep telefonu üzerinden bağış yapabilmesini kolaylaştıran Abonelikli Bağış Sistemi’ni Türkiye’de devreye soktu.

SMS’le abone olunabilecek

Türk Kızılay’a cep telefonu üzerinden yapılan bağışları belirli aralıklarda otomatik bir şekilde yineleyen bu sistemin sunduğu kolaylıklardan faydalanabilmek için, kullanıcının yapması gereken sadece 3965 numarasına bir SMS göndermek. Türkiye’de benzeri olmayan bu sisteme tek bir SMS ile abone olan kullanıcı, abonelik süresi boyunca her ay düzenli bir şekilde 10 TL bağışta bulunabilecek. Türk Kızılay’a yapılan bağış miktarı, kullanıcının faturasına yansıtılacak ya da bakiyesinden düşülecek ve kullanıcı dilediği zaman abonelikten çıkabilecek.

 

NASA’nın yeni robotu ölüm vadisinden kaçtı

0

NASA,  güneş sistemindeki gezegenleri keşfetmek için Cruosity gibi robotları kullanıyor ancak bu robotların bir sorunu var. Çok hantal ve dayanıksızlar.

Uzaya yapay zeka gönderiyoruz

Robotlar Mars’taki zor atmosfere karşı olabildiğince korunuyor olsa da dik yamaçlardan, uçurumlardan, toprak/kum kaymalarından kaçıp kurtulabilecek çevikliğe ve yeteneklere sahip değiller. 

NASA şimdi Mars’ın daha çevik şekilde keşfedecek yeni nesil robotunu test ediyor ve bu robot şimdiden, ölüm vadisi olarak bilinen test bölgesinden sağ çıkmayı başardı.

LEMUR isimli robot orijinal olarak, Uluslararası Uzay İstasyonu’nun dış yüzeyindeki tamir işlerini yapmak için kullanılmak üzere tasarlanmıştı. Ancak şimdi zor coğrafi koşullardaki başarısını da kanıtlamaya başlamışken, NASA’nın yeni Mars görevlerinde de yer alacak robot adaylarınınn tepesine yükselmiş durumda.

LEMUR’da bir operatörün kontrolü dışında yapay zeka da yer alıyor ve yapay zeka, hareket ederken önündeki engelleri tespit edip, daha güvenli ve optimal bir rota oluşturabiliyor.

Robotun test videosunu aşağıda izleyebilirsiniz:

TikTok’un geliştiricisi telefon üretecek

0

Gençlerin dans videolarını yayınlayan popüler sosyal medya servisi TikTok’un arkasındaki şirket, şimdi de telefon üretmeye hazırlanıyor.

ByteDance şirketi, Çin’li telefon üreticisi Smartisan ile beraber üreteceği telefonla beraber, dev telefon üreticilerine de rakip olmayı hedefliyor.

Telefon projesini ise Smarisan’ın eski yöneticisi yürütecek. Üretilecek telefonun ilk aşamada Çin dışına çıkması beklenmiyor.

Ancak on milyonlarca genç kullanıcısı olan TikTok’un bu kitleyi kullanarak telefonlarına yüksek bri müşteri kitlesi bulması, ardından ise güç kazanıp dünyaya açılma planları yaptığı düşünülüyor zira telefonlarda da TikTok uygulamasını destekleyen yazılım ve aksesuarların standart gelmesi bekleniyor.

Akıl küpü Fi’Bot soruları 7/24 yanıtlıyor

0

Fibabanka, yeni sanal asistanı Fi’Bot ile tüm sorulara 7 gün 24 saat cevap verirken finansal ihtiyaçlara yönelik çözüm ve yönlendirme sunuyor

 Fibabanka, yeni sanal asistanı Fi’Bot ile müşteri deneyimi alanında çıtayı yükselterek hizmet kalitesini artıyor.

Facebook Messenger ile entegre çalışıyor

Fibabanka.com.tr üzerinde yer alan ve Facebook Messenger ile de entegre çalışan Fi’Bot, ziyaretçilerin sorularına 7 gün 24 saat cevap verirken bankacılık işlemleri ile ilgili de anında bilgi ve yönlendirme sağlıyor. Bu doğrultuda tüm ziyaretçiler, Fi’Bot üzerinden krediden birikim yönetimine, faiz ve döviz hesaplama işlemlerinden kredi kartı başvurusuna kadar birçok finansal ihtiyaç için anında  dönüş alabiliyor.

 

Tesla otomobilleri Netflix ve YouTube videoları seyrettirecek

Tesla otomobil sahipleri artık Netflix ve YouTube üzerinden rahatça video/film/dizi izleyebilecekler.

Araç hareketsizken çalışacak

Sürücüsüz otomobil teknolojilerine yoğun olarak yatırım yapan Tesla, şimdilik araç park halindeyken veya sıkışık trafikteyken ya da hareket halinde araç içindeki yolcuların seyredebilmesi için Netflix’in ve YouTube’un araç konsolunda çalışmasını sağlayacak.

Elon Musk bu özelliğin şimdilik “araç dururken” çalışacağı hususunun altını çiziyor ancak yakında küçük müdahelelerle, sürücülerin değil ama yolcuların hareket halinde video seyredebilmesini sağlayacak modifikasyonlar bekleniyor.

Facebook yeni sosyal sınıflar yarattı

0

Reklamcılık sektörünün kullandığı A,B,C,D sosyo ekonomik sınıf tanımları Facebook ile değişebilir. Sosyal medya devi reklamverenlerini daha doğru yönlendirmek için üç farklı sosyo ekonomik sınıfın patentini aldı.

Üst tabaka, orta sınıf veya alt sınıf

Facebook’un kendi sosyo ekonomik sınıf tanımları, kullanıcıların profil bilgilerine dayanıyor. On yıldan uzun zamandır kullanıcılarının tüm bilgilerini depolayan, hiçbir veriyi silmeyen Facebook böylece her kullanıcısı hakkında çok detaylı bilgi sahibi oldu. Sosyal medya devi şimdi bu verileri onların sosyal sınıflarını belirlemek için kullanacak.

Patenti alınan üç sınıfın da detayları bilinmiyor ancak ev sahibi olmak, bir şirkette yönetici veya orta/alt seviye çalışan olmak, eğitim durumu, yaşadığı bölge, seyahat etme sıklığı gibi detayların sınıflandırmada etkili olduğu düşünülüyor.

Facebook’un yeni sosyal sınıf tanımlarını yakında reklamverenlerine açması bekleniyor.

Cep telefonlarının yarattığı yeni hastalık: Nomophobia

0

Mobil telefonların hayatımıza yoğun olarak girmeye başladığı 90’lı yıllardan bugüne kadar yaşadığımı mobil telefon alışkanlığının artık insan beynini değiştiren etkileri de ölçümlenebiliyor. Bu etkilere ise Nomophobia ismi veriliyor.

Eyvah telefonuma bakmadım!

New York Devlet Üniversitesi’nden araştırmacıların yaptığı çalışmalara göre, insanlar artık Nomophobia isimli yeni bir psikolojik rahatsızlık geliştirmiş durumdalar. Nomophobia, kişinin telefonuna ulaşamadığı anlarda yaşadığı korkuyu anlatan bir isim. İsmi “NO MObile PHOne phoBIA” ifadesinden türetilen rahatsızlık, toplumda çok yaygın şekilde gözlemlenebiliyor.

Üniversite’de görevli Türk bilim insanlarının çalışmalarının sonucu olan bu hastalığın tespit için basit bir test de hazırlanmış durumda.

Sorulara 1’den 7’e kadar bir skalada cevap veriliyor. Test sonucunda puanınız 20’nin altındaysa nomophobia (Nomofobya) rahatsızlığınız bulunmuyor demek. 21-60 arasında puan orta derecede nomofobya sorunu yaşandığına işaret ediyor. 61-99 puan ise telefonsuz yaşayamayan insanları belirtiyor. 100-200 puan ise artık tedavi edilmesi gereken ağır bir hastalık anlamına geliyor.

Bir insanın telefonsuz yaşayamaz durumda olması bugünün dünyasında çok normal karşılansa da, acil iletişim ihtiyaçları dışında da telefonunu, interneti, sosyal medya hesaplarını kontrol ederek, sürekli mesajlaşarak yaşan insanlar her yıl binlerce insanın yaralandığı veya hayatını kaybettiği kazalara neden oluyor.

Bu kazalar sadece tonlarca ağırlığı olan otomobillerin seyerettiği trafikte değil, kaldırımlarda, restoranlarda, sosyal alanlar da yaşanıyor ve insanlar hiç beklenmedik şekilde yaralanabiliyor. Dolayısıyla, nomofobya artık çok tehlikeli ve tedavi edilmesi gereken tehlikeli bir rahatsızlık olarak kabul ediliyor. 

Ayrıca, telefonuna bakmadan, mesajlaşmalarına devam etmeden yürüyemeyen insanlar için Almanya’da üretilen Smombie (smartphone zombie) terimi de tüm dünyada kabul görmüş durumda.

Chrome OS, Linux uygulamalarını çalıştıracak

0
Google’ın laptop’larda kullanılan light işletim sistemi Chrome OS, dengeleri değiştirecek bir hamleye hazırlanıyor.

Google Linux’a mı kayıyor?

Chrome OS aslında Gentoo Linux sürümü üzerine kurulu modifiye bir işletim sistemi ancak yine de Linux uygulamalarını çalıştırmak mümkün olmuyordu. Google şimdi bu politikasını değiştiriyor ve kısa süre sonra Chrome OS’a Linux uygulamaları desteği ekleyecek. İnternet devi bu özellik için Chrome OS’a konteyner özelliği ekleyecek. Böylece Chrome OS’lu laptoplar, ayrı bir konteyner içinde Linux uygulamalarını çalıştırabilecekler.

Volkswagen’in elektrikli modeli ID.3’ün üretimi başladı

0

2028 itibarıyla  yaklaşık 70 elektrikli modeli pazara sunulması planlanıyor

Volkswagen, E-Mobilite stratejisi kapsamında tamamen elektrikli ilk modeli olan ID.3’ün üretimine başladı. Önümüzdeki günlerde yollara çıkacak olan ilk ID.3, Almanya Başbakanı Dr. Angela Merkel ve Volkswagen Grup CEO’su Dr. Herbert Diess’in de katıldıkları bir törenle banttan indirildi.

Herkes için e-mobilite

 Grup, önümüzdeki 10 yıl boyunca yaklaşık 70 yeni elektrikli model pazara sürülecek. Hedef, e-mobiliteyi mevcut niş pozisyonundan çıkarıp toplumda merkezi bir konuma getirmek. ID.3, yeni elektrikli otomobil neslinde seri üretimi başlayacak ilk model olacak. 

“MEB” (Modüler Elektrik Platformu)

ID.3, Volkswagen’in MEB (Modüler Elektrik Platformu) teknolojisine dayanan ilk modeli. Markanın elektrikli araç atılımının teknik ve ekonomik omurgasını oluşturan MEB’in (Modüler Elektrik Platformu) kalbini, aracın alt zeminine entegre edilmiş yassı, ölçeklenebilir, yüksek voltajlı bir batarya oluşturuyor. 2021 yılında tamamen elektrikli otomobil üretimine geçecek olan Zwickau’da, Grup’un diğer markaları için aynı platforma dayalı altı model üretilecek.

Zwickau tesisi bir ilk oldu

Volkswagen, içten yanmalı motorlara sahip otomobil üreten büyük bir fabrikayı, tamamen elektrikli otomobil üreten bir tesise dönüştüren ilk büyük otomobil üreticisi unvanını aldı. Aşamalı dönüşümüne 2018 yılında başlanan ve 2021’de bütünüyle tamamlanacak olan Zwickau tesisleri, sürecin sonunda, Avrupa’nın en büyük ve en verimli elektrikli otomobil fabrikası olacak.

Avrupa’nın en büyük elektrikli otomobil fabrikasına dönüşüm

Zwickau tesisinin dönüşümü aşamalar halinde ve normal işletme faaliyetleri devam ederken tamamlanıyor. 2018 yılında başlanan çalışmaların ilk aşamalarında kaporta atölyesi, boyahane ve altyapı tesisleri kapsamlı bir şekilde modernize edildi ve yenilendi. Tüm konveyör teknolojisi elektrikli araçlara uygun hale getirildi. Ayrıca, iki montaj hattının ilkinin dönüşümü de tamamlandı ve ilk ID.3 de bu banttan indirildi. 1.700 robotun, sürücüsüz taşıma sistemlerinin ve tam otomatik üretim süreçlerinin kullanıldığı Zwickau, geleceğin seri elektrikli otomobil üretiminin ilk örneği.

330 bin elektrikli otomobil üretecek

Tesislerde ID üretim çalışmaları devam ederken, aynı zamanda, 2020 yılı ortasına kadar Golf Variant modelinin üretimi de devam edecek. Bu tarih sonrasında ikinci montaj hattı da ilk montaj hattıyla birlikte elektrikli otomobil üretim hattına dönüştürülecek ve 2020 sonunda devreye alınacak. 2021’den itibaren son genişleme aşamasında, Zwickau’da yılda 330 bin tamamen elektrikli araç üretilecek.

12 yeni üretim holü ve bina

Üretim hatlarının dönüştürülmesine ek olarak, Zwickau tesisinde günlük üretim kapasitesini bin 350 araçtan bin 500 araca çıkarma planı doğrultusunda toplam 12 yeni üretim holü ve bina inşa ediliyor. Dönüşümün tamamlanmasıyla birlikte Zwickau, esnek, dijital, yüksek teknolojik özellikleriyle verimliliği arttırılmış bir tesis olacak ve dijitalleşme, üretimin tüm aşamalarında etkisini gösterecek.

 

Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi’nde yapay zekâ uzmanları işe başladı

0

Bir yıldan fazla süre önce kurulan Dijital Dönüşüm Ofisi, yapay zekâ tarafında uzman çalıştırmaya başladı

Merve Ayyüce Kızrak ve Turgut Haspolat, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi’nde yapay zekâ uzmanı olarak işe başladı. Bu bilgilere her iki ismin LinkedIn’deki profillerinden ulaştık.

Kasım ayı itibarıyla bu göreve getirilen Turgut Haspolat, en son merkezi Kanada’da bulunan Geometric Energy’de çözüm mühendisi olarak çalışıyordu. Kariyerinin önemli bir bölümü 1992-2008 yılları arasında Genelkurmay Başkanlığı’da CIO, program yöneticisi, sinyal istihbaratı görevlisi ve yazılım mühendisi olarak geçiren Haspolat, 7 yılı aşkın bir süre de Fujitsu’da üç farklı rolde çalıştı. Haspolat, Millî Savunma Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu ve yüksek lisansını Atılım Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nde tamamladı. Turgut Haspolat, Dijital Dönüşüm Ofisi’ndeki görevinde ulusal yapay zekâ stratejisi, dağıtık defter teknolojileri ve e-tarım ekosistem platformu gibi alanlarda çalışacak.

Merve Ayyüce Kızrak da Kasım ayında Dijital Dönüşüm Ofisi’nde yapay zekâ uzmanı olarak göreve başladı. Son olarak Bahçeşehir Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü’nde araştırma görevlisi olarak görev yapan Kızrak, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde doktora çalışmalarına devam ediyor. Kızrak ,2009’da Haliç Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu.

Dijital Dönüşüm Ofisi, 10 Temmuz 2018’de kuruldu ve başkanlığını Dr. Ali Taha Koç yürütüyor. Ofisin siber güvenlikten yapay zekâ değişen dokuz hizmet birimi bulunuyor.

Google eski Disney yöneticisini işe aldı

0

Teknoloji ve internet devi Google, Disney’in ve Star’ın eski yöneticisi Sanjay Gupta’yı işe aldı.

Sanjay Gupta, CEO’su da Hintli olan Google’ın Hindistandaki operasyonlarının başına geçecek.

Google’ın yeni CEO adayı

Bu aslında yerel bir operasyonmuş gibi görünebilir ancak Hindistan’daki yöneticilerin zamanla Google merkezindeki yönetim katına yükselmesi çok sık görülen bir uygulama. Oradan da Google’ın veya Alphabet şirketlerinin birinin başına CEO olarak atanmaları mümkün olabiliyor. 

Google’ın bugünkü CEO’su Sundar Pichai’nin de yükseliş öyküsünün böyle başladığını hatırlamak gerekiyor. Dolayısıyla, Sundar Pichai’den sonra Google’ı yönetecek adayların arasına artık Sanjay Gupta da katılmış oldu.

 

Alibaba Cainiao’ya 3.3 milyar dolar daha yatırıyor

0

Çin’li e-ticaret ve teknoloji devi Alibaba, iki yıl önce 807 milyar dolar yatırımla ortak olduğu Çin’li lojistik ve kargo devi Cainiao’daki hisse payını büyütmek ve yeni yatırımlara kapı açmak için 3.3 milyar dolar yatıracağını açıkladı. 

Kargo şirketini büyütüyor

Yeni yatırımla Alibaba’nın şirketteki hisse payı %51’den %63’e yükselmiş olacak. 

Cainiao aslında 2013’de Alibaba tarafından kurulan bir kargo/lojistik şirketiydi. Ancak Alibaba şirketi lojistik konusunda uzman başka şirketlerle ortak olarak kurmuştu.

Alibaba’nın e-ticaret siparişlerinin büyük bölümünü taşıyan şirket artık çok karlı bir duruma geçti ve kapasitesini artırması için de büyük miktarda yatırıma ihtiyaç duyuyor. 

Bu büyüme aynı zamanda Çin’in dünya pazarlarına yaptığı ihracatın büyümesinin de işareti kabul edilebilir.