Uber, Snapchat’in rakibini satın aldı

0

Araç paylaşım devi Uber, büyük bir sürpriz yaparak, Snapchat’e rakip sosyal uygulamalar geliştiren Swipe Labs’ı satın aldı.

Uber’in bu hamlesindeki motivasyonu, şoförleri ve müşterileri arasında daha “insancıl” ve daha güçlü bir etkileşim yaratabilmek. Şirketin kurucusu Marwan Roushdy ve seçtiği bir düzine kadar mühendis artık Uber çatısı altında çalışarak, Uber’in uygulama arayüzünü geliştirip daha sosyal bir mekanizme kurmaya çalışacaklar.

Nakit sıkıntısına düşen Swipe Labs’ın bu satın almadan ne kadar aldığı bilinmiyor ancak şirketin son fonlama turundaki değerinin 54 milyon dolar olduğu biliniyor. Öte yandan Uber’in şirketin ürünleri ile ilgilenmediği ve kullanmayacağı ancak şirketin mühendislerini Uber’in uygulamasını geliştirmek için kullanmak istediği de vurgulanıyor. Bu bakımdan bakıldığında satın almanın tam bir “acqui-hiring” operasyonu olduğu anlaşılıyor. Acqui-hiring terimi bir şirketin, diğer bir şirketi satın alması ve satın aldığı şirketin ürünlerini kullanmayıp çalışanlarını ana şirketin diğer operasyonlarına ataması olarak tanımlanıyor.

 

WhatsApp dosya paylaşımını açtı

0

1 milyardan fazla kullanıcısı olan popüler mesajlaşma yazılımı WhatsApp, kurumsal alanda daha hızlı popülerleşmesini sağlayacak önemli bir özelliğini devreye aldı.

WhatsApp kullanıcıları bundan böyle sadece görsel dosyaları değil, tüm dosyaları paylaşarak birbirlerine gönderebilecekler. Facebook aslında sene başında yaptığı güncelleme ile PDF, doc, txt gibi bazı dosya türlerinin paylaşımına izin vermişti. Ancak Facebook yeni bir açıklama yapmamasına rağmen yeni gelen güncelleme sonrasında bazı kullanıcıların artık her türlü dosya türünü gönderebildiklerini rapor etmesiyle, WhatsApp üzerinde dosya kısıtlamasının kaldırıldığı ortaya çıkmış oldu.

Ancak paylaşılacak dosyalarda bir boyut sınırı da bulunuyor. Web arayüzü üzerinden 64 MB, Android cihaz üzerinden 100 MB ve iOS cihazlar üzerinden 128 MB’lık dosya paylaşımına izin var. 

Elon Musk ABD’ye 3 yeni Gigafactory kuracak

0

Li-ion pil üretecek dev fabrikalar konusunda büyük bir rekabet başladı. Bu fabrikaların yeni çağın petrol kuyuları olduğunu fark eden iş adamları ve devletler, Li-ion pilleri üretmek için adeta birbiriyle yarışıyor.

Geçtiğimiz yıla kadar Elon Musk, kendi tasarladığı Gigafactory’nin inşaatını bitirebilmek için Panasonic’in söz verdiği nakit yatırımı göndermesini beklerken, 2016 içinde devletlerin birbiri ardında, 2025-2030 arasında benzinli otomobil satışını yasaklayacağını açıklamasıyla Li-ion pillerin stratejik bir ürün olacağı anlaşıldı.

Çin, bu konuda dışarıya bağımlı kalmamak için kısa süre önce kendi Li-ion pil fabrikasını kuracağını açıkladı. üstelik bu fabrika, Elon Musk’ın Gigafactory’sinin 4 katı büyüklüğünde olacak. Musk da şimdi bu hamleye cevap olarak, ABD’de 2 veya 3 yeni Gigafactory daha kurmak için çalışmalara başladıklarını haber verdi. Yeni fabrikalar için lokasyon arayışında olduklarını vurgulayan Musk, sene sonuna kadar yeni lokasyonları duyuracaklarını açıkladı. Böylece ABD, Çin’in karşısında dünyanın en önemli pil üreticilerinden biri olarak kalmaya devam edebilecek. Diğer bir deyişle, yeni çağda otomobilleri çalıştırmak için pile ihtiyaç olacak. Pilleri ise dünyaya büyük oranda ABD ve Çin satacak.

SoundCloud nasıl ayakta kalacak?

0

SoundCloud, geçtiğimiz hafta 173 çalışanının işine son vereceğini ve bununla birlikte San Francisco ve Londra‘daki ofislerini de kapatacağını açıklamıştı. 

Bu gelişmeler, akıllara “SoundCloud için sona mı geliniyor?” sorusunu getirse de, şirketin CEO‘su Alex Ljung‘a göre servis emin adımlarla yolculuğuna devam edecek.

SoundCloud yoluna nasıl devam edecek?

Şirkette yaşanan son gelişmeler için bir açıklama yapan Ljung, “Geçtiğimiz hafta çalışanlarımızla yolları ayırmak gibi oldukça zor kararlar vermemiz gerekti. Ancak bunu, şirketin güçlü ve bağımsız olarak kalması için yaptık” sözlerine yer verdi. 

https://soundcloud.com/678carti/magnolia-1

Son yıllarda Spotify ve Apple Music gibi dijital müzik servislerinin popülerleşmesinin ardından SoundCloud‘un biraz gözden düştüğünü düşünmek mümkün. Ancak servis, Spotify ve Apple Music gibi oluşumlardan çok daha farklı bir yapıya da hizmet ediyor.

SoundCloud sayesinde henüz tanınmamış, profesyonel olarak müzik endüstrisinde bulunmayan birçok kişi, eserlerini binlerce kişiye ulaştırabiliyor. Ayrıca yepyeni isimler keşfet isteyen müzik severler de, bu durumdan faydalanıyor. Haliyle servisin bu yanı, kendini diğer oluşumlardan farklı kılıyor.

Satılması mümkün mü?

Tüm bu özgün yapıya rağmen şirketin para kazanma konusunda zorluk çektiği aşikâr. Bu durum da “acaba satılabilir mi?” sorusunu akıllara getiriyor ki, şirketin 2014 yılında 700 milyon dolarlık bir değeri olduğunu unutmamak gerek.

Daha önce Twitter ve Spotify ile bazı satın alım görüşmeleri yapan şirket, bu görüşmelerden herhangi bir sonuç alamamıştı. Şirketin CEO‘su Ljung‘ın açıklamalarını baz alırsak, böyle bir satın alım yakın gelecekte gerçekleşmeyecek ve şirket yoluna bağımsız olarak devam edecek. Tabii ki son işten çıkarmaları düşünürsek, -küçülmüş- olarak.

 

Bu listede yokuz! Olmak için de acele etmeliyiz!

Web sitemiz TechInside.com‘un odaklandığı alanlardan biri de IoT (Nesnelerin İnterneti).

Etkileri şimdiden hissedilmeye başlayan ve kısa süre içerisinde tamamlanacak olan bu dönüşümün ardından, birbirleriyle haberleşen milyarlarca nesnenin oluşturacağı ekosistemde, hemen hemen her şey yeniden tanımlanacak.

Ekonomi, sağlık, eğitim, güvenlik, ulaşım gibi ülkenin temel yönetim birimleri, dönüşümden nasiplenenler listesinin ilk sıralarını oluşturuyor. Bu dönüşümü yönetecek ve destekleyecek cesur liderlere, analistlere, medyaya, devlet insanlarına ihtiyaç var.

Üniversitelerimizde, bu insan kaynağını bize yetiştirecek bir müfredat bulunmuyor. Bulunduğunda da dünya zaten bambaşka bir yer olacak. O nedenle vizyoner iş insanlarının kendi çabaları ile bu dönüşüm, logaritmik bir şekilde hız kazanmaya devam ediyor.

Peki, bu vizyonerler kim?

İletişim listesine abone olduğum IoT ONE adlı web sitesinin düzenlediği bir ankete göre, IoT ekosistemine en fazla etkisi olan 100 isim belirlenmiş. Listenin tamamı da burada yayınlanmış.

İlham veren liderleri takibe almak için bu listeye göz atarken, içimden acaba bu listede Türkiye’den kim var diye de süzdüm.

Bu arada listenin doğruluğu, geçerliliğini sorgulayabiliriz ama kimlerin olduğunu bakınca pek sorgulanacak bir tarafı da kalmıyor gibi.

Maalesef şu anda bu listede değiliz.

Coğrafyamızda yaşanan sıkıntıları bahane etmeye gerek yok. Coğrafyadan memnun olmayıp beyin göçüyle yurt dışına gidenler arasında bu listeye henüz giren bir Türk yok.

Ancak!

Bu durumu yenilgi olarak kabul etmekten ziyade, fırsat olarak görmemiz gereken son zamanlardayız.

Ülkemizin sanayi devlerinden veya bu devlerin liderlerinden birini, bir medya şirketini (Çuvaldızını kendimize de saplayalım, çünkü listede TechCrunch kurucusu Michale Arrington da var), bir sivil toplum örgütünü görmemiz gerekiyor.

Hiçbir şeyden şikayet etme lüksümüz yok. Durmadan sıkı bir şekilde çalışmamız ve birlikte olmamız gerekiyor.

Elon Musk valileri yapay zeka konusuna uyardı

0

Yapay zeka uygulamaları hızla günlük hayatın önemli süreçlerini kontrol altına alırken yapay zeka konusunda endişe duyan entelektüeller cephesinin başını çeken ElonMusk, ABD’li valilere hitap ettiği bir toplantıda, 90 valiye yapay zekanın tehlikelerini anlatarak, önlem alınmaması halinde yapay zekanın insanoğlu medeniyetinin sonunu getireceğini vurguladı.

Yapay zeka tehdidi denildiğinde, herkesin sokaklara inip insanlara ateş edecek katil robotları hayal ettiğini ancak kolayca tespit edilebilecek bu tür robotları yok etmenin zor olmayacağını ama asıl problemin dijital ağlara sızacak ve tespit edilmesi imkansız olacak yapay zeka yazılımlar olacağını anlatan Musk, bu tür tehlikeli yapay zeka saldırıları nedeniyle dünya savaşlarının çıkabileceğini hatırlattı. 

Dijital ağlara çıkabilecek yapay zeka uygulamalarının sahte haberler üretebileceğini, sosyal medyada insanları manüple edebileceğini, dezenformasyon yaratarak toplumları ayaklandırabileceğini vurgulayan Elon Musk, devlet kurumlarının yapay zeka çalışmalarını, aynı ilaç veya gıda üretiminde olduğu gibi, sıkı kontrol altında tutması gerektiğini ifade etti.

 

Akıllı havalimanları, sektörde devrim yapabilir

Havalimanları; uçakların, yolcuların, bagajların ve kargoların sürekli belirli lokasyonlara taşındığı komplike bir yer. Hâl böyle olunca şu anda havalimanları için hem ciddi bir iş yükü hem de maliyet harcanıyor.

Tüm bunlara harcamalara rağmen kaotik olabilen havalimanları, sadece yolcular için değil hava yolu şirketleri için de bir sorun. Örneğin 2013 yılında Airlines for America tarafından yayınlanan araştırmaya göre, 1 dakikalık rötarın faturası tam 78.17 dolar.

Bu nedenle akıllı bina teknolojisi ve veri analizi ile, havaalanlarını çok daha verimli bir yere dönüştürebilmek mümkün.

IoT ile akıllı havalimanları zor değil

Microsoft Inspire etkinliğinde konuşan Samsung Electronics America İş Geliştirme ve Strateji Bölümü Başkan Yardımcısı Jim Heesacker, yaptığı konuşmasında bu değişimi bir örnekle açıkladı.

İlginizi çekebilir: Avrupa için elektrikli otomobil devrimi

Heesacker, “Bir uçağın iniş yapmak üzere havalanına geldiğini ve A2 kapısına varacağını düşünün. Ancak hava koşulları nedeniyle bir gecikme olduğunda, iniş kapısı C2 olarak değişmesi gerekebilir. Havalimanının çalışanlarını hızlıca bir kapıdan diğerine transfer etmesi gerekir. Ancak böyle bir durumda tekerlekli sandalydee seyahat etmeye ihtiyaç duyan bir yolcunuz varsa durum karmaşıklaşabilir ve çalışanlarınızı hızlıca transfer edemeyebilirsiniz” sözlerine yer verdi.

IoT sayesinde ise, gerçek zamanlı yeniden güzergah belirleme ve yeniden bölüşüm yapabilir ve böylece C terminalinde yeni kapıya atanabilecek bir çalışanınızın olup olmadığını görebilirsiniz.

Samsung ve Microsoft güçlerini birleştirdi

Teknolojinin dev iki ismi olan Samsung ve Microsoft, buna benzer senaryoları gerçeğe dönüştürmek ve akıllı havalimanları için güçlerini birleştirdi.

Azure IoT Hub ve Harman tahmin analiz platformu sayesinde, havaalanı çalışanlarının uçuş sırasında alınan verileri bir akıllı telefon veya giyilebilir cihaz yardımıyla alabilmesi ve daha verimli aksiyonlar alabilmesi amaçlanıyor.

Tabii ki bahsettiğimiz senaryo şu anda odaklanılan konulardan sadece biri. Sensörler ve IoT teknolojisinin daha yaygın kullanılmasıyla beraber, bunun gibi birçok senaryo hayata geçirilebilir ve daha verimli bir performans elde edilebilir.

Harman Connected Services Direktörü Christopher Norwood,  “Birçok insanın IoT ne anlama geliyor diye sormasının ardından çok zaman geçmedi. Şimdi ise IoT’yi stratejilerinin bir parçası haline getiren birçok CEO ve CIO görüyoruz” diyor.

Uber’i SoftBank mı satın alıyor?

0

Sansasyonlarla sarsılan, şirket içi cinsel taciz iddiaları nedeniyle kurucusu ve CEO’su görevden ayrılan, Trump’a destek verdiği için ABD’de kullanıcılarının desteğini kaybeden araç paylaşım uygulaması Uber’in hissedarları, durum daha kötüye gitmeden şirketi satarak ceplerini doldurma fikrini tartışmaya başladılar.

Hissedarların, yatırım firması Benchmark yönetiminde düzenledikleri tartışmada, şirket hisselerinin önemli bir bölümünü Japonya’nın dev yatırım fonu SoftBank’a satma konusu gündeme geldi. Elbette diğer yatırımcılardan da teklif almak söz konusu olacak ancak şu anda en büyük aday olarak SoftBank görünüyor.

Uber hissedarlarının olanına göre, SoftBank’a yapılacak satıştan elde edilecek nakit ile yeni start-up’ların kurulması hedefleniyor. Böylece hissedarlar için yeni bir gelir kapısı oluşturulmuş olacak. Uber konusundaki riskler ise SoftBank’ın deneyimli yöneticiler ile hafifletilmiş olacak.

SoftBank kısa süre önce Uber’in Asya’daki en büyük rakibi olan Grab’a, Çinli ortağı ile birlikte 2 milyar dolar yatırım yapmıştı. Bu da Uber’in Uzak Doğu’daki konumu için büyük bir risk oluşturuyor. SoftBank’ın Uber’e ortak olmasıyla, Uzak Doğu’da Grab ile yaşanacak rekabetin daha yumuşak geçmesi de hedefleniyor. Ancak şimdilik SoftBank’ın bu teklife ne cevap vereceği bilinmiyor.

Yapay zeka gizlice kendi dilini geliştirmiş!

0

Yapay zeka konusundaki en büyük korkulardan biri, bu yeni ve bağımsız zekanın, insanlardan habersiz gizli işler yürüterek birgün insanlara rakip hatta düşman olması.

Bu tür bir gelişmenin gerçek olabileceğine dair ilginç bir kanıt, Facebook’un yapay zeka çalışmasında ortaya çıktı. Facebook’un son derece yüksek ücretli yapay zeka uzmanları, geliştirdikleri yapay zeka botların, zaman içinde kendi aralarında diyalog kurmak için kendi özel dillerini geliştirdiklerini keşfettiler.

İki chatbot arasında oluşan diyaloglardan biri şöyle:

Bob: “I can can I I everything else.”

Alice: “Balls have zero to me to me to me to me to me to me to me to me to.”

Yapay zeka uzmanları bunun önce büyük bir hata olduğunu ve yapay zekayı geliştirirken hata yaptıklarını düşündüler ancak detaylı incelemenin sonunda bunun yapay zeka tarafından yeni geliştirilen ve son derece zekice tasarlanmış yeni bir bir dil olduğu anlaşıldı.

İnsanlar için hiçbir anlam ifade etmeyn ingilizce kelimelerden kurulu cümleler üreterek birbirleriyle iletişim kuran yapay zeka botlarının bu gizli hobisine son verildi ancak yapay zekanın bunu yapmayı nasıl akıl ettiği, neden yaptığı gibi sorular hala cevap arıyor.

Cisco güvenlik stratejilerini geliştiyor

0

Ağ çözümleri konusunda güvenlik çok önemli detaylar arasında yer alıyor. Cisco, ağ çözümleri konusundaki güvenlik kalitesini daha üst seviyelere çıkartmak adına Observable Network şirketini bünyesine dahil etti.

Cisco, Observable Network şirketini satın aldı

Son yıllarda, ağ çözümleri konusundaki güvenlik açıkları, dünyanın her noktasında her şirketin başını ağrıtan sorunların başında yer almaya başladı. Kendi bünyesindeki güvenlik çözümlerini üst seviyelere taşıma isteyen şirket, Observable Network isimli şirketi satın aldı.

Bu haber de ilginizi çekebilir!

Google’dan sürpriz yedekleme uyguluması

Özellikle güvenlik açıklarının büyük sorunlara sebep olduğu bu süreçte yapılan bu hamle oldukça kritik bir önem taşıyor. St. Louis merkezli şirket, dinamik olarak network çözümlerindeki hareketlilikleri takip eden sistemi ile daha efektif ve pratik çözümler sunan şirket,  ağlarda ve sunuculardaki anormal durumları gözlemleyip engelleyebiliyor. 

cisco-techinside

Sistem, kullanıcıların, cihazların ve ağ trafiklerinde yer alan verileri analiz ediyor ve sonrasında duruma özel farkındalıklar geliştirebiliyor. Amazon Web Services ve Microsoft Azure desteği de sistemin önemli avantajlarından biri.  Bu satın alma operasyonun maliyeti ise henüz açıklanmadı.  

 

 

Yandex.Taxi ve Uber 3.4 milyar dolarlık ortaklık anlaşması duyurdu

0

Rusya’nın çevrimiçi taksi uygulaması Yandex.Taxi ile sürücülü araç kiralama şirketi Uber, büyük bir anlaşmaya imza attı. Dijital dönüşümün dünyadaki en iyi örnekleri arasında yer alan iki marka güçlerini birleştirerek yeni bir araç paylaşım modeli oluşturdu. Bireysel otomobil kullanımına ve toplu taşımaya önemli bir alternatif oluşturacak yeni araç paylaşım modelinin Rusya özelinde taksi sektöründen de % 5-6 civarında pay alması bekleniyor.

Büyüyen dijital ekonomiye önemli bir katkı sağlayacak yeni uygulama şöyle işleyecek: Kullanıcılar için Yandex.Taxi ve Uber uygulamaları daha önce olduğu gibi çalışacak. Sürücüler ise hem Yandex.Taxi hem de Uber uygulamalarından kullanıcı almalarını sağlayan entegre bir platforma geçecek. Entegre sürücü platformu sayesinde hizmet verecek araç sayısı önemli oranda artacak. Bununla birlikte, yolcuların bekleme süreleri azalmış olacak. Yolcular daha uygun fiyatlarla seyahat etme avantajına kavuşurken, sürücüler saat başına daha fazla müşteriye hizmet verebilecek. Yeni modelin gücünü artırmak için Yandex’in dünya çapında başarılı olan navigasyon ve harita teknolojilerinden de yararlanılacak. 

Kullanıcılar yeni modelin avantajlarını global anlamda da yaşama fırsatını bulabilecek. Yandex.Taxi kullanıcıları örneğin Londra veya Bangkok’a gittiğinde Yandex.Taxi uygulamasından bir Uber aracını çağırabilecek. Paris’ten Moskova’ya gelen turistler de, Uber uygulaması üzerinden bir Yandex.Taxi aracı çağırabilecek. İki şirketin ortaklığı söz konusu altı ülkede online yiyecek dağıtımı uygulaması olan UberEATS hizmetini de kapsayacak. 

Ortaklığın değeri ise 3.4 milyar dolar olarak açıklandı. Uber 225 milyon dolar ve Yandex ise 100 milyon dolar yatırım yapacak. Yandex ortaklık oluşturulacak yeni şirketin %59,3’üne, Uber % 36,6’sına sahip olurken, geriye kalan %4,1 pay ise çalışanlar tarafından kontrol edilecek. Yeni modeli hayata geçirecek ortak şirketin regülatörlerin onayının alınmasıyla 2017’nin 4. çeyreğinde faaliyete geçmesi bekleniyor. 

Dijital girişim Poltio’ya 1 milyon TL yatırım

0

Sosyal anket platformu poltio.com, aldığı 1 milyon TL’lik yatırımla yurt dışına açılıyor. Güncel veya farklı konularda kullanıcılara “toplumun nabzını” tutma yeteneği veren bir platform kurma hayaliyle ortaya çıkan ve 2014 Ağustos ayında kurulan Poltio’da bugüne kadar 110 binin üzerinde soru soruldu ve 150 milyonun üzerinde oy kullanıldı.

Yatırım dolu bir sene!

Teliasonera Eurasia eski CFO’su Tolga Köktürk’ün ve Karakaya Group yönetiminin melek yatırım sağladığı Poltio, StartersHub’ın liderlik ettiği yeni yatırım turunda MV Holding CEO‘su Ebru Dorman, Gedik Yatırım Yönetim Kurulu Üyesi Onur Topaç, Avrupa Holding Yönetim Kurulu Üyesi Murat Balcı, Avrupa Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Mert Balcı, Misli.com Genel Müdürü Barış Tekin, Girişim Türk’ten, toplam 1 Milyon TL’lik yatırım aldı.

2017 hedefi gerçekleşti

Global açılımında destek veren iki yeni takım arkadaşıyla New York’taki ekibini de kuran Poltio ortaklarından Vildan Ay, Özge Akçizmeci ve Banu Güler İstanbul’da kalmaya devam ederken, kurucu CEO’su Ahmet Tosun ve CTO’su Güney Gökoğlu Temmuz ayı sonunda Amerika’ya taşınıyor.

2017’deki en büyük hedeflerinin yurt dışına açılmak olduğunu ve bu hedefi gerçekleştirdiklerini söyleyen Poltio’nun Kurucu CEO’su Ahmet Tosun, “Poltio’nun sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada kullanılan bir platform olacağına inanıyoruz.” dedi.

Mercedes-Benz Türk, 50. yıldönümünü kutladı

0

  1967 yılında Otomarsan ismiyle İstanbul’da kurulan Mercedes-Benz Türk, 50. kuruluş yıldönümünü hikayesinin başladığı Davutpaşa Fabrikası’nda Daimler AG Yönetim Kurulu Üyelerinin de katılımıyla törenle kutladı.

Davutpaşa’daki eski fabrika binasında kurduğu özel bir dekorasyon ile katılımcıları 1967 yılına götüren Mercedes-Benz Türk, yarım asır önce ilk otobüsünü banttan indirdiği üretim holünde ise şirketin dünden bugüne yolculuğunu anlatan küçük bir müze kurdu.

Mercedes-Benz Türk Direktörler Kurulu Başkanı Süer Sülün, “Mercedes-Benz Türk olarak 50 yılda pek çok ilke, yeniliğe, başarıya ve rekora imza atarak sektörde öncü ve lider olduk. Kuruluşumuzdan bu yana üretime aralıksız devam ederek ülkemizin ekonomisine ve geleceğine katkı sağlamaktan gurur duyuyoruz” dedi.

1967 yılında Otomarsan ismiyle Davutpaşa’da kurulan ve bugün 1 milyar Avro’yu aşan yatırımıyla Türkiye’nin yabancı sermayeli en büyük şirketlerinden biri olan Mercedes-Benz Türk, Türkiye’de kesintisiz olarak üretim yaptığı yarım asrı geride bıraktı. Şirket, Türkiye’de kuruluşunun 50. yılını İstanbul Davutpaşa’da, faaliyetlerine başladığı eski otobüs fabrikasında görkemli bir törenle kutladı. 

Mercedes-Benz Türk üretim tesislerinin 1995 yılından itibaren peyderpey Hoşdere’ye taşınması ve 2007 yılında Davutpaşa Fabrikası’nın tamamen boşaltılmasıyla Mengerler Mercedes-Benz Türk Yetkili Bayii olarak hizmet vermeye devam eden eski otobüs fabrikası, kuruluş yıldönümü kutlamaları nedeniyle film setlerini andıran bir tasarımla özel olarak dekore edildi.

Manavından bakkalına, kahvehaneden gazete bayine kadar eski İstanbul sokaklarının canlandırıldığı giriş bölümünde konuklar, Mercedes-Benz Türk’ün kurulduğu 50 yıl öncesinin Türkiye’sine doğru yolculuğa çıkarıldı. Davutpaşa’da eski imalat holleri arasında oluşturulan sokaklarda Türkiye’de üretilen ilk otobüse, yıllardır Türkiye’nin yükünü taşıyan Mercedes-Benz’in ilk modellerinden kırmızı bir kamyonuna, klasik araç niteliğindeki minübüsüne ve efsaneleşmiş otomobillere yer verildi.

Etkinlik sonunda Mercedes-Benz Türk’ün 50. kuruluş yılı kapsamında düzenlediği “50. Yılda 50 Startup” yarışmasında ilk üçe giren girişimcilere ödülleri verildi. Programın sonunda ise tüm katılımcılara şirketin 50’nci yılı onuruna hazırlanan ve şirket tarihini anılar ile konu alan “Benzersiz 50 Sene” kitabı hediye edildi.

Sülün: “Bizimle bu yolculukta birlikte olan tüm paydaşlarımıza sonsuz teşekkürler!”

Mercedes-Benz Türk Direktörler Kurulu Başkanı Süer Sülün, “Mercedes-Benz Türk’ün 50 yıldır gösterdiği üstün performansı, tarihi ve geleneği ile gurur duyuyoruz. Hikâyemiz 50 yıl önce şu an bulunduğumuz Davutpaşa Fabrikası’nda başladı.  Bugün Mercedes-Benz Türk Hoşdere Otobüs Fabrikası’nda 3.500 çalışanımız ile günde 16 otobüs ve Aksaray Kamyon Fabrikası’nda 1.800 çalışanımız ile günde 58 kamyon üretiyoruz. Bizimle bu yolculukta birlikte olan hissedarlarımıza, müşterilerimize, tüm bayi ve servislerimize, yan sanayimize, tüm paydaşlarımıza ve tabii ki Türk halkına sonsuz teşekkürler.”

Daum: “Mercedes-Benz Türk’e ve Türkiye’ye yatırımlarımız devam edecek”

Daimler AG Yönetim Kurulu Üyesi, Kamyon ve Otobüs Grubu Başkanı Martin Daum ise törende yaptığı konuşmadaMercedes-Benz Türk, bugün üretim, AR-GE ve IT ağı ile Almanya’daki merkez fonksiyonlarımız içinde çok önemli bir yere sahip. Şirket, kuruluşundan bugüne Türkiye’deki otobüs ve kamyon üretiminde sanayinin gelişmesine öncülük ederek dünyaya da örnek oldu. Mercedes-Benz Türk’e ve Türkiye’ye güveniyoruz, yatırımlarımızı sürdüreceğiz. Tüm Mercedes-Benz Türk çalışanlarını, 50. yıldönümleri ve 50 yıllık başarılarından dolayı tebrik ediyoruz” dedi.

 “50. Yılda 50 Startup” yarışmasında İLK ÜÇ büyük ödülün sahibi oldu

Türkiye’nin 59 ilden 680 girişimcinin başvurduğu “50. Yılda 50 Startup” projesi, alanlarında uzman startup hub’lar, sivil toplum kuruluşu, teknoloji editörleri, şirket yöneticilerinden oluşan jürinin değerlendirmesi ile sonuçlandı. Temmuz ayı başında kazanan 50 startup’a ödülleri takdim edildi.

En beğenilen ilk üç proje sahibi Kadir Can Kırkoyun, Kadir Demircioğlu ve Umutcan Duman ise bu özel etkinlikte sahnede ödüllerini Daimler AG ve Mercedes-Benz Türk yöneticilerinden alarak onurlandırıldılar. “50. Yılda 50 Startup” yarışmasında Kadir Can Kırkoyun’ungeliştirdiği kodlama dersindeki platform ihtiyacına yardımcı olmak için oyunlaştırılmış mobil platform sağlayan Scode projesi; Kadir Demircioğlu’nun geliştirdiği kumaşları daha işlevsel hale getiren, akıllı kumaş projesi; Umutcan Duman’ın geliştirdiği atık toplama süreçlerini akıllı hale getirerek maliyetleri ve karbon salınımını yüzde 55’e varan oranda azaltan proje ilk üçe girerek 50’şer bin TL’lik büyük ödülün sahibi oldu.

Apple, Çin’de veri merkezi açıyor

0

Apple, Çin’deki varlığını sürdürmek için Çin devletinin baskılarına boyun eğmek zorunda kalmış gibi görünüyor. Şirket yeni yaptığı açıklamada, Çin’de veri merkezi kuracağını açıkladı. Böylece Çinli kullanıcıların verileri bu merkezde saklanacak ve elbette Çin devleti tarafından denetlenebilecek.

 Çin’in Guizhou eyaletinde kurulacak olan veri merkezinin işletmesi için Çin devletinin sahip olduğu büyük veri şirketi Cloud Big Data ile

çalışacak. Diğer bir deyişle, Çin’deki iOS kullanıcılarının verilerini saklayacak olan Apple veri merkezi doğrudan Çin devleti tarafından işletilecek.

Guizhou’daki veri merkezi, ülkedeki iOS kullanıcılarının cihazlarından buluta yükledikleri fotoğrafları, videoları, ses kayıtlarını depolayacak. Gelip giden e-mail’leri, mesajları yönlendirecek. Dolayısıyla Çin’deki iOS kullanıcıları artık tam anlamıyla Çin devletinin kontrolünde olacak.

Ve Amazon’a tekel soruşturması başlıyor

Amazon çok fazla mı büyüdü? Bu soruyu bütün dünya gibi ABD hükumeti de sormaya başladı. Fazla büyüyen bir şirketin, bir ülkedeki rekabeti olumsuz etkileyen, fiyatları kendi menfaati doğrultusunda yukarı çekebilen özelliği, onu anti-tekel yasalarıyla karşı karşıya getirebilir.

Kısa süre önce yayınladığımız bir makalede Amazon’un yakında ABD devleti tarafından anti tekel soruşturmasına uğrayabileceğini hatırlatmıştık. Şimdi ABD’den gelen haberler bu gelişmenin gerçekleşmek üzere olduğunu söylüyor.

ABD’de bir hedge fon yöneticisi olan Douglas Kass’ın ekonomi medyasına verdiği bir röportajda, Amazon hisselerini satmaya başlamasının nedeni olarak  ABD hükumeti içinden aldığı duyumlara göre Amazon’a karşı anti tekel soruşturmasının başlatılmak üzere olduğunun altını çizmesi, Amazon’un büyüme konusunda sınırlara ulaştığı endişesini yeniden gündeme taşımış oldu. Kass’a göre bu soruşturmanın başlatılmasıyla Amazon hisselerinde en az %10’luk bir düşüş yaşanacak.

Hükumetin henüz resmen açıkladığı bir kararı bulunmuyor ancak Amazon’un tekel konumuna yükseliyor olmasının giderek daha fazla dile getirilmesinin şirketin soruşturmaya uğrama ihtimalini de yükseltiyor.

Çin, VPN servislerini yasaklamayacak

0

Geçtiğimiz günlerde Çin’in VPN servislerini tümüyle yasaklayacağı ile ilgili haberler gündemi meşgul etmişti. Ülkede hem iş, hem de kişisel olarak ciddi şekilde kullanılan bu servisler, haliyle oldukça önemli. Neyse ki bu haberlerin ardından Çin Sanayi ve Bilişim Bakanlığı’ndan yapılan açıklama, bir nebze de olsa endişelere su serpti.

Onaysız VPN’e geçit yok

Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre hem yerel hem de uluslararası şirketlerin kullandığı VPN’ler için herhangi bir yaptırım uygulanmayacak. Aynı şekilde son kullanıcılar için de böyle bir yaptırımın söz konusu olmayacağını söyleyen yetkililer, sadece “onaysız” servisler için aksiyon alınacağını söyledi.

Tabii ki bu noktada “onaysız” olarak belirtilen VPN servislere neye göre “onaysız” sayılıyor ve hangi VPN servislerini kapsıyor o önemli. Şimdilik bu düzenleme ile ilgili ne yazık ki herhangi bir detay paylaşılmadı. Ancak yetkililerin açıklamalarına göre durum korkulduğu kadar kapsamlı değil.

İlginizi çekebilir: WeWork, Türkiye ofisini açıyor

Bildiğiniz gibi Çin’de Google servisleri gibi birçok popüler internet hizmeti kapalı ve hem firmalar hem de son kullanıcılar VPN kullanımına ciddi şekilde ihtiyaç duyuyor. Bakalım bu açıklamadan sonra ülkede hangi VPN servislerine yaptırım uygulanacak ve ülke bundan nasıl etkilenecek.

Google bulut tesisi önümüzdeki yıl Londra’ya açılıyor!

Google bulut sistemi desteklemek ve ağını arttırmak adına Amazon Web Services ile aynı yola giriyor. Avustralya’da açılan veri tesislerinin ardından, şimdi de Londra’da bulut bilişime yönelik yeni bir tesis açılıyor.

Amazon’dan gelen genel bulut modeli, sunucu bilgisayarları kiralama, veri saklama ve ağ kapasiteleri üzerine müşterile hizmet veriyor. Her tesis bir bölgeyi temsil ediyor ve böylece müşteriler ile sağlıklı bir ortamın oluşması sağlanıyor. 2 yada 3 veri merkezinden oluşan bu tesisler kendi güç kaynaklarına ve güvenliklerine sahip oluyorlar.

Google bulut sistemleri Avrupa’yı kaplayacak

Google elbette bu noktada durma amacında değil. Şirket Belçika’da da üç farklı veri merkezini faaliyete geçiriyor. Aynı zamanda Almanya, Hollanda ve Finlandiya için de bulut tesislerin açılması planlanıyor. Böylece bölgedeki diğer güçlü rakipler Microsoft ve Amazon’a rakip olmak istiyor.

Microsoft, Amazon ve Google Avrupa’da veri merkezleri ve bulut tesisleri açmayı sürdürüyorlar. Yeni tesisler duyurulurken, diğerleri de hizmete açılıyorlar.

Büyük bilişim devlerinin büyük yatırımlarla Avrupa’ya açılmalarının bir sebebi var. Eğer Avrupa’ya yeterince tesis açabilirlerse, çok daha hızlı bir şekilde bulut çözümleri uygulayabilirler. 

WeWork, Türkiye ofisini açıyor!

1

Paylaşım ekonomisinin en önemli yapı taşlarından biri olan ortak çalışma alanı (Co-Working Space), hızla yayılmaya devam ediyor. Bu alanda dünyanın en geniş ağına sahip olan WeWork, aldığımız duyumlara göre, Türkiye ofisi için gerekli imzaları atmış durumda.

Ortak çalışma alanı, girişimcilere sunduğu en önemli faydalar arasında; kira, mobilya, internet gibi uzun soluklu kiralamalar yerine, tüm bu hizmetlerin eksiksiz ve modern olarak verildiği, kısa / orta / uzun vadeli çalışma alanlarını ilk olarak söyleyebiliriz. 

Sadece fiziksel ihtiyaçlar değil, birbirleriyle tanışıp işlerini büyütme imkanı bulunan girişimler, ortak çalışma alanlarındaki etkinliklere katılarak, ulaşmak istedikleri yerlere, tahmin ettiklerinden çok daha kısa sürede gelebiliyorlar. 

Düzenlenen etkinlikler sayesinde birçok girişim, diğer girişimcilerin elde ettiği deneyimlerden faydalanarak, başarılı bir ürünü ortaya koymak için yanlış adımları atıp, deneme yanılma sürelerinden dolayı görebileceği zararları da en aza indirgeyebiliyor. 

Son zamanlarda ülkemizden çıkış yapan yabancı yatırımların sayısında artış olurken, WeWork gibi geleceğin şirketlerinin cesur adımları, Türkiye’deki girişimcilik ekosistemini de heyecanlandırabilir.

Emergent Research’ün araştırmasına göre ortak çalışma alanı yükseliş trendi ve beklentiler, bu şekilde;

WeWork, dünya geneline yayılan bir politika üzerinden adımlarını atarken, bir yandan da iç yapılanmasında ciddi değişikliklere gidiyor. Firmada 3 yıldır farklı görevlerde çalışan ve geçtiğimiz günlerde COO görevine getirilen Jen Berret, bu politikaların yöneticisi olarak şu sıralar ülke ülke dolaşıyor.

Son dönemin en hızlı çıkış yapan şirketlerinden biri haline gelen WeWork, son turda aldığı 760 Milyon Dolar yatırımla beraber, değerini 20 Milyar Dolar’a yükseltmiş durumda.

Girişimcilik Vakfı ile birlikte ziyaret ettiğimiz Tel Aviv’de birkaç saatlik çalışma ihtiyacı için deneyimlediğim WeWork’ü, biraz pahalı (belki de dolar kurundan dolayı öyle hissettim) buldum ama sistemin içerisine dahil olduğunuzda size sunulan ağın verdiği katma değerli hizmetler, kesinlikle verdiğiniz fiyatlara değecek türden. 

https://www.instagram.com/p/BPsJMdngh-f/?taken-by=hakki_alkan

 

Ülkemizde, ortak çalışma alanları sektöründe adından bahsettiren şirketler arasında; Workinton, Kolektif House, RegusHabita gibi markalar yer alıyor.

Emlak balonunun patlaması durumunda, şu anda tahmin edilenden çok daha fazla şirketin bu alanlarda çalışmak için başvuracak olması, kazançlı çıkmak isteyen yatırımcılar için şimdiden atılmış çok iyi bir seçenek olabilir. 

Ortak çalışma alanları hakkında düşüncelerinizi aşağıdaki yorum kısmında bizimle paylaşmayı unutmayın lütfen. 

TwoDrive USB bellekleri tanıtıldı

0

Depolama çözümleri üreticilerinden Super Talent Technology firması, TwoDrive adını verdiği yeni nesil USB belleklerini duyurdu.

TwoDrive

TwoDrive bellekleri pratik ve performanslı kullanım sunuyor

Super Talent tarafından hazırlanan TwoDrive USB bellekleri, USB 3.0 ve Lightning portlarını aynı birimde barındıran bir tasarıma sahip. Bu tasarımı sayesinde USB portuna ve Lightning portuna sahip olan cihazlar arasında hızlı bir şekilde veri aktarımı sunabiliyor. 

iOS işletim sistemli cihazlarda kullanabilmek için ise AppStore’dan STT Mobile Manager isimli uygulamanın cihazda kurulu olması gerekiyor. Bu uygulamayı kurduktan sonra, USB belleğin Lightning portunu kullanarak iOS cihazlarda veri transferi sağlanabiliyor. 

Bu haber de ilginizi çekebilir!

Vestel, yeni fabrikasının temelini attı!

16 GB, 32 GB, 64 GB ve 128 GB kapasitelere sahip olan USB bellekler, Lightning girişi üzerinden 34 MB/s hızlara kadar okuma ve 16 MB/s hızlara kadar yazma hızı sunuyor. USB 3.0 portu ise 120 MB/s hızlara kadar okuma ve 60 MB/s hızlara kadar yazmaya olanak sunuyor. 

Pratik bir kullanım sunan bu belleklerin fiyatlandırması ise henüz yapılmadı. Özellikle iOS cihazlara sahip olanların oldukça işine yarayacak bu bellekler, hızlı veri aktarımı için ideal olacaktır.