Google, öncü reklam gösteren mobil siteleri cezalandıracak

0

Mobil cihazlardan web sayfalarını gezinenlerin en büyük kabusu haline gelen, öncü/ara reklamlar, kullanıcıların büyük şikayetlerine konu oluyordu.

Bir web sitesine girerken veya bir sayfayı açarken, ekranı kaplayan pop-up reklamlar, özellikle mobil cihazlarda büyük problem olabiliyor zira mobil cihazlarda bu reklamları yüklemek hem zaman hem de büyük veri kaybı anlamına geliyor.

Sık ziyaret edilen bir web sitesinde, her yeni sayfaya tıklandığında ekrana gelen bir reklam, kullanıcıların kotalarını hızla tüketen, bekleme zamanlarını da rahatsız edici şekilde arttıran bir sorun.

Yeni algoritma çalışmaya başladı

Ağustos 2016’da bu reklamlara karşı harekete geçeceğini açıklayan Google, şimdi gerekli algoritmaların hazır olduğunu ve 10 Ocaktan beri resmen yayına girdiğini duyurdu. Buna göre, Google bu tür rahatsız edici reklamlar yayınlayan siteleri tespit edecek ve bunları arama listelerinde aşağıda gösterecek. 

Diğer bir deyişle artık Google arama sonuçlarında üst sıralarda görünmek isteyen siteler, mobil kullanıcılara bu tür reklamlar göstermeyi kesmek zorunda.

Mobil satışlar e-ticaretin büyümesini sağladı

0

Capgemini ve IMRG’den gelen son E-Perakende Satış Endeksi‘ne göre, İngiltere’deki çevrimiçi perakende satışlar, 2015 yılına göre yüzde 16’lık bir artışla beklentileri aştı ve 133 milyar sterline ulaştı.

Bu yüksek büyümenin temel nedeni, akıllı telefonlardan yapılan perakende satışların hızla artması oldu. Aralık 2016’da, akıllı telefonlar yoluyla yapılan e-ticaret satışları, yıllık bazda yüzde 47 arttı. Mobilin aksine tablet satışlarında yüzde 3’lük bir düşüş görüldü.

En Çok Telefon Alındı!

2016’nın Aralık ayında mobil cihazlardan yapılan satışların yüzde 54’ünü cep telefon satışları oluşturdu. Aralık 2015’te ise satışların yüzde 39’u cep telefonu satışlarına aitti. Bu açıdan cep telefonları üzerinden yine cep telefonu alınması hem mobil internet kullanımını arttırdı hem de ticaret sektörüne olumlu bir katkı yaptı. Cep telefonu satışlarının bu kadar artmasının en önemli nedeni ise özellikle İngiltere’de yıl genelinde daha büyük ekranlara sahip akıllı telefonların piyasaya sürülmesi oldu. Daha önceki yıllarda da dönemsel olarak satışlarda artış görülürken, 2014’te iPhone 6 Plus ve geçen yıl Samsung’un Galaxy S7 Edge modelleri için satışlar artış göstermişti.

2017’ye Dair Öngörüler Neler?

Endeks raporunda İngiltere’nin e-ticaret satışlarının 2017’de yüzde 14 artacağı öngörülüyor. E ticaret sektörünün 2017 yılındaki ana odak noktaları ise yapay zeka (AI), sohbet botları olacak. Bu sistemlerin geliştirilmesi cep telefonları üzerinden alışveriş yapmayı daha da kolay hale getirecek. Araçlar ile ürün adlarını, ödeme kimlik bilgilerini ve gönderim bilgilerini manuel olarak girme gereksinimini çok daha aza indirgenecek. Daha fazla ses ve komut özellikleri ile 2017 itibari ile ticarette mobil stratejiler çok daha önemli bir hale gelecek.

Samsung Galaxy S8 ile sağlıkta S Sağlık adımını atabilir

0

Samsung’un bir sonraki amiral gemisi olacak Galaxy S8 modelinde, Apple’ın HealthKit ve CareKit uygulamalarına karşılık yeni bir sağlık uygulamasının geliştirilebileceği belirtildi. Gündeme gelen iddialarda Apple uygulamalarından daha başarılı, doktorlardan çevrimiçi danışmanlık hizmetinin alınabileceği ve tıbbi ücret ödemeyi de kapsayacak S Sağlık uygulaması için son hazırlıkların yapıldığı öne sürüldü.

Samsung’un bu konudaki en önemli destekçileri doktor ve sağlık merkezlerinin yanı sıra hastalıklar ve ilaçlar hakkında bilgi toplamasına izin verecek Amwell ve WebMD gibi şirketler. Hasta ve hekim arasında yapılacak tüm işlemlerde uygulama kolayca kullanılabilecek. Randevu almak, randevu bilgilerini kontrol etmek, hastalıkların semptomları, fotoğrafları göndererek bilgi alabilmek, reçeteleri saklamak ve kaydetmek, doktorlara ödeme yapmak ve sosyal güvence durumlarının ayrıntılı olarak girilebilmesi S Sağlık uygulaması ile mümkün olacak.

S Sağlık İle Tüm İhtiyaçlar Karşılanacak

S Health olarak adlandırılacak uygulamada sağlık konusundaki bilgi ihtiyacı da karşılanacak. Bu kapsamda yerel olarak pek çok farklı sağlık desteği uygulamada yer alacak. En yakın sağlık merkezinin nerede olduğu, sağlık merkezlerinin adres ve telefon bilgileri ve uygulamadan çıkmadan acil yardımı arayabilme uygulamanın en önemli yetenekleri arasında yer alacak.

S Health güncellemesinin Galaxy S8 ile başlaması beklenirken tam olarak tarih bilinmiyor.

HTC 10 milyon dolarlık VR fonu başlattı

0

HTC, dünyada sürdürülebilir kalkınmayı sağlayacak içerik ve teknolojiler için 10 milyon dolarlık fonu başlattığını duyurdu.

Tayvan merkezli HTC tarafından geliştirilen VR for Impact programı oldukça ilgi çekti. İsviçre’deki Dünya Ekonomik Forumu’nda da tanıtılan bu teknoloji, gelecekte üstelik çok daha ön plana çıkabilecek kapasitede. Digi-Capital tarafından yapılan açıklamalarda VR sektörünün 2021 yılına kadar 25 milyar dolarlık bir Pazar oluşturacağı ifade edilirken, bu alana yapılan yatırımlar ve elde edilen gelişmeler de markaların gelecekte bu pazardan daha fazla pay almasını sağlayacak.

Fon ayrıca Birleşmiş Milletler tarafından yürütülen Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri için de destekleyici ve teşvik edici olacak.  Birleşmiş Milletler tarafından uzun zamandan beri çalışmaların sürdürüldüğü Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nde temel amaç şöyle;

  • Yoksulluğu sona erdirmek
  • Gezegeni korumak
  • Herkesin barış ve refah içinde olmasını sağlamak

HTC, yeni fonu ile birlikte bu konuda katkı sağlayacak. Üstelik VR ile! Sanal gerçekliğin dünyayı öğrenmemize, anlamamıza ve dönüştürmemize yardımcı olma potansiyeli sınırsız. Bu bakımdan VR, HTC projesinde farkındalık yaratmak ve insanlığın en büyük zorluklarını çözme noktasında yardımcı olmak temel amaç olacak.

HTC Fonu İçin Başvurular Başladı

Proje kapsamında fondan yararlanm

ak isteyen kişi ve gruplar HTC web sitesinde gerekli müracaatı yapabilecek. Projenin ilk bölümü 22 Nisan itibari ile tamamlanacak ve kazanan ilk proje ve fikirler de bu tarihte yapılacak özel etkinlik ile duyurulacak.

BM ve Dünya Gıda Programı tarafından sürdürülen projelere HTC’nin destek verecek olması, bu kurum ve kuruluşların da duruma olumlu yaklaşmasını sağlarken, HTC bu alanda yaratacağı farklılık ile marka olarak da adını daha fazla kişiye duyurma fırsatı elde edecek.

YouTube, mesajlaşma uygulamasını test ediyor

Youtube, çok popüler bir video paylaşım sitesi olduğu kadar, çok başarılı bir sosyal medya servisi olarak da görülüyor.

Ancak ne var ki, YouTube kullanıcıları kendi aralarında sohbet edemiyor, sadece videoların altında uzun ve detaylı sohbetler, tartışmalar yaşanıyor. Her gün yüzlerce milyon kişinin video izlediği YouTube şimdi, Facebook’un Messenger servisine benzer bir mesajlaşma uygulamasını test ediyor.

Android uygulaması üzerinde test edilen bu yeni mesajlaşma uygulaması, kullanıcıların birbirine YouTube video linklerini göndermesini kolaylaştırmak için tasarlanmış durumda.

YouTube videolarını paylaşmak daha kolay olacak

Mevcut durumda, kullanıcılar beğendikleri bir videonun linkini kopyalayıp uygulamadan çıkarak Facebook Messenger veya WhatsApp gibi bir uygulamaya girerek, linki arkadaşlarına o uygulamalar üzerinden gönderiyor.

Yeni mesajlaşma uygulaması ile YouTube içinden mesaj göndermek, link göndermek artık çok daha kolay olacak.

Ancak YouTube bu özelliği öncellikle Kanada’da devreye sokacak. Kanadalı kullanıcıların çok fazla video paylaştığını fark eden YouTube, Kanada’daki testlerin ardından uygulamayı tüm dünyaya açacak.

Dijital mikroskoplar Celestron ile evlere geliyor

0

Çocukların bilimi sevmesi ve bu alana ilgi göstermesi adına Celestron tarafından geliştirilen yeni mikroskoplar, dünya genelinde oldukça beğen topladı. Pek çok çocuğun sadece okullarda deneyimlediği mikroskoplar için Celestron ürünleri, artık evlerde ya da diğer alanlarda da bu ürünlerin kullanılmasını sağlayacak. Portatif bir yapısı olan mikroskoplar bu sayede çok daha kolay bir şekilde taşınabiliyor. 

Eyüboğlu tarafından yapılan girişimler sayesinde Türkiye’de de satılmaya başlanan yeni nesil mikroskoplar, farklı keşifler için gençlere oldukça farklı deneyim ve macera sunuyor. Mikroskop gibi ürünlerin yanı sıra daha önce piyasaya sunulan teleskop ya da özel dürbünlerin de bulunduğu Celestron ürün yelpazesi, bilime ve gökyüzüne ilgi duyan kişiler için cazip fırsatlar sunuyor.

Celestron Dijital Mikroskop!

Celestron’un yeni dijital mikroskobu üstelik klasik ürünlere göre oldukça farklı bir kullanıma sahip. Çocuklara yönelik özel olarak geliştirilen üründe 4X, 10X ve 40X dijital zoom imkanının yanı sıra 400X oranına kadar yakınlaştırma yapılabiliyor. 3,5’ LCD ekranı sayesinde verilerin daha iyi bir şekilde görülebildiği ve fotoğraflandığı mikroskop, video çekimini de destekliyor. Ürünlerin Türkiye’deki satışının başlaması ile etiket fiyatı da belli oldu. Bu özel ürünü satın almak isteyen kişleriçn 1.990 TL’lik etiket fiyatını karşılaması yeterli.

Facebook, Danimarka’da yeni veri merkezi kuracak

1

Facebook, Danimarka’nın Odense kentinde yeni bir veri merkezi inşa edecek.

Facebook bugüne kadar iki farklı veri merkezi üzerinden yayın yaparken, Danimarkalı yerel makamlarla yapılan basın toplantısında, ABD dışındaki üçüncü tesisin de inşa edileceği duyuruldu. Toplantıda Niall McEntegart tarafından yapılan açıklamalarda Odense veri merkezinin dünyadaki en gelişmiş ve enerji verimliliği en yüksek veri merkezlerinden biri olacağı ifade edildi

Basın toplantısında yeni tesis hakkında detaylı bilgiler paylaşıldı. Yenilenebilir enerjiyle donatılacak olan veri merkezi böylece hem ekonomik hem de çevreci bir çözüm sunacak. Üstelik iklimin soğuk olması sunucuların soğutulmasında yardım sağlayacak. Merkezin maliyetleri ile ilgili açıklamalarda net bir rakam belirtilmese de tahmini olarak 100 milyon dolarlık bir harcamanın yapılabileceği ifade edildi. Merkez aktif hale geldikten sonra ise bölgede 150 kişilik bir istihdam yaratılacak.

Ekim Ayında Almıştı

Facebook tarafından 2016 yılının Ekim ayında Odense bölgesinde alınan arsa oldukça merak edilmişti. Fakat dönem içerisinde satın alma ve ileriye dönük planlarda herhangi bir açıklama yapılmadığından dolayı konu soru işaretleri ile kapatılmıştı.

Olayın Danimarka cephesinde ise yüzler oldukça gülüyor. Facebook gibi bir dünya devinin Danimarka bölgesine yatırım yaparak veri merkezi açması kuşkusuz ülke için de artı bir değer. Danimarka Enerji Bakanı Lars Lilleholt tarafından verilen demeçte Facebook’un verdiği kararın Danimarka için çok önemli olduğunu ve veri merkezinin tamamlanması ile birlikte Danimarka’nın yeşil enerji, yüksek güvenlik, iyi fiber bağlantı ve rekabet gücü bulunan en büyük enerji sistemlerinden birine sahip olunacağını söyledi.

Daha önce bölgeye 2015 yılında Apple da yatırım yapmıştı. 2020’de faaliyete geçmesi beklenen Facebook merkezi, iki büyük veri binası, yönetim ve lojistik için ayrı bir bina ve diğer tesislerden oluşacak.

Facebook’un Veri Merkezleri Nerede?

Facebook tarafından kurulan diğer iki veri merkezi ise, İsveç’teki Lulea ve İrlanda’da Clonee kentlerinde. Aktif bir şekilde çalışan bu veri merkezlerine yenisinin eklenecek olması, Facebook için imkanları daha da geliştirecek.

KOBİ’ler dikkatsiz çalışanların kurbanı oluyor

0

Çalışan sayısı 50’yi geçmeyen küçük işletmeler, personel davranışlarının siber güvenlik açıklarına sebep olma ihtimalinden büyük şirketlere kıyasla çok daha az endişe duyuyor. Kaspersky Lab 2016 BT Güvenliği Risk Raporu’na göre, küçük işletmelerin sadece %36’sı personel dikkatsizliği konusunda endişe ederken, orta ve büyük ölçekli işletmelerin yarısından fazlası bunu büyük bir sorun olarak görüyor.

Bilgisiz veya dikkatsiz personel tarafından BT kaynaklarının uygunsuz kullanımı, her büyüklükte şirketi siber tehditler karşısında tehlikeye atıp zarara yol açabiliyor. Yapılan araştırmaya göre, çalışanların eylemleri, dünya genelindeki şirketleri savunmasız hissettiren en büyük üç güvenlik zorluğu arasında yer alıyor. 2016’da siber güvenlik sorunları yaşayan işletmelerin yarısından fazlası (% 61), dikkatsiz ve bilgisiz çalışan davranışlarının bu duruma etkisi olduğunu itiraf ediyor. Türkiye’de ise bu oran %67.

Büyük şirketler gibi küçük ve orta ölçekli işletmeler de sürekli gelişmekte olan bir BT altyapısını yönetme zorluğuyla karşı karşıya olmakla birlikte, çalışanların kişisel cihazlarını iş için kullanmasına da izin verme, hatta tercih etme eğiliminde oluyor. Şirketlerin %74’ü iş için kullanılan akıllı telefon miktarının son üç yılda arttığını ve %71’i bu durumun tabletler için de geçerli olduğunu doğruluyor.

Çalışanların günahını şirket ödüyor

Türkiye’de bu oran kendini %90 akıllı telefon kullanımı, %83 tablet kullanımı olarak gösteriyor. İş hayatının bu yeni gerçekliği, en küçük işletmelerde bile olsa yöneticileri BT güvenliği ve çalışanların potansiyel olarak tehlike arz eden davranışlarının kontrolü konusunda daha dikkatli olmaya itiyor.

Kaspersky Lab Türkiye Genel Müdürü Sertan Selçuk, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada “BT personeli bulundurmayan küçük işletmelerde, personel siber güvenliği sıklıkla kendisi sağlamaya çalışıyor. Örneğin sınırlı işlevsellik gösteren, ücretsiz anti-zararlı-yazılım çözümleri yüklüyorlar. Bu durum, bir şirket için büyük riskler oluşturur çünkü tek bir çalışanın dikkatsizliği kurum dahilindeki tüm verileri kolayca etkileyerek, çok hızlı bir şekilde zaman, veri ve para kaybına sebep olabilir. Bu tür işletmeler, küçük ve orta ölçekli işletmeler için özel olarak tasarlanmış olan ve düşük becerilere sahip bir BT yöneticisinin bile rahatlıkla kullanıp gerekli korumayı sağlayabileceği çözümleri tercih etmelidir. ” diyor.

Zuckerberg’e 2 milyar dolar Oculus Rift cezası çıkabilir

Sanal gerçeklik konusunda çok tutkulu bir girişimci olduğunu Oculus Rift’i milyarlarca dolar ödeyerek satın aldığında ispatlayan Zuckerberg, şimdi hiç beklemediği bir ceza ile karşı karşıya.

Oculus Rift’in teknolojisinin eski çalışanları John Carmack tarafından kendilerinden çalındığını ve Oculus’e götürüldüğünü iddia eden ZeniMax şirketinin açtığı davada şahit olarak dinlenen Zuckerberg, daha önce hayatında ZeniMax ismini bile duymadığı yönünde ifade vermiş olsa da, mahkeme ZeniMax’ı haklı bulacak olursa, Oculs’u 2014’te satın alan Facebook, şirketin sorumluluğu nedeniyle ZeniMax’e 2 milyar dolar tazminat ödemek zorunda kalacak.

Bu durumda Facebook’un da, Oculus’un kurucusu Palmer Luckey’den 2 milyar doları talep edeceği ve bu nedenle dava açacağı bekleniyor.

Oculus Rift teknolojisi, ZeniMax’tan çalıntı mı?

ZeniMax ayrıca, Oculus’un satın alımı sırasında Facebook’u bu sorun nedeniyle uyardıklarını ve Oculus’a teknoloji hırsızlığı nedeniyle dava açmayı planladıklarını bildirdiklerini de vurguluyor. Zuckerberg’in bu uyarıya rağmen Oculus’u satın almak için çok acele ettiği ve şimdi davanın Facebook’a karşı açılmak zorunda kalındığı da ZeniMax’ın avukatları tarafından dile getirildi. 

ZeniMax ayrıca, 2014’te Facebook’un avukatlarının ve şirket yöneticilerinin Zuckerberg’i Oculus’ta bazı işlerin doğru olmadığı ve bunun ileride sorun yaratabileceği konusunda uyardıklarını da iddia ediyor. 

Tüm bu iddialar mahkeme tarafından kabul görecek olursa, Zuckerberg ve Facebook, ZeniMax’e 2 milyar dolar ödemek zorunda kalacak ancak ZeniMax’ın VR teknolojisinin gelecekteki nimetlerinden mahrum kalması nedeniyle çok daha ağır bir tazminat davası açması da mümkün olacak.

Clash of Clans yapımcısı Supercell saldırıya uğradı!

0

Clash of Clans yapımcısı Supercell tarafından yapılan açıklamada milyonlarca kullanıcının tehlikede olduğunu gösterdi.

Supercell yaptığı açıklama ile henüz basında yer almayan önemli bir gelişmeyi duyurdu. Açıklamada topluluk forumundaki hesapların saldırıya uğramış olduğu net bir şekilde belirtilirken, üçüncü parti kaynakları tarafından yapılan tahminlerde 1 milyonu aşkın hesap bilgisinin ele geçirildiği duyuruldu.

Saldırı Eylül 2016’da Yaşandı!

Şirket, resmi bir açıklamada saldırının Eylül 2016’da gerçekleştiğini söylerken, saldırıdan sadece sitenin forumlarının etkilenmiş olması da durumun daha fazla kişiye ulaşmasını önledi. Öyle ki Supercell bugüne kadar Clash of Clans, Hay Day, Clash Royale ve Boom Beach gibi milyonlarca oyuncunun oynadığı oyunları piyasaya sunduğundan dolayı saldırının bilançosu çok daha yüksek olabilirdi. Mevcut saldırının firma tarafından kısa sürede öğrenilmesi önlem alınmasını sağladı. Aynı zamanda mevcut güvenlik yamalarının da yapıldığı duyuruldu.

Oyun Hesapları Güvende!

Clash of Clans gibi oyunların saldırıdan etkilenmediği resmi açıklamada özellikle vurgulandı. Bu bakımdan Supercell oyunlarını oynayan kişiler için herhangi bir sorun şu an için söz konusu değil. Kullanıcılar için yapılan uyarılarda ise en kısa süre içerisinde forum üyelikleri için şifre değişikliğinin yapılması istendi. Kullanıcıların dikkat etmesi gereken en önemli detay ise aynı giriş bilgileriyle kullanılan diğer hesapların da şifre değişikliği ile güvenli hale getirilmesi. Zira yapılan saldırılarda eşleşen kimlik bilgileri üzerinden de çok daha fazla site hesabına erişim sağlanabilir.

TomTom otonom sürüş teknolojisi geliştirecek

0

Ünlü navigasyon sistemleri üreticisi TomTom, beklenmedik bir hamle yaparak, otonom sürüş teknolojileri geliştiren Autonomos’u satın aldı.

Almanya/Berlin menşeli Autonomos, otonom sürüş teknolojileri konusunda uzun zamandır Ar-Ge çalışmaları yapan bir start-up. 2012’de bir grup yazılım mühendisi ve akademisyen tarafından kurulan şirket Almanya’da otonom sürüş teknolojileri geliştiren önemli merkezlerden biri olarak biliniyor.

Otonom sürüş yakın geleceğin vazgeçilmezi

TomTom yeni satın aldığı şirketin, harita bazlı otonom sürüş uygulamaları üzerine yoğunlaşacağının altını çiziyor. Bu da, otonom otomobiller geliştirecek otomobil şirketlerinin, TomTom lisanslı harita uygulamalarını seçmeyi kolaylaştıracak.

Şirketin 32 çalışanı Berlin’deki Ar-Ge labortavurlarında çalışmaya devam edecek ancak artık laboratuvarlar doğrudan TomTom’a bağlı olacak.

Telegram CEO’sundan müjde: sesli arama özelliği geliyor

0

Telegram CEO’su Pavel Durov Twitter hesabından uygulama için yeni bir özelliği duyurdu. CEO paylaşımında sesli görüşme özelliğinin kısa süre içerisinde uygulamaya ekleneceğini belirtti.

Türkiye’de e giderek artan bir kullanım oranına sahip olan Telegram, rakipleri ile yarışma noktasında önemli bir süreç içerisinde. Son dönemlerde farklı özelliklerin eklendiği uygulama için iki yeni özellik daha yolda. Durumun CEO tarafından paylaşılması kesin bir şekilde bilgi alınmasını sağladı ve aynı zamanda yeni özellik için Telegram sosyal medyada da bu sayede konuşuldu.

13 Ocak günü saat 10.19 itibari ile atılan Twitter mesajının ardından kısa sürede CEO Durov için takipçileri farklı sorular sorarak daha detaylı bilgi almak istese de CEO detay vermekten kaçındı

Şifrelenmiş Sesli Arama Özelliği Gelecek

WhatsApp gibi pek çok anlık yazışma uygulamasın olduğu gibi Telegram’da da güvenlik ön planda tutuluyor. Bu bakımdan önümüzdeki günlerde tüm kullanıcılara açılacak sesli görüşme özelliği ile birlikte Telegram güvenlik noktasında tüm kullanıcılara şifreli görüşme imkanı sunacak.

Tema Değişikliği Gelecek

Uygulama için sesli konuşmanın yanı sıra gelecek diğer önemli özellik tema değişikliği olacak. Uygulamanın kullanımı ya da sohbet pencerelerinde artık kullanıcılara daha fazla seçenek sunulacak ve böylece uygulama kişiselleştirilebilecek.

Özelikle sesli arama özelliği geç kalınmış bir özellik olarak değerlendiriliyor. Zira uygulamanın sektördeki en büyük rakiplerinden olan Facebook Messenger ve WhatsApp’ın yanı sıra Slack, WeChat ve Kik gibi uygulamalar sesli veya görüntülü arama özelliği çok önceden geldi.

Bilgisayar satışları on yılın en düşük seviyesinde

0

Akıllı telefon satışları giderek artarken, bilgisayar satışlarında düşüş görülüyor. Kullanıcıların oyunları mobil olarak oynamaya başlaması, bilgisayarlara olan ilgiyi daha da azalttı. Öyle ki açıklanan son rakamlarda 2016 itibari ile son 10 yılın en düşük satış rakamları görüldü. 

Statista gibi sektörün en önemli firmaları tarafından paylaşılan pazar araştırmalarında, elde edilen sonuçlar birbiriyle oldukça örtüşüyor. Araştırma firması Gartner’in son verilere göre, 2016 yılında yıllık bilgisayar sevkiyatları 269.7 milyon olarak belirlendi. Rakamlar, yıllık % 6 düşüş gösterdiği gibi 2006’dan bu yana en düşük toplam satışın 2016’da yapıldığı da tarihe geçmiş oldu.

Diğer bir araştırma firması IDC ise 260 milyonluk sevkiyat için % 5,7 oranında düşüş yaşandığını açıkladı. Rakamlarda çok küçük oynamalar olsa dahi genel itibari ile birbirini tutuyor.

PC Pazarı Ölecek Mi?

Tablet ve mobil sektöre yaşanan gelişmelere bakıldığında şu an için, PC’nin öldüğünü söylemek zor. Mobil cihazın yapamayacağı bazı görevler hala var ve gerek iş gerekse de bireysel kullanıcılar için PC’ler hala gerekli ve çoğu zaman kullanımı zorunlu. Fakat PC sektörünün eski parlak günlerini bundan sonraki süreç içerisinde de yaşaması zor. Sektör ile ilgili yapılan tahminlerde satışların belli bir seviyeye inse dahi belli bir standardı yakalayacağı ve bu çizgide ilerleyeceği yönünde.

Statista tarafından paylaşılan raporlarda 2017 yılına girilmesi ile birlikte 2006 yılı kapsam dışı bırakılıyor. Bu tarih aralıklarına göre de en düşük satışın gerçekleştirildiği 2007 yılına göre 2016 yılı daha da geride kalıyor. Öyle ki yüzde 14 oranında artışın yaşadığı 2007 yılında dahi 272.5 oranında satış gerçekleştirilmişti. Tablo ise şöyle;

Araştırma: Netflix DVD satışlarını öldürüyor mu?

0

ilNetflix farklı ülkelerde kullanılmaya başlanması ile film ve dizi izleme alışkanlıklarını tamamen değiştirirken, yapılan yeni bir araştırma oldukça dikkat çekti.

Şu anda dünya genelinde en çok tercih edilen izleme platformlarından olan Netflix, birçok film ve TV hayranının hedefinde. Üstelik hizmetin telif hakkı sahiplerine milyarlarca dolar getiri sağlaması da hem izleyicileri hem de yapımcıları mutlu eden bir formülün geliştirildiğini gösteriyor. Ancak sistemin bir de dezavantajı var. Yeni araştırmalar, Netflix’de zengin bir arşiv bulunmasının, geleneksel olarak sektörün en büyük gelir kaynağı olan CD satışlarına ciddi zarar verebileceğini gösteriyor.

Film Sektörü Değişiyor

Son on yılda, TV ve film şirketleri, tüketicilerin hızla değişen taleplerine uyum sağlayarak, iş modellerini yeniden düzenlemek ve revize etmek zorunda kaldı. Bu durum, çoğu yabancı portalda ve araştırmada “muazzam bir deney” olarak tanımlanırken, bu sırada pek çok farklı sistem ve yöntem de kullanıldı.

Bu çabalar sonucunda ise bugüne kadar en başarılı ve uzun soluklu yöntem ise Netflix gibi çevrimiçi izleme platformları oldu. Film endüstrisi kısmen korsanlığa tepki göstererek kendi çevrimiçi video indirme seçeneklerini sunmaya başlarken, geliştirilen Netflix gibi sistemler sektör için çok daha cazip seçenekler sundu. Bu bakımdan şu anda yasal olarak film ya da dizi izlemek isteyenlerin ilk tercihi Netflix. Fakat Türkiye’de olmasa dahi ABD gibi pek çok yabancı ülkede CD/DVD satışları yapımcılara iyi gelir sağlıyor. Bu bakımdan Netflix ile bir engel aşılmış olsa da uzun vadeli geliri optimize etme noktasında çeşitli sorunların yaşandığı sektörde şu aralar konuşuluyor.

Uzun yıllardan beri DVD satışları, ABD’de yıl bazında milyarlarca dolar getiri sağlarken, film endüstrisinin birinci sınıf gelir kaynağı olarak görülüyordu. Netflix’in hizmeti ise bu satışlara doğrudan bir rakip ve daha ekonomik bir alternatif. Peki, giderek artan kullanıcı sayı ile Netflix nasıl bir değişim yaşatacak?

Hong Kong’ta üniversitede kurulan özel bir ekip tarafından yapılan araştırmalarda temel odak noktası Netflix ile birlikte ABD’deki DVD satışları arasındaki etkileşim oldu.

Peki, Sonuç?

2007’de ortaya çıkan yeni izleme sistemi, çeşitli kiralama ya da uzaktan satın alma aşamalarını doğrudan ortadan kaldırdı. Böylece izleyiciler için aslında en çok can sıktan bekleme süresi ortadan kaldırdı. Üstelik kiralama yöntemi düşünüldüğünde DVD alma, izleme ve sonrasında iade süreci gereksiz yere zaman ve iş kaybı yaratıyordu. Bu nedenle de kullanıcılar daha basit bir işlem olan aç ve izle seçeneğini daha çok sevdi. DVD kiralama ve satışlarında ciddi düşüşler görülmeye başlandı.

Şu anda sistemde 87 milyon abone yer alıyor ve her gün milyonlarca farklı dizi, film ve TV şovu izleniyor.

Uygulamanın kullanıldığı bölgelerdeki satış ve kiralamalar düştüğü gibi Netflix tarafından açılan ve oldukça ilgi çeken DVD.com’daki kullanıcı sayısında da düşüş yaşanıyor. Bu konudaki gelişim tablosu ise şöyle;

2016 itibari ile DVD.com’daki kullanıcı gelişimi

Hong Kong araştırmalarında yüzdeler ve net rakamlar açıklanmasa da genel itibari ile Netflix’in sektörü etkilediği, satış ve kiralama oranlarını düşürdüğü ve sektörün buradan elde ettiği gelirin de azalmasına yol açtığı belirtiliyor. Mevcut tabloya göre de bu geçişin ve değişimin yaşanması kaçınılmaz.

Google, 24 Ocak’ta klasik Google+ ara yüzünü terk ederek yenilenecek

0

Google+ için yeni bir sisteme geçiş yapacak Google, 24 Ocak tarihi itibari ile klasik kullanıcı ara yüzün devre dışı bırakılacağını açıkladı.

Google tarafından 2015 yılında yapılan Topluluklar ve Koleksiyonlar lansmanıyla ile birlikte yeni bir döneme girileceği açık bir şekilde belirtilirken, 2015 yılından beri yapılan geliştirmeler sonrasında Google+ için beklenen açıklama geldi. Kullanıma sunulduğu ilk günden itibaren Google için hiçbir zaman istenen düzeyde olmayan ve kullanıcıların ilgi göstermediği Google+ yenilik ile birlikte farklı bir tasarım ve kullanım sunacak.

Şu Anda İki Sistem Kullanılıyor!

Ara yüzler üzerinden yapılan değişikliklerde şu anda iki sistemin de kullanılmasına izin veriliyor

Google+ girişi sonrasında sol alt köşede yer alan link sayesinde geri dönmek mümkün. Fakat geri dönüş sonrasında Google uyarısı ekranda beliriyor ve yakında yapılacak değişiklik hakkında bilgiler veriliyor.

Google+ Değişikliği Resmen Açıklandı

Google+ ürün yöneticisi Danielle Buckley tarafından yazılan bir blog yazısında detaylar paylaşılmış durumda. Buckley yaptığı açıklamada yeni Google+ servisinin çok daha kullanıcı odaklı olduğunu söylerken, yeni servis sayesinde kişilerin ihtiyaçlarını daha iyi bir şekilde karşılayabileceği vurgulandı.

Yenilenen Google+ tasarımın yanı sıra pek çok farklı özelliğin de kullanıcılara sunulmasını sağlayacak. Bu bakımdan yeni sistem hakkında yapılan haberlerin büyük bir bölümünde kullanıcıların kafalarında bazı soru işaretleri oluşturulmuş durumda. Peki, yeni sistemde neler olacak, neler değişecek?

Özellikle kafası karışan ve değişim için detaylı bilgi almak isteyenlere yönelik bazı detaylara değinelim. 2015 ile başlatılan bu macerada aslında Google+ için sosyal medyadan ziyade içeriğin ve fotoğrafların ön plana çıkarıldığı bir web sitesine dönüş.

Yeni sistemde kullanıcılara daha fazla yorum denetleme yetkisi veriliyor. Kişiler yorumlar arasından beğenmediklerini ya da uygun bulmadıklarını gizleyebileceği gibi artık daha iyi ve güzel yorumları üst bölümlerde tutabilecek. Üstelik bu özelliğin default olarak geleceği ve kişilerin yorum kontrolleri ile düşük kaliteli yorumları görebileceği belirtiliyor.

Diğer bir güncelleme fotoğraflar için yapılacak. Fotoğraflar için yapılabilecek zoom gibi farklı işlevler etkin bir şekilde kullanılacak. Fotoğraf görüntülenmesi sırasında daha az beyaz alanın görülmesi sağlanarak, fotoğrafın ekranda daha büyük bir alanda görüntülenmesi sağlanacak.

Ve en önemli özellik Google+ etkinlik olacak. Kişilerin farklı paylaşımlar yapabileceği yenilenen sistemin en çok dikkat çeken özelliği etkinlikler. 24 Ocak itibari ile kullanıcılar, etkinlik oluşturup etkinliklere de katılabilecek.

Yeni ara yüzden ve özelliklerden görüntüler ise şöyle;

Yukarıda yer alan resimde görüldüğü gibi fotoğraflar için kullanıcıların düşük kalitedeki yorumları göster gibi seçeneklerin olduğu özel bir ayar bölümüne erişimi olacak.

Aynı zamanda sistemin otomatik bir şekilde bu yorumları gizleme özelliği olduğu için kişiler Google sayesinde bu yorumlardan kurtulacak ve engellenen yorumlar istenilen zamanda görülecek.

Google’ın can alıcı özelliklerinde birisi olacak zoom, fotoğrafların ekran boyutlarına ve çözünürlüklerine göre optimize edilmesi sayesinde çok daha etkin kullanılacak. Yukarıda yer alan fotoğrafta da görüldüğü gibi çok uzaktaki nesnelere dahi odaklanabilmek mümkün olacak.

Türk şirketleri DDOS saldırılarına karşı savunmasız

0

Türkiye’deki on işletmeden dördü (%37) kendilerini DDoS saldırılarına karşı korumak için gerekli koruma stratejisi hakkında bilgi sahibi değil. Bilgi ve koruma eksikliği, iş süreçlerini duraksama riski altına sokuyor. Bunlar, Kaspersky Lab ve B2B International işbirliğiyle, 25 ülkeden ve 4000’den fazla iş dünyası temsilcisiyle yapılan 2016 Kurumsal BT Güvenlik Riskleri anketinin sonucu.

DDoS saldırıları, hedeflenen bir organizasyonun iş akışını hızlı bir şekilde bozarak işle ilgili kritik süreçleri durdurabiliyor. Bununla birlikte araştırma, Türkiye’deki işletmelerin yaklaşık beşte birinin (%14) DDoS saldırılarına karşı hiçbir şekilde korunmadığını ve yarısından fazlasının ise (%60) dahili koruma donanımına güvendiğini gösteriyor. Bu, sayıları giderek artan büyük ölçekli saldırılara ve standart yöntemlerle filtrelemesi zor olan ‘akıllı’ DDoS saldırılarına karşı etkili bir yöntem değildir.

Dünya çapında ses getirecek saldırılar bekleniyor

Twitter, The Guardian, Netflix, Reddit, CNN ve Avrupa ve Amerika’da dahil daha pek çok sitenin internet trafiğini yöneten, hizmet sağlayıcı Dyn’nin sunucularına düzenlenen son saldırılar gibi büyük çaplı siber saldırılar giderek yaygınlaştı. Birçok işletme, DDoS’un kendileri için bir tehdit olduğunun farkında. DDoS’a karşı önlem alan işletmelerin üçte biri (%33) risk değerlendirmelerinin DDoS’u potansiyel bir sorun olarak tespit ettiğini ve beşte biri de (%18) geçmişte saldırıya uğradıkları için anti-DDoS koruması bulundurduklarını belirtiyor. Bazı işletmeler için ana etken, güvenlik tehdidi konusunda farkındalık yerine kurallara uyumluluk olarak karşımıza çıkıyor; katılımcıların neredeyse yarısı (%43) kendilerini korumalarının sebebini regülasyonlar olarak belirtiyor.

Çoğu zaman şirketler halihazırda korunmuş olduklarını düşünüyorlar. Ankete Türkiye’den katılan kuruluşların yarısına yakını (%43) internet servis sağlayıcısının koruma da sağlayacağını düşündüklerinden önlem almıyor ve %40’ı ise veri merkezi veya altyapı ortaklarının onları koruyacağını düşünüyor. Veri merkezleri veya altyapı ortakları, şirketleri genellikle büyük ölçekli veya standart saldırılardan korudukları için ve şifreleme kullanan veya kullanıcı davranışını taklit eden ‘akıllı’ saldırılar uzman yaklaşımı gerektirdiğinden, onlara güvenmek her zaman etkili bir yaklaşım değildir.

Ankette ayrıca, Türkiye’deki şirketlerin üçte birinin (%32) DDoS saldırıları tarafından hedef alınmalarının pek olası olmadığını düşündükleri için harekete geçmedikleri; şaşırtıcı bir şekilde onda birinin de (%11), DDoS nedeniyle az bir kesinti süresinin şirket için büyük bir kayıba neden olmayacağını düşündükleri gözler önüne seriliyor. Gerçek şu ki, herhangi bir şirket bu saldırıların hedefi haline gelebilir çünkü siber suçluların bu tür saldırıları başlatması oldukça kolaydır. Dahası, bu saldırıların kurbanlara potansiyel maliyeti milyonlarca TL’ye varabilir.

Son saldırılarla birlikte DDoS’un son derece rahatsız edici bir yükselişte olduğuna değinen Kaspersky Lab, Kaspersky DDoS Protection Ürün Başkanı Kirill Ilganaev, “Hackerlar bir DDoS saldırısı başlattıklarında, hedefledikleri şirket için hasar son derece yıkıcı olabilir, çünkü bu şirketin çevrimiçi varlığını devre dışı bırakırlar. Sonuç olarak iş akışı durur; kritik öneme sahip süreçler tamamlanamaz ve itibarları zedelenebilir. Çevrimiçi hizmetler ve BT altyapısı savunmasız bırakılmayacak kadar önemlidir. Bu nedenle, uzman bir DDoS koruma çözümü, bugün iş dünyasındaki etkin koruma stratejilerinin önemli bir parçası olarak düşünülmelidir” diyor.

Qualcomm’a rekabet davası

0

Daha önce rekabet yasalarına aykırı davrandığı için yüzlerce milyon dolar ceza ödemek zorunda kalan Qualcomm’a şimdi de ABD Ticaret Bakanlığı dava açıyor.

Hakim konumunu kullanarak cep telefonu üreticilerine, yüksek fiyatlardan modem sattığı suçlamasıyla dava açıkan Qualcomm’un, cep telefonu üreticilerini, tehdit ettiğinin de altı çiziliyor.

Rakipten ürün alırsan, benim ürünlerim daha pahalı olur

Telefon üreticilerine, “ya benim modemimi ve teknolojilerimi kullanmak için ekstra telif ücreti ödersin ya da telefonlarınız geniş kullanım alanı bulamaz,” tehdidi yaptığı vurgulanan Qualcomm ise bu suçlamaları reddederek, tamamen yasal sınırlar içinde ürünleri için doğru ücretleri talep ettiklerini vurguluyor.

Öte yandan ABD Ticaret Bakanlığı, Qualcomm’un müşterilerine imzalatmaya zorladığı sözleşmede, rakip şirketlerin modemlerini kullanan üreticilere, diğer ürünlerini daha yüksek fiyatla satın alma şartı koyduğunu vurguluyor. Böylece üreticileri, Qualcomm modemlerini satın almaya zorluyır ve hakim konumu nedeniyle piyasayı kendine mecbur bırakıyor.

Qualcomm’un davayı kaybetmesi halinde, milyar dolarlara varan cezalar ödemek zorunda kalacağının da altı çiziliyor. 

Endüstriyel uygulamalar için Raspberry Pi hazır

0

Raspberry Pi, minik bir ana kart üzerine yerleştirilmiş işlemcisi ve gerekli modülleri ile, farklı uygulamalar geliştiren mühendisler için çok kullanışlı, çok ucuz ve etkin bir bilgisayar ortamı sunuyordu.

Öğrencilerden geliştiricilere kadar büyük bir ilgiyle karşılanan ve 35 dolarlık fiyatıyla milyonlarca satılan Raspberry Pi, şimdi de endüstriyel uygulamalarda kullanılacak yeni modeli olan Raspberry Pi Module 3’ü piyasaya sürdü.

Dört çekirdekli 64-bit Broadcom BCM2837 işlemcisine ve 1GB of RAM’a sahip olan yeni Model 3, ev ve okul uygulamaları için tasarlanmadığından, Ethernet, Wi-Fi ve USB, SD Card bağlantısı bulunmuyor.

Robotlar için Raspberry Pi

SODIMM soketine yerleştirilebilecek şekilde tasarlanmış olan yeni Raspberry Pi böylece mühendislerin farklı sistemlerden bu bileşeni kullanarak, istediği port üzerinden farklı uygulamaları çalıştırabilmesini sağlayacak.

Bu da şu anlama geliyor, yeni mini bilgisayar, otomobillere, robotlara, endüstriyel makinelere, televizyonlara veya başka cihazlara takılarak çalıştırılabilecek. Üzerine takıldığı cihaza farklı yetenekler kazandırabilecek.Normal Raspberry Pi’den 10 kat daha güçlü bir işlemciye sahip olan Module 3 böylece endüstriyel uygulamaların gerektirdiği yüksek işlem gücünü sağlayabilecek.

Cihazın fiyatı ise 30 dolar olacak. Lite modelini almak isteyenler 25 dolar ödeyecek.

Android Wear 2.0 9 Şubat’ta gelebilir

0

Evan Blass tarafından yapılan son paylaşımlarda Android Wear 2.0 hakkında önemli bilgiler verildi.  

Android Wear 2.0 versiyonunun gecikmesi uzun zamandan beri teknoloji dünyasında konuşulurken, gecikme nedeniyle Android Wear 3.0 gelecek şeklinde spekülasyonlar gündeme gelmişti.  Sızdırmaları ile tanınan ve güvenilen isimlerden olan Evan Blass ise gündemde yer alan iddiaları yalanlayarak, Android Wear 2.0 versiyonunun 9 Şubat’ta gelebileceğini söyledi. Uzun zamandır beklenen güncellemenin neden geciktiği ve yaşanılan sorunlar hakkında henüz detaylı bir açıklama yapılmadığından dolayı şu anda yeni güncelleme için mutfakta neler yaşanıyor bilinmiyor.

Android Wear 2.0 İle Neler Gelecek?

Android Wear 2.0 ile birlikte pek çok farklı özellik akıllı saatlere gelecek. Özelikle Mayıs ayında Google I / O’da yapılan açıklamalara göre yeni güncelleme ile telefonların kazanacağı yetenekler şöyle olacak;

  • Üçüncü taraf uygulamaları ile uyumlu yapı
  • Google Asistan ile entegrasyon
  • Ödeme sistemleri ve yeni özellikler

Hangi Cihazlara Güncelleme Gelecek?

Huawei, Motorola ve LG gibi popüler markaların üstlerde olduğu Android Wear 2.0 bekleyenler sıralamasında 20 farklı cihaz var. Güncellemeyi alması beklenen cihazlar ise şöyle;

  • Asus ZenWatch 2
  • Asus ZenWatch 3
  • Casio Smart Outdoor Watch
  • Fossil Q Founder
  • Fossil Q Marshal
  • Fossil Q Wander
  • Huawei Watch
  • Huawei Watch Ladies
  • LG G Watch R
  • LG Watch Urbane
  • LG Watch Urbane 2nd Edition LTE
  • Michael Kors Access Bradshaw
  • Michael Kors Access Dylan
  • Moto 360 Gen 2
  • Moto 360 Sport
  • Nixon Mission
  • Polar M600
  • Tag Heuer Connected

Tanıtımlarda Google Akıllı Saati Duyurulabilir

Mayıs ayındaki tanıtımda Wear 2.0 ile birlikte Google ürünlerinin de tanıtılabileceği belirtilmişti. Bu açıdan Google yeni versiyon ile birlikte akıllı saat sektörüne de iddialı bir giriş yapabilir. Fakat akıllı saat için şu ana kadar sızdırma yapılmadı.