2016, DDoS’ta dönüm noktası oldu

0

2016’nın son üç ayında DDoS saldırılarının kayda değer bir biçimde gelişim gösterdiği tespit edildi. Kullanılan yöntemler gün geçtikçe daha sofistike bir hale gelip botnetler tarafından kullanılan cihazlar giderek çeşitlenirken, saldırganlar da artık daha büyük ve tanınmış hedefler seçerek yetenekleriyle gösteriş yapıyor. Kaspersky Lab uzmanları, konuyla ilgili tüm detayları 2016 Son Çeyrek DDoS Saldırıları raporunda paylaştı.

Kaspersky Lab’ın DDoS İstihbarat sistemi, geçtiğimiz yılın dördüncü çeyreğinde 80 ülkede bot destekli DDoS saldırıları tespit etti. Saldırılar bir önceki çeyrekte 67 ülkede gerçekleşmişti. Dördüncü çeyrekteki en uzun saldırı 292 saat (12.2 gün) sürdü ve 2016 için bir rekordu. Yılın son çeyreği, tek bir günde gerçekleştirilen DDoS saldırılarının sayısında da bir rekora şahit oldu. 5 Kasım 2016’da 1915 adet saldırı gerçekleşti.

2016’nın son çeyreğinde saldırılar arttı

2016’nın son üç ayı, geniş bir yelpazedeki çeşitli hedeflere karşı düzenlenen, kayda değer DDoS saldırıları açısından da oldukça yoğundu. Bunlardan en öne çıkanlarıDyn’in DNS sistemini, Deutsche Telekom’u ve Rusya’nın önde gelen bankalarından bazılarını hedefleyen saldırılar oldu. Söz konusu şirketler yeni bir trendin ilk kurbanları oldular; korunmasız IoT (Nesnelerin İnterneti – “Internet of Things”) cihazlarından oluşturulan devasa botnetler (zombi bilgisayar ağları) üzerinden düzenlenen DDoS saldırıları. Bunun ilk akla gelen örneği olan Mirai’nin yaratıcılarının kullandığı yaklaşım, IoT cihazlarından faydalanan birçok botnet için temel oluşturdu.

IoT cihazlarını kullanan saldırıların sayısındaki artış, son çeyrekte görülen başlıca trendlerden sadece bir tanesiydi. Çeyrek boyunca, 2016’nın ilk yarısında popüler olan bant genişliği yükseltme (amplification) temelli DDoS saldırılarında olumlu anlamda bir düşüş tespit edildi. Bunun öncelikli sebebi, bu tarz saldırılara karşı korunma yöntemlerinin gelişmiş olması ve dolayısıyla siber suçluların saldırabileceği savunmasız sunucuların sayısında da kayda değer bir azalma görülmesi.

Yükseltme saldırılarının azalmasıyla oluşan boşluğu, WordPress Pingback saldırılarını da içeren uygulama katmanı saldırıları doldurmaya başladı. Gerçek kullanıcıların davranışlarını taklit ettikleri için bu tarz saldırıların tespit edilmesi çok daha zordur. Bu saldırıların sıklıkla şifreleme kullanıyor olması, risk seviyesinin yükselmesi anlamına gelir. Şifreleme, DDoS saldırılarının etkisini çarpıcı bir biçimde artırarak, sunuculara gelen ve deşifre edilmesi gereken taleplerin gerçek mi sahte mi olduğunu ayırt etme işlemini zorlaştırıyor.

Kaspersky Lab uzmanları, giderek daha da karmaşıklaşan DDoS saldırıları ve sayıları artan IoT botnetleri yönünde ilerleyen trendin 2017’de devam edeceğini öngörüyor.

Google, uydu görüntülerini hergün güncelleyecek

1

Dünyanın yörüngeden çekilen uydu görüntüleriyle haritalandırılması ve isteyen herkesin de bu uydu görüntülerini dilediği an inceleyebilmesi, dünyanın sadece son 15 yılda sahip olabildiği bir lüks.

Daha önce sadece askeri kurumların erişebildiği uydu görüntülerini, tüm insanlığa açan Google, bu servisini önceleri 4-5 yılda bir güncellerken şimdi her yıl yeniden güncellenen uydu haritası kimseye garip gelmiyor. Ancak şimdi uydu haritasının hergün yeniden güncellemesi gündemde.

Google, harita servisini sattı

Uydu haritalandırma servisi Terra Bella’yı, harita servisi Planet’e satan Google, satış işlemleri bittiğinde ihtiyacı olan uydu görüntülerini Planet’ten satın alacak. Ancak Planet’in planı, uydu görüntülerini hergün yeniden güncellemek. Böylece, tüm dünya, birgün önceki dünyayı internette, Google Earth servisi üzerinden inceleyebilecek.

Terra Bella’nın satışı konusundaki detaylar belli değil ama Google’ın tüm uydu servisini elinden çıkarmadığı Planet’e ortak olduğu düşünülüyor. Planet’in, Şubat sonunda 88 yeni uyduyu yörüngeye gönderecek olması da, bu büyük operasyonda Google’dan destek aldığı şüphelerini güçlendiriyor.

Nesnelerin internetinde güvenlik tehditleri neler olacak?

Nesnelerin interneti kuşkusuz pek çok fayda sağlayacak. Ancak aynı zamanda tüm dikkatleri yaşam ortamlarına çeken bu yenilik, güvenlik noktasında da pek çok mağduriyet yaratabilecek potansiyelde. Bu bakımdan teknoloji dünyasının son dönemlerdeki en büyük sorularından bir tanesi de nesnelerin internetinde güvenliğin nasıl sağlanacağı.

IDC tarafından yapılan araştırmalarda bu konuda detaylı bilgiler sunulurken, özellikle araştırma direktörü olarak firmada çalışan Duncan Brown, son araştırmasında yeni teknolojiye yönelik önemli uyarılar yaptı. Ampullerden nükleer güç istasyonlarına kadar her şeyin nesnelerin interneti kapsamında olduğunu söyleyen Duncan, internete bir şey bağladığınızda hemen devre dışı bırakılabilme riskinin olduğunu ve aynı zamanda bunun hedef olarak görüldüğünü belirtiyor.

Nesnelerin İnternetinde Nüfus Artıyor!

Şu anda Türkiye’de çok fazla tanık olmasak da internete bağlı olan şeylerin sayısı dünya genelinde oldukça fazla. Araştırmalara göre her gün beş milyondan fazla yeni cihaz eklenen nesnelerin internetinde 2016’nın 6.4 milyar cihaz ile geride bırakıldığı belirtiliyor. Üstelik bu sayı, 2020’ye kadar en düşük ihtimalle 20 milyara çıkacak. Fakat böylesine büyük bir zincirde yeni riskler de beraberinde gelecek ve geldi.

Tüketiciler için sadece mahremiyet noktasında dahi ciddi tehlikeler var. Cihazlar kişilerin günlük hayatlarıyla ilgili sürekli veri kaydedecek. İşin kurumsal ayağında ise yeni cihazların her biri, bilgisayar korsanlarının yararlanabileceği ve gerçek hasar yaratacağı kontrol sistemlerine erişime izin verecek kapasitede. Bu nedenle de nesnelerin interneti yeni bir dönem başlattığı gibi aynı etki güvenlik bölümünde de yaşanacak.

Nesnelerin İnternetindeki Potansiyel Tehlikeler Neler?

Veri hırsızlığı IoT için en büyük güvenlik endişesi olmayı sürdürüyor. Fakat tehlikeler sadece veri hırsızlığı ile sınırlı kalmayacak ve yeni, çok farklı tehditler de görülecek. Sahte algılayıcılar, sistemlerin tamamen çökmesine neden olacak donanımsal saldırılar, tehlikelerden sadece bazıları.

Yeniden IDC’nin raporuna dönülecek olursa, güvenlik noktasında şu anda temel düzeyde olduğu özellikle vurgulanıyor. Özelikle nesnelerin internetinde güvenlik için 5 yıllık bir sürenin öngörülmesi bu süre içerisinde tehlikeler açık olunacağının da en önemli göstergesi. Bu açıdan 5 yıllık geçiş süresinde minimum zararla çıkılması, güvenlik noktasında oldukça umut verici.  

Türkiye’nin 5G tarihi belli oldu

0

2015 yılında 4G ihalesinin iptal edilip, 4.5G ihalesinin açılmasıyla, 5G de Türkiye gündemine girmişti. 4.5G’nin, 5G’ye geçiş için ara çözüm olduğunu vurgulayan hükumet yetkilileri, şimdi 5G’nin hazırlığına başlamış görünüyorlar. GSM operatörleri de bir yandan 4.5G’nin kapsama alanını genişletirken, diğer yandan mevcut 4,5G donanımları ile verebilecekleri 5G hizmeti için çalışmalara başladılar.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan ise, yaptığı açıklamada Türkiye’nin 5G konusunda dünya ile eş zamanlı hareket edeceğinin altını çizdi.

5G teknolojisinin uygulamaya girmesi ile birlikte endüstri uygulamalarının çok daha gelişeceğini ve akıllı ulaşım sistemleri için çalışmaların hızlanarak uygun bir altyapı kurulacağını vurgulayan Bakan Arslan, 2020’de 5G teknolojisini Türkiye’ye getirmeleri gerektiğini belirtiyor.

51 milyon hatta 4,5G kullanılıyor

Ülkemizde 4.5G’yi kullanan yaklaşık 51 milyon abone bulunduğunu belirten Arslan, 5G konusunda artık dünya ülkelerinin peşinden gitmeyi değil, dünya ile eş zamanlı olarak uygulamayı ve gerektiğinde yurt dışına ihraç edecek hale gelebilmeyi hedeflediklerini belirtiyor.

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan Twitter’dan yaptığı açıklamada ise “2020 yılında dünya ile eş zamanlı olarak 5G’ye geçiş yapacağız” ifadesini kullandı.

Amazon’un müşteri verileri ABD hükümetinin hedefinde

0

Amazon tarafından yayınlanan şeffaflık raporları yakından takip ediliyor. Özellikle ABD hükümetinin daha fazla kullanıcı bilgisine erişmek istemesi son dönemlerde dikkat çekiyor. Amazon tarafından açıklanan 4. şeffaflık raporunda ulusal güvenlik mektupları hakkında kısıtlı bilgi verilmesi ve çok fazla detay paylaşılmaması da bu konudaki tartışmaları hararetlendirdi.

2016’nın İkinci Yarısında Neler Oldu?

Amazon tarafından paylaşılan şeffaflık raporu 2016’nın ikinci yarısındaki durumu özetliyor. Perşembe akşamı yayınlanan 2016 son altı ay raporunda, yine pek çok önemli veriler sunuldu. Rapor, bir önceki çeyreğe göre biraz düşüş yaşandığına işaret ederken, 6 aylık süreçte Amazon’a toplamda 1,583 farklı talep geldi.

Ülkelere Yönelik Açıklama Yapılmadı

Şirket raporunda özelikle gelen taleplerin hangi ülkelerden geldiği detaylı bir şekilde açıklanmadı. Fakat özellikle ABD dışında yürütülen davalar ile ilgili Amazon için bilgi talebinin geldiği de üstü kapalı bir şekilde olsa da ifade edildi. Aynı zamanda şirket ilgili dönem içerisinde kaldırma emri almamasıyla da dikkat çekti.

Daha önceki raporlarda olduğu gibi yine dönem boyunca ulusal bir güvenlik mektubu gönderilip gönderilmediği noktasındaki sorular yanıtsız kaldı.

Fakat paylaşılan rapor ile birlikte özelikle ABD’de en çok konuşulan konuların başında Amazon için ABD hükümetinin giderek daha da istekli ve talepkar olmasıydı. Özellikle rapor detaylarının sızdırıldığı belirtilen (ve doğrulanmayan) haberlerde ABD’nin önceki dönemlere göre daha fazla kişisel veri talebinde bulunduğu ifade edildi.

MapAnything yeni turda 33 milyon dolar yatırım aldı

0

MapAnything, yeni konum tabanlı uygulamalar oluşturmak için ServiceNow gibi önemli yatırımcılardan 33 milyon dolar yatırım almayı başardı. Bugüne kadar alınan yatırımlar ile önemli bir gelişme sağlayan MapAnything, Salesforce Ventures, Greycroft Partners, Harbert Partners ve ServiceNow Ventures gibi çok önemli markalardan yatırım alarak, bu alanda geleceğinin parlak olduğunu da göstermiş oldu.

MapAnything kurumsal olarak sunduğu çözümler ile personellerin seyahatlerinin kolay bir şekilde ayarlanmasını, çalışanların konuma dayalı analizlerinin yapılması ve takip edilmesini sağlıyor. Sistemin nasıl işlediğini ve bu alanda ne kadar iddialı olduklarını her fırsatta dile getiren MapAnything CEO’su John Stewart, yatırım sonrasında yaptığı bir açıklamasında da tekrar aynı noktalara vurgu yaptı. “Kişisel hayatınızda, hayatınızı daha üretken ve verimli kılmak için Google Haritalar, Waze, Yelp ve benzer sistemler kullanılıyor. MapAnything ile birlikte aynı yaklaşımı kullanarak iş hayatınız için aynı şeyi, daha iyi yapıyoruz” diyen CEO Stewart yatırım almalarından dolayı oldukça mutlu olduklarını da ifade etti.

Yeni Yatırımlar Nerede Kullanılacak?

Şirket tarafından yeni finansmanlar, ek lokasyon tabanlı uygulamaların geliştirilmesinde ve şirketin nesnelerin interneti (IoT) platformu MapAnything Live’ın geliştirilmesinde kullanılacak.

Microsoft Azure sistemli droneleri ile havaalanlarına giriyor

0

Microsoft tarafından geliştirilen Azure bulut sistemi, farklı geliştirmelere açık olması sayesinde çok farklı alanlarda kullanılmaya başlandı. Madrid merkezli Canard, havaalanında kullandığı özel dronelerde Microsoft’un ürününü kullanırken, bu yeni sistemler sayesinde uçak inişlerinin güvenli bir şekilde yapılması amaçlanıyor.

Microsoft’un Azure bulut sistemi ve sensörlerle donatılan droneler özellikle başlangıç aşamasında çok iyi sonuçlar vermesi ile dikkat çekerken, şu anda pek çok farklı ülkedeki havaalanlarında da benzer çalışmalara yer verilmeye başlandı. Canard CEO’su ve kurucusu tarafından yapılan açıklamalarda yeni fikrin nasıl ortaya çıktığı belirtilirken, CEO dronelerin bu alanda sağladığı avantajları açıkladı. Havaalanlarında uçakların güvenli bir şekilde iniş yapabilmesi adına gerekli olan kalibrasyonların uçaklarla yapıldığını söyleyen CEO, bu işlemlerin droneler ile daha kolay yapılacağını düşündüğünü ve ardından projenin geliştirilerek faaliyete sokulduğunu ifade etti.

Kontrollerde Kolaylık Sağlıyor

Havaalanı pist ışıklarının ve işaret sistemlerinin kalibre edilmesi için insanlı araç yerine droneleri kullanmak ekonomik açıdan da büyük bir tasarruf sağlıyor. Üstelik droneler sayesinde daha sık ve doğru kontrollerin yapılması da sağlanıyor.

Finodex projesi aracılığıyla Avrupa Komisyonu tarafından da projeye destek verilirken, kısa süre içerisinde proje resmen denenmeye başlandı. Projenin başlangıç aşamasında ise Madrid merkezli yeni şirket, sensör ve kendi yazılımını ile desteklediği droneleri ile hava limanının navigasyon cihazlarının hızlı ve güvenli bir şekilde kalibre edilmesini sağladı. Farklı platformların denendiği bu süreçte son olarak Microsoft’un Azure bulut platformuna geçiş yapıldı ve ihtiyaç duyulan ortama da böylece ulaşıldı.

Canard, Drone verilerini işlemek ve sorunsuz bir şekilde işlemleri yapabilmek adına Microsoft Surface Pro cihazlarını kullanıyor ve Azure sistemi sayesinde bugüne kadar iyi bir ilerleme de sağlanmış durumda. Tamamen Drone ve özel programlar üzerinden gerçekleştirilen yeni işlemlerde insanların yapabileceği hatalar da devreden çıkarılmış durumda.  Elde edilen bu başarılar ile gelişmesini sürdürecek olan firma, yatırım turuna hazırlanırken, önümüzdeki günlerde sistemin çok farklı havaalanlarında da denenmeye başlanması bekleniyor.

Snapchat, Google Cloud’a 5 yılda 2 milyar dolar harcayacak

0

Snapchat, halka arz süreci ile birlikte firma hakkında daha fazla detayı öğrenmemizi sağladı. Snap tarafından yapılan açıklamalarda firmanın en büyük iş ortaklarından birisinin Google olduğu belirtili.

Google Cloud sistemlerini kullanan Snapchat, uzun süreden beri Google ile bu konuda işbirliği içerisinde. Üstelik önümüzdeki beş yıl içinde arama devine 2 milyar dolar harcama yapılacağı da resmen duyuruldu. 5 yıllık süre için geçerli olan 2 milyar dolarlık ödeme, Snapchat’in sorunsuz bir şekilde hizmet vermesinde de oldukça önemli.

Zamandan Ve Masraftan Kurtarıyor

Snapchat tarafından yapılan Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na sunulan dosyalardaki bilgiler pek çok kaynak tarafından paylaşılırken dosyalarda Google Cloud’un Snap için önemine de vurgu yapıldı. Google Cloud’tan ayrılmak Snapchat için zaman ve masraf yaratacak. Bu bakımdan boş yere zaman harcamamak ve daha ekonomik bir çözüm bulmak adına Google ve Snapchat arasındaki ilişkiler 5 yıl daha sürecek.

Risk Faktörü Olarak Görüldü

Snapchat için bu durum sorunsuz bir şekilde hizmet verilmesinde gerekli olsa da aynı zamanda bir risk içeriyor. Zira 5 yıllık süre için önemli planlamalar yapan ve halka arz edecek olan firma için olumsuz bir durum yaşanması, büyük bir zarar yaratabilir. Resmi açıklamalarda “Google Cloud ile önümüzdeki beş yıl içerisinde 2 milyar dolar harcama taahhüt ettik. Yazılım ve bilgisayar sistemlerimizi, alternatifi olmayan Google bilgisayar, depolama kapasitesi, bant genişliği ve diğer hizmetlerini kullanacak şekilde inşa ettik.” Denildi. Bu bakımdan Snapchat 5 yıllık süre içerisinde tüm sistemlerini Google Cloud’a göre ayarlamış durumda. Bu durum için görülen riskler ise şöyle;

  • Olası arızalarda kullanıcı, reklam geliri ve ortaklık kayıpları yaşanabilir.
  • Google Cloud hizmet düzeyi tatmin edici olmazsa, Snapchat ciddi bir prestij kaybedebilir.
  • Kısa süreli kesintiler yaşanması halinde dahi yüksek zararlar yaşanabilir.

Bu tip sorunlar bugüne kadar çok fazla gündeme gelmedi ve büyük zararlar yaşanmadı. Fakat halka arz öncesinde geleceğe yönelik önemli planlar yapan Snapchat’in tüm şirket detaylarını yansıtması ve olası risklere işaret etmesi de bugünün dikkat çeken detaylarından birisi oldu.

Uber CEO’su, Trump’ın danışmanlığından ayrıldı

0

ABD Başkanı Donald Trump’ın sert ve tepki çeken politikacıları, iş dünyasının sıradışı üyeleri kabul edilen teknoloji patronlarını bile korkuttu.

Trump’ın danışmanlık görevini üstlendiği için ağır tepkiler alan Uber’in CEO’su Travis Kalanick, görevden ayrıldığını duyurdu.

Travis Kalanick’in Trump’ın danışmanlığını kabul etmesinin ardından, çok sayıda Uber kullanıcısı telefonlarından Uber uygulamasını silerek, Uber’in rakibi olan Lyft’i kullanmaya başlamıştı. Ocak ayında, tarihte ilk defa Lyft uygulamasının indirmeleri, Uber’in indirme sayısını geçince, Uber’in patronu Travis Kalanick de şimdi paniklemiş gibi görünüyor.

Uber kan kaybediyor

Başkanın ekonomik danışmanlar kuruluğundan ayrıldığını duyuran Kalanick, “bir gruba katılmak, o gruptaki her düşünceyi kabullenmek anlamına gelmiyor,” diyerek Trump’tan farklı düşündüğünü de vurgulamak istemişti ancak bu çabası Uber’in kullanıcı kaybetmesini engelleyemedi.

Kalanick’in ekonomik danışma kurulundan ayrılmasından sonra kurulda şimdi, “ünlü isimler” olarak Tesla’nın CEO’su Elon Musk, GM CEO’su Mary Barra ve Disney’in CEO Bob Iger kaldı. Ancak bu isimlerin de toplumdan aldıkları büyük tepkiler nedeniyle kuruldan ayrılma ihtimalleri bulunuyor. 

Snapchat hisseleri halka açılıyor

Sosyal medya uygulaması Snapchat’in sahibi olan şirket, Snap, halka arz yapmak için borsaya başvurdu.

2016 yılında, Alpahbet’in şirkete ortak olup destek vermesine rağmen, 5015 milyon dolar zarar açıklayan Snap, 2015 yılında da 382 milyon dolar zarar etmişti. Zararı büyüyor olmasına rağmen, şirketin 20-25 milyar dolar arasında piyasa değeri olduğu tahmin ediliyor ve Snap da, 3 milyar dolar değerinde hissesini halka arz edecek. 

Değerini korumayı başarabilecek mi?

Snapchat’in halka arzının, Facebook ve Twitter’ın halka arzında olduğu gibi, teknoloji dünyasındaki en önemli gündem maddesi olması bekleniyor.

Snap’in yönetimi, yatırımcılarına, şirketin üst üste zarar açıklıyor olmasına değil, uzun vadede şirketin ürün ve hizmetlerinin kazanacağı değere odaklanmaları tavsiyesinde bulunuyor. Ancak yine de teknoloji dünyasının, çok popüler olmasına rağmen, yeterince profesyonel yönetilmediği için küçülüp yok olan şirketlere yabancı olmadığını biliyoruz. Yatırımcılar da Snapchat’in, Twitter örneğinde olduğu gibi, zamanla popülaritesini kaybetmesinden çekiniyor.

Ikea Suriyeli mültecilerle halı üretecek

0

Amerika’daki mülteci krizinin ardından dünya devleri tarafından farklı kararlar alınırken, Ikea tarafından yapılan son basın açıklamasında Suriyeli vatandaşlar ile üretim konusunda çalışılacağı duyuruldu.

Özellikle mağazalarda 2019 yılı itibari ile satılmaya başlanacak olan el dokuması halı başta olmak üzere farklı ürünler için üretim sürecine geçecek marka, Ürdün’deki üretim alanlarında Suriyeli vatandaşlarla iş birliği içerisinde girecek.

Suriye’ye Destek

Ikea tarafından alınan kararın resmi bir şekilde açıklanması, yeni çalışma planı konusunda bilgi alınmasını sağladı. Son dönemlerde Ortadoğu’ya açılım yapma hazırlığında olan Ikea, Ürdün’de yapacağı üretimler ile bu alandaki işleri kolaylaştıracak. Daha önce Ikea yazılı açıklamasında Ürdün ile serbest ticaret anlaşması imzaladığını duyurmuş ve Ürdün bölgesine ağırlık verileceği de böylece öğrenilmişti.

İlk Yardımı Değil

Ürdün’de yapılacak üretimler ile hem iş gücünü karşılamak hem de zor durumdaki Suriyeli vatandaşlara yardım etmek isteyen Ikea’nın bu ilk yardımı değil. Daha önce de farklı bölgelerdeki mülteciler için 30 milyon doları aşan yardım ve harcama yapmıştı.

Marka tarafından alınan kararın benzerleri Starbucks gibi firmalar tarafından da duyurulurken, iş dünyasında ABD etkili farklı gelişmelerin yaşanmaya devam etmesi bekleniyor.

Kickstarter Huzza işbirliği satın almayla sonlandı

0

Kickstarter’ın uzun süreden beri faaliyetlerindeki en önemli iş ortaklarından birisi Huzza olurken, bu konuda sürpriz bir gelişme yaşandı. İki firmanın ortak bir şekilde faaliyete soktuğu servisleri oldukça ilgi çekerken, Kickstarter satın alma girişiminde bulunduğu Huzza için mutlu sona ulaştı. Firmalar tarafından yapılan resmi açıklamalar ile birlikte satın alma haberleri doğrulanırken, bundan sonraki süreçte Kickstarter, kendi bünyesindeki Huzza ekibi ile çalışmalarını sürdürecek.

Huzza, Kickstarter Live Projesinin Mimarlarındandı

Live projesinin hayata geçmesi adına ortaklık yoluna gitmeyi tercih eden Kickstarter, Huzza ile anlaşma masasına oturmuş ve anlaşma sağlayarak projenin startını vermişti. Bu iş ortaklığının en önemli avantajı ise etkin bir şekilde kullanılan Kickstarter için canlı yayınların direk yatırımcılara yapılarak, anlık bilgi alışverişinin yapılmasıydı. Projelere yatırım yapmak isteyen kişiler canlı yayınlara katılarak daha iyi bir şekilde bilgi alırken, projelerin ön plana çıkmasında da canlı yayın servisi büyük bir katkı sağlıyordu.

Başarı Oranı Yüzde 78!

Böyle bir satın almanın yapılmasındaki en önemli etkenlerden bir tanesi yeni projenin çok daha iyi dönüşler sağlaması. Canlı yayın servisinin sisteme entegre edilmesinden sonra canlı yayın yapan projelerin yüzde 78’isi amacına ulaşıyor. Bu bakımdan marka daha etkin bir platform yaratabilmek adına Huzza’yı satın alarak bu sistemi kalıcı bir şekilde sisteme ekledi. Yapılan anlaşmada resmi süreçler tamamen bitmedi. Fakat önümüzdeki ay itibari ile satışın tamamen gerçekleşmesi bekleniyor.

NetApp’tan yeni all-flash ürünü

0

NetApp, yeni kurumsal all-flash ürününü ve verimlilik garantisini duyurdu.

Yeni NetApp All Flash FAS (AFF) A700s ürünü; kurumsal uygulamalar, analitik iş yükleri ve bulut entegrasyonu için BT’yi modernize edecek şekilde kompakt form faktöründe sunuyor. Flaş teknolojinin yoğun kullanımı ve depolama verimliliği sayesinde müşteriler veri merkezlerinin kapladığı alanı ciddi seviyede azaltabiliyor, enerji ve soğutma masraflarını düşürebiliyor. NetApp ayrıca iş yüküne bağlı olarak 5 kata kadar depolama tasarrufu sağlayan All-Flash Garantisini de duyurdu. Böylece müşteriler, kendilerine söz verilen kapasiteye ve verimliliğe sahip olabileceklerinin güvencesini de alıyor.  
 
 AFF A700s, AFF all-flash A-Series’in bir parçası. Bu seri içerisinde A200 giriş-seviyesi sistem, A300 orta-seviye sistem ve A700 üst-seviye sistem bulunuyor. A-Series depolama sistemleri, flaştan disk ve buluta kadar sınıfının en iyi veri yönetimi ve veri korumasının yanı sıra en yüksek ölçeklenebilir performansını da sunuyor.

 
Depolama işletim sistemi NetApp ONTAP’a güç veren NVMe fabric-uyumlu kümelenmiş mimariyi kullanan yeni model, NetApp’ın inovasyonda kat ettiği yolu izliyor. Bu mimari endüstrideki ilk 15TB SSD, 32Gb Fibre Channel ve 40Gb Ethernet bağlantı seçeneklerini de destekliyor. A700s ürünün öne çıkan bazı özellikleri ise şunlar:

En hızlı kurumsal depolama: Yeni Depolama Performans Konsey SPC-1 Sonuçlarına göre, AFF A700s, ortalama 0,69 milisaniyede 2.400.059,26 SPC-1 IOPS değerine ulaşıyor. Ürün, önde gelen depolama sağlayıcıları arasında en iyi performans sunan kurumsal all-flash ürünü ve tüm SPC-1 performans listesinde ilk üç arasında yer alıyor.

Veri merkezi verimliliğ: Enerji tüketimini 11 kat, raf alanı kullanımını 19 kat ve destek maliyetlerini %67 azaltan yoğun form faktörü kullanılarak toplam sahip olma maliyetleri iyileştiriliyor. Müşteriler sadece 4 raf kullanarak 600.000’den fazla IOPS ve 1PB kapasite elde edebiliyor.

Buluta en çok bağlantı sunan all-flash ürünü: Tüm AFF portföyünde olduğu gibi müşteriler; AWS, Azure, IBM Cloud ve diğer herkese açık bulut sistemlerine bağlantı imkanı veren açık bir çözüm sayesinde altyapılarını geleceğe karşı koruma altına alırken bulut ve kurumiçi ortamlarda maksimum görünürlük ve sorunsuz veri kontrolüne de sahip olabiliyor.
 
Yeni All-Flash Garantisi ise iş yüklerine özel, 5:1 veri küçültme oranına kadar ölçeklenebilir verimlilik garantisi sunuyor. Müşteriler böylece NetApp’ın söz verdiği depolama verimliliğine ve kapasiteye sahip olabiliyor. Aksi durumda NetApp farkı telafi etmek için masrafları karşılıyor. Garanti tüm AFF ailesi için geçerli.

Vodafone Türkiye son çeyrek raporunu yayınladı

0

Vodafone Türkiye, Ekim-Aralık 2016 dönemini kapsayan finansal raporunu açıkladı.  Şirket; kesintisiz çift haneli büyümesini devam ettirerek, servis gelirlerini geçen yılın aynı dönemine göre %15 artırdı. Buna göre, şirketin Ekim-Aralık aylarında servis gelirleri 2,1 milyar TL’ye ulaştı.

Veri kullanımı iki katına çıktı

Ekim Aralık 2016 itibariyle akıllı telefon penetrasyonunu geçen yılın aynı dönemine göre 15 puan artış ile %71’e çıkaran şirket abonelerinin veri kullanımı, 4.5G’nin de pozitif etkisiyle geçen yılın aynı dönemine göre %104 artarak üçüncü çeyrekte toplam 103 petabyte’a ulaştı. 2016-17 mali yılının son çeyrek sonu itibariyle Vodafone Türkiye’nin mobil abone sayısı 22,6 milyon olarak gerçekleşirken, şirketin faturalı abone bazının toplam içindeki oranı %47’e ulaştı. Vodafone Red tarifeleri şirketin faturalı abone bazındaki büyümesinde etkili oldu.

Sabit genişbant abone sayısı 524 bine ulaştı

Öte yandan 1 Ocak 2015 tarihinde “Vodafone SüperNet Telefonsuz ADSL” hizmetini lanse eden Vodafone Türkiye’nin sabit genişbantta hızlı büyümesi de devam etti. Son çeyrekte şirketin sabit genişbant abone sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 244 bin net artış ile 524 bine ulaştı. Şirketin sabit hizmetlerden elde ettiği servis gelirleri ise dördüncü çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre %57 arttı.

İstanbul’daki tüm ulaşım araçları tek bir uygulamada

0

Dünya şehirlerinde, toplu taşıma araçları ile rota bilgisi sunan detaylı bilgi sunan CityMapper uygulaması artık İstanbul’un toplu taşıma araçlarını da kapsama alanına aldı.

Uygulama, kullanıcının gitmek istediği noktaya, hangi araçlarla, hangi rotalar üzerinden gidebileceğine dair tavsiyeler oluşturuyor.

Uygulama ayrıca, toplu taşıma ile taksiyi birleştiren rotalar da sunuyor. Böylece toplu taşımanın olmadığı noktalarda, nereden taksiye binilebileceğini ortaya koyarak, yoculuğun tahmini maliyeti hakkında da ön bilgi vermiş oluyor.

Toplu taşıma araçlarının hareket saati bilgilerini de sunan uygulama sayesinde, durakta çok beklemeden doğru otobüse binmek mümkün oluyor. Kullanıcılar yolculuklarında varış süresini paylaşarak, onları bekleyen arkadaşlarını ve ailelerini de meraktan kurtarıyorlar. Ayrıca anlık konum bilgisi de göndermek mümkün. 

Dünyanın en değerli markası Google mı oldu?

0

2012’den beri dünyanın en değerli şirketi olan Apple tahtını Google’a bıraktı. Brand Finance Global 500 araştırmasına göre 2016 sonu itibariyle Google artık dünyanın en değerli markası konumuna yükseldi.

Brand Finance’ın raporuna göre Apple son bir yılda marka değerinin %27’sini kaybetti. Bu düşüş de onu yakından takip eden Google’ın işine yaradı.

Çinliler yükseldi, Apple düştü

Apple’ın yaşadığı değer kaybında, Çinli telefon üreticilerinin geliştirdikleri etkileyici modellerin de payı bulunuyor. Çinli üreticiler telefon pazarından pay aldıkça, Apple değer kaybetti.

Apple’ın tek rakibi Google da değil. Bir yılda marka değerini %53 arttırıp üçüncü sıraya yükselen Amazon, şimdi Apple’ın ikincilik tahtına yürüyor. Yani Apple, ikinciliği de kaybedebilir.

Çinli markalar, WeChat, Alibaba, JD.com ve Huawei de bu sene önemli yükselişler gerçekleştirip dünyanın en değerli markaları arasında üst sıralara yükselenler.

WeWork’e SoftBank yatırımı gelebilir

0

Bugüne kadar farklı satın almalar ile gündeme gelen SoftBank, WeWork ile yakından ilgileniyor. Bugüne kadar ofis kiralama sistemleri ile sık sık gündeme gelen WeWork, son dönemlerin en iddialı girişimlerinden birisi olarak görülüyor. Özellikle kısa süre içerisinde yakaladığı başarı ile yüksek bir değerlemeye ulaşan sisteme, pek çok farklı marka yatırım için girişimde bulunurken en güçlü firmalardan birisi SoftBank.

2015 ve 2016 yıllarında WeWork için 780 milyon dolarlık yatırım yapılırken, özellikle bu yatırım sonrasında WeWork, ABD’de çok daha etkin bir hale gelmişti. Üstelik yatırım döneminde yapılan açıklamalarda yatırım sonrasında firmanın 17 milyar dolar değerlemeye ulaştığı ifade edilmişti.

Yatırım Her An Açıklanabilir

İki firma tarafından konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapılmazken, basına sızdırılan haberlerde yatırım için kesin ifadeler kullanıldı.

Son önemlerde büyük ölçekli kurumsal anlaşmaları imzalayan WeWork Microsoft’u dahi bünyesine dahil etmeyi başarmıştı.  Yeni anlaşmalar ile güçlenen firmanın SoftBank tarafından yatırıma uygun görülmesi makul görülüyor. Özelikle ABD Başkanı Donald Trump ile SoftBank arasında yapılan görüşmelerde istihdam için destek verileceğine dair söz verilirken, bu söz kapsamında da yatırımların arttırılması ve istihdamın artmasına yönelik bir hamlenin gelmesi bekleniyor. Bu durumda da ABD’nin en önemli girişiminin marka tarafından desteklenmesi de mevcut şartlara göre uygun görülüyor.

Uber ve Daimler anlaştığını duyurdu

0

Uber ve Daimler tarafından yapılan açıklamalarda iki markanın Uber sistemlerinde Daimler araçlarının kullanılması noktasında anlaşmanın sağlandığı ifade edildi.

Son dönemlerin tartışmalı markalarından birisi olan Uber, Daimler ile yeni paylaşım servislerinde kullanılan araçlar için anlaşma yaptı. Dünyanın farklı noktalarında kullanılan araçları ile popüler durumda olan Uber, kullanılan araçlar için önümüzdeki dönemlerde Daimler anlaşmasına bağlı olarak Mercedes-Benz araçlarını kullanacak. Anlaşmanın önümüzdeki yıllar itibari ile geçerli olacağı belirtilirken Daimler tarafından üretilecek araçlar, Uber sistemine yönelik geliştirilecek ve Uber araçları da bu yeni araçlarla yenilenecek.

Uber CEO’su Duyurdu

Konuyla ilgili önemli değerlendirme Uber CEO’su Travis Kalanick tarafından yapılırken, otomobil üretme noktasında Uber’in yeterli olmadığı açık bir şekilde belirtildi. Bu eksiği gidermek ve Uber sisteminde kullanılması adına gerekli otonom araçların temin edilmesi adına Daimler tarafından yapılacak çalışmalar, Uber sisteminin de teknik açıdan sorunsuz bir şekilde çalışılmasını sağlayacak.

 Volvo Anlaşması Bitti

Daimler öncesinde araç konusunda Volvo ile anlaşan Uber, yeni dönemde Daimler ile çalışacak. Özelikle Volvo anlaşması sonrasında XC90 modelleri kullanıma alınmıştı. Yeni anlaşma dahilinde ise hangi model araçların üretileceği ve anlaşmanın kaç araç üzerinden yapıldığı bilinmiyor. Bu konudaki detayların önümüzdeki paylaşılması bekleniyor.

Akbank 4. çeyreği 1 milyar 84 milyon TL karla kapattı

0

Akbank paylaştığı 4. Çeyrek raporları ile etkileyici bir dönemi geride bıraktı. Akbank raporuna göre 2016 yılı genelinde 12 aylık net kar 4.528.712 TL seviyelerine ulaştı. Bir önceki yıl 2.994.848 TL olarak açıklanan kar miktarı, 2016 ile birlikte daha yüksek seviyeye çıkmış oldu.

Türkiye’de işlemleri en yoğun bankalardan birisi olan Akbank, dördüncü çeyrek raporlarında etkileyici bir operasyon sürecini geride bıraktığını gösterdi. Akbank bülteninde Akbank Genel Müdür Hakan Binbaşgil’in görüşlerine yer verilirken, 2016 yılının zorlu geçtiği ifade edildi.

Bankacılık sektörü zorlu geçmesine rağmen Akbank’ın güçlü yapısı ile süreçten güçlü bir şekilde çıkabildiğini söyleyen Binbaşgil, aktiflerin yıl içerisinde yüzde 17 oranında büyütüldüğünü belitti. Artış ile birlikte aktifler banka için 294 milyar TL seviyelerine çıkarken, Akbank mali anlamda başarılı bir yılı geride bıraktı.

Brüt Kar 6 milyon TL!

2016 yılında Akbank’ın elde ettiği brüt kar 6 milyar 202 milyon TL. Banka verdiği kredi ile birlikte ülke ekonomisi için de katkı sağlarken, 2016 yılı içerisinde verilen kredi miktarının 219 milyar TL olarak açıklandığı raporda kredi miktarının artmış olması da dikkatleri çekti. Özelikle KOBİ’ler için sağlanan kredinin 2016’da yüzde 26 oranında artması bankanın bu alanda etkin bir şekilde çalıştığını gösterdi. Üstelik verilen yüksek kredi oranına rağmen bankanın takipteki kredi ortalaması yüzde 2,3 olarak açıklandı.