Seyahat edenlerin banka hesapları risk altında
Güvenlik çözümleri üreticisi Kaspersky’ın son araştırmasına göre, tatil için veya iş amacıyla seyahat edenler, çevrimiçi finansal saldırılara daha fazla maruz kalıyor.
Araştırmaya göre seyahat eden Türklerin %43’ü yurtdışında karşılaşabilecekleri en büyük üç tehditten biri olarak para kaybetmeyi görüyor. Kredi kart bilgilerinin çalınması da Türk kullanıcıların %35’i tarafından ilk üç büyük tehditten biri olarak görülüyor. Bu kaygılar sağlam bir zemine dayanıyor. Araştırma, aynı zamanda seyahat ederken para kaybedilmesi konusunda gerçek bir tehlike olduğunun altını çiziyor: Ankete katılan Türklerden %36’sı başlarından böyle bir kaybın geçtiğini ve %8’i de yabancı bir ülkedeyken kredi kartlarında siber suç kaynaklı sorun yaşadıklarını dile getiriyor.
Buna ragmen oranlar, konu cihazlara virus bulaşması veya çevrimiçi dolandırıcılığa geldiğinde azalıyor. Türklerin %19’u cihazlarına virus bulaşmasını, %25’i de çevrimiçi dolandırıcılığı yurtdışında seyahat ederkenki en büyük üç endişelerinden biri olarak gösteriyor.
Cisco 14 bin kişiyi işten çıkaracak
Network sistemleri üreten Cisco’dan sızan bilgiler şirketin 14 bin kişiyi işten çıkarmaya hazırlandığını ortaya koydu.
Toplam iş gücünün %20’sine denk gelen 14 bin kişiyi tüm dünyadaki merkezlerinden çıkaracak olan Kaliforniya merkezli şirketin bu işlemleri önümüzdeki birkaç hafta içinde başlatması bekleniyor. İşten çıkarmaların şirketin dönüşüm politikasıyla bağlantılı olduğu düşünülüyor. Network donanımları üreten şirket donanım odaklı yapıdan, yazılım servisleri odaklı bir şirkete dönüşmek istiyor.
Konu hakkında henüz bir açıklama yapmayan Cisco, işten çıkarma haberlerini yalanlamış da değil.
Ford 5 yıl içinde otonom araç üretecek
ABD’li otomobil üreticisi Ford, kendi otonom otomobillerini 2021 yılında yollara çıkarmayı planlıyor. Üstelik bu araçlar, Uber benzeri özel bir araç paylaşım servisi ile gelecek. Yani, aracı satın alanlar kullanmadıkları zamanlarda aracın kendi kendine gidip müşteri taşımasını ve para kazanmasını sağlayabilecek. Aracı satın alamayanlar ise uygulamayı kullanarak evinin önüne kadar otonom otomobil çağırıp dilediği yere yine otonom olarak gidebilecek. Bu senaryo aynı zamanda, otonom otomobil üretemeyen otomobil markaları için bir kabus, zira insanların otomobil sahibi olma isteği hızla azalacak ve otomobil ihtiyaçlarını otonom araç kiralayarak giderecekler.
Ford’un CEO’su, 2021’den sonra da sürücü gerektiren otomobilleri satmaya devam edeceklerinin altını çizerken Ford’un artık bir otomobil şirketi değil, “ulaştırma” şirketi olacağını da vurguladı.
Ford bu hedefine ulaşmak için tam otonom sürüş teknolojilerini geliştirmek için çabasını yoğunlaştıracak. Firma, sürüş yardım sistemlerine daha fazla yatırım yapmayıp tüm kaynaklarını tam otonom teknolojilere yatıracak. Ayrıca otonom sürüş teknolojisini test edecek araç filosundaki otomobil sayısını 2016’nın sonuna kadar 30’a çıkaracak. Ayrıca Silikon Vadisi’nde otonom teknolojiler üzerinde çalışan araştırmacılarının sayısını da 130’dan 260’a çıkaracak.
Intel’den VR sürprizi: Project Alloy
Intel sanal gerçeklik pazarına iddialı bir ürünle giriş yaptı ve rakiplerin ürünlerinden bir adım daha ileri giden, tam bağımsız bir sanal gerçeklik gözlüğü duyurdu. Project Alloy ismi verilen sanal gerçeklik gözlüğü çalışmak için telefona veya PC’ye bağlanmayı gerektirmiyor.
Tamamen kablosuz olarak çalışabilen sanal gerçeklik gözlüğünün kendi işlemcisi ve pili bulunuyor. İçinde bulunduğu odayı da 3D olarak analiz edebilen gözlük aynı zamanda kullanıcının elini ve parmak hareketlerini de yine üzerindeki derinlik sensörleri vasıtasıyla tanıyor. Böylece örneğin, kullanıcı tetik çekme hareketi yaptığında, sanal gerçeklik dünyasında elinde tuttuğu silahın tetiğini çekebiliyor.
Cihaz Intel’in birleştirilmiş gerçeklik teknolojisini kullanıyor. Intel, birleştirilmiş gerçeklik ile hem arttırılmış gerçeklik hem de sanal gerçekliği bir arada kullanıyor. Ürünün ilginç yanı Microsoft’un Hololens’inin üzerine kurulduğu Windows Holographic sistemini kullanıyor olması.
Intel’in planlarına göre, Project Alloy, açık kaynak sistemli bir donanım olacak ve dileyen üretici Alloy’u alıp, kendi modifikasyonları ile Windows Holographic platformu üzerinde kendi sanal gerçeklik gözlüğünü geliştirebilecek. Böylece Android telefonlarında olduğu gibi, farklı üreticilerin değişik özelliklere sahip gözlüklerini piyasada görebileceğiz.
Pizzacıyı hackledi, CIA peşine düştü!
ABD bugünlerde çok ilginç bir hacking davasını tartışıyor. Bir Rus hacker’ın, 2014’te pizza dükkanlarını hedef alan hacking saldırısı sonrasında CIA tarafından film gibi bir operasyonla tutuklanması ve mahkemeye çıkarılması, Megaupload’ın kurucusunun tutuklanması kadar ilginç ve sıradışı bulunuyor.
2011 yılında ABD’deki çok sayıda irili ufaklı Pizza restoranının sunucularını hack’leyerek müşteriler adına kayıtlı kredi kartlarından 175 milyon dolar çalan hacker çetesinin başında Roman Seleznev ismli Rus hacker’ın olduğu tespit edilmişti. Ancak FBI’ın söz konusu hacker’ı yakalaması kolay görünmüyordu çünkü Seleznev bir Rus milletvekilinin oğluydu ve sıkı korunuyordu.
ABD’de savcılığın azılı bir suç örgütünün lideri ve Master Hacker olarak tanımladığı Sleznev’i yakalamak için bu kez devreye CIA girdi ve sıkı bir hazırlık aşamasından sonra ABD’ye ayak basmaktan özellikle kaçınan Sleznev’i Maldivler’deki bir hava limanına yapılan operasyonla tam anlamıyla “paketleyerek” ABD’ye kaçırdılar.
2014’de tutuklanan Sleznev o günden beri yasadışı olarak kaçırıldığı ve tutuklamanın hükümsüz olduğu yönünde itirazlarla mahkemeye başvuruyor ama sonuç alamıyor. Rusya da olay karşısına sessiz kalmıyor. Rusya Dış işleri bakanı Lavrov, Sleznev’in tutuklanma biçimini insan kaçırma olarak kabul ettiklerini ve ABD’yi bu konuda uyardıklarının altını çiziyor. Ama hiçbir girişim Sleznev’in hapisten salınmasını sağlamıyor. Ruslar, milletvekilinin oğlunun ABD tarafından esir ya da rehin alınmış olduğunu, hacking olayının ise bir kılıf olduğunu düşünüyorlar.
Dava uzadıkça uzuyor
Bu sırada Selznev’in davası da görüşülmeye başlandı ve son duruşmada Mad Pizza, ZPizza, Village Pizza ve Casa Mia gibi pizza restoranlarının sahiplerini tanık olarak dinledi. İlginç bir ifadede pizza dükkanı sahiplerinden biri, 2011’deki saldırı sonrasında dükkanın bilişim sistemini yeni baştan düzenlemek ve yeni donanımlarla, güvenlik uygulamaları satın almak için 10 bin dolar ödemek zorunda kaldığının altıı çizdi. Sleznev’in avukatı ise hack olayının müvekkilinin yaptığına dair kanıt olmadığını ve davanın ABD’nin bir komplosu olduğunu ileri sürerek Selznev’in serbest bırakılmasını istiyor. Fakat bu örnek gösteriyor ki, ABD kendince şüpheli bulduğu herkesi dünyanın her yerinden CIA vasıtasıyla kaçırabiliyor.Olimpiyat Oyunları hacker’ların hedefinde
2016 Rio Olimpiyatları büyük kitlelerin ilgisini çekiyor, hackerlar da bu ilgiye dahil oluyorlar. Siber saldırganlar klasik ama şimdilik işe yarayan hilebaz planlar sayesinde bu etkinlikte bulunan ve dijital olarak etkin olan milyonlarca kullanıcının hem keyifli zamanlarını hem de mali durumlarını mahvediyor. Bitdefender ise hackerların tuzak yöntemlerini ve buna karşı alınabilecek önlemleri sıraladı.
Olimpiyat Temalı Facebook Sayfaları
Güvenlik araştırmalarına göre, potansiyel kötü amaçlı yazılıma sahip içerikler sosyal medya ağlarında 1300’den fazla dolandırıcı hesap ile %60’lık bir artış gösterdi. Hackerlar, bu hesaplar yoluyla kullanıcılara sahte biletler satarak ya da yasa dışı etkinlik akışları sunarak kimlik bilgilerini çalmaya çalışıyor.Sahte Wi-Fi Erişim Noktaları
Brezilya ve çevresinde bir çok şüpheli Wi-Fi ağına rastlandı. Barlarda, kahve dükkanlarında ve hatta Rio Galeao Havaalanı’nda. Haberlere göre, olimpiyatların uluslararası merkezi, kullanıcıların trafiklerini ve hassas verilerini açığa çıkaran, SSL şifrelerini çözebilen Wi-Fi ağlarına ev sahipliği yapıyor.Dolandırıcı Mobil Uygulamalar
Hackerlar mobil uygulamaları kontrol edebilen ve kullanıcıların bilgilerini çalan kötü amaçlı yazılımlar içeren uygulamalar bile oluşturdu. Araştırmacıların uyarılana göre olimpiyat içeriklerine sahip riskli ve kötü amaçlı 4000’den fazla Android uygulamasına ve 500’den fazla IOS uygulamasına rastlandı. Buna benzer bir uygulama, oyunlardaki yenilikleri güncelleyeceğini sunarken aslında gerçekte insanların sosyal aktivitelerini gizlice gözetliyor, diğer bağlantı içindeki aygıtların bilgilerini okuyor ve onları üçüncü şahıslara yolluyor.Çökmüş Web Siteler
Ünlü olimpiyatçılar da hedefte. Michael Phelps’in sitesi Rio de Janeiro’da 4×100 metrede rekor kırarak 19. kez altın madalya kazandıktan sadece saatler sonrasında hackerlar tarafından ele geçirildi. Bu DDoS atağını üstlenen Yeni Dünya hackerlar grubu böylece ünlülerin sitelerinin nasıl bir güvenlik zafiyeti içinde olduğunu göstermek istediklerini açıkladı.Klonlanan Kredi Kartları
Geçtiğimiz hafta Kuzey Carolina gazetesi için çalışan bir muhabir, Brezilya’daki bir hediye dükkanından alışveriş yaptıktan hemen sonra kredi kartı bilgilerinin çalındığını belirtti. İki McClatchy muhabiri de kartlarının iniş yapmalarından kısa bir süre sonra hacklenip klonlandığını bildirdiler. Rio’da çalışan İngiliz belgesel film yapımcısı Leila Lak, kartının birkaç kez hacklendiğini söyledi. Bir telefon röportajında konuşan Lak: “Benim kartım birkaç kez klonlandı ve Londra’daki bankam bunun Brezilya’da sık olduğunu ve bunu beklediklerini söyledi.” diyerek konuşmasına bundan üç hafta önce de kartının hacklendiğini ekledi. Brezilya Dış İşleri Bakanlığı Diplomatik Güvenlik Bürosu internet sitelerinde de hacklenmenin ülkelerinde ciddi bir sorun olduğu konusunda uyarıda bulundu. Bölümün Yurtdışı Güvenlik Danışma Konseyi, Brezilya’nın dünya çapında en yüksek siber suç ortalamasına sahip olduğunu bildirdi: “Brezilyalı siber suçlular yeni yasalar ve resmi online kötü amaçlı yazılımları durdurma çabalarına rağmen yüzsüz bir şekilde büyüyor ve milyarlarca dolar çalıyorlar. Rio’daki restoranlarda, barlarda ve halka açık alanlarda kredi kartı klonlama cihazları ve radyo frekansı durdurma kullanımı çok yaygın.”Google Duo kullanıma açıldı
Google’ın Skype’a rakip olarak konumlandırdığı video görüşme uygulaması Duo, bugün kullanıma açıldı. iOS ve Android versiyonları yayına giren Duo ile kullanıcılar, Google hesapları ve Google altyapısı üzerinden hızlı ve pratik şekilde video görüşme yapabilecekler.
Mobil deneyimi basitleştirmek üzerine odaklanmış bir uygulama olan Duo aynı anda sadece iki kişinin görüşmesine imkan veriyor. Yani çoklu video konferans mümkün değil. Aynı zamanda uygulamada “arayüz” adına da fazla bir seçenek bulunmuyor. Çok basit, çok hızlı, çok pratik şekilde çalışması hedeflenmiş olan Duo ile aramak istediğiniz kontak kişinin üzerine basıyor ve görüşmeyi başlatabiliyorsunuz.
Her telefonda çalışacak
Uygulamanın çalışmak için yüksek seviye telefonlar, yüksek RAM miktarı gibi detaylar istememesi de önemli bir özelliği. Google, yeni uygulaması sayesinde, video görüşmelerini iletişimin standardı haline dönüştürmeyi planlıyor ve umuyor. Duo’nun bir özelliği de her türlü network üzerinde çalışabilmesi. 4,5G ve 3G ağlarda HD kalitesinde görüntü aktarabilen uygulamanın 2G ağlarda ise çok düşük çözünürlükle bile olsa sorunsuz çalışabilmesi dikkat çekiyor.Snapchat 100 milyon dolara yeni şirket satın alıyor
Snapchat henüz yeni bir şirket sayılır ama şimdiden küçük startup’ları satın almaya başladı. Bu da uygulamanın ne kadar hızlı büyüdüğünü gösteriyor.
Snapchat’in patronu Evan Spiegel şimdi, Vurb isminde bir uygulamayı satın almak üzere. 100 milyon dolarlık anlaşma gerçekleşirse, araştırma ve keşif odaklı uygulama Vurb, Facebook’a karşı Snapchat’in saflarına katılmış olacak.
Vurb’un çalışma mantığı biraz değişik. İnternetteki farklı servisleri araştıran ve bunlarla bağlantı kuran Vurb, böylece arama yapan kişinin tüm ihtiyaçlarına tek seferde cevap veriyor. Örneğin, şehirde suşi yemek için güzel bir restoran arayan kişi Vurb’a bunu yazdığında bölgedeki suşi restoranlarını Yelp’ten bulup çıkarta uygulama aynı zamanda Uber’den bu restorana gitmek için bir link de veriyor, böylece kullanıcı ayrıca Uber’e girip araç çağırmak için ekstra uğraş vermiyor. Üstelik, hava durumu servisine bağlanan Vurb, gün içinde bölgedeki hava durumu hakkında da bilgi veriyor. Böylece evden çıkarken nasıl giyinmeniz gerektiğini de görebiliyorsunuz.
Spiegel’in bu uygulamayla ne yapacağı şimdilik net değil ama uygulamayı kendi sosyal medya servisine kattığında kullanıcıların birbirine fotoğraf ve videolar göndermenin yanında, artık rahatça arama yapabilecekleri de anlaşılıyor.
Intagram’dan şirketlere ulaşma dönemi başlıyor
Instagram yeni yayına alacağı özelliği ile artık kullanıcıların hizmet aldıkları şirketlere ulaşımı çok daha kolay olacak. Fotoğraf paylaşım uygulamasının planına göre, şirketlerin Instagram hesabındaki profil resimlerine tıklayanlar, şirkete e-posta atabilecek veya doğrudan mesaj gönderebilecek. Böylece şirketlerin web sayfasında iletişim butonunu aramaktan kurtulacaklar. Ayrıca şirketin sosyal medya yöneticileri bu mesajları kolayca görüp cevap verebilecekler.
Böylece müşteriler, iletişim kurmak istedikleri şirketlere daha kolay ulaşmış olacak. Yerel bir restoranda akşam yemeği yemek isteyen Instagram kullanıcısı, restoranın kaça kadar açık olduğunu öğrenebilecek, yerel mağazadan alışveriş yaparken kredi kartını mağazada unutan bir diğer müşteri mağazaya hızla ulaşıp kartının durumunu sorabilecek.
Hatta bazı küçük marketlerin, restoranların, büfelerin Instagram üzerindeki bu iletişim kanalından, tanıdıkları müşterilere paket servisi yapabilmeleri mümkün olacak. Dolayısıyla Instagram kısa sürede özellikle küçük ölçekli işletmeler için müşteriyle iletişimin merkezi haline gelebilir.
Ayşegül İldeniz Intel’den ayrıldı
Dünyada Türkiye’yi başarıyla temsil eden ve Türkiye’nin yetiştirdiği en başarılı kadın yöneticiler arasında yer alan Ayşegül İldeniz, Intel’de başarıyla sürdürdüğü Yeni Teknolojiler Bölümü Dünya Başkan Yardımcısı görevinden ayrılarak kariyerine Silver Spring Networks’de COO olarak devam etme kararı aldı. 25 milyon kullanıcısı ile Amerikan pazarının yarısını elinde bulunduran Silver Spring Networks, aralarında Şikago, Paris, Kopenhag, Singapur gibi dünyanın önde gelen metropellerinin de bulundugu şehirleri sunduğu farklı çözümlerle akıllı şehir statüsüne dönüştüren şirket olarak biliniyor.
Silver Spring Networks’den yapılan açıklamada Ayşegül İldeniz’in Global Operasyonlar Başkanı (COO) rolüne atanmasıyla Silver Spring’in akıllı şehir pazarlarındaki yeni hedefinin lider konumunu farklı coğrafyalara doğru genişletmek ve büyümesini hızlandırmak olduğu duyuruldu. Silver Spring’deki yönetim kademesinde CEO’dan sonra ikinci kişi olarak görev yapacak olan İldeniz şirketin Küresel Satış, Pazarlama ve Ürün Yönetimi departmanlarından sorumlu olacak.
“Nesnelerin interneti ekonomisini daha da ileriye taşımak için sabırsızlanıyorum”
Satış, ürün yönetimi, pazarlama ve yeni teknolojiler konularında Intel’de kritik pozisyonlarda 18 yıl boyunca hizmet veren İldeniz; “Intel’de 1998 yılından bu yana yeni teknolojilere ve bunların kullanım biçimlerine yön verme konusunda çeşitli kademelerde pek çok fırsatım oldu. Teknolojinin bilgisayarların içinden çıkarak hayatımızda dokunduğumuz bir çok nesnenin içine girmesiyle oluşan Dijital ekonomide dünyadaki dönüşüme katkı sağlayan önemli şirketlerden birinde bu dönüşüme liderlik etmek amacıyla Silver Spring Network’e katıldım.” dedi. Ayşegül İldeniz’i Silver Spring Networks ekibine davet etmenin heyecanını yaşadığını belirten Silver Spring Networks CEO’su ve Başkanı Mike Bell şunları söyledi: “İldeniz’in yeni iş kategorileri oluşturma ve uluslararası pazarları yönetme konusundaki deneyimi Nesnelerin Interneti alanında yeni fırsatlar oluşturma hedeflerimize büyük katkı sağlayacaktır.”Twitter hacker’ların hesabını kapattı
Twitter, Türkiye’yi de yakından ilgilendiren çok ilginç bir uygulamaya imza attı. Seçime hazırlanan ABD’de Demokrat Parti’nin hesaplarını kıran ve buldukları belgeleri açıklayan hacker’ların hesapları “geçici” olarak kapatıldı.
Guccifer 2 isimli hesaptan yayınlanan dosyalarda başkan adayı Hillary Clinton’ın üyesi olduğu Demokrat Parti’ye dair belgeler, yazışmalar, bağışlar ve diğer mali detaylar yer alıyordu. Olay üzerine hesabı kapatan Twitter ise, “çifte standardı” ile dikkat çekti.
Herhangi bir mahkeme kararı beklemeksizin hesabı kapatan Twitter’ın, benzer şekilde Türkiye devletine dair gizli belgeleri çalarak Twitter’dan açıklayan Fuatavni hesabına dair şikayetleri görmezden gelmesi veya mahkeme kararı istemesi ise Türkiye’de gündem maddesi olabilir.
FBI istedi Twitter kapattı
Kapatma kararının, FBI tarafından yapılan, saldırganların Rusya kaynaklı olabileceği uyarısından sonra gelmesi de dikkat çekiyor. Twitter, ifade özgürlüğünü kısıtladığını ve insanların gerçekleri öğrenme hakkını engellediğini dile getiren ağır eleştirilere rağmen, Guccifer 2 hesabını kapatmaktan çekinmediği çok önemli bir detay. Sosyal medya servisinin Benzer mağduriyetler yaşayan başka kurumların şikayetlerini “ifade özgürlüğü/ haber özgürlüğü” bahanesiyle savuşturduğu da biliniyor.SEO
iPhone için MS Office uygulamalarına parmak güncellemesi!
Microsoft’un popüler MS Office uygulamalarının iOS versiyonlarında küçük farklılıklar bulunuyordu. iPad kullanıcıları Office uygulamalarını çalıştırırken stylus veya parmakla çizimler yapabiliyor, satıları tarayabiliyor, notlar alabiliyorlardı. Ancak iPhone kullanıcıları için bu özellik geçerli değildi.
Microsoft şimdi iPhone uygulamasına da çizim yeteneği kazandırdı. iPhone üzerinde Word, Excel ve Power Point çalıştıranlar artık parmakları ile çizim yapabilecekler, satırları tarayabilecekler, el yazısıyla not alabilecekler. Seçtikelri metinleri veya sayıları silmek ya da düzeltmek mümkün olacak.
Bu özellikler uygulamanın Windows Mobile ve iPad versiyonlarında bulunuyordu. Özellikle iPad Pro’nun stylus’u ile bu özellik sayesinde, Excel gibi mobil cihazlarda kullanımı zor bir uygulama büyük esneklik kazanmıştı. Şimdi iPhone kullanan profesyoneller de artık cep telefonları üzerinden ofis dosyaları üzerinde rahatça düzenlemeler yapabilecekler. Yeni güncelleme AppStore’da yayına girdi.
İnternetteki nefret suçu için özel polis ekibi
İngiltere, internette ırkçı ve nefret söylemleri yayanları tespit etmek için özel bir polis birimi oluşturdu. Aynı cinayet masası, hırsızlık masası, mali suçlar masası gibi, nefret suçu için de özel bir masa çalışmaya başladı.
Beş kişiden oluşan ekip iki yıl boyunca pilot uygulamalar yaptı. Birimin polis departmanına iki yıllık maliyeti ise 2 milyon dolar oldu.
Sosyal medya servisleri gözetim altında
Yeni ekibin görevi, Facebook ve Twitter da dahil olmak üzere internetteki nefret söylemlerini tespit etmek ve bunları oluşturanları ve yayanları yakalayıp yargı önüne çıkarmak. Yani artık eskiden olduğu gibi internette gerçek kimlikle veya sahte bir kimlikle, ırkçı söylemler dile getirip, insanları hedef göstermek kolay bir iş olmayacak. Uygulamanın yakında diğer AB ülkelerinin polis departmanlarına da yayılması bekleniyor.Microsoft elektronik dövme geliştirdi
Microsoft, ABD’nin en önemli bilimsel kurumlarından MIT, insan bedenine geçici dövme şeklinde işlenebilen ve çevredeki cihazlarla kablosuz olarak iletişim kurabilen yeni bir teknoloji geliştirdi.
DuoSkin ismi verilen yeni teknoloji sayesinde dövme yaptıran kişi, elektronik cihazları dövmeye dokunarak kontrol edebiliyor. Ancak teknoloji henüz çok yeni ve geliştirilmeye ihtiyacı var. Medyaya bir tanıtım hazırlayan bilim insanları, dövme üzerinden ekrandaki imleci kontrol edebildiklerini gösterdiler.
Uygulama, IoT cihazlarının ve televizyon, telefon, tablet, otomobil içi elektronik cihazların kontrolü gibi alanlarda bir devrim yaratabilecek.
Google yeni işletim sistemi hazılıyor
İşletim sistemi geliştirmek konusunda deneyimli olan Gogole, şimdi piyasadaki dengeleri değiştirebilecek yeni bir sistem üzerinde çalışıyor. Fuchsia isimli ve açık kaynak kodlu yeni işletim sisteminin dikkat çeken detayı ise, her şeyi çalıştırabilecek olması. IoT cihazlarından telefonlara ve tabletlere, hatta PC’lere kadar tüm cihazları çalıştırabilecek olan yeni işletim sistemi, Google’ın gelecek planları hakkında ipucu veriyor.
Google, Fuchsia’yı aslında sadece deneysel bir çalışma olarak tanımlasa da, “her şeyi çalıştıracak bir işletim sistemi nasıl olurdu?” konusunu merak eden şirketin gelecekte bu alanda adım atmasının zor olmayacağı tahmin ediliyor.
ARM tabanlı cihazları da 64bit Intel işlemci tabanlı PC’leri de çalıştırabilen, yüksek grafik işleme kapasitesine sahip olan işletim sistemi aynı zamanda Google’ın programlama dili, DART’ı kullanıyor.
Deneysel işletim sistemini denemek isteyenler için şirket yakında özel bir versiyon yayınlayacak. Özellikle Rosberry Pi cihazlarında çalışması için hazırlanan bu versiyon sayesinde, IoT cihazları yaratmak mümkün olacak.
İngiliz ordusu için böcek boyutunda dronelar
İngiltere, savaşa alanlarındaki teknolojik yarıştan geri kalmamak için, 1 milyar dolarlık Ar-GE yatırımı için karar aldı. İngiliz ordusu bu 1 milyar dolar ile böcek boyutunda drone’lar, lazer silahları ve sanal gerçeklik gözlükleri geliştirecek.
Ordu yatırım yapacağı ürünleri seçmek için, üniversitelerden ve özel sektörden teklif alacak. Daha sonra geliştirilmesine karar verilen uygun ürünler seçilecek ve 1 milyar dolar bu ürünlerin cepheye hazır hale getirilmesi için harcanacak.
Savunma Bakanı Michael Fallon, “bu yeni yatırımımızla hem İngiltere’yi güvende tutacak teknolojileri geliştireceğiz hem de toplumumuzun büyük beyinlerinin ortaya çıkmasına katkıda bulunacağız,” yorumunu yapıyor.
Özellikle böcek boyutundaki drone’lara bütün ülkeler büyük ilgi gösteriyor. Savaş alanlarında anlık ve çok hızlı istihbaratı çok ucuza sağlayabilen bu drone’lar aynı zamanda doğal afetlerde veya arama kurtarma operasyonlarında büyük avantaj sağlıyor.
Bankacılık işlemlerinde doğrulama artık böyle yapılacak
Son haftalarda Pokemon GO oyunu ve kullanıcılardan istediği uygulama izinleri çok sıklıkla konuşuluyor. Aslında benzer izinleri ve hatta daha fazlasını cep telefonlarına indirilen pek çok uygulama istiyor ve çoğu kullanıcı bu izinlerin içeriğini dahi okumadan, bilmeden kabul ediyor. Bu izinlerin verildiği uygulamalar cep telefonun kamerasına, SMS mesajlarına, mikrofonuna, lokasyon bilgilerine, rehberine, internetine ve veri deposuna erişebiliyor.
Bu nedenle bu uygulamalar kullanıcıya ait pek çok bilginin kullanma, kopyalama ve bu bilgileri farklı cihazlara gönderme riskini de beraberinde getiriyor. Bu noktada birçok bankanın online bankacılık güvenliğini sağlayan KOBIL, SMS mesajlarına ve internete ulaşma izni alan uygulamaların bankalardan gelen SMS şifrelerini kötü niyetli kullanıcı telefonlarına internet üzerinden iletebileceği uyarısında bulundu.
Geçtiğimiz günlerde ABD’nin Ulusal Teknoloji ve Standartlar Enstitüsü (NIST) tarafından yayınlanan yeni Dijital Kimlik Doğrulama Kılavuzu‘nda da çevrimiçi uygulamalarının kimlik doğrulama için SMS’i kullanmaması tavsiyesinde bulunmuştu.
SMS ile kimlik doğrulamaya alternatif güvenlik
Pokemon GO benzeri birçok oyun ve uygulamanın kullanıcıların telefonlarına erişmek için izinler istediğini ve bu izinlerin kimlik doğrulamada SMS şifrelerini kullanan bankacılık işlemlerinde çok ciddi bir risk yarattığını söyleyen KOBIL Türkiye Ülke Müdürü Ümit Yaşar Usta, sundukları mAST çözümünün bugün için SMS-şifrelere alternatif olarak %25 pazar payına ulaşabilmiş tek güvenlik çözümü olduğuna dikkat çekti. Merkezi Almanya’da bulunan Türk teknoloji şirketi KOBIL’in geliştirdiği mIDentity Application Security Technology (mAST) çözümü bugün sadece Türkiye’de 9 bankanın mobil bankacılık ve internet bankacılığı girişlerini, kullanıcı kimliklerini ve hesaptan para çıkışlarını korumak amaçlı kullanılıyor. 3 milyon üzerinde aktif kullanıcısı bulunan çözüm, Türkiye Bankalar Birliği’nin en son verilerine göre, Türkiye’de her dört mobil bankacılık kullanıcısından biri tarafından kullanılıyor. KOBIL’in mAST çözümünün mobil bankacılık uygulamasının aktif edildiği andan itibaren bankanın uygulamasını müşteri cihazı ile ilişkilendirdiğini ve bu uygulamanın başka cihazlara kopyalanmasını engellendiğini belirten Usta, “Kullanıcı mobil bankacılığa giriş yaparken bildiği unsur olarak (1. faktör) şifresini girmekte ve sahip olduğu unsur olarak aktivasyon yaptığı mobil cihazını (2. faktör) kullanması gerekmektedir. Farklı bir cihaz veya farklı bir şifre kullanılması durumunda giriş işlemi durdurulmaktadır. Dijital imza ile giriş yapan kullanıcının hesabından para çıkışlarını da aynı cihaz üzerinde imzalaması istenebilmektedir. Bu sayede sadece bankacılık giriş işlemi değil para transferleri de 2-faktör kimlik doğrulama ile korunmaktadır. Uygulamaya yapılabilecek saldırılar, müdahaleler ise merkezi sistem tarafından algılanmakta ve işlem otomatik olarak durdurulmaktadır.” dedi. Avrupa Birliği Otoritesi (European Banking Authority, EBA) ve Avrupa Birliği Ödeme Sistemleri Direktifi (Directive on Payment Services, PSD)’ne uygun şekilde geliştirilen KOBIL’in mAST 2-faktör güvenlik teknolojisi, benzer şekilde Alman Bankalar Birliği (Bundesverband deutscher Banken e.V. / Association of German Banks) ve Alman Bankalar Düzenleme ve Denetleme Kurumu (Federal Financial Supervisory Authority, BaFin) tarafından da tek cihaz üzerinde (cep telefonu ile) 2-faktör doğrulama sağlayabilen tek çözüm olarak kabul ediliyor.GM, Lyft aşkıyla yanıp tutuşuyor
ABD’li otomobil üreticisi GM, otomobil paylaşım sektöründe güç sahibi olmak için büyük çara sarf ediyor. Gelecekte alışılmış şekilde otomobil satamayacağını fark eden diğer otomobil üreticileri gibi o da araç paylaşım uygulamalarının peşinde koşuyor.
Daha önce kendi araç paylaşım servisini kuran ve Uber’in rakibi Sidecar’ı da satın alan GM şimdi ise diğer bir otomobil paylaşım servisi olan Lyft’in peşinde.
Servisi satın almak için teklif yaptığı ortaya çıkan GM’in teklifi ise karşılık görmemiş. Öte yandan GM halihazırda araç paylaşım uygulamasının ortakları arasında bulunuyor. Lyft’e 500 milyon dolar yatırmış olan GM içinse bu yeterli değil. Otomobil üreticisi, servisin tümünü satın almak istiyor. Ancak firmanın masaya nakit para koymasuna rağmen otomobil paylaşım servisinin ortakları hisselerini satmamakta kararlı. Uber’in en yakın rakibi olan Lyft’in kısa süre sonra büyük kar rakamları açıklayan bir servise dönüşmesi bekleniyor.
100 milyon Volkswagen’e hack şoku
Otomobiller, hacker’ların yeni hedefi haline geldi. Son model ABD ve Japon otomobillerinin hack’lenmesi olaylarından şimdi ilginç bir saldırı da Volkswagen için yaşandı.
1995 yılından itibaren üretilmiş 100 milyon Volkswagen aracın, hacker’lar tarafından çalıştırabildiği anlaşıldı. Ayrıca VW’nin alt markaları Audi, Seat ve Skoda da bu açık nedeniyle tehlikede. Hacker’ların bu saldırıyı gerçekleştirmesi içinse 50 dolarlık bir radyo ekipmanı yeterli oluyor.
Güvenlik uzmanları şimdilik iki ayrı olayda hackerların bu yöntemle park halindeki iki VW otomobilini çaldığını tespit ettiler. Ayrıca tespit edilemeyen başka vakaların da olduğu düşünülüyor.
Sorun, araçların anahtarsız giriş sistemlerinde yaşanan bir açıktan kaynaklanıyor. Hacker’lar, radyo sinyalleri ile anahtarsız giriş sistemini bozarak kapıları açıyor ve aracı çalıştırıp kaçırabiliyorlar.
VW grubuna bu sorun Kasım 2015 döneminde bildirilmiş ancak güvenlik uzmanları yaşanan sorunun, akademik düzeyde kriptoloji çözümlemesi gerektirdiğini ve VW’in sorunu çözmesinin kolay olmayabileceğini vurguluyorlar.