HP, süper hızlı 3D yazıcı tanıttı
3D yazıcı pazarı yükselişini sürdürürken önlerindeki en büyük handikaplardan biri, yavaş çalışıyor olmalarıydı. Küçük bir tasarımı objeye dönüştürmek için baskı ve soğuma süresi dahil bazen bir güne yakın beklemek gerekebiliyorken teknoloji firmaları bu süreci kısaltmak için çalışmalarını sürdürüyorlardı.
Şimdi iyi haberler, HP’den geldi. HP’nin tanıttığı yeni 3D yazıcılar, piyasadaki diğer örneklere oranla 10 kat daha hızlı çalışıyor. Üstelik fiyatları da rakiplerine oranla daha düşük. Yazıcıların şimdilik tek handikapı, tek renk ve tek materyal basabiliyor olmaları.
HP’nin yeni Jet Fusion 3D 3200 ve Jet Fusion 3D 4200 modelleri, sektörde lider konumda olan Stratasys ve 3D Systems’in ürünlerine rakip olarak geliştirilmiş.
Rakip ürünlerde baskı materyali lazer ile objeye dönüştürülürken HP’nin teknolojisinde hedef noktaya dökülen materyal ısıtılarak tepkimeye sokuluyor ve Inkjet benzeri bir yöntem kullanılıyor. Yazıcılar, bu işlemi her layer için tekrarlayarak, objeyi kısa sürede oluşturuyor. HP’nin yazıcıları saniyede 340 milyon noktayı (voxels) hedefleyebiliyor.
3D yazıcıların şimdilik tek dezavantajı tek renk materyal kullanabiliyor olmaları. Ancak HP’nin rakipleri ile arasındaki farkı kısa sürede kapatacağı düşünülüyor. Piyasa standartlarından 10 kat daha hızlı çalışabilen bir teknolojiyi geliştirmek işin zor kısmı olarak yorumlanıyor. Renkli materyalleri yazıcılara adapte etmenin ise bundan sonraki geliştirme adımları olacağı düşünülüyor.
HP’nin yeni yazıcıları yaklaşık bir çamaşır makinesi boyutunda ve endüstriyel cihazların fiyatı 130 bin dolardan başlıyor. Yüksek model olan Jet Fusion 3D 4200’ın fiyatı ise şimdilik belli değil. HP fiyatlandırma üzerinde çalışıyor. HP yeni yazıcılarında amacın prototip üretmekten öte, yazıcıları üretim bandına yerleştirmek olduğunu söylüyor. Yani cihazlardan hızlı ve seri şekilde çıkarılacak ürünlerin doğrudan pazara sunulacak ürünler olmasını hedefliyor.
Amazon gizemli bir tablet üzerinde çalışıyor
Amazon, Echo isimli akıllı hoparlörü sayesinde akıllı ev ve sanal asistan konularında önemli yol kat etti. İnsanları sabahları e-mail’lerini okuyan, trafik hakkında bilgi veren, sesli komut alarak internette arama yapan, telefon açan, mesaj yazan Echo, Amazon’un en başarılı projelerinden biri olarak şirketin gözdesi oldu.
E-ticaret ile adını duyuran dev şirket, şimdi ise Echo’da edindiği deneyimi tabletlerine aktarmaya hazırlanıyor. Şirketten sızan bilgilere göre e-ticaret devi, sesle kontrol özelliğine odaklanmış bir tablet hazırlıyor. Echo’nun özelliklerini ve yeteneklerini bir tablete taşımak isteyen Amazon böylece Echo’yu bir adım ileri taşımış olacak ve insanların sanal asistanını her an yanında taşımalarını sağlayacak.
Daha önce Fire tabletleri ile aradığını bulamayan ama e-paper teknolojisiyle ürettiği e-kitap okuyucusu Kindle tabletleri ile kitap severlerin gözdesi olan Amazon’un bu kez tam anlamıyla bir tablet değil ama “tablet gibi” bir cihaz üzerinde çalıştığı vurgulanıyor.
Knight isimli cihazın, kullanıcıların elleri meşgulken bile sesli komutlara cevap vereceği ve web sayfalarını, uygulamaları açacağı, fotoğraf ve video oynatacağı da belirtiliyor. Tablette, şirketin sesli arama fonksiyonu Alexa’nın yüklü olması da bekleniyor. Ancak Alexa’nın Siri gibi işlev göreceği ve kullanıcıyla konuşacağı, sesli komutlara sesli cevap vereceği de söyleniyor. Şirket eğer bu yeni ürünüyle de Echo’da olduğu gibi başarı kazanacak olursa, daha önce deneyip pişman olduğu akıllı telefon işine yeniden el atması ve iPhone gibi üst düzey telefonlara rakip olabilecek akıllı telefonlar üretmesi mümkün olacak. e-ticaret devi şirket, yeni tableti ile kan kaybeden tablet piyasasında yeni bir heyecan yaratacak ve kendine yeni kapılar açacakmış gibi görünüyor.
John McAfee neyin peşinde?
John McAfee ismini, ünlü McAfee yazılımını geliştiren kişi olarak tanıyoruz. Dünyanın ilk ticari antivirüs yazılımı olan McAfee, sonrasında Intel’e satıldı ve John McAfee ile bağlantısı kalmadı ancak John McAfee teknoloji gündeminden düşmedi.
Kısa bir süre için kendine Güney Amerika’da, macera dolu bir hayat kuran McAfee, orada kendisine kurulan devlet komplosundan kaçarak kurtulduktan sonra yeniden ABD’ye yerleşti ve önümüzdeki seçimlerde ABD başkanlığına da aday oldu.
FBI’ın, San Bernardino’daki terörist saldırı sonrasında saldırganın üzerinden çıkan iPhone’u kırması için Apple’a baskı yaptığı sırada, iPhone’u Apple’a gerek kalmadan kırabileceğini açıklamasıyla da gündeme gelen McAfee şimdi ise yeni kurduğu şirketi ile gündemde.
Salı günü, küçük bir teknoloji şirketi olan MGT Capital Investments, ABD borsasında en çok işlem gören ve en çok yükselen hisse oldu. Bir günde 108 milyon hissenin el değiştirdiği şirketin değeri aynı gün içinde %37 arttı. Şirketin yaptığı duyuruda, John McAfee’nin CEO olarak şirketin başına geçtiği, şirketin isminin ise John McAfee Global Technologies Inc. olarak değiştiği bildirilmişti. Yatırımcıların bu gelişme üzerine, şirket hisselerine yatırım yaptığı anlaşılıyor.
Daha önce Online Gaming üzerine odaklanan şirketin McAfee’nin işin başına geçmesiyle, siber güvenlik konusuna odaklanacağı açıklandı. John McAfee şirketin onun siber güvenlik ürünlerine yatırım yapacağını, kendisinin de işin başında süreci yöneteceğini açıkladı.
Diğer bir deyişle, yakında McAfee ismiyle yeni siber güvenlik ürünleriyle karşılaşacağız gibi görünüyor.
Hizmet ihtiyacını karşıladılar, 3 milyon USD yatırım aldılar
Armut.com’un çalışma mantığı oldukça basit; evinizi boyatacak bir boyacı, musluğu tamir edecek bir tesisatçı ya da günlük hayat ihtiyaçlarını sizin yerinize çözecek bir diğer usta aradığınızda bu platforma giriyorsunuz. Yaklaşık 90 bin hizmet veren arasından size uygun olanı seçip, fiyatta anlaşınca işi yaptırıyorsunuz.
Türk usulü “hizmet piş, ağzıma düş” mantığından yola çıkarak adını alan startup, yakın zamanda 3,2 milyon dolarlık bir yatırım aldığını açıkladı. 2011 yılında kurulan şirket, Avrupa kaynaklı yatırım fonları Addventure (%75) ile aynı zamanda ilk yatırımcısı da olan Hummingbird’ten (%25) toplamda 3,2 milyon dolarlık önemli bir yatırım daha aldı.
Armut nasıl böyle olgunlaştı?
Konuya ilişkin açıklama yapan Armut.com kurucu ortağı Başak Taşpınar Değim, aldıkları bu yatırımla beraber “hizmet piş, ağzıma düş” vizyonuna, yani, hizmet almayı çok daha kolay ve güvenilir hale getirme hedefine daha hızlı ilerlemek istediklerini belirtti. Diğer kurucu ortak Erol Değim de, 30 kişilik uzman ekiplerini büyüterek, pazarlama, ürün geliştirme ve müşteri hizmetleri alanlarına yatırım yapacaklarını, akademik başarısı yüksek gençlerden oluşan dünya çapında bir ekip kurmayı hedeflediklerini söyledi. Şirket önümüzdeki yıl yurtdışına açılmayı da hedefliyor. Armut.com aldığı bu son yatırımla toplam 4,2 milyon dolar yatırım almış oldu.Bitcoin için alternatif ödeme kanalı
Dijital para birimleri online alışverişlerde giderek daha fazla tercih ediliyor. Takip edilemeyen yapısı nedeniyle farklı alanlarda büyük ilgi de gören Bitcoin’in en büyük handikabı ise alışverişte el değiştiren Bitcoin’in alıcının cüzdanından alıp satıcının cüzdanına geçirirken yaşanan zaman kaybı.
Sistemin çok ağır işlemesi nedeniyle para transflerinin onlarca dakikayla ifade edilmeye başlaması, Bitcoin’in geleceği açısından büyük tehlike oluşturuyor. Alışverişte harcanan paranın, satıcının hesabına transfer edilmeden başka bir alışverişte kullanılma tehlikesi de bulunuyor. Bu da online alışverişlerde sorun yaratıyor. Para transferi işleminin giderek yavaşlaması ve blokchain sisteminin yapısı gereği, yeni Bitcoin’leri hesaplamanın daha da zor olması nedeniyle, para transferi işlemlerinin giderek yavaşlaması da sorunun gelecekte de kolayca çözülemeyeceğini gösteriyor.
Bitcoin cüzdanı olarak hizmet veren Blockchain şimdi bu sorunu gidermek için kısmi bir çözüm hazırlığı içinde. Thunder isimli açık kaynak kodlu alternatif bir ağ yaratan Blockchain, Bitcoin sahiplerinin Thunder üzerinde para transferi yapmasına imkan tanıyor. Bu transferler Bitcoin’in ana zincir ağına işlenmemiş oluyor, dolayısıyla para resmen transfer edilmemiş oluyor ancak kullanıcıların Blockchain cüzdanlarından çıkarak, önceki alışverişlere gönderilmesi gerekirken yanlışlıkla başka işlemlerde harcanması önlenmiş oluyor. Thunder üzerinde yapılan transfer işlemleri ana zincir üzerinde onaylandığında, kullanıcıların Blockchain cüzdanlarına kaydediliyor.
Bağımsız Thunder sunucularında saniyede 100 bin adete kadar alışverişi işlemek mümkün oluyor. Böylece alışverişlerde Bitcoin’lerin birbirine karışmasına fırsat vermeden para tarafların Thunder cüzdanları arasında değiş tokuş yapılıyor. Bitcoin zinciri içinde alışveriş onaylandığında ise para, Blockchain cüzdanlarna kaydediliyor. Saniyede 100 bin işlem ise çok güçlü bir performans. Dünya çapında işlem yapan Visa’nun sunucuları saniyede 2000 kadar alışverişi işleyebiliyor ve bu kapasite saniyede 56 bine kadar çıkabiliyor.
Sosyal medya devlerine nefret söylemi cezası!
Fransa yasaları, ırkçı, homofobik ve anti-seminizm odaklı söylemleri nefret söylemi olarak tanımlıyor ve yasaklıyor. Bu yasa şimdi Facebook, Twitter ve YouTube başta olmak üzere tüm internet devlerinin başını yakabilir.
Fransız mahkemeleri, yasaların yasaklamış olduğu nefret söylemini içeren paylaşımları engellemekte yavaş kaldığı için Facebook, Twitter ve YouTube’a karşı açılan davalarda, sosyal medya devlerine ağır cezalar vermeye hazırlanıyor.
Davaları açan sivil toplum kuruluşlarının sözcüleri ise basına verdikleri demeçlerde, “sosyal medya devlerinin kazandıkları dev gelire rağmen ödedikleri küçük vergi düşünülürse, nefret söylemini engellemek için yapmak zorunda oldukları yatırımları reddetmeleri kabul edilemez,” yorumunu yapıyorlar.
YouTube ve Facebook sözcüleri ise, nefret söylemini tespit ettikleri anda kaldırdıklarını, bu içerikleri tespit edebilmek içinse şikayet mekanizmasının çalışması gerektiğini vurgularken, Facebook mizahi yorumları nefret söylemi içine almadığının altını çiziyor.
Twitter ise kendi platformlarında özgür ifadeye önem verdiklerini ve insanları ifade etmekten korkutmayı tercih etmediklerini belirterek nefret söylemi tanımının yasalarca çok geniş tutulduğunu ve bunun ifade özgürlüğünü kısıtladığını vurguluyor.
Fransa’daki mahkemeler, şimdi sosyal medya servislerine ağır cezalar keserek aynı zamanda Fransa’da erişime engellenmesine hükmedebilirler. Daha da ötesi, bu karar Avrupa’nın diğer ülkelerinde de kabul görürse, sosyal medya devlerini zor günler bekliyor olacak.
Instagram ölçüm ve raporlama araçları hazırlıyor
Instagram, iş ve reklam dünyasının yoğun ilgi gösterdiği bir platform. Yüksek takipçi sayısına sahip hesaplarda kendi ürünlerinin görünmesini isteyen firmaların yeni reklam mecrası haline gelen Instagram’da reklamların geri dönüşü konusunda sağlıklı bir raporlama yapmak ise çok kolay değil.
Instagram şimdi hangi fotoğraf veya videonun nasıl bir etki yarattığını görmek isteyenler için analiz aracını yayınlamak üzere hazırlık yapıyor. Yeni araçlar arasında, kullanıcıların iş/reklam bağlantısı yapmak isteyenler için gerekebilecek iletişim bilgilerinin de yer alacağı bir buton bulunacak.
Şirketten sızan bilgilere göreyse analiz araçlarında bir kullanıcının en çok izlenen içeriklerini zamana göre sıralamak, en çok hangi lokasyonlardan izleyicilere sahip olduğunu görebilmek, izlenme/görünme rakamlarının günün saatlerine göre dağılımı ve demografik gibi bilgiler yer alacak.
Fotoğraf paylaşım uygulaması bu analizleri Insight adını verdiği bir araç içinde saklayacak. Bu yeni araç sayesinde Instagram daha isabetli reklam kampanyalarının önünü açarak daha fazla reklam verenin platforma ilgi göstermesini sağlayacak. Öte yandan analizler sayesinde yüksek takipçi sayısına sahip Instagram yıldızlarının ne kadar etkli olduğunu da rakamlarla görme şansına erişeceğiz.

Bir teknoloji devi daha Türkiye ofisi açıyor
Alcatel markasını özellikle doksanlı yıllardaki tuş takımlı renkli telefonlarından tanıyoruz. Şirket bundan böyle Türkiye ofisiyle IDOL, POP ve PIXI model akıllı telefonlarıyla, tablet ve giyilebilir aksesuarlarıyla yerel pazarda boy gösterecek. Alcatel Türkiye Ülke Müdürü olarak ise telekom dünyasının deneyimli isimlerinden Tamer İşisağlam görev yapacak.
Akıllı telefon segmentinde IDOL, genç neslin ihtiyaçlarına uygun özellik ve tasarım öğeleriyle donatılan POP ve 4,5 G teknolojisini giriş seviyesi segmentiyle buluşturan PIXI modelleriyle tüketicisine ulaşacak olan Alcatel, son yıllarda inovasyon yatırımlarını ses, görüntü ve tasarım öğelerine yoğunlaştırdı. Tüm tüketicilerin ihtiyaçlarını karşılayacak farklı özelliklerle donatılan IDOL, POP ve PIXI modellerinin en güncel versiyonları yakın gelecekte Türkiye’deki teknoloji meraklılarının beğenisine sunulacak.
Alcatel Türkiye Ülke Müdürü Taner İşisağlam, Türkiye ofisinin açılışıyla ilgili şunları söyledi: “Alcatel Türkiye’deki tüketicilerin çok yakından tanıdığı bir marka. Küresel çapta geçirdiği dönüşümün ardından özellikle multimedya alanına yapılan yatırımlarla akıllı telefonda inovasyonun ve tasarımın yeni odağı olacak ürünlerimizi artık doğrudan tüketicilerimize sunacağız. Her yaştan, her ihtiyaca yönelik akıllı telefonlarımızla birlikte tabletlerimiz, giyilebilir teknoloji ürünlerimiz, mobil geniş bant ürünlerimiz ve GPS takip cihazları ile mobil pazarda ciddi hedeflerimiz bulunuyor.”
Twitter 140 karakter kuralını değiştiriyor
Mikro blog sitesi Twitter, kurulduğu günden beri çok katı şekilde uyguladığı 140 karakterlik mesaj kuralında esnemeye gidiyor. Şirket içinden sızan bilgilere göre sosyal medya servisi mesajlarda yer alan linkleri ve fotoğrafları artık 140 karakter sınırı dışında tutacak. Böylece bir link paylaşmak isteyen kullanıcı, linkin dışında toplam 140 karakter yazabilecek.
Twitter böylece 140 karakter sınırı konusunda en çok şikayet edilen sorunlardan birini çözmüş olacak. Kullanıcılar karakter sınırı nedeniyle uzun linkleri kısaltmak amacıyla linkleri önce URL kısaltma servislerine yapıştırmak zorunda kalıyorlardı.
Sosyal medya servisinin yeni özelliği iki hafta içinde yayına alması bekleniyor. 140 karakter sorunu Twitter’ın yeni kullanıcılar kazanmasının önündeki en büyük engellerden biri olarak görülüyor. Yeni jenerasyon düşüncelerini kısa kısa ifade etmeyi seviyor ancak belli bir limitle sınırlandırılmak, cümlelere takla attırmak için ayrıca vakit harcamayı gerektirebiliyor. Ayrıca karakter limiti nedeniyle sosyal medya servisi içinde gazetecilerin, yazarların, içerik üreticilerinin kaliteli ve derin içerik paylaşması da kolay olmuyor. Bu da Twitter’ın yeni kullanıcıları kendine çekebilmesini engelliyor.
URL ve fotoğrafların artık 140 karakter sınırı dışında tutulması, 140 karakter sınırının kaldırılmasını isteyenlerin zaferi olarak da yorumlanıyor. Mikro blog servisinin sonraki adım olarak 140 karakter sınırını tamamen kaldırabileceği de düşünülüyor.
Google Uber’e rakip mi oluyor?
Uber’in yüksek kar marjıyla her sene milyarlarca dolar kar etmesi ve gelecekte otomotiv endüstrisinin büyük oranda Uber benzeri servislere ihtiyaç duyacağının ön görülüyor olması, cebinde büyük nakit bulunan Apple ve Google gibi şirketlerin Uber’e rakip olmak için fırsat aramasına neden oluyor.
Apple daha birkaç gün önce sürpriz şekilde Uber’in Çin’li rakibine 1 milyar dolar vererek ortak olmuşken şimdi de Google’ın kendi “Uber-gibi” servisini test ettiği ortaya çıktı.
Google, aslında harita uygulaması olan kendi Waze uygulamasını, bir tür araç-havuzu hizmeti olarak kullanmak için Waze Carpool ismiyle teste açmış durumda. Test ise şimdilik davetiye usulü ile çalışıyor. Davetiyeler ise şimdilik Adobe gibi birkaç büyük şirketin çalışanları arasında dağılabiliyor. Şirket çalışanları işe gidip gelmek, toplantılarına yetişmek için Google’ın Waze Carpool servisini kullanarak araç çağırıyor ve hedeflerine ulaşıyorlar.
Yeni mobil uygulama, kullanıcıların ve iş adreslerini veya en çok gittikleri adresleri kayıt altına alıyor ve kullanıcı sadece bu lokasyonlara gitmek istediğini belirterek civardaki uygun araçları bulundukları lokasyona çağırıyorlar.
Test şimdilik sadece San Francisco’da geçerli ve belirli saatler için kullanılabilir durumda. Ancak test bittiğinde Google’ın servisi önce bütün ülkeye ardından da bütün dünyaya yaygınlaştırması bekleniyor. Böylece bir hafta içinde Uber’in karşısına ikinci büyük rakip de çıkmış bulunuyor. Yine de Waze Carpool şimdilik “kar amacı” gütmeyen bir uygulama olarak sadece araç paylaşımına izin veriyor. Yani araç sahipleri yolculardan kar amaçlı para isteyemiyor, sadece benzin parasının paylaşılmasına izin veriliyor. Bu da gidilen mesafeye göre hesaplanan belirli bir yakıt ücreti üzerinden, kullanıcıların hesapları arasında otomatik para alışveriş ile gerçekleştiriliyor.
Ancak Google’ın sistemi ileride, kar amacıyla yolcu taşımaya da açacağına kesin gözüyle bakılıyor.
Pazarlamacılar için Snapchat: 7 altın kural!
Faaliyet alanınız ne olursa olsun; hedef kitleniz içinde gençler ve çocuklar varsa, 2016 yılında Snapchat’i pas geçmek gibi bir lüksünüz yok. Tüm pazarlama seminerlerinin vazgeçilmez başlıklarından olan “bireysel iletişim” konusunu benzersiz bir seviyeye taşıyan Snapchat, bu yüzden de sosyal medya stratejisini kurgularken özel bir itina gerektiriyor.
Facebook’taki ya da Twitter’daki içerikler şöyle dursun, orada kullandığınız dil bile Snapchat’te işe yaramaz. Her saniye markalar ve müşteriler arasında dolaşan 9 bin “snap” bunu söylüyor.
Entrepreneur’da Sujan Patel tarafından hazırlanan yedi maddelik liste aynı zamanda Snapchat’in kurumlar için yazılı olmayan kurallarını simgeliyor:
Neyi snap’lediğinize dikkat edin
Facebook, Twitter ya da Instagram’da yaptığınız yanlış bir paylaşımı saniyeler içinde sildiğinizde, onun ekran görüntüsüyle sizi tehdit edebilecek takıntılı bir takipçi nadiren karşınıza çıkar. Snapchat’te ise işin normali bu! Yayınlanan her paylaşımın, kendi jargonuyla “snap”in, sadece birkaç saniye içinde yok olacağını bilen kullanıcılar, bu nedenle uygulamaya tedarikli giriyor ve snap’leri kaydediyor. Özellikle anlık gelişmelerin yaşandığı, pazarlamacı güdülerinin “bunu paylaş!” diye içinizden haykırdığı anlarda yapacağınız paylaşımlar konusunda çok dikkatli olun. O anın gazına gelerek atacağınız bir snap, birkaç gün geçip ilgili trend sona erdikten sonra başınızı ağrıtabilir.Her şeyi snap’lemeyin
Diğer ağlarda yüzlerce kişiyi aynı anda takip etmek gençliğin şanındandır. Daha önce belirttiğimiz gibi Snapchat ise daha bireysel bir deneyim için tercih ediliyor. Bu nedenle bir saatte üç-dört defa paylaşım yapacak olursanız, bir süre sonra “Story” sayfasında sizden başka hiçkimse görülemez olur. Twitter ve Facebook için bu sizi başarıya taşır belki, ama Snapchat’te işler böyle yürümüyor. Bu nedenle Story kısmına sadece en iyi içeriklerinizi yükleyin, tüm snap’leri değil.Gerçekten önemliyse, Snapchat’i pas geçin
Snapchat’in tümüyle eğlence ve bire bir iletişim üzerine olduğunu hatırlayın. Bu nedenle bir basın duyurusu, yeni bir ürün anonsu ya da benzeri önemde bir güncelleme paylaşacağınız zaman, daha geleneksel kanalları tercih edin. Bu gibi durumlarda asıl önceliğiniz, mümkün olduğunca kalabalık bir kitleye ulaşmak ve onlara kalıcı bir mesaj vermek olacaktır. Oysa paylaşılan snap’lerin ömrü yarım saat bile değil (ekran görüntüsü alanlar hariç – ilk maddeyi hatırlayın). Bu yüzden önemli bilgileri ve resmi duyuruları paylaşmak için Snapchat’i kullanmayın.Diğer sosyal ağlardan içerik yönlendirmesi yapmayın
Yeni üniversite mezunlarına vereceğiniz kariyer ipuçlarıyla, liseye yeni biren bir gence vereceğiniz ipuçları aynı olmayacaktır. Aynı şekilde 18 yaş altı gençlerin domine ettiği Snapchat’te diğer sosyal ağlarda paylaştığınız içerikleri bire bir paylaşmayın. Bu platformu asıl kullanma amacınız, markanızın veya işletmenizin farklı bir yönünü, daha kişisel düzeyde anlatmak olmalı. Snapchat fatihi olan pek çok marka, sosyal ağı tam da bu şekilde, sağladığı özgünlük ve bireysellik ile avantaja dönüştürüyor.Paylaşım sürelerini iyi ayarlayın
Sunduğunuz içeriğe ve hedef kitlenize göre değişkenlik gösterse de, Snapchat’in varsayılan olarak sunduğu 10 saniyelik görüntülenme süresi genelde ihtiyacı karşılamaz; ya fazla gelir ya da az. On saniye kısa gibi görünse de, tek bir görsele bakarken oldukça zor geçebilir. Bu nedenle varsayılan ayara takılı kalmayın ve Snapchat ayarları arasında bir fotoğrafın ömrünü kendi ihtiyaçlarınıza göre belirleyin. Unutmayın; karşınızda gençler ve çocuklar var: Bir içerik ne kadar çabuk kaybolursa o kadar kıymetli olur.Etrafa göz atın
Aslında bu öneri Facebook, Twitter ya da kurumların müşteriye ulaştığı diğer sayısız kanal için de geçerli. Ancak Snapchat’te de hatırlatmakta fayda var; eğer iyi bir pazarlama stratejisi çizmek istiyorsanız mutlaka size benzer markaların yaptığı çalışmalara göz atın. Takipçilerin hangi tip kampanyalara nasıl tepkiler verdiğini inceleyin. Onların nelerden bahsettiğine dikkat edin. Ayrıca Snapchat dünyasında yükselen trendlere de yabancı kalmayın.Sessiz kalmayı deneyin
Eklediğiniz videolarda sesi komple kapatmak, bazen arka plan gürültüsünü engellerken bazen de nostalji efektiyle bir “sessiz sinema” kurgusuna olanak tanır. Markanızın en kreatif tanıtım kampanyalarından birine imza atmak için, sessiz videoları listenin bir maddesine eklemeyi ihmal etmeyin.İş Bankası Silikon Vadisi’nde yazılım üretecek
Türkiye İş Bankası, iştiraki olan yazılım şirketi SoftTech üzerinden MaxiTech markası ile dünyaya açılıyor. İş Bankası’nın Silikon Vadisi’ndeki dijital üssü olma görevini üstlenecek olan MaxiTech, İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Genel Müdür Yardımcıları Hakan Aran ve Yalçın Sezen ile SoftTech Genel Müdürü Şerafettin Özer’in katılımlarıyla 13 Mayıs, Cuma günü San Francisco’da açıldı.
İş Bankası’nın dijital dönüşümünü desteklemek üzere dünyanın teknoloji merkezi Silikon Vadisi’nde kurulan MaxiTech, yeni oluşum ve teknolojilerle ilgili gelişmelerin merkezinde yer alarak, Banka ve SoftTech için dijitalleşme fırsatlarını araştıracak.
Genel Müdürlüğü’nü Burak Arık’ın üstleneceği MaxiTech, İTÜ Arı Teknokent’in San Francisco’da bulunan ofisinde faaliyetlerine başlayacak.
Silikon Vadisi demek dijital dönüşümün kalbinde olmak demek
İş Bankası’nın dijital dönüşümünde; mobil platformlar, sosyal medya, büyük veri, bulut hizmetler, nesnelerin interneti, siber güvenlik ve çevik yazılım gibi alanlar başta olmak üzere, yeni teknolojilerin son derece önemli bir yeri bulunuyor. Bu amaçla, Silikon Vadisi’nde kurulan MaxiTech ile yüksek teknoloji firmalarını ve fintech şirketlerini yakından izleme imkanına sahip olunması hedefleniyor. İş Bankası ve SoftTech çalışanlarının belirli aralıklarla MaxiTech ofisinde görev almaları, inovasyon projelerine doğrudan katılmaları ve bu yolla teknolojideki yeni gelişmeleri yerinde ilk olarak deneyimleyerek teknik yetkinliklerini geliştirmeleri planlanıyor. Yeni teknolojilerin kalbinin attığı yer olan Silikon Vadisi’nde, üniversiteler ile işbirlikleri geliştirilmesi de hedefler arasında yer alıyor. MaxiTech’in Türkiye’de üretilen yazılımlar için yeni pazarlar oluşturarak ülkemizin yazılım ihracatına katkı sağlaması da amaçlanıyor.Adnan Bali: “MaxiTech, dijital dönüşüm yolculuğumuzun önemli bir aşaması”
Türkiye İş Bankası’nın ‘Türkler bankacılık yapamaz’ denilen bir dönemde kurularak dünyanın en değerli bankaları arasında yer aldığını hatırlatan Genel Müdür Adnan Bali MaxiTech’in açılış töreni sırasında şunları söyledi: “Silikon Vadisi’nde finansal inovasyon konusunda faaliyet gösteren ve kısaca “fintech” adıyla anılan teknoloji girişimlerinin sayısı her geçen gün artıyor ve bu, biz bankalar için yeni iş modellerine yönelik fırsatlar barındırıyor. Krediler, para transferleri, ödeme sistemleri, dijital para birimleri, kişisel finans yönetimi, mikro krediler, yatırım araçlarının yönetimi, sigortacılık gibi pek çok finansal alanda özelleşmiş fintech girişimi mevcut. Trendleri çok yakından takip ediyoruz. Silikon Vadisi’nde gelecek vaat eden söz konusu girişimlerin erken aşamalarda tespit edilmesi için geçen yıl buraya bir ziyarette bulunmuş ve dijital dönüşüm projemizi başlatma kararı almıştık. Aradan geçen bir yılda bizi dijital bir banka haline dönüştürecek adımları süratle atmaya başladık, organizasyonumuzda önemli değişiklikler gerçekleştirdik. Yıllardır yeniliklerin Türkiye’de öncüsü olan İş Bankası, dijitalleşme konusundaki bu açılımıyla öncülük konusundaki misyonunu devam ettirmiş oluyor. Türkiye’nin En İyi Dijital Bankası Olma vizyonuyla yolumuza devam ediyoruz.”Online alışveriş gençleri hedefliyor
Türkiye’nin alışveriş yapan herkese para dağıtan ilk sitesi Avantajix.com, Gençlik Haftası dolayısıyla gençlerin alışveriş alışkanlıkları üzerine yapılan araştırmaları derledi.
Türkiye’de online alışveriş yapan 10 kişiden 7’sini 18-34 yaş grubundaki gençler oluştururken, üniversiteli gençler hafta sonları, çalışanlar ise çarşamba-perşembe günleri akşam saatlerini alışverişe ayırıyorlar.
Avantajix.com’un kurucu ortağı Güçlü Kayral, internet kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte online alışverişin de inanılmaz bir hızla büyüdüğünü, 2011 yılında 18 milyar lira olan sektör cirosunun 2015 sonunda 55 milyar liraya yükseldiğini belirtti.
E-ticaretin bu denli büyük hızla büyümesinde, geleceği şekillendirecek genç kitlenin önemli rol oynadığını vurgulayan Kayral, “İnternetten alışveriş yapan 10 kişiden 7’sini 18-34 yaş grubundaki gençler oluşturuyor. Durum böyle olunca, biz de sektörün diğer aktörleri de gençlere ulaşmanın yollarını bulmak için sık sık araştırmalar yapıyoruz” dedi.
Söz konusu araştırmalara göre,18-24 yaş arasındaki üniversiteli gençler online alışveriş için cumartesi ve pazar günleri saat 21.00 – 01.00 arasını ekran başında geçiriyorlar. 25-34 yaş arasındaki çalışan gençler ise alışveriş için çarşamba-perşembe günleri 20.00 – 24.00 saatleri arasını tercih ediyorlar.
Kadınlar daha çok harcama yapıyor
Erkeklerin, daha önceden araştırmasını yaptıkları ürünlerin satın alınması için bilgisayar başında harcadıkları süre 7 buçuk dakika. Kadınların “ince eleme sık dokuma alışkanlığı” online alışverişte de kendini gösteriyor. Ağırlıklı olarak dışarıda bir mağazada görerek, dokunarak beğendikleri ürünün online satın alınmasını yaklaşık 13 dakikada tamamlayabiliyorlar. Erkekler, ortalama 1,4 ürün satın alarak sonlandırdıkları alışverişler için 110 TL ödeme yaparken, kadınların ortalama 1,7 adet ürün bulunan alışveriş sepetine ödedikleri para 130 TL’yi buluyor. Genç kadınlar internet üzerinden en fazla giyim ve parfüm alırken, genç erkeklerin tercihleri ayakkabı, saat ve güneş gözlüğü oluyor. Kitap, hediyelik eşya, cep telefonu ve etkinlik biletleri ise her iki cinsin de ortak alışveriş tercihleri arasında yer alıyor. Genç kadınların en fazla alışveriş yaptığı beden medium, erkeklerin large olduğu ortaya çıkarken, kadınlar kırmızı ve siyah, erkekler ise beyaz, siyah, gri ve asker yeşili renkleri tercih ediyorlar.Alışveriş trendlerini yakından takip ediyorlar
Online alışveriş yapan gençlerin yüzde 80’I öncelikle uygun fiyat faktörünü dikkate alıyor. Markaların düzenledikleri kampanyaları yakından takip eden gençlerin yarıya yakını da fiyat araştırmasını karşılaştırma sitelerinden yapıyorlar. Alışverişteki trendleri yakından takip eden gençlerin son dönemdeki gözdesi ise, yapılan her alışveriş karşılığı para veren cashback siteleri oldu. Güçlü Kayral, Avantajix.com’un aktif üyelerinin yüzde 78’ini 35 yaş altındakilerin oluşturduğunu belirterek, “Cashback siteleri, kendisi üzerinden yapılan alışveriş karşılığı mağazadan aldığı komisyonu müşteriye veriyor. Mağazanın düzenlediği kampanya ya da indirimin dışında söz konusu komisyonun da nakit olarak müşterinin hesabına yatması gençleri cezbediyor. Gençler, sadece kendi alışverişlerini değil, ailelerinin, işyerlerinin alışverişlerini de cashback siteleri üzerinden yaparak, buradan kazandıkları paralarla bütçelerine önemli oranda katkı sağlıyorlar” dedi.Türkiye’de akıllı telefon değiştirme sıklığı 2,5 yıl
Hitay Holding firmalarından Türkiye’nin en büyük izinli veritabanına sahip online araştırma şirketi DORinsight tarafından “Teknoloji Araştırması” gerçekleştirildi. 7-15 Nisan 2016 tarihleri arasında online olarak tamamlanan araştırmaya; Türkiye temsili, ABC1C2DE sosyo-ekonomik segmente mensup 9 bin 519 kişi katıldı.
Araştırma kapsamında, katılımcılara hangi teknolojik ürünleri ne sıklıkla kullandıkları, teknoloji ürünlerinde hangi markaları tercih ettikleri, nelere dikkat ettikleri ve ayırdıkları bütçe gibi sorular soruldu.
Akıllı telefon için ne yaş fark ediyor ne de cinsiyet
Araştırma sonucuna göre katılımcıların yüzde 95’i akıllı telefon kullanıyor. Kadın-erkek oranlarına ve yaş dağılımına baktığımızda ise hemen hemen her yaş grubunun ve iki cinsiyetin de 10’da 9’unun akıllı telefon kullanıldığı dikkatlerden kaçmadı. Akıllı telefondan sonra en çok kullanılan diğer teknolojik ürünler ise yüzde 89 oy oranı ile bilgisayar ve yüzde 60 oy oranı ile tablet oldu. Ankete katılanların bu ürünleri kullanım sıklığı da günde ortalama 7 saat.Akıllı telefonlarda değişim sıklığı 2,5 yılda bir
Araştırmaya katılanların akıllı telefonlarını ortalama 2,5 yılda bir değiştirdiğinin ortaya çıkması da araştırmanın bir diğer önemli sonucu oldu. Katılımcıların yüzde 39’u akıllı telefonlarını her 2 yılda bir değiştiriyor. Geriye kalan katılımcıların yüzde 44’ü 3 yıldan sonra telefonlarını değiştirirken, yüzde 11’i ise her yıl değiştirdiğini belirtti. Telefonunu değiştirmeyen katılımcılar ise yüzde 6 oranında kaldı. Akıllı telefon dışındaki teknolojik ürünlerin değişme sıklığı incelendiğinde ise katılımcıların yüzde 23’ü ürünlerini her 3 yılda bir, yüzde 19’u her 2 yılda bir, yüzde 43’ü 4 yıldan fazla bir süreden sonra yeni teknolojik ürünler satın alıp eskisini değiştirdiklerini dile getirdi.En çok tercih edilen akıllı telefon markası: Samsung
Hem akıllı telefonlarda hem de diğer teknoloji ürünlerinde Samsung markası yüzde 42 ile en çok tercih edilen marka olurken ikinci sırada en çok tercih edilen marka ise yüzde 25 oy oranı ile Apple oldu. Bununla birlikte teknolojik ürünleri satın alırken tüketicilerin en çok dikkat ettiği unsurun ürünün dayanıklı ve kaliteli olduğuna dikkat etmesi gözlerden kaçmadı. Tüketicilerin dikkat ettiği diğer unsurlar ise ürünün sahip olduğu işletim sistemi (yüzde 13), marka bilinirliği (yüzde 12) ve son teknoloji ürünü olması (yüzde 11).Müzik dinleme istasyonu internet!
Katılımcıların yüzde 66’sı bilgisayarları aracılığıyla internet üzerinden ve müzik indirme sitelerinden müziklerini dinlemeyi tercih ettiğini belirtirken geriye kalan katılımcıların yüzde 36’sının radyodan, yüzde 25’inin Spotify, Deezer gibi müzik uygulamalarından, yüzde 13’ünün de Apple Store’dan dinlediği tespit edildi. Çalışmada internet bağlantısında en çok tercih edilen marka yüzde 52 ile TTNET olurken, TTNET dışında en çok tercih edilen diğer markalar ise yüzde 18 ile Superonline ve yüzde 7 ile Uydunet oldu.Neredeyse iki kişiden biri artık 4,5G kullanıyor
Yenilenen internet hızıyla beraber 4,5G’ye geçenlerin sayısı da oldukça arttı. Katılımcıların yüzde 49’u 4,5G’ye geçtiğini, yüzde 51’i de henüz geçmediğini belirtti.En çok tercih edilen satış noktası teknoloji mağazaları
Tüketicilerin teknolojik ürünlerini en çok satın aldığı yerlerin başında fiziksel teknoloji mağazaları yer alırken diğer tercihleri ise yüzde 57 oy oranı ile internet, yüzde 20 ile operatör bayileri ve yüzde 16 ile süpermarketler. Katılımcıların yarısından çoğunun bu ürünler için ayırdıkları yıllık bütçe ise 1.001 – 5.000 TL arasında olurken harcadıkları ortalama bütçenin ise 3.102 TL olduğu ortaya çıktı.Google için 3 milyar Euro cezayla yüzleşme zamanı
Google’ın Avrupa ile imtihanı bitmiyor. Snowden’in ortaya çıkardığı Prism Skandalı belgelerinde Avrupa’lı liderleri dinleyerek tüm bilgileri CIA ve NSA’ye teslim ettiği ortaya çıkan Google’a o günden beri Avrupa’yı dar eden Avrupa Komisyonu, şimdi de arama motoru devinin Avrupa yasalarına aykırı bir diğer eylemini mercek altına aldı.
Avrupa Komisyonu, 2010 yılından beri devam eden soruşturmada, Google’ın arama sonuçlarında kendi ürünlerine yönelik linkleri üst sırada çıkardığını ve rakiplerinin sonuçlarını listede aşağıya ötelediğine emin oldu. Komisyon şimdi, Google’a 3 milyar Euro ceza kestiğini açıklayacak. Üstelik rakam tam olarak net de değil ve bu ceza 3 milyar Euro’yu da geçebilir.
Komisyon açıklamasını Haziran başında yapmayı planlıyor. Google’ın ise Avrupa Birliği ile bugüne kadar yaptığı tüm uzlaşma girişimlerinin karşılıksız kaldığı konuşuluyor. Yani Avrupa Birliği Google’ın üstünü çizmiş durumda ve hiçbir uzlaşmayı kabul etmeyecek gibi görünüyor.
Cezaya ek olarak Google’ın Avrupa sınırları içinde arama sonuçlarını maniple etmesi yasaklanacak. Karara uymaması halinde Google’ı daha büyük cezalar bekliyor olacak ve Avrupa’dan erişim kesilecek.
Avrupa Komisyonu’nun bu tür cezalarda çok acımasız olduğu biliniyor. Firmaların yıllık satış rakamaının %10’una kadar ceza kesme yetkisi olan Avrupa Komisyonu dilerse Google’ın cezasını 6 milyar Euro’ya kadar çıkarabilir. Komisyon 2009 yılında da Intel’in rekabete aykırı hareket ettiğine karar vererek 1.1 milyar dolar ceza yazmıştı.
Pinterest satış özelliğini geri getiriyor
Pinterest, kullanıcıların site içindeki paylaşımlarından para kazanmasını sağlayan yöntemi geri getiriyor. Servis daha önce, kullanıcıların paylaştıkları fotoğraflar arasına satış linkleri yerleştirmesini yasaklamıştı.
Çok sayıda kullanıcı paylaştığı moda fotoğrafları veya diğer ürün fotoğraflarının altına satış linkleri ekleyerek bu ürünlerin satışından para kazanıyordu. Ancak bu sistem aynı zamanda sitede Spam reklamların veya kırık linklerin artmasına sebep olmuştu. Pinterest ise sorunun çözümü olarak site içinden satış yapmayı yasaklamıştı.
Ancak bu karar, sitedeki paylaşımları üzerinden gelir elde eden ve çok da zengin içerik sunan, yüksek takipçi sayısına sahip kullanıcıları kızdırmıştı.
Yaklaşık bir yıl sonra servis artık Spam tespit edebilme teknolojisini geliştirdiğini öne sürerek site içinden satış yapma özelliğini yeniden açtı. Ancak bu geçen bir sene içinde müşterilerini kaybeden veya Pinterest’e ilgisini kaybeden kullanıcıların yeniden eski gelir seviyesini yakalayıp yakalayamayacağı soru işareti olarak duruyor.
Bir diğer önemli nokta da web fotoğrafları paylaşım servisinin reklam alarak para kazanabilmesi için çok sayıda kullanıcının gönüllü olarak servis içinde kaliteli içerik paylaşımının büyük önem taşıması. Bu sayede daha fazla kullanı siteye ilgi gösterirken reklamları izleyen kullanıcı sayısı da artıyor ve servis bu sayede gelir elde ediyor. Ancak site satış eylemlerini yasaklayınca, Pinterest için özel içerik üreten ve takipçileri cezbeden çok sayıda profesyonel kullanıcı da Pinterest’ten uzaklaşmıştı. Şimdi o kitlenin geri dönmesi umut ediliyor.
İngiltere’de dijital ehliyet Apple Pay’a giriyor
İngiltere, sürücü ehliyetlerinin dijitalleştirilmesini tartışırken dijital ehliyet düzenleyen kamu kurumu ilginç bir fikir ortaya attı. Dijital ehliyetlerin Apple Pay hesabında, kredi kartı gibi saklanmasını öneren kurum, bir yandan destek alırken, sakıncalar konusunda da uyarı aldı.
İngiltere’de ehliyetleri düzenleyen ve kontrol eden kurum olan DVLA, dijital ehliyetlerin Apple Pay cüzdanları içinde saklanabileceğini gösteren bir Tweet atınca, İngiltere’de tartışma alevlendi.
Bu uygulamanın sürücüler için pratik bir yöntem olacağını savunanalar kadar Apple’ın bir ABD şirketi olması ve geçmişinde CIA ile ortaklık yaptığının ortaya çıkması gibi karanlık zamanlar olması nedeniyle, kimlik bilgilerini Apple’ın eline teslim etmek istemeyenler de bulunuyor.
Öte yandan, Apple Pay sadece kredi kartı bilgileri saklamak için değil, üyelik kartları, kimlik kartları gibi bilgileri de saklayabilen bir yazılım ve DVLA ehliyetleri Apple Pay’e entegre etme işini hayata geçirecek gibi görünüyor. Eğer proje gerçekleşirse İngiltere hem dijital ehliyetler konusunda hem de ehliyetlerin Apple Pay üzerinde saklanması konusunda dünyada ilk olacak.
Google, Amazon Echo’ya rakip çıkarıyor
Google, ev otomasyonu konusuna büyük yatırım yapmışken, bu yatırımın görünürlüğünü sağlayacak en önemli enstrümanlardan sesli asistan konusundaki açığını kapamak için harekete geçti.
Amazon’un büyük başarı sağlayan sesli asistan cihazı Echo’ya rakip olacak yeni bir cihaz geliştiren Google, cihazı sene sonunda piyasaya çıkaracak.
Google’dan sızan bilgilere göre yeni cihazın ismi Chirp olacak. Google’ın sesli arama servisi Chirp’e entegre olarak gelecek. Kullanıcılar ev içinde dolaşırken “Okay, Google” diyerek arama fonksiyonunu ve komutları çalıştırabilecek. Cihaz bulduğu sonuçlar hakkında geri bildirimi sesli olarak yapacak. Ayrıca, tahminlere göre Google’ın yeni asistanı, Google’n ev otomasyon sistemi Nest ile de uyumlu olacak. Böylece kullanıcılar, “ısıyı yükselt” dediğinde Chirp bunu duyarak Nest ile iletişime geçecek ve evin ısısını yükseltecek.
Chirp hakkındaki bir diğer sızıntıysa, cihazın ajanda ile de uyumlu olacağı. Bu sayede kullanıcılar sesli olarak ajandalarını kontrol edip randevularını düzenleyebilecekler.
Google’ın önümüzdeki hafta düzenlenecek geliştiriciler konferansında Chirp hakkında bir duyuru yapması beklenmiyor ancak bir sürpriz de söz konusu olabilir.
FBI, WhatsApp’a kafayı taktı!
1 milyar kullanıcı sayısına ulaşan WhatsApp’ın başı FBI ile dertte. Şifrelenmiş iletişim teknolojisi kullanan WhatsApp’ın mesajlarını okuyamayan ABD’nin güvenlik birimleri, Facebook’u iş birliği yapmamakla suçluyor.
WhatsApp’ı satın alan Facebook, uygulamanın şifreli iletişim yöntemini kaldırmamış ve kullanıcıdan kullanıcıya şifrelenmiş iletişimin arasına kimsenin giremeyeceğini, mesajların okunmasının mümkün olmayacağını vurgulamıştı.
Ancak bu politika şu sıralar FBI’ı hiç memnun etmiyor. NSA gibi kurumların elinde yer alan dinleme teknolojileri ile dünyadaki iletişimin büyük bölümünü dinleyip kaydedebilen ABD güvenlik kurumları, teröristleri topladıkları bu büyük veri içindeki belirli anahtar kelimelere göre arıyor. Filtrelere takılan anahtar kelimeleri tespit eden yazılımlar daha sonra ilgili kullanıcıları izlemeye alarak muhtemel terörist saldırılar hakkında önceden bilgi sahibi olmayı amaçlıyor.
Fakat WhatsApp gibi güçlü şifrelenmiş yazılımlarla ile yapılan iletişim ABD’nin dinleme istasyonlarındaki filtreleme yazılımlarını anlamsız kılıyor. Şifreleri çözemeyen yazılımlar, yazılanları okuyamıyor, analiz edemiyor.
FBI’ın direktörü James Comey de bu şikayeti en üst düzeyde dile getirerek Facebook’un WhatsApp’daki şifrelemeyi çözmeleri için kendilerine yardımcı olmadığından yakındı. ABD’nin iletişim güvenliği komisyonunda konuşma yapan Comey, “WhatsApp’ta bir milyardan fazla iyi insan olduğuna eminiz ancak az sayıda da olsa terörizm bağlantılı kullancılar WhatsApp’ı yakalanmadan iletişim kurmak için kullanıyor ve WhatsApp ürünleri güvenliğimizi tehdit ediyor,” ifadelerini kullandı.