Samsung Pay nihayet ortaya çıktı

0
Samsung-PayApple’ın dijital ödeme sistemi Apple Pay ortaya çıktığında piyasadaki bütün dengeleri değiştirmişti. Google’ın Android sistemi üzerinde dijital ödemeye imkan tanıyan bir servisi zaten bulunuyordu ama bunu ne Google ne de Android kullanıcıları hatırlıyordu. Apple ise birebir görüşmelerle, ABD pazarındaki bütün büyük perakende zincirlerini, restoranları, mağazaları, alışveriş merkezlerini Apple Pay sistemini kullanmaya ikna ederek ortaya çıktı. iPhone kullanıcıları, hiçbir yerde kullanmayacakları, “yavaş yavaş büyütürüz” mantığıyla hazırlanmış bir servisle değil, aksine daha piyasaya çıkmadan iş ortaklarını belirlemiş ve ABD’deki tüm büyük mağazalara yerleşmiş bir ödeme servisiyle karşılaştı. Dolayısıyla Apple Pay ilk günden yoğun kullanılmaya başlandı. Şimdi, yaklaşık bir sene sonra, Samsung yaptığı hatayı telafi etmek için ABD’de kendi dijital ödeme servisini hizmete soktu. Google’ın Android Pay servisinden tamamen farklı, olan servis ile kullanıcılar cep telefonlarını kredi kartı gibi kullabilecek ve bu sırada satıcıya kredi kartı bilgileri, özel mali detaylarını vermeden alışverişi tek tıkla tamamlayabilecekler. Samsung bu hamlesiyle, aynı Apple gibi, dev bir bankaya da dönüşmüş oluyor. Çünkü, yeni servisinin telefon satmakla hiçbir ilgisi bulunmuyor. Aksine milyonlarca kullanıcının hergün Samsung Pay servisi ile alışveriş yapmasını ve bu alışverişlerden komisyon almayı umut ediyor. Bu da Samsung’un kasasına her gün akacak milyonlarca dolar anlamına geliyor. Samsung’un sisteminde NFC, parmak izi ve dijital onay adımları kullanılıyor. Böylece kredi kartı bilgileri satıcıya asla ulaşmıyor. Özellikle online alışveriş yaparken, bu detay kullanıcıları çok endişelendiriyor ve elbette endişelenmekte haksız da değiller. Samsung kendi ödeme servisini hizmete açmak için Şubat ayında ABD’de dijital ödeme sistemleri konusunda ürünler sunan LoopPay’ı satın almıştı. Yeni tanıtılan Samsung Pay servisinin eski LoopPay çözümleri üzerine kurulduğunu da tahmin edebilirsiniz. Samsung’un şimdiki hedeki Pay servisini Avrupa’ya ulaştırmak ancak bunun için bir tarih değil. Servisin Türkiye’deki geleceği de Samsung’un Avrupa planları ile bağlantılı olacak. Bakalım, Samsung kullanıcıları cep telefonlarını bir ödeme aracı olarak kullanmaya, Apple kullanıcıları kadar hevesli olacaklar mı?

Girişimciler 500 milyon dolarlık oyun pazarını büyütecek

0
Gamebootcamp+Istanbul_2Destekleme platformu StartersHub bünyesinde hayata geçen Gamebootcamp İstanbul destek programının tanıtım toplantısı 12 Ağustos Çarşamba Günü StartersHub’ın İstanbul’daki ofisinde gerçekleşti. Toplantıda Netmarble EMAE CEO’su Barış Özistek ve program koordinatörü Cem Nahit Kone, Türkiye’de hızlı gelişmekte olan oyun sektörünün geleceği ve Gamebootcamp İstanbul programının geliştiricilere sağladığı yatırım olanakları hakkında bilgilendirme yaptı. Sunumlar ve konuşmaların ardından katılımcılar, programda yer alacak mentorlar ve sektör yöneticileri ile tanışma ve fikir alışverişinde bulunma şansını yakaladı. Tüm oyun geliştiricileri ve fikir sahipleri için hızlandırma programı sunan Gamebootcamp İstanbul, girişimcilere 250 bin Dolar’a kadar yatırım, danışmanlık ile teknik olanak ve destek sağlayacak. Başarılı olan oyun girişimlerine Netmarble EMEA tarafından yayıncılık desteği verilerek, geliştiricilerin oyunlarını çok kısa sürede Türkiye ve dünya mobil oyun pazarına açması sağlanacak. Ayrıca geliştirme aşamasında Netmarble tarafından hem teknik destek hem de şirketin sahip olduğu deneyim, oyun geliştiricilerine sunulacak. Netmarble EMEA desteğiyle hayata geçen Gamebootcamp İstanbul’un destek programına her dönem en fazla 10 takım kabul edilecek. Program jürisinin elemesinden geçerek seçilen oyun girişimleri 20 bin dolar yatırım aldıktan sonra ilerleyen süreçlerde ekstra yatırım olasılıkları ile toplamda 250 bin dolar yatırım alabilecek.Gamebootcamp İstanbul kapsamında seçilen oyun girişimleri finansal yatırım almanın yanı sıra ücretsiz ofis alanları, altyapı destekleri, mentor ve danışman destekleri, eğitim ve atölye çalışmaları da alarak kendi projelerine odaklanabilecek, ayrıca Netmarble Games’in bilgi birikimi ile birlikte markanın küresel ve özel oyun yayıncılığı anlaşmalarından da faydalanabilecek. Gamebootcamp İstanbul’un açılışında programın önemine değinen Netmarble EMEA CEO’su Barış Özistek, “Türkiye’de 500 milyon dolara ulaşan dijital oyun sektöründe oyun kültürünün giderek arttığını ve oyuncu sayısının 25 Milyon’a ulaştığını gözlemliyoruz. İç pazarda büyük potansiyele sahip ülkemizin bu potansiyelinin değerlendirilerek ihracata dönüştürmesi mümkün. Türkiye’den başarılı oyunlar çıkarıp bilgi teknolojisi alanında ihracat yapmak ülke ekonomisinin büyümesinde önemli rol üstlenecektir. Ülkemizin hedefleri arasında yer alan 1 milyar dolar tutarında bilgi teknoloji ihracatına ulaşmak için dijital oyun sektörüne adım atmak isteyen girişimcilerin desteklenmesi gerekiyor. Gamebootcamp İstanbul’un da bu yolda çok önemli bir adım olduğuna inanıyoruz” dedi. Toplamda 450 bin dolar’lık destek verilmesi planlanan programın son başvuru tarihi 12 Ekim 2015 olarak belirlendi. Netmarble EMEA, StartersHUB ve Gamebootcamp İstanbul yöneticileri tarafından yapılacak seçim sonrasında en iyi 10 dijital oyun girişimi belirlenerek programa dahil edilecek. Seçim sürecinde girişimcilerin yatırımcılar ve eğitmenlere yapacağı sunum ve görüşmeler belirleyici rol oynayacak.

Lenovo pazar payı rekoru kırdı

0
lenovo-dizüstü_bilgisayar[1]PC pazarındaki payını rekor bir artışla %20.6’ya yükselten teknoloji devi Lenovo büyümeye devam ediyor. Yılın ikinci çeyrek sonuçlarına göre gelirlerini %3 artırmayı başararak 10.7 milyar dolara yükselten Lenovo, yıldan yıla gelirlerini de %10 artırdı.. PC pazarındaki payını ise rekor bir artışla %20.6’ya çıkaran Lenovo büyümesini global ölçekte sürdürdü ve vergi öncesi 52 milyon Amerikan Doları kar açıkladı. Global PC ve tablet bilgisayar pazarında küçülmelerin devam ettiği ve büyüme hızlarının düştüğü dönemde Lenovo’nun büyümesine devam ettiği görüldü. Lenovo markalı akıllı telefonlarda da marka, Çin dışındaki ülkelerde yıldan yıla %68’lik bir büyüme gerçekleştirdi. Lenovo Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Yang Yuanqing konuyla ilgili şunları söyledi: “Geçtiğimiz çeyrek belki de son yılların en zor pazar koşullarıyla karşı karşıya kalmamıza rağmen yine de iyi sonuçlar elde etmeyi başardık. Üst üste 9 çeyrektir PC pazarında birinciliğimizi sürdürüyoruz. Akıllı telefon alanında, Çin’den tüm dünyaya yayılışımız doğrultusunda verdiğimiz stratejik kararın meyvelerini toplamaya başladık. Ancak uzun dönemde sürdürülebilir bir büyüme sağlayabilmek için tüm işlerimizde etkin ve kararlı aksiyonlar almalıyız. Amacımız PC pazarında %30 Pazar payına ulaşmak. Doğru iş modelleri ve maliyet yapıları kurarken, satın alma ile elde ettiğimiz unsurları mobil ve kurumsal alanda şirketimizin her alanına entegre edeceğiz. Payımızı daha da artırmak ve karlılığımızı geliştirmek için PC alanındaki maliyetlerimizi azaltıp verimliğimizi artıracağız. Bu çabalarımız sayesinde daha hızlı, daha güçlü ve daha iyi konumlanmış bir global şirket olacağız.”

Türk Savunma Sanayisi High-Tech Port Katar’da

0
2014+High+Tech+Port+Stand+Gorseli+%281%296-8 Ekim 2015 tarihlerinde Katar’da gerçekleşecek fuarda Türk ve Katar’ın savunma sanayisi oyuncuları işbirliği yapma fırsatı bulacak.Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile birlikte organize edilen projenin, Katar tarafında resmi ortağı “Katar İş Adamları Derneği”. Savunma Sanayii, Havacılık ve Uzay, Deniz Sistemleri, IT ve Mühendislik, alanlarını kapsayan fuara Türkiye’den BMC, Aselsan, Havelsan, TAI, Roketsan ve THY Teknik başta olmak üzere 70’e yakın firma katılacak.Türkiye’nin ilk bölgesel jet uçağı TRJet Ortadoğu’da ilk kez görücüye çıkacak. En yeni teknoloji ürünlerini dünya vitrinine ilk defa çıkaracak olan şirketlerden BMC de, 7 tane büyük savunma aracın tanıtımını fuarda gerçekleştirecek. 

Elektrikli otomobilleri sürerken şarj edebileceğiz

2
ChargeWhileDriving_FinalElektrikli otomobillerin menzil sorununun yaşanmayacağı zamanlara hala vakit var. Bilim insanları, çok efektif çalışan bir pil teknolojisi icat etmeyi başaramadığı için elektrikli otomobiller hala cep telefonlarımızda da yer alan ve şarj edildikçe kapasitesini kaybedip zamanla ölen eski pil teknolojilerini kullanmaya devam ediyorlar. Türkiye, yerli ve elektrikli otomobil üretmek üzere hazırlıklarını tamamladı. İlk prototiplerin bir ay içinde ortaya çıakcağını, üretimin ise kısa süre sonra başlayacağını biliyoruz. Peki ama elektrikli otomobiller nasıl şarj edilecek? Türkiye henüz bu problemin farkında değil. Ortada elektrikli otomobil olmadığı için onları şarj etmenin problem olduğunun da farkında değiliz. ABD’li Tesla şirketi, 2016’da yüz binlerce adet elektrikli otomobli üretmeye hazırlanırken ABD ve Avrupa’daki ülkeler de bu elektrikli otomobillerin ihtiyacı olacak elektrik şarj istasyonlarını nasıl konumlandıracaklarını düşünüyorlar. Her ne kadar ABD ve Avrupa’da şarj istasyonları görece olarak yaygın olsa da yine de elektrikli otomobillerin yaygınlaşması önündeki en büyük engel, elektrikli otomobille şehirler arası yollara girip onlarca/yüzlerce kilometre yol kat ederken şarjı bitebilecek olan aracı tekrar şarj edebilmenin çok zor olduğu gerçeği. Yüzlerce kilometre uzunluğundaki otoyollarda belli kilometrelere elektrik şarj istasyonu açmak isteyecek “cesur” yatırımcılar çıksa bile, elektriğin benzin gibi kolay depolanması mümkün olmadığından, istasyona gelmeden şarjı bitebilecek olan aracı tekrar çalıştırabilmek çok pahalı ve zor bir işlem. Bu nedenle İngiltere hükumeti, ülkedeki çok sayıda otoyolun altına, pilleri kablosuz şarj etmeyi mümkün kılacak elektrik hatları döşeme kararı aldı. Böylece şehir içinde şarj istasyonları ile enerji ihtiyaçlarını çözen elektrikli otomobiller, şehirler arası yollara çıktıklarında ise asfaltın altına döşenmiş olacak kablosuz şarj sistemleri ile, yol boyunca ilerlerken bir yandan da pillerini şarj edecek. İngiltere şimdi ilk denemeyi yaklaşık 30 kilometre uzunluğunda bir otoyol üzerinde yapmayı planlıyor. Ancak 2016’nın başında gerçekleşecek deney için hangi güzergahın seçileceğine şimdilik karar verilmiş değil. Güney Kore de, 2013 yılında benzer bir asfalt altı şarj sistemini, elektrikli toplu taşıma sistemleri için 7 kilometrelik bir güzergaha kurarak denemişti. Bu teknolojiye, Charge-as-you-drive (Sürüş sırasında şarj) ismiyle anılıyor ve öyle görünüyor ki, yakın gelecekte otoyollarımızın altı Charge-as-you-drive sistemleri ile kaplanmış olacak.

Bir tır dolusu domatese 10 cep telefonu

1
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “1 TIR dolusu domatesin 10 cep telefonuna denk geldiği bir zamanda yaşıyoruz. Yerli bilişim firmalarımızın gerekli desteği görmesi halinde nasıl başarılara  imza atabildiği ortada” dedi. Hisarcıklıoğlu, TOBB öncülüğünde TEPAV ve AllWorld Network işbirliğinde düzenlenen Türkiye’nin en hızlı büyüyen şirketleri yarışmasıyla ilgili açıklamasında, büyüyen her şirketin Türkiye’nin geleceğine bir yatırım olduğuna işaret ederek, özellikle katma değeri yüksek ürünleri hayata geçiren firmaların bugünden geleceğin Türkiye’sine yön verdiklerini vurguladı.  “Garanti iş arayanlarla değil, girişimcilerle öne çıkmalıyız” Son yıllarda dünya ekonomisinin ‘kilo-maliyet ve bunların sonucunda elde edilen gelir’ üzerine yoğunlaştığını hatırlatan Hisarcıklıoğlu, “1 TIR dolusu domatesin 10 cep telefonuna denk geldiği bir zamanda yaşıyoruz. Bu nedenle ülkemiz için katma değeri yüksek ürünler üretip dünyaya ihraç edebilmesi çok önemli. Yerli bilişim firmalarımızın gerekli desteği görmesi halinde nasıl başarılara  imza atabildiği ortada. Türkiye’nin ‘garanti’ iş arayanlarla değil, girişimcilerle öne çıkması ekonomimiz için hayati önem taşıyor. Böylesine önemli alanda bir firmanın 3 yıl üst üste ilk 100’de yer alması bizleri ayrıca mutlu etti. Bu kapsamda Ankaref’i kutluyorum. Sektörün Türkiye 1.’si olmak kolay iş değil” dedi.  “Gecemizi gündüzümüze katarak çalışıyoruz” ODTÜ Teknokent’te faaliyetlerine devam eden  ve 3. kez üst üste Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketi listesine girmeye hak kazanan Ankaref Genel Müdürü Erhan Binici de kuruldukları günden bu yana Türkiye adına artı değer üretebilmek için çalıştıklarına dikkati çekerek, şunları söyledi: “Gecemizi gündüzümüze katarak çalışıyoruz. ‘Bu kadarı yeter’ ifadesi Ankaref’in asla kullanmadığı bir kavram. 2011-2013 yılları arasında yüzde 517 gibi oldukça yüksek bir büyüme rakamına imza attık ve listeye 13. sıradan girdik. Ülke ekonomisinin kilometretaşı olarak gördüğümüz Ar-Ge ve İnovasyon ile 2011, 2013 ve 2015 yıllarında en hızlı büyüyen şirketler listelerinde yer almak, imza attığımız büyümenin sürdürülebilirliğinin de en önemli göstergesi. IoT, tüm dünyanın üzerine titrediği bir konu. Tamamen yerli bir firma olarak bu konuda Türkiye birinciliği bizler için çok güzel ve önemli. Hayata geçirdiğimiz projeler ve imza attığımız başarıların ödüllerle taçlanması bilişimde ‘made in Turkey’ hedefimiz için daha iştahlı çalışmamızın önünü açıyor.”

Google Drive’a uygulama desteği geldi

0
google-drive-update[1]Bulut servisi Google Drive, çok popüler bir depolama aracı olarak kullanılıyor. Sayısız ofis ve medya dökümanının saklandığı Google Drive’da önemli sorunlardan biri, bazı dosyaları çalıştırıp görüntüleyebilmek için PC’ye indirip yüklü olan ilgili uygulama ile açmak zorunluluğu idi. Ancak Google şimdi, Drive’ın web izleyici ara yüzü üzerinde bu uygulamaları doğrudan çalıştırma imkanına kavuştu. Google, her dosya için alternatif uygulamalar yerleştirerek o uygulamanın bulut üzerinde de çalışmasını sağlayacak bir yapı oluşturdu. Böylece, örneğin bir Photoshop dosyasını çalıştırmak için Adobe Photosohop uygulamasına gerek kalmaksızın, aynı dosya formatını açıp görüntüleyebilen başka bir uygulama sayesinde ilgili dosyayı PC’nize indirmeden, Google Drive klasörü içinden çalıştırıp inceleyebiliyorsunuz.

İstenmeyen SMS’lere filtreleme çözümleri

0
Defne Telekomünikasyon Genel Müdürü Oğuz Haliloğlu
Defne Telekomünikasyon Genel Müdürü Oğuz Haliloğlu
İzinsiz SMS gönderiminin dünyanın birçok yerinde de kanun ile kontrol altına alındığını belirten Defne Telekomünikasyon Genel Müdürü Oğuz Haliloğlu, Mayıs 2015’de Türkiye’de de yürürlüğe giren yasanın ardından şu bilgileri verdi: “GSM şirketlerinin cezaya maruz kalmamak için öncelikle abonelerinden izin almaları, mevcut sistemlerinde düzenlemeye gitmeleri ve altyapılarında önlemler almaları gerekli.  Bu önlemlerin en başında hem GSM operatörlerinin hem de abonelerin filtreleme yapabilmelerini sağlayan SMS Filtreleme veya Kara Liste/Beyaz Liste gibi uygulamalar ön plana çıkmakta. Bu filtreleme uygulamaları sayesinde mobil operatörler mesajı gönderen kaynağın (originating number) kendi iletişim ağları üzerinden yapacağı izinsiz SMS gönderimlerini engelleyebilirler (SMS Filtreleme), aboneler de kendi iletişimlerini daha iyi yönetebilirler (Kara Liste/Beyaz Liste). Bu filtreleme uygulamaları yurt içi ve yurt dışı kaynaklı tüm izinsiz SMS gönderimleri için geçerlidir. Aboneler filtreleme uygulamalarındaki ayarları kullanarak istedikleri kaynaklardan gelen mesaj ve telefon çağrısını alma, istemedikleri kaynaklardan gelen iletişimleri de engelleme imkanına sahiptirler (Kara Liste/Beyaz Liste). Aboneler filtreleme ayarlarına telefonları üzerinden kullanımı kolay bir ara yüzle veya tanımlanmış bir Web sitesi üzerinden rahatlıkla ulaşabilir ve istedikleri filtreleme değişikliklerini kolaylıkla hayata geçirebilirler.” Defne Telekomünikasyon’un ürün yelpazesinde yer alan SMS Filtering ve Blacklist/Whitelist çözümleri ile hem SMS altyapısı sunan telekom operatörlerinin hem de abonelerin istemedikleri firmalardan veya abonelerden gelen izinsiz SMS ve çağrıları engelleyebileceklerini, istediklerine de izin verebileceklerini belirten Haliloğlu, “SMS Filtering ve Blacklist/Whitelist ürünlerimiz CIS ve Orta Doğu bölgelerindeki pek çok iletişim ağında hali hazırda kullanılmaktalar. Bu filtreleme çözümlerimiz sayesinde aboneler günlük iletişimlerini kendi kontrollerinde tutup istedikleri gibi yönlendirebiliyorlar. Telekom operatörleri de regülasyonlara uyarken aynı zamanda müşteri memnuniyetini de arttırmış oluyorlar ” dedi.

Kaspersky Small Office Security en yüksek notları topladı

0
KL4528UXEFS_1600x1600Yakın zamanda gerçekleştirilen ve sonuçları Ağustos ayının başlarında yayınlanan Dennis Technology Labs testinde Kaspersky Small Office Security olası maksimum skoru elde etti ve AAA sertifikasıyla ödüllendirildi. Testler sırasında uzmanlar, ürünün zararlı veya zararsız programlar ve web sitelerine yanıtlarına bakmakla kalmamış aynı zamanda toplam doğruluk oranını da hesapladı. Bu oran iki bileşenden oluşuyor; koruma puanı ve yasal yazılım puanı. Bunlardan birincisi her çözümün tehditleri ele alma yolunu temel alıyor İkincisi ise hangi zararsız nesnelerin tehdit olarak tanımlandığını temel alıyor: bir çözüm popüler bir programı engellerse bunun cezası, nadiren kullanılan yasal bir uygulamanın engellenmesinden fazladır. Kaspersky Small Office Security, tüm virüslü denemeleri engellerken herhangi bir hatalı pozitif sonuç vermedi. Sonuç olarak 1016 puanla mümkün olan en yüksek Toplam Doğruluk Puanını alan tek çözüm oldu. Kaspersky Small Office Security’nin bir diğer kurumsal çözüm testinde elde ettiği sonuçlar da eşit derecede etkileyici: Temmuz ayının son haftasında AV-Test tarafından yayınlanan bir rapora göre ürün sadece bir Onaylı Kurumsal Son Uç Koruma sertifikası almakla kalmadı aynı zamanda 18’de 18 puan alan iki üründen biri olmdu. AV-Test tarafından uygulanan test yönteminde güvenlik ürünleri üç kriterde değerlendirilir: kullanışlılık, performans ve koruma. AV-Test tarafından gerçekleştirilen testte kullanışlılık, genel olarak hatalı pozitif sonuçların olmaması anlamına gelir. Kaspersky Small Office Security hiç bir hatalı pozitif sonuç vermedi ve 6 puanın 6’sını aldı. Ürün aynı puanı, iki koleksiyon kullanılarak test edilen koruma seviyesinde de elde etti; son 4 hafta içinde keşfedilen sıfır gün tehditleri ve sık kullanılan zararlı yazılımlar. Kaspersky Lab çözümü ayrıca performans kategorisinde de olası maksimum puanı elde etti: sistem performansına önemli bir etkisi olmadı. Kaspersky Small Office Security çözümünün Temmuz ayının sonlarına doğru aldığı diğer ödül de Virus Bulletin’in karşılaştırmalıgüvenlik ürünleri incelemesi ile verilen VB100 – Nisan sertifikası. Nisan 2015’te gerçekleştirilen bu test sırasında Kaspersky Small Office Security, modern tehditlerin %100’ünü hem talep üzerine hem de erişim üzerine testlerinde başarılı bir şekilde algıladı. Ürünün herhangi bir hatalı pozitif sonuç vermemiş ve istikrarı için en yüksek seviye olan “sağlam” seviyesine ulaşmış olması, test sırasında hiçbir sorunla karşılaşılmadığı anlamına gelir. Ayrıca Temmuz ayının başında AV-Comparatives tarafından özel bir Kaspersky Small Office Security incelemesi yayınlanmış olması da dikkate değer bir gelişme. İnceleme, çözümün son sürümünde bulunan işlevlerin ayrıntılı bir analizini içermekte. Araştırmacılar bulut tabanlı bir konsol üzerinde ürünü yönetmenin rahatlığını ve kolaylığını özellikle vurguladılar. Kaspersky Lab Zararlı Yazılım Engelleme araştırması Direktörü Timur Biyachuev şu yorumlarda bulundu: “Farklı ülkelerden bağımsız test laboratuarları en yeni Kaspersky Small Office Security sürümünün değerlendirilmesinde aynı görüşte birleşmişlerdir. Küçük işletmeler için tasarlanmış ürünler için görüş birliğine varılması, genellikle kendi sistem yöneticisine sahip olmayan ve BT altyapılarını korumak amacıyla bir ürün seçerken çeşitli görüşlere başvurma eğilimi gösteren küçük işletmeler için özellikle önemlidir”.

Kendi robotunu üreten robot yaptılar

1
Cambridge_robotRobot teknolojisindeki gelişmelere dair çıkan haberlerin sayıları hızla artıyor. Yakın gelecekte günlük yaşamın yeni normali olmamaları için de bir sebep yok. Ancak Cambridge Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma, bugüne kadar insan yapımı robotların da doğru programlandıklarında kendi robotlarını yapabileceklerini ortaya çıkardı. Yapılan çalışmaya dair hazırlanan videoda, bir endüstriyel robotun yakınında bulunan küp vb. parçalarla kendi robotunu ‘ürettiği’ görülüyor. Üstelik bu işlem sadece 10 dakika içinde tamamlanıyor. Tek gereken, üretim için gerekli parçalar ve bu parçaların birleşimi için düz bir masa… Araştırmayı yürüten ekibin başındaki isim olan Dr. Fumiya Lida, “Robotların ne kadar yenilikçi ve yaratıcı olduklarını görmek istiyoruz.” yorumunu yapıyor. Açıkçası bunu da başarmış görünüyorlar. Zira her bir robot çocuk, diğerlerinden farklı görünüm ve işlevlere sahip. Anne robot için tek gereken malzemelerin çeşitliliği… Bu çalışma ister istemez klasik robotların dünyayı ele geçirmesi filmlerini anımsatıyor. Evet, şu aşamada ayakları, tekerleği ya da paleti olup uzaklara gidebilecek robotlar üretilmiyor, ancak bunun için tek gereken anne robotun erişebileceği mesafede bu parçaların bulunabilmesi ve elbette gelişmiş yapay zeka…

Dijitalleşen dünyada şirketlerin yapması gereken 5 yatırım

0
Gorsel+1Dünyanın önde gelen kişisel ürün tavsiye, e-posta, sosyal ve mobil pazarlama çözüm sağlayıcılarından biri olan Avusturya merkezli Emarsys’in Ülke Müdürü Murat Erdör, dijitalleşen dünyada şirketlerin geleceği yakalayabilmeleri ve tüketici beklentilerini anında algılayabilmeleri adına mutlaka yapmaları gereken yatırımları açıkladı. Önümüzdeki yıllarda Y kuşağının ardından ise teknolojinin içine doğan Z kuşağının şirketler için hedef kitlelere dönüşeceğini belirten Murat Erdör, bu hedef kitlelere doğru yöntemlerle dokunabilmek adına şirketler için olmazsa olmaz 5 yatırımı şu şekilde sıraladı:
  1. Tavsiye Sistemleri
Web sayfasını ziyaret eden müşterileri binlerce ürün ile boğmadan gezinme ve alışveriş davranışlarına göre uygun ürünü sunup sitede daha fazla zaman geçirmelerini sağlamak, tavsiye sistemleri sayesinde artık daha kolay hale gelecek. Tavsiye sistemleri gelecekte dijital süreçlerin önemli unsurlarından biri olacak.
  1. Büyük Veri
Artık sahip oldukları büyük veriyi yönetebilen kurumlar, topladıkları ve anlamlandırdıkları verilerle kim olduğumuzu, nelerden hoşlandığımızı, neye tepki verdiğimizi ve neler beklediğimizi çok iyi biliyorlar. Pazarlama ve satış başta olmak üzere tüm stratejilerini veri odaklı yapan kurumlar, rekabette bir adım öne geçerek hem verimliliklerini ve karlılıklarını artıracak hem de kişiye özel mesaj gönderdikleri için farkındalık yaratacak.
  1. Kişiselleştirilmiş E-posta Pazarlama
Herkese aynı mesajı gönderen firmaların satış anlamında fazla şansı yokken, kişiye özel e-posta gönderenlerin okunma ve geri dönüşüm oranları artmaya devam edecek. Web sayfasında tüketicilerin gezindikleri kategorilerin ve ürünlerin bilgisini kullanarak kişiye özel e-posta atan firmalar rekabette ön plana çıkacak.
  1. Mobil Pazarlama
Mobil cihazlarla her şeyi yapabildiğimiz günümüzde firmalar mobil uygulamalar aracılığıyla tüketicilerle daha fazla iletişim halinde kaldı. Mobil cihazlara uyumlu web sayfası ve e-posta içerikleri daha fazla önem kazanırken, mobilde yapılan hedefleme çalışmaları ön plana çıkmayı sürdürecek.
  1. Müşteri Zekası
Şirketler, hangi kanaldan gelen tüketicinin daha fazla gelir sağladığını, mevcut müşterilerinin alışveriş sıklığını, en son alışveriş yapılan tarihleri ve harcanılan paranın görülmesini sağlayan modellemeler sayesinde pazarlama stratejilerinde bir adım öne geçecek.

Olmazsa olmaz not alma uygulamaları

0
İş dünyasının profesyonelleri, hatta öğrenciler, ev kadınları, gençler, emekliler… Toplumun her kesimi, mobil cihazların not almak için çok pratik olduğunu keşfetti. Ev kadınları alışveriş listelerini artık kağıt kalemle değil, mobil cihazlarıyla oluşturuyor. Öğrenciler derslerini dinlerken tahtaya yazılan notların fotoğrafını çekip, cep telefonlarındaki not alma uygulamasına ekliyorlar. İş dünyası da bu alışkanlığı çoktandır keşfetmiş durumda. Toplantılarda notlar özel uygulamalar sayesinde cep telefonlarına alınıyor. Kartvizitler’in fotoğrafları çekiliyor ve OCR özelliği olan not alma uygulamalarında saklanıyor. Toplantıların, görüşmelerin ses kayıtları yine not alma uygulamalarında, görüşme notları arasına işleniyor. Kısacası not alma uygulamaları iş dünyasında hayatı çok kolaylaştırıyor. Peki ama hangi not alma uygulaması, size daha uygun?   1- Evernote evernote-logo-elephant[1]Not alma camiasının süper yıldızlarından biri olan Evernote, bulut tabanlı, multiplatform bir uygulama. Dilediğiniz her cihazınızda açıp çalıştırabildiğiniz uygulamada notlarınız bulut üzerinde saklanıyor. Böylece iş yerindeki masanızda, masa üstü PC’den girdiğiniz notlarınıza, gece evinizde cep telefonunuzu karıştırırken ulaşabiliyorsunuz. Bir toplantı sırasında tabletiniz üzerinden kullandığınız Evernote uygulamasına aldığınız notları, ertesi gün bir iş yemeğinde iş arkadaşlarınızla konuşurken cep telefonunuz üzerinden açıp iş arkadaşlarınıza gösterebiliyorsunuz. Uygulama hem ücretsiz olarak çalışabiliyor hem de dileyen kullanıcılar için yıllık 36 ve 70 TL’lik iki farklı sürümü bulunuyor. Ücretsiz versiyon neredeyse her ihtiyacı karşılarken, çok daha fazla yetenek isteyen kullanıcılar için, bireysel olarak veya şirket tarafından sağlanan ücretli versiyonlar da kullanıcılarını memnun ediyor. Eğer Evernote kullanmaya karar verirseniz, Evernote’ın özel tarayıcı eklentisini de mutlaka kullanmalısınız. böylece bir web sayfasında dolaşırken, beğendiğiniz bir makale gördüğünüzde, sadece tarayıcıdaki Evernote tuşuna basarak makaleyi, HTML formatını koruyarak otomatik olarak alıp not defterinize yapıştırabiliyorsunuz. Aldığınız notları link haline getirip bu linkleri çevrenizle paylaşabildiğinizi de unutmayalım. Böylece, toplantı notlarınızı iş arkadşalarınıza kolayca gönderebiliyorsunuz.   2- Google Keep keep_android_update[1]Google’ın bulut tabanlı not alma uygulaması Google Keep, Android cihazlarla üzerinde renkli, küçük hatırlatma notları yerleştirmek isteyenleri de mutlu ediyor. Notlarınızı küçük not kağıtları şeklinde organize etmenize imkan sağlayan Google Keep sayesinde, hatırlatıcılar/alarmlar kurabiliyorsunuz ve elbette Google ekosistemindeki diğer hesaplarınızdan içerik çekip alabiliyorsunuz.     3- Any.do anydo[1]Any.do, zengin yeteneklere sahip “yapılacaklar listesi” oluşturmanıza imkan tanıyor. Bu listeler arasında alışveriş listeniz yer alabileceği gibi, üzerinde çalıştığınız proje için yapılması gerekenlerin listesi de yer alabiliyor. Yapılacaklar listesini notlar, ses ve görüntü kayıtları, fotoğraflarla zenginleştirebiliyorsunuz. Uygulamanın güzel bir yanı ise, “daha sonra aranacaklar” listesi oluşturmanıza izin vermesi. Cevap vermediğiniz ve daha sonra aramak üzere ertelediğiniz bir telefon görüşmeniz mi var, Any.do bu cevap verilmeyen aramayı sizin için sonra aranacaklar listenize ekliyor ve zamanı gelince de alarm çalarak sizi uyarıyor. Böylece önemli bir iş kontağınızı aramayı unutarak profesyonel ilişkilerinizi riske atma tehlikesinden kurtuluyorsunuz.   4- Wunderlist all-platforms@2x[1]Yine bir yapılacaklar listesi sunan Wunderlist, hem ücretsiz hem de tüm işletim sistemlerinde çalışabilen bir mobil uygulama. Wunderlist sayesinde aldığınız notlar, yaptığınız listeler için hatırlatmalar da kurabiliyorsunuz ve uygulamanın güzel yanı, bu yapılacaklar listesinde sırası gelen adımı telefonunuzun kilit ekranında görebilmenizi sağlaması. Yani her defasında “şimdi ne yapacaktım” diye dönüp uygulamayı açmanıza gerek kalmıyor, uygulama sürekli telefonun kilit ekranında size gerekli hatırlatmayı yapıyor. Bu sayede, yoğun bir iş gününde, bir işe odaklanmışken, devam etmesi gereken bir diğer projedeki önemli adımları gözden kaçırma riski yaşamıyorsunuz. Dilerseniz, uygulamanın ücretli versiyonuna geçip, çok daha zengin özelliklere de ulaşabiliyorsunuz. Bunlar arasında notlarınıza PDF’ler, fotoğraflar, ses kayıt dosyaları eklemek gibi yetenekler de var. Ancak şunu da hatırlatmakta fayda var, Wunderlist’in ücretli versiyonunda yaptığı işlerin çoğunu Evernote, ücretsiz olarak gerçekleştiriyor.

Kon-Boot’a çare Karmasis’te

0
Son dönemin en ciddi atak türlerinden bir tanesi de Kon-Boot. İnternetten kolayca bulunabilen ve bir USB, SD kart ya da başka bir medya aracılığıyla PC’deki bios ayarlarını kullanarak sistemlere şifresiz sızılmasını sağlayan Kon-Boot’a karşı dünya da birkaç farklı teori geliştirilse de kesin bir çözüm henüz duyurulmuş değil. Ancak yerli şirket Karmasis’in İnfroskope ürünü Kon-Boot’u yakalayıp sisteme sızılmasını önlüyor. Ürün ve Kon-Boot saldırılarıyla ilgili Karmasis Genel Müdür Yardımcısı Çetin Uygun’un görüşleri bu videoda.

SanDisk’ten yeni kablosuz flash bellek

0
SanDisk_Connect_Wireless_Stick_gorseliSandisk, tanıttığı yeni kablosuz mobil flash sürücüsü SanDisk Connect Wireless Stick ile mobil depolama portföyünü genişletti. Yeni sürücü mobil cihazlar ile bilgisayarlar arasında fotoğraf ve video aktarımını, paylaşımını ve bu içeriklere erişimi oldukça kolaylaştırıyor. Ödül sahibi SanDisk Connect Wireless ailesi içerisinde yer alan SanDisk Connect Wireless Stick 128GB’ye* varan yüksek kapasitesi, göz alıcı kompakt tasarımı ve uygun fiyatı ile dikkatleri üzerine çekiyor. SanDisk Connect Wireless Stick ile kullanıcılar Wi-Fi özelliği olan cihazlarında bulunan fotoğraf, video ve diğer dosyalarına kolaylıkla ulaşabildiği gibi bu içerikleri özgürce depolayabiliyor. Kullanıcılar, yüksek kalitede fotoğraf ve Full HD video çekimi gibi özelliklere ilgi göstermeye devam ederken SanDisk’in yeni kablosuz depolama aracı kullanıcıların buna paralel artan depolama ihtiyaçlarını uygun fiyata karşılamak üzere tasarlandı. 128GB’ye varan kapasite, kullanıcılara mobil depolama alanlarını iki katına çıkarma imkânı sunarken daha fazla esneklik sunuyor. SanDisk Ürün ve Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Dinesh Bahal yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Mobil yaşam tarzını gerçek anlamda yaşadığımız bir çağ içerisinde bulunuyoruz. Cihazlarımız ile hayatımızın her karesini çekerken daha önce asla mümkün olmayacak bir şekilde çalışıyoruz. Tüm bunlar yeni nesil mobil depolamaya ihtiyacı ortaya çıkardı. SanDisk Connect Wireless Stick, kullanıcılara birden çok cihazda bulunan tüm içeriklerine erişimi ve bu içerikleri depolamayı basit, kolay ve bütçelerine zarar vermeyecek bir şekilde gerçekleştirme imkânı sunuyor.” Birden Çok Cihaza Bağlantısız Paylaşım SanDisk Connect Wireless Stick akıllı telefonlarda, tabletlerde ve bilgisayarlarda çalışıyor. İster çantada ister cepte olsun bu yeni sürücü ile tek seferde üç mobil cihazdaki medya içeriklere bağlantısız ulaşılabiliyor, büyük dosyalar transfer edilebiliyor, fotoğraf ve videolar depolanabiliyor, HD videolar izlenebiliyor, müzikler dinlenebiliyor. SanDisk Connect Wireless Stick tek seferlik bir şarj ile 4,5 saate kadar yayın akışına imkan veriyor. USB bağlantısı ile de kullanıcılar anında içeriklerini bilgisayara depolayabiliyor ya da transfer edebiliyor.  SanDisk Connect Wireless Stick, kullanıcıların içeriklerini diledikleri yerde diledikleri zaman kontrol etmelerini sağlıyor. Kusursuz Uygulama Deneyimi SanDisk Connect uygulaması ile gelen SanDisk Connect Wireless Stick böylece kullanıcıların iOS ve Android cihazlar, Fire tabletler, Mac ve PC’ler de dahil en çok tercih ettikleri cihazlar arasındaki içerik yönetimini, neredeyse çaba harcamayarak gerçekleştirmelerini sağlıyor. Ayrıca tüm bu içerik yönetimi parola korumalı Wi-Fi bağlantı üzerinden gerçekleştiriliyor. App Store, Google Play Store ve Amazon Appstore for Android mağazalarından indirilebilen uygulama, fotoğraf ve videoları kamera dosyasından sürücüye otomatik yedekleme gibi diğer özellikleriyle de dikkat çekiyor. Fiyat ve Bulunurluk Bir yıl garanti ile gelen SanDisk Connect Wireless Stick; Amazon, BestBuy.com ve SanDisk.com üzerinden 16GB, 32GB, 64GB ve 128GB depolama seçenekleri ve üreticinin önerdiği $29,99-$99,99 arası perakende satış fiyatı ile satılıyor.

Microsoft’ta üst düzey atama

0
Microsoft Ortadoğu ve Afrika Bölge Başkan Yardımcısı Burak Gökmen
Microsoft Ortadoğu ve Afrika Bölge Başkan Yardımcısı Burak Gökmen
Microsoft Grubunda başarılı çalışmalarıyla dikkat çeken ve üst yönetimde önemli pozisyonlar üstlenen Türk yöneticilerin sayısı hızla artıyor. Son olarak Ortadoğu ve Afrika Bölgesi Tüketici Kanalları Genel Müdürü Burak Gökmen, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi Satış, Pazarlama ve Servis Grubu Başkan Yardımcısı görevine atandı. Gökmen, yeni görevi kapsamında Türkiye de dahil olmak üzere üç kıtada 1.5 milyar kişinin yaşadığı 79 ülkenin yönetiminden sorumlu olacak. Bu atamayla Burak Gökmen, Microsoft Grubunda uzun bir aradan sonra Başkan Yardımcılığı seviyesine yükselen ilk Türk yönetici oldu. 2011 yılında Microsoft Ortadoğu ve Afrika Tüketici Kanalları Genel Müdürü görevini üstlenen Gökmen, bu görevinde Microsoft’un cihaz üreticileri, perakendeciler, telekom operatörleri ve kanal iş ortakları ile olan işlerinden sorumlu olarak 1 milyar doların üzerinde bir ciro yönetti. Gökmen ve ekibi, Microsoft ürünlerinin ve yazılımlarının yerel ve bölgesel pazarda yaygınlaşmasından sorumlu oldu, perakende işinde yeni pazarlara girilmesine öncülük etti ve bu bu dönemde gelirlerin iki katın üzerinde artmasını sağladı. Gökmen, yeni görevi kapsamında bölgede faaliyet gösteren kurumlarla yakın çalışarak, şirketlerin teknoloji ile daha esnek, daha dinamik, daha hızlı ve güçlü olmasına liderlik edecek. Burak Gökmen yeni görevi ile ilgili şu açıklamada bulundu: “Microsoft olarak ‘önce bulut, önce mobil’ stratejisi kapsamında üretkenliği yeniden tanımladığımız yeni bir dönem içerisindeyiz. Bireylerin ve kurumların gündelik hayatlarında verimliliğe odaklanarak, onlara katmadeğer sağlayacak, kısıtlı zamanlarında daha fazlasını yapmalarına olanak sağlayacak inovatif çözümlere yatırım yapıyoruz. Bu doğrultuda, ürünlerimizi ve hizmetlerimizi daha da yaygınlaştırmak için önümüzde çok değerli fırsatlar olduğuna inanıyorum. Ortadoğu ve Afrika Bölgesi, sahip olduğu yüksek potansiyel ve büyüme hızı ile Microsoft’un uzun yıllardır faaliyet gösterdiği ve yatırım yaptığı bölgeler arasında yer alıyor. Bu bağlamda, bilgi birikimimizi ve inovasyon gücümüzü kullanarak, bireyleri ve kurumları uçtan uca en yeni teknolojiler ile donatmaya, toplumların iktisadi kalkınması için Ortadoğu ve Afrika pazarında dijital dönüşüme liderlik etmeye devam edeceğiz.” İş dünyasında 25 senelik tecrübesi bulunan Burak Gökmen, 2000-2007 senelerinde Borusan Telekom’da CEO’luk görevini üstlendi. Gökmen, 1995-2000 yılları arasında stratejik yönetim danışmanlığı şirketi Bain and Company’nin Boston, İstanbul ve Tel Aviv ofislerinde çalıştı. Boğaziçi Üniversitesi Elektronik Mühendisliği bölümünden mezun olan Gökmen ayrıca Michigan Üniversitesi’nde Elektronik Mühendisliği bölümünde yüksek lisans ve Harvard Üniversitesi’nde MBA derecelerini tamamladı. Gökmen, İstanbul’da ikamet etmeye devam edecek.

Dünya teknolojileri bir araya geliyor

0
Basaksehir_living_lab_deneylerTürkiye’nin ilk ENoLL (European Network of Living Labs) üyesi olan ve dünyada sadece 380 tane bulunan Living Lab (yaşam laboratuvarı) merkezlerinden birini kurarak bir ilke imza atan Başakşehir Belediyesi Dünya Living Lab Günleri’ne ev sahipliği yapacak. Daha önce Paris (2010), Barcelona (2011), Helsinki (2012), Manchester (2013) ve Amsterdam (2014) şehirlerinde gerçekleştirilen OpenLivingLab Days, bu yıl 25-28 Ağustos tarihleri arasında Başakşehir Belediyesi ve Başakşehir Living Lab ev sahipliği ile İstanbul’da düzenlenecek. 4 gün sürecek bilişim ve teknoloji zirvesinde, 9.Dalga’da üyeliği kabul edilen yeni Living Lab’ler açıklanacak. Teknolojik buluşlar Başakşehir’de görücüye çıkacak Bu yıl ilk kez ülkemizden Başakşehir Belediyesi’nin ev sahipliği yapacağı ve dünya genelinde yılda bir kez ENoLL Ağı’na bağlı tüm Living Lab’lerin (Yaşam Laboratuvarı) bir araya geldiği zirvede;  interaktif oturumlar, çalıştaylar, canlı tartışma panelleri, kültürel ve teknik gezi etkinliklerini gerçekleştirilecek. Girişimcilik, akıllı şehircilik ve akıllı yaşam konseptleri üzerine dünya çapında Living Lab’ler tarafından geliştirilmiş modeller, teoriler ve teknolojilerin paylaşıldığı etkinlikler boyunca, katılımcılar, konusunda söz sahibi kişilerin ve dünyanın öncü şehirlerinin de deneyimlerini edinme fırsatı bulacaklar. Ayrıca dünya genelindeki Living Lab’lerin geliştirmiş olduğu teknolojik ürünler ve hizmetler de mini bir fuarla teknoloji meraklılarının karşısına çıkacak. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Bahçeşehir Üniversitesi’nin sponsorluğunda; TTNET, Türkiye İhracatçılar Meclisi, Startup Bootcamp İstanbul, Starters Hub, Istanbul Design Factory, FonGoGo kuruluşlarının desteğiyle düzenlenen zirvede, dünya çapındaki en büyük Living Lab’ler Türkiye’de ilk kez Başakşehir Belediyesi ev sahipliğinde bir araya gelecek.

Varant piyasası artık cepte

0
Deutsche Securities Menkul Değerler Genel Müdürü Albert Krespin
Deutsche Securities Menkul Değerler Genel Müdürü Albert Krespin
Deutsche Bank, yatırımcılara varant piyasasını kolaylıkla takip etmesi adına Foreks Mobile’a entegre varant uygulamasını yatırımcılarla tanıştırdı. Deutsche Bank varant entegrasyonuna sahip Foreks Mobile, Android ve iOS işletim sistemli akıllı telefon ve tabletlere hiçbir ücret ödemeden indirilebiliyor. Foreks Mobile,  yatırımcılara 22 farklı dayanak varlıkta hali hazırda piyasada işlem görmekte olan 286 varant ve yayılma varantının detaylarına ve parametrelerine cep telefonu veya tablet ile her an her yerde ulaşabilme imkanı sunuyor. Foreks Mobile uygulamasının anlık ve hızlı takibin önemli olduğu varant piyasasına yeni bir soluk getireceğine inandığını vurgulayan Deutsche Securities Menkul Değerler Genel Müdürü Albert Krespin sözlerine şöyle devam etti:Yatırımcılar bu uygulama aracılığıyla piyasa takibi yaparak anlık varant fiyatı ve oranlarını hesaplayabiliyor. Mobil uygulama üzerinden varant özelinde bir çok bilgilendirici dokümana erişebilmenin yanı sıra seminerlere ve günlük bültenlere ulaşabiliyor. Foreks Bilgi Hizmetleri AŞ’den alınan verilere göre 33 farklı aracı kurum ve banka üzerinden işlem imkanı da veren mobil uygulama ile yatırımcılar ekonomik takvime ve teknik analiz raporlarına ulaşma fırsatına da sahip oluyor. Ancak yatırımcıların yatırım kararlarını izahnamenin incelenmesi suretiyle vermeleri gerekmektedir.” Deutsche Bank,  Foreks Mobile uygulaması hakkında sunacağı bilgilendirici dokümanlar, videolar ve günlük bültenler ile yatırımcılar için erişimi kolaylaştırarak en son Foreks Hizmetleri A.Ş.verilerine göre  420 bin indirme, 160 bin tekil, 27 bin aktif alım satım işlemi yapan kullanıcıya varantların dünyasını açıyor.

İDO Mobil ile ido.com.tr artık cepte

0
filoAndroid ve IOS olmak üzere tüm cep telefonlarına uygun şekilde tasarlanan İDO Mobil uygulaması ile ido.com.tr’de yapabileceğiniz her işlemi artık cep telefonunuzdan kolaylıkla gerçekleştirebileceksiniz. İDO Mobil uygulamasında; online bilet satın almadan iç ve dış hat seferleri sorgulamaya, İDO’nun sadakat programı İdoamiral üyelik işlemlerinden kampanya ve iptal sefer duyurularına, tanımlı yolcu ve tanımlı araç girebilme özelliğinden favori terminaller eklemeye ve İdoamiral üyelikle alınan biletleri görüntüleyebilmeye kadar hayatınızı kolaylaştıracak pek çok özellik bulunuyor. Google Play ve iTunesStore’dan indirilebilen İDO Mobil uygulaması, kullanıcılarına lansmana özel binlerce hediye fırsatı da sunuyor. İDO Mobil uygulamasından İdomiral üyeliğiyle  giriş yaparak en çok bilet alan 1 kişi iPhone 5s,  10 kişi  Vialand bileti, 100 kişi Sealife Akvaryum- Legoland bileti ve 1000 kişi de TAVLounge’a ücretsiz giriş şansı yakalıyor.

Liderler okulu ilk mezunlarını verdi

0
Liderler+OkuluTürk Telekom Grubu’nun sürdürülebilir ve kolektif liderlik vizyonunu kurum içinde pekiştirmek amacıyla kurduğu Liderler Okulu ilk mezunlarını verdi. İstanbul Bilgi Üniversitesi ve Hay Grup Danışmanlık iş birliğiyle Türk Telekom Grubu’na özel tasarlanan Liderler Okulu, şirket yöneticilerini yeni liderlik kavramlarıyla tanıştırmayı, yeni neslin beklentilerine daha rahat adapte olmalarını sağlamayı ve teknoloji çağında hızla değişen koşullara uyumlarını güçlendirmeyi hedefliyor. Bahattin Aydın: “Yeni dünyanın liderlik anlayışını kurum kültürü haline getirmeyi önemsiyoruz.” Şirketlerin başarısında çalışanların liderlik yeteneğinin önemli bir yer tuttuğuna dikkat çeken Türk Telekom İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Bahattin Aydın, “İş dünyasının dinamikleri ve sektörümüzün gereklilikleri hızla değişiyor. Gelişen teknolojinin beraberinde getirdiği yeni alışkanlıklarla birlikte liderlerden beklentiler de değişti. Sektörün lideri olarak yolumuza devam ederken, bu yeni dünyaya hızlı uyum sağlamayı ve yenilikler konusundaki öncülüğümüzü sürdürülebilir kılmayı önemsiyoruz. Böyle bir ortamda başarıyı sürdürülebilir kılmak için bireysel liderlik yeteneğinin her kademeye yayılması, gelecek nesillere aktarılması, bu vizyonun kolektif bir kültüre dönüşmesi gerekiyor” dedi. Bu vizyon ve yaklaşımla, Hay Grup Danışmanlık ve İstanbul Bilgi Üniversitesi iş birliğiyle Liderler Okulu’nu kurduklarını ifade eden Aydın, “Tamamen kurumumuzun vizyon ve hedefleri doğrultusunda kurgulanmış olan Liderler Okulu’nun ilk dönemine 40 yöneticimiz katıldı. Yöneticilerimiz, eğitim sonunda yeni dünyanın liderlik anlayışını öğrenme ve uygulama fırsatı bularak kendilerini yeniden keşfederken, ilham veren bir tecrübe yaşadılar. Bu eğitimi tamamlayan liderler takımımızın, Türk Telekom Grubu’nu geleceğe taşıyacak yeni liderler yetiştireceğine inanıyoruz” şeklinde konuştu. “Türk Telekom Grubu için en büyük yatırım insana yatırım” İnsan kaynağına yapılan yatırıma büyük önem verdiklerinin altını çizen Aydın, “İçinde bulunduğumuz rekabet ortamında en önemli stratejilerden birinin insana odaklanmak olduğunun farkındayız. Bizim temel stratejimiz, insan odaklı bir kültürle rekabette fark yaratmak üzerine kurulu. Bu nedenle ilham veren, fark yaratan eğitimlere yatırım yapmayı önemsiyoruz” dedi. Türk Telekom Grubu’nda görev yapan yöneticilerin katılımına açık olan Liderler Okulu’nda müdürlere yönelik “Meydan Okuyanlar” ile grup müdürlerine yönelik “Etki Yaratanlar” programı 14-16 gün, üst düzey yöneticilere yönelik “İlham Verenler” programı ise 5-7 günde tamamlanıyor.