İşte Elon Musk’ın CV’si

0

Elon Musk gibi dünyanın en önemli ve dev şirketlerini kurmuş bir milyarderin CV’ye ihtiyacı olabilir mi? Musk’ın bir iş başvurusunda bulunmayacacağı kesin. Ancak Elon Musk’ı tanımak isteyecek insanlar için onu en iyi anlatacak CV nasıl yaratılabilirdi? 

Bu sorunun cevabını arayan bir online CV hizmeti, insanlara bir sayfadan uzun CV’ye ihtiyaçlarının olmadığını göstermek için, dünyanın en donanımlı insanlarından biri olan Elon Musk’ın CV’sini hazırladı.

Sayısız şirket kurmuş, dünyayı değiştiren önemli ürünleri ortaya çıkarmış, ABD’yi uzaya taşıyan uzay gemilerini üreten ve insanoğlunun Mars’a gitmesi için en gelişmiş planları milyar dolarlık yatırımlarla yürüten Musk’ın bile sadece bir sayfalık CV ile kendini tanıtabildiğini görünce, dünyadaki başka herkesin kendini bir sayfalık CV ile anlatabileceği anlaşılıyor.

İşte Elon Musk için yaratılan o CV:

Nokia başkanı yapay zeka dersleri alıyor!

Nokia başkanı Risto Siilasmaa (51), bu yaz Stanford Üniversitesi tarafından yürütülen yapay zeka programlama ile ilgili çevrimiçi kurslar için kaydolduğunu açıkladı. Nokia’nın başkanı, yapay zeka hakkında daha fazla bilgi edinmek için okula kaydolduğunu söyledi.

30 yıl sonra programlama derslerine geri döndüğünü söyleyen Siilasmaa, yapay zeka programcısı olmak istemediğini ancak yapay zekanın yeteneklerini derin bir şekilde anlamak istediğini belirtiyor. Nokia başkanı, endüstriyel devrimin önemli bir altyapısı olan yapay zeka konusunda farkındalık yaratmayı hedefliyor.

Nokia, daha güçlü ve daha kişiselleştirilmiş hizmetler oluşturmak için telekom operatörlerinin topladığı verilerin dağılımını analiz eden karmaşık yazılımlar sunacak. Potansiyel yapay zeka uygulamaları ile Nokia, ağ tıkanıklarının giderilmesine yönelik, sürücüsüz otomobillerde kullanım için trafik analizi ve akıllı şehirler için çözümler geliştirmeyi amaçlıyor.

Kaspersky antivirüs yazılımı ile NSA belgeleri çalındı

0

Rus hackerlar, birden fazla rapora göre Kaspersky Lab antivirüs yazılımı yardımıyla Ulusal Güvenlik Ajansı’ndan (NSA) gizli belgeleri çalmayı başardılar. 2015’te gerçekleştirilen ancak geçen yıl keşfedilen saldırı, uzmanlar tarafından “son yılların en önemli güvenlik ihlallerinden biri” olarak değerlendirildi.

Wall Street Journal gazetesinde, kimliği belirsiz kaynaklara göre, Rus hükümeti için çalışan hackerlar NSA’dan gizli belgeleri çalmayı başardılar. Belgelerin, ABD hükümetinin istihbarat elde etmek için yabancı bilgisayar ağlarına nasıl eriştiği ve siber saldırılara karşı nasıl savunma geliştirdiği üzerine detayları içerdiği belirtiliyor.

Kaspersky Lab’ın tartışma konusu olduğu bu siber saldırı sonrasında Rusya ve ABD hükümetleri arasında gerginlik yaşanıyor. Bu yılın başlarında Kaspersky Lab, Rusya hükümeti ile çalışmadığını kanıtlamak için kaynak kodunu paylaşmayı teklif etmişti. Ayrıca geçtiğimiz ay federal hükümet, yazılımın tüm devlet bilgisayarlarından kaldırılmasını emretmişti.

GÜNCELLEME! 

Konu ile alakalı Kaspersky cephesinden bir açıklama geldi!

Wall Street Journal tarafından 5 Ekim 2017 tarihinde yayımlanan habere ilişkin Kaspersky Lab açıklamasıdır:

Wall Street Journal tarafından 5 Ekim 2017 tarihinde yapılan bir haberde iddia edilen olayla ilgili, Kaspersky Lab’a bu olaya dâhil olduğuna yönelik doğrulayıcı nitelikte herhangi bir kanıt sunulmamıştır. Ve ne yazık ki haberdeki kanıtlanmamış iddialar, şirketi aralıksız bir şekilde karalamaya devam etmektedir.

Özel bir şirket olarak, Rus hükümeti de dâhil olmak üzere herhangi bir hükümetle yasal olmayan bir ilişkimiz bulunmamaktadır. Bu haberden çıkan tek sonuç, Kaspersky Lab’ın jeopolitik bir savaşın ortasında kaldığıdır.
Kötü amaçlı yazılımlara ve siber suçlulara karşı verdiğimiz savaştaki agresif tutumumuzdan dolayı özür dilemiyoruz. Şirket olarak, kaynağı ne olursa olsun 20 yıldır aktif bir şekilde kötü amaçlı yazılımları belirleyerek zararı en aza indiriyor;
böylece bağımsız kötü amaçlı yazılım saptama testlerinde sürekli en yüksek notları alıyoruz. Şunu da belirtmek isteriz ki, Kaspersky Lab ürünleri siber güvenlik sektörünün sıkı standartlarına uymakta ve Amerika’daki veya dünyanın herhangi
bir yerindeki popüler güvenlik sağlayıcısıyla korunan sistemlere aynı seviyede erişim ve ayrıcalık sağlamaktadır.

Benzinli otomobil satışını yasaklayacak ülkelerin listesi

Benzinli otomobil satışları, temiz bir gelecek planlaması yapan ülkeler tarafından yasaklanıyor. Çeşitli hükümet planlamaları ile benzinli otomobil satışlarının yasaklanmasının temelinde ise yakıt emisyonlarını azaltmak bulunuyor. İşte 2040 yılına kadar benzinli otomobil satışını yasaklayacak olan ülkelerin listesi:

Norveç, 2030 yılından itibaren sadece elektrikli ve hibrit araç satacak. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) 2017 raporuna göre elektrikli ve hibrit otomobiller, 2016 yılında Norveç pazar payının yüzde 28’ini oluşturdu.

Hollanda, 2025’ten itibaren sadece elektrikli araç satacağını açıkladı. IEA raporuna göre, elektrikli ve hibrit otomobiller 2016 yılında Hollanda pazar payının yüzde 6’sına sahipti.

Hindistan, elektrikli ve hibrit araçları 2030’dan başlayarak satacağını açıkladı. Hindistan elektrikle çalışan araçları desteklemek için henüz bir altyapı inşa etmedi. Ancak 2030 yılı hedefiyle gelecek için planlamalarını sürdürüyor.

Çin, sadece elektrikli ve hibrit araç satacağını, ancak somut bir zaman çizelgesi belirlemediğini açıkladı. IEA raporuna göre, elektrikli ve hibrit araç 2016 yılında Çin pazar payının yüzde 1,4’ünü oluşturdu.

Birleşik Krallık, 2040 yılından itibaren benzinli ve dizel araç satışını yasaklayacağını açıkladı. Rapora göre 2016 yılında elektrikli araçlar, İngiltere’nin araç pazarındaki payının yüzde 1,4’ünü oluşturdu.

Fransa, 2040 yılına kadar benzinli ve dizel araç satışını yasaklayacağını, 2050 yılına kadar da karbon emisyonunda nötr olmayı amaçladığını açıkladı. IEA’ya göre elektrikli ve hibrit araç 2016 yılında Fransa’nın kişisel araç pazarının yüzde 1,4’ünü oluşturdu.

Efsane uygulamanın fişini çektiler

0

İnternet çağında anında mesajlaşma imkanını büyük kitlelere ulaştıran mesajlaşma uygulaması AIM (America Online Instant Messenger), 21. yaşını göremeyecek.

ICQ ile beraber internetin ilk dönemlerinde çok popüler olan mesajlaşma uygulaması AIM, 15 Aralık 2017’de tamamen kapatılıyor. 90’lı yıllarda, internet kullanıcıları arasında bugünün Facebook’u, WhatsApp’ı, Facebook Messenger’ı kadar popüler olan iki uygulamadan biri olan (diğeri ICQ idi) AIM, zamanla popüleritesini yitirerek yerini Facebook’un uygulamalarına bıraktı.

Milyonlarca insanın internet üzerinden iletişim kurma alışkanlığını kazanmasını sağlayan ve bir anlamda modern dünyayı şekillendiren öncü bir uygulama olarak tanınan AIM, Türkiye’de çok popüler olamadıysa da çok sayıda Türk kullanıcısı da bulunuyordu. 90’lı yıllarda internet servisi sağlayıcısı America Online müşterilerine ücretsiz sunulan bir servis olan AIM, Mayıs 1997 yılında bağımsız bir uygulama olarak tüm dünyanın kullanımına açıldı. AOL’un şimid Yahoo’yu satın alması ve ismini Oath olarak değiştirmesinin ardından şirket artık kaynaklarını AIM’e yöneltmek istemediği için uygulamanın fişini 15 Aralık günü çekeceğini açıkladı.

Tesla elektrikli kamyonu bu yüzden tanıtamıyor

0

Tesla’nın patronu Elon Musk’ın, uzun zamandır üzerinde çalıştığı elektrikli kamyonu basına tanıtmak konusunda son derece istekli olduğu biliniyor. 

Şahsi Twitter hesaplarından sürekli kamyon ve tır silüetleri paylaşıp duran Musk’ı bu kamyonları resmen tanıtmaktan alıkoyan meselenin ise, Tesla’nın düşük fiyatlı elektrikli otomobili Model 3 olduğu anlaşıldı. 400 binden fazla Model 3 ön siparişi alan Tesla’nın Ağustos ayından itibaren üretimine başladığı Model 3’ten bu güne kadar binlerce adet üretmesi gerekirken, sadece 600 adet üretebildiği ortaya çıktı.

Fabrikada, Model 3’ü üretmek konusunda ortaya çıkan sorunları yenemeyen Tesla’nın üretemeyeceği kamyonları bu sırada tanıtıp modelleri eskitmek istemediği vurgulanıyor. Dolayısıyla, Musk’ın Tesla fabrikasını her ay binlerce Model 3 üretecek duruma getirmeden kamyonlarını tanıtamayacağı anlaşılıyor. Musk’ın açıklamalarına göre ise 26 Ekim’de tanıtılması gereken kamyonun yeni tanıtım tarihi 16 Kasım oldu ancak her ay binlerce yeni Model 3 üretmesi gereken fabrikaların bu hedeften çok uzakta durduğunu da hatırlamak gerekiyor.

Güvenli şifre oluşturmada doğru bilinen yanlışlar

Güvenli şifre oluşturmak, her işlemin dijitalleşmeye başladığı günümüzde oldukça önemli. E-postalar, sosyal medyalar, online bankacılık, uygulamalar gibi araçlarda verilerimizi koruyabilmek için güvenli şifre oluşturmak gerekiyor. Ayrıca her uygulama için farklı şifreler oluşturmakta da yarar ver. Aşağıda son yıllarda yayılan güvenli şifre oluşturmaya yönelik yayılan 4 miti sizler için listeledik.

MİT1: Şifreniz rakamlar ve özel karakterler bulundurmalı, karmaşık olmalı.

Doğrusu: Amerika’da emekli Teknoloji ve Standartlar Enstitü başkanı Bill Burr, şifre oluşturmada yapılan en yaygın hatalardan birinin karmaşık karakter kullanmaya çalışmak olduğunu söylüyor. Şifrenizin güvenliğini karmaşık karakterler ile değil, uzunluğu belirler. Örneğin; bir bilgisayarın “techinside-123” şifresini kırması, “techinsidekurumsalhaber” şifresini kırmasından daha kısa sürmektedir.

MİT2: Güvenli şifre, çok uzun olmalıdır.

Doğrusu: Aslında bu mitin kısmen doğru kısmen yanlış olduğunu söyleyebiliriz. Ancak şifrelerinizi 8-10 karakter aralığında utmakta fayda var. Eğer siber saldırganlar, e-dolandırıcılık yoluyla şifrenize ulaşmaya çalışıyorsa, şifrenizin 20-50 karakterden oluşmasının pek de bir anlamı yok.

Modern bir bilgisayarda, karışık harf ve sayılar içeren sekiz karakterden oluşan bir şifreyi kırmak 5.88 yıl, güçlü bir bot ağında ise 31 dakika sürer. Şifreyi 10 karaktere yükseltmek, modern bilgisayarda 289.217 yıl, aynı botnet’te 83 gün sürer.

MİT3: Şifrenizi asla yazmayın.

Doğrusu: Şifrelerinizi bir yere not etmek sanıldığı kadar korkunç bir şey değil. Özellikle her platform için farklı şifre kullanılması gerektiği de hesaba katıldığında, şifreniz kas belleğinizde yer edinene kadar ulaşabileceğiniz güvenli bir yerde yazılı durmasında yarar var. Antivirüs şirketi Sophos’un güvenlik uzmanı Chet Wisniewski ayrıca herhangi bir kaza durumunda aile fertlerinin bu şifrelere ulaşabilmesi gerektiğini belirtiyor.

MİT4: Periyodik olarak şifrelerinizi değiştirin

Doğrusu: Rutin şifre değiştirme talebi, çok yakın zamana kadar kurumsal güvenlik politikasının temel bir öğesiydi. Ancak rutin şekilde yapılan bu değişiklikler, kullanıcının zayıf şifre oluşturma ihtimalini yükseltiyor.

NSA’nın dosyalarını Kaspersky mı çaldı?

0

ABD ve Rusya arasındaki gerilimde günah keçisi Kaskersky ilan edilmiş gibi görünüyor. FBI uzun süredir ABD’li şirketleri tek tek arayarak Kaspersky ile çalışmamaları için uyarırken şimdi de Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA), kendi bünyesinden çalınan kritik gizli belgeler için Kaspersky’ı suçluyor.

NSA’ya göre, kurumla çalışan bir taşeron güvenlik uzmanının evindeki bilgisayarlar Kaspersky uygulaması kullanıyordu ve çalışanın kimliğini tespit eden Rus ajanları bu kişinin bilgisayarına ulaşmak için Kaspersky uygulamasını kullanarak NSA’ya ait gizli belgeleri ele geçirdi.

Öte yandan, NSA’dan çıkarılması tehlikeli olan bu belgelerin kurumun dışına çıkarılıp özel bir PC’ye kopyalanması konusu da tartışmaya açık bir mesele ancak ABD istihbaratı şimdilik belgelerin Kaspersky tarafından korunan bir PC’den çalınmış olmasına odaklanmış görünüyor.

Kaspersky ise genel olarak tüm bu iddiaları reddederek Rusya istihbaratı ile işbirliği yapmadığının altını çiziyor ancak ABD istihbaratı bu açıklamalara itibar etmiyor ve Kaspersky’ı her fırsatta suçlamaya devam ediyor.

Taylor Swift şarkıları, trafik tabelalarında kullanıldı

Taylor Swift’in şarkı sözleri Birleşik Devletler’de lowa şehir yolunda hayat kurtarmak için kullanılıyor. Çevredeki çeşitli otoyol uyarı tabelalarında Swift’in yeni şarkısı “Look What You Made Me Do” sözlerine atıfta bulunarak değiştirilmiş sözler kullanılıyor.

2013 yılında başlatılan “Sıfır Ölüm” girişiminin bir parçası olarak, etraftaki 70 yol işareti üzerinde “Message Monday” serisi kapsamında Swift’in şarkı sözlerine atıfta bulunarak uyarılarda bulunuldu. Her Pazartesi güncellenecek olan mesajların, 2016’da 404 kişinin hayatını kaybettiği tehlikeli otoyolda, kazaları azaltması hedefleniyor. 2007 yılı Ekim ayı itibariyle bu yolda 246 kişi hayatını kaybetti.

Yıl içinde ölen kişi sayısının belirtildiği trafik uyarısında TaylorSwift’e atıfta bulunarak “Old Taylor can’t come to the phone, “She’s driving.” sözlerine yer verildi. Ayrıca sürücüler de Pazartesi mesajları için önerilerde bulunabiliyor.

Toronto’da yüksek teknolojili mahalle kurulacak

Google’ın ana şirketi Alphabet’ın kentsel yenilik birimi Sidewalk Labs, yeni bir akıllı mahalle projesine imza atıyor. Yapılacak yeni bir anlaşmayla Toronto’nun sahil kesiminde yüksek teknolojiye sahip bir mahalle kurulacak.

Quayside olarak da adlandırılan 12 dönümlük akıllı mahalle projesi, Wall Street Journal’a göre en az 1 milyar dolarlık yatırım ile inşa edilecek. Akıllı şehir projelerine öncü olması beklenen Quayside’ın inşasına onayların ardından bu ay başlanacak. Akıllı mahallede ulaşımın otonom araçlar ile sağlanması, enerji verimliliği için akıllı sistemlerin kullanılması, yüksek hızlı internet ve makine öğrenimi teknolojileri ile konforlu bir yaşam alanı sağlanması hedefleniyor.

Şirket, ulusal savunma grubu olan Transportation For America ile Austin, Texas, Washington DC gibi 16 şehre teknolojileri entegre etmek için ortak olacağını duyurdu. Sidewalk Labs, akıllı şehir çalışmalarında yalnız değil. E-ticaret devi Amazon, Kuzey Amerika’da ikinci bir şehir kurmak için 5 milyar dolar harcayacağını açıkladı. Yaklaşık bir ay sonra bu anlaşmanın da tamamlanması planlanıyor.

Elektrikli jet 2022’de piyasaya çıkacak

Zunum Aero, 12 koltuklu bir hibrit elektrikli jet üreteceğini duyurdu. JetBlue Technology Ventures ve Boeing HorizonX tarafından desteklenen Zunum Aero’nun hibrit elektrikli jeti 2022’de piyasaya çıkacak.

Zunum CTO’su Matt Knapp’ın yaptığı açıklamaya göre hibrit elektrikli jet, 9 veya 12 koltuklu olacak. Bölgesel uçuşlara göre optimize edilecek olan jet, yaklaşık 483 km hızla uçacak. Jetin, yaklaşık 1120 km menzil ile Boston – Wahington DC gibi şehirler arası çalışması hedefleniyor.

Zunum Aero, fütüristik şehirlerin gelişmeye başladığı günümüzde, elektrikli jet ile kapıdan kapıya ulaşımı hedefliyor. Örneğin, California’dan Los Angeles’a yapılan bir seyahat şu anda 4 saat 40 dakika sürüyorken, bu seyahatin elektrikli jet ile 2 saat 15 dakika içinde kapıdan-kapıya tamamlanabileceğini iddia ediliyor.

Şirket, bu jet ile sınırlı kalmayarak daha sessiz ve daha temiz ulaşımı kalabalık kitleler ile gerçekleştirmeyi planlıyor. Daha büyük pazarlara hizmet edebilecek ve daha uzun uçuşlarda çalışabilecek 30-50 kişilik jetlerin de geliştirilmesi hedefleniyor.

Çin ve ABD internet güvenliği için bir araya geldi

0

Dünyanın en büyük güçleri arasında yer alan Çin ve ABD, internet güvenliği konusunda karşılıklı görüşmelere başladı. Yasa Uygulama ve İnternet Güvenliği Diyalogu’nun ilk turu Washington’da düzenlendi.

çin

Çin ve ABD internet güvenliği için buluştu!

ABD ve Çin arasında ilk turu gerçekleşen Yasa Uygulama ve İnternet Güvenliği görüşmelerinde, terör, uyuşturucuyla mücadele, siber suçlar ve hırsızlık gibi konular hakkında karşılıklı fikirler masaya yatırıldı. Gasp edilen parçaların geri alınması, yasadışı göçmenlerin iadesi gibi konular da ana gündem maddelerinden biri oldu.

Fenomen olmak çok zor mu?

İki ülke arasındaki dört üst seviye görüşme mekanizmasından biri olan İnternet Güvenliği Diyalogundan biri olduğunu belirten Guo Shengkun, iki ülkenin bu görüşmelerden en yüksek verimle faydalanabileceği ve fikir ayrılıklarının kontrol altında olacak bir ortam oluşturmak konusunda önemli olduğunu ifade etti. 

Guo, yeni dönemde Çin-ABD ilişkilerinin parlak noktası haline getirmeleri gerektiğini söyledi. Guo, küresel güvenlik yönetişimini hızlandırmak ve güvenli şekilde insanlığın ortak kader birliğini oluşturmak için çaba gösterileceğini dile getirdi.

Diyaloga katılan ABD tarafıysa yasa uygulama ve internet güvenliği alanında iki ülkenin yürüttüğü işbirliğine büyük önem verdiklerini ifade ederek, Çin ve ABD’nin bu alanlarda benzer tehditlerle karşı karşıya bulunduklarına dikkat çekti.

Apple ve Uber skandalının pimi çekildi

0

Apple ve Uber arasında ortaya çıkan gizli bir anlaşma çok büyük bir skandala dönüşebilir. Will Strafach ismindeki bir güvenlik uzmanı, Uber uygulamasının içinde iPhone kullanıcılarının ekran görüntülerini almasını sağlayacak bir kod buldu. İşin garibi ise bu bunu yapabilme izninin Uber’e Apple tarafından verilmiş olması.

Araştırmacının bulduğu verilere göre, Uber uygulamanın yüklü olduğu her iPhone’nun ekranını görebiliyor ve ekran görüntüsünün bir kopyasını da alıp kendi sunucularına gönderebiliyor. Apple henüz konu hakkında bir açıklama yapmazken, Uber yöneticileri bu özelliğin Apple Watch için yapılan çalışma sırasında uygulamaya eklendiğini ancak şimdiye kadar hiç kullanılmadığını, hiçbir iPhone kullanıcısının ekranına bakmadıklarını vurguladılar.

Apple’ın ise hiçbir uygulamaya bu tür bir yetki vermezken Uber uygulamasının böylesine güçlü bir yetkiye sahip olması şaşkınlık yarattı. Uber’in ortağı olan Apple’ın, uygulamaya bazı özel yetenekler kazandırmış olması şimdi en çok konuşulan olasılıklar arasında yer alıyor.

Strafach’ın açıklamasına göreyse, binlerce iPhone uygulamasını incelemesine rağmen hiçbir uygulamada  kullanılmayan “com.apple.private.allow-explicit-graphics-priority” kodunun sadece Uber uygulamasında kullanılması dikkat çekerken, Uber’in de bu komutu kullanmak için Apple’dan özel izin aldığını itiraf etmesi, iki şirket arasındaki işbirliğinin çok ileri seviyede olduğunu ispat ediyor. Fakat şimdi bu sorun diğer uygulama geliştiricileri için “haksız rekabet” iddialarına konu edilebileceği gibi kullanıcılar açısından da mahremiyet şikayetlerine neden olması bekleniyor. Uber’in kullanıcı sözleşmesinde bu yetenek hakkında bir izin bulunmaması da ayrıca bir sorun. Kısacası, teknoloji dünyasında Apple ve Uber arasındaki gizli ve güçlü işbirliği nedeniyle her an büyük bir skandal patlayabilir.

Faraday Future’dan bir yönetici daha kaçtı

0

Tesla’ya rakip olma hedefiyle ortaya çıkan ancak milyarlarca dolarlık bir fiyaskoya dönüşen elektrikli spor otomobil üreticisi Faraday Future’dan bir yönetici daha kaçtı.

Şirketin kuruluşu sırasında görev yapan beş yöneticiden biri olan tedarik zinciri yöneticisi Tom Wessner, istifa ettiğini açıkladı. Faraday Future, 2017 başında da otomobil fuarına katılacak parayı bulamamış, bunun üzerine şirketin CEO’su istifa etmiştir. Böylece CEO’ya ödenecek maaşın otomobil fuarına ödenmesi mümkün olmuş, firma otomobil fuarında aldığı siparişlerle iflastan kurtulmuştu.

Fakat maaş ödeyemediği için şirket aylarca CEO olmadan, şirketin hissedarları tarafından “idareten” yönetilmişti hatta hissedarlar arasında yer alan BMW’nun eski CEO’su Stefan Krause şirket içindeki bazı konuları bizzat yönetmiş ve başka şirketlerle iletişimi de şahsen yürütürken bir yandan da şirket için yeni yatırımcılar aramaya çıkmıştı. 

Tom Wessner, Faraday Future’un kuruluşunda yer almadan önce Tesla’da çalışıyordu. Tom Wessner’den önce Ağustos ayında bir kurucu yönetici daha şirketten ayrılmıştı. Böylece şirketi ayakta tutan çekirdek yöneticilerden sadece üçü kaldı.

Amazon posta servisi kurmak istiyor

Her gün milyonlarca paketi müşterilerine gönderen Amazon, kendi depoları arasındaki ulaşımı kendisi sağlasa da paketin müşterinin evine gönderimi sırasında FedEx veya UPS gibi kargo şirketleri ile çalışıyor. Ancak dev şirket şimdi bazı pilot bölgelerde test amacıyla kendi posta servisini kullanmaya başladı. Bu da Amazon’un kargo şirketlerine rakip olmaya hazırlandığının en büyük göstergesi.

Amazon’un kargo şirketi full kapasiteyle hayata geçtiğinde sadece Amazon siparişlerini mi taşıyacak yoksa diğer postaları da taşıyacak mı, şimdilik belli değil.

Amazon’un 2 yıl önce kurduğu kargo şirketi bugüne kadar market ve ecza siparişlerini yakın mesafelere ulaştıran küçük bir “test” şirketi görüntüsündeydi. Ancak şirketin kargo şirketlerine ödediği yıllık ücret küçük servetler boyutuna ulaşmaya başladığı için Amazon şimdi bu küçük kargo şirketini ABD ve dünya çapında gönderim yapan bir lojistik devine dönüştürmek istiyor. Şirket kısa süre önce de uçakla kargo siparişi veren Amazon Prime Air müşterilerinin siparişlerine yetişebilmek için çok sayıda Beoing kargo uçağı satın almıştı. Yakında Amazon’u dünyadaki bütün işlerin, bütün şirketlerin, bütün pazarların en büyük rakibi olarak görürsek şaşırmayacağız.

Oxford, FinTech Programı’nı başlatıyor

Oxford Üniversitesi, eğitim liderlerinden GetSmarter ile tamamen çevrim içi Oxford Fintech Programı için iş birliği yapıyor. Oxford Fintech Programı, farklı ülkelerden çalışanlara son trendler hakkında eğitim verilmesini amaçlıyor.

Oxford’un Fintech Programı kripto para, ödemeler, piyasa analizleri ve tüketici deneyimindeki güncel ve gelişmekte olan teknolojileri inceleyecek. Fintech, regtech, proptech konularındaki son trendler ve araştırmalar uzman eğitmenler tarafından katılımcılara aktarılacak.

On haftalık eğitim programı blok zinciri ve yapay zekadan, crowdfunding ve kuantum hesaplamaya kadar değişen konuları kapsıyor. Eğitim programı, hızla genişleyen ve değişen dijital trendleri takip edip uyum sağlamasını ve sektörde fark yaratabilmesini hedef alıyor. Oxford, Fintech Programı’nda eğitim alan kişilere sadece hızla gelişmekte olan fintech manzarasına ayak uydurmalarını sağlamakla kalmayıp, geleceğe dönük bakmalarını sağlayacağını da belirtiyor.

Veri analiziyle Game of Thrones’un ana karakteri kim?

0

Game of Thrones şüphesiz son yılların en popüler dizilerinden biri. Kaldı ki dizinin en çok korsan indirilmeye maruz kalan TV dizisi olduğunu düşünürsek, ilginin ne denli büyük olduğunu anlayabiliriz.

Bildiğiniz gibi Game of Thrones, diğer dizilerden alıştığımız üzere birkaç ana karakter üzerinden değil birçok farklı karakter üzerinden gidiyor ve bölüm bölüm bu karakterlerin göründüğü ekran süreleri değişiyor.

Bir IMDB kullanıcısı da, manuel olarak tüm karakterlerin ne kadar ekranda kaldığını kaydetmiş ve elde ettiği verilerle dizinin ana karakterlerini çıkarmış.

100 karakterin ekranda kalma süreleri

 Aşağıdaki görselde görebileceğiniz gibi 7 sezonun toplamında en çok ekranda görünen karakter Jon Snow olmuş.

Game of Thrones

Jon Snow‘un ardından Tyrion Lannisten ve Daenerys Targaryen geliyor. Aşağıdaki görselde ise karakterlerin sezonlara göre ekranda kalma sürelerini görebilirsiniz.

Buna göre tabii ki ilk sezonda Ned Stark ilk sırada yer alırken, sonraki üç sezonda Tyrion Lanniester birinciliği kimseye kaptırmamış. Son olarak ise dizideki hanelere göre kategorize edilmiş ekranda kalma süreleri var.

Görebileceğinz üzere Stark hanesi genel toplamda Game of Thrones dizisinde en çok yer verilen aile olmayı başarmış.

Yapay zeka çalışmalarında dünyadaki ilk 10 ülke

Geçtiğimiz yıl Çin’de yapılan Dünya İnternet Konferansı’ndan alınan verilere göre Çin, yapay zekadaki yükselişine hızla devam ediyor. Çin, yapay zeka ve araştırmalarındaki girişimleri ile bilgi çağında da öncü ülkelerden biri olmayı hedefliyor. Global Yapay Zeka Geliştirme Raporu’nda 2012-2016 yılları arasındaki üç aylık rakamları yansıtan bir rapora göre Çin, ABD’nin ardından diğer ülkelere kıyasla açık ara ikinci sırada yer alıyor. Çin merkezli düşünce kuruluşu Wuzhen Enstitüsü tarafından bildirilen veriler, Yapay Zeka alanında dünyadaki ilk on ülke üç parametreye göre sıralanıyor. Bunlar; yapay zeka finansmanı, yapay zeka patent başvurusu ve yapay zeka şirket sayısı. Aşağıdaki tabloda ilk 10 ülke sıralaması gösteriliyor. Listede en çarpıcı ülke olan Çin, yeni patent başvuruları ve lisans sıralamasında ABD’yi geçmeyi başardı. Bu veriler Çin’deki endüstri liderleri ve hükümet yetkililerinin yapay zeka teknolojisi geliştirmeleri yönündeki ciddi taahhüdünü de ortaya koyuyor. Premier Li Keqiang, Çin’in Pekin’deki 12. Ulusal Halk Kongresi’nde küresel teknoloji liderliğinde daha büyük bir rol üstlenmeyi planladıkları vizyonunu açıkladı. Li Keqiang: “Yeni malzemeler, yapay zeka, entegre devreler, biyo-eczacılık, 5G mobil iletişim ve diğer teknolojilerin Ar-Ge ve ticarileştirilmesini hızlandıracağız ve bu alanlarda endüstriyel kümeler geliştireceğiz” dedi.

Amazon Echo hırsızı yakaladı

Amazon’un, yapay zeka servisi Alexa ile çalışan akıllı ev hoparlörü Echo, bir hırsızlık olayının kolayca çözülmesini sağladı.

ABD Massachusetts’te bir ev sahibi, kendisi evde değilken içeri giren ve değerli eşyalarını çalan hırsızı polise bildirdi. Ancak kameralarda bir sonuç alamayan polis hırsızı yakalamak konusunda çaresiz kalmıştı ki, devreye Amazon Alexa servisi girdi.

Evdeki iPhone’u ve Echo cihazını çalan hırsız Echo’yu çalıştırıp cihaza emirler vermeye başlayınca, ev sahibi Alexa servisi üzerine kaydedilen ses kayıtlarına kolayca erişti. Böylece sesin komşunun 9 yaşındaki oğluna ait olduğunu fark eden ev sahibi polisi bilgilendirdi ve çalınan cihazlar komşunun evinde bulundu. Polise suçunu itiraf eden çocuk şimdi mahkemede yargılanacak. Hırsızlık yaptığı evin sahibinin ise komşu çocuğu affedip affetmeyeceği bilinmiyor.